DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KAR DAĞITIM KARARLARI
FİNANSAL KARAR TÜRLERİ Yatırım kararları, Finansman kararları, Kar dağıtımı kararları. PİYASA DEĞERİNİN MAKSİMİZASYONU
KAR KAVRAMI Belli bir hesap dönemi sonunda elde edilen satış geliri ile bu gelire ilişkin maliyet ve giderler arasındaki olumlu fark kâr olarak tanımlanır. Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri uyarınca bir hesap döneminin kârı “[(Net Satışlar + Diğer Gelirler) - (Satışların Maliyeti + Faaliyetin Giderleri + Diğer Giderler)] = KÂR” şeklinde ifade edilir.
Kardan söz edilebilmesi için aktif ve pasif kalemlerdeki değişikliklerin özsermaye üzerinde bir artış meydana getirmesi zorunludur.
KAR TANIMLARI Hesap dönemi yönünden kar, Dağıtım yönünden kar, Vergi hukuku yönünden kar…
Hesap Dönemi Yönünden Kar Dar anlamda kar, herhangi bir dönem içinde fiilen satılan malların satış tutarı ile bu malların maliyet bedeli arasındaki farktır. Geniş anlamda ise, bir işletmenin özvarlığında meydana gelen artış kâr kavramını ifade eder. Kâr, işletmenin hesap dönemi sonundaki özvarlığı ile hesap dönemi başındaki özvarlığı ya da başka bir deyimle işletmenin hesap dönemi içinde elde ettiği gelir ile yaptığı giderler arasındaki olumlu farktır.
Dağıtım Yönünden Kâr İşletmenin potansiyeline dokunmadan bir başka ifadeyle, işletmenin gelişmesini sağlayacak fonları saklı tutmak koşulu ile hisse senedi sahiplerine dağıtılabilecek aktif artış şeklinde tanımlamak mümkündür.
Vergi Hukuku Yönünden Kâr Kârın vergi hukuku yönünden tanımı, sermaye kazançlarının vergisel yönden saptamasına ilişkin teorilere göre yapılmaktadır. Bu teorilerden biri “kaynak teorisi” diğeri ise “net artış teorisi” dir.
Kaynak teorisine göre; Gelir; kişilerin sahip oldukları üretim faktörlerini (emek, sermaye) üretim sürecine sokmaları karşılığında elde ettikleri değerler akımı olarak tanımlanmaktadır. Bu teoriye göre bir unsurun gelir sayılabilmesi için iki önemli özelliğin bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar, belirli bir üretim faktörüne bağlılık ve devamlılık unsurlarıdır.
Net artış teorisine göre Vergiye tabi gelir kavramının belirlenmesinde kaynak ve devamlılık unsurlarının kullanılmasına ihtiyaç yoktur. Bu teoriye göre bir kişinin geliri, belirli bir dönemde yaptığı tüketim ile aynı dönemde net varlığında gerçekleşen değişimin (artış) toplamından oluşur.
Yapılan düzenlemelerle Türk Vergi Sistemi’nde, ödeme gücüne göre vergilendirme ilkesinden hareketle, satın alma gücü yaratan her türlü değer akımının vergilendirilmesi amaçlanmıştır. Buna göre vergisel olarak Türkiye uygulamasında, gelirin bir başka ifadeyle kârın en genel tanımı, tasarruf ve harcamalara konu olan her türlü değer olarak yapılabilir.
İŞLETME AÇISINDAN KAR DAĞITIMI HİSSEDARLAR AÇISINDAN KAR DAĞITIMI Kar Dağıtımı İŞLETME AÇISINDAN KAR DAĞITIMI HİSSEDARLAR AÇISINDAN KAR DAĞITIMI
İŞLETME AÇISINDAN KAR DAĞITIMI Temelde finans yönetiminin amacı, işletmenin piyasa değerini, dolayısı ile işletme sahiplerinin servetlerini, en yüksek düzeye çıkarmaktır. İşletme yönetimi daha uzun süreli düşünürken, hissedarlar her yıl düzenli bir kar payı almayı umut ederler. İşletme yöneticileri uzun vadede, işletmenin piyasa değeri ile ortakların kar payı beklentileri arasında optimal bir denge kurmak zorundadır. FIRSAT MALİYETİ
Kar dağıtımı, işletmenin piyasa değerini, dolayısı ile hissedarların servetlerini değişik şekillerde etkileyecektir. İşletmenin sermaye piyasasından gerekli fonları sağlama olanağı yoksa, yüksek oranda kar dağıtımı, büyüme hızının yavaşlamasına yol açacaktır. Bu durumda, bir yatırım kararından vazgeçme söz konusu olabilecektir. Böylece, kar dağıtımı, bir yatırım kararı niteliğindedir. Eğer işletme, ihtiyaç duyduğu fonları, sermaye piyasasından uygun koşullarda temin edebiliyorsa, kar dağıtımı bir finansman kararıdır.
HİSSEDARLAR AÇISINDAN KAR DAĞITIMI Hissedarlar genellikle işletmenin değerini ve dolayısı ile hisse senetlerinin fiyatını, dağıtılan kar payı miktarı ve oranına göre ölçmeye eğilimlidir. Yatırımlarının karşılığını en kısa zamanda, devamlı artan veya hiç olmazsa düzeyini koruyan ödemeler şeklinde almak isterler. Böyle düşünen hissedarlar için ödenecek kar payı miktarı ve bu miktarın düzenli olması son derece önemlidir. Hissedarların bu düşüncesi, işletme yönetimini büyük bir baskı altına sokar. Böylece işletme, rasyonel bir karar olmasa bile, her yıl düzenli bir kar dağıtım politikası izlemek zorunda kalabilir.
Kar Dağıtımını Etkileyen Faktörler Kanun ve Şirket Sözleşmesinde Yer Alan Hükümler İşletmenin Nakit Durumu Borçlanma Yeteneği Varlıkların Büyüme Oranı Kredi Sözleşme Hükümleri Karlılık Kar Payı Dağıtımında İstikrarlılık Ortakların Vergi Durumları
KAR DAĞITIM KARARI VE POLİTİKASI Kar payı ödeme tutarı, işletmenin sahip olduğu yatırım fırsatlarına bağlı olarak dalgalanmalar gösterir. İşletmenin yatırım fırsatları çoksa, kar payı ödeme oranı oldukça düşük olacaktır. Eğer işletme, yatırım fırsatları bulmakta güçlük çekiyorsa, kar payı ödemeleri fazla olacaktır.
WALTER FORMÜLÜ Formüldeki semboller ; P = Adi hisse senedinin pazar fiyatı D = Hisse başına dağıtılan kar payı E = Hisse başına düşen gelir r = Yatırımın karlılığı q = Pazar kapitalizasyon oranıdır.
r > q Dağıtmama kararı ÖRNEK r=0,30 q=0,20 E=500 TL D=250 TL 250 + 0,30 (500 – 250) 0,20 P = = 3.125 TL 0,20 r > q Dağıtmama kararı
ÖRNEK 0 + 0,30 (500 – 0) 0,20 D = 0 alınır P = = 3.750TL 0,20
ÖRNEK r=0,15 q=0,25 E=500 TL D=250 TL 250 + 0,15 (500 – 250) 0,25 P = 250 + 0,15 (500 – 250) 0,25 P = = 1.600TL 0,20 r < q Dağıtma kararı
ÖRNEK D = E olarak alınır 500 + 0,15 (500 – 500) 0,25 P = = 2.000TL 500 + 0,15 (500 – 500) 0,25 D = E olarak alınır P = = 2.000TL 0,25
Eğer r, q’dan küçükse optimal kar payı ödeme oranı %100 olmalıdır. Yatırım karlılığının pazar kapitalizasyon oranından küçük olması halinde (r<q), şirket karlarının tamamını dağıtırsa hisse senedinin pazar değeri maksimum düzeye ulaşacaktır. Eğer yatırımın karlılığı, pazar kapiitalizasyon oranına eşit olursa (r=q), hisse senedinin pazar fiyatı, kar payı ödeme oranına karşı duyarsız olacaktır. Başka faktörlerin incelenmesi gereklidir.
Walter formülünde kar payı ödemesinin, sadece yatırımların karlılığı açısından belirlenmesi gerekmektedir. Böylece işletmenin elinde çok sayıda karlı yatırım fırsatları varsa, nakit kar payı ödemeleri yapılmamalıdır. Çünkü, bu fırsatların değerlendirilebilmesi için kaynağa ihtiyaç vardır. Diğer taraftan, işletmenin karlı yatırım fırsatları yoksa, karın tamamının ortaklara dağıtması daha uygun olacaktır.
Walter formülünü dikkate alarak optimal kar payı dağıtımını gerçekleştirmek hatalı bir davranış olacaktır. Çünkü, hisse senetlerinin pazar fiyatı, sadece kar payı dağıtım oranına bağlı olmamaktadır. Diğer taraftan karlı yatırım fırsatlarının finansmanında kullanmak üzere, uygun dış kaynak bulunup bulunmaması, işletmenin likiditesi gibi bir çok faktörün de dikkate alınması gereklidir.
KAR PAYI DAĞITIM POLİTİKALARI İstikrarlı Kar Payı Dağıtım Politikası Sabit Kar Payı Dağıtım Politikası Sabit Kar Payı Ödeme Oranı Politikası Katkılı Sabit Kar Payı Dağıtım Politikası
KAR PAYI DAĞITIM ŞEKİLLERİ Nakdi Kar Payı Dağıtımı Nakdi Olmayan Kar Payı Dağıtımı Hisse Senedi Olarak Ödeme Borç Senedi (Bono) Olarak Ödeme Ayni Olarak Ödeme