AFETLER
AFETLER Çoğunluğu tabiattan kaynaklanan, ender olarak da insanların sebep oldukları kazalara nazaran çok daha büyük ölüm, yaralanma ve kayıplara yol açan olaylara “afet” denir.
Afetler Şunlardır : Doğal afetler Depremler Erozyon Sel Toprak Kayması Çığ Yanardağ Patlaması
Afetler ikiye ayrılır Doğal Afetler : Depremler Erozyon Sel Toprak Kayması Çığ Yanar dağ Patlaması İnsanların Yol Açtığı Afetler : Yangın Nükleer santraldeki sızıntı ve kazalar Kitlesel Savaşlar Radyoaktif Madde naklinde ortaya çıkan kazalar
Doğal Afetler Beklenmedik zararla sonuçlanan tabiat, doğa olaylarıdır. Deprem, su baskını, fırtına, kasırga, çığ, heyelan gibi olaylar doğal afetlerdir. Bu olaylara karşı önceden zararları azaltıcı tedbirler alınabilir. Ancak can ve mal kaybı olmasa da doğal dengeyi ekolojik denge yakından etkiler, çevre problemlerine yol açar.
Doğal Afetlerin Zararlarını Azaltma Yolları Yerleşim alanlarını afet bölgelerinden uzakta yapmak, Yol ve köprüleri de bu ihtimalleri göz önüne alarak inşa etmek, Jeolojik araştırma verilerine ve inşaat mühendisliği kurallarına uymak, İnsanları bu konuda eğitmek gerekir.
Depremler Yer yuvarlağının dışını örten yer kabuğu, çeşitli nedenlerle sarsılır. Zamana zaman yer yüzünde kendini belli eden kısa süreli bu sarsıntılara deprem denir.
Depremlerin Özellikleri Depremler hafif şiddette, orta şiddette veya çok şiddetli olur. Depremin süresi ve şiddeti, özel bir aletle belirlenir.Buna sismograf denir. Depremin ne zaman ve nerede olacağı bilinemez. 4 şiddetinden az olan depremlere hafif, 4-6 şiddetindeki depremlere orta, 7 ve daha fazla şiddette olanlara da şiddetli deprem denir. Hafif depremleri hissetmeyiz.
Depremin Zararları Toprak kayması olur Elektrik direkleri devrilir, teller kopar. Yangınlar çıkar. Evler yıkılır. Yer yarılır, çöküntüler oluşur. Canlılar hayatını yitirir.
Köprüler ve barajlar yıkılır,sel baskınları olur. Sıcak su kaynaklarının sıcaklığı artar. Kaynak suları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalır.
Depremden Korunma Yolları Binaların temeli sert topraklar ve kayalar üzerine oturtulmalıdır. Binalar betonarme ve ahşaptan yapılmalıdır. Binalar iki kattan fazla olmamalıdır. Kurtarma ve ilk yardım ekipleri kurulmalı. Deprem sırasında neler yapılacağı konusunda toplum eğitilmelidir.
YURDUMUZUN DEPREM BÖLGELERİ
EROZYON Erozyon, toprağın tarım yapılan üst tabakasını, su veya rüzgarın etkisiyle aşınıp taşınmasıdır. Erozyon, çevremizdeki toprakların ve yeryüzünün değişme nedenlerinden biridir.
EROZYONA NEDEN OLAN ETMENLER Şiddetli yağışlar ve kuvvetli rüzgarlar,arazi eğiminin fazla,toprak örtüsünün zayıf olduğu yerler erozyona neden olur.Erozyon,verimli toprakları verimsiz hale getirir.
Erozyonu önlemek için alınacak tedbirler Çevrenin ağaçlandırılmasına ve ormanların çoğaltılmasına çalışılır. Çayır ve otlaklar çoğaltılır. Yamaç arazileri, merdiven basamakları gibi kazılarak veya alçak duvarlar yapılarak teraslanır. Yamaç yerlerdeki tarlalar eğime dik olarak sürülür.
Erozyon için çalışan örgütler Greenpeace Doğal Hayatı Koruma Vakfı Tema (Türkiye Erozyonla Mücadele,Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı). Çekül(Çevre ve Kültür Varlılarını Koruma Vakfı)
Tema Vakfının Yaptığı Çalışmalar Tanıtım çalışmalarıyla;Türkiye ’deki erozyon ve çölleşme gerçeğini çeşitli yollarla her kesime anlatıp kamuoyu desteği sağlamak.
Eğitim çalışmalarıyla; erozyon tehlikesini kamuoyuna anlatacak erozyon eğitmenleri yetiştirmektedir.Bu amaçla doğa ve erozyon kampları açmaktadır. Teşkilatlanma çalışmalarıyla; yurt genelinde gönüllü hizmet verecek yeni temsilcilikler oluşturmuş, bütün dünyada teşkilatlanma ve tanıtım çalışmalarına başlamıştır.
Tema Vakfı Erozyonla Mücadele Uygulama Projeleri Mera ıslah projeleri, Havza ıslah projeleri, Kırsal kalkınma amaçlı”Erozyon Önleme “projeleri, Trakya topraklarını kurtarma kampanyası Koru projeleridir.
SEL
SEL İnsan hayatında önemli bir yeri olan suyun, bazı hallerde de zararları görülmektedir. Şiddetli yağışlarla birden eriyen karların oluşturduğu sular, sellere neden olur. Yamaçlardan aşağıya doğru inen bu sular birleşerek çoğalır ve akışları hızlanır. Toprakla birlikte çeşitli maddeleri de sürükler, götürür.
Sonunda bir dere, çay veya ırmağa ulaşarak bunların yatağındaki suyu kabartır. Buna sel denir. Seller bazen çok büyük yıkımlara sebep olur. Tarlaları ve yerleşme birimlerini su altında bırakır. Binaları, köprüleri yıkar, yolları bozar
Taşıdıkları kum, çakıl ve daha büyük taşları, ekili dikili alanlara yığarak verimsizleştirir. İnsanları, hayvanları sürükler, ölümlere neden olur.
SELLERİ ÖNLEME YOLLARI Akarsuların kabaran sularını barajlarda toplayarak sel baskınlarından büyük ölçüde korunmak mümkündür. En iyi şekilde ise ormanlarla önlenir. Çünkü ağaç gövdeleri, suyun yamaçtan daha yavaş akmasını sağlar ve doğabilecek tehlikeleri önler. Yamaçların teraslandırılması da sel baskınının yapacağı zararları azaltır.
TOPRAK KAYMASI Toprağın, taş parçalarının, kayaların, tabakaların birdenbire kayarak yer değiştirmesi olayıdır. Buna yer göçmesi(heyelan) da denir.Bu olay çeşitli nedenlerle gerçekleşir.
Heyelanın Oluşma Nedenleri Eğimin çokluğu Çeşitli şekiller de doğal dengenin bozulması(Yol yapımı,ormanları tahribi vb.) Şiddetli yağış ve alttaki tabakanın suyu emerek kaygan bir özellik alması Bazen şiddetli depremlerde heyelana sebep olur.
YURDUMUZDA HEYELAN Genel olarak dağlık bir ülke olan yurdumuzda, yamaçlar geniş yer tutar.Buna dayalı olarak ülkemizde, toprak kaymaları ve yer göçmeleri yaygın olarak görülür.
Kentler arası yol kenarlarında sıkça gördüğümüz “Dikkat” “Heyelan Bölgesi”yazılı levhalar bunun bir işaretidir.Heyelan tehlikesi daha çok Karadeniz Bölgesi’nde yaşanır. Bu bölgemizin özellikle doğu kesimlerinin çok yağış alması eğimin fazla olması taşların özelliği, toprak kayması olaylarının sıkça görülmesine neden olur.
Heyelan Sonucunda: Heyelan sonucunda, çok sayıda insan ve diğer canlılar yaşamını yitirmekte, büyük maddi kayıplar olmaktadır. Yollar kapanmakta, ulaşım engellenmektedir. Bazen bir akarsu vadisini tıkayarak bir gölün oluşumuna neden olabilir.
Tortum Gölü, heyelan sonucu oluşmuştur
ÇIĞ Çığ,dağın çok büyük bir yerinden kopup yuvarlanan, yuvarlandıkça da büyüyen kar kütlesidir. Yamaçlarda biriken kar ne kadar kalın olursa, çığ tehlikesi de o kadar artar.
Donmuş kar tabakalarının üzerine yağan kar, yamaçlarda tutunamaz. Yeteri kadar kalınlaşınca çığ halinde yuvarlanmaya başlar. Buna çoğu defa hafif bir rüzgar neden olabileceği gibi, yüksek bir sesin meydana getireceği titreşimler de neden olabilir.
Yüksek yerlerden aşağılara doğru gelen çığ, insanlar için büyük tehlike oluşturur. Çığ, önüne gelen her şeyi beraberinde götürür. Bu nedenle, çığ büyük oranda mal ve can kaybına neden olur. Bazen yerleşim birimlerinin tamamını veya bir bölümünü bir anda yok edebilir.
Çığ tehlikesini azaltma yolları Çığ tehlikesini azaltabilmek için, çok dik yamaçlara dayanma duvarları yapılmalı, kazıklar çakılmalıdır. Yamaçlara ağaçlar dikerek ve dalga kıranı andıran çığ kıranlar yaparak çığ tehlikesini önlemek mümkündür. İnsanlar bu konuda eğitilmelidir.
YANARDAĞLAR
Yanardağlar Çevremizde ve yeryüzünde görülen dağlar, genellikle yer kabuğunun çeşitli etkilerle değişmesi sonucu oluşur. Yanardağlardan; sıcak gazlar, su buharı, kül, lavlar ve irili ufaklı katı maddeler fışkırır.
Lavlar, zamanla soğuyarak katılaşır ve kaya haline gelir. Soğuyan lavlardan, küllerden ve diğer katı maddelerden dağlar oluşur.
Yanardağ Çeşitleri Yanardağların bazıları zaman zaman lav püskürtür. Bunlara etkin yanardağ adı verilir. Uzun süre etkinlik göstermeyen yanardağlar sönmüş kabul edilir ve bunlara sönmüş yanardağ adı verilir. Yurdumuzdaki Ağrı, Süphan, Nemrut ve Erciyes dağları sönmüş yanardağlardır.
Yerin derinliklerinde bulunan magma, bazen yeryüzüne çıkamaz. Yeryüzüne yakın katmanları yukarı doğru zorlar. Bu zorlamalar sonucu, katmanlar yukarı doğru yükselerek dağları oluşturur. Bursa ilimizdeki Uludağ bu şekilde oluşmuştur. Yer kabuğunu oluşturan katmanlar yanlarından sıkıştırıldığı zaman kıvrımlar oluşur, bunlar yükselir, yeni dağlar oluşur.
İNSANLARIN YOL AÇTIĞI FELAKETLER
Tabiat olayları ile ilgisi olmayan, insanların bilgisizlik, dikkatsizlik ve tedbirsizliklerinden veya kasıtlarından kaynaklanan afetler de vardır. Bu tür afetlerin bazıları doğal afetlerden de daha tesirli ve zararlı olabilmektedir. Ülkemizde, insanların yol açtığı afetlerin başında maden göçükleri gelmektedir.
Bu kazalarda her yıl yüzlerce kişi yaralanmakta, sakat kalmakta hatta ölmektedir. Zonguldak ve Amasya maden ocaklarında görülen ölümlü kazalar buna misaldir. Zamanla madencilik teknolojisi geliştikçe ve madenciler eğitildikçe maden kazaları azalmaktadır.
Nükleer Santraller Bu santrallerdeki sızıntı ve kazalar kitlesel ölümler, kırgınlar, göçler meydana getirmektedir. Evini, işini terk eden insanlar çok büyük zararlara maruz kalmaktadır.
Nükleer santrallerdeki sızıntı ve kazalar, radyo aktif madde nakillerinde ortaya çıkan kazalar, kitlesel savaşlar vb. yalnızca insanlara değil, ekolojik dengeye de zarar vermektedir.
Bu ortamlardaki bitki ve hayvan türleri yakından etkilenmekte, bir çokları ortadan kalkmaktadır.Bilhass a nükleer serpintiler ve kimyasal artıklar uzun yıllar kalıcı etkilerde bulunmaktadır.