Birincil ikincil Genel Yardımcı (devletler tarafından tanınan hukukun genel ilkeleri)
Mahkeme ve mahkeme tüzükleri 8 Ağustos 1945 tarihli Londra Antlaşması Eski Yugoslavya için Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Ruanda için Uluslararası Ceza Mahkemesi tüzükleri Antlaşmalar Hukuku konusunda Viyana Sözleşmesi Uluslararası yapılan antlaşmalar, antlaşmanın yapıldığı devletlerin ve antlaşmanın bağlı oldugu uluslararası organların sorumluluğundadır.
«kanun yoksa suçta yoktur» ilkesini uygulamak nullum crimen sine lege; Uluslararası İnsan Hakları yasaları; Lahey Sözleşmesi, 1949 dört tane Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Cenevre sözleşmesine 2 ek protokollerden meydana gelmektedir; Antlaşmaları anlama koşulları 1969 Viyana Sözleşmesinin maddelerine yer almaktadır.
Genel Hukuk kavramı Bireyin destek aradığı genel hukuk kuralları ve genel hükümler sayılara bölünmüş değildir – onların amacı sözleşme gereklerini ya da brakılan boşlukları doğru şekile doldurmaktır.
Geçmis zaman hukuk sistemi Anglo-sakson hukuk sistemi Kıta hukuk sistemi
Benimsenen kültürün farklı olması ve uluslararası savcı ve hakimlerin hukuk eğitimlerinin farklılık göstermesi sonucu farklı alınan hukuksal sonuçları doğurur. Uluslararası Ceza Hukukunun genel ilkeleri; yasallık ilkesi, spesifik olması, masumiyet, tarafların eşitliği, vb.
Bahsi edilen ilkeler evrensel hukuk sistemine bakılarak ve karşılaştırarak bulunabilir. İlkelerin anlaşılması yorumlama ve genelleme ile sağlanamaz ancak onların karşılaştırmalı hukuk metodu ile uygulanması gerekir.
Uluslararası mahkemeler genel ilkelere başvurma konusunda uyarıda bulundu. Ulusal hukuk sistemlerinin tipik yapılarının uluslararası hukuk sistem yapısına aktarılmamalıdır, ancak uluslararası hukuk sistemlerine özel olarak uygulanmaları gerekir. Eski Yugoslavya için kurulan Uluslararası ceza mahkemesi yukarıda bahsettiğimiz kuralı kabul etmiştir.
Uluslararası ceza mahkemesi için devlet meclisinin toplanıp karar çıkarması için oyların üçte iki çoğunluğunu kazanmak durumundadır. Lakin, acil durumlarda savı veya hakimler geçici kararlar alma hakkına sahiptirler ve bu haklar devlet meclisinin toplanıp tekrar çoğunluğu elde edene kadar geçerlidir.
Yargı kararları ve bilirkişi görüşleri Hukuki alınan kararlar uluslararası ceza hukukunun kaynağını oluşturmaz Resmi olan durumlarla birlikte uluslararası hukuk kurallarının oluşturulmasında biçimsel noktalar tedavi edici yardım olarak kabul edilebilir. Lakin mahkeme kararları aynı zamanda oldukça önem arzedebilir çünkü mahkemede alınan kararlar bazı sözleşme yasalarını anlamak ve kavramak için önemli bir işaret olabilirler. Hukuk literatürü uluslararası yasaları anlamada önemli bir ışık kaynağıdır.
Uluslararası suç mahkemesinin 7. maddesi uluslararası teamül hukunun tanımını vermekte ve anlamamızı sağlamaktadır. Bazen uluslararası teamül hukunun dar anlamı ile karşı karşıya geliren, bazen de tüm detaylarıyla birlikte tanımı alıyoruz.
7. madde «nasıl bir saldırının» yapıldığını bilindiği takdirde insanlığa karşı işlenen suçların varlığını kabul eder. Bu durum kasti suçun işlenen suçun sivil koşullara uygulanan geniş ya da sistematik bir saldırı olduğunu göstermesi gerekmektedir. Bir ikincisi, 7. madde bazı yasaklanmış bölümlerin nedenlerini objektif elementler sunarak açıklar, çünkü hazırlık komisyonu tarafından hazırlanan «suç elementleri»ni ayrıntılı bir şekilde tanımlar. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki kasti suç kavramını anlatan en iyi bakış açısı «suç elementleri» tanımı olmuştur. Saldırgan tarafından apılan bir saldırının sivil koşula taraflı ya da sistematik olduğunu anlamak için bu elementin anlaşılmasına gerek yoktur çünkü saldırgan için devlet ya da kuruluşun politik geçmişi önemli değildir, önemli olan saldırının düzenlenmiş olmasıdır.
7. Maddenin uluslararası teamül hukukuna dahil olduğu durumlar Bazı durumlarda 7. madde teamül hukukuna göre tanımlanmış olan suç kavramı ile ters düşer. Bu sapma durumu 3 başlık altında toplanabilir.
7. Maddenin uluslararası teamül hukukuna dahil olduğu durumlar İlk olarak, 7. madde kurban ya da insanlığa karşı işlenen suçu «sivil olmayan (asker,vb) kişiler suç mağduru tanımına dahil edilmezler. Bu durumda askere uygulunan saldırılar savaş suçu yada ağır işlenen ihlal olarak değerlendirilir Cenevre Sözleşmesi İkinci olarak, 7. madde insanlığa karşı suç sayılabilecek olan «yaygın ve sistematik uygulama» cümlesinin anlamını daraltır. Üçüncü olarak, 7. madde zulüm kavramının tanımında uluslararası teamül hukukundan daha dar bir bakış açısına sahiptir. Zulüm, bu maddede öngörülen herhangi bir fiil veya mahkeme'nin yargı yetkisine giren diğer herhangi bir suç ile bağlantılı olarak yapılmalıdır. Zulüm eğer ayrımcı bir niyet ile işlenen ya da sistematik bir uygulamanın parçası ve ciddi sonuçları var ise, o zaman zulüm savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar kadar cezai işlem gerektirmeyebilir.
7. Maddenin uluslararası teamül hukukuna dahil olduğu durumlar Uluslararası genel hukuk 7. maddeyi iki şekilde ele alır: İlk olarak insanlığa karşı işlenen suç kavramında yeni davranış biçimleri geliştirir. Bunlar «zorla hamile brakılmak», «kişilerin kaybolması» ve «ırkçı suçlar» olarak adlandırılır. İkinci olarak ise, zulüm suçu işlendiğinde yapılan zülme bağlı olarak ayrımcılık ilkesi oluşabilir. Yani politik, ırksal, etnik, dinsel ve «kültürel» sebepleren ötürü yapılan eylemler uluslararası yasalarda kabul edilemez olarak tanımlanır.