Alfred Hitchcock (d.13 Ağustos ö. 29 Nisan 1980)

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
CÜMLE ÖĞELERİ Cümle, bir duyguyu, düşünceyi, veya olayı anlatan sözcükler topluluğudur. Cümlede her sözcüğün bir görevi vardır. Bu görevli sözcüklere öğe.
Advertisements

Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
Çelik irade ve boyun eğmeyen kafa
ÇOCUKTA VİCDAN GELİŞİMİ
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
FOTOĞRAF ÇEKMEYİ SEVİYORUM
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
Çok samimi iki dost ve arkadaslardi
Jean-Christophe Grangé ( ? ).  15 Temmuz 1961’de Fransa’da dünyaya geldi.  Üniversite eğitiminin ardından serbest gazeteci olarak çeşitli haber.
VII. Geleneksel TED İ stanbul Koleji Kitap Haftası Ocak 2014.
J.K. ROWLİNG.
Annem İşte, Ben Öğretmenimle Güvende
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
SANAT EĞİTİMİ VE YARATICILIK
Günlük taze haberlerimiz
1937. Tarsus. Topçu Alayı tatbikat için dağılmıştı. Çadırlar henüz kurulmuştu ki, şiddetli bir yağmur başladı. Her taraf çamur kesildi.
A Deep Approach to Turkish Teaching and Learning Wisconsin Center for Education Research, University of Wisconsin-Madison Hazırlayan: Celile Ökten.
DUBLAJ-SESLENDİRME Tiyatrodan Sinemaya Uzanan Yol A Deep Approach to Turkish Teaching and Learning Wisconsin Center for Education Research, University.
Klasik Anlatı Sineması
Henry James Hayatı Ve Eserleri
HUGO MUNSTERBERG HUGO MUNSTERBERG KİMDİR? BİÇİM VE İŞLEV KONU PSİKOLOJİ İLE İLGİSİ SONUÇ OLARAK.
Sağol “Warhol”.
BİYOGRAFİ NEDİR? , BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ,
SUÇ ve CEZA DOSTOYEVSKİ
İŞTE MASALIMIZ BAŞLIYOR.
SİBEL.
T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SINAVA İLİŞKİN DUYGULAR
SORULAR.
Sunum Oluşturma ve PowerPoint Kullanımı
BİR ÖYKÜ.
BİR TEBESSÜM HİKAYESİ !.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
15 Eylül15 Eylül 1890 – 12 Ocak Ocak1976.
Kalbinizin Sesini Dinleyin. Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun.
Oyuncu Kadrosu ZEHRA SADIÇ İLKNUR BİLEN GAMZE KAÇMAZ
HAZIRLAYAN:SONER ÖZTÜRK
Stephenie MEYER.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
HAZIRLAYAN: GÖZDE KANDİŞ
FİİLLERDE KİP.
GENEL TEKRAR - 6 CÜMLE ÖĞELERİ - VURGU – ARASÖZ FEM DERSHANELERİ
İtalyan yönetmen Roberto Benigni‘in yönettiği 1997 yapımı İtalyan drama filmidir. II. Dünya Savaşı zamanında karısı ve oğlu ile birlikte Yahudi kamplarına.
ONUR ÜNLÜ.
Haberin Var mı? Haberin Var mı? Hakan Büyükdere'nin" Özür Dilerim Anne " adlı kitabından. "6 yaşımda kaybettiğim biricik anneciğime" şeklinde bir ithafla.
. 25 SİHİRLİ FASULYE Bir zamanlar yoksul ve dul bir kadın varmış. Oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış. Bir gün.
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
Çİzgİ Romanlar.
David Leo Fincher Mehmet Can Kural Oğuzcan Kınıcı
Tural Garayev & Muhammet Hommenov
~PSYCHO~ Sahne Açıları
Film Gösterim Proğramı (Aralık 2016)
FİLm Gösterİm ProğramI (ŞUBAT 2017)
Helal ve Haram.
BİR TEBESSÜM HİKAYESİ !.
William Wyler Hayatı ve Filmleri
-Piyanist- Roman Polanski
AAAA BU DA KİM? Yazar:Melih Tuğtağ Hazırlayan:Nazlı Sönmez Ders:Türkçe Öğretmen:Aslı Koçoğlu.
MEL GİBSON (CESUR YÜREK)
Film Türleri / Prof. Dr. S. Ruken Öztürk
Western / kovboy filmleri
Okul Psikolojik Danışmanı ve Rehber Öğretmen
OKUMA.
Başlık Düzeni Alt Başlık. Krzysztof Kieślowski 21 Haziran 1941 tarihinde Avrupa’da savaşın en zorlu geçtiği dönemde Varşova’da doğdu. Babası inşaat mühendisi.
Biyografi Nedir? Ünlü bir yazarın, oyuncunun, bilim insanının, profesörün, tarihçinin kısaca önemli insanların hayatını başka.
HALİDE EDİP ADIVAR.
ten okuyacağınızyazılar Gençlerin ve Eşlerin Hayal Dünyasından Gerçek Hayata Pişmanlık İçinde Uyanışları Anneler-Babalar Gençlerin.
ten okuyacağınızyazılar Gençlerin ve Eşlerin Hayal Dünyasından Gerçek Hayata Pişmanlık İçinde Uyanışları Anneler-Babalar.
DAİRE GRAFİĞİ 1786 yılında, William Playfair Ticari ve Siyasi Atlası adlı kitabında ilk veri grafikleri yayınladı. Kitap 18.yy İngilteresinin ekonomisini.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sunum transkripti:

Alfred Hitchcock (d.13 Ağustos 1899 - ö. 29 Nisan 1980)

HayatI Alfred Joseph Hitchcock, 13 Ağustos 1899’da Londra’da Leytonstone’da doğdu. Cizvit Okulu Ignatius College’da koyu bir Katolik olarak yetiştirildi. Çocukken arkadaşlarına karşı mesafeliydi. Hatta okul arkadaşları ona “Cocky” yani “Burnu havada” lakabını taktılar. Babasının ve annesinin kendine has terbiye yöntemleri vardı. Babası, henüz beş yaşındayken eline bir not tutuşturup onu karakola gönderdi. Notu okuyan polis, babasının isteğini yerine getirerek Alfred’i hücreye attı. 10 dakika sonra da “Kötü çocukların başına böyle şeyler gelir” diyerek bıraktı. O günden geriye, polis tarafından suçsuz yere cezalandırılma korkusu kaldı. Bu temayı ileride filmlerinde sıkça kullanacaktı. Zaman zaman ceza olarak kendisini yatağının önünde saatlerce tek ayak üstünde bekleten annesi de, filmlerinde kaçık anne tiplemesi ile yer bulacaktı.

15 yaşındayken babasını kaybeden Hitchcock, çalışmak zorunda kalınca Henley’s isimli reklam şirketinde çizerliğe başladı. Londra Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi alan Hitchcock, Famous Players Lasky Film Stüdyosu’nun Londra şubesinde prodüktör yardımcısı olarak çalışmaya başladığında 21 yaşındaydı. 1926’da Alma Reville ile evlendi ve iki yıl sonra ileride Sapık ve Trendeki Yabancı filmlerinde rol alacak kızı Patricia doğdu. Başlangıçta sessiz filmlerin ara yazı tasarımlarını hazırlayan Hitchcock, ileride ustalaştığında o günleri hatırlayarak “Sinemayı öğrenmenin en etkili yolu sessiz film çekmeye çalışmaktır” diyecekti.

İngiltere’nin ilk sesli filmi: Şantaj 1922’de çektiği ilk filmi No. 13 tamamlanmadı. Bunun ardından 1923’ten 1929’a kadar 10 sessiz kısa film yönetti. Sessiz filmlerinde çeşitli efektlerle seyircilerini etkileyen Hitchcock, kendi tarzını 1926’da yönettiği Kiracı’da (The Lodger) oturtmaya başladı. 1929’da yönettiği ve sonradan seslendirmesi yapılan Şantaj (Blackmail), İngiltere’nin ilk sesli filmi olarak sinema tarihine geçti.

1930’lar boyunca filmleriyle dünya çapında ünlenen Hithcock, 39 Basamak (The 39 Steps) ve Bir Kadın Kayboldu (The Lady Vanishes) gibi klasikleşmiş filmlerinin ardından 1939’da İngiltere’den ayrılıp Hollywood’a yerleşti.

Dünya Hitchcock’u Rebecca ile tanIDI Hitchcock dünya sinema sahnesine adını 1940’ta Hollywood’da çektiği Rebecca ile duyurdu. Bu filmde karısı Rebecca’nın ölümünün ardından yeniden evlenen Maxim de Winter’a ve Rebecca’nın ölümünün ardındaki sırra odaklandı. İngiliz yazar Daphne du Maurier’in 1938 tarihli romanından uyarlanan film, 1940 yılında En İyi Film Oscar’ını kazandı.

İlk renkli filmi : ölüm kararI Hitchcock 1948’de yönettiği, gerçek bir olaya dayanan Ölüm Kararı’nda (Rope), Chicago Üniversitesi’nde okuyan Leopold ve Loeb adlı iki öğrencinin 1924 yılında sınıf arkadaşlarını katletmelerinden esinlendi. Bu ilk renkli filminde tek mekân kullanan usta yönetmen, sahneleri hiç kesmeyip filmi gerçek zamanlı devam ettirdi.

Bir nesilde fobi yaratan film: Kuşlar Hitchcock, Kuzey Kalifoniya’da tatil yaparken okuduğu bir haber ve Daphne du Maurier’in kısa bir öyküsünü birleştirdi ve 1963’te bu filmi çekti. Bodega sahiline saldıran farklı türlerden kuşların yol açtığı dehşeti anlatan Kuşlar (The Birds), kendinden sonra, doğanın insandan öç almasını işleyen pek çok filme öncülük edip bir klasiğe dönüştü. Başrol oyuncusu Tippi Hendren filmde gerçekten kuşların saldırısına uğradı ve ünlü yönetmenden epey baskı gördü. Hatta Alfred Hitchcock ve Tippi Hedren arasında Kuşlar’ın çekimi sırasında yaşananlar 2012 yapımı The Girl filmine konu oldu.

Sinemada bayIlanlar oldu: SapIk (Psycho)

"Sapık" Hitchcock‘ un siyah beyaz çektiği son konulu sinema filmidir. Hitchcock filmi siyah beyaz çekmesinin nedenlerinden birinin, renkli çekildiği takdirde bir gerilim filminden çok kanlı bir korku filmi görünümünde olacağı endişesini taşıması olduğunu belirtmişti. Asıl neden ise filmi mümkün olduğunca ucuza mal etmek istemesiydi. Ona göre siyah beyaz çekilmiş ucuz film'ler gişede çok iş yapıyorsa, yine siyah beyaz çekilmiş, ucuza mal olmuş ama kaliteli bir film kim bilir nasıl bir gişe yapardı. Nitekim tahmininde yanılmadı ve 1 milyon doların altında bir maliyetle tamamlanan film tam 40 milyon dolar hasılat yaptı.

Robert Bloch’un Wisconsinli katil Ed Gein’den esinlenerek yazdığı romanından Hitchcock’un 1960’ta uyarladığı Sapık (Psycho) devrinin çok ötesindeydi. Usta yönetmen filmin telif haklarını satın aldıktan sonra kitabın kopyalarını piyasadan toplatarak, hikâyenin sonunun öğrenilmesine engel oldu. Filmde gerilim o kadar yüksekti ki, ilk gösteriminde seyirciler arasında çığlık atanlar, bayılanlar oldu. Hitchcock özellikle pek çok farklı planla çekip kurguladığı duş sahnesinde, bıçağın saplandığını bir kere bile göstermeden tüm dehasını ortaya koydu. Sapık, dünyada en çok iş yapan ve kapalı gişe oynayan filmlerinden biriydi.

Filmin konusu Marion Crane (Janet Leigh), Arizona'da bir emlak ofisinde çalışmaktadır. Sevgilisi Sam (John Gavin) ile evlenmek istemektedir ancak çiftin çok az parası vardır. Bir cuma günü, patronu Marion'a bankaya para yatırması için 40 bin dolar verir. Marion, bu parayla Sam'le hayal ettikleri hayatı kurabileceklerine karar verir ve parayı çalarak Sam'le buluşmaya gider. Yolda Bates Motel'de konaklamak zorunda kalır. Moteli işleten Norman Bates (Anthony Perkins), annesiyle saplantısı olan genç bir adamdır. Beraber akşam yemeği yerler ve Marion odasına çekilir ve yatmadan önce duş almaya karar verir. Sinema tarihinde adından ünlü "duş sahnesiyle" söz ettiren, türünün en önemli örneklerinden Sapık, Alfred Hitchcock'un başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Son filmi: Aile Komplosu (Family Plot)

Hitchcock’un 1976’da Victor Canning’in romanından uyarladığı Aile Komplosu (Family Plot), kariyerindeki son filmiydi. 77 yaşındaki ünlü yönetmen bu filmde bir casusluk hikâyesine odaklandı. Aile Komplosu’nda usta yönetmen, kaybolan varisini arayan yaşlı bir kadının, farkında olmadan dolandırıcı bir taksi şoförü ve bir medyumun eline düşmesini anlatırken filmografisinin kapanışını yine gizem dolu bir filmle yaptı.

Cameo roller Usta yönetmen, kendi filmlerinde görünmesiyle meşhurdu. Cameo roller denilen bu roller onun alâmetifarikalarındandı. Sapık ’ta kovboy şapkasıyla yol kenarında bekledi. Kuşlar’da dükkândan küçük köpeklerle çıktı. 1927’de çektiği Kiracı filminden itibaren 50 yıllık kariyerinde toplam 35 filminde beşer saniye gözüküp yok oldu. Başta ihtiyaçtan doğan bu Cameo rolleri de şöyle anlattı: “Perdede görünmem tamamen yaratıcılık zihniyetiyle yapılmıştı, perdeyi doldurmak zorundaydık. Sonradan bir batıl itikada, hatta bir ‘gag’a dönüştü. Ama artık oldukça sıkıntılı bir ‘gag’a dönüştü, ben de ilk beş dakikada görünmeye dikkat eder oldum, izleyici filmin gerisini rahat rahat izleyebilsin diye.”

Rüyalar, bilinçdIşI, sistem eleştirisi Hitchcock kariyeri boyunca tek derdinin seyircileri eğlendirmek olduğunu ifade etse de, çok katmanlı filmleri psikanalize ve Freudyen okumalara davetiye çıkardı. Psikolojik öğelerin işlenişine titizlikle önem veren yönetmen 1945’te yönettiği Öldüren Hatıralar’da (Spellbound) düş sekansları için ressam Salvador Dali ile çalıştı. ABD’de sansürün baskın olduğu yıllarda söylemek istediklerini açıktan anlatamasa da hep bir yolunu buldu. Sadece Sapık’taki Norman karakteri bile Amerikan Rüyası’nın epey dışında, takıntılı tavırlarıyla yıllar boyunca uzun uzun incelemeleri hak etti.

Alfred Hitchcock sözleri Belgesellerde temel malzeme Tanrı tarafından yaratılmıştır. Kurgu filmlerde yönetmen Tanrı'dır, hayatı onun yaratması gerekir. Sessiz görüntüler sinemanın en saf hâliydi. Televizyonda bir cinayet görmek kişinin kinini giderebilir. Eğer siz hiç kin duymuyorsanız, reklamları izleyin. Televizyonun yaptığı en büyük katkılardan biri, cinayeti tekrar eve getirmesidir, ait olduğu yere.