Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Dersin Adı: Yoksulluk ve Sosyal Hizmet Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Emine ÖZMETE Konu:Yoksulluk ve tanımı
Yoksulluk İnsanlık tarihi kadar eski olan yoksulluk kavramı yüzyıllardır tartışılmakta; gün geçtikçe yeni dünya düzeninde tanımı daha da genişlemektedir. Bunun nedeni küreselleşme ile birlikte yoksulluk türlerinin artması; yoksulluğun ölçülmesine ilişkin yöntemlerin belirlenmesine yönelik tartışmaların sürmesi ve yoksulluğun bireyler, aileler ve toplumlar üzerindeki neden olduğu yoksunlukların etkisinin belirlenmesindeki karmaşıklıklardır.
Böylece yoksulluk ile ilgili endişeler bir gelenek haline gelmekte ve “yoksulluk daima bizimle birlikte olacaktır” görüşü ağırlıklı olarak belirtilmektedir. Çünkü günümüzde hala yoksullukla mücadele konusunda bir fikir birliğine varılamamıştır.
Klasik ekonomistlerden Adam Smith “yoksulluğun, toplumdaki her bireyin insan onuruna yakışır (yoksulluktan utanmadan topluma katılma) bir şekilde topluma katılma ihtiyacının karşılanmasındaki yetersizlik olduğunu” açıklamıştır. Amartya Sen ise yoksulların toplumsal aktivitelere eşit bir şekilde katılamadıklarını belirterek; başarısızlıktan memnuniyete geçişi sağlayan düzenlemelerde halkın yoksulluktan utanmamasına ve insan onuruna saygıya odaklanmaktadır.
Yoksulluğun gelir eşitsizliğinin bir sonucu olduğu bilinmektedir. Ulusal ve uluslararası ölçekte gelirin eşitsiz dağılımı sonucu dünyada yaratılan katma değerin büyük bir bölümünün az sayıda insana gitmesi, bu katma değerden, çok düşük pay alan insanların yoksul olmasını kaçınılmaz hale getirmektedir.
Gerçekte günümüzde bolluk, gelişme ve özgürlük anlayışını içeren refah, aşırı yoksulluk ve yoksulluğun beraberinde getirdiği yoksunluk olguları ile bir arada yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler Ulusal Güvenlik Stratejisi Bildirgesi’nde ‘bazılarının konfor ve bolluk içinde yaşadıkları, insanların yarısının ise günde 2 dolardan daha az gelir ile yaşamlarını sürdürdükleri bir dünya ne adildir ne de dengelidir.
Dünya’daki tüm yoksulları gelişme ve fırsatlardan yararlandırmak ahlaki bir sorumluluktur’ açıklaması yapılarak, yoksulluğun önlenmesine ve refahın herkese ulaştırılması gereken bir hak olduğuna dikkat çekilmektedir.