Görme Engelliler
Görme yetersizliğinin yasal tanımı Gözlükle ve kontakt lenslerle mümkün olan bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra, gören gözün olağan görme gücünün onda birine, yani 20/200’lük görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan ya da görme açısı yirmi dereceyi aşmayan kişilere yasal yönden kör denilmektedir.
Eğitimde görme engelinin tanımı, görme ve öğrenme arasındaki ilişkiyi vurgulayarak yapılmaktadır. Eğitimciler görme engelini, gerekli tüm düzeltmelere rağmen çocuğun eğitimsel performansını etkileyen görmedeki kusurlar şeklinde tanımlamaktadır. Görme engelli olan çocuklar körlükten, az görmeye kadar giden çok geniş alanda görsel yetenekleri sergilemektedirler.
GÖRME ENGELİNİN NEDENLERİ Genetik olabilir. * Annenin hamileliği sırasında geçirdiği kızamıkçık gibi ateşli hastalıklar, aldığı bazı ilaçlar ya da röntgen ışınlarına maruz kalma görme engeline neden olabilmektedir. * Doğumun güç olması da bir başka nedendir. * Prematüre (erken) doğan bebeklere küvezde fazla oksijen verilmesi çocuğun kör olmasına neden olabilmektedir. * Doğum sonrasında çocuğun geçirdiği ateşli hastalıklar, kazalar, zehirlenmeler görme engelinin nedenlerindendir.
Sınıflandırma Görme engelli çocuklar yasal ve eğitsel tanımlamaya göre; körler, az görenler ve görme yetersizliği olanlar şeklinde gruplandırılmaktadır.
TANILAMA VE DEĞERLENDİRME
Görme bozukluğu tanısının konabilmesi için,Görme keskinliğinin,Görme fonksiyonlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Görme keskinliği genellikle Snellen Kartı kullanılmakla ölçülmektedir. Snellen Kartı 8 sıra E’ den oluşmuştur. Kart ya da ışıklı pano 20 ayak (6.04 m) uzağa yerleştirilerek test edilmektedir. Sekiz sıradan her biri 4, 5, 6, 9, 12, 15, 21 ve 30, 60 metre uzaklığı ifade etmektedir.
Çocuğun gösterdiği davranışlar Gözlerini sık sık ve aşırı şekilde oğuşturur. Başını sallar ya da öne doğru uzatır. Gözlerinden birini kapatır ya da eliyle kapatır. Okumada zorluk çeker, başarısız olur. Yakın çalışması gereken işlerden rahatsız olur. Gözlerini olduğundan daha fazla kırpıştırır. Kitap veya elinde yaptığı herhangi bir işi gözüne yakın tutar. Uzaktaki nesneleri açık bir şekilde tanımlayamaz. Gözlerini kısarak bakar, kaşlarını çatar. Yukarıda belirtilen özellikler çocukta görüldüğü takdirde mutlaka bir göz doktoruna başvurulmalıdır.
GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMLERİ
Eğitimciler, okul ortamında görme engelli bireylerin oryante olmalarına, hareket özgürlüğü ve günlük yaşam becerilerini kazanmalarına yardımcı olmaktadır. Çocukların tüm derslere katılabilmelerine yönelik programlar hazırlamak, çocuğun diğer gören yaşıtları ile ayrı sınıfa devam etmelerini sağlamak, eğitime erken yaşta başlamak çocuğun eğitimi için gereklidir. Eğitim yaşantısının çoğunluğunun görsel nitelikte olması, sorunu daha da arttırmaktadır. Bu nedenle eğitim ve program süreçlerinde uyarlamalara ihtiyaç bulunmaktadır.
EĞİTİM SÜREÇLERİNDE UYARLAMALAR Görme kalıntısından yararlanma Yazılı materyallerin okunması Kabartılmış altı nokta Braille
Dinleme Becerileri Görme engelli bireylerin işitme ile ilgili şu yeteneklere sahip olması gerekmektedir. Bunlar; seslerin farkına varabilme, sesleri tanıyabilme, seslerin geldiği yeri belirleme, sesi takip edebilmedir.
Program Uyarlamaları Görme engelli çocukların bağımsız hareket edebilmeleri için program uyarlamalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Program uyarlamasında oryante olma ve hareket özgürlüğü, günlük yaşam becerileri ve beden eğitimi konuları ele alınacaktır.
Oryantasyon ve Bağımsız Hareket Eğitimi Görme engeli olan bireyler, kendi başlarına evden çıkma konusunda genellikle çekingen davranırlar. Birilerinin gelip kendilerini yardım etmelerini beklerler. Ancak eğitimle görme engelli bireyler daha özgür hale getirilebilmekte ve başkalarına olan bağımlılıkları azaltılabilmektedir. Oryante olan ve hareket özgürlüğünü elde eden görme engellilerin ailelerine ve dostlarına olan bağımlılıkları azalmaktadır.
Günlük Yaşam Becerileri Yemek yeme, giyinme, banyo yapma, günlük ev işleri yapma, telefon etme, çay yapma gibi günlük yaşam becerileri görme engelli olan çocuklar ve yetişkinler için sorun olmaktadır. Bu becerilerin öğretiminde programlı öğretim etkili olmaktadır. Bu nedenle okul programlarında günlük yaşam becerilerinin kazandırılmasına imkan verecek düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.