Sosyal savunma hareketi Ceza hukuk - okullari Klasik okulu Antropoloji okulu Positif okulu Sosyal okulu Yeni klasik okulu Sosyal savunma hareketi
Klasik okulu Aydınlanma Çağı’nın insan eksenli bu perspektifi, kriminoloji biliminde Klasik Okul olarak bilinen bir dönemin başlamasına yol açmıştır. Böylece suçlar, cezalar ve topyekûn ceza adalet sistemi için de farklı bir bakış açısı benimsenmiştir. Bu dönemde suçlar, ilahi emir ve yasakların ihlali olarak değil, sosyal sözleşmenin çiğnenmesi şeklinde tanımlanmıştır. Cesare Beccaria, 1764 yılında yazdığı “Suçlar ve Cezalar Üzerine Bir Deneme” (An Essay on Crimes and Punishment) isimli kitabıyla o günün ceza adalet sistemindeki keyfilikleri ve çarpıklıkları gözler önüne sererek kurulması gereken yapının temellerini atmıştır.
Klasik okulu Bu dönemde insan, acılarını ve ıstıraplarını azaltma, hazlarını ve zevklerini artırma eğiliminde olan hedonist bir varlık olarak görülmüştür. Böylece suçlar, insanların bir takım doğaüstü güçlerin etkisinde kalarak gerçekleştirdikleri eylemler değil, bilerek ve isteyerek yaptıkları norm ihlalleri olarak değerlendirilmiştir. Suç, rasyonel bir tercih ile gerçekleştirilen bir eylem olarak değerlendirildiği için suçla başa çıkmanın enkestirme yolu olarak cezalar vasıtasıyla potansiyel suçluları caydırma ve suçtan vazgeçirme anlayışıbenimsenmiştir. Bu bakış açısının bir yansıması olarak Klasik Okul düşüncelerinin günümüzün modern ceza adalet sistemlerinin temelini oluşturduğunu görmekteyiz.
Klasik okulu Klasik Okulun kurucusu “Suclar ve cezalar” isimli kitabiyla Sezar Beccaria’dir (Cesare Beccaria). O kitabi 1764’de imzasiz yayinlatti. Bu, ceza hukuku tarihinin en onemli eseri olarak nitelendiribilen sadece 100 sayfalik sert elestirili iceren bir kitapti. O yillarca sidet ve Engizisyonu elestirdi. Beccaria’nin kitabinda ortaya koydugu dusunceler, onun zamani icin devrimci olarak gecerliydi cunku o zamana kadar ki ceza hukuku dusuncesine ve tezlerine genelikle karsiydilar. Beccaria cezanin amacini, ne insane iskence yapmak ne de islenmis sucu vukubulmamis yapmak olarak gorur. Bir insanin oludurulmesini kanunlarin ongormesi ve onu devletin kendisinin yapmasi cok sacmaydi.
Klasik okulu Beccaria haric bu okulun onemli temsilci Jeremy Bentham’di. Benthama gore, kanunlarin amaci toplumunun mutlulugudur. Insanlar, mevcut ve gelecekteki zevk ihtimallerini, mecvut ve gelecekteki aci ihtimallerine karsi tartarlar. Insanlar akilci varliklardir, bilinci olarak hazzi sečer ve cezadan kacarlar. Bentham sucu her zaman soyut olarak gormus, sucluyu insane ve cesitli kisiliklere sahip olarak soyut olarak gormus. Cezanin dort amaci vardir: tum suclari onlemek; sucu onleyemedigi zaman daha hafif suc islemeye ikna etmek; bir suclunun gerektiginden fazla guc kullanmamasini garantilemek; sucu mumkun oldugunca en az maliyetle control etmek.
Klasik okulu Anselm Foenbach de Klasik okulun unlu temsilciydi. Ona gore cezanin amaci tum suclari onlemek.
Klasik okulu Bu okulunun gelecek zamanina etkisi: Yasal presibi kulanmadadir; Her suclu kisi ayri ceza almasi gerekiyor; Ekvizyonu kesilmis; Olum cezasi sadece belli zamanlarda kullanilabilir; Iskence kesilmis.
Antropoloji okulu Darwin ve Galton’un fikirleri, İtalyan bir doktor olan Cesare Lombroso’yu derinden etkilemiştir. Lombroso, evrimci bir bakış açısıyla hareket ederek, “suçluların diğer insanlara göre evrimleşme sürecini tamamlayamamış ‘insan-altı’ (sub-human) dejenere varlıklar” olabileceği düşüncesini benimsemiştir. Askerler (3000) ve mahkumlar (383 kafatasi) üzerinde yaptığı antropolojik ölçümler sonucunda suçluların fiziksel özellikler bakımından diğer insanlardan farklı oldukları kanaatine varan Lombroso, bu insanları “doğuştan suçlu” (born criminals) olarak nitelemiştir. Bu kimselerin kendilerinden önceki ilkel atalarına benzedikleri düşüncesiyle bu duruma “atavizm” (atavism) adını vermiştir.
Antropoloji okulu Lombroso’ya gore, dort suclu insan turu var: dogustan suclu, akili hastalar, tutkudan suclular, tesaduften suclular.
Antropoloji okulu - Lombroso, suclunun acikca bedeni dis isaretlerle (stigmat) taninabilecegi gorusundeydi. Sucludaki bu gariplikler (anomaliler): Kafatasi: basik alin, iri alt cene, buyuk goz cukurlari, disari firlamis patlak gozler, yuzun asimetrikligi; Vucudun diger kisimlari: uzun kollar, buyuk ayaklar ve eller; Duygu organlari: duygu ve aci hissiyatinin azalmasi, bundan dolayi olumu hice sayma ve acimasizlik.
Antropoloji okulu
Antropoloji okulu Suclarin gorunusleri ile ozeliklerini incelemis ve bunlarin insan evriminin onceki asamasindan kalan ozelikler sergiledigi sonucuna varmisti. Hirsizlar genel olarak, cok hareketli, yuz yapisina ve ellere sahiptiler; kucuk gozleri husursuz ve genelikle sasirdirlar, kaslar birbiri ile birlesmis, burun egri... Cinsel suclari isleyen ahlaksiz suclular, hemen hemen daima parlayan gozler ile ayni sekilde ince bir yuz ve iri dudaklar vasitasiyla dikkat cekerler. Tipik katiller: sabit, buz givi, dik bakislari, ayni sekilde ara sira kanli gozlere sahiptirler, kulaklar uzun, dudaklar ince.
Italiyan positif okulu Lombroso’nun çalışmaları daha sonraki dönemlerde Rafael Garafalo ve Enrico Ferri isimli iki İtalyan tarafından daha da geliştirilmiştir. Bu üç İtalyan’ın fikirleri hem Kriminoloji biliminde hem de 1900’lerder itibaren Ceza Hukuku üzerinde oldukça etkili olmuştur. Kriminal antropoloji (criminal anthropology) olarak bilinen Lombroso’nun çalışmaları Pozitivist Kriminoloji’nin de başlangıcı kabul edilmektedir. Pozitivist Okulda sosyolojik faktörlerin ayrı bir yeri vardır. Günümüz Kriminolojisine yön veren teorilerin, görüşlerin ve modellerin büyük çoğunluğu sosyoloji temelli argümanlardan oluşmaktadır.
Italiyan positif okulu Lombrosso’nun unlu ogrenci Enrico Ferri’ye gore suc, biyolojik, fiziki ve sosyal kokenlerin ayni zamanda bir gorunusudur. Hangi factor grubunun, hangi etkiyi yapacagi onceden tespit edilemet. Cunku bu etki, her suc hareketi icin, hepsinden birinin psikolojik ve sosyal ozellikleriyle degisir. Görüldüğü üzere Pozitivist Okul, suçu biyolojik, psikolojik ve sosyolojik faktörlerin bir ürünü olarak görür. Suçu, kendisine etki eden faktörlerle birlikte sebep-sonuç ilişkisi içinde açıklamaya çalışır. Bunu yapabilmek için, elde ettiği sonuçların farklı zaman ve mekân kesişimlerinde de geçerli olup olmadığını sürekli olarak test edip genellenebilir sonuçlar elde etmeyi amaçlar.
Tarihte birkac sosyoloji okul varmis: Sosyoloji okulu Tarihte birkac sosyoloji okul varmis: Fransiz okulu; Chicago okulu; Avusturya okulu; Alman sosyoloji okulu
Sosyoloji okulu: Fransiz okulu Lombroso'nun teorisine karsi, Montesquieu, Locke ve Rouseau'nun yazilarinin etkisi altinda Fransiz okulu gelisti. Onun en unlu temsilciler Gabriel Tarde ve Lacassagne'ydiler. Bu teoriye gore insan ozeligi yalniz onun dis sartlarina baglanmak zorundadir. Toplumlar, layik olduklari suclulara sahiptirler ve sadece suclu degil, tum dunya sorumludur. Suclu,, icinde bulundugu sosyal cevre ve sartlara gore, suclu olacak ve ya olmayacaktir. Bu nedenle, suclulugun meydana gelmesinde sosyal cevre etken bir rol oynar.
Sosyoloji okulu: Chicago okulu Toplumun suclar icin en buyuk sorumlulugu var. Bu okulun temsilciler: Tomas ve Znaniecki. Insanin davranislarin nedenleri onun biyoloji faktorlarindan degil, sosyal ve ekoloji nedenler yuzunden oluyor. Sosyal kontrolu gorevi yapmamadigi icin suclar oluyor.
Sosyoloji okulu: Avusturya okulu Hans Gros onun kurucu. Bu okulun bakislari: Suc ve sucun onlemesi bir bagli varligidir; Bu varligin ortasinda insan var (suclu olarak degil); Onlara sadece kriminoloji degil, hem kriminoloji, hem de ceza hukuku ve penoloji anlamalilar
Sosyoloji okulu: Alman okulu Onun temsilci Frantz Von List. O suc antropolojisi ve suc sosyolojinin aciklamalarini uzlastirmayi denemeye giristi. Italiyan ve Fransiz okullarinin karsi goruslerini sentez vasitasiyla asti: Suc, dis iliskilerin kusattigi fiil ani icindeki failin ozellliginin urunudur. List'e gore suc, bir yandan failin kismen dogustan ve kismen sonradan edinilen ozelligi, diger yandan onun fiil aninda etrafini kusatan toplumsal ve ozellikle ekonomik iliskilerin neden oldugu insani davranistir. Bir suclulugun yapisi, egilim ve cevre kosullarina bagli olarak formule edilir. Bununla bir kriminolojik neden aciklamasinin dusunce silsileleri yaratilmistir. List cezadan hurriyeti baglayici cezayi dusunur.
YENI KLASIK OKULU 20. yuzyilda Istek ve ceza sorumluluk bagli degiller Moral sorumlulugu Ceza – ozel ve genel onleme fonksyonun sahibi Guvenlik tedbirleri – hasta failleri icin
SOSYAL SAVUNMA HAREKETI Ceza hukukun gorevi: topluluk savunma Filipo Gramatika – Sosyal savunma merkezi. Ceza hukuku yok etmesi lazim. Onun yerinde topluluga karsi davranislarla ve onleme tedbirleri korumali. Mark Ansel – ceza hukuku yok etmemesi lazim. Yasal ilkesi Failin psikolojisine gore tedbiri