TOPLUMSAL CİNSİYET
s.ç Cinsel kimlik Biyolojik cinsiyetimiz Toplumsal cinsiyetimiz (gender) s.ç
Biyolojik Cinsiyet Toplumsal Cinsiyet NEDİR?
Toplumsal cinsiyetle biyolojik cinsiyet arasındaki fark nedir?/1 Biyolojik bir farklılık, kişisel bir gerçekliktir. Kişinin hangi üreme organıyla dünyaya geldiğini betimleyen bir kavramdır.
Toplumsal cinsiyetle biyolojik cinsiyet arasındaki fark nedir?/2 Herhangi bir biyolojik kökeni olmaksızın kadına ve erkeğe atfedilen tüm: karakter/kişilik yapılarını, iş ve görevleri beklentileri, davranış kurallarını alışkanlıkları ifade eder. Bağlayıcı değildir ancak kaçınılmazdır Yönlendiricidir, alışılmışı ifade eder, önerir, tercihlerimizi etkiler.
Ayrıştıralım Aşağıda belirtilen görüşlerden hangisi biyolojik cinsiyeti hangisi toplumsal cinsiyeti betimlemektedir? İnşaat işçilerinin çoğu erkektir. Ev işleri çoğunlukla kadınlar tarafından yapılır. Kadınlar daha uzun yaşar. Erkekler olmasaydı savaşlar olmazdı. Kadın vücüdunun kas kütlesi daha düşüktür.
Toplumsal Cinsiyet rollerinin yapılandırıldığı ana gruplar ÜREME ÖZEL ALAN EV ÜRETİM KAMUSAL ALAN ÇALIŞMA ALANI
ÜRETİM/ÜREME Üretim Üreme Emek gücünü kullanma– çalışma İmalat Tarım Balıkçılık Ormancılık Ödenekli iş Üreme Emek gücünün yeniden üretimi— yeme, uyuma, eğlenme, insan ırkının yeniden üretimi Çocuk bakımı Alışveriş Ev işleri Ödeneksiz iş
Üretimin aile/evden daha da uzaklaşması Sanayileşme öncesi toplumda aile, toplumu yeniden üreten sosyal birim olmanın yanı sıra Elbise Yemek Işık Eğlence Mobilya gibi ailenin temel ihtiyaçlarının da üretildiği yerdi. Sanayi toplumunda ise aile, toplumu yeniden üreten sosyal birim olmaya devam etmiştir ancak Elbise Yemek Işık Eğlence Mobilya gibi ev dışında üretilen malların tüketildiği yerlere dönümüştür.
KAMUSAL ALAN/ÖZEL ALAN Ortak yaşam Profesyonel İş ilişkileri Devlet Özel Bireysel Kişi Aile
EV/İŞ YERİ Ev İş Yaşam Beslenme Şefkat Anlayış/sevecenlik Kazanç Rekabet Güç Girişkenlik
Alanların ilişkilendirilmesi Üretim Kamusal alan İş yeri Ev Özel alan Üreme
Alanların toplumsal cinsiyetle ilişkilendirilmesi ERKEK Üretim Kamusal alan KADIN İş yeri Ev Özel alan Üreme
ALANLAR VE TOPLUMSAL CİNSİYET KADIN KADIN ERKEK ÖZEL ALAN İŞYERİ/FABRİKA KAMUSAL ALAN ÜREME ÜRETİM EV YERLEŞİM YERİ ALANLAR VE TOPLUMSAL CİNSİYET
KADINLAR GERİ DÖNÜYOR Kadınların işgücüne katılımı 1950’lerden itibaren artan bir hızla yükselmeye başlamıştır. Ancak toplumsal cinsiyet rolleri istihdam şekillerini belirlemeye devam etmiştir/etmektedir. Ev sorumluluklarının kadının birincil sorumluluğu olmaya devam etmesi Emek piyasasında mesleki ayrışmanın (kadın işleri /erkek işleri ayrışmasının) devam etmesi. Kadınların sekreterlik, hemşirelik, özel hizmetler, tekstil sektörü vb. alanlarda yoğunlaşması Düşük maaş. Kadınlara erkeklerden daha düşük maaş ödenmesi Kadınların eğitimlerine yaptıkları yatırımın erkekler in gerisinde kalması Kadınların yarı zamanlı ya da göreceli daha düzenli çalışma saatleri olan işlerde yoğunlaşması Kadın kazancının ailenin ek geliri olarak görülmesi
Toplumsal cinsiyet ve biyolojik cinsiyet birbiriyle bağımlı ve fakat birbirinden farklı kavramlardır Cinsiyeti belirleyen doğa, toplumsal cinsiyeti belirleyen kültürdür”
Cinsiyet Cinsiyet (eşey ya da cinslik olarak da adlandırılır), Cinsiyet kavramı, bir bireyin sahip olduğu fizyolojik, biyolojik ve genetik özellikleri olarak da tanımlanabilir Biyolojik bir kavram olarak ise cinsiyet (sex), fiziksel farklılıklara işaret etmektedir
Kadın Bayan Hanım Kız Dişi
Erkek Er Oğlan Bey Bay
Toplumsal cinsiyet kavramı, biyolojik cinsiyetten farklı olarak, bir kişinin, “sosyal” veya “psikolojik” cinsiyetini tanımlar. Söz konusu kavram İngilizceden, özellikle toplumsal/sosyal cinsiyet (gender) ile biyolojik cinsiyet (sex) arasındaki ayrımı gözetebilmek için alınmıştır. Türkçede “cinsiyet” her iki anlamda da kullanılabilmektedir; toplum ve sosyal bilimlerde bu kavram (gender) özellik bir teknik terim olarak işlevsellik kazanmaktadır.
Toplumsal cinsiyet: Biyolojik farklılıklardan dolayı değil, kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır. Erkekler ve kadınlar arasında bedensel ve cinsel farklarının anlamlarını düzenleyen bu toplumsal örgütlenme bir ilişkiler bütünüdür. Cinsiyet farkları düzenidir,sabit ve değişmez doğal farkları değil, kadın ve erkeklerin bedensel farklarının toplumsal anlamlarını inşa eder . Kadın doğulmaz Kadın olunur. Cinsiyet farklarına dayalı toplumsal iktidar ilişkilerini anlamak sadece patriyarki kavramı ile değil erkeklerin bu iktidar ilişkilerini nasıl sürdürüp yeniden üretebildiğine ilişkin soruların sorulmasıyla ortaya çıkmıştır. Toplumsal cinsiyet bir sosyal yapılandırma sorunudur.
Toplumsal Cinsiyet kavramı, bu anlamda, 1955 yılında Amerikalı araştırmacı John Money tarafından, biyolojik cinsiyetleri belli olmayan, fakat belli bir cinsel kimliğe sahip olan “interseksüel’’ insanların duygu ve davranışlarını tarif etmek için ortaya atılmıştır. Interseksüellik, başlangıçta biyolojik rol ve biyolojik kimlik olarak tanımlanıyordu, fakat bu tip insanların aslında biyolojik cinsiyetleri belli değildi.
Toplumsal açıdan cinsiyet (gender), kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel rol beklentileri olarak tanımlanmaktadır.
Toplumsal cinsiyet, doğumla birlikte kazanılan biyolojik cinsiyetin üzerine eklenen, bireye ailesi, çevresi ve yaşadığı toplum tarafından öğretilen “kadın olma” ya da “erkek olma”yı içeren durumların tümünü kapsamaktadır
Toplumsal cinsiyet, doğumla birlikte kazanılan biyolojik cinsiyet üzerine eklenen kısaca yaşadığı toplum tarafından öğretilen “kadın” ya da “erkek” olmayı içeren durumların tümünü kapsamaktadır
kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel rol beklentileri olarak tanımlanmaktadır.
Toplumsal cinsiyet, cinsiyete dayalı işbölümü ve biyolojik cinsler arasındaki ilişkileri vurgulamak amacıyla, toplumda sadece kadının değil erkeğin de konumunu belirten bir kavramdır
Sistemin işlemesi için üç temel mekanizma Kadınların ve erkeklerin farklı işler yaparak farklı konumlar, statüler ve getiriler elde etmelerine yol açan cinsiyete dayalı iş bölümü Sınıf, ırk,etnisite, bölgesel gelişmişlik farklılıklarına dayalı iktidar ilişkileri ile cinsiyet farklarına ilişkin toplumsal ilişkilerin iç içe geçerek toplumsal cinsiyet sistemini bir iktidar ilişkileri ağı olarak işletmesi Cinsiyet sistemi; cinsellik ve cinsel arzunun şekillendirildiği toplumsal ilişkilerle kurulur.
Cinsiyet Rejiminin üç temel tahakküm kurumu Kadın Erkek emeği arasında iş bölümünü var ederek erkeklerin kadınlara göre daha yüksek ücret almasını ve eğitim olanaklarından daha kolay faydalanmasını sağlayan iş gücü piyasası Devlet ordu gibi doğrudan erkekler tarafından denetlenen patriyarkal kurumlar Kadın Erkek ilişkilerinde Karşılıklığı, denkliği ve mahremiyeti değil de erkek üstünlüğünü vurgulayan ve cinsel zevk ile şiddetin iç içe geçtiği cinsel alan
Toplumsal cinsiyet, cinsiyete dayalı işbölümü ve biyolojik cinsler arasındaki ilişkileri vurgulamak amacıyla, toplumda sadece kadının değil erkeğin de konumunu belirten bir kavramdır
Cinsiyet rolü Cinsiyet rolü kavramı, bir kişinin, kendi cinsiyet kimliğini kanıtlamak için söylediği ve yaptığı her şeyi ifade etmek için kullanılır.
BU ÜÇ FAKTÖR TOPLUMSAL CİNSİYET SİSTEMİNDE KADINLARIN BOYUN EĞDİRİLEREK, ERKEKLERE TABİ KILINDIĞI BİR YAPIYI OLUŞTURUR VE SÜREKLİLİĞİNİ SAĞLAR
Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yapılandırılması Emeğin örgütlenmesi , cinsiyetçi denetim hiyerarşik baskı ve dışlanma gibi iktidarın kurulmasını ve sürdürülmesini içeren yapısal boyutlar vardır. Bu nitelik mekansal ve toplumsal yapıyı etkiler ve yansıtır. Toplumsal yaşama katılımda ve temsiliyette farklılıklar oluşur. Kamusal alan ve özel alan tanımlamaları bu kısımda önem taşır. Toplumsal cinsiyette kadına yüklenen en önemli rol anneliktir.
Cinsiyetçi İş Bölümünün Kökenleri Kadın Emeğinin Denetim Altına Alınması
İLKEL KOMÜNAL ÜRETİM BİÇİMİ AVCI ERKEK TOPLAYICI KADIN
AVCI ERKEK ÇOĞU ZAMAN ELİ BOŞ DÖNERDİ VE TOPLULUĞUN YAŞAMINI DEVAM ETTİREBİLMESİ İÇİN YETERLİ DEĞİLDİ TOPLULUĞUN BESLENME İHTİYACINI ÇÖZEN KADINDI. TOPLAYICILIK YAPARAK GÜNLÜK BESİN İHTİYACI MUTLAKA ÇÖZÜLÜRDÜ. HATTA ERTESİ GÜN İÇİN YİYECEĞİ KADIN STOKLARDI
ERKEK AVLANMA İLE MEŞGULKEN; KADIN DAHA FAZLA BESİN İHTİYACI KARŞILAMAK İÇİN TOPRAĞI KAZMA ÇUBUĞUNU BULDU – TARIMI GELİŞTİRDİ
SEPETİ, ÇÖMLEĞİ BULDU BİTKİLERLE HASTALIKLARI İYİLEŞTİRDİ, TIBBI BULDU. VAHŞİ HAYVANLARI EVCİLLEŞTİREREK SÜRÜ HAYVANCILIĞINI GELİŞTİRDİ
İNSANLIĞIN UYGARLAŞMASININ TEMEL TAŞI KADIN TARİHTE ÜRETİM ARAÇLARINI BULARAK İLK ÜRETİM BİÇİMİ OLAN İLKEL KOMÜNAL ÜRETİM BİÇİMİNİ GELİŞTİRDİ.
TOPLUMSAL ÜRETİMİN ARTMASI KADIN VE ERKEK ÜRETİM ARAÇLARINI BİRLİKTE KULLANDILAR VE TOPLUMSAL ÜRETİMİ ÇOĞALTARAK “ARTIĞI” YARATTILAR
NE ERKEK NE DE KADIN ÜSTÜNDÜ EŞ EVLİLİKLERİ BAŞLAMIŞ AİLE OLUŞMUŞTU CİNSİYET AYRIMI GÖZETMEKSİZİN, BİRLİKTE ÜRETİYOR, ÇOCUKLARINA BİRLİKTE BAKIYOR VE EŞİT YAŞIYORLARDI. NE ERKEK NE DE KADIN ÜSTÜNDÜ
KÖLELİK İLK OLARAK KADINLARIN KÖLELEŞTİRİLMESİ İLE BAŞLADI. KÖLELİĞİN BAŞLAMASI AVCI ERKEK SAVAŞIRKEN GELİŞTİRDİĞİ ALETLERİNİ İKTİDAR ARACI, BASKI ARACI OLARAK KULLANMAYA BAŞLADI . ÜRETİM ARAÇLARININ DENETİMİ ALTINA ALDI TARIM,HAYVANCILIK,SULAMA,İNŞAAT, HAYVANCILIK GİBİ ALANLARDA YÖNETİCİ ROLLER ÜSTLENDİLER.OLUŞAN SERVETİN DE SAHİBİ OLDULAR KÖLELİK İLK OLARAK KADINLARIN KÖLELEŞTİRİLMESİ İLE BAŞLADI.
AİLE KADINLAR ÇOCUKLARININ BABALARININ DENETİMİNE GİRDİLER. KADIN CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ İLE KOLEKTİF YAŞAMIN TEMEL UNSURU İKEN EV İÇERİSİNDE HİZMET EDEN KİŞİ OLDU. TOPRAK,KADIN,ÇOCUKLAR, KÖLELER SAHİP OLANINDI=BABA
CİNSEL VE SINIFSAL SÖMÜRÜNÜN KÖKENİ ÖZEL MÜLKİYET İŞTE BÖYLE GELİŞTİ. KÖLE SAHİPLERİ İLK KADINI KÖLELEŞTİRDİ, YETMEDİ ERKEKLERİ DE KÖLELEŞTİRİLDİ… ALINIP SATILABİLEN KÖLELER İSTENİRSE ÖLDÜRÜLEBİLİYORDU
FEODAL ÜRETİM BİÇİMİ GELİŞTİ TOPRAK VE ÜRETİM ARAÇLARINA SAHİP TOPRAK SAHİPLERİ SERFİN KULLANIMI İÇİN VE KENDİSİ İÇIN TOPRAĞI İŞLETTİ. SERFİN AİLESİ, ERKEK-KADIN-ÇOCUK HEM KENDİ İHTİYAÇLARI İÇİN HEM DE TOPRAK SAHİPLERİNİN İHTİYAÇLARI İÇİN ÇALIŞTILAR. İKİ TOPRAĞI DA EKİP BİÇEN SERF AİLESİYDİ. ÇÜNKÜ TOPRAK SAHİBİ HEM TOPRAĞI HEM DE ÜRETİM ARAÇLARINI ELİNDE TUTUYORDU
ŞEHİR MERKEZLERİNDE ZANAATKARLAR ÖRNEĞİN DOKUMACILARIN DOKUMA TEZGAHLARI EVLERİNDEYDİ. AİLESİ İLE BİRLİKTE ÜRETİM YAPIYORLARDI. YANİ EV VE İŞYERİ AYNI YERDEYDİ.
AVCI VE TOPLAYICI YAŞAM TARZINDAN TARIM,HAYVANCILIK VE ZANAATKARLIK GİBİ DAHA ÜST ÜRETİM BİÇİMLERİNE GEÇİŞ; CİNSLER ARASINDA DAHA KARMAŞIK BİR İŞ BÖLÜMÜNE SEBEP OLDU. DAHA YÜKSEK BİR EMEK İHTİYACI ÖNCE İÇ FARKLILAŞMALARA SONRA TOPLUMUN ÇEŞİTLİ KATMANLARI ARASINDA BÖLÜNMELERE SEBEP OLDU.
FEODALİZM YIKILDI
SANAYİ DEVRİMİ İLE KAPİTALİZM BAŞLADI MAKİNALAŞMA İLE KÜÇÜK ATÖLYELERİN YERİNİ FABRİKALAR ALDI
ÜCRET KARŞILIĞI ÜRETİM EVDE AİLE İLE BİRLİKTE YAPILIRKEN EV VE İŞYERİ AYRILDI CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ DERİNLEŞTİ ÇÜNKÜ İŞYERİNE GİDEN ERKEK OLDU EVDE KALAN İSE KADIN OLDU
ÇALIŞMA YAŞAMINDA CİNSİYETÇİ YAKLAŞIMLAR Erkek para kazanan ana unsur oldu ve kadına çocuk bakımı ile ev işlerini çekip çevirmek kaldı. Ne var ki kadın aynı zamanda ailenin gelirine destek olmak için ev dışında da çalışmak zorundaydı. Kadınlar patronlar içinde ucuz ve yedek iş gücüydü. Kadınlara ihtiyaç duyulduğu zaman çalışmaya teşvik ediliyorlar, işsizlik arttığı dönemlerde eve geri gönderiliyolardı. (Savaş dönemleri)
ÇALIŞMA YAŞAMINDA CİNSİYETÇİ YAKLAŞIMLAR Kadınlar kendilerine toplumda biçilen rollerinin uzantısı olan sektörlerde ve vasıfsız işlerde emeklerini sattılar. 19. yy gelindiğinde kadınların en çok çalıştığı sektör tekstildi. Vasıfsız dokuma sanayinde çalışanların yarısından fazlası kadındı. Kadınlar çocukları ile birlikte çok uzun iş saatleri ile çalışıyorlardı. 20. yy da savaşların baş göstermesi ile cepheye giden erkeklerin yerini kadınlar aldılar. Ve madenlerde fabrikalar artık soluk yüzlü kadınlarla doluydu
PEKİ BU CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ TOPLUMSAL OLARAK NASIL ÖRGÜTLENDİ
Hepsi Toplumsal Cinsiyet İlişkileriyle şekillenirler Üretim Tüketim Dağıtımın örgütlenmesi Uzmanlaşma Ekonomik kalkınma Toplumsal etkileşim Kültür üretimi Demokratik politikaların düzenlenişi Aile yaşamı ile ilgili kamusal politikalar Kamusal özel ayrımı Kentsel toprak kullanımı Toprağın bölümlenmesi hizmetler
Cinsiyet çerçevesinde yapılandırmada,Toplumsal pratik doğallaştırılır. Dışlanma ve Görünmez Kılınma İkincilleştirme ve Kıyıya İtmedir.
KADINLAR EVİN İDARESİNDEN SORUMLULARDIR KADINLAR EVİN İDARESİNDEN SORUMLULARDIR. EV İŞLERİ YAPILDIĞI SÜRECE FARKINA VARILMAYAN ANCAK YAPILMADIĞINDA GÖRÜLEBİLEN YANİ ÇALIŞMA TANIMINA GİRMEYEN GÖRÜNMEYEN İŞLERDİR. BU İŞLERİN TAMAMI SEVGİ-MİNNET BAĞLAMINDA ELE ALINIR. EV KADINI ÇOCUK SAYISINA BAĞLI OLARAK GÜNDE ON İLA ONİKİ SAAT ÇALIŞIR.
Özel Alan - Kamusal Alan ayrışması Üretim ilişkilerinin şekillendiği ilk dönem kadının evde, erkeğin dışarıda üretime dahil olması ile özel alan kamusal alan ayrımının ortaya çıkmasına sebep oldu. Bunun en açık göstergesi kamusal alanda çalışma ve politika erkek; ev işleri ve aile ile ilgili özel alanlar kadın işidir görüşüdür. Ekonominin görünmeyen yüzü ev içi ekonomi , emek ve erk bölünmeleri de kadın ve erkeği çeşitli iş gücü piyasasında farklılaştırır. Erkekleri üst kadınları tabi duruma yerleştirir.
Günümüz koşullarında görmezden gelinen bir unsur da hane içindeki yeniden üretim ve enformel iş gücüne katılımdır. Kentlerin ekonomilerine ve makro ölçekli ekonomilerde ev içindeki emeğin muhasebesi yapılmaz. Hane ölçek olarak alınır ve ücret, gelir erkeğin geliri ile tespit edilir. 40 lı yıllarda iş gücüne katılım %80 iken 2001’de %28’e düşmüştür.Bu oran kentlerde %17 kırsalda %40’dır.
YENİDEN ÜRETİM – ÜRETİM İLE İLGİLİ ÇALIŞMA; kadın ve erkeklerin her mekanda ve üretim ilişkisi içinde kendilerinin ve başkalarının yaşaması için kullanım değeri ve değişim değeri olan mal ve hizmet üretme süreçlerini anlatır. Yeniden üretim ile kapitalist üretimde kadın üretimin devamlılığını sağlar. Ancak kısıtlı kullanımla çalışma; kadınların para karşılığı çalışma ‘gelir yaratıcı etkinlik’ le üretim istatistiklerin dışında kalan bir duruma düşer. Kentsel toplumsal ekonomik yaşamı anlamada genel eğilim hane için ilişkileri ve toplumsal cinsiyet unsurunun dışlanması yönündedir.
ÖRNEKLENDİRME Kadınlar evlilik ilişkisi içinde, ama onun da ötesinde sevgilileri,uzak/yakın akrabaları ile ilişkilerinde harcadıkları, adı konmayan, emek diye düşünülmeyen karşılıksız emektir. Ev içinde çocukların,kocanın yemesi,içmesi,giyinmesi,bakımı, yaşlıların bakımı için yapılan işlerden ailenin dükkanında,tarlasında harcanan emeğe kadar karşılıksız olan emektir. Bütün bu yeniden üretim sevgi ve şefkat ile yapılır. Kadın için sorgulanabilir bir emek değildir. Bir kız çocuğu çıraklık dönemi ile bu üretim için hazırlanır.
TOPLUMSAL CİNSİYETE GENEL ÇERÇEVE ÇOĞU ZAMAN YENİDEN ÜRETİMİN NERDE BİTTİĞİ ÜRETİMİN NERDE BAŞLADIĞI BELİRSİZDİR. KADINLAR ÇALIŞMA YAŞAMINA KATILAMAZLAR VEYA SADECE ANALIK VE AİLE İŞLERİNİN UZANTISI İŞLERDE ÇALIŞABİLİRLER. KADINLAR AİLENİN NAMUSUDUR. HAREKET ALANLARI BU DÜŞÜNCE İLE DE KISITLANIR. ÇALIŞMA YAŞAMI, EĞİTİM VE SAĞLIK VE TOPLUMSAL FAALİYETLER KADIN İÇİN ULAŞILMASI ZOR HAKLARDIR. DEVLET EKONOMİK,POLİTİK,SOSYAL YAPILANMASINDA DA AİLEYE ÖNEMLİ ROL BİÇER. KADIN ŞİDDET VE ANAYASAL HAKLARIN GASPI İLE BASKI ALTINDA TUTULUR.
Bu iktidar rejimi erkeklerin egemen erkeklik değerlerini bir önceki kuşaktan başarı ile öğrenmelerini olanaklı kılan kültürel pratikleri alışkanlıkları sistematik olarak işleyen egemen erkek modelini dayatır. EGEMEN ERKEKLİKTE;risk almaktan kaçmama,fiziksel sertlik ve dayanıklılık, ısrarcı ve sebatkar olma ve atak olmaktan çekinmeme homofobik bir heteroseksüellik,duygusal olmayan bir mantıkçılık,acıya katlanma ve şikayet etmeme, benmerkezcilik üretilir. Piyasada sermaye oluşturma ve biriktirme becerisi ile güç elde etme pratikleri de egemen erkeklik değerleri ile ilişkilidir. Büyük sayılarda erkeği vatandaş-asker yapan ulusal orduların ortaya çıkışı patriyarkal gücün kurumsallaşmasında stratejik önemi vardır.
TOPLUMSAL SINIF VE CİNSİYET FARKLARINI BİRLİKTE DÜŞÜNMEK Toplumsal iktidar ilişkilerinin üretim süreçlerini mülkiyet ilişkileri tarafından belirlendiğini söyleyen klasik ‘sınıf analizleri’ nin cinsiyet temelli iktidar ilişkilerinin oluşumunu anlamada cinsiyet körü kalması bu alanda uzun süre önemli bir boşluk yaratmıştır.
2.1.1. Ekonomik Kuramlar Ekonomik kuramcılar cinsiyetin ekonomik esitsizliği yaratmada herhangi bir rolunun olmadığını savunmaktadırlar. Ekonomik kuramcılara gore piyasa surecleri toplumsal cinsiyet acısından notr isler. Ekonominin diğer yapılara gore kendine ozgu ozerk ve hatta egemen bir yapısı soz konusudur. Ekonomik davranıslar kisisel olmayan, rasyonel iliskiler icinde gerceklesir. Ayrımcılığı yaratan mekanizma ve surecler ise, kamuda ortaya cıkan isgucu piyasalarıdır. Ancak piyasanın bu ayrımcılığı yaratmadaki rasyonelliği ise tamamen ekonomiktir. Yani tercihler fiyat ve verimlilik yonunde gerceklesir. Kadınlar isgucu piyasası icerisinde dusuk verimi, calısma hayatındaki yuksek kararsızlıkları, eğitime iliskin arzu ve beklentilerinin dusukluğu, birikmis is deneyimlerinin olmaması, emeklerinin erkeklere gore dusuk değerde olması nedeniyle piyasa tarafından tercih edilmemelerine neden olmaktadır. Bir baska ifadeyle, ekonomik kuramcılar cinsiyete dayalı ayrımcılığın yaratılmasında cinsiyetin değil, fiyat ve verimliliğin belirleyici olduğunu savunmakta ve yonetici duzeyinde kadın temsil oranın da bu nedenlere bağlamaktadırlar.
Feminist mücadelenin kazandırdığı Toplumsal Cinsiyet kavramı Küresel Emek sömürüsünü anlamamızda yeni bir açılım sağlamıştır. Emek sömürüsünün karşısındaki mücadele alanlarını, kadının emeğine el koyma biçimlerini anlayarak başlayabiliriz. Özel alanın politik alan olarak tanımlanmasına sebep olmuştur.