ÇIĞ YRD.DOÇ.DR. NEHİR VAROL KAYNAK: AİGM ÇIĞ ŞUBESİ NEHİR VAROL METE ERENGİL
ÇIĞ NEDİR? Bir denge bozulması nedeniyle, az veya çok miktardaki bir kar kütlesinin kırılarak eğim yönüne doğru kaymasıdır.
Kar Döngüsü Kar kristalleri oluşumlarına, bulutlarda başlar. Bulutlarda bulunan su damlacıklarının yoğunlaşma sürecinin sonunda, aynı ortamda bulunan toz ve tuz zerrecikleri gibi çekirdek görevini üstlenecek parçacıklar etrafında toplanılmaya başlanır. Eğer bu arada bulutların sıcaklığı 0°C’nin altına düşerse, çok ince kristallerden itibaren kar kristalleri oluşmaya başlar. Yeni oluşan bir kar kristali altıgen bir yapı gösterir. Bu kenar sayısı kar kristalleri için tipiktir. Ortamın sıcaklığındaki farklılaşmalar sonucunda farklı eksenler boyunca kar kristallerinin farklı yüzeylerinde 3 boyutlu altıgen yapılar gelişir ve böylece bir çok tip kar kristali oluşur. * Yeni yağan kar kristalleri (l) genellikle 6 kollu, yıldız şekilli ve düzlemsel formlar gösterirler. Ancak, bazen gibi bazı özel koşullara (superdoygunluk derecesi) bağlı olarak, kar kristalleri, sütunlar, iğnecikler, plakalar, şekilsiz tanecikler, buz parçacıkları ve küresel yapılar şeklinde oluşabilirler. Depolanmasından itibaren kar kristalleri hemen değişmeye başlar. Bazı durumlarda bu ilksel değişimler, direk olarak küçük çığların ana oluşum sebebidir. Kar kristallerinin depolandıkları yeni yerleri, oluştukları ortamdan daha az yoğunluğa sahiptir. Yeni kar kristalleri duraysızdır ! Depolandıktan sonra, kar kristalinde bozunmanın ilk göstergeleri olarak, kristal kollarının yok olması, kırılması şeklinde kendini belli eder (Şekil 13). Sonuçta metamorfizma, ortalama tane boyunun azalması ile sonuçlanır. Bu sürece yıkıcı metamorfizma adı verilir. Her ne kadar kristal kollarının yokolması veya kırılması sonucu tanelerde küçülme olsa da, kristallerin ortalama boyutları kar örtüsü içinde yavaşça artmaya başlar. Daha sonra sıcaklığa ve örtü içindeki basınca bağlı olarak metamorfizma devam eder. Bu süreç, bağıl olarak hızlı bir şekilde gerçekleşen ve tehlike demek olan yuvarlak şekilli tanelerin oluşmasına bir basamak teşkil eder. Kar kristalleri, oluşumlarına bulutlarda başlar. Bulutlarda bulunan su damlacıklarının yoğunlaşma sürecinin sonunda, aynı ortamda bulunan toz ve tuz zerrecikleri gibi çekirdek görevini üstlenecek parçacıklar etrafında toplanılmaya başlanır. Eğer bu arada bulutların sıcaklığı 0°C’nin altına düşerse, çok ince kristallerden itibaren kar kristalleri oluşmaya başlar. Yeni oluşan bir kar kristali altıgen bir yapı gösterir. Kenar Sayısı, kar kristalleri için tipiktir. Ortamın sıcaklığındaki farklılaşmalar sonucunda farklı eksenler boyunca kar kristallerinin farklı yüzeylerinde üç boyutlu altıgen yapılar gelişir ve böylece bir çok tip kar kristali oluşur.
Çığ Oluşumu Uzun süreli sıkışma etkisi altında kalan bir kar örtüsünde oluşan deformasyon, kar örtüsünün derinlere doğru yoğunluğunun ve sertliğinin artmasını sağlar. Yerçekimi etkisi ise, karın ağırlığı altında taneler üzerine baskı yaparak örtü içinde oturmaya, yoğunlaşmaya ve dayanımını arttırmaya yardımcı olur. Kar tabakaları kendi duraylılıklarını kaybederken, bazı koşullar altında yeni bir fiziksel oluşuma atlama tahtası haline gelirler ki bu olay ÇIĞ dır! Kış mevsimi boyunca düşünüldüğünde, birbirinden farklı bir çok yağış ve diğer meteorolojik koşullar neticesinde, kar örtüsü çok tabakalı bir yapıya sahip olur. Her bir yağıştan sonra, yeni bir kar tabakası, eski kar tabakasının üstünde yerini alır. Bu dönem içinde, bütün kar örtüsü boyunca, ısı değişimi gelişimini yavaş bir şekilde tamamlamasına rağmen, alttaki tabakalar üzerlerinde gittikçe artan kar yükü nedeni değişmeye devam ederler. Böylece, kristallerin birbirlerine sıkıca bağlanmasını engelleyen ve değişik şekiller kazanmasına neden olan bir süreçten geçen tabakalar zayıflamaya başlar. Sonuçta, birbirlerinden farklı fiziksel özelliklere sahip tabakalar oluşur. Farklı kristal tipleri, tabakalara farklı özellikler kazandırır. Kar örtüsünün yapısını değişikliğe uğratan diğer temel faktörler ise, rüzgar hızı ve yönü, yağış türü ve şiddeti, topografik faktörler (eğim açıları, yamaç yönelimleri, yamaçlardaki doğal veya yapay cisimler ve bitki örtüsü türleri)’dir. Bu faktörlerin etkisi altında kar örtüsünde, akma, kayma, kırılma ve kopma gibi benzer kuvvetlerin etkisi ile oluşan deformasyonlar meydana gelir. Uzun süreli sıkışma etkisi altında kalan bir kar örtüsünde oluşan deformasyon, kar örtüsünün derinlere doğru yoğunluğunun ve sertliğinin artmasını sağlar. Yerçekimi etkisi ise, karın ağırlığı altında taneler üzerine baskı yaparak örtü içinde oturmaya, yoğunlaşmaya ve dayanımını arttırmaya yardımcı olur. Kar tabakaları kendi duraylılıklarını kaybederken, bazı koşullar altında yeni bir fiziksel oluşuma atlama tahtası haline gelirler ki bu olay ÇIĞ dır!
Çığın Oluşum Koşulları Meteorolojik Bu koşullar; meteorolojik (yağış türleri, yeni kar yağış miktarı, rüzgar yönü ve şiddeti, hava sıcaklığı ve günlük değişimler, bulutluluk vb.), topografik (eğim açıları , yamaç yönelimleri, rüzgaraltı yamaçlar, bitki örtüsünün etkisi ve diğer topografik oluşumlar), içsel koşullar (gerilim dağılımı ve tabakaların dayanım paterni), ve suni etkiler (dışarıdan doğal veya insan etkisiyle aşırı yüklemeler, suni çığ oluşturma yöntemleri) dir. Diğer etkiler
Meteorolojik (Yağış ve Sıcaklık) Mevcut eski kar üzerine, yeniden bir defada 25 cm. daha fazla kar yağması, Mevcut kar üzerine yağmur yağması, güneşin açıp hızlı erimeye sebep olması, Şiddetli bir kar tipisinden sonra 36 saatten fazla bir süreyle hava sıcaklığının 0°C’nin üzerinde olması, (Hava sıcaklığı arttığı sürece ısınan havanın temas ettiği kar yüzeylerinde mikro erimeler meydana gelir. Hava sıcaklığı gece tekrar düştüğünde erime sonrası kar şekil değiştirerek buza dönüşür. Altında bulunan tabakalardan ayrılmaya başlar ve bir kabuk oluşturur). Şiddetli bir kar tipisinden sonra 36 saatten fazla bir süreyle hava sıcaklığının 0 0C’nin üzerinde olması, Mevcut eski kar üzerine, yeniden bir defada 25 cm’den daha fazla kar yağması, Kar yağışı sırasında şiddetli rüzgarın 24-48 saat süre ile devam etmesi, Mevcut kar üzerine yağmur yağması, güneşin açıp hızlı erimeye sebep olması Yağışı kar ve yağmur olarak iki kısımda inceleyebiliriz. Kar yağışı, çığ oluşumunda çok önemli bir parametredir. Özellikle mevcut kar örtüsü üzerine bir defada 20-25 cm' den fazla kar yağması durumunda, bu yeni taze karın sadece kendisi bile kısa süre içinde bir çığı meydana getirebilir. Elbetteki bu yeni karın ağırlığı ile kritik dayanım noktasına gelmiş alttaki tabakaların harekete geçmesi (tetiklenmesi) de muhtemeldir. Eğer, kar yağışı tipi şeklinde sürüyor ise çığ riski daha hızlı artar. Yağmur yağışı ise, kar örtüsüne ısı kazandırmasının yanında, örtüdeki su içeriğinin artması sonucu örtünün yoğunluğunu dolayısı ile tabakanın ağırlığını arttırır. Bu durum tabakalar arasındaki gerilim dengesini bozabilecek niteliktedir. Özellikle ilkbahar aylarına girerken yağmur nedeniyle oluşan bu tip çığlar tipiktir.
Meteorolojik (Rüzgar) Rüzgar yönü: Yeterli bir eğimde, yamaçların rüzgarla taşınan karı depolamaları ve çığ oluşumuna neden olacak kar birikimlerini ve oluşumlarını (saçak, rüzgaraltı yamaçlarda depolama, vb.) meydana getirmesi açısından büyük önem taşır. Rüzgarın çığ oluşumunda en önemli faktörlerden biri olması, rüzgarsız bir havada yağan bir kar yağışından 10 kat daha fazla kar biriktirebilmesi özelliğinden dolayıdır. Dağlık alanlarda rüzgarın yağışı kontrol eden düşey bileşeni ile kar taşınımını ve taşıdığı yeri kontrol etmesi açısından yatay bileşeni (rüzgar yönü ve hızı) çığ oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Yağışın dışında rüzgarlar ile taşınan çok miktardaki karı yamaç altı bölgelerde kar örtüsüne tehlikeli miktarda ekstra bir yük getirecek şekilde biriktirmesi, saçaklar oluşturması bir çok çığın tetiklenme nedeni olabilmektedir. Bu biriktirme olayı çok şükür ki sadece lokal alanlarda olmaktadır. Rüzgar ile kar doldurulmuş bir alanın genellikle bir yastık gibi düzgün ve yuvarlak hatları olur. Rüzgar ile erozyona uğramış kar örtüsü (sastrugi) ise sanki süpürülmüş gibi bir görünüm verir. Kar örtüsünün kalınlığında rüzgar nedeni ile özellikle yakın zamanda oluşmuş olan 20 ila 50 cm'lik bir kalınlık artışı çığ riskini çok arttırır.Rüzgarın yönü ve hızı arazinin denizden olan yüksekliğine, arazi topoğrafyasına ve oluşan hava akımının karakteristiğine bağlı olarak değişir. Bazı kaynaklarda tipi sırasında hızı 25 km/saat'ten fazla olan rüzgarın 1 ila 2 gün süre ile devam etmesinin kar biriktirme açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği yönündedir.
Topografik (Yamaç Eğimi) Yamaç eğimi: Çığın oluşması için arazinin sahip olması gereken ilk faktör, çığın başlamasına ve ivmelenmesine izin veren yamaç eğimidir. Şekilde verilen eğim aralıkları şimdiye kadar düşen çığlar üzerinde yapılan istatistikler sonucu elde edilmiş olan bir genellemedir. Dünyada bu sınıflamaya uymayan bazı istisnalar vardır. Örneğin, 450-550 ‘lerin üstündeki açılarda dik kayalık alanlarda nadir olarak oluşan uçan çığ adı verilen çığlara rastlanılmaktadır. Ayrıca, çok soğuk kuzey ülkelerinde rastlanılan 110’nin altındaki bazı yamaçlarda ise, ıslak çığa benzeyen kar-buz-kaya karışımı akmalar (çığlar) oluşabilmektedir. Yukarıda verilen bu çığ örnekleri ülkemizde mevcut değildir.
Yamacın niteliği Kaçkar Dağları gibi yamaçları çimenlerle kaplı dağlarda çığ düşmesi çok daha kolaydır. Kayalık zemin veya ağaçlarla kaplı zeminlerde çığ düşmesi daha zor olur. Çünkü bu objeler çığ düşmesini engellerler. Ancak kar çok yoğun yağarsa kayalık kesim kısa sürede kapanır. Rekristalize olan kar kristalleri yüzünden alt tarafındaki karlarla tek parça haline gelir. Kayalık kesimler ancak böyle bir durumda üzerlerinden kar akmasına izin verebilirler.Yağan kar kayalıkları kapattıktan sonra buradan da çığ düşme riski olabilir. Ağaçlar çığ parkuru içinde engelleyici olabilirler.
Yamaç Profili Çığlar genellikle “V” profile sahip vadilerden akar. En ideal çığ parkurları bu tür vadilerdir. Ayrıca dışbükey yamaçlar içbükey yamaçlara göre daha fazla potansiyel risk taşırlar. Risk taşıma nedeni, biriken karın dışa doğru gerilmiş olması ve ince çatlaklar içermesidir. Bu çatlaklar, dengenin kolayca bozulmasına ve çığın kolayca tetiklenmesine sebebiyet verirler. Geniş yamaçlardan akarak vadilere biriken karlar en tehlikeli ve tahrip edici çığları oluştururlar. Bu tip kar kütleleri büyük hacimlidir ve genellikle ıslak olduğundan yoğunlukları fazladır.
Topografik (Yamaç Yönelimi) Yamaç yönelimi – bakı: Güneşten gelen ışıma etkisinin, kar örtüsünün sıcaklığı ile dayanımı üzerindeki etkisi nedeniyle önemlidir. Güney ve batı yönünden esen rüzgar, kuzey ve doğu’ya bakan yamaçlarda büyük miktarlarda kar birikimine neden olur. Batı, kuzey ve doğuya bakan yamaçlarda kar bulunduğu zaman aralığında, kar örtüsü dengesizliğini devam ettirir. Gölgeli yamaçlarda rüzgar taşınımı ile fazla miktarda biriktirilen kar, çığ oluşma olasılığını arttırır Bakı, yamaç yönelimi, veya yamaç yönü adını verdiğimiz kavramlar yamacın hangi yöne baktığını tarif etmek için kullanılır. Bu parametrede kar örtüsünün zeminde kalma süresini, kar tabakaları bahsinde anlattığımız bazı tabaka için oluşumlarını, gün be gün güneş ışınlarını alma miktarına bağlı olarak kontrol eder. Yani farklı yönlere bakan yamaçlarda herşey benzer gibi gözükse de kar yüzeyinin altında bir çok temel farklılıklar vardır: farklı kar yapısı, farklı bir hikaye, farklı duraylılık değeri, kısaca herşeyleri farklıdır. Yine yapılan istatistiklere göre en fazla yıkıcı etkiyi yapan ve daha sık çığ oluşumuna meydan veren yamaçlar kuzeybatı ila güneydoğu yönleri arasındaki bir yelpazede bulunur. Bu yönler güney ve batı aralığına göre daha az ışık aldığından tabakalarda ısı kaybı vardır ve bu karanlıkta kalan yerdeki tabakalarda kış süresince duraylı hale gelme süreci çok yavaş işlediğinden tipik olarak çığı çağıran türdeki kar kristalleri (düzlemsel kristaller, şeker kar) meydan gelir. Güneş alabilen yamaçlar ise kış ortasında daha duraylı olabilmelerine karşın kış sonu ve ilkbahar başlarında kısa sürede duraylılıklarını kaybederler.
Kuzey yamaçlar Kuzey yamaçlar dağlarda uzun süre güneş alamayabilir. Bu durumda karın sertleşmesi de daha uzun sürer. Bu olay iki sert tabakanın arasında yumuşak bir tabakanın oluşmasına neden olur ki bu tabaka dizilimi çığ için idealdir. Kış aylarında kuzeye bakan yamaçlar potansiyel çığ riski taşırlar. Bahar aylarında ise tam tersi olur. Havaların ısınmasıyla birlikte tabakalar erimeye ve birbirine daha sıkı bağlanmaya başlarlar. Böylece bahar aylarında kuzey yamaçları çığ açısından daha az risk taşır.
Güney Yamaçlar Güney yamaçlarda ise ısı sürekli değiştiği için kar kristallerinin gündüz eriyip gece donmalarına neden olur. Kış aylarında bu yamaçlar çok riskli değildir. Sürekli güneş aldıkları için kar tabakaları hızla birbirine kenetlenebilir. Hızlı donma tabakalar arasında zayıf tabaka oluşmasına engel olur. Güney yamaçlarda çığ genellikle ilk kar sonrası düşebilir. Yağan karın üzerine rüzgarın taşıdığı karlar da eklenince çığ oluşabilir. Kış aylarında güvenli olan bu yamaçlar tam tersine bahar aylarında çok risklidir.
Çığ Tipleri 1. Tabaka Çığları 2. Toz kar çığları a. Kuru tabaka çığı b. Islak tabaka çığı c. Noktasal çığlar 2. Toz kar çığları 3.2.1.Tabaka Çığları Bu çığın meydana geleceği zaman, kar tabakası veya tabakaları başlangıç bölgesinde ve akış hattı boyunca sert ancak kırılgandır. Kolaylıkla kırılabilir. Genellikle yoğunluğu 200 kg/m3’ten fazla, sıcaklığı 0 0C’den düşük ancak, 0 0C’ye yakındır. Bu tip çığların başlamasına neden olan başlıca faktör, sert kar tabakalarının üstüne gelen herhangi bir ekstra yükün, kar yüzeyi boyunca hızlı bir şekilde iletilmesidir. Yükün iletilmesi sonucu oluşan harekete geçiş, zayıf ve buzlu tabakalar veya zemin üzerinde olur. Tabaka çığında bazen bir veya birkaç tabaka, bazen de tüm tabakalar aynı anda harekete geçer. Tabakaların hareketi, yenilmeye müsait tabakaların sınırları boyunca (ilk olarak tabaka sınırları üzerinde yamaç eğimine paralel olarak) birincil kırılma çatlaklarının oluşması ile başlar. Daha sonra tabakaların eğim yönüne dik olacak şekilde ikincil yani nihai kırılma gerçekleşir. İşte bu anda tonlarca kar bir anda harekete geçer....ÇIĞ! Akış hattı boyunca, akma sırasında sert kar tabakaları kendi boyutuna oranla ufak parçalara bölünür ve benzer şekilde yavaşlama-durma bölgesinde sıkışmış olarak depolanırlar (Şekil 29). Bu tip çığa “kuru tabaka çığı” adı verilir (Şekil 30). Tabaka çığının tanımlamasının basit terimler kullanılarak yapılması gerekirse; “Tabaka çığı, kırılma ile bir kar bloğunun kopup harekete geçmesidir”. Tabaka çığlarının hızlarının 20-50 km/saat arasında değiştiği tespit edilmiştir. Kuru tabaka çığları; oluşma sıklığı ve gücünden dolayı çığların meydana getirdiği bir çok hasar ve zararların sorumlusudur. Ayrıca; þ Yağmur nedeni ile gelen ek yük, þ Su içeriğine bağlı olarak gömülü bir tabakadaki dayanımın değişimi veya, þ Kısmen veya tamamı ile suyu geçirmeyen bir kayma yüzeyi üstünde (buz tabakası veya zemin) oluşan su içeriği yüksek zayıf bir tabakanın varlığı neticesinde oluşan çığa ise “ıslak tabaka çığı” adı verilir (Şekil 31). Bir çığ haritasında (ilerde detaylı olarak açıklanmaktadır), bu tip çığların tehdit ettiği veya etkilediği alan, çığa neden olan kar tabakasının ne kadar derinde olduğu ile yakından ilgilidir. Eğer zayıf tabaka, yüzeyde veya yüzeye çok yakın ise –bu tabakanın düşük kohezyona sahip olması demektir- bu durumda gevşek kar akmalarının meydana gelmesi olağan hale gelmektedir. Sonuçta yüzeydeki kar, örtünün sürekliliği kesintiye uğrayan bir noktasından itibaren kaymaya başlar. Hareket ettikçe bünyesine daha fazla miktarda kar katar ve üçgen şeklinde genişleyerek akmaya devam eder ve enerjisi bitince durur. Bu tür çığlara “gevşek kar çığları veya nokta çığ” adı verilmektedir (Şekil 32). Gevşek kar çığları, bir kum tepeciğinden aşağıya doğru yuvarlanarak akan kumlar gibi bir görüntü verirler. Doğal olarak oluşan nokta çığlarda, tetikleme mekanizması; yağmur veya güneşin etkileri veya metamorfizmaya bağlı olarak oluşan lokal kohezyon kaybı olarak açıklanabilir. Nokta çığlar, genellikle lokal olarak çevresinden daha yüksek ısıya sahip bir cismin alt kısmından (örneğin bir kayanın) başlarlar. Kayakçıların etkisi (Şekil 33) ile, düşen kaya veya kar kütleleri etkisi ile de gevşek kar çığları oluşabilir. Eğer kar örtüsünde yağmur veya güneşten kaynaklanan bir ısınmaya bağlı olarak önemli miktarda erime de var ise, oluşan çığa bu kez “ ıslak gevşek kar çığı” adı verilir. Hem gevşek kar çığı, hem de tabaka çığlarının ortak özelliği, ilksel yenilmenin olduğu tabakalar arasındaki kesme yenilmesinin varlığıdır. Bu, tabakaların sahip olduğu kesme dayanımına eşit veya daha fazla miktarda bir gerilimin örtü içinde oluşması demektir. Güçlü, duraylı bir tabakanın altında zayıf bir tabaka olduğunda, yeterli miktarda bir gerilim kuvveti bu eğimli ortam üzerinde meydana gelirse, tabaka çığlarının oluşması an meselesidir. 3.2.2. Islak Kar Çığları Çığ çalışmalarında, yamaç aşağı olarak esen ve ısınmaya neden olan Foehn (Fön) rüzgarları önemli bir yer tutar. Bu rüzgarlar, yağmurlar ile beraber ıslak kar çığlarının temel nedenlerini oluşturur. Karın akış hareketi yüksek su içeriği nedeni ile bir sıvı akışına veya çamur akışına benzer (Şekil 34, 35). Kar örtüsünün yoğunluğu 200-600 kg/m3 arasında değişirken, sıcaklığı 0 0C dir. Islak kar çığının yağmur ile beraber gelen havanın ısınması ile, özellikle ilkbahar aylarında oluştuğu gözlemlenmiştir. Hızları düşük olmasına rağmen (10-20 km/saat), yoğunlukları yüksek olduğundan büyük hasarlara neden olurlar [12]. Geçtiği yerler tanınamaz hale gelir. Yıkıcı etkisi 40 ton/m2’ye erişebilmektedir [23]. 3.2.3. Kuru Kar Çığları ve Toz Çığlar Eğer ortamda nem oranı çok düşük kuru bir kar var ise, bu durumda iki farklı hareket mekanizmasına sahip iki tür çığ oluşur. Akma sırasında “çekirdek” ismini verdiğimiz ve zeminde yüksek yoğunluğa sahip kar ve hava karışımı bir kütle var ise, bu tip çığa “kuru kar çığı –akan veya karışık çığ-” (Şekil 36, 37) bu çekirdeğin olmaması halinde ise,“toz çığ –uçan çığ-“ (Şekil 38) adı verilir. Her iki çığ türünde de büyük bir kar bulutu vardır. Çekirdeğin 1/3’ü kar, 2/3’ü hava olduğu tahmin edilirken, bu durum kar bulutundaoran %1 kar ve %99 hava olarak tanımlanır. Toz çığda hemen hemen tüm malzeme türbülanslı akımlar dolayısıyla havada asılı durumdadır. Toz çığlar genellikle, yüksek eğimli buz duvarlarından düşen buzların etkisiyle oluşurlar. Akışın olduğu yamacın eğiminin azaldığı alt kısımlarda çığ, içerdiği buz parçalarını bu kısımda bırakarak fazla yıkıcı etkisi olmaksızın daha uzun mesafeler hareketine devam edebilir. Tahrip gücünün az olması, toz çığların yoğunluğunun, kuru kar çığlarının yoğunluğunun %10’u kadar olmasındandır. Kuru kar çığları ve toz çığlar özellikle yılın ilk aylarında (Ocak, Şubat bazen de Mart) oluşurlar. Bu aylarda kar sıcaklıkları yüzeyde 0 0C’nin altındadır ve kar derinliği maksimumdur (1 m’den fazla). Genellikle, kar örtüsünün yoğunluğu 100 kg/m3 civarında veya daha azdır [15]. Yoğunluğun ve nemin az olmasından dolayı uzaktan bakıldığında, toz bulutu şeklinde tehlikeli ancak güzel bir görünüm veren bu tip çığların hızları 30 ile 80 km/saat arasında değişir. Ekstrem koşullarda hızın 400 km/sn’ye çıktığı tespit edilmiştir [2]. Her iki çığın yıkıcı etkileri, birincil olarak önlerinde akarken sıkıştırdıkları hava kütlesinin çarpma etkisine, ikincil olarak da taşıdıkları malzemenin (kar+ toprak+ kaya+ ağaç+ vb.) çarpma etkisine bağlıdır. Çığın tahrip gücü, hava basıncı ile 0.1 ton/m2, taşınan malzemeler ve hız nedeniyle 1-100 ton/m2 gibi muazzam boyutlara ulaşır [15]. İNANILMAZ!!
1. Tabaka Çığları a. Kuru Tabaka Çığları c. Nokta Çığları b. Islak Tabaka Çığları
Yaygın olarak gözlenen tabaka çığları
Nokta Çığı
Farklı dayanımlara sahip birkaç kar tabakasının bulunduğu bölgelerde kar tabakası üzerine yapılan baskı sonunda, tabakanın veya tabakaların kırılarak zayıf tabakalar üzerinde hızla aşağıya doğru akması sonucunda oluşurlar. Tabaka çığları blok halinde kayarlar ve üzerlerinde ne varsa kendileriyle birlikte sürüklerler. Aynı şekilde tabandan koparılan küçük ve iri kar bloklarını da beraberinde sürüklerler. Tabaka çığları kütlesel olarak fazla olduklarından önlerine çıkan engellere büyük basınçlar uygularlar.
Islak Kar Çığları
Gevşek kar çığları kar yağdıktan sonra havaların ısınması ile ortaya çıkar. Yamaç aşağı esen fön rüzgarları bu ısınmaya katkıda bulunabilir. Fön rüzgarları sayesinde sıcak hava ile ıslanan karın dengesini kaybederek yamaç aşağı doğru hızla akması sonucunda ıslak kar çığları oluşur. Genellikle en üstteki ve/veya hemen altındaki ince tabakanın bir noktadan başlayarak akması şeklinde gerçekleşir.
2. Toz Kar Çığları
Toz kar çığları kuru veya gevşek kardan oluşur. Bir toz kar çığı tepeden aşağı hızla inen ağır bir bulut gibidir. Önce yavaş başlayan hareket gittikçe hızlanarak devam eder. Böyle bir çığa yakalanan bir canlı çığın çarpma etkisinden önce akciğerlerine pompalanan kar-hava karışımı yüzünden hayatını kaybedebilir.
TEHLİKELİ VE GÜVENLİ ALANLAR Çarpma Kuvveti (Ton) Potansiyel Hasar 0.1 Camlar kırılır 0.5 Kapılar kırılır 3 Ağaçtan inşa edilen yapılar yıkılır 10 Büyük ağaçlar kökünden sökülür 100 Güçlendirilmiş betonarme yapılar yıkılır
Yeni Olmuş Çığlar Yeni oluşmuş çığlar duraysız bir kar örtüsünün en kuvvetli işaretleridir. Yani bu bölgede başka çığların olması olasıdır. Her küçük kaymadan dolayı çığ tehlikesini yeniden değerlendirmek gerekir.
Kar birikmesi Rüzgarın esme yönüne göre etkinlik düzenlenen bölgede çığ riskinin olup olmayacağı çok rahat bir şekilde anlaşılır. Yağışlı bir havada rüzgar arkanızdan geliyorsa kar yürüdüğünüz yamacın arkasına birikir. Kornişler ters tarafta kalır. Bu tür ortamlar çığ açısından daha güvenlidir. Kar gideceğiniz yönde birikmişse rüzgarın karşınızdan estiğini gösterir. Bu durum, yürüdüğünüz vadilerin size bakan yamaçlarında büyük kar birikimi olacağı anlamına gelir ki ciddi bir çığ riski vardır. Bu yamaçlarda kornişler ve sertleşmemiş bol kar, alttaki sert zemin üzerinde kaymaya hazırdır.
Korniş Altları Korniş altlarından geçilmemeli ve keskin dönüşler yapılmamalıdır.
Büyük ve Geniş Yamaçlar Büyük ve geniş yamaçlar büyük çığlar üretirler.
Rüzgar Altı Yamaçlar Rüzgar, rüzgar üstü yamaçlardaki karı alır ve rüzgar altı yamaçlara depolar. Rüzgar altı yamaçta biriken rüzgar çökeli karlar, günler boyunca duraysız kalırlar.
Geniş vadi tabanları genellikle güvenlidir.
Düşük Eğimler Düşük eğimli alanlar nispeten güvenli olmalarına karşın tetiklenebilecek çığlar her zaman olabilir.
Ağaçlarla Çevrelenmiş Alanlar Ağaçlarla çevrelenmiş alanlar ne olursa olsun daha güvenlidir.
Doğru Geçiş Yamaçlardan bir kerede hep birlikte geçilmemelidir.
Doğru Geçiş Grup halinde tehlikeli bir alandan geçmeniz gerekiyorsa, grup üyeleri güvenli bir yerde beklemeli ve alan teker teker geçilmelidir.
Doğru Geçiş
ÇIĞA YAKALANIRSANIZ Çığın kopma anında, çökme, oturma veya kırılma sesi oluşur. 1-2. saniyeler arasında, kar tabakaları hareket etmeye başlar, tabakalar parçalanarak bloklara ayrılır. Tabaka yaklaşık 2 sn içinde hızlanır ve hızı 15 km/saate kadar çıkar. 2-5. sn arası, 40 km/saate çıkar. Kaymak imkansız hale gelir. Kayak takımları ayaktan çıkar.
ÇIĞA YAKALANIRSANIZ 5-10. sn arası, Hız, 70-130 km/saat’e ulaşmıştır. Kişinin yön ve yüzeyi belirleme imkanı kalmamıştır Her nefes alışta kar ve hava karışımından oluşan buz katmanı ile boğazın tıkandığı hissedilir. Nefes almak giderek zorlaşır. Şapka, eldiven, gözlük gibi giysiler kaybedilecektir. Yapılabilecek en iyi hareket; yoğun bir şekilde yüzme hareketi yapmaktır. 10-15. sn arası, Yavaşlama başlar. Yüzme hareketine devam edilmeli, Yüzün etrafında bir hava kesesi oluşturmaya çalışılmalıdır.
ÇIĞA YAKALANIRSANIZ Çığ durduğunda, Beton sertliğinde durur. Kar içinde parmakları dahi hareket ettirmek imkansızdır. Kar kazılamaz veya hava kesesi oluşturulamaz. 4. dakika, Sürekli nefes alıp vermeyle oluşan karbondioksit solunmaya başlanır. Şuur kaybı olabilir. 15. dakika, Şuur kaybedilmiş ve bazen de beyin hasarı oluşmuş olabilir ancak kişi hala hayattadır.
ÇIĞA YAKALANIRSANIZ 25. dakika, Tamamen gömülü kazazedelerin yaklaşık %50'si hayatını kaybeder. 35. dakika, Tamamen gömülü kazazedelerin yaklaşık %70'si hayatını kaybeder, sağ kurtulabilenler, yeterli büyüklükte hava kesesi oluşturanlardır. 90. dakika, Kazazedelerin %80'ni ölür. 130. dakika, Kazazedelerin yaklaşık %95'i ölür. Kurtulanlar, yüzeye çıkan hava kanallarına sahip olanlardır.
NASIL HAFİF ATLATABİLİRİZ ? Çığın fiziki yapısına ve etraftaki daha güvenli engellere göre alandan hızla ayrılmak, Çığın kenar kısımlarına ulaşmaya çalışmak, Bağırarak veya başka ses kaynakları ile (korna, ıslık, siren vb.) diğer insanları uyarmak, Çığa yakalanmak kaçınılmaz ise, batonları atmak ve etraftaki sabit bir cisme tutunmak, Kırılmış ağaç veya kayalardan korunmak, Yüzme hareketi ile çığın üstünde kalmaya çalışmak, Ağzı sıkıca kapatmak ve nefesi tutarak az oksijen harcamak, VEYA oturma pozisyonu almak ve durma zamanında bacaklarla zemini itmek, Bir eli ile ağzı ve burnu kapatmak, diğer eli de başın üstünde tutarak hava boşluğunu oluşturmak, Başı sürekli sağa ve sola çevirmek,
NASIL HAFİF ATLATABİLİRİZ ? Kişi, yüzeye yakınsa bağırabilir. Aksi durum, oksijen tüketimi demektir, Geniş sırt çantası taşıyan kazazede, yüzeye daha yakın kalabilir, Çığ altında kolay bulunmaya çok uzun kırmızı renkli kurdela kullanımı yardımcı olabilir, Bayılacağını hissettiğinde direnmemeli, bu durumda daha az oksijen tüketilir. Avalung (bir tür oksijen tüpü görevi gören cihaz) varsa, hemen takılmalı, Airbag (çanta şeklinde taşınan, ipi çekildiğinde otomatik olarak şişen ve çığın üstünde kalmak için kullanılan bir nevi balon) varsa, hemen şişirmek, Giysinin ağzı kapatılmalıdır,
ÇIĞDA HAYATTA KALMA ŞANSI Bazı ülkeler (Amerika, Kanada, İsviçre, Fransa, Avusturya gibi) çığa yakalanan insanların sayısı, ölüm sayısı ve nedenini içeren istatistiksel verilere sahiptir. Aşağıdaki tablolar yaklaşık olarak istatistiksel verileri özetlemektedir. Tablo 1. Çığa yakalanan kişilerin hayatta kalma yüzdesi 80 % Yüzeyde kaldılarsa 40-45 % Kısmen ya da tamamen gömüldüyseler 55-60 % Binalar ya da araçlar içindeyseler
ÇIĞDA HAYATTA KALMA ŞANSI Tablo 2. Çığlarda ölüm nedenleri 65 % Boğulma 25 % Ağaçlarla, kayalarla ya da diğer nesnelerle çarpışma 10 % Hipotermi ve şok Çarpma Kuvveti (Ton)Potansiyel Hasar 0.1Camlar kırılır 0.5Kapılar kırılır 3Ağaçtan inşa edilen yapılar yıkılır 10Büyük ağaçlar kökünden sökülür 100Güçlendirilmiş betonarme yapılar yıkılır Çığda hayatını kaybeden bir kayakçı
Ülkemizde Çığ Riski Olan Bölgeler Ülkemiz aslında her yıl çığdan onlarca insanın yaşamını kaybettiği bir çığlar ülkesidir. Doğu Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu başta olmak üzere yoğun kar yağışının olduğu yerler çığ riski içerir. Bingöl, Tunceli ve Bitlis çığ olaylarının en çok görüldüğü illerin başında gelmektedir. Can kaybı göz önüne alındığında çığ, depremden sonra sonra ikinci sıradadır.
Türkiye’de ulaşılabilen çığ kayıtlarına baktığımızda, bugüne kadar 1229 çığ olayında 1428 kişi yaşamını yitirmiştir. Yıllara göre en çok çığ olayının meydana geldiği yıl 1992 yılı olarak saptanmıştır. Bir yılda 157 çığ vakasında tam 447 kişi yaşamını kaybetmiştir. 1976 yılı da kara bir yıl olarak tarihe geçmiş, bu dönemde de 23 olayda 261 kişi yaşamını yitirmiştir. Dağcıların yaşadığı çığ kazaları bu rakamlar karşısında biraz sönük kalıyor gibi. Ama Aladağlar’daki 4 dağcının, Palandöken’de 6 kayakçının ve Zigana’daki yürüyüşçülerin başına gelenler dağcılık adına büyük çığ kazalarıdır. +