Hakim ve Savcılara Yönelik Bakı ş Açısı Prof.D.Gülriz Uygur 6284 sayılı Kanun.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Özlem BOZKURT GEVREK Genel Müdür
Advertisements

ÇALIŞAN HAKLARI VE GÜVENLİĞİ
KADININ ŞİDDETTEN KORUNMASINDA BAŞVURU REHBERİ VE AİLENİN KORUNMASI HAKKINDA 4320 SAYILI KANUN Ailenin korunmasıd.
Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı
Faaliyetin Süresi: 24 ay ( )
HUKUK GENEL KURULU TETKİK HAKİMİ
Olumlu Disiplin Yöntemleri
ÇOCUK İSTİSMARINA BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
GÜMRÜKLER 2023 VİZYONU 1. ARAMA KONFERANSI/ Stratejisi
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI
ENGELLİ OLMAK SUÇ DEĞİL
ÇALI Ş ANLARIN BULU Ş LARI Ay ş e Gül ULUÇAY Mühendis ANKARA.
SOSYAL HİZMET ÇALIŞMALARI
AİLE HEKİMLİĞİNİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ
 Internet tabanlı bir "Hukuk Portalı" projesi  Hukukun temel argümanlarına eri ş im.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONELİ İZİN YÖNERGESİ
“Öfke”.
E Ğİ T İ MDE PROGRAM DE Ğ ERLEND İ RME Belgin TOPAL, E ğ timci Hakan AKSOY, E ğ itim Yöneticisi.
5. Oturum Olası güçlükler ve çözüm yolları
Miras ortaklığı Mirasın geçmesiyle birlikte mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Soru: Miras ortaklığı.
Mirasta denkleştirme TMK m Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi.
5. Oturum Olası güçlükler ve çözüm yolları
MESLEK ETİĞİ Öğr. Gör. Alev UYSAL.
5. Oturum Diğer istismar ve ihmal olgularında bildirim nereye ve nasıl yapılacak? Olası güçlükler ve çözüm yolları.
Mustafa ÖZÜNLÜ Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Mart 2015 Ürgüp/NEVŞEHİR
l Bir Tehdit Mi? Ar. Gör. Zeynep Erkan Atik.
PROF. DR. YASEMİN IŞIKTAÇ
TABAKALAŞMA VE SINIF.
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BİRİMLERİ KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARINA UYUM EYLEM PLANININ HAZIRLANMASI BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ BİRİMLERİ KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARINA.
KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU
Ki ş inin ya ş amı boyunca edindi ğ i i ş e yönelik deneyim ve faaliyetlerle ilgili algıladı ğ ı tutum ve davranı ş lar dizisidir.
 "Dünyada her yıl yakla ş ık 1,6 milyon insanın ş iddet olayları sonucu hayatını kaybetti ğ ini biliyor musunuz? Yapılan halk sa ğ lı ğ ı ara ş tırmaları,
Bilişim Suçlarıyla İlgili Mevzuat 3- BM Kararları.
İNSAN HAKLARI STANDARTLARININ ETKİLİ UYGULANMASI BAĞLAMINDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE ULUSLARARASI SEMPOZYUM (07–08 Haziran 2012, İstanbul) KADINA.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE HUKUK
BM EHS 12.maddesi ve Türkiye Bir paradigma değişikliği; yardıma muhtaç kişiden, haklara, onura ve özerkliğe sahip eşit yurttaşa.
Kişisel Rehberlik.
İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi Kurma Yükümlülüğü.
KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ
DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI  İller İdaresi Genel Müdürlüğü (Mülki Amirler)  Emniyet Genel Müdürlüğü  Jandarma Genel Komutanlığı  Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü.
T.C. ADALET BAKANLIĞI Ceza İşleri Genel Müdürlüğü KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDBİRLER Ankara Nisan
DEZAVANTAJLı ÇOCUKLARDA EĞITIM HAKKı YENI ORHANLı ORTAOKULU – ÖZGÜR KAYA.
Yöneti ş im(governance),küresel le ş menin etkisi ile ortaya çıkmı ş ve birçok ülkede son yılların moda kavramı haline gelmi ş tir.
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
SAĞLIKTA ŞİDDET AV. EBRU ÖZBAY.
Çocuk Hakları Konusunda Türkiye'de Yapılan Çalışmalar.
Kadını yine aile içinde tanımlayan, kadına yönelik şiddeti değil boşanmaları dert edinen Boşanmaları Araştırma Komisyonu raporuna göre;
6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN UYGULANMASI.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ Hazırlayan = Büşra Kocaman
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü
ANKARA BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ Piyasa Gözetim ve Denetim Şubesi
ÇOCUK HUKUKU’NUN HUKUK SİSTEMİNDEKİ YERİ VE ÖZEL HUKUKTA ÇOCUK HAKLARI
VELAYET VELAYET, VELAYETE SAHİP OLANLAR VE VELAYET ALTINDA BULUNANLAR
YASALAR VE ÖZEL EĞİTİM.
İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU
R.Gazete No R.G. Tarihi: İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hekimliği.
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ
KONU XI AİHS’nin Kapsamı ve Başlıca Özellikleri
SHB-221 TÜRKİYENİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
Kadın Suçluluğu - Aile İçi Şiddet
VERİ MERKEZLERİ VE BİLGİ GÜVENLİĞİ
Doç.Dr.Mehmet Merve ÖZAYDIN
FİKRİ VE SINAİ HAKLAR MAHKEMELERİ
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE SEMİNERİ
TOPLUMSAL CİNSİYET PROBLEMLERİ VE HUKUK
CEDAW Her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı ön yargıların, geleneksel ve diğer.
YARGI KARARLARI.
Sunum transkripti:

Hakim ve Savcılara Yönelik Bakı ş Açısı Prof.D.Gülriz Uygur 6284 sayılı Kanun

GİRİŞ Kadına yönelik ş iddet insan hakkı ihlali ve cinsiyete dayalı ayrımcılık olup, kadınların ya ş am hakkı, beden bütünlü ğ ü, sa ğ lık hakkı gibi pek çok haklarını ihlal etmektedir. Bu ş iddet fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik ş iddet olarak ortaya çıkmaktadır.

GİRİŞ Ev içi ş iddet, kadına yönelik ş iddetin en çok ya ş anılan türlerinden biridir. Ev içi ş iddet yakın ili ş ki ş iddeti olup, aile bireyleri arasında, bo ş anmı ş e ş ler arasında, birlikte ya ş ayanlar arasında meydana gelebilmektedir. Ev-içi ş iddete sadece kadınlar de ğ il erkekler de u ğ ramaktadır. Ancak kadınların erkeklere oranla daha fazla ev içi ş iddete u ğ radıkları görülmektedir. Bu durumu Hacettepe Nüfus Etütleri Müdürlü ğ ü tarafından yapılan ve 2014 yılında yayınlanan Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İ çi ş iddet Ara ş tırması da açıkça ortaya koymaktadır.

GİRİŞ Ara ş tırmada, “ülke genelinde fiziksel ş iddete maruz kaldı ğ ını belirten evlenmi ş kadınların oranı yüzde 36’dır. Ba ş ka bir ifadeyle, her 10 kadından neredeyse 4’ü e ş i veya birlikte oldu ğ u erkeklerin fiziksel ş iddetine maruz kalmı ş tır. Türkiye genelinde, son 12 ayda e ş i veya birlikte oldu ğ u erkeklerin fiziksel ş iddetine maruz kalmı ş kadınların oranı yüzde 8’dir.” denmektedir

GİRİŞ Uluslararası antla ş malar olarak CEDAW (Kadınlara Kar ş ı Her Türlü Ayrımcılı ğ ın Ortadan Kaldırılması Sözle ş mesi) ve İ stanbul Sözle ş mesi (Kadınlara Yönelik Ş iddet ve Ev- İ çi Ş iddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İ li ş kin Avrupa Konseyi Sözle ş mesi) iç hukukumuzun parçası olan iki önemli sözle ş me olup, Anayasa 90.madde gere ğ ince kanunlarla bu sözle ş melerin çatı ş ması durumunda bu sözle ş meler esas alınır sayılı Kadına Yönelik Ş iddet ve Aile İ çi Ş iddetin Önlenmesiyle İ lgili Kanunun uygulanmasıyla da bu sözle ş meler esas alınacaktır sayılı Kanunda da özellikle bu Kanun uygulanırken İ stanbul Sözle ş mesinin esas alınaca ğ ı açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla İ stanbul Sözle ş mesini bilmek ve bundan hareket ederek 6284 sayılı Kanunu yorumlamak zorunludur.

GİRİŞ Kadına yönelik ş iddet ve ev-içi ş iddeti önlemeye yönelik 6284 sayılı Kanun söz konusudur. Bu Kanun içeri ğ i ve uygulaması bakımından belirli problemleri olan bir Kanundur. Ancak bu problemler, 6284 sayılı Kanuna ihtiyacımız oldu ğ u ve ş iddeti önlemek için gerekli ve hatta zorunlu bir Kanun oldu ğ u gerçe ğ ini de ğ i ş tirmez. Ş iddeti derhal önlemeyle ilgili Kanun, olarak zaten uygulamada mevcut olan ihtiyaçtan dolayı çıkmı ş tır. Ş iddete derhal müdahale edilmesi gereklili ğ inden do ğ mu ş tur.

GİRİŞ Burada uygulayıcıdan kaynaklı problemlere yer vermek gerekmektedir. Önemli nokta ş udur: Öncelikle neredeyse 1980’lere kadar hatta 1990’lere kadar, devletlerin aile içi alanı özel alan sayıp müdahale etmeme dokunmama yakla ş ımı benimsenmi ş tir. Daha sonra,özel alana ş iddet oldu ğ undan dokunulur veya özel olan politiktir ş eklindeki sloganın yerle ş meye ba ş ladı ğ ı görülmektedir. Bu anlamda da aile içi ş iddet suç sayılarak devletler buna yönelik düzenlemeler yapmı ş tır.

GİRİŞ Ancak bu eski yakla ş ım, yani aile içi ş iddete dokunulmaması gerekti ğ i yakla ş ımı kendisini hala uygulamada göstermekte ve bunun özel alana veya mahremiyete dokunma ş eklinde anla ş ılması söz konusu olmaktadır. Bu anlamda da aile içi ş iddete ili ş kin düzenlemelerin aileleri yok etti ğ i, bo ş anmaların sayısını arttırdı ğ ı vb gibi eski anlayı ş ın izleriyle sık sık kar ş ıla ş ılmaktadır. Bu eski anlayı ş ın izleri, kendisini mevcut olan kli ş eler veya ön yargılarla da sürekli olarak türetmektedir. Bu noktada hakim ve savcıların öncelikle kli ş elere ve ön yargılara yer vermeyen bakı ş açısına sahip olmaları zorunludur.

HÂKİM VE SAVCILARIN BAKIŞ AÇISI Günümüzde kadına yönelik ş iddetle ilgili olarak uluslar arası antla ş malar yapılması ve kanunlar çıkarılması oldukça önemlidir. Ancak bunlar tek ba ş ına yeterli de ğ ildir. Zira bu tür kuralların uygulanması da olu ş turulmaları kadar önemlidir. Bu kuralların uygulanmasında en önemli engellerden birisi, toplumsal cinsiyete dayalı ön yargılar ve bunlarla ilgili mitler ve kli ş elerdir.

Zira bu tür ön yargılar ve kadınların ve kız çocukların ba ğ ımlı olduklarının kabul edilmesi, uygulama safhasında yer alanların (kolluk, savcı, hakimler) kadın ve kız çocuklarına yönelik ş iddeti anlamalarına engel olmaktadır. Yetkililer kadınların daha çok bu ş iddeti kendi davranı ş larıyla örne ğ in kavga etmeleri, giysileri veya gece soka ğ a yalnız çıkmalarıyla hak ettiklerine inanmaktadır. Kadınlar ve kız çocukları genellikle u ğ radıkları ş iddetten dolayı suçlanmaktadır. Oysa CEDAW’dan itibaren, kadına yönelik ş iddetin sürdürülmesinde en önemli etkenin mevcut olan gelenekler ve bunlarla ilgili ön yargıların belirtilmektedir. Bu husus Ba ş bakanlık 2006/17 sayılı Genelgesinde ve İ stanbul Sözle ş mesinde de vurgulanmı ş tır.

Toplumsal cinsiyete dayalı mitler ve kli ş eler, ş iddete u ğ rayana yönelik muamelede bulunma ve karar vermede yetkililerin adalete aykırı davranmalarına ve ş iddete u ğ rayanı yeterince korumamalarına yol açan en büyük engellerin ba ş ında gelmektedir. Oysa kadına yönelik ş iddeti önlemede, hakimler ve savcıların rolü çok önemlidir. Zira onlar, verdikleri kararlarla, sadece ş iddet ma ğ durunu korumayacak, topluma da bu tür ş iddete müsaade edilmedi ğ i mesajını göndererek, kadına yönelik ş iddettin ho ş görülmedi ğ i ve cezalandırıldı ğ ını göstereceklerdir.

ÖN YARGILARIN FARKINDALIĞI Bu nedenle hakimler ve savcıların, toplumsal cinsiyetle ilgili ön yargılar ve bunlardan kaynaklanan mitler ve kli ş elerin farkında olmaları gerekmektedir. Di ğ er bir ifadeyle bu önyargılara dayalı olarak kararlarını vermemeleri gerekmektedir. Ayrıca bu ön yargıların, ş iddete u ğ rayan kadınların ve kız çocuklarının seslerini çıkarmadıklarını, ş ikayet edemediklerini ve ş ikayet etseler de geri çekmelerine yol açtıklarını da bilmek gerekmektedir.

Ön Yargılar Bu ön yargıların ba ş lıcaları ş unlardır: - Ş iddet kültürün bir parçasıdır. - Ş iddete u ğ rayan kadınlar, kendi davranı ş larıyla erkekleri kı ş kırtarak ş iddet uygulamalarına neden olurlar. - Ş iddet davranı ş ı erkekli ğ in simgesidir. -Bütün erkekler do ğ al olarak ş iddet uygular. -Evlilik içi tecavüz mümkün de ğ ildir. -Kadınların hayır demesi evet demektir.

Ön Yargılar -Aile içi ş iddet, aile içinde kalmalıdır - Ş iddete u ğ rayanın tutarsız ifadeleri, güvenilir olmadı ğ ını gösterir. -Ev-içi ş iddetin ma ğ duru sadece kadınlardır -Karı ve koca arasına girilmez. -- Ailenin korunması adına ş iddete ses çıkarmamak gerekir.

Hakim ve Savcılar ilgili Mevzuata Dayalı Bakış Açısına Sahip Olmalıdır Bu bakı ş açısında nelerin yer aldı ğ ı CEDAW ve İ stanbul Sözle ş mesinden hareketle açıkça ortaya koymak mümkündür. Bu bakı ş açısı toplumsal cinsiyet e ş itli ğ ine dayalı bir bakı ş açısı olup ba ş lıca gerekleri ş unlardır: -Kadına yönelik ş iddet bir ayrımcılık formu olup, kadınlara cinsiyetlerinden dolayı u ğ radı ğ ı ş iddettir. -Kadına yönelik ş iddet ve ev-içi ş iddet toplumsal cinsiyet e ş itsizli ğ inden kaynaklanmaktadır. Toplumsal cinsiyet e ş itsizli ğ i, kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik bakımdan e ş itsizli ğ inden kaynaklanmaktadır. Anayasa 5. madde gere ğ ince devlet bu e ş itsizli ğ i ortadan kaldırmakla yükümlüdür. Dolayısıyla hakimler ve savcılar da verecekleri kararlarda bu e ş itsizli ğ i göz önünde tutup, onu giderici ş ekilde hareket etmek zorundadırlar. -Kadına yönelik ş iddet insan hakları ihlalidi -Kadına yönelik ş iddet ve ev-içi ş iddeti önlemek için özen gösterme ilkesine uygun davranmak zorunludur.

Özen Gösterme İlkesi Özen gösterme ilkesi, devletlere ş iddete kar ş ı koruma yükümlülü ğ ü getiren bir ilkedir. Devletler, kadınları ve kız çocuklarını ş iddet uygulayanın ş iddetinden koruyacakları gibi, gelecekte ortaya çıkabilecek ş iddetti önleme ödevine de sahiptirler. Kadına yönelik ş iddeti uygulayanlar, ister devlet görevlileri olsun, isterse özel ki ş iler olsun cezalandırılacaklardır. Bu ba ğ lamda devlet yetkilileri kadına yönelik ş iddete adil ve etkili kar ş ılık vereceklerdir.

Özen Gösterme İlkesinin Gerekleri a. Ş iddete U ğ rayan Merkezli Yakla ş ım Ş iddet ma ğ duru merkezli yakla ş ım, ş iddete u ğ rayanı anlamayı, desteklemeyi ve korumayı içermektedir. a1. Ş iddet Ma ğ durunu Anlamak Hakimler ve savcılar, kadına ve kız çocuklarına yönelik ş iddetin toplumsal cinsiyetle ili ş kili oldu ğ unu, kadınlara verilen toplumdaki cinsiyete dayalı rolleri ve kadınlara yönelik ayrımcılı ğ ı bilmeleri gerekmektedir. Bunlar, kadınların ş iddete verdikleri tepkilerle sıkı sıkıya ba ğ lantılıdır. Özellikle bu noktada ev-içi ş iddetin veya yakın ili ş ki ş iddetinin di ğ er ş iddet türlerinden farkını bilmek zorunludur. Bu nedenle de ş iddete u ğ rayanların davranı ş ları di ğ er suç türlerindeki ş iddete u ğ rayanlardan farklıdır. Bu alı ş ılmadık davranı ş biçimi de hakimler ve savcılarda, yakın ili ş ki ş iddetine u ğ rayanların dü ş manca, i ş birli ğ ine yana ş mayan ve hatta inandırıcılı ğ ı olmayan olarak görülmesine yol açabilir.

Özen Gösterme İlkesinin Gerekleri Bu ba ğ lamda, hakimler ve savcılar ş iddete u ğ rayanı anlamak için ş iddete u ğ rayanın kararlarını etkileyen faktörleri bilmeleri gerekmektedir. Bu faktörlerin ba ş lıcaları ş unlardır: - Ş iddetin Psikolojik Etkisi -Misillemeyle Kar ş ıla ş ma ve Ba ş ka Ş iddete U ğ rama Korkusu -Yargılama Sistemine Güvenmeme ve Korkma -Kadınların Ekonomik Durumu -Çevre Baskısı

Özen Gösterme İlkesinin Gerekleri a2. Ş iddete U ğ rayanı Korumak ve Desteklemek İ stanbul Sözle ş mesi’nin 18. Maddesi 3.bendinde koruma ve destekleme hizmetleriyle ilgili yapılması gerekenler ş u ş ekilde belirtilmi ş tir: – kadınlara kar ş ı ş iddetin ve aile içi ş iddetin toplumsal cinsiyet boyutlu bir anlayı ş a dayalı olmasını ve ma ğ durun insan haklarına ve emniyetine odaklanmasını, – ma ğ durlar, ma ğ duriyete neden olanlar ve çocuklar arasındaki ili ş kileri ve bu unsurların daha geni ş toplumsal ortamını da göz önüne alan bütüncül bir yakla ş ıma dayalı olmasını, – ikincil ma ğ duriyetten kaçınılmasını amaçlamasını, – Ş iddetin kadın ma ğ durlarının güçlendirilmesini ve ekonomik ba ğ ımsızlı ğ ını amaçlamasını, – Çocuk ma ğ durlar dahil, hassas konumdaki insanların spesifik ihtiyaçlarına dönük olmasını ve bu imkanların ma ğ durlara sa ğ lanmasını temin edeceklerdir.

Özen Gösterme İlkesinin Gerekleri b. İ kincil Ma ğ duriyete Neden Olmamak c. Ş iddet Uygulayanı Anlamak d.Tedbir Kararlarının Etkili Bir Ş ekilde Vermek

TEDBIR KARARLARı Tedbir kararları 6284 sayılı Kanun gere ğ ince önleyici ve koruyucu tedbir kararları olmak üzere iki ş ekildedir sayılı Kanunun 4.maddesi ş u ş ekilde düzenleme getirmektedir. MADDE 4 – (1) Bu Kanun kapsamında korunan ki ş ilerle ilgili olarak a ş a ğ ıdaki koruyucu tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) İş yerinin de ğ i ş tirilmesi. b) Ki ş inin evli olması hâlinde mü ş terek yerle ş im yerinden ayrı yerle ş im yeri belirlenmesi. c) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki ş artların varlı ğ ı hâlinde ve korunan ki ş inin talebi üzerine tapu kütü ğ üne aile konutu ş erhi konulması. ç) Korunan ki ş i bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için di ğ er tedbirlerin yeterli olmayaca ğ ının anla ş ılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmı ş rızasına dayalı olarak 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili di ğ er bilgi ve belgelerinin de ğ i ş tirilmesi.

ÖNLEYICI TEDBIR KARARLARı Önleyici tedbir kararları, ş iddet uygulayanın ş iddet uygulamasını önlemeyi amaçlamaktadır. Bu kararların en önemli özelli ğ i gecikmeksizin verilmesidir. Dolayısıyla bu tedbirler ş iddet uygulayana yöneliktir sayılı Kanun’daki düzenleme ş u ş ekildedir: MADDE 5 – (1) Ş iddet uygulayanlarla ilgili olarak a ş a ğ ıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) Ş iddet ma ğ duruna yönelik olarak ş iddet tehdidi, hakaret, a ş a ğ ılama veya küçük dü ş ürmeyi içeren söz ve davranı ş larda bulunmaması. b) Mü ş terek konuttan veya bulundu ğ u yerden derhâl uzakla ş tırılması ve mü ş terek konutun korunan ki ş iye tahsis edilmesi. c) Korunan ki ş ilere, bu ki ş ilerin bulundukları konuta, okula ve i ş yerine yakla ş maması. ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmi ş bir ki ş isel ili ş ki kurma kararı varsa, ki ş isel ili ş kinin refakatçi e ş li ğ inde yapılması, ki ş isel ili ş kinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

ÖNLEYICI TEDBIR KARARLARı d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan ki ş inin, ş iddete u ğ ramamı ş olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve ki ş isel ili ş ki kurulmasına ili ş kin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yakla ş maması. e) Korunan ki ş inin ş ahsi e ş yalarına ve ev e ş yalarına zarar vermemesi. f) Korunan ki ş iyi ileti ş im araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi. g) Bulundurulması veya ta ş ınmasına kanunen izin verilen silahları kollu ğ a teslim etmesi. ğ ) Silah ta ş ıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi. h) Korunan ki ş ilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyu ş turucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan ki ş ilere ve bunların bulundukları yerlere yakla ş maması, ba ğ ımlılı ğ ının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sa ğ lanması. ı) Bir sa ğ lık kurulu ş una muayene veya tedavi için ba ş vurması ve tedavisinin sa ğ lanması. (2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındı ğ ı tarihi takip eden ilk i ş günü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendili ğ inden kalkar. (3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve ki ş isel ili ş ki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir.

DESTEK HIZMETLERIYLE İLGILI TEDBIR KARARı Hakim, ş iddette u ğ rayana ve ş iddet uygulayana destek hizmetleriyle ilgili tedbir kararları verebilir. Destek hizmetlerinin neler oldu ğ u 6284 sayılı Kanunun 15. Maddesinde belirtilmi ş olup, bu hizmetler ş iddet önleme ve hizmet merkezleri tarafından verilecektir. 15.madde de ş iddete u ğ rayan verilecek destek hizmetleri ile ş iddet uygulayana yönelik destek hizmetleri belirtilmi ş tir. 15. maddenin 2.bendine göre göre ş iddete u ğ rayana verilecek destek hizmetleri arasında ki ş iye hakları, destek alabilecekleri kurumlar, i ş bulma ve benzeri konularda rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak ve Psiko-sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde yardım ve danı ş manlık yapmak yer almaktadır. Hakim, ş iddete u ğ rayana verece ğ i koruyucu tedbir kararları arasında bunlara da yer verebilir. 15. maddenin 3. bendinde ş iddet uygulayana yönelik verilecek destek hizmetlerini belirtmektedir. Bunlar arasında öfke kontrolü, stresle ba ş a çıkma, ş iddeti önlemeye yönelik farkındalık sa ğ layarak tutum ve davranı ş de ğ i ş tirmeyi hedefleyen e ğ itim ve rehabilitasyon programlarına katılmasına ve meslek edindirme kurslarına katılması yer almaktadır. Hakim, ş iddet uygulayana yönelik verece ğ i tedbir kararları arasında bunlara da yer verebilir.

TEDBİR KARARLARI Hakimler, tedbir kararlarını verirken, özen gösterme ilkesi gere ğ ince etkili bir ş ekilde bu kararları vermeleri gerekmektedir. Bunun için her olayın özelli ğ ine göre farklı tedbir kararı vermeleri gerekmektedir. Her olay birbirinden farklıdır. Bu farklılı ğ ı da görebilmek için olayın tam bilgisine sahip olmaları gerekmektedir. Bunun içinde aile mahkemesindeki uzmanlardan olayla ilgili bilgilendirmeyi sa ğ layan rapor istemelidirler. Acil müdahale edilmesi gereken durumlarda öncelikle can güvenli ğ ini sa ğ layıcı ş ekilde hareket etmelidirler. Tedbir kararı verdikten sonra da bunları izlemelidirler.

Dönüştürücü Adalet Destek hizmetleri, dönü ş türücü adalet bakımından önemlidir. Aile içi ş iddet toplumsal cinsiyet e ş itsizli ğ ine dayanmaktadır. Bu e ş itsizlik, siyasi, sosyal ve ekonomiktir. Bu nedenle Devlet önleme ödevini yerine getirirken ş iddete u ğ rayanın içinde bulundu ğ u e ş itsizlik durumlarını gözetecek ş ekilde davranacak ve ş iddete u ğ rayanı en ba ş ta ekonomik olmak üzere destekleyecektir. Devletin bu ödevi Ba ş ta İ stanbul Sözle ş mesi olmak üzere hukuki belgelerde dile getirilmi ş tir

Öte yandan aile içi ş iddeti önlemede sadece ş iddete u ğ rayanın üzerinde durulması de ğ il, ş iddet uygulayanın da üzerinde durulması gerekmektedir. Esasında ş iddete u ğ rayan ve ş iddet uygulayan her ikisi de ba ğ ımlıdır. Bu ba ğ ımlılıklar toplumsal cinsiyet e ş itsizli ğ inden kaynaklanır. Örne ğ in ş iddete maruz kalan bir kadının toplum tarafından desteklenmemesi nasıl sosyal e ş itsizlikle ilgiliyse, ş iddet uygulayanın da bu e ş itsizli ğ i sürdürmesinin desteklenmesi yine sosyal bakımdan e ş itsizlikle ilgilidir. Bu ba ğ lamda aile içi ş iddetle mücadelede dönü ş türücü adalet üzerinde durmak gerekmektedir.

Dönü ş türücü adalet, özellikle çevrenin veya ait olunan toplulu ğ un birey üzerinde iktidarı ve onu tahakküm altına alması üzerinden ilerlemektedir. Bu tür ilerlemede devletin önleme ödevi üzerinde somutla ş an müdahale pro ğ ramları yer almaktadır. Ancak dönü ş türme üzerinde durularak, bireyin davranı ş larının farkındalı ğ ı onun ait oldu ğ u sosyal çevre içerisinde konumlanmaktadır. Bu nedenle ş iddete maruz kalan ve ş iddet uygulayanla ileti ş ime geçmede, onların çevreleriyle de ili ş kiye geçilmektedir.

Dolayısıyla dönü ş türücü adalete ba ş vurularak çözüm üretmeye dayalı yakla ş ım benimsenmelidir. Bu yakla ş ımda ş iddet uygulayanın iyili ğ ine olanı yapması sa ğ landı ğ ı gibi, ş iddet uygulanın da ş iddetten kurtulması ve sosyal bakımdan da desteklenmesi sa ğ lanmaktadır. Dönü ş türücü adalet sorumlulu ğ unu anlama-yapmaması gereken bir davranı ş ı yapma, öfkesini kontrol etme, yaptı ğ ı davranı ş ın süregelen ş iddetin bir parçası olup, onu yeniden türetti ğ ini fark etmeyi sa ğ lama gibi gerekleri içermektedir.