Dünya Ahiret Dengesi Idris Yavuzyigit /idrisyavuzyigit
Dünya ahrete nispetle rüya gibidir… اَلَّذى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا « ازْهَدْ في الدُّنيا يُحِبَّكَ اللَّه ، وَازْهَدْ فِيمَا عِنْدَ النَّاسِ يُحبَّكَ النَّاسُ »
Dünya Ekin Tarlası Gibidir, Bir Gün Biçilecek اِعْلَمُوا اَنَّمَا الْحَيوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِى الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهيجُ فَتَريهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِى الْاخِرَةِ عَذَابٌ شَديدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَاالْحَيوةُ الدُّنْيَا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ "Bilin ki, dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekicilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı ise, sadece aldatıcı bir geçinmedir" (el-Hadîd, 57/20)
Dünyada İnsan İçin Yaratılan Ve İstifadesine Sunulan O Kadar Şey Var Ki: Sevilen meşrû şeyleri çekici kılan ve süsleyen Allah, gayrı meşrû şeyleri cazip gösteren ise şeytan ve beşerin bilgisizliğidir. "Mezardakilerin pişman oldukları şeyler yüzünden dünyadakiler birbirlerini kırıp geçiriyor." (İmam Gazali)
Dünyayı İyi Değerlendirelim, İmar Ve İnşa Edelim قُلْ مَنْ حَرَّمَ زينَةَ اللّهِ الَّتى اَخْرَجَ لِعِبَادِه وَالطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِ “De ki: ‘Allah’ın kulları için yarattığı ziyneti/süsü ve temiz rızıkları kim haram kılabilir?” (A’râf, 7/32)
Çünkü Allah bozguncuları sevmez." Dünyadan Nasiplen Ama Ahiretini Unutma وَابْتَغِ فيمَا اتيكَ اللّهُ الدَّارَ الْاخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَصيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَاَحْسِنْ كَمَا اَحْسَنَ اللّهُ اِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِى الْاَرْضِ اِنَّ اللّهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدينَ "Allah'ın sana verdiği (bu servet) içinde âhiret yurdunu ara; dünyadan da nasibini unutma. Allah sana nasıl iyilik ettiyse sen de öyle iyilik et; yeryüzünde bozgunculuk etmeyi isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez." (el-Kasas, 28/77)
Dünyadan Nasiplen Ama Ahiretini Unutma İnsanın ibadet etmesi dünya için çalışmasına mani değildir. Her ikisini de beraber yürütmesi mümkündür. Mesela; tarlasında, bahçesinde, dükkânında çalışan bir insanın işinin başında beş vakit namazını kılması mümkündür. Eli ile çalışırken dili ile Allah’ı zikretmesine mani bir şey yoktur. Haram ve helale riayet etmesinde, yalan konuşmamasında, aldatmadan hareket etmesinde hiçbir zorluk yoktur. İşleri kolaylaştırmasında, faydalı olan işlerle uğraşmasında, Başkalarının hakkını, hukukunu gözetmesinde bir sakınca yoktur. Ve tüm bunlar ibadet kapsamındadır.
En mükemmeli teraziyi eşit noktada tutmaktır. Dünya-ahiret dengesi kefeli teraziye benzer. وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat, 51/ 56) Dünya-ahiret dengesi kefeli teraziye benzer. Bir tarafa yüklenmek dengenin bozulmasını ahengin yokluğunu gösterir. En mükemmeli teraziyi eşit noktada tutmaktır.
Dünya-Ahiret Dengesi “Sizin hayırlınız, ahreti için dünyasını, لَيْسَ بِخَيْرِكُمْ مَنْ تَرَكَ دُنْيَاه لِاٰخِرَتِهِ وَلَا اٰخِرَتَهُ لِدُنْيَاه حَتّٰى يُصِيبَ مِنْهَا جَمِيعًا فَإِنَّ الدُّنْيَا بَلٰاغٌ إِلَى الْاٰخِرَةِ وَلَاتَكُونُوا كَلّٰا عَلَى النَّسِ “Sizin hayırlınız, ahreti için dünyasını, dünyası için ahretini terk etmeyip, her ikisini de birlikte yürüteninizdir. Zira dünya ahrete ulaştırıcı bir vasıtadır. Sakın insanlara yük olmayınız.” (Ramuzu’l Ehadis, 363)
Dünya Tatlıdır « إِنَّ الدُّنْيَا حُلْوَةٌ خَضِرَةٌ وَإِنَّ اللَّه تَعالى مُسْتَخْلِفكُم فِيهَا ، فَيَنْظُرُ كَيْفَ تَعْملُونَ فاتَّقُوا الدُّنْيَا واتَّقُوا النِّسَاءِ » Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dünya tatlıdır ve manzarası hoştur. Şüphesiz ki Allah dünyanın idaresini size verecek ve nasıl davranacağınıza, ne gibi işler yapacağınıza bakacaktır. O halde dünyadan sakının ve kadınlardan korunun. ” (Riyazü’s Salihin, Hadis 460; Müslim, Zikr 99)
Dünyanın çekiciliği de güzel bir meyvenin çekiciliği gibidir. يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا لَاتُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلَا اَوْلَادُكُمْ عَنْ ذِكْرِاللّهِ وَمَنْ يَفْعَلْ ذلِكَ فَاُولئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ "Ey inananlar, mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır. " (el-Münâfikun 63/9)
Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi Dünyanın çekiciliği de güzel bir meyvenin çekiciliği gibidir. « أَبْشِرُوا وأَمِّلُوا ما يَسرُّكُمْ ، فواللَّه ما الفقْرَ أَخْشَى عَلَيْكُمْ . وَلكنّي أَخْشى أَنْ تُبْسَطَ الدُّنْيَا عَلَيْكُم كما بُسطَتْ عَلَى مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ ، فَتَنَافَسُوهَا كَمَا تَنَافَسُوهَا . فَتَهْلِكَكُمْ كَمَا أَهْلَكَتْهُمْ » Amr İbni Avf el-Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Ubeyde İbnü’l-Cerrâh’ı BahreynE cizye tahsili için göndermiş ve topladığı mal ile geri gelince, Ensar, sabah namazını Resûlullah ile kılmak üzere geldiler. Namaz sonrası efendimiz: – “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” buyurdular. (Riyazü’s Salihin, Hadis 458)
قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِى الْاَرْضِ عَدَدَ سِنٖينَ Dünya Hayatı Kısadır قَالَ كَمْ لَبِثْتُمْ فِى الْاَرْضِ عَدَدَ سِنٖينَ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَسْپَلِ الْعَادّٖينَ قَالَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَلٖيلًا لَوْ اَنَّكُمْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ اَفَحَسِبْتُمْ اَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَاَنَّكُمْ اِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ “Dedi ki: " Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız? “ Dediler ki: " Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.“ Dedi ki: " Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz” (Müminun 23/112-114)
Dünyada Salih Amellerle Meşgul Olmak gerekir اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ زينَةُ الْحَيوةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ اَمَلًا "Mal ve oğullar dünya hayatının süsüdür. Bâki kalacak olan güzel işler ise Rabbinin katında sevapça da daha hayırlıdır, umutça da daha hayırlıdır" (el-Kehf, 18/46)
Yarını Düşünerek Yaşamak gerekir يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَاقَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ خَبيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ "Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kişi, yarın için ne (yapıp) gönderdiğine baksın, Allah'tan korkun, çünkü Allah yaptığınızı haber âlmaktadır" (el-Haşr, 59/18)
Ölüm Muhakkak, Dünya İmtihan اَلَّذى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزيزُ الْغَفُورُ "O, hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üslündür, bağışlayandır" (el-Mülk, 67/2)
kâfire cennettir.” mü'mine hapishâne, Hayatı anlamak ve doğru yaşamak istiyorsanız, önce ölümü anlamalısınız الدُّنْيَا سِجْنُ المُؤْمِنِ، وَجَنَّةُ الكَافِرِ Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) buyurdular ki: “Dünya, mü'mine hapishâne, kâfire cennettir.” (Tirmizî, Zühd 16; Riyazü’s Salihin, Hadis 471)
"Dünya Mümine hapishane, kâfire cennettir" İbnu Hacer, Baş Kadı iken, bir gün etrafını saran büyük bir cemaatle, haşmetli ve güzel bir heyete bürünmüş halde pazara uğrar. Derken kılık kıyafeti pejmürde, eskimiş ve yağlara bulanmış bir elbise içerisinde sıcak zeytinyağı satan bir Yahudi, kendisine doğru yaklaşıp atının yularından tutar ve: "Ey Şeyhülislam, inanıyorsun ki, Peygamberiniz: "Dünya Mümine hapishane, kâfire cennettir" demiştir. Sen hangi hapistesin ve ben nasıl bir cennetteyim?" der. İbnu Hacer şu cevabı verir: "Ben, Allah'ın bana âhirette hazırladığı nimetlere nisbetle, hâl-i hazırda sanki -(şu dünyevî saltanatıma rağmen)- hapiste gibiyim. Sen de, sana âhirette hazırlanan azâba nisbetle, cennette gibisin!" Yahudi, bu cevap üzerine Müslüman olur."
Dünyada Misafiriz "Ben kim, dünya kim. دَخَلْتُ عَلى رسول اللّهِ وَقَدْ نَامَ عَلَى رِمَالٍ حَصِيرٍ وَقَدْ أثَّرَ في جَنْبِهِ. فَقُلْتُ يَا رسُولَ اللّهِ: لَوِ اتّخَذْنَا لَكَ وَطَاءً تَجْعَلُهُ بَيْنَكَ وَبَيْنَ الحَصِيرِ يَقِيكَ مِنْهُ؟ فقَالَ: مَالِى وَلِلدُّنْيَا؟ مَا أنَا وَالدُّنْيَا إلاَّ كَرَاكِبٍ اسْتَظَلَّ تَحْتَ شَجَرَةٍ ثُمَّ رَاحَ وَتَرَكَهَا İbn-i Mes'ûd (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (a.s)'ın yanına girmiştir. Onu bir hasır örgünün üzerinde uyumuş buldum. Hasır, (vücudunun açık olan) yan taraflarında izler bırakmıştı. "Ey Allah'ın Resûlü dedim, sana bir yaygı temin etsek de hasırın üstüne sersek, onun sertliğine karşı sizi korusa!" "Ben kim, dünya kim. Dünya ile benim misâlim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir." (Tirmizî, Zühd 44)
"Onlar, geride nice şeyler bıraktılar; Nice İnsanlar Dünyayı Bırakıp Gittiler كَمْ تَرَكُوا مِنْ جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَريمٍ وَنَعْمَةٍ كَانُوا فيهَا فَاكِهينَ كَذلِكَ وَاَوْرَثْنَاهَا قَوْمًا اخَرينَ "Onlar, geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler, çeşmeler, ekinler, güzel makamlar ve zevkü sefa sürecekleri nice nimetler. İşte böyle oldu ve biz onları başka topluma miras verdik." (44/Duhân, 25-28)
Nice İnsanlar Dünyayı Bırakıp Gittiler اِعْمَلْ لِدُنْيَاكَ كَأَنَّكَ تَعِيشُ أَبَدًا وَاعْمَلْ لِاٰخِرَتِكَ كَأَنَّكَ تَمُوتُ غَدًا “Ebedi yaşayacakmışsın gibi dünyaya, yarın ölecekmişsin gibi de ahret için çalış.” (Muhtaru’l Ehadis s.25)
birinden girdim, diğerinden çıktım.” Nice İnsanlar Dünyayı Bırakıp Gittiler 950 yıl yaşayan Hz. Nuh peygambere Cebrail sorar: Dünyayı nasıl buldun? Nuh (a.s.) cevap verir: “İki kapılı bir ev gibi, birinden girdim, diğerinden çıktım.”
dünya hayatını tercih ediyorsunuz. daha hayırlı ve daha kalıcıdır." Dünyayı Tercih Edenler بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيوةَ الدُّنْيَا وَالْاخِرَةُ خَيْرٌ وَاَبْقى "Ama siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret hayatı daha hayırlı ve daha kalıcıdır." (87/A'lâ, 16-17)
dünya hayatına mı râzı oldunuz? Dünyaya Razı Olanlar اَرَضيتُمْ بِالْحَيوةِ الدُّنْيَا مِنَ الْاخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيوةِ الدُّنْيَا فِى الْاخِرَةِ اِلَّا قَليلٌ "...Yoksa ahirete bedel dünya hayatına mı râzı oldunuz? Ama dünya hayatının geçimi (zevki), âhiret yanında pek azdır." (9/Tevbe, 38)
Acele Gideni Kovalayanlar كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَتَذَرُونَ الْاخِرَةَ "Hayır, siz acele geçiveren şu dünyayı çok seviyorsunuz da âhireti bırakıyorsunuz!" (Kıyâme, 75/ 20-21)
Bize dünyada ver, derler. Nasibi Sadece Dünya Olanlar فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اٰتِنَا فِى الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِى الْاٰخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ “İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.” (Bakara 200)
her kötülüğün başıdır.” Kalbinde Dünya Sevgisi Olanlar حُبُّ الدُّنْيَا رَاْسُ كُلِّ خَطِيئَةٍ “Dünya sevgisi her kötülüğün başıdır.” (Hz. Muhammed)
Buradaki isteklerimizde, yaşantımızda, Nasibi Sadece Dünya Olanlar Dünya güzeldir. Buradaki isteklerimizde, yaşantımızda, eşyalarımız, araçlarımızda güzel olmalı... Cennet dünyadan daha güzeldir. Oranın nimetleri buradakilerden kat kat güzeldir. Dolayısıyla cenneti dünyaya tercih etmek durumundayız. Akıl bunu gerektirir.
“Onlardan bir kısmı da: Bize dünyada da iyilik ver, Nasibi Dünya ve Ahiret Olanlar وَمِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا اٰتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ “Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.” (bakara 201)
Ahirete Göre Dünya مَا الدُّنْيَا في الآخِرَةِ إِلاَّ مِثْلُ مَا يَجْعَلُ أَحدُكُمْ أُصْبُعَهُ في الْيَمِّ . فَلْيَنْظُرْ بِمَ يَرْجِعُ؟» Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.” (Riyazü’s Salihin, Hadis 464; Müslim, Cennet 55)
Zîra bugün amel var hesap yok, Bütün belaların temeli dünya hayatını gaye edinmektir ارْتَحَلَتِ الدُّنْيَا مُدْبِرَةً وَارْتَحَلَتِ اخِرَة مُقْبِلَةً! وَإنَّ لِكُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُمَا بَنِينَ. فَكُونُوا مِنْ أبْنَاءِ الاخِرَةِ، وَلاَ تَكُونُوا مِنْ أبْنَاءِ الدُّنْيَا. فإنَّ الْيَوْمَ عَمَلٌ وَلاَحِسَابَ، وَغَداً حِسَابٌ وَلاَ عَمَلَ Hz. Ali (r.a) buyurdular ki: "Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zîra bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok." (Buhârî, Rikâk 4)
Yolcusun أخذ رسُولُ اللّهِ بمنكبِى وقالَ كُنْ في الدُّنْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيلٍ.وكان ابن عمر رضى اللّه عنهُما يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ فَلا َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ İbni Ömer (r.a) anlatıyor: Resûlullah (a.s) omzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu. İbnu Ömer (r.a) şöyle diyordu: "Akşama erince, sabahı bekleme, sabaha erince akşamı bekleme. Sağlıklı iken hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." (Riyazü’s Salihin, Hadis 472; Buhârî, Rikak 2)
Kimi Örnek Alıyorsun خَصْلَتَانِ مَنْ كَانَتَا فيهِ كَتَبَهُ اللّهُ تَعالى شَاكِراً صَابِراً، وَمَنْ لَمْ تَكُونَا فيهِ لَمْ يَكْتُبْهُ اللّهُ لاشَاكِراً وَلاَ صَابِراً، مَنْ نَظَرَ في دِينِهِ الى مَنْ هُوَ فَوْقَهُ فَاقْتَدَى بهِ. وَمَنْ نَظَرَ في دُنْيَاهُ الى مَنْ هُوَ دُونَهُ فَحَمِدَ اللّهَ تَعالى عَلى مَا فَضْلَهُ بِهِ عَلَيْهِ كَتَبَهُ اللّهُ شَاكِراً صَابِراً، وَمَنْ نَظَرَ في دِينِهِ الى مَنْ هُوَ دُونَهُ وَنَظَرَ في دُنْيَاهُ إلى مَنْ هُوَ فَوْقَهُ فَأسِفَ عَلى مَا فَاتَهُ مَنْهُ لَمْ يَكْتُبْهُ اللّهُ شَاكِراً وَلاَ صَابِراً İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"İki haslet vardır, bunlar kimde bulunursa Allah onu şükredici ve sabrediciler arasına kaydeder: Dini yaşantıda kendinden üstün olana bakıp, ona uymak. Dünyalıkta kendinden aşağı olana bakıp, Allah'ın kendine vermiş olduğu üstünlüğe hamd etmek. İşte böyle olan kimseyi Allah şükredici ve sabredici olarak yazar. Kim de diyanette kendinden aşağı olana bakar, Allah onudünyalıkta da kendinden üstün olana bakar ve elde edemediğine üzülürse şükredici ve sabredici olarak yazmaz." (Tirmizî, Kıyamet 59; Riyazü’s Salihin, Hadis 468’e de bakılabilir)
(Riyazü’s Salihin, Hadis 473; İbni Mâce, Zühd 1) Kimi Örnek Alıyorsun? جاءَ رجُلٌ إلى النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : فقالَ : يا رسول اللَّه دُلَّني عَلى عمَلٍ إِذا عَمِلْتُهُ أَحبَّني اللَّه ، وَأَحبَّني النَّاسُ ، فقال : « ازْهَدْ في الدُّنيا يُحِبَّكَ اللَّه ، وَازْهَدْ فِيمَا عِنْدَ النَّاسِ يُحبَّكَ النَّاسُ » Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’in söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve: –Yâ Resûlallah! Bana, yaptığım zaman hem Allah’ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: – “Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sevsin; halkın elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sevsin” buyurdu. (Riyazü’s Salihin, Hadis 473; İbni Mâce, Zühd 1)
Dünyanın Değeri « أَلاَ إِنَّ الدُّنْيَا مَلْعُونَةٌ ، مَلعون مَا فيها ، إِلاَّ ذِكْرَ اللَّه تعالى ، ومَا وَالاَه وَعالماً وَمُتَعلِّماً » Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.v.)’i şöyle buyururken işittim demiştir: “Uyanık olunuz! Şüphesiz dünya değersizdir. Dünyada olan mal mülk de kıymetsizdir. Ancak Allah Teâlâ’nın zikri ve O’na yaklaştıran şeylerle, öğretici ve öğrenici olmak müstesnadır.” (Riyazü’s Salihin, Hadis 479; Tirmizî, Zühd 14)
“Uğruna dövüştüğümüz dünya işte budur.” İçi Boş Ceviz gibi Dünya Hz. Ebubekir (r.a.) bir gün sokakta kavga eden çocuklara rastlar ve yanlarına gider ve bakar ki çocuklar buldukları bir ceviz yüzünden kavga ediyorlar. Cevizi alıp pay etmek için kırar ve bakar ki içi boş. Mübarek çocuklara döner ve: “Biliyor musunuz” der. “Uğruna dövüştüğümüz dünya işte budur.”
إِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ فتنةً ، فِتنَةُ أُمَّتي المَالُ Senin İmtihanın إِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ فتنةً ، فِتنَةُ أُمَّتي المَالُ Kâ’b İbni İyâz (r.a.), Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi (imtihan vesilesi) de maldır.” (Riyazü’s Salihin, Hadis 482; Tirmizî, Zühd 26)
“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Kabre Konan Ölülere Hiç Baktın mı? أَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وهُوَ يَقْرَأُ : { أَلهَاكُمُ التَّكَاثُرُ } قال: « يَقُولُ ابنُ آدَم: مَالي ، مَالي ، وَهَل لَكَ يَا ابن آدمَ مِنْ مالِكَ إِلاَّ مَا أَكَلت فَأَفْنيْتَ ، أو لبِستَ فَأَبْلَيْتَ ، أَوْ تَصَدَّقْتَ فَأَمْضيْتَ ؟» Abdullah İbni Şihhîr radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gelmiştim. O, “Elhâkümü’t-tekâsür” sûresini okuyordu. Sûreyi okuyup bitirince şöyle buyurdu: “Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Riyazü’s Salihin, Hadis 484; Müslim, Zühd 3)
Ayetler Bize Sesleniyor Ahrette dünya da Allah’ındır Dünya ve ahret kelimesi kuranda 115’er defa geçmekte ve birlikte 48 ayette yer almaktadır. İslam'da gaye dünya ve ahret mutluluğunu temindir. Mükafat ve ceza her iki dünyada da mevcuttur. Kuran dünya nimetleriyle ahret yurdunun nimetlerini anlatıp ahret yurdununkilerin daha iyi ve güzel olduğunu haber verir. Dünya ahretin tarlasıdır. Dolayısıyla ihmal etmeye gelmez. Kuran yaşanılacak asıl yerin cennet olduğunu vurgular. (Ala16-17) Dünya, iman, amel, imar ve imtihan yeridir. Ahret ise hesap ve adalet, hakkın teslim yeridir. (Mülk 2, Enfal 28) Ahrette bizler için önemli olan, dünya malı, serveti, evlatları değil, bunlara bakış açımız ve nasıl kullandığımızdır.(Kehf 46-46, Tebbet 2) Dünya insanı amelden alıkoymamalıdır.(Şura 20, Fatır 5, Münafigun 9, Enam 32) Dünya nimetlerinden meşru olanlarını, meşru yollarla elde edip, uygun şekilde kullanmalıyız. (Maide 87-88) Dünya her yönüyle iman, ibadet, ahlak, sosyal ilişkiler, imar, teknoloji, iletişim araç ve gereçler ile en güzel şekilde tanzim edilmelidir. Allah, dünyada insana özürlük vermiş ve tercih yapmasını istemiştir. Bu yönde kılavuz Kurandır. Dünyada rabbinin rızasını kazanmak için mesai yapanlar, ahrette umduklarına nail olacaklar
Ey Müslüman Kardeşim! Sana Yakışan Sana yakışan, içinde bulunduğu durumun hakkını vererek fırsatları değerlendirip hem dünyanı hem de ahiretini mamur hale getirmektir.
Dünya ve ahiret noktasında insanlar genellikle yanılırlar ÖLÜNCE YÜN ÇORABINI AYAĞIMA GİYDİRİN Yörede zengin ve çocukları olan biri bir gün evlatlarını toplamış ve “ben öldüğümde cenaze yıkanınca ayağıma bir çorap giydirin deyip birde zarf vermiş bunu da ölünce açıp okuyun” demiş. Bunu vasiyet olarak algılayan çocukları Babaları vefat edince işlemler başlamış ve cenaze yıkanıp kefenlenirken eline bir çift yeni çorap olan büyük evlat “hocam Babamın böyle bir vasiyeti vardı şu çorabı giydirelim demiş.” Hoca evladım dinimiz buna cevaz vermez mevtayı kefenleyip defin yapacağız diyerek dinen bunun mümkün olmadığını ifade etmiş ve bu konuda da geniş geniş açıklamalar yaparak çocukları ikna etmiş. Cenaze defin işlemi bitim taziyeleri kabul etme işlemleri bitince eve gelen çocuklar merak içinde Babalarının bıraktığı zarfı açarlar. “Evlatlarım bak gördünüz mü bu kadar servete rağmen bir çift çorap dahi giydiremediniz! Dünya malı dünyada kalacağını hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Bu benim size Baba nasihatim olsun yaşamınız boyunca kimseyi kırmayın ve servetine güvenmeyin. Zira Dünya malı Dünyada kalacağını hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Çevrenize iyilik yapın iyilikle anılın ya değilse hakkımı sizlere helal etmem” demiş. Mektubu okuyan çocuklar Babalarının son vasiyeti olan öğütleri kulaklarına küpe etmişler.
Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Rızk Allah’a Aittir اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ وَفَرِحُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۜ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ۟ «Allah rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Halbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.» (Ra’d 26)
İNSANIN EVRELERİ KIYAMET 1 2 3 4 EVRELER OLUŞUM DÖNEMİ (Doğum Öncesi) HAZIRLIK DÖNEMİ OLUŞUM DÖNEMİ (Doğum Öncesi) 1 DÖLLENME DÖNEMİ HAMİLELİK DÖNEMİ ÖNCESİ BEBEKLİK DÖNEMİ ÇOCUKLUK DÖNEMİ DÜNYA HAYATI DÖNEMİ (Doğum Sonrası) 2 ERGENLİK DÖNEMİ YETİŞKİNLİK DÖNEMİ KIYAMET KABİR HAYATI DÖNEMİ YAŞLILIK DÖNEMİ 3 DİRİLİŞ AHİRET HAYATI DÖNEMİ 4 SONRASI SORGULANMA SONSUZ HAYAT
ÖNCE RUH KIYAMET DÜNYA HAYATI YARATILMIŞTIR SONSUZ YENİDEN "İNSAN ÖLÜR MÜ?" ÖNCE RUH YARATILMIŞTIR DÜNYA HAYATI KIYAMET (Kainatın sonu) Cennet veya Cehennem Sorgulanma Diriliş (Yeni Bedene Kavuşma) AHİRET HAYATI SONSUZ HAYAT YENİDEN YARADILIŞ CEVAP: İNSAN SONSUZA KADAR YAŞATILACAK ÖZEL BİR CANLIDIR.
Ölümü Anlamak Gerekir Ölüm yok oluş değil, boyut değiştirmektir. Dünya hayatımız, sonsuz hayatımızdan sadece bir dilimdir. Ölüm yok oluş değil, boyut değiştirmektir. Ölüm, dünya hayatının sona ermesidir Ölüm, sonsuz hayatın giriş kapısıdır.
«Allah’ım! Gerçek hayat sadece âhiret hayatıdır.” اللَّهُمَّ لا عَيْشَ إِلاَّ عَيْشُ الآخِرَةِ Peygamber Efendimizin ifadesiyle «Allah’ım! Gerçek hayat sadece âhiret hayatıdır.” (Buhârî, Rikak 1)
YARDIM KURAN KURSU VE DİNİ HAYRİ HİZMETLER İÇİN ŞAVŞAT MÜFTÜLÜĞÜ