Alternatif Para Politikası Stratejileri

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Deflasyonist ve Enflasyonist Açık
Advertisements

POST KEYNESYEN İKTİSAT
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
Rasyonel Beklentiler: Para Politikası
Giriş-Genel Değerlendirme
24 Mart 2006 TBB EKONOMİ ÇALIŞMA GRUBU. Rezerv Politikası Üzerine Türkiye’de kriz sonrası dönemde rezerv hareketleri ve kısa bir “güvence” değerlendirmesi.
Uluslararası gelişmeler,
VI. Ders notları: DÖNÜŞÜM EKONOMİLERİNDE İSTİKRAR POLİTİKALARI
FAİZ ORANI DAVRANIŞI.
1) Otomatik Denkleşme Mekanizmaları A. Fiyat Denkleşme
Enflasyon Enflasyon, bir ekonomide para miktarının (nominal gelirin) yine o ekonomideki mal ve hizmet miktarına (reel gelire) göre daha fazla artması nedeniyle.
İKTİSAT FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ Para Teorisi ve Politikası
Durgunluk ve Maliye Politikası
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
Toplam Talep ve Toplam Arz.
PARA TEORİSİ: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ
PERFORMANS BÜTÇE HAZIRLIK SÜRECİ
Bölüm 29 Açık Ekonomi Makroiktisadı
BP EĞRİSİ.
BÜTÇE AÇIKLARI.
MALİYE POLİTİKASININ DOĞUŞU
İktisadi Dalgalanmalar
Finansal Sistem ve Faiz Oranları
Yüksek ve İstikrarlı Büyüme Perspektifinde Türkiye Ekonomisi
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI Bişkek 13 Nisan 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Toplam Talep ve Toplam Arz.
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2008 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 3 Ocak 2008 – İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
MONETARİZM 1955 ile 1965 yılları arasında Milton Friedman ve arkadaşları tarafından kurulmuş ve geliştirilmiştir. Amaç ; gözden düşen miktar teorisini.
Makro İktisat İktisadi Analiz
İKTİSAT FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ Para Teorisi ve Politikası
T.C. MERKEZ BANKASI E N F L A S Y O N MART 2002.
Finansal Sistem ve Faiz Oranları
REEL KONJONKTÜR TEORİSİ
IS-LM Para ve Maliye Politikaları
PARA TEORİSİ VE PARA POLİTİKASI
Mal piyasalarında denge
Klasik ve Keynesçi İktisat
Strateji Geliştirme Başkanlığı
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
Klasik iktisadi yaklaşım
Makro İktisatta Temel Kavramlar
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
IS-LM Para ve Maliye Politikaları
PARA POLİTİKASI.
MAKRO İKTİSAT I BÖLÜM 9 UZUN DÖNEMDE HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: KLASİK MAKRO MODEL YRD. DOÇ. DR. OKTAY KIZILKAYA.
Para Politikası Yönetimi
MAKRO İKTİSAT PARASAL SİSTEM
Milli Gelir ve Fiyatların Genel Düzeyi: Toplam Talep ve Toplam Arz
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
plan modelinin ana öğeleri
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
FİNANSAL SİSTEM.
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
ULUSLARARASI BANKACILIK
İçerik PARA (PARANIN ÖZELLİKLERİ, FONKSİYONLARI, ÇEŞİTLERİ, PARANIN KIYMETİNİN ÖLÇÜLMESİ, ENFLASYON, DEFLASYON, DEVELÜASYON, REVALÜASYON, PARA POLİTİKASI)
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
Alternatif Makro Modeller: Yeni Klasik İktisat
Alternatif Makro Modeller: Monetarist İktisat
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
S.1.Aşağıdakilerden hangisi tüketim fonksiyonunu etkileyen değişkenlerden biri değildir? A) Harcanabilir gelir düzeyi B) Enflasyonla ilgili tahminler.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KAR DAĞITIM KARARLARI.
Alternatif Makro Modeller: Yeni Keynesyen İktisat
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Konaklama İşletmelerinde Finansal Yönetim
Giriş-Genel Değerlendirme
Alternatif Makro Modeller: Keynesyen İktisat
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-1 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
Sunum transkripti:

Alternatif Para Politikası Stratejileri Doç. Dr. Ahmet UĞUR

Alternatif Para Politikası Stratejileri Para politikalarında iki temel yaklaşım vardır. Birincisi, ihtiyari (aktif veya takdire dayalı) para politikaları adı verilen yönetimlerin takdirine bağlı para politikalarıdır. İkincisi, kurala dayalı para politikası adı verilen belirli bir büyüklüğü para politikasının hedefi olarak belirleyip bir politika hedefinin yönetimin uymakla yükümlü olduğu bir kural kabul eden para politikası yaklaşımıdır.

Alternatif Para Politikası Stratejileri Aktif para politikaları, 1950-1970’li yıllarda uygulamaya hakim olan aktif iktisat politikalarıdır. Keynesçi geleneğin uzantısından oluşturulan bu yaklaşımda yönetimler ekonomik durumu değerlendirirler ve bu değerlendirmeye göre para miktarı, faiz veya kredi hacmi gibi büyüklükleri ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda ayarlamaya çalışırlar. Takdire dayalı politikalar merkez bankasının ekonominin gidişatına göre uygun politika araçlarının kullanması anlamına gelmektedir. Kurala dayalı politikalar, merkez bankasının somut görevlerle yükümlü olmasını gerektirmektedir ve burada para otoritesinin takdirine ve değer yargılarına gerek yoktur.

Alternatif Para Politikası Stratejileri İhtiyari para politikalarının uygulanması gerektiğini savunanlar için en önemli unsur esnekliktir. Kurala bağlı politikalar konjonktüre uygun esnekliği sağlamadığı için konjonktürle mücadeleyi önler. Kurala bağlı politikaları savunanlar, eğer böyle bir esnekliğin olması halinde bu yetkinin her zaman için kötüye kullanılma riskinin olduğunu savunurlar. Kurala bağlı politikaları savunanların en önemli dayanak noktalarından biri ise para politikalarının öngörülebilirliğini sağlamasıdır. Para politikalarında öngörülebilirlik, birey ve firmaların ekonomik karar ve beklentileri üzerinde pozitif etkiye yol açar ve bireylerin enflasyon konusundaki beklentilerinin olumlu olmasına neden olur. Kurala bağlı para politikalarını savunanlara göre para politikası araçlarını kullanmada tam serbestiye sahip olan bir hükümetin parayı politize etme riski her zaman için söz konusudur. Kurala dayalı politikaları savunanlara göre ihtiyari politikaların uygulanması toplumda enflasyonist beklentileri arttırarak enflasyon eğilimini yükseltecektir. İhtiyari politikaları savunanlara göre ise ara hedef uygulaması yoluyla uygulanan kurala dayalı politikalar eğer ara hedef ile nihai hedef arasındaki ilişki güçlü değilse üretim kayıpları gibi bir takım kayıplara neden olacaktır.

Alternatif Para Politikası Stratejileri Gerek ihtiyari politikalara karşı ileri sürülen görüşler gerekse enflasyonun ortaya çıkardığı maliyetler, fiyat istikrarının para politikası için uzun dönemde birincil hedef olarak kabul edilmesine yol açmıştır. Fiyat istikrarının birincil hedef olarak kabul edilmesi, para politikası için nominal bir çıpanın seçilmesini zorunlu kılmıştır. Bu çerçevede alternatif para politikası stratejileri gündeme gelmiştir. Fiilen uygulanan stratejiler 5 tanedir: - Döviz kuru hedeflemesi stratejisi - Parasal hedefleme stratejisi - Nominal gelir hedeflemesi stratejisi - Enflasyon hedeflemesi stratejisi - Faiz oranı hedeflemesi stratejisi Bu stratejilerin ortak özelliği merkez bankası bağımsızlığı desteği altında ekonomideki temel bir değişkeni nominal çıpa olarak kullanıp enflasyon beklentilerini kırmak suretiyle fiyatlar genel seviyesinde istikrarı sağlamaya çalışmalarıdır. Nominal çıpa uygulaması ekonominin nominal büyüklüklerinden birinin çıpa olarak seçilmesi ve değerinin dışsal olarak tanımlanmasıdır. Böylece ekonomideki diğer nominal büyüklüklerin nominal çıpa değerinin uzantısında belirlenmesi amaçlanır.

Döviz Kuru Hedeflemesi Stratejisi Para politikası stratejilerinden nihai hedef olan fiyat istikrarına ulaşabilmek için ara hedef olarak kullanılan değişkenlerden biri (nominal çıpa) döviz kurudur. Bu nedenle döviz kuru çıpası nihai hedefe ulaşmak için döviz kurunun ara hedef olarak kullanılması anlamına gelmektedir. Döviz kuru hedefleme stratejisi enflasyonu düşürüp bunu devam ettirebilmek ve enflasyonist beklentileri kontrol altına almak amacıyla küçük bir ülkenin parasının değerinin enflasyonu düşük güçlü bir ülkenin parasına sabitleyerek yürütülen parasal stratejidir. Döviz kuru çıpasına dayalı parasal stratejiler, katı döviz kuru hedeflemesi veya yumuşak döviz kuru hedeflemesi olmak üzere iki şekli vardır.

Döviz Kuru Hedeflemesi Stratejisi Katı döviz kuru hedeflemesinin iki şekli vardır: Para kurulu ve tam dolarizasyon. Para kurulunda ulusal paranın basımı %100 döviz karşılığında gerçekleşir ve para otoritesi ulusal para ile yabancı para arasındaki değişimi sabit bir orana bağlar. Bu sistemde para otoritesi ülke parasını yalnız yabancı para girişi karşılığı basmaktadır. Tam dolarizasyon ise ulusal paranın yabancı para ile ikame edilmesidir. Yani bir başka ülke parasının yasal ödeme aracı olarak ilan edilmesidir. Yumuşak döviz kuru hedeflemesi, ayarlanabilir kur rejimini ifade etmektedir. Yumuşak döviz kuru hedeflemesinde enflasyonu kontrol altına almak amacıyla ulusal paranın değeri güçlü bir paraya bağlanır. Bu sistemde kimi zaman yabancı bir ülke parasına bağlanan ulusal paranın değeri belirli bir bant içerisinde dalgalanmaya bırakılabilir.

Parasal Hedefleme Stratejisi Parasal hedefleme, 1990’lı yıllara kadar yaygın olarak kullanılan bir para politikası stratejisidir. Parasal hedeflemede ara hedef olarak seçilecek olan para arzı tanımı, enflasyonla en istikrarlı ilişkiye sahip olma, enflasyon üzerinde en fazla etkiye sahip olma ve merkez bankasınca en fazla kontrol edilebilme kriterleri dikkate alınarak belirlenir. Parasal hedefleme stratejisi parasal büyüklüklerdeki kısa dönem ilişkisini gidermekte ve para arzının kontrolü yoluyla enflasyonu kontrol altında tutmada önemli bir stratejidir. Buna göre parasal hedefleme stratejisi üç anahtar unsur içermektedir. Bunlar; parasal büyüklüğün güvenirliği, parasal büyüklük hedefinin ilanı ve hesap verebilirlik mekanizmasının işleyişidir.

Parasal Hedefleme Stratejisi Parasal hedefleme stratejisi kurala bağlı olan bir para hedefleme uygulamasıdır. Merkez bankaları hedeflenen parasal büyüklüğü elde etmek için bazı kurallar koymaktadır. Bu kurallar merkez bankasının karar sürecini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca bu kurallar yalnızca uzmanlar için değil tüm ekonomik birimler içinde kolaylık sağlayarak merkez bankasının kamuoyu ile iletişimine yardımcı olabilmektedir.

Nominal Gelir Hedefleme Stratejisi 1980’lerde parasal büyüklüklerin dolaşım hızındaki değişmelerden dolayı bunlarla nominal gelir arasındaki ilişki istikrarsız hale gelmiştir. Bu durum parasal büyüklükleri para politikasının güvenilir hedefleri olmaktan uzaklaştırmıştır. Bu nedenle bazı iktisatçılar para politikası hedefi olarak bizzat nominal gelirin kullanılmasını önermişlerdir. Nominal gelir, parasal gelir olarak da ifade edilmekle birlikte reel gelir ile fiyatlar genel düzeyinin bileşiminden oluşmaktadır. Dolayısıyla, nominal gelir gerçek satın alma gücünü ifade etmemektedir. Elde edilen gelirin gerçek satın alma gücünü belirleyebilmek için nominal geliri, ekonomide yaşanan sürekli fiyat artışlarından arındırmak bir başka ifade ile sterilize etmek gerekmektedir. Bu stratejide para otoriteleri belirli bir dönemin sonunda ulaşmak istediği gelir düzeyini hedeflemekte ve diğer politika araçlarını da bu hedefe uygun bir biçimde seçmektedir.

Nominal Gelir Hedefleme Stratejisi Nominal gelir, reel gelir ile fiyatlar genel düzeyinin bileşiminden oluşmakta ve kamu otoriteleri nominal geliri hedeflerken aslında reel geliri ve enflasyonu da hedeflemektedirler. Görünürde yalnızca nominal gelir hedeflemesi söz konusu iken gerçekte reel gelir ve enflasyon hedeflemesi de yapılmış olmaktadır. Nominal gelir hedeflemesi, birçok yönden enflasyon hedeflemesi ile örtüşmektedir. Nominal gelir hedeflemesi, özünde fiyatlar genel düzeyini de barındırdığından enflasyon hedeflemesinden daha etkili görülmektedir.

Nominal Gelir Hedefleme Stratejisi Literatürde iki farklı nominal gelir hedeflemesi vardır. Bunlardan birincisi, nominal gelirdeki büyüme oranını (yüzdesel olarak) içermekte, diğeri ise ulaşılması beklenen gelir düzeyini (miktar olarak) işaret etmektedir. Oransal olarak yapılan bir nominal gelir hedeflemesi daima tutar olarak yapılacak bir hedeflemeden daha rasyonel sonuçlar verir. Aynı zamanda başarıya ulaşma şansı da daha yüksek olacaktır. Nominal gelir hedeflemesi, enflasyon hedeflemesi ile kıyaslandığında nominal gelir hedeflemesi üretim düzeyinin istikrarını ön planda tutmakta ve enflasyon hedeflemesinde olduğu gibi sadece fiyat istikrarına odaklanmamaktadır.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi 1990’lı yılların başından itibaren Yeni Zelanda, Kanada, İngiltere, İsveç ve Finlandiya gibi gelişmiş; Brezilya, Şili, Çek Cumhuriyeti ve Polonya gibi gelişmekte olan ülkelerde uygulamaya başlanan enflasyon hedeflemesi stratejisi para politikası otoritelerinin nihai hedef olan fiyat istikrarını sağlamak amacıyla sayısal bir enflasyon hedefi belirlemesi ve bunu kamuoyuna açıklamasıdır. Bu strateji ile parasal otoriteler önceden belirlenen zaman dilimi için sayısal bir enflasyon hedefini kamuoyuna açıkça ilan ederler. Söz konusu sayısal hedef belirli bir aralık ya da belirli bir nokta şeklinde belirlenebilir.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi Enflasyon hedeflemesi rejiminin enflasyonu kontrol eden diğer yöntemlerden temel farkı para politikası araçlarının tümünün hedef doğrultusunda kullanılması ve geçmiş ya da cari enflasyon yerine gelecek enflasyona odaklanmasıdır. Enflasyon hedeflemesi stratejisinde para politikası uygulaması ara hedef seçmeden doğrudan önceden belirlenen enflasyon hedefine odaklanır.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi Enflasyon hedeflemesi stratejisinin beş unsuru bulunmaktadır: - Orta vadeli enflasyon hedefinin kamuoyuna durulması, - Para politikasının ilk ve temel hedefinin fiyat istikrarının olduğunun belirtilmesi ve merkez bankası tarafından kurumsal taahhüdün verilmesi, - Merkez bankasının finansal piyasalarla ilişkilerinde şeffaflığın artırılması, - Merkez bankasının kredibilitesinin artırılması, - Para politikası kararlarının oluşumunda ve uygulamasında iyi bir enformasyon ağının oluşturulmasıdır.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi Enflasyon hedeflemesi stratejisinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için merkez bankasının bağımsızlığının kanunlarla desteklenmesi, kamu bütçesinde dengenin sağlanması, yeterli finansal derinliğe sahip gelişmiş para ve sermaye piyasalarının olması gerekir. Örneğin, yeterli finansal derinliğe sahip olmayan para ve sermaye piyasalarının bulunduğu ekonomilerde uygulanan para politikaları, politika sonuçlarının verimliliğini azaltır. Çünkü bu koşullarda sistem sorun yaşama eğilimindedir ve fiyat istikrarına odaklanamaz. Bu yüzden enflasyon hedeflemesi uygulamaları gelişmiş ülkelerde gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi performans göstermektedir.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi Uygulamada enflasyon hedeflemesi stratejisi açık ve örtük hedefleme olarak iki şekilde yapılmaktadır. Açık (katı) enflasyon hedeflemesi stratejisinde merkez bankası tüm para politikası araçlarını tek amacı ve taahhüdü olan fiyat istikrarını sağlamak amacıyla kullanır. Örtük (esnek) enflasyon hedeflemesi stratejisinde ise merkez bankası temel hedefi olan fiyat istikrarının yanında döviz kuru, faiz oranı, istihdam ve ekonomik büyüme gibi hedefler de belirler. Enflasyon hedeflemesi stratejisinin başarıyla uygulanabilmesi için bir takım ön koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi - Enflasyon hedeflemesinin başarılı olabilmesi için gerekli ön koşullardan biri merkez bankasının tam bağımsızlığının sağlanmış olmasıdır. - Enflasyon hedeflemesinde bir diğer ön koşul para politikası uygulamalarında şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasıdır. Bu stratejide merkez bankasının bağımsızlığının yanında kamu ile iletişimin, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin sağlanması gerekmektedir. - Diğer bir ön koşul güçlü ve istikrarlı bir maliye politikasının izlenmesi ve mali baskınlığı olmamasıdır. Kamu açıklarının finansmanının yaratacağı baskı sürekli olarak enflasyon baskısını gündemde tutacak ve ayrıca faiz oranlarının yüksek düzeylerde seyretmesine neden olacaktır. - Hedeflenen tek değişkenin enflasyon olması gerekmektedir. Enflasyon hedeflemesini benimseyen ülkeler için ücret ve döviz kuru gibi nominal değişkenleri hedeflemekten kaçınmaları zorunludur. - Enflasyon hedeflemesinde ihtiyaç duyulan ön koşullardan bir diğeri gelişmiş bir para ve sermaye piyasasının yani güçlü ve derin bir finansal sistemin varlığıdır.

Faiz Oranı Hedeflemesi Stratejisi Faiz oranı hedeflemesi stratejisi, kısa vadeli bir faiz oranının ara hedef olarak belirlenmesi şeklinde oluşturulmuştur. Merkez bankası ara hedef değişken olarak faiz oranının belli bir düzeyini seçtiğinde faiz oranını sabitleyebilmek için para arzını yönetir. Para talebindeki değişmeler faiz oranı düzeyini etkileyeceğinden merkez bankasının faiz oranını istenen düzeyde tutmak için para arzını artırması veya azaltması gerekir.

Faiz Oranı Hedeflemesi Stratejisi Faiz oranlarının ara hedef olarak alınmasında harcamalar ile faiz oranları arasında güçlü bir ilişkinin olduğu ve faiz oranları etkilenerek harcama akımlarının etkilenebileceği varsayımı önemli bir etkendir. Faiz oranı hedeflemesi stratejisinin temel zaafı, iktisadi faaliyet düzeyi ile uyumlu bir faiz oranının belirlenmesindeki güçlüktür. Faizler ara hedef olarak kullanıldığında kısa dönemli faizlerin nihai hedefle ilişkisinin zayıf olması, uzun dönemli faizlerin nihai hedefle ilişkisi olmasına rağmen merkez bankasının kontrolünde olmaması faizlerin ara hedef olarak alınmasını güçleşmiştir.