Dr. Canan SATIR ÖZEL TCSB MEDENİYET ÜNİV GÖZTEPE EAH, KHD

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
GASTROİNTESTİNAL KANAL KANSERLİ HASTADA BESLENME DESTEĞİ
Advertisements

İnguinal Herni Onarımında Yeni Bir Teknik: Coşkun Herni Onarımı Lichtenstein Ve Preperitoneal Mesh Tekniği İle Prospektif Randomize Karşılaştırma Faruk.
TIP FAKÜLTESİ VE SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN BİRBİRLERİNE BAKIŞ AÇILARI.
Tahir Atik, Caner Turan, E.Ulaş Saz
Apikal vajinal defekt tamirinde obliteratif yöntemler Prof. Dr. Petek Balkanlı Kaplan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları.
*Hülya ÖZKAN **Yasemin AKBAL ERGÜN
Farklılıkları İncelemeye Yönelik Analiz Teknikleri
STRES İNKONTİNANSTA CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ
ADRENAL BEZ PATOLOJİLERİN MİNİMAL İNVAZİV TEDAVİ KILAVUZU
Mid-trimester gebelik kayıpları ve serklajın yeri
PRETERM BEBEKLERDE TABURCULUK ÖNCESİ
Amaç: Organ yetmezliği insidansı (toplumdaki hastalık sayısı oranı) tüm dünyada artmakta olup, organ nakli olmayı bekleyen hastalar da uygun organ beklerken.
Histerektomi Hangi Yolla: Vaginal? Abdominal? Laparoskopik?
JİNEKOLOJİK CERRAHİ SIRASINDA OLUŞAN ÜROLOJİK TRAVMALAR
Coşkun ve Lichtenstein herni onarım tekniklerinin uzun dönem sonuçlarının karşılaştırması Doç.Dr. Faruk COŞKUN ANKARA NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ.
YENİ DOĞAN BEBEKLERİN YOĞUN BAKIMA ALINMASINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARISINDA
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ARASINDA BESLENME BİLGİ DÜZEYLERİ VE VÜCUT KİTLE İNDEKSİ AÇISINDAN FARK VAR MIDIR? İbrahim N. I. Abuawad1, Muhammed Abdullayev1,
ADENOTONSİLLEKTOMİ SONRASI KARDİYAK FONKSİYONLARDAKİ DEĞİŞİMİN MİYOKARDİYAL PERFORMANS İNDEKSİ VE TRİKÜSPİT ANÜLER DÜZLEM SİSTOLİK HAREKET İLE DEĞERLENDİRİLMESİ.
Radikal Sistektomi - Üriner Diversiyon Sonrası Geç Dönemde Gelişen Üreterointestinal Striktürün Perkütan Balon Dilatasyon İle Tedavisi Dr. Hande SEZER,
T - Testi Bağımsız örneklem t – Testi, bir birinden farklı örneklemlerin ölçülen ortalaması ile tahmin edilen ya da bilinen ortalamasının karşılaştırtırılmasında.
Neden İki Faktörlü Anova Yapıyoruz?
1 HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU TANISINDA FEV 1 /FEV 6 ORANININ YERİ İlknur Başyiğit 1, Haşim Boyacı 1, Serap Argun Barış 1, Cavit Işık Yavuz 2, Füsun Yıldız.
Proteinüri: Ağır Preeklampsi Tanısı İçin Gerçekten Gereksiz midir?
Vajinal Histerektomi Sonrası Apikal Destek Nasıl Yapılmalı?
Bilateral Dev Teratomların LAPAROSKOPİK HİDRODİSSEKSİYON YÖNTEMİ ile Kısmı Rüptüre Halde Çıkarılması Yrd.Doç. Dr. Deniz BALSAK Haliç Üniversitesi Tıp.
Pelvik Organ Prolapsusunda Uterus Koruyucu Cerrahi
Servİkal Tümörü Taklİt Eden Ekstravezİkal Mesane Leİomyomu
Over Kanserlerinde RMI Hesaplamaları
Bilişim Teknolojileri için İşletme İstatistiği
ÖĞRENME AMAÇLARI Veri analizi kavramı ve sağladığı işlevleri hakkında bilgi edinmek Pazarlama araştırmalarında kullanılan istatistiksel analizlerin.
Retrograd Otolog Prime Yönteminin Kan Ve Kan Ürünlerinin Kullanımı Ve Hemogram Değerlerine Etkisinin Değerlendirilmesi Yeliz Koçoğlu Marmara Üniversitesi.
Araştırmanın Başlığı Kayseri Melikşah Üniversitesi psikoloji bölüm öğrencileri ile diğer bölüm öğrencilerinin empati yapma eğilimlerinin incelenmesi.
Farklılıkları İncelemeye Yönelik Analiz Teknikleri
Giriş ve Amaç: Sigara kullanımı dünyadaki önlenebilir ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde oluşmakta,
GİRİŞ VE AMAÇ AÇIK ABDOMİNAL CERRAHİ SONRASI ÖKSÜRME MANEVRALARININ ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ: PİLOT ÇALIŞMA Meriç YILDIRIM*, Ersin AVCI*, Didem KARADİBAK*,
Kan Transfüzyonunda yenilikler
Araş. Gör. Dr. N. Emel ELVERİCİ ARDIÇ
Trans obturator tape (TOT) yapılan hastalarda kısa ve uzun dönem sonuçlar Çelebi BASUGUY*, Serdar BAŞARANOĞLU, Talip KARAÇOR, Şafak HATIRNAZ, Orhan ŞAHİN,
İnkontinans? Üriner inkontinans kadının sosyal, fiziksel ve psikolojik sağlığı üzerine olumsuz etki yaratarak utanç, düşük benlik saygısına neden olur.
Diyarbakır bombalı saldırısı: bir afet deneyimimiz
PROSTAT KANSERİ TANISI KONMUŞ HASTALARDA KEMİK SİNTİGRAFİSİNİN SAĞ KALIM SÜRESİNİ ÖNGÖRMEDEKİ DEĞERİ Elif Marangoz, Doğangün Yüksel, Olga Yaylalı, Suna.
Vücut kitle indeksinin IVF-ICSI gebelik sonuçlarına etkisi
OP. DR. AYŞEGÜL ÖKSÜZOĞLU 6 Ekim 2016
TESTLER
Gestasyonel Diyabetes Mellitusun Erken Risk Değerlendirmesinde Yeni yöntem ARŞ.GÖR.DR.HATİCE ÇAVUŞ KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ ABD
Tubaovaryan Abse Tedavisinde Minimal İnvaziv Cerrahi Deneyimlerimiz
Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği6
İLK TRİMESTERDE ABORTUS İMMİNENS TANISI ALMIŞ VE SUBKORYONİK HEMATOM ALANI SAPTANMIŞ HASTALARIN MS-AFP DEĞERLERİNİN VE ÜÇLÜ TARAMA TESTİ SONUÇLARINA.
Sepsisli Hastalarda prokalsitonin, C-Reaktif Protein, Lökosit, Mean Platelet Volüm Değerlerinin, Kan Kültüründe Üreyen Mikroorganizmalarla Karşılaştırılması.
POSTPARTUM KANAMALARDA HİPOGASTRİK ARTER LİGASYONU
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Arş.Gör.Dr. Abdullah Kaan KURT
SPSS Uygulamaları Parametrik İstatistik
Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve İstatistik
Arş. Gör. Dr. Ayşegül ÖZSALİH YILMAZ
Tıp Fakültesi UYGULAMA 2
Vücut Kitle İndeksinin Osteoartrit Cerrahisi Sonrasında Fonksiyonel Diz Verilerine Etkisi A. Meriç Ünal1, Sabriye Ercan2 1Süleyman Demirel Üniversitesi,
Ayşe Özkaraman, Nihal Orlu, Öznur Usta Yeşilbalkan, Ayfer Karadakovan
ÖDE5024 DAVRANIŞ BİLİMLERİNDE İSTATİSTİK Yüksek Lisans
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HEMŞ.MELİKE ÇELİK DOÇ.DR.ÖZLEM UĞUR DOÇ.DR.EZGİ KARADAĞ
ÖDE5024 DAVRANIŞ BİLİMLERİNDE İSTATİSTİK Yüksek Lisans
Araş. Gör. Dr Abdullah Kaan KURT
İlaç Uygulamalarında Hemşire İzleminin Önemi: X İlaç Uygulaması
Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
LAPAROSKOPİK HİSTEREKTOMİ KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ
1.Hafta Haftalık Çizelge Temel Kavramlar SPSS’ e giriş
Op. Dr. Deniz OLUKLU 03/02/2019.
Şükrü Sınıcı1, Selma Eroğlu2, Ümit Dündar2
Sunum transkripti:

Dr. Canan SATIR ÖZEL TCSB MEDENİYET ÜNİV GÖZTEPE EAH, KHD BENİGN UTERİN ENDİKASYONLAR NEDENİ İLE YAPILAN HİSTEREKTOMİLERDE LAPAROSKOPİ VE LAPAROTOMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Canan SATIR ÖZEL TCSB MEDENİYET ÜNİV GÖZTEPE EAH, KHD

AMAÇ: Günümüzde jinekoloji pratiğinde gerçekleştirilen operasyonların çoğu benign nedenlerle yapılmaktadır. Daha önce ki yıllarda açık yaklaşımlar en çok tercih edilen yöntemken, son yıllarda minimal invaziv yöntemlerle yapılan cerrahiye ilgi artmaktadır. Laparoskopi oranlarının artışı ile birlikte başarı oranları da iyileşmektedir. Amacımız benign uterin endikasyonlarla yapılan histerektomilerin laparoskopik ve laparotomik yaklaşım açısından komplikasyon, hemoglobin değişimleri, kan transfüzyon ihtiyaçlarının karşılaştırılmasını araştırmaktır.

GİRİŞ: ABD’ de histerektomi en sık yapılan majör jinekolojik operasyon olarak bildirilmiştir (Nesbitt-Hawes ve ark, 2013, Clarke-Pearson ve ark 2013), 2009 da 479, 814 histerektomi yapılmıştır, 415,404 vaka benign nedenlerle opere olmuştur ve bunların % 56’sı abdominal yolla, %20,4’ü laparoskopik, % 18,8’i vajinal yolla, %4,5’i robotik asiste olarak yapılmıştır (Cohen ve ark, 2014).

YÖNTEM: Çalışmamız retrospektif kesitsel olarak planlandı YÖNTEM: Çalışmamız retrospektif kesitsel olarak planlandı. Sağlık Bakanlığı, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde 01.01.2012 ve 01.01.2017 tarihleri arasında benign uterin endikasyonlarla laparoskopik ve laparotomik yöntemler kullanılarak adneksiyel cerrahi ile birlikte olsun veya olmasın histerektomi operasyonu yapılan hastalar değerlendirildi ve 537 hasta çalışmaya dahil edildi.

Hastaların kayıtlarına hastanenin klinik portalı üzerinden ulaşıldı Hastaların kayıtlarına hastanenin klinik portalı üzerinden ulaşıldı. Hastaların epikrizleri, ameliyat raporları, klinik seyirleri, kan transfüzyon ihtiyaçları, operasyon sonrası tekrar hastane başvuruları, postoperatif servis takibinde rutin olarak bakılan altıncı saat hemogram ve birinci gün hemogram değerleri, patoloji sonuçları, taburculuk günleri, gravida ve pariteleri, yaşları, diabetes mellitus varlığı, geçirilmiş batın cerrahisi, sigara alışkanlığı, vücut kitle indeksleri incelendi.

Çalışmaya endometriozisi bulunanlar, malign endikasyonlarla cerrahi yapılanlar, adneksiyel kitleler, laparoskopiden laparotomiye dönülenler ve vajinal histerektomi yapılanlar, subtotal histerektomi yapılanlar dahil edilmedi. Hastalar laparoskopik histerektomi yapılanlar ve laparotomik histerektomi yapılanlar olarak 2 gruba ayrıldılar. Erken komplikasyonlar operasyondan sonra ki yedinci güne kadar olan komplikasyonlar olarak tanımlandı (yedinci gün dahil olmak üzere). Geç komplikasyonlar ise postoperatif sekizinci gün ve ilk 1 ay içinde operasyonla ilişkili durumlar olarak tanımlandı.

erken ve geç komplikasyonlar, Gruplar; erken ve geç komplikasyonlar, postoperatif altıncı saat hemoglobin ve postoperatif birinci gün hemoglobin değerleri, postoperatif altıncı saat hemoglobin ile giriş hemoglobin değeri arasındaki fark, postoperatif birinci gün hemoglobin ve giriş hemoglobin değerleri arasındaki fark, peroperatif ve postoperatif kan transfüzyon ihtiyacı, taburculuk günleri açısından karşılaştırıldı. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS 21.0 İstatistik paket programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metotların (Frekans, Yüzde, Ortalama, Standart sapma) yanı sıra normal dağılımın incelenmesi için Kolmogorov - Smirnov dağılım testi kullanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Pearson Ki-Kare testi ve Fisher Exact test kullanıldı. Niceliksel verilerin karşılaştırılmasında iki grup durumunda, gruplar arası karşılaştırmalarında Bağımsız örnekler (İndependent samples) t testi kullanıldı. İkiden fazla grup durumunda parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında tek yönlü (One way) Anova testi ve farklılığa neden olan grubun tespitinde Tukey testi kullanıldı. Parametreler arası karşılaştırmalarda Pearson Korelasyon Analizi kullanıldı. Sonuçlar % 95 güven aralığında, p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi.

Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS 21.0 İstatistik paket programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken Kolmogorov - Smirnov dağılım testi, niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise Pearson Ki-Kare testi ve Fisher Exact testi, niceliksel verilerin karşılaştırılmasında bağımsız örnekler (İndependent samples) t testi, tek yönlü (One way) Anova testi, Tukey testi kullanıldı. Parametreler arası karşılaştırmalarda Pearson Korelasyon Analizi kullanıldı. Sonuçlar % 95 güven aralığında, p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi.

BULGULAR: Hastaların; taburculuk günü ortalaması 2,710 ± 0,955 gün, yaş ortalaması 48,150 ± 6,034, kilo ortalaması 71,100 ± 9,460 kilogram, vücut kitle indeksi ortalaması 26,820 ± 4,273, gravida medyan değeri 4 (0-15), parite medyan değeri 2 (0-10) olarak bulunmuştur.

Hastaların; preoperatif hemoglobin değeri ortalaması 11,949 ± 1,441 gr/dl, postoperatif 6. saatteki hemoglobin değeri ortalaması 10,931 ± 1,320 gr/dl, postoperatif 1. gündeki hemoglobin değeri ortalaması 10,698 ± 1,267 gr/dl, preoperatif hemoglobin değeri ile postop 6. saatteki hemoglobin değeri farkı (∆1) ortalaması 1,036 ± 1,037 gr/dl, preoperatif hemoglobin değeri ile postoperatif 1. gündeki hemoglobin değeri farkı (∆2) ortalaması 1,268 ± 1,070 gr/dl olarak bulunmuştur.

122 (%22,7) hastaya laparoskopi uygulanmışken, 415 (%77,3) hastaya laparotomi uygulanmıştır. Ortalama taburculuk günleri L/S  2,60±1,09, L/T  2,74±0,9, (p=0,176).

Tablo 1: Ameliyat Şekli İle Erken Ve Geç Komplikasyonların Karşılaştırılması   L/S (n=122) L/T (n=415) P n % Erken Komplikasyon 4 % 3,3 14 % 3,4 p=0,959 Geç Komplikasyon Toplam Komplikasyon 8 % 6,6 28 % 6,7 p=0,941 Komplikasyonlar için laparoskopi ve laparotomi grupları ki-kare testi ile karşılaştırıldığında erken, geç ve toplam komplikasyon açısından anlamlı fark saptanmamıştır. Laparoskopi yapılan grupta 4 kişide (%3,3) erken komplikasyon gelişmişken, 4 kişide (%3,3) geç komplikasyon gelişmiş olup, toplamda 8 kişide (%6,6) komplikasyon gelişmiştir. Laparotomi yapılan grupta 14 kişide (%3,4) erken komplikasyon gelişmişken, 14 kişide (%3,4) geç komplikasyon gelişmiş olup, toplamda 28 kişide (%6,7) komplikasyon gelişmiştir.

Cerrahi alan enfeksiyonu %3, Kanama ve hematom %1 (2 hastaya peroperatif müdahelede bulunulmuş, 3 hastaya postoperatif aynı gün ve 1 hastaya postoperatif 2. günde relaparotomi yapılmıştır), Üriner trakt hasarı %0,9 (2 hastada mesane yaralanması, 2 hastada üreter hasarı, 1 hastada hidronefroz gözlenmiştir),

Postoperatif 6. saatteki ortalama hemoglobin değeri; L/S  10,84±1,07 gr/dl, L/T  10,96±1,38 gr/dl, (p=0,347). Postoperatif 1. gün hemoglobin değeri; L/S  10,73±1,10 gr/dl, L/T  10,69±1,31 gr/dl (p=0,786).

Tablo 2: L/S Ve L/T Grupları Arasında Fark 1 (∆1) Hemoglobin Ve Fark 2 (∆2) Hemoglobin Değerlerinin Karşılaştırılması L/S (n=122) L/T (n=415) T P Δ1 1,158±0,783 1,001±1,099 1,478 0,140 Δ2 1,274±0,748 1,267±1,149 0,082 0,935 L/S ve L/T grubu preoperatif hemoglobin değeri İle postoperatif 6. saatteki hemoglobin değeri farkı ve preoperatif hemoglobin değeri ile preoperatif hemoglobin değeri ile postoperatif 1. gündeki hemoglobin değeri farkı arasında ki ilişki t testi ile analiz edildi. L/S ve L/T grupları arasında preoperatif hemoglobin değeri İle postoperatif 6. saatteki hemoglobin değeri farkı açısından anlamlı fark yoktu (p=0,140). L/S ve L/T grupları arasında preoperatif hemoglobin değeri ile preoperatif hemoglobin değeri ile postoperatif 1.gündeki hemoglobin değeri farkı açısından anlamlı fark yoktu (p=0,935). ∆1: Preoperatif Hemoglobin Değeri İle Postoperatif 6. Saatteki Hemoglobin Değeri Farkı ∆2: Preoperatif Hemoglobin Değeri İle Postoperatif 1.gündeki Hemoglobin Değeri Farkı

Tablo 3: Laparoskopi Ve Laparotomi Grupları Arasında Peroperatif Ve Postoperatif Kan Transfüzyon İhtiyacının Karşılaştırılması   L/S (n=122) L/T (n=415) p n % Peroperatif Kan Transfüzyon İhtiyacı Olanlar 2 % 1,6 12 % 2,9 p=0,445 Postoperatif Kan Transfüzyon İhtiyacı Olanlar 1 % 0,8 24 % 5,8 p=0,022 L/S ve L/T grupları arasında peroperatif ve postoperatif kan transfüzyon gerekliliği ki- kare testi ile analiz edildi. L/S ve L/T grubu arasında peroperatif kan transfüzyon ihtiyacı olan ve olmayanlar açısından anlamlı fark yoktu. L/T grubunda postoperatif kan transfuzyon ihtiyacı oranı anlamlı olarak yüksekti (p=0,022).

TARTIŞMA: Taburculuk günü ortalaması Tüm hastalarda 2,710 ± 0,955 gün, L/S grubunda 2,607 ± 1,095 gün, L/T grubunda 2,740 ± 0,909 gün bulunmuştur. Literatürde laparoskopik histerektomi sonrası taburculuk günü 2,7 gün (Ng ve ark, 2007) ve 2,2 (±0,4) gün (Demirayak ve ark) ile benzer bulunmuştur.

Komplikasyonlar için laparoskopi ve laparotomi grupları karşılaştırıldığında erken, geç ve toplam komplikasyon açısından anlamlı fark yoktu. Cochrane derlemesinde (bening jinekolojik hastalıklar, 5102 hasta,47 çalışma) abdominal histerektomiye kıyasla laparoskopik histerektomi daha az yara ve abdominal duvar enfeksiyonu, daha yüksek mesane ve üreter hasarı ile ilişkili bulunmuşken, anlamlı olmayan daha az kan replasmanı ve barsak hasarı gözlenmiştir (Niober ve ark, 2009). Laparoskopi yapılan grupta 4 kişide (%3,3) erken komplikasyon gelişmişken, 4 kişide (%3,3) geç komplikasyon gelişmiş olup, toplamda 8 kişide (%6,6) komplikasyon gelişmiştir. Laparotomi yapılan grupta 14 kişide (%3,4) erken komplikasyon gelişmişken, 14 kişide (%3,4) geç komplikasyon gelişmiş olup, toplamda 28 kişide (%6,7) komplikasyon gelişmiştir.

Peroperatif kan transfüzyonu ihtiyacı; L/S  %1,6, L/T  %2,9 (anlamlı fark yok). Postoperatif kan transfüzyon ihtiyacı; L/S  %0,8, L/T  %5,8 (anlamlı). ∆ 1 hemoglobin ve ∆ 2 hemoglobin değerleri; L/S ve L/T (anlamlı fark yok). Abdominal histerektomide ortalama kan kaybı 300- 400 mLdir (Meeks ve ark, 1997; Thakar ve ark, 2002).

Histerektomilerin sonuçlarının karşılaştırıldığı randomize çalışmada; abdominal histerektomide tahmini kan kaybı oranı 238-660,5 ml, laparoskopik histerektomide tahmini kan kaybı oranı 156-568 ml ve hemoglobin değerlerinde değişim laparoskopik histerektomide abdominal histerektomiden daha az bulunmuştur (OR -0,55, CI -0,082 ile -0,28) (Niober ve ark, 2009). Çalışmamızda gruplar arasında hemoglobin değişimleri açısından literatürden farklı olarak fark saptamadık. Bizim çalışmamızda da peroperatif kan transfüzyonu ve hemoglobin değişimleri açısından laparoskopi ve laparotomiler arasında fark izlenmemiştir.

Erken komplikasyonların %38’ i geç komplikasyonların %72’ si bütün komplikasyonların %55’ ini oluşturan cerrahi alan enfeksiyonu hastalarımızdan %3 oranında gözlenmiştir. Histerektomi sonrası cerrahi alan enfeksiyonu % 0- % 22,6 oranlarında raporlanmıştır (Niober ve ark, 2009). ABD’de histerektomili kadınların %1-4’ünde cerrahi alan enfeksiyonu gözlemlenmiştir (Edwards ve ark,2008). Genel cerrahi alan enfeksiyon oranı antibiyoprofilaksi alan literatür bilgisi ile uyumludur. Geniş prospektif bir çalışmada; hastaların %79’una seçilerek antibiyoprofilaksi yapılmış ve üriner yol enfeksiyonu %4, yara yeri enfeksiyonu %3, nedeni bilinmeyen ateş %3, vajinal enfeksiyon %0,2 ve intraabdominal enfeksiyon %0,1 olarak raporlanmıştır (Makinen ve ark, 2001).

Erken komplikasyonların %27’si, geç komplikasyonların %0’ı, bütün komplikasyonların %3’ünü oluşturan ürüner trakt hasarı tüm hastalarımızda %0,9 oranında gözlenmiştir. 2 hastada mesane yaralanması, 2 hastada üreter hasarı, 1 hastada hidronefroz gözlenmiştir. 62000’den fazla histerektominin retrospektif incelenmesinde, bütün histerektomilerden sonra üreteral hasar oranı 1000 prosedürde 1, laparoskopi sonrasında 1000 prosedürde 13,9, total abdominal histerektomiden sonra 1000 prosedürde 0,4 olarak saptanmıştır (Harkki-Siren ve ark,1998).

Mesane zedelenmesi ve hidronefroz laparotomik cerrahide her ikiside %0,24 oranında gözlenirken, üreter yaralanmasının biri laparotomi ve diğeri laparoskopi sırasında sırasıyla %0,24 ve %0,89 oranında gözlenmiştir. Mesane hasar insidansı abdominal histerektomide %0,02-1 oranındadır (Garry ve ark, 2004; Makinen ve ark,2001). Literatürde benign hastalıklar için yapılan histerektomide mesane yaralanma oranı %0,02-1 , üreteral hasar oranı %0,04 olarak bildirilmiş ve çalışmamızda laparotomi sırasında literatür ile uyumlu oranlarda mesane hasarı ve literatürden daha fazla üreter hasarı tespit edilmiştir (Garry ve ark, 2004; makinen ve ark,2001).

Literatürde laparoskopide ise üriner yol hasarı %1,2- 3 oranında saptanmıştır (Makinen ve ark, 2001; Canis ve ark, 2008; Garry ve ark, 2004; Morelli ve ark,2007; Hur ve ark,2011). Çalışmamızda laparoskopi sırasında üriner yol hasarı literatürden daha az oranda saptanmıştır. Bunun nedeni laparoskopi sırasında pekçok hastamızda pelvik yan duvar açılarak üreter trasesi ve peristaltizmi gözlenerek cerrahi yapılıyor olmasına bağlı olabilir. Bütün laparoskopik prosedürlerde üreter trasesini gözlemleyen cerrahlar tarafından yapılan ameliyatlarda hiç üreter hasarı gözlenmemiştir. Bütün hastalara rutin mesane kateterizasyonu yapılmasına rağmen bir hastada mesane hasarı önlememiştir ancak bu hastanın bir kez batın cerrahisi geçirmiş olmasının normal anatomi üzerine olumsuz etkisi göz ardı edilmemelidir.

Çalışmamızda bir hastada mortalite gözlenmiştir, tüm hastalar içinde ki oranı %0,18 olarak hesaplanmıştır. İngiltere’de 61000 elektif abdominal histerektominin incelendiği retrospektif çalışmada ölüm oranı 1000’de 0,5 olarak saptanmıştır (Cole ve ark, 1977). VALUE çalışmasında (37000 benign nedenli histerektomi) abdominal histerektomi sonrası ilk 6 haftada 8 ölüm raporlanmıştır (mortalite oranı her 1000 işleme 0,32), 4 ölüm kardiyak olaylar ve pulmoner emboli nedeniyle olmuştur. Peroperatif hiç ölüm gözlenmemişken, 6 ölüm hastaneden taburcu olmadan gerçekleşmiştir (Maresh ve ark, 2002).

Ek olarak Amerika Birleşik Devletlerinde 1998- 2010 yılları arasında abdominal histerektomilerde mortalite oranı %0,17 olarak hesaplanmıştır (Wright ve ark, 2013). Mortalite oranımız literatürden fazla bulunmaktadır. SONUÇ: Benign patolojiler nedeniyle yapılan histerektomilerde yöntem olarak seçilen laparoskopi ve laparotomi arasında mortalite ve morbidite açısından anlamlı farklılık saptanmamıştır. Mortalite gelişen hastada postoperatif kanama gerçekleşmiş olup, hastanın mevcut olan Diabetes Mellitus, hipertansiyon ve 2 ay önce geçirilmiş anjio öyküsü olup hastanın dekompansasyonunun diğer hastalara göre hızlı geliştiğini düşünüyoruz.

TEŞEKKÜRLER