İNSAN EMBRİYOLOJİSİ Prof. Dr. Serkan YILMAZ
OVULASYONDAN İMPLANTASYONA KADAR OLAN DÖNEM (Gelişimin 1. Haftası) Ovarian Siklus Puberte ile birlikte dişilerde aylık düzenli peryodlar başlar. Bu peryodlar hipotalamustan salgılanan gonadotropin salgılatıcı hormonun (GnRH) ön hipofiz hücrelerini uyarmasıyla folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinaz hormonu (LH) tarafından kontrol edilir. Her ovarial siklusun başında FSH hormonun etkisiyle 5 ile 15 arasında değişen sayıda primordial folikül büyümeye başlar. Normal şartlarda bu foliküllerin sadece bir tanesi tam anlamıyla olgunlaşır gerisi dejenere olur.
Folikülün büyüyüp olgunlaşması sırasında çok sayıda folikül ve teka hücreleri oluşur. Bu hücreler birlikte östrojen salgılayarak uterus endometriumunun proliferatif evreye girmesini ve hipofizin LH hormonu salgılamasını sağlarlar.
Ovulasyon (Yumurtlama) FSH ve LH hormonlarının etkisiyle graaf folikülü gelişiminin son evresine ulaşır, bu sırada primer oosit te 1. Mayoz bölünmesini tamamlar. Overin yüzeyinde lokal bir kabarıklık olur, bu kabarıklığın tepesinde olan stigma açılarak folikül sıvısı dışarı sızar. Sonuçta bu sıvının miktarı arttıkça oositteki basınç azalır ve oosit, etrafındaki granuloza hücreleri ile birlikte serbest kalarak ovaryum yüzeyinde gezinmeye başlar.
Oosit çevresindeki kumulus ooforus hücreleri zona pellusida çevresinde yeniden düzenlenerek korona radiatayı oluşturur. Kumulus ooforus hücreleriyle birlikte oositin overden atıldığı anda (ovulasyon) 1. Mayoz bölünme tamamlanır ve sekonder oosit 2. Mayoz bölünmesine başlar.
Korpus Luteum Ovulasyondan sonra yırtılan graaf folikülünün etrafındaki granuloza ve teka interna hücrelerinin sitoplazmasında luteinize edici hormonun etkisiyle sarımsı bir pigment birikmeye başlar ve bu hücreler luteal hücrelere dönüşür. Bu hücrelerin oluşturduğu yapıya korpus luteum denir. Bu yapı progestron hormonu salgılar. Bu hormon ve östrojenik hormonların katkısı ile uterus mukozası embriyonun implantasyonuna hazır hale (progestasyonel evre) gelir.
Oositin Taşınması Ovulasyondan hemen önce uterus tüpleri ritmik şekilde kasılmaya başlar. Bununla birlikte fimbrialar ve bunların yüzeylerindeki hücrelerin silleri oositi hareket ettirir. İnsanda döllenmiş oositin uterus lümenine ulaşması yaklaşık 3-4 gün sürer.
Corpus Albikans Döllenme olmadığı durumda ovulasyonu izleyen 9. günde korpus luteum maksimum boyuta ulaşır. Daha sonra luteal hücrelerin dejenerasyonuyla giderek küçülür ve korpus albikans olarak isimlendirilen yapıya dönüşür. Bu sırada azalan progestron seviyesi nedeniyle menstural kanama başlar. Oositin döllenmesi durumunda embriyonun trofoblastları tarafından salgılanan korionik gonadotropin korpus albikansın dejenerasyonunu durdurur ve korpus luteum büyümeye devam eder.
Döllenme (Fertilizasyon) Dişi ve erkek gametlerin birbirleriyle birleşip kaynaşması anlamına gelen fertilizasyon uterus tüplerinin ampuller bölgesinde gerçekleşir. Dişi genital üreme kanalları içerisine giren spermin başlangıçta oositi dölleyecek yeteneği yoktur. Dölleme yeteneğine kavuşmak için spermin önce kapasitasyon ve akrozom reaksiyonu denilen değişimleri geçirmesi gereklidir.
Kapasitasyon insanda yaklaşık 7 saat süren bir olaydır ve bu olayda spermin akrozomal bölgesini çeviren plazma membranı üzerindeki glikoprotein kılıf ve seminal plazma proteinleri ortadan kaldırılır. Akrozom reaksiyonu spermin zona pellusidaya bağlanmasından sonra zona proteinleri tarafından başlatılır.
Fertilizasyonun evreleri başlıca şunlardır; 1. Evre: Korona Radiata’nın delinip geçilmesi 2. Evre: Zona Pellusida’nın delinip geçilmesi 3. Evre: Oosit ve sperm hücre zarlarının kaynaşması
Spermin oosit sitoplazması içine girmesine oosit 3 ayrı şekilde cevap verir. Bunlar; 1. Kortizal ve zona reaksiyonları 2. İkinci mayoz bölünmenin tamamlanması 3. Oositin metabolik aktivasyonu
Bütün bu değişimler sırasında sperm, dişi pronukleusunun yanına ilerler, çekirdeği şişer ve erkek pronukleusunu oluşturur. Her ikisi de haploid kromozom sayısına sahip olan pronukleuslar kendi DNA’larını replike eder. DNA sentezinden hemen sonra kromozomlar normal mitotik bölünmeye hazırlık olarak iğ üzerinde organize olurlar ve bölünme işlemleri başlar. Yavru kromatitlerin bu hareketi sırasında hücrenin yüzeyinde yarıklanma başlar.
Yarıklanma (Cleavage) Zigot iki hücreli evreye ulaştıktan sonra peşpeşe bir seri mitotik bölünmeye girer. Her yarıklanmadan sonra hacmi giderek küçülen bu hücrelere blastomer denir. 3. yarıklanmanın ardından blastomerler birbiriyle daha sıkı ilişkiye girerek birbirlerine sıkıca bağlanan bir hücre topu haline gelirler (kompaksiyon).
Morulanın iç hücre kitlesinden embriyonun dokuları, dış hücre kitlesinden ise plasentayı oluşturacak olan trofoblastlar gelişir. Fertilizasyondan hemen hemen 3 gün sonra hücreler bölünerek 16 hücreli morula’yı oluşturur.
Blastokist Oluşumu Morula uterusa ulaştığında uterus boşluğundaki sıvı, zona pellusidayı geçip iç hücre kitlesinin hücrelerarası boşluğuna sızıp toplanmaya başlar. Giderek genişleyen hücrelerarası boşlukların birbiriyle birleşmesiyle blastosöl denilen tek bir boşluk oluşur. Bu dönemde embriyo da blastokist olarak isimlendirilir. Bundan sonra blastokistin bir kutbunda yerleşmiş olan iç hücre kitlesi embriyoblast, dış hücre kitlesi ise trofoblast adını alır. Gelişmenin 6. gününde trofoblastik hücreler uterus mukozasının epitelyal hücreleri arasından penetre olmaya başlarlar. Böylece gelişimin 1. haftası sonunda zigot morula ve blastokist evrelerinden geçmiş ve uterus mukozasına gömülmeye başlamıştır.
İmplantasyon Sırasında Uterus Uterus duvarı 3 tabakadan oluşur. Bunlar; endometrium (duvarın iç yüzeyini döşeyen mukoza), myometrium (kalın düz kas tabakası) perimetrium (duvarı dıştan kaplayan periton zarı) Puberteden menopoza kadar endometrium yaklaşık her 28 günde bir periodik değişiklikler gösterir. Bu menstrüel siklus sırasında endometrium foliküler veya proliferatif evre, sekretuar veya progestasyonel evre ve menstrüel evre denilen 3 devreden geçer.
Döllenme olmadığı takdirde endometriumun kompakt ve süngerimsi tabakaları dökülmeye başlayarak menstrüel devrenin başladığını işaret eder. Eğer döllenme gerçekleşirse endometrium implantasyona yardım eder ve plasentanın oluşumuna katkıda bulunur. İmplantasyon sırasında uterus mukozası, uterus bez ve arterlerinin uzayıp kıvrılarak halkalı bir biçim aldığı ve dokuların tümüyle dolgunlaşmış halde olduğu sekresyon devresindedir. Sonuçta endometriumda üç belirgin tabaka ayırt edilebilir.
Bunlar; yüzeysel kompakt tabaka, süngerimsi ara tabaka ve bazal tabakadır. Oositin döllenmemesi halinde venüller ve sinuzoidal boşluklar giderek kan ile dolarak tıkanır ve kan dokuya geçmeye başlar. Menstruasyonun başlamasıyla kan yüzeysel arterlerin dışına çıkmaya başlar. Bunu izleyen 3 veya 4 günlük sürede kompakt ve süngerimsi tabakalar tamamen dökülerek uterus dışına atılır ve geride endometriumun sadece bazal tabakası kalır. Bu tabaka bazal arterler tarafından beslendiğinden proliferatif evrede uterus bezlerinin ve arterlerinin yeniden yapımında rejeneratif bir tabaka olarak iş görür.