ROMA MİMARLIĞI Peyzajla dengeli bir karşıtlık oluşturacak biçimde yerleştirilmiş heykel kütleleri olarak görülebilecek Yunan mimarlığının aksine Roma mimarisi büyük ölçüde bir mekan, kapalı bir iç mekan ve dış mekan mimarisidir.
Roma Uygarlığında Kent kavramı çok önemlidir. Roma kültürü M. Ö Roma Uygarlığında Kent kavramı çok önemlidir. Roma kültürü M.Ö. 753’de Roma kentinin kurulmasıyla başlar.
Roma tarihi üç devreye bölünür; İlk Krallık, MÖ 753-MÖ 509 Cumhuriyet dönemi MÖ 509 İmparatorluk dönemi. MÖ 146 – MS 476
M. S. 285’de imparatorluk ikiye bölündü, M. S M.S. 285’de imparatorluk ikiye bölündü, M.S. 324’de Konstantin tarafından bir kez daha birleştirildi. Konstantin imparatorluğun başkentini eski Yunan kenti Bizans’ta Karadeniz’in girişinde kurduğu bir kente taşıdı; buraya yeni Roma denildi, kısa bir süre sonra Konstantin’in kenti, Konstantinapolis ismini aldı.
Roma Kenti: Erken Roma kentleri düzensiz dikdörtgenlerden oluşan cadde şebekeleri vardı. Romalılar Helenistik Yunanlılardan dikey planlama tekniğini öğrendiler ve imparatorluk boyunca sayısız kent planının temelini oluşturdu.
Roma Dini ve Tapınakları: Roma dininin merkezi ev yani Domus’du Roma Dini ve Tapınakları: Roma dininin merkezi ev yani Domus’du. Başlangıçta bu din animistik bir dindi; armağanlar doğanın her yönünü- ağaçları, kayaları, suyu ve ocağın ateşini yöneten insan olmayan ruhlara sunulurdu. Her evde bu ruhlara sunuların sunulduğu kutsal bölümler vardı.
TAPINAKLAR
ROMA TAPINAĞI Mars Ultor Tapınağı YUNAN TAPINAĞI Parthenon Tapınağı
ROMA TAPINAĞI Masion Carrée/Fransa YUNAN TAPINAĞI
Fortuna Primigenia, İTALYA
Ayrıca Forum’a bakan beyaz mermer kaideli ve başlıklı monolitik sütunların oluşturduğu, geniş Oktastil (sekiz-sütun) Korent Portik bulunuyordu.
Circuslar (araba yarışları için) Hamamlar Kütüphaneler Kamu Yapıları; Kentsel yaşam çok önemli bu nedenle farklı kamusal yapılar oluşmuştur. Bazilika Tiyatrolar Anfitiyatrolar Circuslar (araba yarışları için) Hamamlar Kütüphaneler
Bazilika ;
Bazilika Ulpia
Bazilika Ulpia Plan
Tiyatrolar; Değişik kamu yapılarının en büyüğü olan kamusal gösterilerin düzenlendiği açık mekanlardır.
Marcellus Tiyatrosu
Amfitiyatro;
Araba yarışları için daha büyük stadyumlar Circus’lar kullanılırdı Araba yarışları için daha büyük stadyumlar Circus’lar kullanılırdı. Bunların en büyüğü Roma’daki Circus Maximus’dur. 550 m uzunluğunda, 115.8 m genişliğindeydi.
Bir diğer Roma yapısı Hamamlar’dır.
(Roma’daki Caracalla Hamamı)
Bahçeler ve çevresindeki hizmet bölümleri de dahil olmak üzere tüm kompleks içinde sıcak havanın dolaştığı duvarlar ve katlardaki bacalar aracılığı ile tepidarium ve calidariumu ısıtan fırını ve tonozlu depo odalarını taşıyan 6m yüksekliğinde bir platform üzerine inşa edilmiştir .
Celsus Kütüphanesi
Ev Mimarisi:
Bu İnsulae (adalar) tüm blok halindeydi.
DOMUS Evler genellikle simetrik planlıydı. Girişle bağlantılı geniş bir ortak oda, atrium çatıdaki bir açıklıktan gökyüzüne açılıyordu ve odacıklarla çevriliydi.
Pansa Evi
Roma “Barok” Mimarisi: Geç Roma imparatorluğu sırasında mimari formlar daha büyük, daha süslü ve biçimsel olarak karmaşık hale geldi. Bu süslemeye yönelim özellikle Roma dışındaki kolonilerde etkisini göstermiştir. Böylesine mekansal olarak kompleks mimariye bugün 17.y.y.’da İtalya’da gelişen zengin biçimli mimariyi betimlemek için ortaya atılan modern bir terimi kullanarak barok diyoruz. Bu türden geç Roma İmparatorluk yapıtlarından biri, M.S. 3. y.y’da inşa edilen önünde bir alınlık taşıyan dikdörtgen bir Portik bulunan yuvarlak bir tapınak kompozisyonuna sahip Baalbek’deki Venüs tapınağıdır. Tapınağın podyumunda olduğu gibi korent sütun dizisinin saçaklığı derin iç bükey eğimlerle geriye itilir, böylece yapı taş kolon ve kirişlerin strüktürel düzenlenişinden çok kalıba dökülmüş bir heykel kütlesi gibi yorumlanır.
VENÜS TAPINAĞI
Romalılar mimarlığı daha önce görülmemiş şekilde kusursuzlaştırdılar ve Akdeniz dünyasının her yerine yaydılar. Grek-Romen mimarlığı Yunanistan’ın detaylardaki zarafetini ve formdaki sadeliği Roma’nın kentsel ölçekte ortaya koyduğu güç duygusu ve akılcı işlevselcilikle birleştirdi. Öteki dünyaya odaklanan Mısır mimarlığının aksine Roma mimarlığı bu dünyaya odaklandı. Betonun yeni ve esnek kullanımını bulan Roma mimarları mekanı şekillendirmenin ve mekanla oynamanın gölge ve ışığı biçimlendirmenin yollarını keşfetti. Ancak Konstantin’in imparatorluğun başkentini doğuya taşıdığı zaman bilim önemini Avrupa’da kaybetmeye başladı. Roma’nın ihtişamı Bizans’ta kurulan Konstantin’in yeni Hiristiyan Romasına taşındı.