CÜMLEDE ANLAM
1 .CÜMLE (TÜMCE) Duygularımızı, düşüncelerimizi ve olayları anlatmak için kullandığımız söz dizisine denir. Cümle yargı ya da yargılardan oluşur. Bir cümlenin anlamını çözümlemek için yapılacak ilk iş yüklemi tespit etmektir. Vurgulanan düşünce genellikle yüklemden önce gelir.
2. CÜMLEDE KONU Konu, anlatılmak istenendir. Bu cümlede anlatılmak istenen nedir? Sorusu konuyu verir. “Yazar romancılığımıza yeni bir soluk ve anlayış getirmiştir.” Cümlenin konusu yazarın romancılığımıza katkılarıdır.
3. CÜMLE OLUŞTURMA Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak verilir. Daha sonra bu sözcüklerle anlamlı veya kurallı bir cümle oluşturulması istenir veya sözcüğün sırası sorulur. DİKKAT: Bu tip sorularda ilk işimiz; önce yüklemi bularak cümlenin sonuna getirmek sonra da sırasıyla öznenin bulunması ve tümleçlerin önem ve görevlerine göre cümlede uygun yerlere konmasıdır.
Örnek: 1.ne kadar 2.o derece zor 3.bir binanın 4. temeli 5.yıkılır 6.sağlam olursa 7. o bina 1.balık 2. kurtaramaz 3. gözü 4. yakasını 5. oltadan 6. olan 7. Yemde
Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da sözler arasında; 4. CÜMLE TAMAMLAMA Kimi zaman bir yargı bütünlüğünden bir sözcük yada sözcük öbeği çıkarılmış olabilir. Yargının anlamsal ve anlatımsal bütünlüğü göz önünde bulundurularak bu eksik tamamlanır. Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da sözler arasında; Anlamsal ilişki doğru kurulmalıdır. Zaman ve kişi yönünden uyum olmalıdır. Cümleleri anlamca bağlamak için uygun bağlaçlar kullanılmalıdır.
Cümlede bulunan kelimeler, gelecek ifadenin şifresidir. Çok çalıştım ama…………………………………………… Yukarıdaki boşluğa olumsuz bir ifade getirilmelidir. Çünkü “ama” bağlacı olumlu ve olumsuz cümleleri birbirine bağlar. Çok çalıştım ama kazanamadım.
5. CÜMLEDE ANLATIM Öznel (Anlatım) Yargılı Cümleler : Kişilerin duygu ve düşüncelerine bağlı olan, bu nedenle de kişiden kişiye değişebilen yargılardır. Öznel anlatımda kişi, cümleye kendi duygularını katar, bir yorum yapar. Bu tür yargılar, "bence, bana göre" anlamı taşır. Aydın Ege’nin en güzel şehridir. Şair insana huzur veren dizelerle sesleniyor.
Nesnel (Anlatım)Yargılı Cümleler : Söz söyleyen kişinin düşünce ve duygularına değil, nesnenin, varlığın kendi gerçeğine dayanan, dolayısıyla kişilere göre değişmeyen yargılardır. Bu tür yargıların, yorum ve değerlendirme içermeme, kanıtlanabilir özellikte olma, herkes için aynı anlamı taşıma, akla ve mantığa dayalı olma gibi özellikleri vardır. Aydın, incir üretiminde dünya lideridir. Yazar ikinci romanında Kurtuluş Savaşı’nı anlatmış. Akdeniz'in tuzluluk oranı Karadeniz'e göre yüksektir.« Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da öldü.
Aydın, incir üretiminde dünya lideridir. Yazar ikinci romanında Kurtuluş Savaşı’nı anlatmış. Akdeniz'in tuzluluk oranı Karadeniz'e göre yüksektir.« Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da öldü.
Doğrudan Anlatım Başkasına ait bir sözün yazı içinde değiştirilmeden geçmesidir. Babam, artık buraya gelme, dedi. “ Ağaçları kesmeyin , onlara değer verin.” demişti. NOT :Söz söyleyene ait ise bu da doğrudan anlatımdır.
Hava güzel olunca pikniğe gideceğiz. Çiçero'nun "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır."sözü çok hoşuma gider. Kadın,arkadaşının kulağına eğilerek: "Birazdan kalkalım mı?"diye fısıldadı. Bu konuda atalarımız: "Cesurun bakışı,korkağın kılıcından keskindir."der.
Dolaylı Anlatım: Başkasına ait bir sözün değiştirilerek cümlenin akışına uygun hâle getirilmesiyle oluşan anlatımdır. Arkadaşım yarın ders çalışmaya başlayacağını söyledi. (Dolaylı ) En iyi romanlar, bir bunalım döneminde yazılır,der Dostoyevski. (Doğrudan) En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor Dostoyevki. (Dolaylı)
Shakespeare, sağlam fikirlerden, kuvvetli hareketlerin doğduğunu söyler. Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi. Doktor, babama ilaçları mutlaka içmesi gerektiğini tembih etti. Yazar, sanatçı olunabilmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.
6.İYİ BİR CÜMLEDE OLMASI GEREKENLER 1.Sözcükler Doğru Yerde Kullanılmalıdır. Sözcüklerin cümle içindeki yeri de cümlenin anlamı bakımından önemlidir. Sözcüğü doğru yerde kullanmazsak anlatmak istediğimizden farklı bir anlam ortaya çıkar. Çok güneş altında kaldık. (Yanlış) Güneş altında çok kaldık.(Doğru) Bu kapıdan izinsiz hastaneye girilmez.(Yanlış) Bu kapıdan hastaneye izinsiz girilmez.(Doğru)
2. Gereksiz Sözcüklere Yer Verilmemelidir. Bir cümlede sözcüğün bir anlamı ve görevi vardır. Bazen bir cümlede aynı anlamı ifade eden birden fazla sözcük bulunmaktadır. Buna gereksiz sözcük kullanımı denilmektedir. Cümlenin akıcı olması için bunlardan biri cümleden çıkarılmalıdır. Çocuğun neşeli ve şen bir görünümü vardı.(Neşeli ve şen aynı anlamdadır) Daha henüz eve gelemedi. Mutlaka eminim arkadaşlarına uğramıştır.
3. Sözcükler Anlamlarına Uygun Olarak Kullanılmalıdır. Bazı sözcükler hem söyleyiş hem de anlam olarak birbirlerine benzer. Bundan dolayı bu sözcükler yanlışlıkla birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Bu evler birbirine çok yaklaşık.(Yanlış) Bu evler birbirine çok yakın.(Doğru) Çocuğun saçları büyümüş. (uzamış) Takımın yenilmesini sağladı.(neden oldu) Bu işi başaramama şansı var. (ihtimali)
7. CÜMLE TÜRLERİ 1. NEDEN (SEBEP) – SONUÇ CÜMLELERİ İki yargılı cümlelerde yargılardan biri sonuç diğeri de gerçekleşme nedenidir. Sonuç cümlesine “niçin” sorusu sorulduğunda alınan cevap o yargının nedenidir. Bir eylemi, durumu nedeniyle birlikte veren cümlelerde neden sonuç ilişkisi vardır. Bir cümlede neden sonuç ilişkisi genellikle "için, ile, den dolayı, den ötürü" ilgeçleriyle kurulabileceği gibi "den / dan" eki ya da kimi bağlaç ve sözcüklerle de kurulabilir. Neden bildiren kısım başta ya da sonda olabilir.
ÖRNEKLER: Yoğun kar yağışı yüzünden Ankara - İstanbul seferleri iptal edilmiş. Elindeki işi bitiremediğinden bir hafta kadar yeni bir iş alamayacağını söyledi. Derslere sürekli geç gelmesi ve ödevlerini zamanında yapmaması öğretmenini çok kızdırıyordu. Ormanlar bilinçsizce yok edildiği için denge bozuldu. Ders çalışmayınca sınavı geçemedi.
2. AMAÇ – SONUÇ CÜMLELERİ Sonuç bildiren bir yargıyla o sonucun hangi amaçla yapıldığını anlatan bir başka yargıdan oluşan cümlelerdir. Bu ilişki "-mek / -mak için, -mek / -mak üzere" ilgeçleri ya da "-e , -a" ekiyle kurulur.
Örnek : Biraz hava almak ve dinlenmek için arkadaşlarıyla pazar günü pikniğe gideceklermiş. Onunla bu durumu bütün ayrıntılarıyla değerlendirmek üzere tekrar bir araya geleceğiz. Okula onu görmeye gittim.
3. KOŞUL CÜMLELERİ Bir durumun, yargının oluşmasını, gerçekleşmesini, bir diğer yargı ile, anlatılan koşulun olmasına bağlayan cümlelerdir. Bu ilişki genellikle "-se / -sa" dilek koşul kip ekiyle, "ise" ek-eylemi ile kurulur. Örnek: Sinemaya gideceksin; ancak önce ödevlerini bitir. İstediğin her şeyi alırım, yeter ki sınıfını geç. Git; ama saat on ikiden önce evde ol. Buraya gelirse görüşebiliriz.
4. KARŞILAŞTIRMA CÜMLELERİ Karşılaştırma, birbirleriyle ilişkili iki varlık, iki kavram ya da herhangi iki şeyi, ortak olan ya da olmayan yönleriyle anlatmaktır. Karşılaştırma cümlelerinde; karşılaştırma ilişkisi "gibi, kadar, daha, en..." gibi bağlaç, ilgeç ve belirteçlerle kurulur. Örnek: Haber alma gereksinimini en iyi karşılayan iletişim aracı televizyondur. Hiçbirimiz onun kadar duyarlı ve hoşgörülü değildik. Kendi yaşıtı insanlardan daha genç ve daha diri bir görünüşü vardı.
5. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI CÜMLELER Genel ve Özel Anlamlı Cümleler : Aralarındaki ortak özelliklere göre, daha çok varlığı kapsayan, aynı kavramları topluca düşündüren sözcüklere genel; anlamları sınırlı olan, kavramları teke tek düşündüren sözcüklere özel anlamlı sözcükler denir. Buradan hareketle genel anlamlı sözcüklerin kullanıldığı cümleler, genel, özel anlamlı sözcüklerin kullanıldığı cümleler ise özel anlamlı yargı içerir.
Hindistan, futbola hiç önem vermeyen bir ülkedir. (Özel Anlamlı) Geri kalmış ülkelerde spora hiç önem verilmez. (Genel Anlamlı) Hindistan, futbola hiç önem vermeyen bir ülkedir. (Özel Anlamlı)
6. TANIM CÜMLELERİ Tanımlama; bir kavramı, bir durumu nitelik ve özellikleriyle belirleme, işlevini gösterme ya da onu benzerlerinden ayıran ayırıcı yönlerini göstermeye denir. Bu amaçla kurulan cümlelere de tanım cümlesi denir. Bir kavramın, bir varlığın anlatıldığı cümleye "Bu nedir?", "Bu şey nedir?" sorusunu yönelttiğimizde yanıt alabiliyorsak bu cümle bir tanım cümlesidir. Örnek : Roman, olmuş ya da olabilecek olayları anlatan uzun bir edebiyat eseridir. Sanatsal yaratımın temeli, doğayı taklit etmek değil, yeniden biçimlendirmektir.
7. ÜSLUP VE İÇERİK CÜMLELERİ Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik) girer. Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de üsluba girer. *Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer.(Konu) *Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur.(Üslup) *Romanda, Batı'nın yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır.(Konu) *Şairin, şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati çeker.(Üslup)
8. ÖNYARGI CÜMLELERİ Bir eylem henüz sonuçlanmadan, o eylemin nasıl sonuçlanacağı konusunda fikir yürüten cümlelerdir. Örnek : Bizi görür görmez yine bağırıp çağıracak. Ben zaten onun suçlu olduğunu baştan biliyordum. Göreceksiniz, son şiirlerinde de ayrılık ve ölüm üzerine konuşup bizleri hayal kırıklığına uğratacak. Bu çocuğun bir baltaya sap olamayacağı baştan belliydi.
Vapur kalkmış olabilir. Annem yemeği yapmıştır. 9. İHTİMAL (OLASILIK) CÜMLELERİ Düşüncenin gerçekleşebileceği ya da gerçekleşmeyebileceği cümlelerdir. Bu tür cümlelerde kesinlik yoktur. Örnek: Vapur kalkmış olabilir. Annem yemeği yapmıştır. Şimdi bizim oralara da bahar gelmiştir. Sınav zamanı yaklaştı, herhalde düzenli bir çalışma yapıyordur. Durumu çok iyi, bu çocuğa küçük bir yardımda bulunur sanıyorum.
10. ÖNERİ (TAVSİYE) CÜMLELERİ Bir sorunu çözmek, herhangi bir konuda yol gösterip bilgi ve fikir vermek amacıyla, öne sürülen görüşü, düşünceyi ve teklifi içeren cümlelere öneri bildiren cümleler denir. Örnek : Kitabın sonuna bir de kaynakça konsa iyi olur. Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, sonra da bol bol soru çöz. Oyunda günlük yaşamın derinliğine fazlaca girilmeseydi, oyun daha derli toplu olurdu. Siyah eteğin üstüne mavi desenli gömleğini giyersen sana daha çok yakışır.
11. VARSAYIM CÜMLELERİ Varsayım, gerçekte olup olmadığına, olmayacağına bakılmaksızın bir olay ya da durumu bir süre için var kabul etmektir. Varsayım anlamı taşıyan yargılarda genellikle "tutalım ki, diyelim ki, farz edelim, düşün ki" gibi ifadelere yer verilir. Örnek: Büyük ikramiye sana çıktı diyelim, bana ne alırsın? Tut ki puanın yetmedi ve üniversiteye giremedin. Şu anda kapının çalındığını ve oğlunun geldiğini farz edelim. Gözlerini kapa ve sımsıcak bir odada dışarıda yağan karı seyrederek çay içtiğimizi düşün.
12. YAKINMA CÜMLELERİ Şikayet cümleleridir. Sızlanmak, sızlanarak anlatmaktır. Örnek: O kadar ilgileniyorum yine de hareket yok. Bıktım artık durmadan para istemesinden. Edebiyatımızda milli konulara eğilen biri çıkmadı gitti. Günler geçiyor, yaşlanıyoruz.
13. ELEŞTİRİ CÜMLELERİ Bir insanı ya da yapıtı iyi ve kötü yanlarıyla ele alıp değerlendirmektir. Örnek: Yazar o kadar çok yabancı kelime kullanmış ki sözlüklere bakmaktan konuyu anlayamadık. Hiç çalışmıyorsunuz.
14. DEĞERLENDİRME CÜMLELERİ Bir olayı, sanat eserini açıklama yorumlamadır. Değerlendirme öznel ya da nesnel olabilir. Eserde halk masallarına ve deyişlerine yapılan göndermeler gayet yerinde olmuş.
15 . SİTEM - KIZGINLIK CÜMLELERİ: Sözü ya da hareketleriyle, birinin, bir kimseyi kırdığını, üzdüğünü veya gücendirdiğini öfkelenmeden dile getiren cümleler sitem anlatımlı; sözü söyleyenin bir kişiye kızdığını anlatan cümlelerse kızgınlık anlamlı cümlelerdir. Örnek : Her hafta sonu toplanıp kıra gidersiniz de beni çağırmazsınız. İnsan, kendisine bunca emeği geçen insanı bir kere de olsa arayıp sorar. Dediklerimi yapma da göreyim seni!
16. Hayıflanma - Üzülme Cümleleri Hayıflanma cümleleri bir olay, durum ve kişi karşısında üzülme ya da yerinme anlamlarını taşır. Örnek : Kuşlar göç ediyor, ne yazık ki kış geliyor. O güzelim kız, birkaç yılda çöküp yaşlandı. Yüreğinin acısını, yılların izini taşıyordu yüzündeki derin çizgiler. Zavallı adam, çocuklarını yetiştirebilmek için ne acılar çekti.
17 .AŞAMALI BİR DURUMU BİLDİREN CÜMLELER : Aşamalı bir anlam içeren cümlelerde, bir durumun gitgide ilerlemesi anlamı vardır. Örnek : Zavallı kadın sürekli zayıflıyor, her geçen gün biraz daha küçülüyordu. Uçak önce havalandı, sonra yavaş yavaş bulutların arasında kayboldu. Hastamız günden güne iyiye gidiyor. Kurşun sırtından girince, asker önce dizlerinin üzerine çöktü, sonra boylu boyunca yere yığıldı.
Aferin delikanlıya, rakibinin sırtını bir hamlede yere getirdi. 18. BEĞENME - TAKDİR ETME ANLAMI İÇEREN CÜMLELER Beğenme, takdir etme anlamı içeren cümleler, herhangi bir şeye yönelik beğeniyi, övgüyü dile getiren cümlelerdir. Örnek : Aferin delikanlıya, rakibinin sırtını bir hamlede yere getirdi. Her türlü rezaletin yaşandığı bu çevrede dürüst ve tertemiz bir insan olarak yetişti.
19. KARŞITLIK BİLDİREN CÜMLELER Bazı cümlelerde birtakım olay ya da olguların karşıt özellikleri verilir. Karşıtlara yer vermek, anlatımı belirgin kılar. Örnek : Dışarısı günlük güneşlik, halbuki burada paltolarımız bile bizi ısıtmaya yetmiyor. Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Bir vardı, bir yok oldu; böyledir dünyanın hali.
8.CÜMLE YORUMU A) Cümlede Anlatılmak İstenen Düşünce Her cümlenin bir söylenme amacı vardır. Bu amaca; ana fikir, mesaj, vurgulanmak istenen düşünce de diyebiliriz. Cümlede anlatılmak istenen bulunurken şunlara dikkat edilmelidir: a-Benzetme sanatının yapıldığı cümlelerde benzetmenin niçin yapıldığı bulunmalıdır. Kitap deniz feneri gibidir. (Bu cümlede kitap, deniz fenerine benzetilmektedir. Deniz fenerinin görevi gemilere yol göstermektir. O halde kitap da insanlara yol gösterir.)
b-Mecaz anlama sahip cümlelerde hangi sözcüğün neye karşılık geldiği bilinmelidir. Mum dibine ışık vermez. ( mum: başkalarına yardımcı olan insanı, dip: yakın çevreyi, ışık vermek: faydalı olmayı karşılamaktadır.) bu atasözünün anlamı ise “Başkalarına faydalı olan insan kendi çevresine faydalı olamaz.” şeklindedir.
B) Anlamca Paralel Cümleler Bazen cümleler şekli açısından farklı gibi görünse de verdiği mesaj bakımından aynıdır. Bu cümleler aynı doğrultuda olan ya da paralel cümleler şeklinde adlandırılır. Örnek: Çocukların öğütten çok iyi bir örneğe ihtiyacı vardır. Davranışlar sözlerden daha etkilidir.
1- Hikâye ve roman okumayı severim. 1- Hikâye ve roman okumayı severim. 2- Hikâye ve roman okumayı eskiden beri severim. 3- Hikâye ve roman okumayı oldum olası severim. 4- Hikâye ve roman okumayı da severim. Yukarıdaki cümlelerden hangileri yakın anlamlıdır? a)1-2 b)3-4 c)2-3 d)1-4
C)Anlamca Çelişen Cümleler Çelişmek, anlamca tersini, zıddını söylemektir. Kitabın da iyisi kötüsü vardır. Bütün kitaplar insan için faydalıdır. Yukarıdaki iki cümle birbiriyle çelişmektedir.
Örtülü Anlam Bir cümlenin anlamından çıkarılabilecek diğer anlamlara örtülü anlam denir. “İnsanın okuduğu bazı şeyler benliğine işler.” cümlesinden “İnsanın okuduğu birtakım şeylerin de benliğine işlemediği” anlamına ulaşabiliriz. “Ülkemizde kitap okuyan sayısı gün geçtikçe artmaktadır.” cümlesinden “Eskiden ülkemizde kitap okuyan sayısı bugünkünden azdı.” anlamını çıkarabiliriz. “Masanın üstündeki kalemlerden kırmızı olanını verir misin?” cümlesinden “Masanın üstünde farklı renklerde kalemler var.” cümlesini çıkarabiliriz.
9. CÜMLEDE VURGU Cümle içinde bir ögenin diğer ögelerden daha baskılı söylenmesine denir. Türkçede cümle vurgusu yüklemden önceki ögededir. Örnek: Çiftçiler bu yıl ürünlerini tarladan satacaklar. Çiftçiler tarladan bu yıl ürünlerini satacaklar. Bu yıl ürünlerini tarladan çiftçiler satacaklar.