George steINER HERMENEUTIK DÖNGÜ KURAMI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ANLATIM TÜRLERİNİ SINIFLANDIRMA. Edebî türler veya metin türleri olarak bilinen yazılarda farklı anlatım birlikleri bir araya gelir. Bir hikâyede betimleme,
Advertisements

PHILIP BAYARD CROSBY O Martin Corporation’da Pershing füze projesini yürüttü. ABD’nin Florida eyaletinde Kalite Koleji (Quality College) adıyla bir okul.
Hafta 7: Öz Türleri ve Fonksiyonları BBY 306 Dizinleme ve Öz Hazırlama.
ROBOT.
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM © TemplatesWise.com 1.
Metin içi özellikler metin dışı özelliklerle yakın ilişki içerisindedirler. Bunlar çeviri stratejilerinde kolaylıkla belirlenebilirler. Örneğin Felsefe.
Bilimsel bilgi Diğer bilgi türlerinden farklı
PLATON NAMI DİĞER: EFLATUN
AHİLİ K Güçlü bir sivil toplum örgütü. ESKİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜMÜZ; AHİLİK Bilindiği gibi Türklerin tarih sahnesine çıkışı neredeyse insanlık tarihi.
BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR. BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR.
Girişimcilik Öğr.Gör.Seda AKIN GÜRDAL. Ders Akışı İşletmenin Amaçları İşletme Çevre İlişkisi.
BABİL KULELERİ. Derrida, Des Tours de Babel adlı metninde, Babil söylencesinin felsefenin, mimarlığın ve dilin ayrılmaz bir şekilde içiçe geçtiği önemli.
Zihinsel engellilerin sınıflandırılması
DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ
Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm) Nedir, Ne Demektir?
BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM JEROME BRUNER.
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
S. R. Ranganathan ve Bilgi Hizmetlerinin Geleneksel İlkeleri
ÖRGÜTLERDE İLETİŞİM TÜRLERİ
Literatür taramasının önemi  Daha önce neler yapıldığını çıkarmaya çalışmayan araştırmacılar alanlarında önemli katkı sağlama fırsatından yoksun kalırlar.
Paragraf Nedir? & Herhangi bir yazının bir satırbaşından öteki satırbaşına kadar olan bölümüdür. & Duygu, düşünce, istekleri anlatım tekniklerinden yararlanarak.
Program Tasarım Modelleri
What is a ‘Relevant’ Translation? Jacques DERRIDA Hazırlayan: Rabia ARIKAN.
Hazırlayan İSMAİL ŞAHİNER. SORU ÇÖZERKEN!!! Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur. Önce soru okunur. Daha sonra parça (metin) okunur.
METINLERIN SINIFLANDIRILMASI. Metinlerin Sınıflandırılması Metinler; gerçeklikle ilişkileri, işlevleri ve yazılış amaçlarına göre gruplara ayrılır. Buna.
BİYOGRAFİ Sanatta, bilimde, politikada veya başka alanlarda tanınmış kişilerin yaşamlarını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. "Biyografi"
Hedef-Kazanım Belli bir alanda eğitilecek bireylere kazandırılmak istenen özellikler ya da yeterliklerdir. Kazanımın eğitim yoluyla kazandırılabilecek.
Metinlerin Sınıflandırması
KOHLBERG ve AHLAK GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr. Aysel TOPAN
T.C MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TEMEL EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Sosyal Hizmet Meslek Etiği
İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı Toplantısı
ANLATIM TÜRLERİ.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE YARATICILIK VE SANAT EĞİTİMİ
II.BÖLÜM GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR. BÖLÜM 1 TEMEL KAVRAMLAR.
Yrd.Doç.Dr. Çağdaş Erkan AKYÜREK
Bilimsel Araştırma Yöntemleri
Fluvyal Jeomorfoloji Yrd. Doç. Dr. Levent Uncu.
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI
ANLAMA.
ÖZELLİK FAKTÖR KURAMI.
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ
PROJENİN AMACI Milli Eğitimin Temel Amaçlarında ifadesini bulan; beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir.
BENLİK VE KİMLİK.
PISA 2015 Yrd. Doç. Dr. Ömer Kutlu.
ROMAN NEDİR? Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayların, insanlar arasındaki ilişkilerin, insan psikolojisinin uzun bir şekilde yer ve zaman bağlamında anlatıldığı.
Bölüm 6 Örgütsel Yönlendirme
Çeviri Stratejileri Sözcüğü Sözcüğüne Çeviri Stratejileri (Yazıcı, 2007) Ödünçleme a. Doğrudan aktarım: Kaynak dildeki sözcüğün hedef dile aynı biçimiyle.
Psikolojik Ölçmelerin Felsefi ve Tarihi Temelleri
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ 7.D.1. Özgün Ürünümü Tasarlıyorum.
ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLERDE DİL VE ANLATIM
BÖLÜM 2 BİLİŞSEL GELİŞİM.
PROGRAM DEĞERLENDİRME
EDEBİYATIN BİLİMLERLE İLİŞKİSİ
Psikolojik Danışma ve Rehberlik
ÖĞRENME STİLLERİ.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Tezin Olası Bölümleri.
ANALİTİK EĞİTİM FELSEFESİ YAKLAŞIMI
Pedagojİk Formasyon Sertifika programI ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ Hafta V Prof.Dr.Bülent ÇAVAŞ.
TÜRKÇE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
Sınıf Öğretmenlerinin Eğitsel Amaçlı İnternet Kullanım Öz Yeterlikleri
Çağdaş Gelişmeler Işığında Ana Dili Öğretimi
Çevribilim Açısından Metin Türü Metin türlerini kendi aralarında toplumsal iletişim işlevlerine göre bölümlemek, çevirinin hem öğretimi hem de uygulaması.
SESBİLGİSEL GELİŞİM Dil EdİNimi-4. Hafta.
KİMYA DERSİNİ SEVMENİN YOLU
Örgüt Kuramı, Örgüt Tasarımı ve Örgütsel Değişim
Sunum transkripti:

George steINER HERMENEUTIK DÖNGÜ KURAMI Hazırlayan: Rabia ARIKAN

GEORGE STEINER 23 Nisan 1929’da Paris’te doğdu. Fransız asıllı; ABD'li edebiyat eleştirmeni, filozof, roman yazarı, çevirmen ve eğitmen. 1974 - 1994 yılları arasında Cenevre Üniversitesi'nde İngilizce ve Karşılaştırmalı Edebiyat profesörü olarak çalışan Steiner, 1994-1995'te Oxford Üniversitesi'nde aynı görevde bulundu. 2001-2002 yıllarında ise Harvard Üniversitesi'nde şiir sanatı profesörlüğü yaptı. Çoğunlukla dil, edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyle ilgili yazılar yazan Steiner, şu an Cambridge’de yaşamaktadır.

Başlıca bu alanlar teoloji, hukuk, filoloji, tarih ve felsefedir. Hermeneutik, genel anlamda ; anlam, metin yada sanat eserini yorumlama sanatıdır. Diğer bir anlamı; anlama öğretisidir. Hermeneutik tarihsel gelişim süreci içerisinde çeşitli alanlara uyarlanmıştır. Başlıca bu alanlar teoloji, hukuk, filoloji, tarih ve felsefedir. Hermeneutik kavramının kökleri Antik Yunan felsefesine kadar uzanmaktadır.

Geleneksel anlamda baktığımızda hermeneutik bir yorumlama bilgisi veya teorisidir. Hermeneutik 19.yüzyıldan itibaren metinlerle ilgili bir yorumlama metedolojisi olarak ortaya çıktı ve hem felsefede hem edebi metinlerde sıklıkla kullanılan bir terim oldu. Özellikle insan kültürünü ve davranışlarını inceleyen bilimlerin tamamında kullanılmaya başlandı.

Hermeneutik ya da yorumbilim ‘anlam’ çalışmalarını kapsar. Doğruyu anlama, kavrama ve yorumlama ihtiyacı sonucunda ortaya çıkmıştır. Martin Heidegger’in öncelikli çalışmalarıyla birlikte Hermeneutik, insan dilinin yorumlanmasıyla oluşan hemen hemen her alanda kullanılmaya başlandı.

Alman İlahiyatçı Friedrich Schiermacher ise genel yorumlama teorisini araştıran ve bu yorumlama teorilerini dini metinlere uygulanan ilk araştırmacısıdır. Schleiermacher, Hermeneutik Döngü olarak bilinen kavramı formülleştirmiş bir bilim adamıdır. Scheiermacher’ın anlayışına göre ise bir şeyin bölümü, o şeyin diğer bölümüne dayalı olarak anlaşılabilir.

Goerge Steiner Hermeneutik’i; Wilhelm von Humbolt, William Dilthey, Martin Heidegger, Hans-George Gadamer, Jurgen Habernas gibi isimler Hermeneutiğin en önde gelen temsilcileridir. Goerge Steiner Hermeneutik’i; İfade edilebilir bir anlayışın kabulü ve o anlayışın etkin hale getirilmesi olarak şeklinde tanımlar.

Steiner’a göre ‘iyi çeviri( kaynak kültür ve erek kültür arasındaki) Steiner Çevirmeni; Anlamı çözen, anlamlar arasında ve yapısal kurallar arasında iletişimi sağlayan, Kültürler,diller arasında ve yapısal durumlar arasında çeviri yapan kişi, Esas olarak da, hayatı anlaşılır hale getirmek adına, öncesinde prova eden kişi olarak nitelendirir. Steiner’a göre ‘iyi çeviri( kaynak kültür ve erek kültür arasındaki) bütünlüğü sağlayabilmek için çevrilmiş olduğu dile esaslı bir yabancılık ve bir ötekilik taşımalıdır.

Günümüze kadar ortaya atılan çeviri kuramları çeviriyi genellikle süreç açısından değerlendirmektedir. Her bir kuramın çekirdeğinde hedef, kaynak kültür, dil ve sistem farkı bulunmaktadır. Bu durumda iki kutuptan birine yönelen çeviriyi doğru, yanlış, sadık gibi değerlendirmek kaçınılmazdır. Steiner’ın Hermeneutik Döngü Kuramı, çeviri süreci ve teorisine ilk kez sistematik olarak bakması açısından felsefi teoriler başlığı altında, en etkili ve önde gelen yaklaşımdır.

Steiner daha çok çevirmenin ‘zihinsel ve ruhsal arayışı’ ve ‘çeviri sürecinde anlama ve anlam kazandırma’ çabası üzerinde durur. 1998 yılında yazdığı ‘After Babel’ adlı kitabında Steiner, Hermeneutik Yaklaşımı genel olarak, anlama bir anlam yükleme arayışı olarak tanımlar.

3.Şekillenme(Özümseme), 4. Onarma(Dengeleme)’ dir. George Steiner çeviriye yorumbilimsel bir bakış açısıyla bakarak Hermeneutik Döngü Kuramı çerçevesinde çeviriyi dört aşamalı bir süreç olarak inceler. Bunlar: 1.Güven, 2. Nüfuz(İyice Anlama), 3.Şekillenme(Özümseme), 4. Onarma(Dengeleme)’ dir.

güven İlk aşama olan güven isminden de anlaşılabileceği gibi metni çevirmeden önceki metnin çevirmeye ve anlamaya değer bulunması görüşünü ifade etmektedir. Bu anlayış olmaksızın çeviriye eksik başlamış olacağımız vurgulanır. Steiner’a göre ‘Çeviri Güven Eylemiyle’ başlar. Fakat durum iki tehdit oluşturur; Birincisi; bir şey, herşeye dönüşebilir. Diğeri ise; hiçbir şeyde olmayabilir.

Nüfuz(İyİce anlama) Nüfuz yada iyice anlama, çevirmenin metne girdiği, Steiner’ın tabiriyle; giriş yapan ve çıkarımı sağlayan adımdır. Saint Jerome’un teşbihiyle ‘esir tutulanı anavatanına döndürme’ ya da ‘dünyada hiç birşey çıkarılamayacak bir alandan maden çıkarmak’ olarak ifade edilebilir.

Bu bölüm metnin en içine işleyen yanıdır Bu bölüm metnin en içine işleyen yanıdır. Çünkü metnin içeriğine girmek kaçınılmazdır ve kesin bir zorlama içerir. Buradaki baskın görüş metnin tamamıyla açılması ve yalın hale getirilmesi yönündedir. Bu aşamada çevirmen metni istila eder, özünü çıkarır ve anlaşılmasını sağlar.

Bu aşamada yabancı olan metni ifade edebilen farklı tür özümsemeden faydalanılabilir; Doğal yapıyı tamamıyla oluşturmak için gerektiğinde metin yerinden çıkartılabilir yada tekrar yeniden yerleştirilebilir.

Bu iddiasını ispat etmek için iki benzetmeden faydalanır: Birincisi manevi(sacramental) bir girişle hedef kültürü özümser ve yabancı metinle zenginleştirilmiş hale getirir. Diğeri ise sonunda hedef kültüre bulaşan ve onu işe yaramaz bir hale getiren bir istila şeklindedir.

şekİllenme(özümseme) Daha önceki üç aşama metni tehlikeli bir şekilde dengeden yoksun bırakmıştır. Kaynak dil bazı bölümleri tahrip edilmiş ve hedef dilde dengesi bozulmuş ve enfekte edilmiştir. Çevirmen, metni tahrip ederek işlediği suçu affettirmek için metnin asıl enerjisini geri döndürmelidir. . ıür

Üçüncü adım olan, şekillenme ve özümseme ise çevirmenin metnin asıl konusuna, hedeflenen gelişmişliğe ve dengeye getirme çabası olarak ifade edilmektedir. Çevirmen, metinde asıl anlatılmak isteneni bulduktan sonra, çeviriyi kendi diliyle bütünleştirmek zorundadır. Buradaki bütünleşme; ‘anlamın düzenlenmesi’ anlamına gelmektedir.

Bu durumda çevirmenin olaya müdahil olması kaçınılmazdır ve net bir müdahale söz konusudur. Buradaki görüş; metnin tamamen açık olması ve yalın hale getirilmesidir. Bu süreçte çevirmen, olaya el koyar ve metni kendi özüne dönüştürür.

Onarma(dengeleme) Son aşama olan, onarma ve dengeleme çevirinin en hayati, olmazsa olmazı olan ve bütünleyici aşamasıdır. Çevirmenin, asıl metni ortadan kaldırarak işlediği suçu telafi etmek için özgün metne enerji vermesi gerekir.

Steiner bu terimleri çeviriyi karşılıklı olarak yasallaştırma olarak niteler ki; bu da çevirinin tüm kuralları ve sorumluluklarının kabul edildiği en önemli ve en son bölümdür. Son aşama olmadan, Hermeneutik Döngü tamamlanmamış ve tehdit altındadır.

Steiner bu bölümde tamamen ‘yerelleştirme’ ya da ‘kalıcı bir yabancılaşma’ olarak iki kutup belirler. Sonuç olarak; Steiner Hermeneutik Döngüyü, çeviriye bir süreç olarak bakan, bu aşamalardan daha da derine inen ve ortaya çıkan yeni eserde bir denge kurmaya çalışan yaklaşım olarak nitelendirir.

Makalenin son bölümünde Steiner çeviride sadakat kavramı üzerinde durur. Sadakatin edebi olmak ya da metnin ruhunu yakalamak için bir araç olmadığını, ahlaki bir değer olduğunu sözlerine ekler. Hermeneutik Döngünün bu dört katmanıyla işlevini yitirmiş bir çevirinin bile etkili bir şekilde yorumlanmasının sağlanacağını belirterek sözlerini noktalar.