EVLERDE KULLANILAN DETERJANLAR HATİCE ÇÖMLEKÇİOĞLU Nisan-2016

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
-Sabun ve deterjan -Kir nedir, nasıl temizlenir? -Çamaşır sodası
Advertisements

Hayatımızda Kimya Temizlik Maddeleri.
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Yanık, Donma ve Sıcak Çarpması
Hâsılat kavramları Firmaların kârı maksimize ettikleri varsayılır. Kâr toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Kârı analiz etmek için hâsılat.
Amaç Öğrenme Hedefleri Katılımcıların; «Genitoüriner sistem hastalıklarının çalışma hayatındaki önemi, çeşitleri, tanı ve korunma yöntemleri hakkında.
MADENSEL MADDELER (MİNERALLER)
ÜNİTE : 7 IŞIK VE SES. IŞIK Işık, cisimleri görmemizi ve etrafın aydınlanmasını sağlayan bir enerji türüdür. Işık yayan cisimlere ışık kaynağı denir.
Betonarme Yapılarda Deprem Hasarları
BİYOÇEŞİTLİLİK NEDİR Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle.
SERA KURULUŞUNDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
BETONDA B İ YOLOJ İ K ETK İ LENMELER ve Ç İ ÇEKLENME.
Sağlık Gözetimi ve Çalışma Ortamı Gözetimi
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
SPORLA İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ (7-12 yaş)
Türkiyedeki iklim çeşitleri Doğa Sever 10/F Coğrafya Performans.
Arş.Gör.İrfan DOĞAN.  Bugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım, özel eğitim ve davranış tedavileridir.  Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir,
Sigara Ve Alkolün Zararları
Boşaltım sistemi.
ŞEKER(DİABETES MELLİTUS DM) HASTALARININ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER Şeker ya da diyabet denilen hastalık genellikle kalıtsal ve.
Konu : Çevre ve Sürücü Davranışları
Hazırlayan: Musa Yıldız Hazırlayan: Musa Yıldız Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümü Erciyes Üniversitesi Biyoloji Bölümü.
GEBELİĞİ ETKİLEYEN HASTALIKLAR
ALKOLLER Alkollerin Genel Yapıları
YAKUP KAYA SABİT BAĞLANTILAR SABİT BAĞLANTILAR 1.MEKANİKSEL EKLER 1.MEKANİKSEL EKLER 2.FÜZYON EKLER 2.FÜZYON EKLER.
PNÖMONİ.
YANIKLARDA İLK YARDIM BEÜ ZONGULDAK SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ A.D.
5 Su kimyası ve su arıtımı ile ilgili olarak öğrenciler; 5.1. Sert su, yumuşak su kavramlarını anlar ve sertliğin neden istenmeyen bir özellik olduğunu.
Bitkiler damlama, terleme, yaprak dökümü ile boşaltım yaparlar.
Atık nedir? Nasıl Geri Kazanılır? Ferhat Erdem YILMAZ 7/D-169.
ÇEVRE BİLGİSİ Çevre: İnsanı etkileyen ve insanlardan etkilenen dış ortama denir. Çevre koruma: Çevre kirliğini önlemek amacıyla yapılan çalışmalara denir.
ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM
ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM
Aktif Karbon Adsorpsiyonuyla Ağır Metal Giderimi ve Alevli AAS ile Tayin PEKER S1, KAŞ M.1, BAYTAK S.1  1Süleyman.
BAR GÖREVLİSİ HİJYEN EĞİTİMİ
Başarılı bir üretim amaçlandığında yüksek verim, kalite ve en başta genetik özellikleri bilinen, canlılığı, çimlenme ve çıkış gücü yüksek tohum kullanımı.
FEN ve TEKNOLOJİ BOŞALTIM SİSTEMİ
FOTOSENTEZ HIZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER
FNP GRUBU: fatma ışık, nagehan öztürk, pınar sevindik
ÇÖZELTİLER VE ÇÖZÜNÜRLÜK
Biyoremediasyon Oranını Etkileyen Faktörler
HALİM GÜNEŞ.
Konfeksiyon Yardımcı Malzemeleri
KONU DEĞERLENDİRME TESTİ
3. Polisiklik Aromatik Hidrokarbonların (PAHs) Biyoremediasyonu
KANSER.
Çocuklarda Korozif Madde alımı
5.Konu: Kimyasal Tepkimeler.
RADYASYON KİRLİLİĞİ.
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Kalıtsal madde (kalıtsal molekül, genetik materyal)
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Sulama Suyu Kalitesinin Sınıflandırılmasında Kullanılan Kriterler
Madde ve Maddenin Özellikleri
Yerli Kalsine Kaolen Üretim Süreci
Isı Enerjisi ve Gerekliliği
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
BİY 422 BİTKİ EKOLOJİSİ PROF. DR. LATİF KURT
HAYVANLARIN SINIFLANDIRILMASI.
Canlıların Büyüme ve Yaşamasına Etki Eden Faktörler
ASİTLER VE BAZLAR Asitler ve Bazların Genel Özellikleri ve Günlük Yaşamdan Örnekleri Asitlerin Genel Özellikleri Bazların Genel Özellikleri Günlük Hayatta.
FOTOSENTEZ.
HIYARDA GÖRÜLEN BESİN ELEMENT NOKSANLIĞI
-Sabun ve deterjan -Kir nedir, nasıl temizlenir? -Çamaşır sodası -Çamaşır suyu.
ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ TEMEL İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ.
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Ergenlikte Psikososyal Sorunlar
Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve ÖZEL EĞİTİM
MADDE V ENDÜSTRİ Son Tekrar Tarık ÖLMEZ LGS’de MASTER olma zamanı
Sunum transkripti:

EVLERDE KULLANILAN DETERJANLAR HATİCE ÇÖMLEKÇİOĞLU Nisan-2016

deterjanlar uzun c atomu zincirinden oluşan bir alkil yada arilin sülfat yada sülfonat tuzudur. sabunlarda bulunan karboksilat grubu deterjanlarda bulunmaz. deterjanlarda bunun yerine sülfonik asit veya sülfat grubu bulunur. deterjanlardaki sülfat grubu içeren organik kısım (hidrofobik kısım) sert sularda bulunan ca2+ ve mg 2+ iyonları ile çökelti meydana getirmez. deterjanlarda bulunan alkil kısmı ( organik kısım) düz zincirli olması gerekir. organik kısım dallanmış yapıya sahip ise bu moleküller doğada parçalanamazlar. bu yüzden önemli bir çevre kirleticisidirler.

TEMİZLİK MADDELERİ deterjan, sabun, şampuan ve parlatıcılar yumuşatıcılar • kostikler 1. kireç ve yağ çözücüler, fırın temizleyiciler, lavabo açıcılar (naoh, koh) 2. tuvalet temizleyiciler (h2so4, hcl) 3. amonyaklı temizlik maddeleri •ağartıcılar diş macunları

DETERJANLAR temizlik ürünleri içindeki tehlikeli maddeler buharlaşanlar (volatil) ve buharlaşmayanlar (nonvolatil) olarak ikiye ayrılmaktadır. Buharlaşmayan bileşikler deterjanlar sabunlar edta sitrat tuzları sodyum klorür cila akrilat polimerler sodyum hidroksit avaya karışan maddelerdir.

DETERJANLAR buharlaşanlar içinde en toksik olanlar organik bileşiklerdir. hekzan diklorpropan terpenler toluen stren aseton etanol

bu maddeler temizlik sırasında buharlaşabilir veya havaya küçük partiküller şeklinde karışabilirler. havadaki yabancı maddeler üst solunum yolu veya akciğerlerde hasar oluşturabilmektedir. direkt temasla da ciltte irritasyona neden olabilirler bu şekilde maruz kalınan temizlik ürünleri içindeki zararlı maddeler akut veya kronik etkiler meydana getirebilirler

DETERJANLAR SABUNLAR ŞAMPUAN PARLATICILAR ağız yolu ile alındıklarında bulantı, kusma ve ishale yol açan bu maddeler, nadiren dehidratasyon, elektrolit anomalileri, hipokloremik alkaloz ve metabolik asidoza da neden olabilirler. bu maddelerin göze temasında ise geçici bir irritasyonsöz konusudur, kalıcı hasara neden olmazlar. deride ise kuruma ve irritasyona yol açarlar. allerjik kontakt dermatiti ve egzama da görülebilir. aspirasyonu halinde üst solunum yollarında ödem ve solunum sıkıntısı görülebilir. deterjan üretiminde çalışan işçilerde meslek hastalığı olarak öksürük, nefes almada güçlük, göğüste hırlama ve sıkışma hissi gibi bulgularla astım gelişebilir . bulaşık makinelerinde kullanılan deterjanlar, sodyum karbonat, sodyum silikat ve sodyum tripolifosfat gibi maddelerin ilavesiyle daha alkali hale getirilmiştir. bu deterjanların, ph’ları 10,5- 13 arasında olup, yakıcı özellikte olduklarından gastrointestinal sistemde yanıklara neden olabilirler

YUMUŞATICILAR ağız yolu ile alındıklarında, bulantı, kusma,santral sinir sistemi depresyonu, koma, konvülziyonlar, hepatik nekroz, methemoglobinemi, pulmoner ödem ve bronkospazm gelişebilir. hatta solunum paralizisine bağlı olarak hasta kaybedilebilir. göz temasında ise, %0,1’lik konsantrasyonlarda hiçbir etki görülmezken, %10’luk solüsyonlarda ciddi korneal hasar görülür

KOSTİKLER kireç ve yağ çözücüler, fırın temizleyiciler, lavabo açıcılar (naoh, koh) : koroziv alkali yapıdaki bu maddelerin ph’ı 11,5 ve üzerindedir. oral alımlarda, stridor, kusma, hipersalivasyon ve karın ağrısı ile birlikte ciddi özofagus yanıklarına sebep olurlar. ileri dönemde gastrointestinal sistemde fistül, striktür oluşabilir. inhalasyonu halinde, üst solunum yollarında irritasyon, solunum yetmezliği, pulmoner ödem ve pnömoni gelişir. göze temasında, ciddi konjonktival irritasyon, korneal epitel defektleri, kalıcı görme kaybı, perforasyonlar gözlenebilir

KOSTİKLER 2. Tuvalet temizleyiciler (H2SO4, HCl): Düşük konsantrasyonlarda deri, göz, burun, muköz membranlar, solunum sistemi ve gastrointestinal sistemde irritan etkiye neden olan maddelerdir. İnhalasyonu halinde, burunda, boğazda Yanma, öksürük, bronkospazm, dispne, pulmoner ödeme neden olabilirler. ciddi olgularda ani dolaşım bozukluğu, özofageal ödem gözlenebilir. oral alımlarda, gastrointestinal sistemde yanıklar, kanamalar ve perforasyonlara yol açabilirler. deriyle temasda şiddetli yanıklar görülebilir. gözde ise, düşük konsantrasyonlarda irritasyon, lakrimasyon, konjonktivit görülebilir. yüksek konsantrasyonlarda ise korneal yanıklar ve görme kaybına neden olabilir

KOSTİKLER Amonyaklı temizlik maddeleri : evlerde kullanılan temizlik malzemelerinin bir kısmında %3-10 oranında amonyak bulunmaktadır. amonyaklı bileşikler göz ve üst solunum yollarına irritan etkili maddelerdir. oral alımlarda dudaklarda, ağızda, yemek borusunda yanıklara neden olurlar

KOSTİKLER AĞARTICILAR Halk arasında çamaşır suyu olarak adlandırılan sodyum hipoklorit % 3-6 arası değişen konsantrasyonlarda evlerde yaygın olarak kullanılan bir temizlik maddesidir. Bu madde oral olarak alındığında gastrointestinal sistemde ciddi yanıklara yol açar. Konsantrasyonu ve etkilenim süresine göre hafif irritan ya da koroziv etkili olabilirler . sodyum hipoklorit, asit veya amonyak ile birleştiğinde klor ve kloramin gazı açığa çıkar; açığa çıkan bu gaz, müköz membranlarda ve solunum sisteminde irritasyona yol açabilir. pnömoni, glottis ödemi ve pulmoner ödeme neden olabilirler. büyük miktarlarda alındığında hematemez, hipernatremi ve hiperkloremi gözlenebilir.

DETERJANLARIN ÇEVREYE ETKİSİ deterjan atıkları kanalizasyon yolu ile göl ve nehirleri kirletmesi ile başlamış ve sulardaki konsantrasyonun artmasıyla ile oluşan köpükler büyük kentlerin önemli bir sorunu haline gelmiştir. zira yüzey aktif maddelerin biyolojik parçalanmaya dayanıklı bulunması veya parçalanma hızının çok yavaş olması bir taraftan yüzeysel sulardaki köpük miktarının çok olmasına diğer taraftan çeşitli yollardan içme ve kullanma sularına sızan deterjan atıklarının artmasına neden olmuştur.

içerdikleri fosfatlar yüzeysel sularda östrafikasyona ve ikincil olarak kirlenmeye sebep olurlar. yoğun yerleşim ve endüstri bölgelerinden gelen atık suların içerdiği fazla miktarda ortofosfatın alıcı sulara karışması özellikle göllerde su bitkilerinin çoğalıp verimin azalmasına ve gölde yaşlanma sürecinin hızlanmasına neden olmaktadır. su hayvanlarının temel besini olan alglerin aşırı büyümesi, bu bitkilerin su yüzeyini tamamen kaplamasına ve böylece çözünmüş oksijenin azalmasına yol açacaktır. sonuçta, deney hayvanları ve diğer mikroorganizmalar ölecek, böylecc cansız bitkiler hem suyun lezzetini bozacak, hem de sürüklenerek su kenarına atıldığında, çürüme sonucu son derece pis bir kokunun çevrede yayılmasına neden olacaktır.

küçükçekmece gölü`nde yaptıkları araştırmalarda, göl suyuna karışan deterjanların kanal ağızlarında konsantrasyonunun litre başına 3 mg/dan fazla olması durumunda, gölde yaşayan balık, yumurta ve larvalarının yarısının 12 gün içinde öldükleri belirlendi.  son yıllarda özellikle marmara denizi'nde gözlenen "kırmızı gelgit (red - tide)" olaylarında rol oynayan aşırı plankton üremelerinde marmara denizi'ne akıtılan diğer artıklar yanında sentetik deterjanlar da önemli oranda sorumluluk taşımaktadırlar.

RED-TIDE OLAYI

FOSFORUN KONTROLÜ birincisi, yeni dolgu maddelerinin geliştirilmesidir. yapılan çalışmalar sonunda nitrilo triasetik asidin (nta) uygun çözüm olacağı görüşü ortaya çıkmıştır. fakat daha sonra nta'nın ağır metal iyonları ile meydana getirdiği komplekslerin kuşlarda meydana getirdiği zararlı tesirler gözlenince nta'nın deterjan dolgu maddesi olarak kullanılmasından vazgeçilmiştir. ikincisi, deterjanlarda kullanılan fosfat miktarının sınırlandırılmasıdır. bu durumda daha önce bilinen ve daha az tesirli olan dolgu maddelerinin kullanılması söz konusudur. bunlar karbonatlar, silikatlar, sitratlar ve borotlardır. tripoli fosforik asitten daha zayıf asitlerden türüyen bu dolgu maddeleri sodyum tuzları, suda hidroliz olduğundan daha bazik çözelti meydana getirmektedir. bu ise deterjanları bilhassa çocuklar için tehlikeli hale getirmektedir. üçüncü ise fosfatın arıtma tesislerinde giderilmesidir. bu ise geliştirilmiş 2. kademe veya 3. kademe arıtmayı gerektirmektedir. bunların içerisinde en uygun 2. kademe ve 3. yaklaşımların kombinasyonu gibi görülmektedir.

ÖNLEMLER 1- deterjanlar içinde yaklaşık %30 'a kadar bulunan sodyum - tripolifosfat ve diğer fosfat türlerinin yüzde miktarı, şimdilik belirli süre için en az seviyeye indirilmeli (%15 gibi) ve fosfat yerine geçebilecek maddeler üzerinde araştırma yapılmalıdır. ayrıca ev atık sularından kanalizasyona karışan fosfatları yüzeysel sulara ulaşmadan kimyasal arıtma ile tutmalıdır. 2 - deterjanlar içindeki abs üretimi ve kullanılması yasaklanmalı ve yerine şimdilik biyolojik olarak bozunabilen las' lerin üretimine başlanmalıdır. (yağ asidi, metil ester sülfonatları gibi) 3 - sulara karıştıklarında en az zarar veren temizleyicilerin ekonomik üretimleri için araştırmalara başlanmalıdır.