SAĞLIK BİLGİSİ ve İLKYARDIM
SOLUNUM ve KALP DURMASI Solunum(Respirasyon): Soluk alma (inspirasyon) ve soluk verme (ekspirasyon) işlemidir. Solunum sayısı değişmekle beraber, genellikle yetişkinlerde 15-20 kez/dk., çocukta 20-30 kez/dk., bebekte 30-40 kez/dk., arasındadır.
Solunum Durması Solunum, yaşamsal bir belirtidir ve vücudun gereksinim duyduğu oksijen bu olla sağlanır ve karbondioksit bu yolla dışarı atılır. Eğer herhangi bir nedenle , solunum yollarında tıkanma oluşursa oksijen ciğerlere ulaşamaz ve solunum zorluğu ya da solunum durması denen tablo ortaya çıkar.
Solunum Durmasının Belirtileri Solunum yolunun mekanik olarak tıkanması(dilin ya da herhangi bir cismin soluk yolunu tıkaması, suda boğulma, boyundan asılma, ağızda biriken kan, kusmuk, sıvı gibi) Zehirlenmeler(zehirli gazların solunması, bazı ilaçların aşırı dozda alınması, hayvan ya da böceklerin ısırması ya da sokması gibi) Solunum merkezinde yıkım(elektrik çarpması, kafa travması, beyin kanaması gibi) Solunumda görevli sinirlerin kopması ya da başka bir nedenle işlevini yitirmesi Bazı hastalıklar (alerjik ödem, difteri, tetanoz vb.) Solunum organlarının yaralanması Kalp durması
Solunum Durmasının Belirtileri Soluk alıp-verme sesinin alınamaması yada gürültülü solunum alınması Hava yolunun tam olmayan tıkanıklıklarında horlama, gargara sesi, hırıltı ve ötme şeklinde anormal solunum sesleri Göğüs hareketlerinin durması Burun ve ağızdan hava giriş ve çıkışının hissedilememesi Oksijensizlik sonucunda, dudaklardan başlayıp yüze yayılan morarma Bir dakika kadar sonra gelişen midriazis (göz bebeklerinin genişlemesi), gözün reflekslerini kaybetmesi Kasların istem dışı kasılması Bilinç kaybı Kalp durması
Solunum Durmasında İlkyardım A. ABC kontrol edilerek sürekliliğinin sağlanması: A(Airway): Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanması B(Breathing): Solunum varlığının ve sürekliliğinin sağlanması C(Circulation): Dolaşımın –nabız- saptanması ve sürekliliğinin sağlanması. Solunum durduğunda, kalp bir süre daha çalışır. Solunumun durduğu, fakat kalp fonksiyonlarının sürdüğü dönemde yakalanan hastalara, yapay solunum (solunum resüsitasyonu) uygulanarak kardiyak arrest önlenebilir. Bu nedenle öncelikle soluk yolunun açılıp solunumun sağlanması gerekir.
A(Airway): Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanması Ağız içi kontrolü(kör dalış) Baş çene pozisyonu(baş geriye, çene yukarıya manevrası) Alt-çene pozisyonu(çene itme manevrası)
B(Breathing): Solunum varlığının ve sürekliliğinin sağlanması Bak-dinle-hisset yöntemi Bak: göğüs kafesi kalkıyor mu? Dinle: soluk sesi duyuluyor mu? Hisset: soluk yanağa geliyor mu?
Hastanın solunumu varsa koma pozisyonu verilir. Hastanın solunumu hızlı ve yüzeysel ise egzersiz, ateşli hastalıklar, şok ya da zehirlenme düşünülmelidir. Solunumu derin ve kesik kesik ise solunum yolu kısmen tıkalı ya da akciğer sorunu olabilir. Kişi konuşamıyor, öksüremiyor ve refleks olarak iki eliyle boğazını tutuyorsa soluk yolunun yabancı cisimle tıkanmış olabileceği düşünülmelidir.
Solunumun olamaması ya da yetersiz solunumun olması, hızlı bir şekilde kurtarıcı soluk verilmesini gerektirir. Yetişkinlerde önce akciğerleri şişirecek düzeyde yaklaşık 1 saniyenin üzerinde süren 2 kurtarıcı soluk verilir. Bu esnada göğüs kafesinin yükselmesi izlenir. Eğer ilk soluk verişte göğüs kafesi yükselmiyorsa başa tekrar pozisyon verilerek soluk verme tekrarlanır. Verilecek soluk miktarı göğüs kafesini yükseltecek kadar olmalıdır. Göğüs kafesi yine yükselmezse üçüncü kez soluk verilmez.
Yabancı cisim tıkanması var sayılarak yabancı cisim çıkarılması yöntemine geçilir. Ağız içi tekrar temizlenir. Baş ve çene pozisyonu değerlendirilir. Başarılı olunamıyorsa dolaşım belirtilerinin değerlendirilmesine geçilmelidir. Nabız alınıyorsa yapay solunuma devam edilir. Dolaşım dakikada bir kontrol edilir. Eğer dolaşım belirtileri yoksa dıştan kalp basısına başlanır.
Eğer yeniden canlandırma sonrasında hastanın kendiliğinden solunumu ve dolaşımı geri dönerse yarı yüzüstü pozisyon verilir. Bu pozisyon, kendiliğinden soluyan ve kalp atımı bulunan bilinçsiz hastalara verilir.
C(Circulation): Dolaşımın –nabız- saptanması ve sürekliliğinin sağlanması. Dolaşımın değerlendirilmesi için nabız kontrolü yapılır. Eğer kalp fonksiyonları yoksa ya da iyi değilse yapay solunum ile birlikte kalp basısı yapılmalıdır.
Suni(Yapay) Solunum Uygulaması I. Ağızdan ağza yapay solunum: En çok tercih edilen yapay solunum çeşididir. Hastanın oksijen alması ve solunumunun hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Kişide nabız varsa sadece yapay solunum yapılacaksa yetişkinlerde 5 saniyede bir (12kez/dk.), Çocuklarda 4 saniyede bir (15kez/dk.), Bebekte 3 saniyede bir(20kez/dk.) soluk verilmelidir.
Hasta sırt üstü yere yatırılır. Sıkan giysileri gevşetilir. Hastanın omuz hizasına diz çökülür. Hava yolu açılır Hastanın alnına yerleştirilen elin ayası ile baş geriye doğru itilirken baş parmak ve işaret parmağı ile verilen soluğun kaçmaması için burun kapatılır. İlkyardımcının ağzı, hastanın ağzının üzerine tamamıyla kapatacak şekilde yerleştirilir. Derin bir nefes alınarak her nefes 1 saniye içinde hastaya verilir. Nefes verirken göğsün kalkışı, verdikten sonra göğsün inmesi beklenir. Çok fazla miktarda ya da sayıda soluk verme göğüs içi basıncını artırarak kalpten pompalanan kan miktarının azalmasına neden olur ve kişinin yaşama şansı azalır. Bu nedenle hızlı ve güçlü soluk vermeden kaçınılmalıdır.
II. Ağızdan burna yapay solunum: Hastanın ağzını açmak mümkün olmadığında, yüzdeki ciddi yaralanmalarda ağızdan soluk verilemediğinde, hastanın dişleri yoksa ve bu nedenle soluk verirken ağız kapanmıyorsa ağızdan burna solunum yapılır. İlk yardımcı, bir elini hastanın alnına koyarak geriye doğru iter. Diğer elini, hastanın çenesinin altına koyarak ağzını kapatır. Derin bir nefes alarak ağzını, burnunu tamamen kapatacak şekilde yerleştirir. Nefes verdikten sonra ağzını hastanın burnundan uzaklaştırarak havanın dışarı çıkışı sağlanır. Havanın daha kolay çıkmasını sağlamak için hastanın ağzı bu sırada açılabilir.
III. Ağızdan ağza ve burna yapay solunum: ağız burun mesafesinin kısa olması nedeniyle bebeklerde uygulanır. İlkyardımcı ağzını, bebeğin ağız ve burnunu içine alacak şekilde yerleştirir. Bebeklerde verilecek soluğun miktarı yanakları şişirecek kadar olmalıdır. Az ve sık soluk verilmelidir. Bebeklerde akciğer kesecikleri ve alveoller zedelenebileceğinden, verilecek hava kuvvetlice üflenmemelidir.
Temel Yaşam Desteği Kalp-Akciğer canlandırılması (KPR-Kardiopulmoner resüsitasyon): Yaşamı herhangi bir nedenle kesintiye uğramış bir kişinin, durmuş olan solunum ve dolaşım fonksiyonlarını tekrar işler hale getirmek için yapılan uygulamalara kardiopulmoner resüsitasyon(KPR-CPR) ya da kalp-akciğer canlandırılması(KAC) denir. KPR’de temel amaç; solunumun ve dolaşımın yeniden sağlanmasıdır. Kardiyak arrest (kalbin durması) ve respiratuar arrest (solunumun durması), çoğu zaman birbirini izlediğinden kardiopulmoner arrest deyimi kullanılmaktadır.
Kalp durmasının nedenleri Solunum yolunda tıkanma, solunan havada oksijensizlik ve boğulma gibi solunumu engelleyici nedenler Dokuların oksijensiz kalmasına neden olacak derecede kanama Aşırı dozda alınan anestezik ilaçlar ve uyuşturucular. Aşırı dozda zehirleyici madde alımı ve alerjik reaksiyonlar Elektrik çarpması Sıvı-elektrolit dengesinin bozulması Kalp hastalıkları
Kalp durmasının belirtileri Bilinç kaybı Atardamarlardan nabız alınamaması Dinlemeyle kalp seslerinin duyulamaması Gözbebeklerinde genişleme Reflekslerin kaybolması Solunum durması Yüzde dudaklardan başlayan morarma Deride soğuma, deri renginde solma ve soğuk terleme