OLUMLU SINIF ORTAMI YARATMA İlhan KARADAĞ. Eğitimde istenen verimin elde edilebilmesi için, olumlu bir sınıf ortamının yaratılması gerekir.Olumsuz öğrenci.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KENDİNİ TANIMAK NEDİR ACABA?
Advertisements

REHBERLİK SERVİSİ TANITIMI
SINIF ORTAMININ FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ Fiziksel ortamın önemi nedir?
SINIF YÖNETİMİ Sınıf; eğitim-öğretim etkinliklerinin
Zihinsel Yönden Yetersiz Çocukların Özellikleri
öğretmen-öğrencİ İletİşİmİ ve etkİn dinleme
3.Hafta: Erken Çocukluk ve Okul Öncesi Dönemlerinde Özel Eğitim
SINIF ORTAMININ FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ Dr. Mustafa Aydın BAŞAR.
Çalışmayı Öğrenmeye , HOŞGELDİNİZ.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ
İLETİŞİM.
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK HİZMET ÇEŞİTLERİ
REHBERLİK.
Problem Çözme Becerileri
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI
SINIF KURALLARI.
Öğrenme Öğretim sürecinde kullanılan stratejiler genel olarak üç grupta toplanabilir: Pasif öğretim (öğretmen merkezli) Etkileşimli öğretim Aktif öğrenme.
Öğretim Durumlarını Planlama
Aile Eğitimi Etkinlikleri
Yard. Doç. Dr. Talip Can Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME
Dr M SÖZBİLİR Motivasyon
Okul Rehberlik Servisi
Erken Eğitim Şeyda Altuntaş
KENDİMİ TANIYORUM Kazanım: Kendini tanımanın ders seçimindeki önemini fark eder. 9. Sınıf 74 nolu kazanım etkinliği.
AKRAN ZORBALIĞI.
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
ÇOCUK VE AİLE İÇİ ŞİDDET
REHBERLİK HAZIRLAYAN Uzm. Psk. Dan. Elif ÇORUHLU
Çocuk ve Yas.
ALKOL ve MADDE KULLANAN ÇOCUĞUN AİLESİNE YAKLAŞIM ALKOL ve MADDE KULLANAN ÇOCUĞUN AİLESİNE YAKLAŞIM ALİAĞA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve.
Güce Çok Programlı Anadolu Lisesi
ÇATIŞMA NEDİR?.
İSTENMEYEN DAVRANIŞLAR
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
ERGENLİK DÖNEMİNDE RİSKLER ve SORUNLAR
SINIF SINIF YÖNETİMİ YÖNETİMİ
ÇOCUKLA KALİTELİ ZAMAN GEÇİRMEK
SINIFTAKİ DİSİPLİN HATAY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ.
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
BAŞARIYI ETK İ LEYEN ETMENLER Burcu PEZÜK Psikolojik Danışman.
İLKÖĞRETİM ÇAĞI ÖĞRENCİLERİNİN GELİŞİM ÖZELLİKLERİ.
1 Rehberlik; Bireyin kendini anlaması, çevredeki imkanları bilmesi, doğru tercihler yaparak kendini gerçekleştirebilmesi için bireye yapılan sistematik.
DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE BAŞETME YÖNTEMLERİ
YÖNETİMİN ALT İŞLEVLERİ
SINIF YÖNETİMİ.
Kişisel Rehberlik Uygulamaları
Bu derste, Sınıfta istenmeyen davranışların önlenmesi
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
n Düzey: n Düzey: Lise 1. Sınıf öğrencileri n Genel Hedef: n Genel Hedef: Karar verme becerisini geliştirmelerini sağlayabilme. n Oturum Sayısı: n Oturum.
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
MÜZE BİLİNCİ VE MÜZELERLE EĞİTİM
ÜNİTENİN ÖRÜNTÜSÜ FİZİKSEL ORTAMIN DEĞİŞKENLERİ FİZİKSEL ORTAMIN ÖNEMİ
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
İŞ VE MESLEK DANIŞMANLIĞI HİZMETLERİ. Meslek Nedir? Meslek, kişilerin belli bir eğitimle edindikleri ve hayatlarını kazanmak için sürdürdükleri düzenli.
EĞİTİM KAVRAMI VE AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ
ADAY ÖĞRETMENİN Öğretme-Öğrenme Süreci (ders verme)
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE
SINIF YÖNETİMİ VE HAFIZA.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ROGRAMLARI-I
İSTENEN DAVRANIŞLARIN DESTEKLENMESİ II
FATMA YILDIZ REHBER ÖĞRETMEN
SINIF YÖNETİM MODELLERİ
Sınıf yönetimi ve disiplin
SOSYAL UYUM GÜÇLÜĞÜ OLAN BİREYLER. Tanım ve Sınıflandırma Sosyal Uyum: Bireyin aynı anda çevresindeki değişiklikleri algılaması, yeniliklere uyum sağlaması,
Sağlık Bilimleri Fakültesi
Sunum transkripti:

OLUMLU SINIF ORTAMI YARATMA İlhan KARADAĞ

Eğitimde istenen verimin elde edilebilmesi için, olumlu bir sınıf ortamının yaratılması gerekir.Olumsuz öğrenci davranışlarının olmadığı yada bu tip sorunların kolayca çözüldüğü sınıflarda öğrenciler kendilerini rahat ve güvende hissederek, dikkatlerini derse yöneltebilirler.Olumlu bir sınıf ortamı yaratmak için öğretmenlerin sınıf kurallarını belirlemesi ve istenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol etmesi gerekir.

Sınıf Kurallarının Belirlenmesi Sınıfta düzenin sağlanması için, öğrencilerin kendilerinden beklenen davranışları bilmeleri gerekir.Öğrenciler kendilerinden beklenen davranışları zaman içinde ödül ve ceza yolları ile öğrenebilirler.Ancak bu yaklaşım hem uzun zaman alır, hem de sınıfta hoş olmayan durumlar ortaya çıkabilir.Bu nedenle öğrencilere, okula başladıkları zaman kendilerinden ne tür davranışlar beklendiğinin duyurulması gerekir.

Okulun genel kurallarının yanı sıra, her öğretmenin öğrenciden beklediği bazı davranışlar vardır.Bir öğretmen öğrencilerin oturduğu yerde söz almasını uygun görürken, bir başkası ayakta söz almasını bekleyebilir.Öğretmenler arasındaki bu görüş ayrılıkları sınıfta olumsuz bir havanın oluşmasına neden olabilir.Bu nedenle her öğretmen, sınıfta kendi kurallarını da açık seçik ortaya koymalıdır.

Öğretmen kendi sınıfı için kuralları belirlerken, aşağıdaki hususlara dikkat etmelidir: Kurallar belirlenirken, öğrencilerin görüşleri alınmalıdır.Öğrenciler kendi koydukları kuralları daha iyi benimserler. Kural sayısı çok fazla olmamalıdır.Kurallar belirlenirken sınıf düzenini en çok bozan davranışlar göz önünde bulundurulmalıdır. Kurallar öğrencilerin anlayabileceği bir biçimde ifade edilmelidir. Öğrencilere kuralların neden önemli olduğu ve bu kurallara uymanın kendileri için yararları anlatılmalıdır. Kurallar öğrencilerin görebileceği bir yere asılmalıdır.

Kuralların uygulanması Okula yeni başlayanlar dışında, öğrenciler genellikle okul ve sınıf kurallarını bilirler. Ancak çevrelerindeki kişilerin davranışlarını ve sonuçlarını gözleyerek bu kurallara uyar yada uymazlar. Okullarda aynı öğrenci grubunun farklı öğretmenlerde farklı davranışlar sergiledikleri sıkça görülmektedir. Bir öğretmenin dersinde sınıf düzenini bozucu davranışlarda bulunmayan öğrenciler başka bir öğretmenin dersinde düzeni bozabilmektedirler. Öğrencilerin sınıfın kurallarına uymasını sağlamak için, öğretmenin öğrenci davranışlarını sürekli izlemesi ve kurallara uymayanları uyarması, uyanları ise ödüllendirmesi gerekir. Aksi takdirde giderek kurallara uyan öğrenciler de uymayan arkadaşlarının davranışlarını model alabilirler.

İstenmeyen öğrenci davranışlarını kontrol edilmesi Hemen hemen her sınıfta önemli yada önemsiz pek çok istenmeyen öğrenci davranışı gözlemek mümkündür. İstenmeyen davranışlar, davranışı yapana, karşısındaki kişiye, kültürün özelliklerine göre değişebilir. Ancak okulda, eğitsel çabaları engelleyen her türlü davranış, istenmeyen davranış olarak kabul edilir. Bu davranışlar çocuğun ailesinden, sosyal çevresinden, okuldan, öğretme ortamından kaynaklanabilir.

Okullarda gözlenen istenmeyen davranışlardan bir kısmı öğrencinin kendisine zarar verirken; bazıları öğretim ortamına da olumsuz yönde etkileyerek, sınıftaki diğer öğrencilere de zarar verebilir. Örneğin derste hayal kuran yada sessizce başka bir etkinlikte bulunan öğrencinin davranışı yalnız kendisine zarar verir. Sınıfta arkadaşıyla konuşan bir öğrenciyse öğretim etkinliğinin verimini düşürerek, tüm öğrencilere zarar verir.

Sınıfta sıklıkla gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları aşağıdaki gibi özetlenebilir. a-) Derse devam etmeme yada derslere geç gelme. b-) Derse hazırlıksız gelme. c-) Sınıfta uygun olmayan yer ve zamanda konuşma. d-) Arkadaşlarına, kendisine ve eşyalarına zarar verme. e-) Derste hayal kurma yada ders dışı bir etkinlikle uğraşma.

Yukarıdaki istenmeyen davranışları hemen hemen tüm öğrenciler gösterebilir. Ancak bir öğrenci bu davranışları sıklıkla gösterirse o öğrencide uyum sorunu olduğu söylenebilir. Böyle durumlarda ilgili kişilerden yardım alınması gerekir.

İstenmeyen davranışlara neden olan bazı etmenler: Sınıfta gözlenen istenmeyen öğrenci davranışları, büyük ölçüde öğrencilerin derste sıkılmasından, otoriteye karşı gelme ve dikkat çekme ihtiyacından, kuralları benimsememesinden kaynaklanır. Sınıfta sıkılan, kendisine sunulan öğretim materyallerinden hoşlanmayan öğrenci, doğal olarak kendisini oyalayacak başka etkinliklere yönelir. Örneğin arkadaşlarıyla konuşur, roman okur dışarısını seyreder v.b. Bu nedenle öğretim etkinliklerini öğrenciler için çekici hale getirmek, onların öğrenme işine aktif olarak katılmalarını sağlamak gerekir.

Öğrenciler, genellikle kendi ihtiyaç ve amaçlarına uygun olmayan, öğrenme güçlüğü çektikleri, başarısız oldukları derslerde sıkılırlar. Ayrıca, öğrencinin edilgen olduğu, öğretmen-merkezli öğretim ortamları da öğrencinin sıkılmasına neden olabilir. Sınıfta istenmeyen davranışların ortaya çıkmasının diğer bir nedeni de daha önce üzerinde durulduğu gibi, sınıfın kurallarını olamaması yada bu kuralların öğrenci tarafından bilinmemesidir. Bu sorunda kurallar belirlenerek ve öğrencilere duyurularak çözümlenebilir.

İstenmeyen öğrenci davranışlarının önlenmesi: Öğretmen istenmeyen öğrenci davranışlarını önlemek için, öğrencilerin davranışlarına neden olan etmeni belirlemeli ve ona göre bir taktik geliştirmelidir

Öğretmen sınıfta olumsuz öğrenci davranışlarını engellemek için aşağıdaki etkinliklere yer verebilir. 1-) Öğretmen öğrencilere ders anlatırken ve çalışırlarken sürekli izlemelidir. Öğretmenlerin ders anlatırken önde oturan birkaç kişiyi izlemesi, dersi tahtaya anlatması, küçük bir grup öğrenciyle tartışması, sınıftaki diğer öğrencilerin davranışlarını kaçırmasına neden olabilir. Bu nedenle öğretmen gözleri ile sınıfın tümünü kontrol altında tutmalı, gezinerek ders anlatmalı ve öğrencilerin tümünü görebileceği yerlerde durmalıdır.öğrenciler izlenirken bir sorun ortaya çıktığı zaman büyümesine izin vermeden hemen durdurulmalıdır.

2-)Öğretmen sınıfta öğrencilere aktif olma olanağı sağlamalıdır. Derse aktif katılan öğrenci sıkılmaz, farklı uyarıcılarla ilgilenmez. Bu amaçla öğrenci merkezli öğretim yöntemleri tercih edilmelidir, mümkün olduğunca farklı öğrencilere söz hakkı verilmelidir. 3-)Öğretmen öğrencilerin derste sıkılmaması için, öğretimin öğrenci düzeyine uygun olmasını, öğretilecek materyalin onlar için anlamlı olmasını ve öğrenmeye karşı güdülenmelerini sağlamalıdır.

İstenmeyen öğrenci davranışları karşısında gösterilmesi gereken öğretmen tepkileri Öğretmen sınıfta olumsuz bir öğrenci davranışı ile karşılaştığında sorunu aşağıdaki yaklaşımları kullanarak çözebilir.

1-) Olumsuz davranan öğrenciye bakılması: Bazı durumlarda öğretmenin, konuşarak yanındaki kişiyi rahatsız eden, gürültü yapan, dersi dinlemeyen bir öğrenciyle göz göze gelmesi, olumsuz davranışı durdurabilir. 2-) Olumsuz davranışın belirtilmesi: Öğretmen olumsuz davranışta bulunan öğrenciyi sözel olarak da uyarabilir. Uyarma sırasında öğretmen ‘’Arkadaşınla konuştuğunu görüyorum’’, ‘’ödevinle ilgilenmediğini görüyorum’’ v.b. biçimde gördüğü davranışı söylemelidir. Bu tür ifadeler öğrencinin uygun davranış yapmasını sağlayabilir.

3-) Soru: Öğrencinin olumsuz bir davranışı hakkında öğretmen daha detaylı bilgi isteyebilir. Örneğin, ‘’ Niçin ödevini yapmıyorsun ? ‘’, ‘’ Neden arkadaşınla konuşuyorsun?’’ gibi sorular öğrenci tarafından algılanmaz.Ortada bir sorun varsa ortaya çıkar ve davranış düzelebilir. 4-) Yönlendirici cümleler: Bazın durumlarda öğretmen, olumsuz davranış gösteren öğrenciye ne yapması gerektiğini de söyleyebilir. Örneğin ‘’ Ali, lütfen yazı yazma beni dinle’’ bu tür yaklaşımla öğrenci kendisinden ne beklendiğini daha kolay anlar.

5-) Öğrenci için iyi bir model olma: Öğretmen sınıf tartışmalarında, olumsuz davranan öğrencileri uyarmak yerine, kendisi olumlu davranışları sergileyerek onlara iyi bir model oluşturabilir. 6-) Ödüllendirme ve görmezlikten gelme: Öğretmen olumsuz davranış gösterenleri uyarma yerine,olumlu davranış gösterenleri ödüllendirip olumsuz davranış gösterenleri görmezlikten gelerek de bu öğrencilerin giderek olumlu davranışları göstermelerini sağlayabilir.

Öğrencilerin özellikleri Okula her çevreden, her yaşam biçiminde, çeşitli davranış alışkanlıklarına sahip öğrenciler gelir. Bu farklar onarlın davranışlarına yansır. Öğretmen, bu farklılıkların bilincinde olmalı, tanımalı, öğrencilerin geldikleri çevrede kabul edilebilen ama okulda istenmeyen davranışları tahmin edebilmelidir. Öğrencilerin bu tür davranışlarını yanlış anlamamak için, onları tanımak gerekir: Onları ödül mü, eleştirimi daha çok etkiliyor, maddi ödüller mi, manevi ödüller mi etkili, ilişkileri yakından mı, uzaktan mı yetişkinlerin yargılarına boyun eğiyorlar, haklarını arıyorlar mı?... Bunları bilmeyen öğretmen öğrencileri yanlış anlayıp, sorunların çözümünü yanlış yerde arayabilir.

Öğrencileri tanımanın ikinci adımı, onların davranışlarına yön veren ikinci değişken olan duygularını anlamaktır. Öğrenciler, gelişim dönemini yaşadıkları delikanlılık çağında, alıngan, kavgacı, çabuk öfkelenen, cinsel gelişimin baskısı altında olurlar. Dikkatli bir gözlem, belli durumlarla, olaylarla ilgili görüşlerini almak, sosyometri, alt sınıflar için sınıf resimleri ve oyunları, bu iş için araçlar olabilir. Sınıf resimleri, çeşitli olumlu ve olumsuz davranışları gösterirler. Öğrencilere, arkadaşlarının davranışlarının bu resimlerden hangisine benzediği sorulur, ortalama algı, bireyin nasıl tanıdığını gösterir.

Öğrencinin fiziksel gelişimini hızlı olduğu ilk ve orta öğretim dönemlerinde, yetenek ve davranış becerilerde farklı olur. Ergenlik öncesi, inatçı,ters davranışlarının yoğunlaştığı, kötümserliğin, çalışmaya isteksizliğin artığı dönmemdir. Ergenlik döneminde ki hızlı gelişimle vücut oranlarını değişmesi, üzüntü, şaşkınlık, yavaşlık, uyumsuzluk, beceriksizlik, düşürme-dökme davranışlarını arttırır. Gençler bu dönemde, düşünsel anlamda bağımsız<lığa yönelir, kişiliğini arar. İlköğretim okulunun ikinci devresinden başlayarak öğrencilerde bilişsel değişiklerde olur: Sorun çözme yeteneği de kazanırlar, mantıklı düşünebilirler.

Öğretmen bu özelliği kullanmalıdır. Farklı yaşantı çevrelerinden gelen öğrencilerin, çeşitli durumları algılamaları ve bunlara tepkileri de farklı olur. Bu farklar, eğitsel amaçlara uymayan davranışlara neden olabilir. Anlayış çeşitliliği, eğitim programının benzerliği ile zaman içinde azaltılabilir. Öğretmenin farklılıklara anlayışla yaklaşıp, öğrencilerin mantığına seslenerek ve örneklerle bu farkı gidermeye çalışması, eğitim programında bilgiden çok sosyalleşmeye ağırlık vermesi, bu tür davranışları önlemeye yardımcı olur. Öğrenci ve okul değerlerinin uyuşmazlığı, öğrenciyi hiç istenmeyen bir davranış olan okulu terk etmeye kadar götürebilmektedir.

İnsanları davranışa iten etkenlerin özünde gereksinimler yatar. Öğrencilerin gereksinimleri ile onlara sağlanan olanakların dengesizliği sorun yaratır. Öğretmen, benzer ve ortak gereksinimler yanında, bireysel gereksinimleri de görüp karşılanmasına yardımcı olabilmelidir. Okulun ve sınıfın, öğrencilerinin gereksinimlerini karşılaya bilecekleri bir çevre olarak düzenlenmesi gerekir.

Gereksinimlerini karşılamakta sınırlanan öğrenciler öç alma, sinirlilik, saldırganlık, güç arama-kullanma yönlü istenmeyen davranışlara yönelebilirler. Bunlardan daha da kötüsü, bu durumda tepkisiz kalıp sorunu içine atan öğrencinin, toplumun uyumsuz bir bireyi olma, eline geçirdiği ilk fırsatta da toplumda bunun öcünü alma davranışlarına yönelmesidir. Son derece sessiz insanların günün, birinde en acımasız davranışları göstermesinde, adam bile öldürmesinde, bu tür eski engellemelerin rolü büyüktür.

Öğrencilerin istenmeyen davranışa yönelmelerindeki bir görünümde taklittir. Öğrenciler, bilgi eksikliği ve yeterince düşünme nedenleri ile, arkadaşlarından gördüklerini yapmak, duyduklarını söylemek isterler. Arkadaşlarının bu davranışları sonunda beğenilme, güç gösterme, üstün olma şeklinde ödüllendirildiğini gören öğrenci taklide daha rahat yönelir. Öğretmen, öğrencilerin gereksinimlerini karşılamalarına ortam yaratma yanında, istenmeyen davranışların grupça tepki görmesi, hoş karşılanmama şeklinde bir sosyal gelişimi de sağlamalıdır.

İstenmeyen davranışlara karşı stratejiler Bir grup çocuğun, saatlerce bir arada olduğu sınıfta, istenmeyen davranışlarla karşılaşmaktan kaçınılamaz. İstenmeyen davranış, çok sayıda insana ve fazla zarar vermemişse, hemen ortadan kalkmışsa, sık yinelemiyorsa, doğal olarak kabul edilebilir. İstenmeyen davranışları tümüyle ortadan kaldırmaya çalışmak, bunlarla birlikte istenilenlerinde gösterilmesini engelleyebilir. Öğrenciler, yanlıştan tümüyle kaçmak için doğruyu yapmaktan korkabilir, çekinebilirler.

Sınıfa dersi ve öğretmeni diğer arkadaşları kadar sevmeyen öğrenciler, onları diğer öğretmenler kadar sevmeyen öğretmenler olabilir. Öğretmenin, dersin, öğrencinin özeliliklerindeki farklılıklar, davranışlarda da farklılıklara götürür, istenmeyen davranış istenenin bittiği noktada başlayan yelpazede, olumsuz etkileri birbirinden farklı davranışlardan oluşur. Bunlardan her biri için, durum ve bireylerin özellikleri de gözetilerek, farklı ortadan kaldırma davranışları seçilir. İstenen ve istenmeyen davranışlar bir terazinin iki yanı olarak düşünüldüğünde, istenmeyen davranışları azaltmanın bir yolu, istenenlerin başlatılması, çoğaltılması, güçlendirilmesi olur. İstenen davranışlar, gelecekte de o davranışın yapılması olasılığını arttırır, olumsuzları azaltır.

İstenen davranışları çoğaltmak yoluyla istenmeyeni azaltmak, istenmeyenlerle uğraşmaktan daha az tepki, daha çok destek görür, ödül yanı ağırlıklı olduğundan, daha başarılı sonuçlara götürür. Bir araştırmada istenmeyen davranışlara karşı kullanılan tekniklerin, ne öğretmen başarısının, ne de öğrenci davranışının etkeni olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun aksine sonuç veren araştırmalarda vardır ama istenmeyen davranışla başa çıkma tekniklerinde çoğu zaman öğretmenle öğrencinin gücü karşı karşıya gelir. Oysa istenen davranışları sergileme yoluyla istenen davranışa ulaşmada güç çatışması yoktur, bu nedenle başarı şansı daha yüksektir. Bu yöntem dikkatle kullanıldığında, öğrenci ve öğretmen güçlerinin istenmeyen davranışa karşı birleşmesi, böylece istenen davranışın daha kolay görülmesi mümkün olabilir.

Öğrenciyi tanıyıp, onun hangi güçlerden daha çok etkileneceğini bilmeye çalışarak, gerekli durumlarda o gücü ustaca kullanmak, olumlu davranışların artıp, istenmeyenlerin azalmasına yardım edecektir. Bir araştırmada, davranış değiştirme teknikleri testi verilen iki yüz dört öğretmen, en çok kullandıkları ve en etkili buldukları yedi yöntemi şöyle sıralamışlardır: Davranış sonucunda ödül verme, davranış olursa ödülde olacağını duyurma, kişisel sorumluluk hissettirme, uzmanlık gücünü kullanma, kendini saygı duymasını sağlama, başkalarının düşünmesini sağlama, öyle davranmanın görev olduğunu düşündürme öğrenciyi istenen davranışlar yoluyla istenmeyenden uzaklaştırma yolları, aşağıdaki başlıklar altında toplanmaya çalışılmıştır:

İsteneni çağrıştırıcı davranmak: Öğrenciyi istenen davranışlara yöneltmenin bir yolu, öğretmenin örnek, anlayışlı, destekleyici davranmasıdır. İstenmeyen değil, istenen davranış gündem de tutulmalı, öğretmen bunun modeli olmalıdır. Tutarlı biçimde iyi niyetle, kendine ve başkalarına saygılı, sorumlu bir genç olarak davranılan insanlar, olumlu davranışları daha çok gösteririler:

Güvendiğinizi belli ederseniz güvenilir davranış bulursunuz; günaydın derseniz, o da başkalarına ve size der; kasıtlı bir kötü davranışı iyi niyetle karşılarsanız, yinelenmeyebilir; size ve başkalarını saygılı davranmasını istiyorsanız, siz ona saygılı davranmalısınız. İletişimde kullanılan dil, öğrencinin kullanması istenen olumluyu çağrıştıran olmalıdır. Yaramaz, haylaz gibi olumsuz sıfatları zamanla öğrenci kendine mal ederek öyle olmaktan sıkıntı duymamaya, öyle olma eğilimi duyar.

İstenen davranışa inandırmak: İnsanları kandırmak kolay, inandırmak güçtür. İnandırmak için, uzun süreli, sabırlı, örneklemeli, somut durumlar yaratıcı çabalar gerekir. Bunun için kullanılacak çeşitli yollar vardır. Bunlardan biri, istenen davranışın yararını belirtmek, istenen zevk veren sonuçlarını göstermektir. Hoşuna gideceğini mutlu edeceğini, bir sıkıntıdan kurtaracağını, ödül getireceğini göstererek inandırmak sağlanabilir. Başkalarından sağlanacak yaralarda gösterilebilir: Başkaları sana saygı gösterecek, seni değerli bulacak, senden hoşlanacak şeklindeki yararlar, istenen davranışın somut sonuçları olarak örneklerine inanma sağlayabilir:

Grup çalışmasında payına düşen işi yaptığın zaman, arkadaşların işlerini kolaylaştırdığın için senden hoşlanacaklar; sırada çalışırken arkadaşının koluna dokunduğun zaman özür dilersin kendisine değer verdiğini gören arkadaşlarında sana değer vereceklerdir. Olumlu örnekler inanmayı kolaylaştırabilir. Davranışın yasallığını belirtme, yapılmasını kolaylaştırabilir. Başkalarınca da öyle davranıldığının örneklenmesi, uyumlu davranma isteğini arttırır.suçluluk duygusu uyandırılarak uygun davranışa alıştırılabilir. Aksi davranışların zarar ve ceza getireceğinin belirlenmesi de uygun davranışa götürücü olabilir. İstediğini belirtmekte bir yoldur.

İstenen davranışı güçlendirmek İstenen davranışın bir kez yapılmasını sağlamak yetmez, davranış yerleşinceye kadar izlenmeli, uygulanan yöntem sürdürülmeli, gerektiğinde değiştirilmelidir. İstenen davranışların gösterilmesini ve yerleştirilmesini sağlamanın yolları olarak, övgü ve ödülle destekleme, övgü ve ödül kaldırma, istenmeyen bir sonuca son verme, acı ve sıkıntı veren bir uyarıcı verme önerilmektedir.

Olumlu pekiştireç istenen davranışlara ulaşabilmek için, davrananın zevk alacağı, hoşlanacağı sonuçlar doğuran eylem ve öğelerdir. Amaçlanan davranışın yinelenmesi olasılığını yükseltir. Bir etkinliği başarıyla tamamlamanın verdiği zevk gibi davranışın doğal sonuçlarından zevk almak şeklinde oluşursa içten, ödevini iyi yapma sonucu alınan bir ödül şeklinde olursa dıştan pekiştirme söz konusudur. Ödül, birikimlide olur: Olumlu her eylem için alınan puanlar belli bir toplama ulaşınca ödül verilebilir. Bu tür ödüllerin kendisi ve koşulları baştan belirlenmelidir.

Ödül, olumlu davranışın gösterene daha çok şans sağlayacak bir düzenleme ile de verilebilir: Derste her öğrencinin masasına üzerinde adı yazılı beşer kağıt konur. Öğrencinin istenmeyen her davranışında, önündeki kağıtlardan biri alınır. Hafta sonunda öğrencilerin önündeki kağıtlar toplanıp bir kutuya konularak ödül çekilişi yapılır. Üzerlerine adı yazılı olduğundan, daha çok kağıdı olan öğrencinin kazanma şansı artar. Dokuzuncu sınıfta yapılan bir araştırmada, bu birikimli ödüllendirme yönteminin istenmeyen davranışı azaltıp, isteneni çoğalttığı görülmüştür.

Övgü, bir ödül olarak düşünüldüğü gibi, ödüle seçenek olarak da görülmektedir. Övgü, öğrencinin iyi bir eylemi veya başarısı nedeni ile, öğretmenin olumlu dönütü veya onamasının ötesindeki olumlu yanıtıdır. Ödüle değer olsun-olmasın, öğrenci yaptığı eylemler hakkında başkalarının yargısını bekler. Herkesin ödül alması durumunda ödülün değeri azalacağı için, ödüle değer olmayan olumlu davranışlarda, ödül yerine övgü ve cesaretlendirme kullanılabilir. Her derste övgü, eleştiriden çok olmalıdır.

Olumlu pekiştireç, görmezden gelme davranışı sonunda kullanılarak istenmeyen, davranışın sönmesini, yerine istenenin gelmesini kolaylaştırabilir. Örneğin bir öğrencinin arkadaşıyla konuşmasını görmezden gelip, konuşma sonunda ilgi derse yönelince hemen olumlu bir pekiştireçle karşılık vermek, ‘’dersi böyle ilgiye dinlemek anlamayı kolaylaştırır’’ demek, olumlu davranışı pekiştirir.

İstenen davranışı kolaylaştırmak İstenen davranışı göstermek bazı engellerin aşılmasına bağlıysa, öğrenci bu davranışa yönelmede isteksiz, çekingen olabilir. İstenen davranışın gösterilmesi, istenmeyenin gösterilmesinden daha kolay olduğunda, öğretmenin işi kolaylaşacaktır. Bunun sağlanması, sınıfın fiziksel, eğitsel, sosyo düzenine bağlıdır.

Öğrencilerin bir kısmı, çeşitli nedenlerle, ilgi ve gereksinimlerini açıkça belirtmez, söylemezler. Öğretmen, hem onlarla ilgili çok bilgiye ulaşarak onları tanımaya, hem de dikkatli bir gözlem ve anlayışla bunları fark edip karşılanmalarını kolaylaştırmaya çalışmalıdır. Bu onun güçlü bir iç görüşe, dikkate özene, kendini mesleğine adamaya sahip olmasını gerektirir. Öğrenciler yalnızca derslerdeki bilgilere gereksinim duymazlar. Yaşamın çok yönlülüğü, okul ve sınıf yaşamına da yansımalıdır.

İstenen davranışı kolaylaştırmada, hangi yöntemin hangi durumlarda kullanılacağının belirlenmesinde, öğrencilerin izlenmesi, tanınması, ödüllere tepkilerinin belirlenmesi, ödül beklentilerinin bilinmesi, boş zaman etkinliklerinin seçilmesi, öğrenci yeğlemelerini belirlemek için yazılı-sözlü incelemeler yapılaması, pekiştireçlerin bunlara göre seçilmesi, diğer öğretmenlerin görüş ve önerilerinin alınması önerilmektedir. İstenen davranışları kolaylaştırmaya yardım edici öğretmen davranışlarına örnek olarak şunlar verilmektedir.

Öğrencilerle ilgili kayıtları okumak, sağlıklarını, ev çevrelerindeki değişiklikleri kontrol etmek, yakın davranıp sık sık gülümsemek, arkadaşça ilişki geliştirmek, yanlış davranışa eğilimi olanlara daha çok dikkat etmek istenen davranışları ve küçük başarılarını övmek, işini beğenmediğini arkadaşları yanında söylememek veya beğenmez davranmamak, karşılaştığı güçlüklerde yardımcı olmak, başarısız olduğunda karşılaştığı güçlüklerde yardımcı olmak, başarısız olduğunda karşılaştığı güçlükleri sınıfa açıklamak, gruba almaları ve olumsuz davranışlarına hoşgörü göstermeleri için arkadaşlarını ikna etmek, beğenilen, hoşlandığı görevler vererek statüsünü yükseltmek.

İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN DEĞİŞTİRİLMESİ İstenmeyen davranışlar, farklı özelliklerdeki öğrencilerce, farklı nedenlerle yapılabilir. Davranışlardaki bu görelik, onlara karşı eylemleri de çeşitlendirir. Bu eylem yaklaşımları 3 grupta toplanabilir.

Karışmacı olmayan yaklaşım: sorun konusunda öğrenciyi bilgilendirerek, sorunu ona çözdüren yaklaşımdır. Öğrencinin iyi niyetli ve güvenilir olduğunu, kendini kontrol etmesi gerektiğini, uygun fırsat verildiğinde bunu yapabileceğini varsayar. Bu varsayımı, onun bu tür öğrenciler için kullanılabilir olduğunu gösterir. Öğretmen, öğrencinin davranışını değerlendirmez, yargılayıcı olmayan bir güven ortamı yaratır.

Davranışçı yaklaşım: öğretmenin gerektiğinde güç kullanarak öğrenci davranışını şekillendirmesi yaklaşımıdır. Davranıştan çevre sorumludur. Kurallar ve uymamanın sonuçları açıkça belirlenir, uygun davranışlar ödüllendirilir, uygun olmayan davranışlarda bazı yararlar kaldırılır veya ceza verilir. Davranışın nedeni aranmaz.

Etkileşimci yaklaşım: davranışçı ve yardım edici davranışlar arasında yer alır. Öğretmen yetkiyi öğrenciyle bölüşür, öğrenciyi, sorununu çözmeye yeterli ama uzman desteğine muhtaç sayar. Sınıf kuralları birlikte konur, sorunlara birlikte çözüm aranır. Öğrencinin kendini değerlendirmesi olarak adlandırılan, değişmesi istenen davranışın öğretmence anlatılıp gösterilmesi, öğrenci tarafından uygulanması yöntemi, bu yaklaşım içinde görülebilir.

İSTENMEYEN DAVRANIŞLARA KARŞI EYLEMLER Öğrencilerin istenmeyen davranışları karşısında yapılabilecek eylemler şöyle sıralanabilir: Küçük yanlışları görmezden gelme, kışkırtıcı eylemleri bilmez davranma, göz ilişkisi kurma, yaklaşma, uyarma, azarlama, yerini değiştirme, gülmeceyi kullanma, sözü değiştirme, ara verme, konuşma, hak ve ayrıcalıktan yoksun bırakma, sınıfta alı koyma, isteğini yapmama, ailesiyle ilişki kurma, anlaşma yapma, fiziksel olmayan ceza verme…

SORUNU ANLAMAK Davranışın tanınması, belirlenmesi, yorumlanması aşamalarını içerir. Tanıma ile, davranışın türü ve istenmezlik düzeyi belirlenir. Öğrenci, son beş dakikada başkasının sözünü kestiyse, bu davranışın türü, başkasına saygısızlık mı, yardımıdır? Eğer söz kesme, tam sözün kesildiği noktaya yerinde bir katkı yapıyorsa, bu katkı “taşı gediğine koyma” niteliğinde ise, bu davranış saygısızlık değil, yardım olarak adlandırılabilir. Öğrencinin, arkadaşının elindeki kalemi çekerek alması saldırganlık mıdır? Eğer o kalem kendisinin ise ve öğretmen görmeden arkadaşı o kalemi almışsa?

Davranışın tanınması, gelecekteki eylemlere doğru yönelmeyi sağlar. Davranışın belirlenmesi, davranış, davrananlar ortam hakkında bilgi toplamayı gerektirir. Bu bilgiler çok kaynaklı ve gerçek olmalıdır. Durumla ilgili sorular, olasılıklar, değerlendirme ölçütlerinin seçimi, önceliklerin belirlenmesi, çözüm seçenekleri oluşturma, amaçlarla davranışı karşılaştırma, daha bozucu ve karmaşık davranışlarda yapılması gerekenleri gösterir. İstenmeyen davranışı anlamak, öğrenci açıklamaması için baskı altında tutuluyorsa, güç olabilir. Bu durumda başka kanallar kullanılmalıdır.

Öğrenciye sınıfın bir aile olduğu düşüncesi aşılanmalı, öğretmen onlara yakın olmalı, o sınıfla ilk karşılaşmasında, öğrencilerle alışkanlıkları, ilgileri, aileleri hakkında konuşmalıdır. Bu, çocuğa, öğretmenle özel bir şeyleri paylaştığı düşüncesi, verir. Yorgun esneyen, gözleri kapanan öğrencilerle sınıf dışında dikkatle konuşmak gerekir. Önemli sorunlar için gerekirse okul dışında da araştırma yapılmalıdır. Okul çalışanları, öğrenci sorunları hakkında aydınlatılırsa, hem onlardan bilgi toplanması, hem de bu davranışları önleme ve tepki konusunda onların uygun davranabilmesi kolaylaşır.

İstenmeyen davranışın kolayca yapılabileceği yerler vardır. Dikkatten uzak ve denetlenmeyen yerler böyledir: okula girişten hemen önceki zaman, oyun zamanı, yemek ve dinlenme araları, tuvaletler, gözden uzak falan yerler böyledir. Buralarda yönetici veya öğretmenlerin bulunması istenmeyen davranışları engeller, bunların ve bunlardan kaynaklanan yeni sorunların sınıf içine taşınmasını önler.

Sorun çözücü eylemlere geçmeden önce, temel amaç ve eylemin bu temel amacı nasıl etkileyeceği düşünülmelidir. Amaç dışına kayan eylemler, sorunu çözüyor görünse de seçilmemelidir. Bir etkileme biçimi de, kayma olarak söylenebilecek, davranış değerlendirmesinin akademik değerlendirmeyi, akademik değerlendirmenin davranış değerlendirmesini etkiliyor olmasıdır.

GÖRMEZDEN GELMEK Bazı sorunların görülmesinden ve onlarla uğraşılmasından daha iyidir. Sorun daha fazla bozucu değilse, hemen olup bitiyorsa, bu yol, soruna gereğinden fazla önem verilip büyütülmesini önler, onu söndürür.

Öğretmen, hangi davranışın görmezden gelineceğini kestirmek için ip uçlarına bakmalıdır. Bozucu davranışlara yol açmayan, uğraşıldığında ilgi çekip yenilenebilecek olan küçük sapmalar görmezden gelinmelidir. Bozucu davranışlarla uğraşmaktan çok, akademik etkinliklere yönelen, ufak dikkatsizlikleri görmezden gelen öğretmenler, daha etkili olmuştur.

UYARMAK Öğrenci, yalnızca yaptığı davranışın istenmezliğinin değil, o anda o davranışı yaptığının da bilincinde olmayabilir. Burada bilincinde olma, ne yaptığının farkında olma, yaptığının diğer eylemlerden farklı taraflarını anlayabilme anlamında kullanılmıştır. Bilgi olarak sahip olma olan bilmek, anlamaktan farklıdır.

Öğrenci davranışını biliyor olsa bile, anlamamış olabilir. Özellikle gençler yaptıklarını yeterince farkında olmaya bilir, kültürleriyle bağımlı olarak, yanlış bilgilerle beslenmiş olabilirler. Uyarma, hem bilgiyi hem anlamayı olarak kullanılabilir. Öğretmen, bu nedenlerle, her yanlış davranışı bilinçli ve kasıtlı olarak anlamamalı, bu peşin yargıya göre davranışta bulunmamalıdır.

İşaretler(jest ve mimikler) öğrenciye, eylemlerin farkında olunduğunu, dinlenildiğini, anlaşıldığını da anlatır. Vücut dili, işaret vermede, sınıftaki eşyalardan yararlanılarak da kullanılabilir. Sınıfın ışıklarını yakmak, söndürmek, perdeleri açıp kapamak, masaya parmak veya bir cisimle hafifçe vurmak, toplu uyarma işaretleri olarak kullanılabilir.

Yanına yaklaşıldığı halde öğrenci öğretmenin farkına varmamış ve istenmeyen davranışı sürdürüyorsa, üçüncü yönteme baş vurulabilir: Dokunma. Öğretmen varlığını dokunarak uyarabilir: öğrencinin masasına, eşyalarına, omzuna dokunulabilir. Dokunma öğrenciye acı veya eşyalarına zarar vermemelidir. Alt sınıflarda öğretmenin dokunması, öğrenciye benimsenme duygusu verir. Ergenlik çağında dokunma, cinsel anlamalarda da alınabileceğinden, öğretmen dikkatli olmalı okul ve toplumun değer yargılarını da düşünmelidir.

Başka bir özel uyarı yöntemi, dolaylı olanıdır. İstenmeyen davranışı yapana değil başkasına söylenen ama istenmeyen davranış olan sözel uyarı: Gürültü yaparak başkalarının dinlemesini engelleyen bir öğrenci için, o sırada konuşuyor olan diğer bir öğrenciye “ lütfen yinelermisin, gürültüden iyi duymadım” denebilir. Ders kesilerek, “kim bizim sınıfın dinlenme kurallarını hatırlatacak” da denilebilir.

Sözel uyarılar uygun eylemlerle de desteklenmelidir. Örneğin öğrencilere arkası dönükken uyarı yapan öğretmeni, öğrenciler dinleme zahmetine bile davranmazlar sonunda öğretmen öfkelenebilir. Konuşanları yalnızca uyarmak yetmez, yerlerini değiştirmekte uygun olabilir.

DERSTE DEĞİŞİKLİK YAPMAK İstenmeyen davranış, derse ilginin azaldığını, koptuğunu gösterir. Ders öğrenci için ilginç olmaktan çıkmıştır, öğretmenin sınıfı ilginç bir yer yapması gerekir. Dersin düzeni akış hızı ve yönetsel başarı ile ilgili kararsızlık ve gecikme, ders dışı davranışı arttırmaktadır. Böyle durumlarda ortam, araçlar, yöntem ve öğretmen davranışların dan birinde veya birkaçında değişiklik yapmak gerekir.

SUÇLULUK VERMEK Yapacak bir işi olmadığını düşünen veya işi ona ilginç gelmeyen öğrencinin istenmeyen davranışlara yönelmesi doğaldır.Bu durumda ona bir iş vermek, işini ilginç olanla değiştirmek yararlı olur. Bunun için öğrenci iyi tanınmalıdır. Özet çıkarma, rapor yazma, kayıt tutma, dersteki sunu sırasını yazıp sırası geleni duyurma, araç getirip götürme ve kullanma konularında yardım etme, karartma- aydınlatma görevi, kura çektirme gibi sınıf içinde yaptırılabilecek işler, sınıf dışında, eğitsel kol etkinliklerinde daha geniş seçeneklerle, öğrencinin işe yöneltilerek istenmeyen davranışını değiştirmede kullanılabilir.

Öğretmenler, sınıfın en yaramazına sınıf başkanlığı görevi verip onu izleyerek onu izleyerek, başkalarına örnek olması gereken sınıf başkanın, önce kendisinin uygun davranışlara yönelmesini sağlama yolunu bilmektedir. Ödev ve görev verme, en az karşı gelinen davranışlardır.

ÖĞRENCİYLE KONUŞMAK Öğretmenle öğrenci arasında işaretler dışında, sorunu dolaylı yollarla çözme girişimleri istenen sonucu vermezse, veya sorunun önemi nedeniyle veremeyeceği baştan belli olursa, sorunu konuşarak çözmeye çalışmak gerekir. Konuşmanın amacı, diğer yöntemlerle yanlışlığını anlamayan öğrencinin bu anlayışa ulaşmasını, öğretmenin kararlılığını bilmesini sağlamak, davranışının düzelmesine yardım etmektir.

Bu yöntem, henüz o davranışı göstermeyen ama eğilimli olanlar üzerinde de etkili olur. Bunun için baskı ve azarlama değil, davranışın birkaç adım sonrası gösterilerek bilincine seslenme kullanılmalıdır. Öğrencilere amaçlarının hatırlatılması, bu bilince daha kolay ulaşmalarına yardım edecektir. Öğrencilere kaba davranmak bile, duygusal sarsıntı yaratmaktadır. İstenmeyen davranışta bulunanlara, davranışın olası sonuçlarının gösterilip yapılmamasını istemek yetmeyebilir.

Davranış bir gereksinimden doğduğunda, o davranışın yapılmamasını istemek, bu gereksinimden vazgeçmesini istemek olur. Bu güçlüğü yenmek için öğretmen öğrenciye seçenek davranışlar önerebilmelidir: öğrenciden burnunu çekmemesini istemek yetmez, mendilini veya lavaboyu kullanmasını önermekte gerekir. Enerjisini arkadaşını rahatsız ederek kullanmaya çalışana değişik spor çalışmaları önerilip yardım edilebilir. Sıra üzerine resim yapanlara duvar gazetesine resim yapması, defterinin kenarlarını süslemesi önerilebilir.

İstenen davranışın yalnızca söylenip bırakılmaması gerekir. Öğrencinin “nasıl yapayım” düşüncesine yanıt bulabilmesi için istenen davranışın tanımının da tanımın da yaptırılması, tanımda zorlanırsa öğrenciye yardım edilmesi iyi olur. Öğrenciyle konuşmak, yalnız bir davranışıyla değil, öğrenci eylem ve yönelimlerin tümü için destekleyici olmalıdır. Öğretmen öğrenciye, öfke ve sıkıntı durumlarında kendini nasıl kontrol edebileceği konusunda yardımcı olmalı, öfke sırasında herhangi bir şey yapmama, yerini veya konuyu değiştirmeye çalışma, mutlu olacağı veya olayı düşünme, birkaç kez derin nefes alma gibi kendini kontrol yöntemlerini öğrenmelidir

OKUL YÖNETİMİ VE AİLE İLE İLİŞKİ KURMAK Sınıf içinde sıkıntı yaratan durumlarda yalnız uğraşmak yerine, gerektiğinde okul yönetimi ve aile ile yardımlaşılmalıdır. Öğretmen zor durumda kaldığında, onların desteğine gereksinim duyduğunda, sorun okul ve aileden kaynaklığında veya çözüm onların katkısında gerektiğinde, bu yolu kullanmalıdır.

Öğretmen, öğrencinin yanlış davranışlarının kaydını tutarak değişim ve gelişimi izlemeli, gerektiğinde aile ve okulu bilgilendirmelidir. Aileyle görüşme sürecinden önce öğretmen amaçlarını ve gündemi belirlemeli, süreci planlamalı, veri işbirliğinden kaçarsa neler yapılabileceğini düşünmelidir. Önce veri konuşturulmalı, söyledikler yazılmalı, gerekiyorsa öğrencide görüşmeye katılmalıdır.

Aile, kötü davranan olduğu kadar, kötü davranışla karşılaşan öğrenci için de öğretmene destek olabilir. Bu çocukların okul dışında kötü davranışlarla karşılaşmamaları için, okul- ev arasında bir yetişkinle, öğretmenle, aileden biriyle gidip gelmeleri sağlanmalıdır. Aksi halde çocuk okula gitmemeyi bile seçebilir.

Ceza vermek En kötü aracın bile kullanılması gereken yerler, durumlar olabilir, cezada bunlardan biridir. Burada ceza, öğrenciyi istemeyeceği, hoşlanmayacağı bir durumla karşı karşıya getirmek anlamında kullanılmıştır. Ceza, istenmeyen davranışları önleme, düzeni sağlama aracı olarak da kullanılabilir. Ceza, davranışla orantılı olarak, o davranışın yinelenmesini engelliyecek şekilde uygulanmalı, bunun içinde öğrenci neyi nasıl yaptığı için ceza aldığını bilmelidir.

Zor ve zevksiz işlerde görevlendirmek, bir isteğini yapmamak, gruptan oyundan, dersten ayırmak, arkadaşlarına sırtı dönük olarak bir süre oturtmak, okulda alı koymak, cezalara örnek olarak verilebilir.

Cezalar, istenmeyeni vermek veya istenenden yoksun bırakmak olarak iki grupta düşünülebilir. Örneğin sırasının üzerine yazı yazmak dan vazgeçmeyen bir öğrenciye o sıranın hatta diğer sıraların üstünü temizletmek, istenmeyenin verilmesi türünden bir cezadır.

İstenenden yoksun bırakmak, dışlama veya erteleme şeklinde olabilir. Sınıfın ortak bir etkinliğinden, televizyon izlemekten, bir oyun aracını kullanmaktan yoksun bırakmak, dışlamadır. Kısa süreli dışlamalar, örneğin bir oyunun ilk yarısında oynamasına izin vermemekte erteleme türü bir ceza sayılır.

Cezanın bir pekiştireçle birlikte kullanılması yararını arttırır. İstenen bir davranış denetlenmeden sürdürüldüğünde, doyum, bıkkınlık, yorgunluk yaratır, davranış terk edilebilir. Böyle bir durumun oluşması halinde davranışın terk edilmemesi için, terk edilme durumunda doğal olarak oluşan, şiddetli olamayan bir ceza kullanılabilir.

Cezanın olumsuz işlevleri olarak, öğrenmeyi engelleme, ilişkileri bozma, okuldan soğutma, suçluluk ve korku duyurma, diğer öğrenciler için öğretmenin olumsuz bir model olması, okuldan kaçma, aşırı kaygı, kırıp dökme şeklinde istenmeyen davranışılar sayılmaktadır.

Karşı eylemler sıra dizini İstenmeyen davranışlara karşı eylemlerin seçimi, eylemlerin türüne, şiddetine, başkalarını etkileyişine, eylemin amaçlarını ve olası sonuçlarına göre değişir. Yinede bu eylemlerin bir sıraya göre yapılması önerilmektedir.

Yapılacak her tür eylemin ilk basamağının, anlamaya çalışmak olduğu söylenebilir. Eylemin nedeni ve öğrencinin niyetine uygun seçimi buna bağlıdır. Örneğin arkadaşıyla konuşan biri için, eylem kısa sürüyorsa görmezden gelmekle başlanabileceği gibi, kitap defter getirmeyen için dersten sonra konuşmakla işe başlanabilir.

Eylem sıra dizini izlemede ve eylem seçmede temel kaygılarda biri, sınıfın eğitsel işleyişini bozmamak olmalıdır. Bir öğrencinin istenmeyen davranışına karşı kullanılan eylem, diğerlerini olumsuz etkileyecekse, eylem seçiminin ve sırasının uygun olduğu söylenemez. Eylem sıra dizini, sınıf düzenini ve ders akışını en az aksatandan başlamalıdır. Bu, sorunların büyümesini önler, öğrenciye davranışını düzeltme şansı verir.

Sorumsuz davranışlar hemen her sınıfta görülebilir. Bunların çoğuı amaçsız, uyapan öğrencide bilinçsizdir. Sorunun kaynağı öğrencinin yetersizliği ise yardım edici, güdü yokluğu ise güdü sağlayıcı eylemlerle karşı davranışa başlamak gerekir. Öğrenci için küçük, başarılabilir amaçlar seçilerek başarması, güdülenmesi sağlanabilir. Sorumluluk verici eylemler kullanılarak görüşmede, başkalarının da sorumlulukları olduğu söylenip örneklenerek, sorumsuz davranışlar değiştirilebilir.

Okulda seyrekte olsa zorbalık ve kabadayılığa rastlanabilir. Yetişme çağında olan, kimliğini bulmaya, kendini kanıtlamaya çalışan öğrenci bu gereksinimleri sanat ve spor gibi etkinliklere yönelterek karşılanmadığında, bunları güç kullanarak karşılamaya girişilebilir. Bu öğrenciler çoğu kez yalnızdır. Bu durumda sorunun anlaşılmasını, sorumluluk verme eylemi izleyebilir. Onu zorbalığa iten güdü ile yüz yüze gelmesi, konuşularak sağlanabilir. Sonra sıra, bu güdünün uygun eylemlerle karşılanmasına gelir.

Karşı eylemlerde gözetilmesi gerekenler İstenmeyen davranışta bulunan öğrenciye karşı eylemde bulunurken, bu eylemin amaçları, öğrenciyi, sınıfı, dersi, öğretmeni nasıl etkileyeceği gözetilmelidir. Bu gözetim gerekleri, aşağıdaki iki alt başlıkta ele alınmıştır.

Sınıf ortamının bozulmasını önlenmek: Davranışı hedeflenmiş olan eğitim, her öğrencinin davranışıyla tek tek ilgilenmesini gerektirir. Ama bir öğrencinin istenmeyen davranışını değiştirirken, sınıftaki diğer öğrencilerin istenmeyen davranışlara veya bunlarla ilgili tutumlara sahip olunmasına yol açmamak gerekir. Bunun içinde bir sorunla uğraşırken sınıfın o andaki işleyişi olasınca az engellenmeye çalışılmalıdır.

Öğretmen, öğretimden çok düzenle uğraşmamalıdır. Bu yönelim sınıfın duygusal havasını, öğrenme ortamını bozar. Ama öğrenci istenmeyen davranışı yapar ve sürdürürse buda öğrenme ortamını bozar. İstenmeyen davranışlarını değiştirmeden okulu terk eden veya bitiren öğrenciler toplum içinde sorun yaratırlar. Okulundan uzak kalan öğrenci, diğer arkadaşlarından da geri kalarak, istenen davranışlara yeterince sahip olmayabilir. Öğretmen bu ikilemi denge içinde çözebilmeli, ne öğrencinin istenmeyen davranışı sürdürmesine, ne de sınıfın ortamının bozulmasına izin vermemelidir.

Öğretmenin, öğrencilerin onurunu tehlikeye atacak davranışlardan kaçınması gerekir. Aksi davranışlar diğer öğrencileri de olumsuz etkiler. Kaba söz ve gücü yönelik davranış öğrencilerinde öyle davranmakta kendilerini haklı görmelerine neden olabilir. Bunun aksini düşünen öğrencilerin de öğretmene sevgi ve saygısı azalır, kalmaz.

Öğrenci direncinin yöntemi: Öğretmenin, istenmeyen öğrenci davranışlarına karşı tepkisi, öğrencilerce her zaman istenerek benimsenmez. Öğrenci bu tepkiyi açık veya gizli bir dirençle karşılayabilir. Sınıf tartışmalarına az katılma, bu direncin gizli, dersle ilgili olarak öğretmenle sık sık tartışma da açık şekline örnek olarak verilebilir. Öğretmen tepkisinin uygunluğu, olayı ve durumu dramatize etmemekle, büyütmemekle başlar.

Öğretmenin gülebilmesi havayı yumuşatır, iletişimi arttırır, örgenci direncini azaltır. Öğretmenin tepki seçimi de önemlidir. Örneğin eğitilmiş düzeyi düşük olan öğrencilere sosyal pekiştireçlerin tepkilerinin etkisi az olur. Öğretim süreçlerindeki uygunsuzluk da öğrenci direncinin desteğini oluşturur.

Kaçınma ve korunmanın başka bir yolu, kendini veya başkasını korumak zorunda kalmak dışında, fiziksel güç kullanmamaktadır. Bu yol, öğrenciyi de aynı yolla karşı koymaya iter, onu bu eylemde haklı çıkarır. Sonu tehlikeli, öğrenciyi tehdit edici ültimatom vermekte yanlıştır. Her şeye karşın öğrenci şiddete başvurmuşsa, yılgınlık göstermemek, yasal yolları kullanmak gerekir. Yılgınlık, şiddeti sürekli hale getirir, kabullenmişlik gösterir.

Yanlış davranışların çoğu çevre açısından uygundur. Öğrenci sınıfta uygun bir çevre bulursa, yanlış davranışa, öğretmenin tepkisine direnmeye cesaret eder. Bir öğrencinin direnci, öğretmenden her hangi bir nedenle memnun olmayanların da fırsat bularak o öğrenciyi desteklemesine yol açabilir. Öğretmen, sınıfın böyle bir çevre olamamasına çalışmalı, bunun içinde davranışla ilgili konuşmayı öğrenci ile yalnızken yapmalıdır.

Sistemli bir şekilde öğrenci davranışı gözlemlenip biçimlendirilebilir,bu biçime uygun karşı davranış ilkesi uygulanarak değiştirilebilir.Örneğin,davranışı yaratan bir güçlendirici varsa,söndürme ilkesi uygulanarak güçlendirici ortadan kaldırıldığında,o davranış da gözlenmemeye başlayacaktır.bunun için uygun süreçler olarak,ortadan kaldırılacak bir plan yapılması,planın uygulanıp değerlendirilmesi sayılabilir.Ortadan kaldırılan davranışın yerine hemen olumlusunun konmasına çalışılmalıdır.Davranışın istenen biçimi alabilmesi için,bir güçlendirici ile desteklenmesi gerekir.