KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ T.C. KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FİNANS VE BANKACILIK DOKTORA PROGRAMI BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU Hazırlayan ve Sunan: Gökçe KOSOVA Hacı KOÇ
İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM I BÖLÜM II BDDK’NIN ÖNCESİ, KURULUŞU ve GELİŞİMİ 1.1 BDDK ÖNCESİ DÖNEM 1.2 BDDK’NIN KURULUŞU VE GELİŞİMİ 1.3 BDDK’NIN TÜRK İDARE TEŞKİLATINDAKİ YERİ BÖLÜM II BDDK’NIN YAPISI ve İŞLEYİŞİ 2.1 YÖNETİM VE ORGANİZASYON 2.2 İNSAN KAYNAKLARI 2.3 FİZİKİ KAYNAKLAR 2.4 MALİ KAYNAKLAR 2.5 SORUMLULUK ALANI 2.6 GÖREV VE YETKİLERİ 2.6.1 Genel Olarak 2.6.2 Düzenleyici İşlem Yapma Yetkisi 2.6.3 Yerinde Denetim ve Gözetim Faaliyetleri 2.6.3.1 Gözetim Faaliyetleri 2.6.3.2 Yerinde Denetim Faaliyetleri
İÇİNDEKİLER BÖLÜM III BÖLÜM IV GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 2.6.4 Uygulama Faaliyetleri 2.6.4.1 Değerlendirme ve Uygulama Faaliyetleri 2.6.4.2 Kuruluş, Yetkilendirme ve İzin Faaliyetleri 2.6.5 İdari Yaptırım Yetkileri 2.6.6 Ekonomik İdari Kolluk Yetkileri 2.6.6.1 Yükümlülükler 2.6.6.1.1 BDDK’nın Bankayı Uyarı Yükümlülüğü 2.6.6.1.2 Uyarılan Bankanın Uyarının Gereklerini Yapması 2.6.6.1.3 Aşamalarına Göre Kurumun Alacağı Tedbirler BÖLÜM III BANKALARA EL KONULMASININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE BDDK’NIN SORUMLULUĞU 3.1 BANKAYA EL KONULMASININ HUKUKİ NİTELİĞİ BÖLÜM IV BDDK ve ULUSAL ve ULUSLARARASI FİNANSAL GELİŞMELER 4.1 BDDK ve BASEL-II 4.2 BDDK ve AB GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
GİRİŞ Gerek tasarrufların korunması ve bunların etkin ve verimli bir şekilde kullanılması gerekse mali sektörde doğabilecek olumsuzlukların önlenmesi için ülkeden ülkeye farklılık arz etmekle birlikte bankalara ilişkin mevzuat ile tasarrufları koruyucu önlemler getirilmekte ve birer güven ve itibar müessesesi olarak kurulan bankaların likidite, emniyet ve rantabilite ilkeleri çerçevesinde faaliyet göstermelerini ve etkin bir şekilde denetlenmelerini sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çerçevede, 4389 Sayılı Bankalar Kanunu ile yeterli idari ve mali özerkliğe sahip ve şeffaf bir yapıda çalışması öngörülen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) oluşturulmuştur.
BÖLÜM 1 1.1 BDDK ÖNCESİ DÖNEM-Yasal Düzenlemeler 30.06.1930 tarih ve 1715 Sayılı TCMB Kanunu; TCMB, bankaları para politikası yönünden denetleme mercii haline gelmiştir. 1715 sayılı bu Kanun, 1211 sayılı Kanun’un çıkarıldığı 1970 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. 05.06.1933 tarih ve 2243 Sayılı Mevduatı Koruma Kanunu; Denetleme mercii Maliye Bakanlığı olarak belirlenmiş ve Maliye Bakanlığı, İktisat Bakanlığı ile birlikte yeminli murakıplar tayin ederek bankaları denetleme faaliyetini yürütmüştür. Bankaların mevduat kabul edebilmesi Maliye Bakanlığı’nın iznine tabidir. 23.06.1958 tarih ve 7129 Sayılı Kanun; ABD Banka Kanunu dikkate alınarak hazırlanmıştır. İlk defa bankaların kuruluşu ve faaliyete geçmesi ayrımı yapılmıştır. Kuruluşa, Maliye ve Ticaret Bakanlıklarının müşterek teklifi üzerine Bakanlar Kurulu izin verecektir. Faaliyete geçmek için de Bakanlar Kurulu’ndan ayrıca izin alınacaktır. Yeminli murakıplarının yetkileri genişletilmiş ve ilk defa tüzel kişiliğe haiz bir mesleki kuruluş olan Türkiye Bankalar Birliği kurulmuştur.
BÖLÜM 1 Banka Kredilerini Tanzim Komitesi; 1956 yılında Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 14 sayılı karara ek 4/6620 sayılı karar ile kurulup sonra 7129 sayılı Kanun’un 47. maddesiyle teşekkül ettirilen bu Komite, bankaların denetiminin esası olan mevduatın korunması ve kredilerin tanzim ve ayarlanmasına yönelik görevler yapmıştır. 1983 yılında 70 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ; Banka hukukunda ilk defa Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kurulmuştur. 1985 yılında 3182 Sayılı Kanun; Banka kuruluşuna izin verecek makam md. 4’e göre Bakanlar Kurulu’dur. Ancak md. 8’e göre, banka kurma başvurusu, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’na yapılacaktır. Müsteşarlık izin istemini uygun gördüğü takdirde dilekçeyi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na gönderecek bu bakanlık da uygun gördüğü takdirde banka kurma izni verilmesini Bakanlar Kurulu’na önerecektir.
BÖLÜM 1 Yetki Karmaşası 5411 ve 4389 sayılı Bankalar Kanunları öncesi yasal düzenlemeler incelendiğinde banka denetimiyle ilgili birden fazla yetkili merci olduğu görülmektedir. Bunlar; Bakanlar Kurulu, Hazine Müsteşarlığı, Hazineden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü’dür.
BÖLÜM 1 1.2 BDDK’NIN KURULUŞU VE GELİŞİMİ Finans sektörünün giderek ülke sınırlarının ötesinde, daha karmaşık ve daha hızlı işleyen bir hal alması ve milli hasılayı aşan hacimlere ulaşması bu sektörün düzenlenmesinden ve denetiminden sorumlu kuruluşların da konularında uzmanlaşarak, daha etkin, geniş boyutlu, işlevsel, bağımsız ve esnek bir yapıda faaliyet göstermelerini gerekli kılmıştır. Bu çerçevede, “denetim ve gözetim sisteminin etkinliğinin artırılması ve bu amaçla bağımsız karar mekanizmalarına kavuşturulması” yönündeki politikaların 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı ve buna ilişkin yıllık programlara girmesi, ardından da 23.06.1999 tarih ve 23734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip BDDK kurulmuştur. BDDK, Hazine Müsteşarlığı’nın Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu ile Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü’nün bankacılıkla ilgili birimlerinin ve TCMB Bankalar Gözetim Müdürlüğü’nün görev, yetki ve sorumluluklarını devralmıştır.
BÖLÜM 1 AB müktesebatı, uluslararası ilkeler ve standartlar ile uyumlu olan ve 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda öngörülen temel amaçlar: Mali piyasaların etkin, düzenli ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması, Finansal hizmetlerden yararlanan bireysel müşterilerin haklarının gözetilmesi, BDDK’nın kurumsal yapısının, görev ve sorumluluklarının piyasa ihtiyaçlarına duyarlı ve esnek bir yapıya kavuşturulması, Bankaların, finansal holding şirketlerinin, finansal kiralama şirketlerinin, faktoring şirketlerinin, finansman şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi fonksiyonlarının BDDK bünyesinde toplanması, Kurumsal yönetim ilkeleri hayata geçirilerek iyi yönetimin hakim kılınması,
BÖLÜM 1 Türk bankacılık sisteminin uluslararası piyasalarla bütünleştirilmesi, Kuruluş ve faaliyet izinlerinin ihtiyatlı denetimin bir parçası haline getirilmesi, Mali piyasaların değişen koşullarına cevap verebilecek yeterli esneklikte bir denetim ve gözetim sistemi ile düzenleme yapısının oluşturulması, Mali piyasalarda güven ve istikrarın yerleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, Mali piyasalarda risk doğurucu gelişmelerin öngörülebilmesi, Bankacılık sektöründe işlem ve aracılık maliyetlerinin azaltılması, Kurumun ilgili merciler ile bilgi paylaşımının belirli esaslar üzerine inşa edilmesidir.
BÖLÜM 1 1.2 BDDK’NIN TÜRK İDARE TEŞKİLATINDAKİ YERİ 4389 sayılı Bankalar Kanunu md. 3/1’de, BDDK’nın idari ve mali özerkliği olan bir kamu tüzel kişisi olduğu belirtilmiştir. İdari ve mali özerklikten söz edilmiş olması, Kurumun bağımsız idari otorite (BİO) olup olmadığının değerlendirilmesini gerektirmektedir. BİO’lar, ABD’de ortaya çıkmış, mali ve ekonomik iletişim ve yöneten-yararlanan ilişkilerinin düzenlenmesi amacıyla sadece hukuk değil piyasa meslek iletişim kuralları ile yönetim anlayış ve gereklerinden etkilenmiş özgürlüklerin korunması, sosyal düzenlilik işlevini sağlama, bürokratik işleyişin sakıncalarını önleme gibi gerekçelerle kurulmuştur.
Bağımsız Otorite + Merkez Bankası BÖLÜM 1 Uluslararası gelişmeler bağımsız/özerk bir otorite şeklinde örgütlenme yönündedir. Bağımsız Otorite Bağımsız Otorite + Merkez Bankası Merkez Bankası İngiltere-FSA Almanya Arjantin Kanada-OSFI Amerika Avusturya Güney Kore-FSC/FSA Fransa Çek Cumhuriyeti İsviçre-SFBC Tayland Hollanda Avustralya-APRA İspanya İsveç Portekiz Danimarka Yunanistan Türkiye-BDDK Finlandiya Kaynak: BDDK, BDDK ve Faaliyetleri Hakkında Genel Bilgilendirme, sld. 3.
BÖLÜM 1 Bağımsızlık; yasama, yürütme, yargı erkine ve basına karşı bağımsız olmayı ifade etmektedir. Organik bağımsızlık; bağımsız idari kurumlardaki karar mercilerinde çalışanların bazı statü güvenceleri ile donatılmasıdır. İşlevsel bağımsızlık; kurumların işlem ve eylemleri üzerinde yürütme organına dahil birimlerin bu eylem ve işlemlerin geçersizliği sonucunu doğuran doğrudan hiçbir yetkiye sahip olmamaları anlamına gelmektedir.
BÖLÜM 1 BDDK, bir karar alırken kendisine başbakan ya da ilgili bakan tavsiye veya telkinde bulunabilmektedir. BDDK uygulamalarıyla ilgili olarak yasama meclisinde soru, genel görüşme gibi usullerle yürütmenin başı olan Hükümet’ten açıklama istenmesi olasıdır ve bu yolla BDDK kararları yasama meclisince tartışılabileceğine göre kurum yasamaya karşı bağımsız sayılamayacaktır. BDDK karar alırken her ne kadar siyasi etkiden ve hükümetin doğrudan yönlendirmesinden uzak tutulmuş olsa da kalkınma planları yoluyla BDDK kararları dolaylı olarak etkilenebilmektedir. Kanun’da BDDK’nın bağımsızlığından değil, idari ve mali özerkliğinden söz edilmektedir. İdari özerklik, merkezi ve/veya diğer bir kamu idaresinin hiyerarşi düzenine tabi olmamak demektir. Mali özerklik ise, Kurumun kendisine tahsis edilen mali kaynakları görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde, kendi bütçesinde belirlenen usul ve esaslar dahilinde serbestçe kullanabilmesi demektedir.
BÖLÜM 2 2.1 YÖNETİM VE ORGANİZASYON Başkan Bankalar Yeminli Murakıpları Başkanı ve Kurulu Hukuk Danışmanı Kurum Danışmanı Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Kurul Özel Büro Müdürlüğü Başkan Özel İzleme Dairesi Başkanlığı Ekonomik Değerlendirmeler Mali Sektör Politikaları Risk ve Gözetim Teknikleri Araştırma Uluslararası İlişkiler Başkan Yardımcısı Değerlendirme ve Uygulama Düzenlemeler Kuruluş, Yetkilendirme ve İzin Hukuk İşleri Bilgi Sistemleri İnsan Kaynakları ve Eğitim İdari ve Mali İşler Bilgi Hizmetleri Savunma Uzmanlığı Başkan
BÖLÜM 2 2.2 İNSAN KAYNAKLARI 2.3 FİZİKİ KAYNAKLAR Kurumun görev ve hizmetleri; bankalar yeminli murakıpları ve yardımcıları, bankacılık uzman ve yardımcıları, hukuk uzman ve yardımcıları ile bilişim uzman ve yardımcılarından oluşan meslek personeli ve idari personel eliyle yürütülmektedir. 2.3 FİZİKİ KAYNAKLAR BDDK’nın teknolojik alt yapısı en güçlü yanlarından birini oluşturmaktadır.
BÖLÜM 2 2.4 MALİ KAYNAKLAR Bankacılık Kanunu’nun 101. md.sinde; BDDK’nın gelirlerinin, giderlerini karşılayacağı, Kurum bütçesinin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerinde belirlenen usul ve esaslara göre hazırlanıp kabul edileceği, Kurumun bütçe yılının takvim yılı olacağı, giderlerinin, bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketlerince bütçenin yürürlüğe girmesinden önce katılma payı adı altında Kuruma yapılacak ödemelerle karşılanacağı ve giderlere katılma payı olarak tahsil olunacak tutarın, söz konusu kuruluşların bir önceki yıl sonu bilanço toplamlarının onbinde üçünü geçemeyeceği belirlenmiştir.
BÖLÜM 2 2.5 SORUMLULUK ALANI BDDK’nın sorumluluk alanları; Birincil olarak; Bankacılık Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu, Yasalaşmaları halinde Banka Dışı Mali Kuruluşlar Kanunu, Konut Finansmanı Sistemi Hakkında Kanun, Mikro Finansman Kuruluşları Hakkında Kanun, İkincil olarak; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Yasalaşmaları halinde Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Hakkında Kanun, Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Kamu Personeli Kanunu ve diğer kanunların ilgili hükümleri ile belirlenmiştir.
BÖLÜM 2 2.6 GÖREV VE YETKİLERİ 2.6.1 Genel Olarak BDDK, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili diğer mevzuatın verdiği yetkiler çerçevesinde; Bankalar ve finansal holding şirketleri ile diğer kanunlarda ve ilgili mevzuatta yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin; kuruluş ve faaliyetlerini, yönetim ve teşkilat yapısını, birleşme, bölünme, hisse değişimini ve tasfiyelerini düzenlemek, uygulamak, uygulanmasını sağlamak, uygulamayı izlemek ve denetlemek, Yurt içi ve yurt dışı muadil kurumların katıldığı uluslararası mali, iktisadi ve mesleki teşekküllere üye olmak, görev alanına giren hususlarda yabancı ülkelerin yetkili mercileri ile mutabakat zaptı imzalamak, Kanunla verilen diğer görevleri yapmak ile görevli ve yetkilidir.
BÖLÜM 2 İzin Verme Türkiye’de bir bankanın kurulması, yurt dışında kurulmuş bir bankanın Türkiye’de şube veya temsilcilik açması ve faaliyete geçmesi, Türkiye'de kurulmuş bankaların, yurtdışında şube veya temsilcilik açmaları, ortaklık kurmaları, Ana sözleşme değişiklikleri, Sermaye artırımları, Pay edinim ve devirleri, Birleşme, bölünme ve hisse değişimi, İradi tasfiye, Bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme, destek hizmeti kuruluşlarının yetkilendirilmesi BDDK'nın iznine bağlıdır.
BÖLÜM 2 Kamuoyunu Bilgilendirme Yayımlanan bilanço veya kar ve zarar durumunun gerçeğe aykırı olduğunun veya kamuoyuna gerçeğe aykırı bilgi verildiğinin tespiti halinde, bilanço veya kar/zarar tablolarının düzeltme beyanı ile birlikte, aynı gazetelerde yeniden yayımlanması da dahil olmak üzere mevduat sahiplerinin yanıltılmasına karşı gerekli tedbirleri almaya yetkilidir. Görüş Bildirme-Danışmanlık BDDK, istemeleri halinde DPT, Hazine Müsteşarlığı ve TCMB’ye para, kredi ve bankacılık politikalarına ilişkin bilgi ve görüş vermekle görevlidir.
BÖLÜM 2 BDDK’nın Diğer Düzenleyici Kurumlar ile İlişkisi Mali piyasalarda güven ve istikrarın teminine yönelik olarak politika önerilerinde bulunmak, finans sektörünü ilgilendiren konulara ilişkin görüş bildirmek ve kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu sağlamak amacıyla Kurum nezdinde TCMB, Hazine Müsteşarlığı, SPK, Rekabet Kurulu, TMSF, menkul kıymetler borsaları ve kuruluş birliklerinden temsilcilerin katıldığı “Finansal Sektör Komisyonu” adı altında bir komisyon oluşturulması öngörülmüştür. Kurumun koordinasyonunda, TMSF, Hazine Müsteşarlığı ve TCMB’nin müşterek değerlendirmesi sonucunda sistemik risk tehlikesinin tespit edilmesi halinde, Bakanlar Kurulunun olağanüstü tedbirleri belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Kurum ile TMSF arasında azami düzeyde işbirliğinin temini amacıyla Kurum Başkanı ve Başkan Yardımcıları ile TMSF Başkanı ve Başkan Yardımcılarından oluşan bir “Eşgüdüm Komitesinin” kurulması hükme bağlanmıştır.
BÖLÜM 2 2.6.2 Düzenleyici İşlem Yapma Yetkisi Kurum, kendi görev alanı ile ilgili olarak yönetmelik çıkarma yetkisine sahiptir. Bunun dışında, kamu tüzel kişisi olma niteliği ve yetkisinden kaynaklanan tebliğ, tamim gibi düzenleyici idari işlemler de yapabilmektedir. Düzenleme fonksiyonu çerçevesinde; bankacılık mevzuatının hazırlanması, AB müktesabatı ile uluslararası ilke ve standartlara uyumun sağlanması ve uygulamada ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda mevzuatta değişiklik yapılması, bahse konu düzenlemelere ilişkin olarak oluşan tereddütler hakkında genelge çıkarılması veya görüş verilmesi faaliyetlerinde bulunmaktadır. 2005 yılında; beş yönetmelik, altı tebliğ, altı genelge ve bir adet Kurul kararı çıkarılmasına ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca, yedi yönetmelik, bir tebliğ, sekiz Kurul kararı taslağı hazırlanmıştır. Diğer taraftan, aynı süreç içerisinde, mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili alt düzenlemelere ilişkin olarak 189’u Kurum dışı kuruluşlara olmak üzere toplam 477 adet mütalaa verilmiştir.
BÖLÜM 2 2.6.3 Yerinde Denetim ve Gözetim Faaliyetleri Gözetim faaliyetleri, temel olarak bankaların (mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları) konsolide ve/veya konsolide olmayan bazda mali performanslarına ilişkin muhtelif göstergelerin günlük, haftalık, aylık ve üç aylık dönemler itibarıyla incelenerek analiz edilmesi ve dönemsel raporlar düzenlenmesi, stres testleri aracılığı ile potansiyel sorunların ve kırılganlıkların tespit edilmesi ile olumsuz gelişme veya tespitler olması halinde, standart rapor düzenlenmesi beklenmeksizin ilgili birimlerin ve karar vericilerin bilgilendirilmesi suretiyle yerine getirilmektedir.
BÖLÜM 2 2.6.3.2 Yerinde Denetim Faaliyetleri Kamu adına bankacılık sisteminin yerinde denetimi, Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulunca gerçekleştirilmektedir. Kurul, mali piyasalardaki gelişmeleri teorik ve pratik düzeyde ilk kaynaklarından izlemekte ve uluslararası uygulamalar paralelinde hazırlanmış rehberler çerçevesinde mali bünye, mevzuat ve risk odaklı denetim faaliyetlerini yürütmektedir. Denetim Kapsamındaki Kuruluşlar ; Mevduat Bankaları 34 Katılım Bankaları 4 Kalkınma ve Yatırım Bankaları 13 Finansal Kiralama Şirketleri 84 Faktoring Şirketleri 86 Tüketici Finansman Şirketleri 9 Varlık Yönetim Şirketleri Bankalarda Bağımsız Denetim Yapma Yetkisi Bulunan Kuruluşlar 41 Türkiye'deki Yabancı Banka Temsilcilikleri 44 Toplam 321 Kaynak: BDDK, Yıllık Rapor 2005, s. 48.
BDDK bir bankayı nasıl denetler? KALİTE GÜVENCESİ SİSTEMİK RİSK KOMİTESİ DENETİM VE GÖZETİM KOMİTELERİ DENETİM VE GÖZETİM ÜST KOMİTESİ KURUL
BÖLÜM 2 2.6.4 Uygulama Faaliyetleri Kurum tarafından yürütülen uygulama faaliyetleri; değerlendirme ve uygulama faaliyetleri ile kuruluş, yetkilendirme ve izin işlemleri olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. 2.6.4.1 Değerlendirme ve Uygulama Faaliyetleri Bankalar yeminli murakıplarından gelen bilgiler ile bankalar, bağımsız denetim şirketleri ve diğer kişi, kurum ve kuruluşlardan gelen bilgi ve belgeler, gözetim sonuçları ile birlikte değerlendirilerek bankaların alması gereken tedbirler belirlenerek bankalara iletilmekte, sonrasında söz konusu tedbirlerin gereği yakından izlenmektedir. 2.6.4.2 Kuruluş, Yetkilendirme ve İzin Faaliyetleri Kurum tarafından yürütülen kuruluş, yetkilendirme ve izin faaliyetleri kapsamında ise kuruluş, faaliyet, hisse devri, birleşme, şube açma, temsilcilik açma ve iştirak edinme izinleri yer almaktadır.
BÖLÜM 2 2.6.5 İdari Yaptırım Yetkileri İdari yaptırım konusu bankalar yönünden ilk kez 4389 sayılı Kanun ile denetimin etkinliğini ve caydırıcılığını sağlamak amacıyla idari suç ve cezalar şeklinde düzenlenmiştir. Parasal yaptırımı gerektiren sebepler, Bankalar Kanunu md. 21’de sayılmıştır. İdari parasal yaptırım konusunda karar verilmeden önce ilgili bankanın savunması alınmalıdır. Savunma istenilmesine rağmen yapılmazsa bu haktan feragat edilmiş olunmaktadır. Parasal yaptırımın konusundaki karar ilgili bankaya tebliğ edilmektedir. Paranın tahsili ve gelir kaydı için, durum TMSF’ye bildirilmektedir. TMSF, söz konusu parasal yaptırımı hemen tahsil prosedürüne başlamaktadır. Parasal yaptırımların ödenmemesi halinde, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanmakta ve vergi dairelerince tahsil edilmektedir.
BÖLÜM 2 2.6.6 Ekonomik İdari Kolluk Yetkileri Özel idari kolluk, belirli bir alanda kamu düzenini sağlamayı amaçlamaktadır. BDDK da bankacılık alanında mudilerin, halka açık bankalarda hisse senedi sahiplerinin ve geniş anlamda kamu ve milli servetin korunmasını içeren “önleyici” nitelikli idari faaliyette bulunmaktadır. 2.6.6.1 Yükümlülükler 2.6.6.1.1 BDDK’nın Bankayı Uyarı Yükümlülüğü BDDK’nın denetlemeleri sonucunda, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı ve bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek nitelikteki işlemlerin tespit edilmesi halinde, vereceği süreler içinde bu işlemlerin düzeltilmesi ve tekrarına meydan verilmemesi için gerekli tedbirleri alma hususunda bankayı uyarmaktadır (Bankalar Kanunu, md. 14/1).
BÖLÜM 2 2.6.6.1.2 Uyarılan Bankanın Uyarının Gereklerini Yapması Banka, uyarı üzerine Kurumca istenen tedbirleri almak ve bunları Kuruma bildirmek zorundadır. Bankanın içinde bulunduğu durumun düzeltilmesine kadar, tedbirlerin uygulama aşamalarına ilişkin gerekli bilgilerin de BDDK’ya ulaştırılması gerekmektedir. Şayet, BDDK’nın öngördüğü tedbirler yetersiz veya olması gerekenden çok daha ağır koşullar içeriyorsa ilgililer - en başta banka -, Kurumun bu konudaki kararına itiraz edebilmektedir. Ancak, itiraza ilişkin gerekçelerin ortaya konması gerekmektedir. 2.6.6.1.3 Aşamalara Göre Kurumun Alacağı Tedbirler 1. Aşama: Kurum, yönetim kurulu üyelerinin tamamını veya bir kısmını görevden alarak veya üye sayısını artırarak bu kurula üye atamak, bankanın faaliyetlerini kısıtlamak, mevduat sigorta primini veya karşılık oranını artırmak gibi tedbirler alabilmektedir.
BÖLÜM 2 2. Aşama: Kurum, bir bankanın varlıklarının vade itibarıyla taahhütlerini karşılayamadığını veya bu durumun gerçekleşmek üzere olduğunu veya likiditeye ilişkin düzenlemelere uymadığını tespit ettiği takdirde, bankadan onaylayacağı plan dahilinde bu durumun düzeltilmesini veya uygun süre vererek uzun vadeli veya duran değerlere yatırım yapılmamasını, iştirak, gayrimenkul gibi duran değerlerin elden çıkarılması da dahil olmak üzere likiditenin güçlendirilmesi amacıyla uygun göreceği her türlü tedbirin alınmasını isteyebilmektedir. 3. Aşama: BDDK, bankanın yukarıdaki tedbirleri kısmen ya da tamamen almadığını veya alınmasına rağmen mali bünyenin güçlendirilmesine imkan bulunmadığını veya bu tedbirlerle dahi güçlendirilemeyecek kadar zayıf olduğunu, yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmediğini, Kurulca belirlenecek değerleme esaslarına göre yükümlülüklerin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aştığını, bankanın faaliyetine devamın mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiği kanısına varırsa nitelikli oy çokluğu yani en az beş üyenin aynı yöndeki oyu ile alınan kararla TMSF’ye devredebilmekte ve/veya mevduat kabul etme iznini kaldırabilmektedir.
BÖLÜM 3 3.1 BANKAYA EL KONULMASININ HUKUKİ NİTELİĞİ BDDK, mevduat sahiplerinin haklarının ve mali sistemin güven ve istikrarının tehlikeye düşmesi, hakim ortakların banka kaynaklarını doğrudan ve dolaylı olarak kendi lehlerine kullanmaları halinde, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyu ile alınan kararla temettü hariç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetimini Fona devretmeye ve bankacılık işlemleri yapma ve/veya mevduat kabul etme iznini kaldırmaya yetkilidir. TMSF, sigorta kapsamında bulunan mevduat tutarını aşmamak ve hisselerinin tamamına sahip olmak şartıyla, bankanın sermayesine tekabül eden zararlarını devralmaya yetkilidir. Devralınan zararlara istinaden yapılacak ödemelerin karşılığını temsil eden hisseler başkaca bir işleme gerek kalmaksızın Fona intikal etmektedir. Bankaların yönetim ve temsilinin TMSF’ye intikal etmesinde dikkat edilecek nokta, bankanın bu idarede geçici kalacağıdır. Dolayısıyla “geçicilik” unsuru ön plandadır. Bankanın yönetim ve denetimine el koyma, idari yaptırımdan ziyade derinliği olan ekonomik idari kolluk işlemidir.
BÖLÜM 4 4.1 BDDK ve BASEL-II Basel-II’nin BDDK üzerindeki muhtemel etkileri açısından aşağıdaki hususlar önem arz etmektedir: Basel-II, tüm denetim otoritelerinde önemli bir ihtisaslaşmış insan kaynağı ve teknik kapasite gereksinimi doğurmaktadır. Bu kapsamda, konuya yönelik eğitim ihtiyacı ve çeşitli yazılımların kullanılması gereksiniminin ortaya çıkması beklenmektedir. Basel-II’nin 2. yapısal bloğunu oluşturan denetim otoritesinin banka sermaye yeterliliğini gözden geçirmesi sürecine ilişkin teknik detayların belirlenmesi, makul bir tarih aralığı içerisinde planlanması gereken önemli bir husustur. Basel-II ile birlikte önemi artacak bir diğer husus ise konsolide denetimdir. Özellikle, yabancı banka iştirakleri ve şubelerinin denetimine yönelik politikalar önem arz etmektedir.
BÖLÜM 4 Basel-II’nin diğer düzenlemelere de çeşitli etkileri olacaktır. Bu anlamda; özellikle muhasebe, karşılıklar, iç denetim ve risk yönetim sistemleri ile bankaların bilgi işlem altyapılarına yönelik düzenlemeler üzerinde çeşitli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Basel-II’ye yönelik süreçte, BDDK belirli alanlarda öncülük rolünü de üstlenmek durumundadır. Bu kapsamda, Basel-II Koordinasyon ve Yönlendirme Komiteleri ve bu komitelere bağlı alt komitelerin çalışmaları önem arz etmektedir. Basel-II’ye yönelik stratejilerin belirlenmesinde, AB alanında konuya yönelik uygulanan politikaların yakından takip edilmesi ve ülkemizdeki diğer kurum ve kuruluşların görüşlerinin de alınması gerekmektedir.
BÖLÜM 4 4.2 BDDK ve AB Avrupa Komisyonu’nun Türkiye 2005 ilerleme raporunda olumlu gelişmeler olarak; Bankacılık sisteminde önemli gelişmeler kaydedildiği, Şeffaflığı artıran ve bankalara bilgi verme zorunluluğu getiren yeni Bankacılık Kanunu’nun kabul edildiği, Kurumun denetim kapasitesinin güçlendirildiği, Finansal raporlama standartları, risk yönetimi, iç kontrol, batık krediler ve sermaye yeterlilik oranı gibi konularda uluslararası standartlara uygun düzenlemeler yapıldığı, Yurt dışındaki off-shore banka şubeleri ve bağlı şirketleri denetleyici faaliyetlerin artırıldığı vurgulanmaktadır. Diğer taraftan, denetleyici kurumlar arasındaki işbirliğinin halen düşük düzeyde olduğu ve BDDK’nın idari ve kurumsal kapasitesinin daha da artırılması gerektiği konuları üzerinde durulmaktadır.
GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Bankacılık sektöründe güveni hakim kılma ve küçük tasarruf sahiplerinin menfaatlerini koruma bağlamında BDDK’nın varlığına ihtiyaç olduğunu ve bu yönde yapılan yasal düzenlemelerin isabetli olduğunu belirtmekle birlikte bazı hususları vurgulamakta fayda vardır. 1982 Anayasası’nın idare teşkilatlanma sistemi esas alındığında, BİO tipi idari modelin benimsenmesi güç gözükmektedir. Kurum, karar alırken tamamen bağımsız değildir. Çünkü bağımsızlık; yasama, yürütme, yargı erkine ve basına karşı bağımsız olmayı ifade etmektedir. BDDKu üyelerinin atanması Bakanlar Kurulu kararı ile yapılırken görevden alınmasında başbakanın onayını yeterli görme, yetki ve usulde paralellik ilkesine uygun bir düzenleme olmadığı gibi Kurul yerine kişiyi esas alma bakımından da idari özerkliği temin noktasında üyeler için daha az güvenceli bir hukuki durum yaratmaktadır.
GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ BDDK’nın çözümlemek durumunda kalacağı sorunlar genellikle çıkar çatışmalarından doğacağı için ilgili toplum ve grupları temsil eden kişilerin karar süreçlerine katılmaları, yönetimde açıklık ve katılımı sağlayan çağdaş bir uygulama olacaktır. Dolayısıyla Kurulun yapısına ilişkin mevcut düzenlemenin bu haliyle yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Bankanın yönetim ve denetimine el koyma, idari yaptırımdan ziyade derinliği olan ekonomik idari kolluk işlemidir. Bilinen klasik idare hukuku kalıp ve kavramlarına tam olarak oturmamaktadır.
GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ BDDK, sahibi olduğu misyonu geliştirebilmesi için sektör, piyasa ve diğer kamu kurumları ile diyalog içinde olmalıdır. Ayrıca, bir sorun çıktığında müdahale seçeneğinin el koyma olarak tek bir biçimde öngörülmesi kimi durumlarda sakıncalı da olabilmektedir. Diğer taraftan, bankacılık sistemine ilişkin krizlerin çözüm yeri olarak TMSF esas alınmamalıdır. Çünkü orası, bireysel krizler için çözüm aracıdır. Bunun dışında kamu bankalarının siyasi etkilerden arındırılıp gerçek anlamda bankacılık ilkelerine göre işletilmesi ve çok uluslu şirketlerin bu sektördeki olası hakimiyeti öngörülmek suretiyle küçük bankaların birleşmesi giderek gerekli hatta zorunlu hale gelmektedir.
TEŞEKKÜRLER...