SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI SADETTİN UYSAL
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYATI CEDİDE) Servet-i Fünun edebiyatı 1896-1901 yılları arasında filizlenen ve biten bir edebiyattır. Yaşça da birbirine yakın kişiler,ortak bir duyarlılıkla ve üslupta birleşirler. Recaizade Mahmut Ekrem’in çabasıyla bu gençler Servet-i Fünun dergisi çevresinde toplanmıştır. Dergi ,Hüseyin Cahit’in P.Lacombe adlı Fransız yazarından çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” yazısında 1789 Fransız devriminin sözü geçmesi nedeniyle kapatılıncaya kadar bu edebiyatın sözcülüğünü yapmayı sürdürür. Derginin kapatılması Servet-i Fünun Edebiyatı’nın da bitişidir.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ *Tanzimat dönemimdeki kanun ,hak , adalet, gibi kavramlar bu dönemde terk edildi. *Aşk ,üzüntü,tabiat güzellikleri , karamsarlık, şahsi hayaller, ve melankoli konularını işler. *Fransız edebiyatını örnek aldılar,edebiyat Avrupai bir nitelik kazandı. *Dil ağır ve süslüdür. *Nazmı nesre yaklaştırmıştır. *Şiirde aruz veznini kullanmışlardır. *Beyit bütünlüğü yerine konu bütünlüğü sağlanmıştır.
*Şiirin konusunu genişletmişlerdir. *Kafiye kulak içindir, görüşünü savunmuşlardır. *Hikaye ve romanda başarılı örnekler verilirken tiyatroda gerileme olmuştur. *Bu dönem sanatçıları toplumdan kopuktur. Oluşturulan edebiyata salon edebiyatı denir. *Şiirde biçim yeniliğine gidilmiş ve batı şiirinden alınmış sone, terza-rima gibi yeni biçimler kullanılmıştır. *Bu dönem eserlerinde olaylar İstanbul dışına taşmaz, içinde gerçekleşir.
DÜZYAZI *Düzyazıda en başarılı türler roman ve öyküdür. *Roman tekniği gelişir.Okuru eğitme tutumundan vazgeçilir.Yazar ortada değildir ,kişiler kendi dilleri ve dünya görüşleriyle yaşarlar. *Roman ve öykü konuları hayalden değil,gözlem olanakları içine giren yaşamdan alır. *Roman ve öyküde ruh çözümlemelerine önem verilir;böylece edebiyatımız insana doğru bir gelişme kazandırır. *Yazar gözlemini ve yarattığı yaşamları İstanbul’a sınırlı tutar. *Kahramanlar okumuş ,seçkin , sanatsever, alafranga ve rahat kişilerdir. *Edebiyat tarihi ve felsefe alanında hiçbir çalışma yoktur.
BATI EDEBİYATINDAN ALINAN NAZIM ŞEKİLLERİ SONE *Genel olarak kısa şiir ,türkü demektir. *İki dörtlük ve iki üçlükten oluşan ,özel bir uyak düzeni olan nazım şeklidir. *Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin bu türün örneklerini vermiştir. *Kafiye örgüsü :abab,abba,ccd,eed TERZA-RİMA *Üçlü kıtalardan oluşan ve en sonu tek dizeye bağlanan bir nazım şeklidir. *İtalyan edebiyatında mahsustur. *Kafiye örgüsü:aba,bcb,cdc,d
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI SANATÇILARI
*Şiirlerinde ferdi konuları işlemiştir. TEVFİK FİKRET (1867-1915) *Şiirlerinde ferdi konuları işlemiştir. *Servet-i Fünun dergisi dışında yazdıkları şiirlerinde toplumsal konuları işlemiştir. *Ferdiyetçilikten toplumculuğa kayan bir sanat anlayışı vardır. *Toplum için sanat anlayışıyla yazdığı şiirlerinde , hürriyet ve medeniyet temalarını işlemiştir. *Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
*Serbest müstezatı geliştirmiş , sone ve terza rimayı yaygınlaştırmıştır. *Şiirde dil ve ahenge büyük önem verir. *Şekil yönüyle parnasizmin tesirindedir. *Süslü , sanatlı, ağır bir dili vardır. Eserleri: Tarih-i Kadim, Doksanbeşe Doğru, Haluk’un Defteri ,Şermin, Rübab-ı Şikeste, Rubabın Cevabı *NOT: Şermin isimli şiir kitabındaki şiirlerini hece vezniyle yazmıştır.Bu şiirlerin hepsi çocuk şiirleridir.
*Asıl mesleği doktorluktur. *Fransız sembolistlerin etkisindedir. CENAP ŞAHABETTİN (1870-1934) *Asıl mesleği doktorluktur. *Fransız sembolistlerin etkisindedir. *Şiirde ahenk oluşturmaya çalışır, kelimeleri müzikal değerlerine göre seçer. *Dili süslü ve ağırdır. Bolca sıfat tamlaması kullanır. *Serbest müstezatı kullanmıştır.Bir şiirde birden fazla vezin kullanır. *”Sanat sanat içindir” görüşünü benimser. *Aşk ve tabiat temalarını işler.
*Şiirlerinde iç dünyayla dış dünyayı birleştirip bir kompozisyon halinde sunar. *Düz yazıları çok ünlüdür. Eserleri: Şiirlerini kitap halinde bastıramamıştır. Ancak askeri tıbbıyedeyken yazdığı şiirlerini “Tamat” adlı şiir kitabında toplamıştır. Gezi türü :Hac Yolunda ,Avrupa Mektupları ve Suriye Mektupları Diğer Nesir Eserleri: Nesr-i Harp ,Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Sulh’tur. Yalan ve Körebe de tiyatrolarıdır. Tiryaki Sözleri adlı eserinde vecizeleri vardır.
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1867-1945) *Avrupai anlamda ilk roman yazarıdır. *Eserlerinde realizmin tesiri vardır. *Süslü ,sanatlı ,ağır bir dili vardır; fakat dili başarıyla kullanır. *Alışılmıştan farklı bir cümle düzeni vardır. *Kahramanlarını aydın kişilerden oluşur. Bunları yaşadıkları çevreye uygun olarak anlatır.
*Romanlarında olaylar yalnız İstanbul da geçerken ,hikayelerinde Anadolu ve köylerde geçer. Eserleri: Romanları:Nemide ,Bir Ölünün Defteri , Ferdi ve Şürekası ,Mai ve Siyah, Kırık Hayatlar Hikayeleri :İzmir Hikayeleri, Aşka Dair, Onu Beklerken ,Kadın Pençesi Hatıra: Kırk Yıl ,Saray ve Ötesi
MEHMET RAUF (1875-1931) *Roman ,hikaye ve tiyatro türünde eserler vermiştir. *Romantik duyguları ,hayalleri ve aşkları işlemiştir. *Eserlerinde sosyal hayata pek yer vermemiştir. *Psikolojik tahlillere büyük önem verir.Ruh tahlillerinde de başarılıdır. *İlk psikolojik roman yazarıdır.Eylül isimli eserinde yasak aşkı konu alır.Romanın şahıs kadrosu dardır. Eserleri: Eylül, Genç Kız Kalbi ,Son Yıldız , Define, Kan Damlası
HÜSEYİH CAHİT YALÇIN (1874_1957) *Hikaye ve romanlarında gözleme yer veren tasvir ve tahlillerde derinleşmeyen gerçekçi bir yazardır. *Dili sade ,anlatımı özenti ve süsten uzaktır. *Eski edebiyata karşı batı edebiyatını savunur. *Hikaye ,roman , eleştiri yazarı ve gazeteci olarak bilinir. Eserleri: Hikayeleri: Hayat-ı Muhayyel ,Niçin Aldatırmış?, Hayat-ı Hakikiye Sahneleri Romanları:Nadide,Hayal içinde Anıları :Edebi Hatıralar ,Malta Adasında, Meşrutiyet Hatıraları Servet-i fünun döneminde yazdığı eleştirilerini de “Kavgalarım” adlı eserinde toplamıştır.
TOPLULUK DIŞINDAKİ SANATÇILAR
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864-1944) *Naturalizmin temsilcisidir. *Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. *Dili sadedir. *Kahramanlarını çevrelerinin diliyle konuşturur. *Eserlerinde taklitlere yer verir. *İstanbul’un iç mahallelerindeki hayat tarzını hikaye ve romanlarında karikatürize eder.Bu yönüyle sokağı edebiyata getiren sanatçı kabul edilir.
*Gözleme ve çevre tasvirine büyük önem verir. *Romanlarında sosyal tenkide yer verir. *Romanları teknik yönde kusurludur. *Romanlarında gereksiz bilgiler verir. *Romanın akışını keserek araya girer. Eserleri:Şık ,Şıpsevdi , Mürebbiye, Metres , Tesadüf, Ben Deli miyim?, Nimetşinas, Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç
MEHMET AKİF ERSOY(1873-1936) *Kaynağı İslam dini olan ,imani şiirleri ve manzum hikayeleri ile tanınır. *Türk şiirine gerçek realizmi getirmiştir. *Aruzu Türkçeye büyük bir ustalıkla uygular. *Nazım nesre yaklaşmıştır. *Dini lirizm şiirinin özelliğidir. *Gözlem önemlidir.Eserlerinde canlı tablolar çizer,şiirinin konularını günlük olaylardan alır. *Eserleri:Tüm şiirlerini Safahat adlı kitapta toplamıştır. Safahat ,Süleymaniye Kürsüsünden , Hatıralar , Asım ,Gölgelerdir.
AHMET RASİM (1864 - 1932) *Şiir ,öykü,okul kitapları ,tarih ve bilim konularında eserler yazmıştır. *Renkli ,canlı bir anlatımı vardır. *Eserlerinde İstanbul’u özellikle de Beyoğlu’nu anlatmıştır. *Kısa ve canlı bir cümle yapısı vardır. *Yazılarını dönemimdeki bütün yayın organlarına göndermiştir. *Eserleri:Gecelerim, Ömr-i Edebi , Şehir Mektupları , Eşkal-i Zaman , Gülüp Ağladıklarım,Falaka, Ramazan Sohbetleri www.edebiyatogretmeni.net www.ogretmenlerforumu.com