Temel Fotoraf Bilgileri, Siyah Beyaz Karanlık Oda ve İleri Fotoraf Teorileri ders notları Filtreler Ders notları Tülin Çoruhlu
Ayna Objektif bağlantıları Kırmızı göz ayarı
Fotograf silme Fotograf izleme
OBJEKTIF TÜRLERI
Objektif nedir? Fotoğraf makinesinin önünde bulunan ve konunun tüm noktalarının duyarkat üzerine odaklanmasını sağlayan mercek ya da mercekler grubuna objektif denir. Objektif fotoğraf makinesinin en önemli parçasıdır. Objektif ile ilgili temel kavramlar Odak uzaklığı: Objektifin optik merkezi ile duyarkat düzlemi arasındaki mesafedir. Milimetre cinsinden ifade edilir. Objektifler odak uzaklıklarına göre sınıflandırılırlar. Odak noktası Latince adı “Focus” olduğundan, odak uzaklıkları çoğu zaman “f” harfli (focal length) ile tanımlanır. f=40 mm gibi. Görüş açısı: Odak uzunluğu tarafından belirlenir. Kısa odak uzunluğunda objektifler geniş görüş açısına sahiptirler ve geniş açı objektif olarak tanımlanırlar. Uzun odaklı objektifler ise dar görüş açısına sahiptirler ve uzağı yakınlaştırma özellikleri nedeniyle “tele” objektif olarak tanımlanırlar. Büyütme oranı: Makro, ya da yakın plan çekimlerde objektiflerin yakına odaklama özelliklerine bağlı olarak duyarkat düzlemi üzerine düşürdükleri görüntünün nesne gerçek büyüklüğüne oranıdır. 1:1 büyütmede nesnenin gerçek boyutu ile duyarkat üzerindeki görüntüsü eşit büyüklüktedir. IIşık Geçirgenliği: Objektifin ışık geçirgenliğinde diyafram açıklığı belirleyicidir. Objektifin üzerinde 1.4, 2.8, 4 gibi sayılar vardır. Bu sayılar f değeri ya da f stop diye adlandırılır ve objektif odak uzunluğunun diyafram çapına bölünmesi ile elde edilir. Sayı ne kadar küçük olursa objektifin ışık geçirme oranı o derece fazladır. Bir objektifin ışık geçirgenliğinin fazla olması ışığı az olan nesnelerin çekimini kolaylaştırır. Maksimum diyafram açıklığı objektifin ışık duyarlılığının göstergesidir. Maksimum diyafram açıklığı fazla olan objektifler daha ışık duyarlı olup daha kısa perde hızları ile çalışmaya olanak sağladıklarından “hızlı” objektif olarak da tanımlanırlar. Maksimum diyafram açıklığı arasında objektifler üretilmiş olmakla beraber 1.4 değerinin altında seri üretim ürün sayısı çok düşüktür.
Çözme Gücü: Çizgi ayırma gücü de denir. Bir milimetrelik bir aralıktaki çizgi ayırma gücü olarak tanımlanır, yani 1 mm’lik şerit içine daha çok çizgiyi net olarak görüntüleyebilen objektifin çözme gücü daha üstündür diyebiliriz. Çözme gücü keskinliğe etki eden faktörlerden biridir. Karşıtlık (“acutance”): Komşu bölgelerdeki kontrastın yüksekliği görüntü kalitesini artırır. Fotoğraftaki aydınlık ve karanlık yerler arası geçişin gerçekleştiği yerlerin keskin bir şekilde ayrışması şeklinde açıklanabilir. Karşıtlık algılanan keskinliğe etki eden önemli bir faktördür. Alan Derinliği: Objektifin netlediği yerin önünde ve arkasında net olarak görünen mesafedir. Az açık diyafram (f:16 f:22 vb.) değerlerinde çekilen fotoğraflarda alan derinliği fazladır. Yani fotoğrafta net olan kısımlar daha çoktur. Geniş açılı objektifler dar açılı objektiflere göre daha büyük alan derinliği mesafesine sahiptir
FOTOĞRAFIN 10 PÜF NOKTASI 1. Işığa Dikkat Edin Bir fotoğraf, özel olarak aksi istenmiyorsa, yeteri kadar ışık almalıdır. Işığın fazla olması, “patlama” tabir edilen duruma yol açar yani fotoğrafın belli kısımlarında renkler fazla açık olur, hatta o bölgedeki detaylar kaybolur. Eskiler buna “filmi yakmak” derler. Fotoğrafçılık evrensel dilindeki tanımı ise “overexpose” olarak bilinir. Yani fazla pozlama. Bir fotoğraf sadece çok ışık aldığında bozulmaz, az ışık alınca da bozulur. Buna da eksik pozlama anlamında (underexpose) denir. Oysa fotoğrafın en iyi hali, ışığı en güzel almış halidir. Ne çok fazla, ne çok az. Bazen ışığı bilerek azaltıp/artırarak efektler yaratılabilir.Işığı doğal yollardan azaltamıyorsak, makinenin pozlama süresi ve diyaframı ile oynayarak azaltabiliriz. Bazen güneş ışığı bile doğal yollardan azaltılabilir. Örneğin güneşin bulutların arasına girmesi beklenerek, daha hoş bir ışık ortamı sağlanabilir veya hoş gölgeler/ışıklar oluşturabilecek yansıtıcı veya şemsiyeler kullanabiliriz.
2. Kompozisyonu Sadeleştirin Bir fotoğrafta kompozisyon yani çerçevelenen kesim, ne kadar az objeden oluşursa, o kadar temiz bir görüntü oluşur ve fotoğraflanan obje, daha öne çıkar. Buna karşılık çerçevedeki yabancı ve gereksiz unsurlar fotoğrafın değerini düşürüp, izleyicinin dikkatini dağıtır.Bu sebeple, özel olarak istenmiyorsa, kompozisyon, mümkün olan en sade halindeyken çerçevelenmelidir.
3. Anı (Hareketi) Yakalayın Eğer hareketli bir obje çekiyorsak, onun en etkileyici, zirvedeki hareketini fotoğraflamak gerekir. Örneğin bir çocuğun topa vurduğu anı düşünün. İşte o anı fotoğraflamak, topu ayaktan çıkarken fotoğraflayabilmek zordur ama en güzel sonucu verir. Bu bazen top oynayan bir çocuk, bazen suya atlayan bir kurbağa, bazen de uçan bir kuşun avına dalışı olabilir. Fakat unutmamak gerekir ki, bu çok iyi bir zamanlama gerektirir.
4. Gerektiğinde, Karede Canlı Bulundurmaya Özen Gösterin Bir fotoğraf karesi, içinde bir canlı ve özellikle insan varsa, daha etkili olmaktadır zira o canlı/insan, o fotoğrafın konusunu oluşturmaktadır. Örneğin bir gün batımını düşünelim. Gün batımında harika bir kızıllık, bir kayaların üzerinden denizi gören bir mekan, hoş bir ağaç var ve bunu fotoğrafladınız. Gerçekten etkileyici olur ama bu fotoğrafı çok daha etkileyici kılmak isterseniz, o gün batımında yalnız başına bir adamın uzaklara bakışı veya el ele tutuşmuş iki sevgilinin birbirlerine yaslanmasını fotoğraflamalısınız. Böylece, harika bir silüet elde etmiş olursunuz.Bir fotoğrafı olduğundan daha güzel hale getiren objeler genelde insanlar ve şirin canlılardır. Örneğin yavru bir kedi veya köpek, büyük bir kedi veya köpekten daha etkili sonuç vermektedir. Keza şirinlik, iticilikten daha fazla “atmosfer” katar fotoğrafa.
5. Objeleri Çerçeveye Yerleştirin Fotoğrafçılıkta “altın noktalar” denen bir kavram vardır. Buna göre vizörden gördüğünüz bir çerçeveyi baz alalım. Bu çerçeveyi yatayda ve dikeyde üç parçaya bölecek şekilde, aşağıdaki gibi tanımlayalım. Yatayda ve dikeyde keşisen noktalar ve çevresi bize altın noktları verecektir. Fotoğrafınızda nesneleri buralara yerleştirmeniz estetik bir fotoğrafın ortaya çıkmasını sağlayacaktır.Eğer bir obje çok kıyıda kalmışsa, hoş görüntü olmaz, benzer şekilde tam ortalanmış görüntü de pek hoş durmamaktadır. Eğer obje bir yöne hareketliyse, onu, “önü açık” şekilde fotoğraflamak daha doğrudur. Örneğin sağa doğru giden bir gemiyi, soldaki elipslerden birisine yerleştirmek ve önünde açık bir alan bırakmak, fotoğrafa boyut katar.
6. Objeye (Gerektiği Kadar) Yaklaşın Bir fotoğrafı çekerken, ona mümkün olduğu kadar yaklaşmak gerekir. Bunu bazen zoom ile, bazen de fiziksel olarak yaklaşmak suretiyle yapabiliriz. Yaklaşmaktaki amaç, objeyi mümkün olduğunca öne çıkararak, onun detaylarını sunmak olmalıdır. Tabi bunu yaparken, objenin dibine girip, kompozisyonu bozmadan yapmak da çok önemlidir.
7. Açı Belirleyin Fotoğrafları genelde “gözümüzün gördüğü” açıyla çekmek daha doğrudur ama bazen çok ilginç fotoğrafları, değişik açılarla çekmek, çok sempatik sonuçlar yaratabilir. Örneğin burnunu objektife uzatmış bir köpek veya kafasından aşağıya doğru çekilen bir insan gibi… Bu tip açılandırmalarda, biraz dikkatli olmak gerekir. Açı yakalamak adına, fotoğrafın havasını mahvetmemek, sempatikliği yoketmemek, anlaşılabilirliği bozmamak gerekir.
8. Ön ve Arka Fonları Doğru Seçin Fotoğraftaki objeye ön veya arka fon sağlamak, o fotoğrafa derinlik katar. Genellikle arka fonu değiştirme şansımız olmaz ama ön tarafa birşeyler katabilme şansımız olur (bulunduğumuz noktayı değiştirerek). Bu da fotoğrafa bir derinlik katacaktır. Örneğin dalların arasından çekilen bir binayı düşünün. Önde sağ ve solda yada yukarı ve aşağıda yer alan ve varlığı çok öne çıkmayan dallar, asıl objeye bir yönlendirme yapacak, fotoğrafa üç boyutlu bir hava katacaktır.
9. Gerektiğinde Flaş Kullanın Flaş, her zaman gece veya düşük ışıkta kullanılmaz. Bazen güneşin çok yoğun olduğu zamanlarda da flaş kullanmak iyi sonuç verebilir. Buna dolgu flaşı denir ve amacı kareyi aydınlatmaktan ziyade, az bir ışık etkisiyle, gereksiz gölgeleri yoketmektir.Dolgu flaşı kullanmak gerçekten çok zor bir konudur. Öyle “patlatayım flaşı” demekle olmaz. Bunun için pozlama ayarlarının doğru yapılması gerekir aksi takdirde, zaten çok aydınlık olan görüntü, bu sefer bembeyaz çıkabilir ve fotoğraf bazen “overexpose” olabilir. Unutmamak gerekir ki, dolgu flaşının anlamı, gölgeleri aydınlatıp, oradan da detay almak ve yüksek ışıktaki kontrast fazlasını düşürmektir.Farklı flaş teknikleri de vardır. Mesela uzun pozlamada geç çakılan flaş, geceleri arka planda çok güzel bir manzara sağlayabilir. Bunlar, deneme yanılma yöntemleri ile geliştirilecek konulardır.
10. Düşünerek Fotoğraf Çekin Bu, belki de diğer tüm maddelerin toplamı olan bir konu. Fotoğrafçı, iyi bir fotoğraf çekmek istiyorsa, önce gözleriyle çekmelidir o kareyi. Ki kimyasal fotoğrafçılıktaki “film maliyeti”, bu konuda yeterli baskıyı sağlayan bir unsurdu belki de. Oysa günümüz dijital dünyasında sabit maliyetten sonrasının sıfırlanması, yani çektiğiniz her karenin bir maliyeti olmaması, kullanıcıyı çoğu zaman “amaaan, çekeyim gitsin, beğenmezsem bir daha çekerim” kolaylığına itmektedir. Bu hem çekilen fotoğraf öncesi şartların sağlanamaması, hem de tek atışta doğru fotoğrafı çekememe handikapını beraberinde getirmektedir.Oysa düşünerek çekilen pozlar hem fotoğrafçılık birikimini artırır, hem bu çekimlerin deneysel yorumlarını yapmayı sağlar, hem de zaman ve enerji maliyetlerini düşürür. Kullanıcıların fotoğrafçılığı “rastgele çekim” havasında değil de, “düşünerek çekim” havasında yapması, onlara çok şey katacaktır…