AİLEDE HUZUR. Idris Yavuzyigit /idrisyavuzyigit

EŞLER “SEVGİ VE MERHAMET” İÇİN YARATILMIŞ وَمِنْ اٰيَاتِهٖ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً Kaynaşmanız için size, kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet koyması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır. ” (Rum, 30/21).

AİLE Aile, toplumun yapı taşı; toplumun temeli; toplumun aynası; toplumun kalbi; toplumun kendisidir.

Aile, Fiziksel birliktelikten ziyade, Aynı yolun yolcusu olmak, gönül birliği etmek ve Allah’ın rızasına yakışır bir yaşamı paylaşmak ve duygusal bir bütünlük oluşturmaktır.

AİLE BİREYLERİ BİRBİRLERİNİN dostu, sevgilisi, sırdaşı, yardımcısı, destekçisi, kendisiyle onur duyduğu eşi, çocuğu, anne babası OLMALIDIR.

“And olsun senden önce de peygamberler gönderdik ve Peygamberler Topluma Örnek Olmuşlardır وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلاً مِّن قَبْلِكَ وَجَعَلْنَا لَهُمْ أَزْوَاجًا وَذُرِّيَّةً “And olsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve çocuklar verdik.” (Rad, 13/38)

“Allah size evlerinizi وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ بُيُوتِكُمْ سَكَناً … “Allah size evlerinizi huzur yeri yaptı;.” (Nahl 80)

Aile, rahmet denizine atılan bir taştır. DENİZE ATILAN TAŞ Aile, rahmet denizine atılan bir taştır. Hani denize taş attığımızda taşın düştüğü yerden dışarıya doğru önce küçük sonra giderek büyüyen ve tüm âlemi kucaklarcasına yayılan daireler oluşur ya! Evlilik de böyledir. Bir evlilik ile insan önce eşi ve çocuklarıyla bir daire çizer, sonra anne ve babaları, kardeşleri, amca, teyze ve halalarıyla bu daire daha geniş dairelerle çevrelenir.

Evliliğin ilk temel şartı nikahtır. “AİLE” NİHLA KURULUR İlk aileyi, ilk insan Hz. Âdem (a.s.) ile Hz. Havva validemiz kurmuştur. O zamandan beri aile müessesesi olgunlaşmış ve gelişmiştir. Ailenin en temel iki üyesi kadın ve erkektir. Evliliğin ilk temel şartı nikahtır.

AİLE “NİKAH”LA KURULUR Hz. Aişe’nin naklettiği bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "‏ النِّكَاحُ مِنْ سُنَّتِي “Nikah benim sünnetimdir. فَمَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِسُنَّتِي فَلَيْسَ مِنِّي Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir. وَتَزَوَّجُوا فَإِنِّي مُكَاثِرٌ بِكُمُ الأُمَمَ ‏"‏ ‏ Evleniniz. Çünkü ben kıyamet gününde diğer ümmetlere karşı sizin çoğunluğunuzla övüneceğim. ...” (İbn Mace, Nikah, 1/1919) خَيْرُ النِّكَاحِ أَيْسَرُهُ “Nikahın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır” Ebu Davud, Nikâh, 31. II, 591. Bir ev dolusu gerekli gereksiz eşya veya çeyiz isteme, Milyarlarla ifade edilen düğün ve eğlence masrafları gibi İslâm'ın reddettiği israf ve lüzumsuz harcamalar evliliğe ve gençlerin yuva kurmasına engel oluyor. Dinimiz, bu türlü davranışları kınamaktadır. “Kızım, ben senin mutluluğunu isterim”, “Ben çektim sen çekme”, “Şimdiden ne aldırırsan kârdır” “İnsanlar bizi kınar”, “Düğünümüze katılanlar bizi fakir görür”, “Herkes böyle yaptı biz yapmazsak ayıp olur”, “İnsanın hayatında bir kere oluyor” ve daha nice nice yanlış düşünceler.

“TEMELİ SAĞLAM” YUVA KURMALI "Kadın dört özelliği için nikahlanır: تُنْكَحُ الْمَرأةُ لارْبَعِ خِصَالِ: لِمَالِهَا، وَلِحَسَبِهَا، وَلِجَمَالِهَا، وَلِدِينِهَا. فَأظْفَرْ بِذَاتِ الْدِّينِ، تَرِبَتْ يَدَاكَ. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki: "Kadın dört özelliği için nikahlanır: Malı, Nesebi (Asalet-Soy), Güzelliği, ve Dini İçin. Sen dindar ve ahlaklı olanı seç de huzur bul.” (Buharî, Nikah 15) Mevlana hazretleri şöyle der: Eşlerin birbirine benzer olması şarttır, Ayakkabı ve çizme gibi çift olan şeylere bak ta anla!.. Eş seçerken ailelerin birbirleriyle denkliklerine mutlak surette dikkat edilmelidir.

AİLE EMANETTİR Emanetin hakkı, korunmak ve kaybedilmemektir. Muhafaza edilmek ve ihmal edilmemektir. Emaneti gözetmek ve ondan gafil olmamaktır. اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰى اَهْلِهَا “Allah, emanetleri ehil olanlara vermenizi emreder.” (Nisâ 58)

“DUAMIZ”A SADAKAT “Allah’ım! Bu anlaşmayı bereketli ve mübarek kıl. Yeni evlenen çifti ülfet, muhabbet ve bağlılık duygularıyla kaynaştır. Aralarına nefret, fitne ve ayrılığın girmesine izin verme. Tıpkı Âdem ile Havva’yı, Muhammed (sav) ile Haticetü’l-Kübrâ’yı ve Ali ile Fâtımatü’z-Zehrâ’yı kaynaştırdığın gibi...”

Onlar, "Ey rabbimiz!" derler, “DUAMIZ”A SADAKAT وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّـنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَاماً ﴿٧٤﴾ Onlar, "Ey rabbimiz!" derler, "Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara öncü yap!" (Furkân 74)

AİLE «ÖRTÜ»DÜR هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّ "Onlar (hanımlar) sizin için bir elbise; siz de onlar için bir elbisesiniz.“ (2/Bakara, 187)

AİLE KURUMU SEVGİYLE BAŞLAR Mecnun Leyla’ya çok aşıktır, ondan başkasını görmez gözü. Nereye baksa orada Leyla, dağlarda, taşlarda, duyduğu her seste, aldığı her nefeste Leyla, dilinden dökülen her sözde Leyla… Bir gün insanlar Leyla’nın çok çelimsiz, zayıf, birazda çirkin olduğunu görüp dile getirdiklerinde mecnun onlara “siz bir de benim gözümle bakın” dediği gibi Eşlerimizi her haliyle kabullenip kuranın ifadesiyle birbirimize örtü olabilsek…

“MUTLULU AİLE”

وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ «Onların kalplerini Allah birleştir» KALPLERİ BİRLEŞTİREN وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ «Onların kalplerini Allah birleştir» (Enfâl 63)

EŞİNİN YÜZÜNE ŞEFKATLE BAK “Kişi zevcesinin yüzüne sevgi ve merhametle baktığı vakit zevcesi de onun yüzüne aynı duygularla bakarsa Allah her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Keza erkek hanımının ellerini avucuna alınca, o da zevcinin ellerini tutarsa parmaklarının arasından günahları dökülür.” (Feyzü'l-Kadir, 2/333.)

Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız." AİLENİ “SEVECEKSİN” لَا تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلَا تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا “Allah'a yemin ederim ki; sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek iman etmiş olamazsınız." (Müslim, İman, 81)

Hz. Enes (Ra.) peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: AİLE «DİNİN YARISI» Hz. Enes (Ra.) peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: مَنْ رَزَقَهُ الَّله إِمْرَأَةً صَالِحَةً “Allah her kime Saliha bir kadın nasip etmiş ise, فَقَدْ اَعَانَه عَلَى شَطْرِ دِينِهِ dininin yarısında ona yardım etmiş demektir. فَلْيَتَّقِ اللهِ فِى شَطْرِ الْبَاقِي Geri kalan yarısında da Allahtan korksun.” (Etterğib ve Terhib, imam münziri, c4, s203) مَنْ رَزَقَهُ الَّله إِمْرَأَةً صَالِحَةً فَقَدْ اَعَانَه عَلَى شَطْرِ دِينِهِ فَلْيَتَّقِ اللهِ فِى شَطْرِ الْبَاقِي

“AİLE”NE HAYIRLI OL iman bakımından en kâmil olanı, Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: أكْمَلُ المُؤمِنِينَ إيمَاناً أحْسَنُهُمْ خُلُقاً، "Müminler arasında iman bakımından en kâmil olanı, أحْسَنُهُمْ خُلُقاً، ahlâkça en güzel olanıdır. وَخِيَارُكُمْ Sizin En hayırlınız da خِيَارُكُمْ لاهْلِهِ. ailesine hayırlı olandır." (Tirmizî, Radâ 11, III, 466; Ebu Dâvud, Sünnet 16, V, 60)

AİLENE “GÜVEN” المسلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ، "Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. وَالْمُؤمِنُ مَنْ أمِنهُ الناسُ على دمائهم وأمْوَالِهِمْ Mü'min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir." (Tirmizî, İman 12) İNSANLAR NE DERSE DESİN, NASIL DÜŞÜNÜRSE DÜŞÜNSÜN SEN

AİLENE “GÜVEN”

AİLENE “DEĞER” VER Vakit ayırarak dertleriyle ilgilenmeli, her gün sabah akşam aynı sofra etrafında bütünleşmeliyiz.

“Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” “DUYGULARINI” PAYLAŞ “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” Hz. Mevlânâ

HOŞ “GÖR” hoş görülesin” اِسْمَحْ يُسْمَحْ لَكَ “Hoş gör ki, (İbn Hanbel1/249) SEVERSEN SEVİLİRSİN, AFFEDERSEN AFFEDİLİRSİN, DEĞER VERİRSEN DEĞERLİ OLURSUN

HELAL “RIZK” AZ OLSUN AMA TEMİZ VE HELAL OLSUN Hz. Peygamber, zamanımızdaki maddi sıkıntıların kaynağını ve görenek hastalığına işareten şöyle buyurur: “Bir zaman gelecek, kişinin helaki, karısının, anne babasının ve çocuklarının elinde olacaktır. Bunlar onu, fakirlikle ayıplarlar ve gücünün yetmediği şeyleri kendisinden isterler. Adam bu sebeble tehlikeli işlere girerek dini gider ve kendisi de helak olur.” (Gazzâli, İhya, II, 24) AİLE HAKKI: HELAL GIDA VE KANNATKARLIK AZ OLSUN AMA TEMİZ VE HELAL OLSUN

AİLENE “DİN VE AHLAK” ÖĞRET Kişi aile fertlerinden sorumlu tutulmuştur. Aile yuvasında da eşinin, çocuklarının ibadetlerini öğrenip yaşamalarından, ahlaklı davranmalarından, giyim kuşamından sorumlu tutulmuştur.

AİLEYLE İYİ GEÇİN وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ فَاِنْ كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسٰى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْپًا وَيَجْعَلَ اللّٰهُ فٖيهِ خَيْرًا كَثٖيرًا “Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.” (Nisa, 4/19) Temel doktora gitmiş: Doktor bey, bizum Fadime sağır herhalde, sorularıma cevap vermeyi... Doktor: - Eşinizin sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim. Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş: - Karıcuğum bugün yemekte ne var? Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş: - Kız Fadime saa diyrum, yemekte ne var? - Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var... Temel doktora gitmiş. - Hastayım doktor, çok hastayım, vücudumun her yeri ağrıyor, nereme dokunsam sızım sızım sızlıyor, dökülüyor... Doktor: - Nasıl hastalık o, tüm vücudunu saran, ağrıtan? Temel parmağının ucuyla kafasına dokunmuş. Ay ay ay...Sonra göğsüne parmağını basmış ve yine acıyla bağırmış. Sonra beline, yine acıdan allak bullak olmuş, sonra bacaklarına... Temel parmağını neresine dokundursa ağrıyla irkiliyormuş... Doktor daha fazla dayanamamış. - Ver bakayım şu elini, demiş; Bak oğlum senin parmağın kırık... TEMELİN PARMAĞI KIRILMIŞ DOKTORA GİTMİŞ / TEMEL:FADİME BENİ DUYMAYİ, SAĞUR MİDUR?

AİLENİ KORU يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا قُوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْليكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun”. (Tahrîm 6.) Hz. Ömer (r.a.): “Yâ Rasûlallah! Nefislerimizi koruruz fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz?” Allah Rasûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: "Allah'ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyeder ve Allah'ın size emrettiği şeyleri onlara emrederseniz. Bu şekilde onları korumuş olursunuz." (Hakk Dini Kur'an Dili, c; 6 sh: 5112) GÜNAHLAR HARAMLAR ZARARLI ALIŞKNLIKLAR AHLAKSIZLIK

(sorumluluklarını yerine getirmeyerek) AİLENİ “İHMAL” ETME « كَفي بِالمرْءِ إِثْماً أَنْ يُضَيِّعَ مَنْ يقُوتُ » “Bakmakla yükümlü olduğu kişileri (sorumluluklarını yerine getirmeyerek) zayi etmesi kişiye günah olarak yeter.” (Ebu Davud, Zekat 45/1692)

NASIL GERÇEKLEŞİ(YO)R? AİLEMİZİ İHMAL … NASIL GERÇEKLEŞİ(YO)R? İslami Bilgiden Yoksun, Dinden Uzaklaşmış AİLE REİSİ İbadet Hayatı Neredeyse Bulunmayan HANE Ahlaki Terbiyeden Yoksunluk İlgisizliği Ve Denetimsiz EBEVEYN Televizyonun Bilinçsiz Kullanımı (Saatlerce) İnternetin Kontrol Edilememesi (Oyun Ve Eğlence, Saatlerce) Basın Yayındaki Ahlak Dışı Yayın Ve Görseller, Müstehcenlik Kötü Arkadaş Çevresi Ve Zararlı Akımların Etkisi, Gösteriş Ve Özenti, Moda Merakı, Bilinçsiz Ve Yanlış Kimseleri Taklit Kısa Yoldan Zengin Ve Ünlü Olma Hayali Zararlı Alışkanlıklar (Alkol, Sigara, Uyuşturucu Vb.) Kumar Ve Şans Oyunları (İddia, Toto, Loto, Piyango Vs.) Boş Zamanı Heva Ve Heves Peşinde Geçirmek Okuma Alışkanlığından Yoksunluk

AİLENE “KÜSME” ŞEYTANI “SEVİNDİRME” Hz. Fâtıma ile eşi tartışmışlardı. Oysa Hz. Ali eşini ne de çok severdi. Allah Resûlü, kızı Fâtıma’nın evine geldi. Ali’yi aradı gözleri “Amcanın oğlu nerede?” diye sordu. Hz. Fâtıma babasının sorusuna, “Aramızda bir şey var. Bana kızdı, çıkıp gitti. Gündüz uykusunu yanımda uyumadı.” diye cevap verdi. Allah Resûlü Ali’yi arattı. “Ali mescitte.” dediler. Allah Resûlü mescide vardığında Hz. Ali “Mescidin bir köşesinde kıvrılmış uyuyordu”. Üstündeki urbanın sırtından kaydığını ve sırtının toz toprak içinde olduğunu gören peygamberimiz ona yaklaştı. Hz. Ali’nin üzerindeki toprağı silkelerken “Kalk Ebu’t-türâb! (toprağın babası)” diyeseslenerek ona lâtife ediyordu. O günden sonra Hz. Ali için bu ad en güzel unvan olmuştur.

AİLENİN «GÜZEL» TARAFINI GÖR لا َيَفْرُكُ مُؤْمِنٌ مُؤْمِنَةٌ. Rasulullah (a.s) buyurdular ki: "Bir mü'min erkek, bir mü'min kadına buğzetmesin. إِنْ كَرِهَ مِنْهَا خُلْقًا رَضِىَ آخَرَ Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir." (Müslim, Radâ 61, (1469)

AİLENİ “KÜÇÜMSEME” MÜSLÜMAN’A YAKIŞMAZ Aile Fertleriyle;  لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسٰى اَنْ يَكُونُوا خَيْرًا مِنْهُمْ وَلَا تَلْمِزُوا اَنْفُسَكُمْ وَلَا تَنَابَزُوا بِالْاَلْقَابِ يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثٖيرًا مِنَ الظَّنِّ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا Aile Fertleriyle; Alay etmek, küçümsemek, kötü isim takmak, su-i zan’da bulunmak, Hor ve hakir görmek, kusurlarını araştırmak, gizli hallerini deşmek, arkadan çekiştirmek, sırrını ifşa etmek MÜSLÜMAN’A YAKIŞMAZ (Hucurât, 49/10-12)

BİRBİRİMİZE HAYATI ZEHİR ETMEK İÇİN Mİ? NİÇİN “AİLE” ? BİRBİRİMİZE HAYATI ZEHİR ETMEK İÇİN Mİ? MUTLU OLMAK İÇİN Mİ?

AİLENE ÖFKELENİP ZARAR VERME مَنْ ضَارَّ اَضَرَّ اللّٰه بِهَ “Kim zarar verirse Allah’ta ona zarar verir. وَمَنْ شَاقَّ شَاقَّ اللّٰهُ عَلَيْهِ “Kim insanlara güçlük çıkarırsa, Allah da ona güçlük çıkarır.” (Ebu Davud, Kada, 31)

DURUM TESBİTİ SEYRETTİĞİMİZ HABERLER NEREDEYSE HERGÜN Sokak çocukları artıyor Kimsesiz ve yetimlere sahip çıkılmıyor Gençlerde suç artıyor/hapishaneler dolu Zararlı alışkanlıklarda yaş 10 civarına indi Huzur evleri ihtiyacı karşılayamıyor Boşanmalar her geçen gün artıyor. 5 evlilik/1,5 boşanma SEYRETTİĞİMİZ HABERLER NEREDEYSE HERGÜN Annesini-Babasını öldüren kız ve erkeklerden Yavrularını acımasızca öldüren veya çöpe atan, sokağa terk eden annelerden Doğan çocuktan haberi olmayan ebeveynlerden Kardeş, Komşu katillerinden bahsediliyor.

SORUNLARIMIZ? DÜNYA HIRSI MAL SEVGİSİ TÜKETİM ÇILGINLIĞI MUHABBETİN YOKLUĞU ORTAK NOKTALARIN DEĞİŞMESİ DENKLİK OLMAYAN EVLİLİK SEVGİNİN TÜKETİLMESİ İLETİŞİM AĞLARININ KAPANMASI MANEVİYATTAN YOKSUNLUK

AHİRET GÜNÜ İMTİHAN… يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخٖيهِ ﴿٣٤﴾ وَاُمِّهٖ وَاَبٖيهِ ﴿٣٥﴾ وَصَاحِبَتِهٖ وَبَنٖيهِ ﴿٣٦﴾ لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَاْنٌ يُغْنٖيهِ ﴿٣٧﴾ وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ ﴿٣٨﴾ ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ ﴿٣٩﴾ وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ ﴿٤٠﴾ تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ ﴿٤١﴾ اُولٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿٤٢﴾ “Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, Gülerler, sevinirler. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler. Onları bir siyahlık bürür. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.” (Abese 33-42)

AİLEDE HUZURU SAĞLAMAK İÇİN Kur’an-ı Kerim’i evimizin merkezine/TV yerine alalım En güzel örnek Hz. Muhammed (s.a.v.)’i evimize misafir edelim Sahabe-i Kiramdan örnek hayatlar seçerek onlardaki güzelliği ailemize kazandıralım Evimizde sadece Allah için olan zamanlar düzenleyelim (15 dakika) Yemeklerimizi her ne olursa olsun birlikte yiyelim ve en az haftada bir gün soframıza misafir davet edelim Anlaşmazlıklarımızda çözüm kaynağı ve Hakem Allah ve Rasulü olsun

AİLEDE HUZURU SAĞLAMAK İÇİN Ailemiz için örnek olabilecek Rol Model aileler, komşu ve dostlar seçelim ve bir araya gelmek için zemin hazırlayalım. Ortak değerler belirleyerek kenetlemeye çalışalım Komşularımıza ziyaretlere birlikte giderek dostluklar geliştirelim Birlikte ibadetlerimizi yerine getirmek için gayret sarf edelim Etrafımızda bulunan insanlarla sohbet halkaları oluşturup çocuklarımızla iştirak edelim ve evimizi bu sohbetlere açalım

AİLEDE HUZURU SAĞLAMAK İÇİN

GÜLÜ İNCİTME GÖNÜL Çiçeklerle hoş geçin, Balı incitme gönül. Bir küçük meyve için Dalı incitme gönül. Konuşmak bize mahsus, Olsa da bir güzel süs, ‘Ya hayır de, yahut sus,’ Dili incitme gönül. Sevmekten geri kalma, Yapan ol, yıkan olma, Sevene diken olma, Gülü incitme gönül. Başın olsa da yüksek, Gözün enginde gerek, Kibirle yürüyerek, Yolu incitme gönül. Mevlâ verince azma, Geri alınca kızma, Tüten ocağı bozma, Külü incitme gönül. Dokunur gayretine, Karışma hikmetine. Sahibi hürmetine Kulu incitme gönül. Bestami YAZGAN 

SÖZ MÜ? KENDİMİZDEN BAŞLAYALIM Başkalarına Zararım Dokunmayacak Aleme değer verip seveceğim Bana Güvenenlere Kol Kanat Gereceğim Haklarını koruyacağım Ahlaklarını güzelleştireceğim İbadetlerini öğreteceğim Hoş Görüp Affedeceğim Güler Yüzlü, Güzel Sözlü Olacağım SÖZ MÜ?