Konjenital Kalp Hastalıkları Cerrahisi’nden sonra kızılötesine yakın spektroskopi (NIRS) ölçümündeki değişim, düşük kardiyak output için iyi bir belirteç.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
DOĞUMSAL KALP HASTALIKLARI
Advertisements

ANESTEZİ HAZIRLIĞINDA HEMATOLOJİK PROBLEMLER
Doç.Dr Hakan Poyrazoğlu Ç.Ü.T.F Kalp Damar Cerrahi ABD
KİBAS -Olgu tartışmaları-
KARACİĞER TRANSPLANTASYONUNDA PREOPERATİF REHABİLİTASYON
KARACİĞER TRANSPLANTASYON ENDİKASYONLARI
Dr. Meltem Atalay Doç. Dr. M. Cavidan Arar
Kezban ÖZMEN SÜNER, Ali Nihat ANNAKKAYA,
ANESTEZİDE MONİTÖRİZASYON
Causes of Persistent Dizziness in Elderly Patients in Primary Care
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM FİZYOLOJİSİ
Hazırlayan: Dr Berge EDE Moderatör:Op.Dr.Turhan Pekiner
DOKU OKSİJENİZASYONU ve KAN GAZI DEĞERLENDİRİLMESİ
Cerrahide yandaş hastalıklar
1. 2 SERUM ÖRNEKLERİNDE HDV VİREMİ BELİRLEMEDE ANTİ-HDV ENZİM İMMUNOASSAY GÖSTERGESİ Dr. Özlem Aydemir Doç. Dr. Mehmet Özdemir 3.
BEYAZ ÖNLÜK HİPERTANSİYONU
13. DEÜ Pediatri Günleri 5-6 Nisan 2012
Pediatrik Kardiyak Aciller
YENİDOĞAN ENFEKSİYONLARI
Dolaşım Sistemi Hastalıkları Patolojisi
EGZERSİZ TESTLERİ TİPLERİ ve KPET ENDİKASYON ve KONTRENDİKASYONLARI
PULMONER REHABİLİTASYON ve EVDE BAKIM MERKEZİ
YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE SOLUNUMUN MONİTÖRİZASYONU
Gebelik ve Kalp Hastalıkları
Sepsis Tanı ve Tedavisi
BÖLÜM 3 Kalp Hastalıkları
Pediatrik ve Konjenital Kardiyolojide Girişimsel Tedaviler
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
YENİDOĞANDA KARDİYAK ACİLLER
KRİTİK HASTA ÇOCUĞUN NAKLİ
FALLOT TETRALOJİSİNDE HEMŞİRELİK BAKIMI Araş.Gör.Sümeyra Topal
Op. Dr. Mustafa KÜRKLÜOĞLU
Retrograd Otolog Prime Yönteminin Kan Ve Kan Ürünlerinin Kullanımı Ve Hemogram Değerlerine Etkisinin Değerlendirilmesi Yeliz Koçoğlu Marmara Üniversitesi.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi
Serum sT4 düzeyleri obez kadınlarda kilo verme tedavisinin etkinliği ile ilişkilidir Dr. Ceyhun YURTSEVER KTÜ Aile Hekimliği ABD Aralık 2015.
KRİTİK HASTA ÇOCUĞUN BESLENMESİ
ANEMİ Term: Hb mg/dl (17) Retikülosit: %3-7 MCV: 107 fl
Perioperatif Hemodinamiye Dayalı Transfüzyon Yaklaşımları Emre ÇAMCI İTF Anesteziyoloji AD.
POSTKARDİYOTOMİK ŞOK TABLOSUNDA KISA DÖNEM DESTEK SİSTEMİ UYGULAMASI:
GİRİŞ VE AMAÇ AÇIK ABDOMİNAL CERRAHİ SONRASI ÖKSÜRME MANEVRALARININ ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ: PİLOT ÇALIŞMA Meriç YILDIRIM*, Ersin AVCI*, Didem KARADİBAK*,
BRADİDİSRİTMİLER Dr. M. Murat Özgenç.
Dr. Sencer KAYA Aile Hekimliği AD Giriş Proton pompa inhibitörleri (PPI) çoğunlukla zararsız görülseler de diyare, interstisyal nefrit, pnömoni,
Hastane İ çi Kardiyak Arrestler Dr Salahi ENG İ N Prof Dr Oktay ERAY.
İV. DESTEK TEDAVi KULLANIMI: “ Pratik ipuçları ile” Hemşire pratiği: YATAKBAŞI İV. DESTEK TEDAVi KULLANIMI: Vazoaktif ilaçlar “ Pratik ipuçları ile” Prof.
Low Thiamine Levels in Children With Type 1 Diabetes and Diabetic Ketoacidosis: A Pilot Study.
ŞOK BULGULARI OLAN ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Haifa Mtaweh, Pediatr Crit Care Med 2014 Mar;15(3):242-9.
Sıvı bolus resüsitasyonu sepsis tedavisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu durum genellikle pozitif sıvı balansına yol açmaktadır. Giderek artan kanıtlar.
Kan Transfüzyonunda yenilikler
BAYRAKLI HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (BAYHİP) ÇALIŞMASI
Doç.Dr Hakan Poyrazoğlu Ç.Ü.T.F Kalp Damar Cerrahi ABD
Yenidoğanın ısı kontrolü TERMOREGÜLASYON
ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN SEPTİK ŞOKTA SERUM LAKTAT SEVİYELERİ
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
TRAVMATİK BEYİN HASARI GEÇİREN ÇOCUKLARDA SEREBROVASKÜLER BASINÇ REAKTİVİTESİ DR. SALİM REŞİTOĞLU
ÇOCUKLARDA DOLAŞIM SİSTEMİ
Preeklampside Maternal Venöz SHARP1 Düzeyleri
Arş.Gör.Dr. Abdullah Kaan KURT
GEBELİĞE KALP HASTALIĞININ ETKİSİ
ARDS İLE PULMONER ACE VE ACE2 ARASINDAKI İLİŞKİ
Giriş Kardiyosirkülatuar fonksiyonları iyileştirdiğinden dolayı; Kanada’da yoğun bakımlarda yatan kritik çocuk hastaların yaklaşık olarak 1/3’ünde milrinon.
Kardiyopulmoner Baypas Sonrası Ortaya Çıkan Deliryum Üzerine B Vitamini Kompleksinin Koruyucu Etkisi Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama.
Arş. Gör. Dr. Ayşegül ÖZSALİH YILMAZ
SEREBRAL OKSİMETRE DOÇ.DR.HİJA YAZICIOĞLU
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ KARDİYOLOJİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ
PERFÜZYONİST GÖZÜ İLE MİNİMAL İNVAZİV KALP CERRAHİSİ
DÜŞÜK DOĞUM TARTILI VE PREMATÜRE BEBEĞİN BAKIMI
İnt.dr.Emrah patat ktü tıp fakültesi aile hekimliği stajı
açık kalp cerrahisinde kan koruma stratejileri
ADI:ŞERİFE SOYAD:GÖKSEL SINIF:11/B NO:571. BURUN NEDİR Koku alma ve solunum organımızdır. Burun, kıkırdak ve kemik dokudan yapılmıştır. Koku alma ve solunum.
Sunum transkripti:

Konjenital Kalp Hastalıkları Cerrahisi’nden sonra kızılötesine yakın spektroskopi (NIRS) ölçümündeki değişim, düşük kardiyak output için iyi bir belirteç değildir. Dr. Fatma Derya Bulut Pediatr Crit Care Med 2012 Vol. 13, No. 5

Düşük kardiyak output sendromu, konjenital kalp hastalıkları için yapılan cerrahi girişimlerden sonra kardiyak outputta bariz düşüşle seyreden ve peroperatif morbidite ve mortliteyi artıran bir durumdur. Düşük kardiyak output bu hastaların %25’inde görülür. Çocuk yoğun bakım uzmanları tarafından düşük kardiyak outputun erken saptanması, postoperatif kritik dönemde kliniğin daha da bozulmasını engeller. Klinisyenler; nabız hacmi, uzamış kapiller dolum zamanı, artmış periferik-santral vücut ısısı farkı, hipotansiyon, azalmış idrar çıkışı ve metabolik asidoz gibi belirteçleri kardiyak outputun ve oksijen dağılımının indirek belirteçleri olarak kullanmaktadır. Özellikle çocuklarda bu indirek belirteçler klinisyeni yanlış yönlendirebilmektedir.

Sürekli kardiyak output monitörizasyonu ise ya yapılamamaktadır, ya invazivdir, ya potansiyel olarak zararlıdır, ya da kullanışsızdır. Bu yüzden, günümüz pratiğinde, konjenital kalp hastalığı için yapılan cerrahilerde postoperatif düşük kardiyak output tanımında oligüri, metabolik asidoz ve inotrop desteğinde değişiklik kullanılmaktadır. Splanknik vazokonstriksiyon, düşük kardiyak output’a erken cevaptır. Böylece kan akımı, vital organlar olan kalp ve beyine yönlenir.

Near-infrared spektroskopi (NIRS), invaziv olmayan yöntemlerle bölgesel doku oksijenizasyonunu değerlendiren bir tekniktir. NIRS ile renal ve splanknik oksijenizasyon monitörizasyonu, postoperatif dönemde KKH ola çocuklarda venöz saturasyon ve laktat ile korelasyon gösterir. Fakat bu çocuklarda postoperatif dönemde düşük kardiyak outputu göstermede etkinliği ile ilgili yeterli veri yoktur. Bu yüzden, bu çalışmada konjenital kalp hastalığı olan çocuklarda cerrahi sonrası düşük kardiyak outputu saptamak için NIRS’ın splanknik ve renal oksijenizasyonun monitörizasyonunda etkinliğini göstermek için bu çalışma gerçekleştirilmiştir.

MATERYAL VE METOD Bu çalışma, Kasım 2007 ve Ağustos 2008 arasında 10 aylık dönemde Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde konjenital kalp hastalıkları için cerrahi yapılan çocukların prospektif olarak gözlemlendiği bir çalışmadır. Çalışmaya 0-21 yaş arası, kardiyopulmoner bypass ile konjenital kalp hastalığı için cerrahi yapılan ve sonrasında Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatan çocuklar katılmıştır. Nekrotizan enterokoliti olanlar çalışmadan çıkarılmıştır. Risk Adjustment for Congenital Heart Surgery skorlamasına göre hastalar risk gruplarıa ayrılmıştır.

Hastaların hepsi postoperatif dönemde ÇYBÜ’de izlenmiştir. İnotrop olarak sadece dopamin veya dopamin ile epinefrin veya milrinon verilmiştir. Tüm hastaların arteryel kan gazı ve laktat düzeyleri ekstübasyona kadar gerekirse saatlik takip edilmiştir. Ayrıca, idrar çıkışı, ekstübasyona kadar saatlik takip edilmiştir.

Tüm hastalarda somatik bölgesel oksijen saturasyonu (rSo2) multikanllı NIRS cihazıyla yapılmıştır. NIRS probları yaş ve kiloya uygun olarak, splanknik ve renal bölgeri ölçmesi için umblicus üzerine ve böğür bölgelerine konulmuştur. NIRS cihazı, postoperatif 1. saatten itibaren 6-30 sn’de bir splanknik and renal oksijen saturasyonu ölçmüştür. Ölçümler hastaların klinik yönetiminde kullanılmamıştır. NIRS olayı, splanknik ve/veya renal oksijen saturasyonunda (SrSo2 and RrSo2), bazal değere göre ≥20% düşüş olarak tanımlanmıştır.

SONUÇLAR Çalışmaya 17 hasta katılmıştır, 828 saatlik ölçüm yapılmıştır. Hastaların 6 tanesinin tek ventrikülü vardı (bi tanesi pulmoner atrezi olmak üzere), iki tanesinin triküspit atrezisi, iki tanesinin hipoplastik sol kalbi vardı,bir tanesi çift çıkışlı sağ ventrikülü vardı. Bir tanesi sekundum ASD, bir tanesi TGA, altı tanesi Fallot tetralojisi, iki tanesi geniş VSD, bir tanesi AVSD idi. Bazal değere göre splanknik ve/veya renal oksijen saturasyonunda (SrSo2 and RrSo2) ≥20% düşüş NIRS olayı olarak kaydedildi. Çalışmada 273 NIRS olayı ve 31 düşük kardiyak output gözlemlendi.

31 düşük kardiyak output epizodu görüldü. 2 tanesi oligüri, 17 tanesi sıvı bolusu, 5 tanesi metabolik asidoz, 7 tanesi inotrop desteğinde artış şeklindeydi. 7 düşük kardiyak output epizodu arasında inotrop desteğinde artış olarak 2 tanesi epinefrin ihtiyacında artış, 2 tanesi dopami ihtiyacında artış, 1 tanesi milrinon ihtiyacında artış, 2 tanesi dopamine tekrar başlama şeklindeydi. NIRS olaylarının %48’inde (15/31)düşük kardiyak output eşlik etmekteydi. Sensitivitesi 48.3% (95% CI: 30.5%–66.6%) ve spesifitesi 67.6% (95% CI: 64.2%–70%) idi.

TARTIŞMA NIRS’ın splanknik ve renal oksijenizasyon monitörizasyonu ile ilgili çok az çalışma yapılmıştır. Splanknik ve renal dokuda hipoksemi düşük kardiyak outputun erken belirteçlerinden olabilir, bu yüzden NIRS ile bölgesel oksijen monitörizasyonu LCO için erken bir marker olarak kullanılabilir. Fakat bu çalışmadaki veriler, NIRS monitörizasyonunun LCO için zayıf prediktif değeri olduğunu göstermiştir. Bu sonuç şaşırtıcıdır, çünkü daha önceki çalışmalarda NIRS ile LCO’un indirek belirteçleri arasında daha iyi bir korelasyon olduğu gösterilmiştir.

Diğer çalışmalarla bu çalışma arasındaki bu farklılığın nedeni halihazırdaki sensörlerin uygun olmamasından kaynaklanabilir. Ayrıca karın duvarının kalınlığı probun çalışmasına engel olabilir. Bu nedenle, çalışmadaki hastaların yaşı 5 ay altına çekildi, fakat yine de sonuç değişmedi. Yine LCO’nun indirek markerları süreğen olmadığı için NIRS ölçümü ile korelasyon bulunamamış olabilir. Bu çalışmada LCO’da erken bozulmayı tanımlayacak bir NIRS eşiği bulunamamıştır. Kabul edilen NIRS olayları da LCO ile ilişkili bulunamamıştır. Bu yüzden, bu çalışma LCO için NIRS’ın rutin kullanımını desteklememektedir. Bu çalışmanın kısıtlamalarından biri de prospektif olması ve örnek grubunun sayıca az olmasıdır.

ÖZETLE NIRS ile tespit edilen splanknik ve/veya renal doku hipoksemisi, açık kalp cerrahisi olan çocuklarda düşük kardiyak outputu tespit etmede yeterince sensisitif değildir.

DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER…