İNTERNET BAĞIMLILIĞI İÇEL ANADOLU LİSESİ
Internet gençlerde bağımlılık yapıyor Son yıllarda, özellikle 16-24 yaş arasındaki gençlerin interneti bağımlılık derecesinde kullandığı, bilgisayarın karşısından kalkınca, titreme, terleme gibi belirtilerle Internet eksikliğinin kendini gösterdiği yapılan araştırmalarla belirlendi. Bilgisayar bağımlılığı ile ilgili farklı görüşler olmasına rağmen “ortak bir kanı” oluşmuş durumda: Bilgisayar bağımlılığı bir gerçektir ve tedavi edilmelidir !
INTERNET BAĞIMLILIĞI HIZLA ARTIYOR Internet kullanımının Türkiye’de son 5 yılda % 700 oranında arttığı, Türkiye’deki kullanıcıların % 40’ının da kendini bağımlı olarak gördüğü ortaya çıktı. Amerika’da yaşayan yaklaşık 200 milyon interner kullanıcısının %10’unun, tedavi edilmesi gereken interner bağımlısı olduğu söyleniyor. Güney Kore’nin Seul şehrinde bir internet kafede, aralıksız şekilde oyun oynayan 38 yaşındaki bir Koreli 10. günde ekran karşısındayken fenalaşmış ve sonrasında kurtarılamamış. Yine aynı ülkede 28 yaşında bir başka oyuncu iki gün boyunca bilgisayar karşısından kalkmayınca hayatını kaybetmiş. Bugün Internet bağımlılığını had safhada yaşayan ülkelerin başında Çin geliyor.
KİMLER BİLGİSAYAR BAĞIMLISI OLUR? Genç ya da yaşlı her yaştan insanın, cinsiyet, eğitim ya da entelektüel düzey farkı olmaksızın bilgisayar bağımlısı olma riski vardır . Yetişkinlerin bilgisayar başında kaybettikleri zamanı ve bunun onlara bir faydası olmadığını fark etmeleri daha kolayken, çocuklar ve ergenler bu durumu o kadar kolay fark edemiyorlar. Sosyal becerileri çok gelişmiş olmayan, Yüz – yüze ilişkilerde güçlük yaşayan, Fiziksel görünüşünden memnun olmayan, Kişisel problemlerinden kaçmak isteyen, Kişiler arası ilişkilerde kendine güvenmeyen insanlar elektronik iletişimlerde kendilerini daha rahat hissettiklerinden, bu tür ilişki ve iletişim biçimlerini, gerçek ilişki ve iletişime tercih edebilirler.
HANGİ RUHSAL BELİRTİLERE YOL AÇIYOR? Internet bağımlılığı yaşayan kişilere bakıldığında gündelik yaşantılarındaki eksiklikleri bu şekilde kapatmaya çalıştıkları görülüyor.. Burada anahtar sözcük 'zannediyor olmak'. Kişi Internet başındayken belli bir doyum aldığını zannetse de aslında ihtiyacı olan doyum bu değil. Her seferinde, bu kez gerçek doyuma ulaşacağını zannediyor ve kişinin bu davranışları, zamanla kendini tekrarlamaya götürüyor.
Internet kullanma süresi arttıkça; sosyal yaşamdan çekilme, aile ilişkilerini askıya alma, arkadaş ziyaretlerinden vazgeçme, zamanla yalnızlık hissi ve depresyon ortaya çıkıyor. Bilgisayar bağımlıları, makine karşısında zaman kavramlarını yitirmekte, bazen bütün bir günün geçtiğini bile fark etmemektedirler. Yemeği, uyumayı, okula gitmeyi, kısaca temel sorumluluklarını bilgisayar ile aralarında bir engel gibi görebilirler ve bunları yerine getirmeyi erteleyebilir ya da unutabilirler. Sanal dünya ile gerçek dünya birbiriyle yarışır ve genelde kazanan sanal dünya olur. Kaçırılan randevular, uyku saatlerinin düzensizliği, ders başarısında düşmeler, arkadaşlarla geçirilen zamanın kısıtlanması, vb. gerçek yaşamdaki ilişkileri olumsuz etkiler. Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, kişinin hayatından internetin birden çıkarılamayacağını, internetin doğru ve bilinçli kullanmayı öğretmenin en doğru yaklaşım olacağını belirtiyor. İnternette cinsel içerikli, kumar, chat ve oyun sitelerine giren kişilerin genelde bağımlı hale geldiklerini vurgulayan Yeşilyaprak, bağımlılığın, bireyleri sosyal hayattan uzaklaştırdığını, yorgunluk hissi verdiğini söyledi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ünal, yaptığı açıklamada, çağın teknolojisi internetten faydalanmayı her çocuk ve gencin bilmesi gerektiğini, ancak bilgisayar başında geçirilen zamanın dozu kaçırıldığında fayda yerine zarar verdiğini belirtti. Topaç, sek sek, saklambaç, kör ebe gibi oyunları bilmeden yetişen kent gençlerinin boş zamanlarının neredeyse tamamına yakın bölümünü Internet başında geçirdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ünal, "Bilgisayar oyunları ve Internet, olumlu etkisinin yanında gerçeklik sınırlarını bozmak, saldırganlığı özendirmek gibi sakıncaları da getirdi. Internet başında geçen zaman arttıkça gençler gerçek dünyadan adeta kopuyor, asosyalleşiyor. Çocukluklarını bile yaşayamayan yeni neslin Internet yüzünden ailesinden bile koptuğuna“ dikkat çekiyor.
NE ZAMAN BİLGİSAYAR BAĞIMLISI OLDUĞUNUZDAN ENDİŞE ETMELİSİNİZ ? Birisi adresinizi sorduğunda aklınıza ilk gelen e-mail adresiniz olmaya başladı mı? Internet’te aralıksız 3 saat geçirmeyi normal bir davranış olarak mı algılıyorsunuz? MSN sayesinde eskiden sık gördüğünüz arkadaşlarınızla yüz yüze temasınız azalmaya başladı mı? Elde, kolda uyuşmalar, göz yorgunluğu ve bel ağrıları gündeme gelmeye başladı mı? Gecenin bir saati uyanıp su içmeye kalktığınızda mail’lere de bakmak aklınızdan geçiyor mu? Bilgisayar kullanmadığınız zamanlarda boşluk hissetmeye başladınız mı? Bilgisayarı gün boyu açık mı tutuyorsunuz? Bilgisayarın en iyi arkadaş olduğuna inanmaya mı başladınız? Hiç görüşülmese de da en iyi arkadaşlıkların bilgisayar ortamında kazanıldığını düşünmeye mi başladınız? Eğitim yaşamınız tehlikeye girmeye mi başladı?
NE YAPILABİLİR? Spor, müzik,resim,tiyatro vb. gibi faaliyetler kişiyi katılımcı ve sosyal kılar.Genç bunlardan bir veya birkaç tanesini hobi olarak yapmalı. Arkadaşlarla birlikte tiyatro ve sinemaya,pikniğe v.b.gitmek sosyal iletişimi arttırır ve gerçek arkadaşlığı yaşatır. Gençler bir günlerini mutlaka planlamalıdırlar. Okuldan eve gelindiğinde bir saat dinlenmek gerekir.(Bilgisayar başında asla dinlenemezsiniz!) Yarım saat yemek,yarım saat çay ve sohbet 10 dakika aralıklarla en az 3 saat ders çalışmak Yatmadan önce kitap okumak Yapmanız gereken günlük sorumluluklarınızı tamamladıysanız ve uyku zamanınız henüz gelmedi ise;yarım saat veya en fazla 1 saat bilgisayar olabilir. Bilgisayarın asla çalışma odası ve ya yatak odanızda olmaması gerekir. Bilgisayar için en uygun yer evinizin salonu olabilir.
Dostluğu klavyelerinde, Yaşamı monitörlerinde arayanlar, Dostluğu klavyelerinde, Yaşamı monitörlerinde arayanlar, Size sesleniyorum! Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini? ‘Copy-paste’ yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını? İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz mail’le arkadaşlarınıza? Sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız? Özlediğiniz bir arkadaşınıza sarılmak için hangi tuşlara basmak gerekir? Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman? Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını? Ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında? Koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda? Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor? Müşfik KENTER