DOLAŞIM SİSTEMİ (GENEL) This template can be used as a starter file for presenting training materials in a group setting. Sections Sections can help to organize your slides or facilitate collaboration between multiple authors. On the Home tab under Slides, click Section, and then click Add Section. Notes Use the Notes pane for delivery notes or to provide additional details for the audience. You can see these notes in Presenter View during your presentation. Keep in mind the font size (important for accessibility, visibility, videotaping, and online production) Coordinated colors Pay particular attention to the graphs, charts, and text boxes. Consider that attendees will print in black and white or grayscale. Run a test print to make sure your colors work when printed in pure black and white and grayscale. Graphics, tables, and graphs Keep it simple: If possible, use consistent, non-distracting styles and colors. Label all graphs and tables. Prof. Dr. Hasan Erden Aydın, 2015
DOLAŞIM SİSTEMİ “Systema circulatorium” I. Kan dolaşımı sistemi “Systema cardiovasculare” II. Lenf dolaşımı sistemi “Systema lymphaticum” “Uterus’taki fetus’un kan dolaşımı (fetal dolaşım) doğumdan sonraki kan dolaşımından belirgin bir farklılık gösterdiğinden ayrıca ele alınacaktır.” Give a brief overview of the presentation. Describe the major focus of the presentation and why it is important. Introduce each of the major topics. To provide a road map for the audience, you can repeat this Overview slide throughout the presentation, highlighting the particular topic you will discuss next.
Kan Dolaşımı sistemi “Fonksiyonel önemi” Sindirilmiş besin maddelerini ve oksijeni hücrelere taşır. Hücre düzeyinde oluşan atık maddeleri ve karbondioksiti uzaklaştırır. Çeşitli hormonlar ve antikorları taşır. Sindirim, solunum ve boşaltım sistemleriyle sıkı işbirliği içindedir. Otonom sinir sisteminin etkisi altında çalışır. Lenf dolaşımının sonlandığı yerdir.
Kan “Fonksiyonel önemi” Kan serumu (plazma) ve Kan hücrelerinden (eritrosit, lökosit, trombosit) oluşur. Sağlıklı hayvanlarda kanın yapısını oluşturan unsurların hangi oranda/miktarda/sayıda bulunduğu yapılan bilimsel çalışmalarla belirlenerek, tür bazında tespit edilmiştir. Hastalık şüpheli olgularda laboratuvar analizleri ile elde edilen veriler normal kan değerleri ile karşılaştırılır ve diğer klinik bulgularla birlikte değerlendirilir. Teşhis ve tedavi amaçlı kullanılır.
Kan “sanguinus”
Kan Dolaşımı Sistemi “Systema cardiovasculare”
Kalp “Cor” Dolaşım sisteminin merkezini oluşturur. Göğüs boşluğu içinde yer alan kassel, boşluklu bir organdır. Sağlıklı bireylerde anatomik yapısı, sinirsel uyarımı ve iştirakte olduğu damarlar ile vücut (büyük) ve akciğer (küçük) kan dolaşımının kusursuz biçimde gerçekleşmesini sağlayacak bir tasarıma sahiptir. Kanın uygun bir basınç altında, ritmik olarak pompalanması işlevini görür.
Kan damarları “Vasa sanguina” Kalp ile tüm vücut hücreleri arasında kan dolaşımını sağlayan anatomik yapılardır. Kalpten kanı götürenler arteria (atardamar, arter), kanı kalbe getirenler vena (toplardamar, ven) olarak isimlendirilir.
Atardamarlar “Arteriae” Atardamar, arter olarak da isimlendirilir. Kanı, kalpten uzaklaştıran (götüren) damarlardır. Çoğunlukla temiz kan taşırlar. İstisnası: Truncus pulmonalis Fetus’ta a. umblicalis
Duvar yapısına göre arter tipleri: Elastik arterler: Büyük çaplı ve ileticidir. Elastik materyal fazladır. Sarı renktedir. Nabız oluşturur. Kadavralarda içlerinde kan bulunmaması, duvarlarının daha kalın ve esnek olması ile venlerden ayırt edilir. Muskuler (kassal) arterler: - Organlar içinde seyreden, - Orta ve küçük çaplı, - Dağıtıcı arterlerdir. - Düz kas fazladır.
Arteriola Kapiller damarlar öncesindeki en küçük çaplı atardamarlardır. Duvarları büyük miktarda düz kas hücresi içerdiğinden, daralma ve genişlemeleri daha kolaydır. Organlara gidecek kan miktarını ayarlamada ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynarlar. Gerektiğinde kan akımını dört katı artırabilecek kadar çapları genişleyebilir.
Kapiller damar “Vas capillare” Terminal arterioller son olarak kapillerlere dönüşürler. Arterioller ile venüller arasında yer alırlar. Arteriyel ve venöz sistemi birbirine bağlayan en küçük ve en fazla sayıdaki kan damarlarıdır. Ancak mikroskopla görülebilecek büyüklüktedirler. Bir erişkin insanda tüm kapillerlerin toplam uzunluğu 96000 km kadardır. Bu büyüklük gaz, sıvı, besin maddesi ve artık maddelerin kan ve hücreler arasında gidip gelmesi için çok geniş bir yüzey alan sağlar. Deri üzeri ve gözün lensi dışında tüm vücutta yaygın halde bulunurlar.
Arter duvar yapısı: Üç katmandan oluşur: Dıştan içe doğru, - Tunica externa - Tunica media - Tunica interna
Arterlerde, özelleşmiş bazı duyusal yapılar bulunur: Baroreceptörler: Kan damarları ve kalp duvarlarındaki basınç değişimlerine duyarlı olup, kan basıncını düzenleyen yapılardır. (Örnek: Sinus caroticus). Kemoreptörler: Kandaki oksijen, karbondioksit ve pH değişikliklerine duyarlı olup, solunumun düzenlenmesine yardımcı olan yapılardır. (Örnek: Glomus caroticum)
Arterlerin genel özellikleri-1: Genellikle dağıldıkları organlara yakın olarak ana damardan ayrılırlar (A. testicularis gibi istisnalar da vardır). Genellikle düz bir seyir gösterirler. Bazı organlarda kıvrımlı bir seyir izledikleri de görülür: - Mide, sidik kesesi, uterus, penis vb organların şekil değişikliklerine uyum gösterir. - Beyin, dalak, böbrek vb organlara kanın uygun bir basınç altında iletilmesini sağlar.
Arterlerin genel özellikleri-2: Arterler genellikle kasların derinliklerinde, iskeleti oluşturan kemiklerin medial yüzlerine yakın ve eklemlerin fleksiyon yüzlerinde seyrederler. Bu durum arterlerin travma vb olumsuz dış fiziksel etmenlerden daha az etkilenmelerini sağlar. Belirli bölgelerde derinin altında yüzlek olarak bulunurlar. Bu bölgelerden nabız alınır. Bir atardamara çoğunlukla bir toplardamar, bir sinir ve bir lenf damarı eşlik eder.
Beyin
Uterus - Ovarium
Sidik kesesi – Testis - Penis
Böbrek
Atardamara; çoğunlukla “toplardamar”, “sinir” ve “lenf damarı” eşlik eder.
Arterler; belirli bölgelerde derinin hemen altında bulunurlar Arterler; belirli bölgelerde derinin hemen altında bulunurlar. Bu bölgelerden nabız alınır.
Arterler, genellikle kasların derinliklerinde, iskeleti oluşturan kemiklerin medial yüzlerine yakın ve eklemlerin fleksiyon yüzlerinde seyrederler.
Vasa vasorum: “Damar duvarını besleyen küçük kan damarı”
Vas collaterale: “Ana damardan ayrılan ve seyrini bu ana gövdeye paralel olarak sürdüren damar”
Arcus arteriosus: “Arterlerin yay benzeri kavislenme yaptıkları bölümü” İnsan At
Anastomosis Damarlar zaman zaman dallara ayrılıp, zaman zaman da birleşerek kapalı bir system halinde tüm vücuda dağılırlar. İki arterin birbirleriyle birleşerek sonlanmalarına “anastomosis” denir. Anastomoz yapan her bir arter “vas anastomoticum ” olarak anılır. Bu durum iki ven arasında ve iki lenf damarı arasında da şekillenebilmektedir. Birleşme bir arter ile bir ven arasında şekillenmiş ise “anastomosis arteriovenosa” adını alır.
Anastomosis
Damar ağları: Bir bölgede kan damarlarının (arter, ven) aralarında çok sayıda anastomoz yaparak oluşturdukları damar ağı “plexus vasculosus” Arterlerin oluşturduğu halka tarzındaki yapı “circulus arteriosus” Eklem bölgelerinde görülen ve eklemin pozisyonundan kaynaklanan olumsuzluğu gideren damar organizasyonları “circulus articularis vasculosus” Bir anatomik bölgede, kapiller öncesi küçük çaplı arterler tarafından oluşturulan ağa “rete arteriosum” adı verilir. Bir arterin çok sayıda dala ayrılarak bir ağ oluşturması ve ağdan sonra yine bir arter olarak devam etmesi de görülebilmektedir. Bu şekilde oluşan damar ağına “rete mirable” adı verilmektedir. Bu ağ venler için de söz konusu olup aynı isimle tanımlanmaktadır.
Plexus vasculosus
Circulus arteriosus
Circulus articularis vasculosus
Rete arteriosum
Rete mirable
Venae “Toplardamarlar, Venler” İçerdikleri kanın akım yönü çevreden merkeze (kapillerden kalbe) doğrudur. Çoğunlukla kirli kan taşırlar. (Venae pulmonales ile fetus’ta vena umblicalis hariç).
Kadavralarda venler, içlerinde pıhtılaşmış kan bulunması ile arterlerden ayrılır.
Konumuna göre venler: I. Yüzeyel venler (vena cutanea): Fascia profunda’nın üzerinde, derialtında (subcutan) yer alırlar. II. Derin venler: Fascia profunda’nın altında ve derinde kas grupları arasında, arterlere eşlik eden venler (vena comitans) olarak uzanırlar. III. Perforan venler (venae perforantes): Facia profunda’yı delip geçerek, yüzeyel ve derin ven sistemlerini birbirine bağlarlar. *Büyük çaplı arterlere genellikle bir vena eşlik ederken, daha küçük çaplı arterlere iki vena eşlik eder. Arterde oluşan nabız kendisine eşlik eden venlerdeki (venae comitantes) kan akımına yardımcı olur.
Yüzeyel venler “vena cutanea”
Derin venler
Perforan venler “venae perforantes”
Venöz dolaşım Venöz kan akımı, yüzeyel venlerden derin venlere doğrudur. Bacak venalarında valvula venosa adı verilen bikuspidal kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar kanın yerçekimine karşı kalbe doğru ilerlemesine yardımcı olur. Vena’da tromboz oluştuğunda bu kapakçıklar bozulur; ven yeniden işlev görmeye başladığında kan akımında yetersizlik (reflü) gelişir. Venöz kan akımını destekleyen unsurlar: - Venaların eşlik ettikleri arterde oluşan nabız, - Valvula venosa, - Bacak kaslarının kasılıp gevşemeleri, - Tırnaklarıyla yere basan (unguligrad) hayvanlarda tırnak mekaniği.
valvula venosa
Venlerin genel özellikleri-2: Venlerin kapillerle birleşen en küçük çaplı olanları venula, Venlerin çok sayıda anastomoz yaparak oluşturdukları venöz ağlar plexus venosus, Küçük çaplı venlerin kapillerler sonrası oluşturduğu ağlar rete venosum, Venlerin genişlemek suretiyle oluşturdukları ven havuzları sinus venosus, Kafatası boşluğu içinde (intrakranial) yer alan sinus venosus’lardaki kanı, kafatasındaki delikler aracılığı ile kafatası dışındaki (ekstrakranial) venalara aktaran toplardamarlara vena emissaria adı verilir.
Lenf Dolaşımı Sistemi “Systema lymphaticum” Lenf dolaşımı sisteminin unsurları; Lenf sıvısı (Lympha), Lenf nodülleri (Nodi lymphatici) Lenf damarları (Vasa lymphatica)
Lenf sıvısının oluşumu Kan dolaşımı sırasında arteriel kapiller sistemden bir miktar sıvı, damar dışına çıkarak hücreler arası (interstisyel) alana sızar. Bu damar dışı olan sıvının tamamı interstisyel alandan venöz sisteme geçemez. İşte bu hücreler arası sıvı, lenf kapillerinin endotel yapısındaki duvarından lümene geçerek, lenf sıvısını oluşturur ve lenfatik dolaşım burada başlar.
Lenf sıvısının oluşumu
Lenf dolaşımı Afferent lenf damarları Lenf yumruları Efferent lenf damarları Cisterna chyli Ductus thoracicus Ductus lymphaticus dexter Vena cava cranialis Cor (Atrium dextrum)
Lenf dolaşım sistemi
Lenf dolaşımı ile; Lenf sıvısı, “Ductus thoracicus” ve “Ductus lymphaticus dexter” aracılıyla yeniden kan dolaşımı sistemine aktarılır. Böylece hücreler arası sıvı basıncının artışı önlenir ve doku sıvısının döngüsü sağlanır. Doku sıvısına geçen, karaciğer ve ince bağırsakta önemli miktarda üretilen protein ve diğer makro moleküller lenf damarlarına alınarak kan dolaşımına geri döndürülmüş olur.
LENF NODÜLLERİ “Lymphonodi (Nodi lymphatici)” Lenf nodülleri, lenf düğümleri ya da lenf yumruları olarak da tanımlanır. Latince terminolojide; lenf nodülü (düğümü/yumrusu) “Lymphonodus ya da Nodus lymphaticus”, Aynı anatomik bölgeyi drene eden afferent lenf damarlarının açıldığı bir ya da birkaç lenf yumrusundan oluşan lenf merkezi “Lymphocentrum” olarak isimlendirilmiştir.
Lymphonodus - Lymphocentrum
Lenf nodülleri; Lenf nodülleri lenfatiklerin seyri boyunca dizilmiş, Kapsüllü, Genelde grimsi pembe renkli, oval veya böbrek şeklinde yapılardır. Vücudun tüm bölgelerinde dağılmış, Boyun, koltuk altı, kasık, mesenterium ve büyük damarların etrafında kümeler oluştururlar.
Lymphonodus
Lenf nodülü
Lenf nodüllerinin özellikleri-1 Lenf nodülleri içerdikleri lenfosit ve makrofajları lenf sıvısına ve venöz dolaşıma sevk eder, antikor oluşumunda rol alırlar. Lenf nodülü partiküllü maddeleri tutan ve içinde fagosite edip süzen özel bir filtre gibidir. Lenf nodülleri içlerindeki akım yavaş olduğu için primer tümörden uzağa göç eden kanser hücreleri, diğer enfekte ve patolojik yapılar nodüllerde tutulup, lenf nodüllerinde sertlik veya hassasiyet oluşturabilir.
Lenf nodüllerinin özellikleri-2 Genel olarak lenf, ana lenf kanalına ulaşana kadar bir tane ya da daha fazla lenf düğümünden geçer. Ancak bazı lenf damarları, lenf düğümlerinden geçmeksizin direkt olarak ductus thoracicus’a açılabilir. Bir lenf nodülüne birçok lenf damarı gelir. Büyük lenf nodüllerinde kan damarının geçtiği ve efferent lenf damarının çıktığı “hilus” bulunur.
Lenf nodüllerinin özellikleri-3 Lenf nodüllerinin yapısı, kalın lif demetlerinden bir iskelet ve bunların arasındaki ince retiküler ağdan oluşur. Lenf nodüllerinin kortikal ve medullar tabakası retiküler bağ dokusu ve hücreleri ile doludur. Kortikal tabakada lenfositlerin oluşturduğu yuvarlak alanlar şeklinde lenf folikülleri bulunur. Her folikülün merkezi lenfoblast’lardan oluşur. Lenfoblastların bulunduğu bölüme germinal merkez denir. Antijene olan cevapları ya da elektron mikroskobik inceleme ile yapısal olarak ayrılmış iki tip lenfosit vardır Bunlar T ve B lenfositlerdir ve immun sistemde görev alırlar.
Lenf nodülünün yapısı
Hemal lenf nodülleri “Lympmhonodi hemales” Ruminantlarda bulunan, siyah-kırmızı renkte, yapısal olarak lenf nodüllerine benzeyen ancak lenfatik system kapsamına girmeyen bir başka nodül de Lymphonodus hemalis (haemalis)’tir. Hemal lenf nodülleri; göğüs ve karın boşluklarında, aorta thoracica ve aorta abdominalis boyunca, özellikle böbrek yakınlarında yoğun olarak bulunur.
Lympmhonodi hemales