ANNE BABA OLABİLMEK. İyi anne baba her şeyden önce çocuklarına engel olmayan kişidir…

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ANNE BABA OLABİLMEK.
Advertisements

ANNE BABA OLABİLMEK.
Sorumluluk kısaca, “bireyin uyum sağlaması, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi,başkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi davranışının sonuçlarına.
ADIYAMAN FEVZİ ÇAKMAK İLKÖĞRETİM OKULU SUNAY AKIN OYUNCAK KÜTÜPHANESİ.
ASDEP Kapsamında Aileyle Görüşme Yöntem ve Teknikleri Doç. Dr. Yusuf GENÇ T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ASDEP EĞİTİCİ EĞİTİMİ.
ÖZÜRLÜLÜĞE YAKLAŞIM. Yanlış: Özürlü kişiler hastadır, tedavi edilip iyileştirilmelidirler. Doğru: Özürlülük hastalık değildir. Özürlü kişiler özürlü olmayan.
Arş.Gör.İrfan DOĞAN.  Bugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım, özel eğitim ve davranış tedavileridir.  Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir,
AİLELERLE İŞBİRLİĞİ.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
ÇOCUK VE AİLE EĞİTİM SEMİNERLERİ Psikolog Arzu Seven.
AYNUR ŞİMŞEK İŞLETME YÖNETİMİ PROGRAMI ÖNÜNÜZDEN ÇEKİLİN.
SINAVLARDA YAŞANAN KAYGININ AZALTILMASINA YÖNELİK VELİLERE ÖNERİLER.
Program Tasarım Modelleri
Prof. Dr. İnayet Aydın Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Sözsüz İletişimin Özellikleri
ÜSTÜN ZEKALI VE ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLAR
DİJİTAL VATANDAŞLIK Dr. Ekmel ÇETİN.
MESLEĞE YÖNELTME SEMİNERİ
It’s My Life It’s My Choice
HAZIRLAYAN Ayşe ŞEBBOY Psikolojik Danışman Şahin İlköğretim Okulu.
İlköğretim Okulu Veli Toplantımıza HOŞGELDİNİZ
Çocuklarda Davranış Ve Uyum Sorunları
AİLELERİN YAŞADIKLARI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Değerlendirme Soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
Aile İçi İletişim İle Çocuğunuzun Sorunlarını Çözebilirsiniz!!!
OYUN VE OYUNCAĞIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
Kişisel-Sosyal Rehberlik
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ
ANNE-BABA-ÇOCUK İLETİŞİMİ SEMİNERİ HOŞGELDİNİZ
REHBERLİK SERVİSİ.
Ödev yapma alIşkanlIğI
NOT VERME VE MEZUNİYET.
CESARETLENDİRME ve ÖVGÜ
Yetişkinliğe Geçiş Dönemi; Ergenliğe kIsa bİr bakIş
ADANA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
ANNE BABA OLABİLMEK.
AİLE İÇİ İLETİŞİM VE OKUL BAŞARISI F.Birsen OLGUN Rehber Öğretmen.
ELİ ÖPÜLESİ CAN ÖĞRETMENLERİM KAÇ ALIŞKANLIĞIMIZ VAR DERSİNİZ?
Ne denli az şeyiniz kalırsa, kaygılanacak o kadar az şeyiniz olur
Prof. Dr. Yasemin ışıktaç
SHB-419 DAYANIŞMA MODELLERİ KUŞAK KAVRAMI VE KUŞAK SINIFLAMALARI DOÇ
Özgüvenli Çocuk Yetiştirme Seminerini
KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİ.
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
SarIyer beledİyesİ gençlİk eğİtİm merkezİ Aİle-eğİtmen buluŞmasI
OKULA UYUM ve VELİLERE ÖNERİLER
Program Tasarım Modelleri
HOŞ GELDİNİZ TÜLAY ÇETİN BAHAR AKBAŞ.
AİLE EĞİTİMİ.
Çocuklarımız İçin Düşünün
GAZİKENT İMKB ORTAOKULU
OKUL-AİLE-ÇEVRE İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
PSİKOLOJİK DANIŞMA İLE İLGİLİ ÖNYARGILAR
ANA-BABA OLABİLMEK.
Okul Öncesi Eğitim.
ÇOCUKLARIMIZIN MUTLU VE BAŞARILI OLMASI İÇİN…
KABUL DİLİ.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
“Hayatın Ortağı Olmak…”
ODTÜMİST MENTORLUK PROGRAMI
AİLE TUTUMLARI.
Gelişim ve Temel Kavramlar
GÖRÜŞME İLKE VE TEKNİKLERİ Sağlık Bilimleri Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ
BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
GEÇİŞ GEÇİŞ SÜRECİ Özel Gereksinimli ve / veya Engeli
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Sunum transkripti:

ANNE BABA OLABİLMEK

İyi anne baba her şeyden önce çocuklarına engel olmayan kişidir…

Peki biz bu değişime nasıl tepki veriyoruz? Aşırı kaygılı olup çocukları değişimden uzak mı tutmalıyız yoksa bu değişime sağlıklı bir şekilde uyum sağlamalarına yardımcı olarak gelişmelerine destek mi olmalıyız?

İyi ağaçlar iyi bahçede yetişir,uygun davranışlar aile ortamında gelişir.

Bilgi çağındayız ve teknoloji hızla gelişiyor. Yaşadığımız hızlı toplumsal değişime paralel olarak, değer yargılarımız da değişiyor. Zararlı alışkanlıklara sahip kişilerin sayısıyla beraber, toplumumuzdaki suç işleme oranında da dikkat çekici bir artış söz konusu. Eğitim sistemimizde aksaklıklar mevcut.. Anne baba olarak çocuklarımıza en iyi geleceği hazırlamaya çalışıyoruz. Genç kuşak, umutlar ve hayallerin yanında, gelecek kaygısı da taşıyor.

Uygun tedavi hayat kurtarır…

Aşırı sevgiden kaynaklanan ilgi, çocuğu boğar, bağımlı ve güvensiz bir kişilik yaratır. Çocuk, her türlü ihtiyacında ve karşılaştığı her sorunda çözüm kapısı olarak ailesini görür. Bu da, çocuğun özgüveninin ve sorumluluk duygusunun gelişmesini engeller.

Sevginin davranışlara yeterli yansımaması, çocukta değersiz olduğu ve kabullenilmediği hissini uyandırır. Sıkı kurallar, sert koşullar ve fiziksel yaptırımlarla yetişen, kişiliği hiçe sayılan çocuk, kendi hayatını kontrol etmekte zorlanır. Kibar, sessiz ve uslu, aynı zamanda, çekingen, güvensiz, küskün, aşırı hassas ve pasif bir kişilik oluşur.

Aşırı hoşgörü çocuğun olumsuz davranışlarının nedeninin anlaşılmasına ve düzeltilmesine engel olur. Bu tutumun etkin olduğu ortamda yetişen çocuk, sabırsızca ve düşüncesizce davranışlar sergiler Aşırı denetim ise çocuğu pasifleştirir. Yaşa uymayan davranışlar problem olabilir…

“ Yeri geldiğinde verilen ceza kaza yapmamak için basılan frene benzer.”

Aşırı verici ve koruyucu bir biçimde sunulan sevgiyle, bebek gibi bakılan çocuk, yaşının gerektirdiği ruhsal gelişimi gösteremeyerek, kendini ifade ve iletişim yeteneğinden yoksun kalacaktır. Diğer yandan, yetersiz sevgi ve sıkı disiplinle yetişen çocuk, saldırgan bir tutumla kendini kabul ettirmeye çalışacak ve iç dünyasını açıklamakta zorlanacaktır.

Sonuç: Sağlıklı ve iyi insan, toplumsal bilince sahip bireyler, birbirini anlayan, mutlu insanlardan oluşan toplum.

Çocuklar aldıkları her şeyi yeri geldikçe dışa yansıtırlar…

Anne babanın, her hangi bir durumda birbiriyle tutarsız ve uyumsuz davranmaları, çocukları çelişkiye düşürerek kişiliklerini olumsuz yönde etkiler. Anne babanın, çocukları paylaşarak veya bir olup çocukları karşılarına alarak oluşturacağı kutuplaşmalar, aile içindeki huzur, güven ve barış ortamını zedeler, iletişim bozukluğunun, zıtlaşmanın ve huzursuzluğun etkin olmasına neden olur. Tüm fertlerin duygu ve düşüncelerinin, sevinç ve sıkıntılarının paylaşıldığı içten, açık ve demokratik aile ortamı, çocuğun mutluluğunun ve başarısının önkoşuludur.

"İçinden sevmek" diye bir sevgi türü yoktur.Dokunmadan, paylaşmadan, dinlemeden sevgi olmaz. "Önkoşullu sevgi", hep başkalarını memnun etmeye çalışırken kendini unutan, kendini fark etmeyen bir insan ortaya çıkarır. "Vurdumduymazlığı hoşgörü sanıp, sevgi ile karıştırmak", çocuğun davranışlarının sonuçlarını değerlendirmemesine sebep olur. Özgürlük ve sorumluluk bilincinin gelişmesini engeller.

Çocuk hakkında ki tüm kararları "çocuğumu en iyi ben tanırım" anlayışıyla almak ve ondan sadece bu kararlara uymasını beklemek, mutsuz, kendi yetenek ve ilgisine uygun bir meslekte çalışmayan, bu nedenle kendiyle barışık olmayan bir insan yaratır. Bu çelişkinin yarattığı huzursuzluk, kişinin hayatının tüm yönlerine yansır.

"Sen benim dediğimi yap, yaptığımı yapma" anlayışı, çelişkili bir tutumdur. Sözlerimiz ve davranışlarımız birbiriyle uyumlu olmalı. Kimse kimseye hayatı öğretmez. Çocuğumuza hayatı, uygulamaya hazır bir reçete gibi sunamayız; ancak ona kendi yolunu belirleyebileceği bir harita verebiliriz.

Güzel davranışlar en güzel terbiyecidir…

Yaşıtları ile gezmesi, sinema ve tiyatroya gitmesi, müzik dinlemesi gibi ilgilerine saygı gösterelim. Unutmayalım ki bunlar, çocuğun hayatı farklı yönleriyle tanımasına ve kişiliğinin gelişmesine fırsat verecek aktivitelerdir. Çocuğumuzu anlamak, neyi neden yaptığını öğrenmek istiyorsak, onu yargılamadan tarafsız olarak dinleyelim. Böylece, gerçek duygularını ve sorunlarını öğrenmeye şansımız olur.

Anne baba olarak görevimiz, çocuğun sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı değildir. Hayatın önemli bir sürecinde, okulu ve dershanesiyle işbirliğine önem vermeli, başarının hedeflendiği yolda ekibin bir parçası olmalıyız.

Çocuğumuzu, ailenin diğer bireyleriyle aramızda olan çatışmalarda tanık veya yargıç olarak kullanırsak, onu sevdiği insanlar arasında seçim yapmaya zorlamış oluruz. Dolabını, çekmecelerini, defterlerini, ceplerini karıştırarak özel hayatına saygı göstermemek; bize olan güvenini azaltır, aramıza duvar örer. Çocuğumuzun mükemmel olmasını bekleyerek, onu başkalarıyla kıyaslamayalım. Onun farklı bir birey olduğunu kabul ederek, bizim için özel ve değerli olduğunu ona hissettirelim.

Mutlu çocuk çabuk büyür…

Çocuğunuza, "Sana güveniyorum, elinden geleni yapacağına inanıyorum" mesajını verin. Asla "Bu kafayla gidersen...", "Ben demedim mi..." diye başlayan sözler söylemeyin. Hayat sadece ders ve sınav üzerine kurulmamıştır. Çocuğunuzla bu konular dışında da sohbet ederek, duygu ve düşüncelerinizi birbirinizle paylaşın.

Çocuklara çocuk gibi davrandıklarında kızmayınız…

Çocuğumuzu tanımaya, ilgi, yetenek ve değerlerini öğrenmeye çalışalım. Onu ilgi ve yetenekleri dışındaki alanlara zorlamayalım. Bir elma ağacından erik elde edemeyiz, daha kaliteli elma almaya çalışalım.

Çok çalışması değil, düzenli çalışması konusunda telkinlerde bulunalım. Kendini programlamasına ve zamanını yönetmesine yardım edelim. Sevgi sözcüklerini çocuğumuza cömertçe kullanalım; sarılmayı, öpmeyi asla ihmal etmeyelim. Hiç bir zaman onu "sevgisizlik" le cezalandırmayalım. O, her şeye rağmen bizim çocuğumuzdur.

“Mutlu çocuk hak ettiği değeri gören çocuktur.”

SORUMLULUK KAZANDIRMADA ANNE BABAYA DÜŞEN GÖREVLER Sürekli sorumsuz davranan çocuklar anne babaları tarafından sorumlu davranmalarına izin verilmeyen çocuklardır. Çocuğunuzun kendi davranışlarının sorumluluğunu almasına ve iyi gitmeyen davranışlarını değiştirmesine fırsat tanıyın. Çocuğunuzun yaptığı yanlış seçimlerin sonuçlarını yaşamasına izin verin ki onlardan bazı dersler çıkarabilsin. Çocuğunuza sorumluluklarınızı eksiksiz olarak yerine getirerek model olunuz. Sorumluluğunu yerine getirdiğinde onu manevi yönden destekleyerek güven duygusunun ve sorumluluk bilincinin gelişmesini sağlayın

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI İKİ ÜÇ YAŞ ÇOCUKLARI: Oyuncakları toplamak Peçete, tabak ve çatal kaşıkları sofraya koymak Kendisiyle ilgili bazı durumlarda ilgili seçme imkanının sunulması sonucunda karar verme yeteneğinin gelişmesi Yardımla giyinmek ve soyunmak

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI DÖRT BEŞ YAŞ ÇOCUKLARI: Sofrayı kurmak Toz alma gibi basit ev işlerine yardımcı olmak Alışveriş esnasında ve alışveriş dönüşü eşyaların yerleştirilmesine yardımcı olmak Telefona gerektiği şekilde cevap vermek Ayakkabılarını bağlamayı öğrenmek Kendi kendine hazırlanmak( saç tarama da dahil.) Yatakları düzeltmek ve odasını temizlemek Basit bazı yiyeceklerin hazırlanmasına yardım etmek.

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI ALTI YEDİ YAŞ ÇOCUKLARI: Hava durumuna ve özel günlere göre kıyafetlerini seçmek Çiçekleri sulamak Basit yiyecekleri bir büyüğün desteği ile pişirmek (yumurta,tost..) Sabahları çalar saatle kendi başına kalkmak Harçlıklarını bağımsızca idare etmek Derslerini yardımla yapmak

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI SEKİZ VE DOKUZ YAŞ ÇOCUKLARI: Yemek masasını tam olarak hazırlamak Yardım almadan banyo yapabilmek Çekmece ve dolaplarını temiz ve düzenli tutmak Ödevlerini tek başına yapmak Kardeşlerinin giyinmesine yeme içmesine yardımcı olmak Kimse söylemeden okul kıyafetlerini değiştirmek Basit yemeklerin yapımına yardımcı olmak

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI ON YAŞ ÇOCUKLARI: Kendi yatak çarşaflarını değiştirmek Çamaşır ve bulaşık makinesini çalıştırmak Tek başına alışveriş yapabilmek Doğum günü ve özel günleri planlamak Basit yaralanmalarla başa çıkabilmek Para biriktirip uzun vadede almak istediklerini planlamak

HANGİ YAŞTA NE SORUMLULUK ALMALI ONBİR VE ONİKİ YAŞ ÇOCUKLARI: Evde tek başına kalmak Bağımsız olarak kendi ödev programını yürütmek Kendi başına ulaşım araçlarına binmek Toplu yerlerde gerektiği gibi davranmak (kütüphane, tiyatro..) Kendisine uygun hobileri bulmak ve sürdürmek