ESER SAHİBİNİN HAKLARININ İHLALİ VE HUKUK DAVALARI Hakim Türkay ALICA Ankara 3. FSHHM 21 Kasım 2014 İstanbul.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARINDAN DOĞAN HUKUKİ SONUÇLAR
Advertisements

İHTİYATİ HACİZ (İİK m.257 vd.)
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ 6331
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU (TCK 257. MADDE).
2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM MEVZUATI VE 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNLARINDA AYRILMA İŞLEMLERİ.
Serbest muhasebeci mali müşavir sigortası. Serbest muhasebeci mali müşavir sorumluluk sigortası Bu sigorta ile Sigortacı, Sigortalının vermekte olduğu.
Konu 7: TARIM HUKUKU KONUSUNDA YURTTAŞLAR YASASI.
Avukatlık sözleşmesi. Sözleşmenin tarafları Bu sözleşmenin tarafları; baro levhasına kayıtlı ve işten yasaklanmamış avukat ile ondan hukuksal yardım talep.
PAZARLAMA MEVZUATI Paket Tur Sözleşmeleri. ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı sayılmayan di ğ er turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her.
1 KAMU İHALE KANUNU KİK YAVUZ ATEŞ MALİ HİZMETLER UZMANI.
SPOR TAHKİM MAHKEMESİ (CAS)
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
ŞİRKETLER HUKUKU Genel Olarak Şirketlerin Sınıflandırılması ve Temel Özellikleri Ar. Gör. Nevfel AKKAŞOĞLU.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
Mali Müşavirlik Mesleği ve Sınavları
ÖRGÜTSEL ADALET Adaletsizlik Nedir? Örgütlerdeki Adaletsizlikler?
İDARİ DAVALARIN AÇILMASI VE YÜRÜTÜLMESİ
Fikri haklar nedir Fikri hak fikir ürünlerini koruyan haklara verilen genel addır.Bu ürünler insan zekası ile ortaya çıkan edebiyat ve sanat eserleri.
Vergilendirme İşlemleri
Birincil ikincil Genel Yardımcı (devletler tarafından tanınan hukukun genel ilkeleri)
Ceza Muhakeme hukukunun kavramı Ceza usul hukuku diğer Hukuk dalları ile ilişkisi Ceza Muhakeme hukukunun kaynaklari.
 HİZMETİN AYIPLI OLDUĞUNUN KABUL EDİLMESİ KOŞULLARI  HİZMETİN AYIPLI OLDUĞUNUN KABUL EDİLMESİ KOŞULLARI TÜKETİCİNİN HAKLARI AYIPLI HİZMETTE SORUMLULUK.
Aldatıcı hareket veya dürüstlük kurallarına aykırı ekonomik rekabetin kötüye kullanılmasıdır.  Başka bir işletmeye ait ürünlerin, markaların taklit edilmesi,
9. Hafta KAMU HİZMETİ. HEDEFLER Kamu hizmeti kavramını tanımlayacak Kamu hizmeti türlerini öğrenecek Kamu hizmetine hakim olan ilkeleri öğrenecek Kamu.
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
Ünite 2.
IP Licensing – Concept, Do’s and Don’ts
ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI
EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI
Anlatmacı: Adnan Hadzimusiç
«Sosyal Medyanın İçerik Üretimine Katkısı ve Fikri Hakların Korunması»
İDARİ YARGIDA DAVA TÜRLERİ
KONU XI AİHS’nin Kapsamı ve Başlıca Özellikleri
Sözleşme Sözleşme Türleri
YOKLUK VE BUTLAN HUKUKİ İŞLEMLERDE HÜKÜMSÜZLÜK
Tebliğ edilecek evrak farklı türlerde olabilir.
KİŞİLER HUKUKU Kişiler hukukuna hakim olan temel ilkeler şunlardır:
BANKALARIN ORGANLARI GENEL KURUL
Lokavt Kavramı, Unsurları ve Sonuçları
DAVA İŞLEMLERİ 13 – 17 ŞUBAT 2017.
TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ DERNEĞİ
VERGİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI
VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLARLA İLGİLİ DÜZENLEMELER
ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM ARI
VERİ MERKEZLERİ VE BİLGİ GÜVENLİĞİ
İDARİ DAVALARDA TEBLİGAT
FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU BİLİŞİM HUKUKU
TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ
HUKUKUN DALLARI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
DAVA İŞLEMLERİ 02 – 05 MAYIS 2017.
KADASTRO MAHKEMESİ Öğr.Gör.İdil yıldırım arı
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HUKUK BAŞLANGICI ÖĞR.GÖR.İDİL YILDIRIM.
Burhan ERAY Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
YRD. DOÇ. DR. EDA ÖZDİLER KÜÇÜK
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
YENİ BAKANLAR KURULU KARARI ÇERÇEVESİNDE İSTİSNA UYGULAMASI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Ceza Hukukunun Temel İlkeleri
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Müracaat ve Şikayetler
Aile Hukuku-19. Hafta.
BORÇ.
Başlangıç Hükümleri- 7. Hafta
TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
KUSURSUZ SORUMLULUK (SEBEP SORUMLULUĞU)
Sunum transkripti:

ESER SAHİBİNİN HAKLARININ İHLALİ VE HUKUK DAVALARI Hakim Türkay ALICA Ankara 3. FSHHM 21 Kasım 2014 İstanbul

“Sanayi toplumunun yakıtı paraydı; bilgi toplumunda yakıt da güç de bilgidir.” John Kenneth Galbraith

ANLATIM PLANI  FSEK’te Koruma Konuları ve Davalar  Hukuk Davalarının Türleri 1-Tespit Davaları 2-Tecavüzün Men’i Davası 3-Tecavüzün Ref’i Davası 4-Maddi Tazminat Davası 5-Manevi Tazminat Davası 6-FSEK md. 70/3’teki Vekaletsiz İş Görmeye Dayalı Dava  Zaman Aşımı

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI FİKRİ HAKLAR ESER İLİM EDEBİYAT MÜZİK GÜZEL SANAT SİNEMA İŞLEME / DERLEME BAĞLANTILI HAKLAR İCRA FONOGRAM YAYIN (R-TV) YAPIM (FİLM) SINAİ HAKLAR Görevli Kurum TPE PATENT / FM MARKA TASARIM ENTEGRE DEVRE COĞRAFİ İŞARET DİĞER KURUMLAR YENİ BİTKİ TİCARET ÜNVANI İŞLETME ADI ALAN ADI TİCARİ AD VE İŞARETLER TİCARİ SIR

Kitap Müzik Resim Heykel Tasarım Marka/ logo Web/Multimedya Buluş Yazılım ESER KORUMASI

FSEK VE KORUMA KAPSAMI  Kapsam: 5846 sayılı FSEK, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin, bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcılarının, filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların, radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını..koruma altına almaktadır.(FSEK md.1/a)  Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan (subjektif unsur) ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan (objektif unsur) her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade eder. (FSEK md 1/b)  İşlemeler ve Derlemeler: Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu eserlere nispetle müstakil olmayan… fikir ve sanat mahsulleri sahibinin hususiyeti taşıması koşuluyla eser sayılır. (FSEK madde 6)

A-ESER SAHİBİNE TANINAN HAKLAR 1-Manevi Haklar: a)Eserin umuma arz zamanını, biçimini ve yerini belirleme, tanıtma yetkisi, b)Adın belirtilmesi yetkisi (İ) c)Eserde değişiklik yapılmasını men yetkisi (İ) 2-Mali Haklar: a)Çoğaltma hakkı (İ, F, FY, RTV) b)Eseri, kiralamak ve kamuya ödünç vermek dahil yayma hakkı (İ, F, FY, RTV) c)İşleme hakkı d)Temsil hakkı (İ,-F?- FY?-RTV?-) e)Telli ve telsiz araçlarla yayınlama, yeniden yayınlama, satış, dağıtım, gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda erişimine sunmak suretiyle umuma iletim hakkı (İ, F, FY, RTV) B-ESER SAHİBİNİN HAKLARI İLE BAĞLANTILI HAKLAR 1- Eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların hakları (Tespit) 2-Seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcılarının hakları, 3-Filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların hakları, 4-Radyo-televizyon kuruluşlarının yayınları üzerindeki hakları, (Tespit)

HAKLARIN SINIRLARI VE İSTİSNALAR 1-Eser sahibine tanınan mali haklar zamanla sınırlıdır: Bu süre, eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıldır. Sürenin sona ermesinden itibaren herkes eser sahibine tanınan mali haklardan faydalanabilir. (FSEK md. 26) -Manevi haklar süreyle sınırlı değildir. 2-Eser sahibine tanınan haklara getirilen istisnalar: a)Kamu düzeni gerekçesiyle (eserin ispatı-fotoğrafların güvenlik ve adli maksatlar için çoğaltılması ve yayılması- diğer kamu hukuku hükümleri) b)Mevzuat ve içtihatlar c)Nutuklar d)Eğitim öğretim amacıyla temsili ve toplama eser için iktibası e)İktibas serbestisi f)Gazete içeriği ve haber g)Şahsen kullanım amacıyla çoğaltma istisnası

FSEK’te Koruma Konuları ve Davalar A-Eser Bağlamında Koruma ve Hukuk Davaları 1- Hukuk Davaları a-Tespit Davaları: Tecavüzün / Eser Sahipliğinin Tespiti Davaları (md.15) b-Tecavüzün Men’i Davası (md. 69) c-Tecavüzün Ref’i (md ) ve Telif Tazminatı Davası (md. 68) d-Maddi Tazminat Davası (md.70/2) e-Manevi Tazminat Davası (md. 70/1) f-Vekaletsiz İş Görmeye Dayalı Dava (md.70/3) 2-Ceza Davaları a -Manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz suçları (FSEK md. 71) b-Koruyucu programları etkisiz kılmaya yönelik hazırlık hareketleri (FSEK md. 72) c- Bandrol suçları (FSEK md. 81) B- Eser Dışı Koruma Konuları ile Diğer Dava ve Talepler

FSEK’te Eser Dışı Koruma Konuları ve Davalar  Haksız Rekabete Dayalı Dava ve Talepler:  FSEK md. 83 ( eserin ad ve alametleri ile çoğaltılmış nüshalarının şekilleri)  FSEK md. 84 (İşaret, resim ve sesler)  Kişilik Haklarına Dayalı Dava ve Talepler:  FSEK md. 85 (mektup, hatıra ve buna benzer yazılar )  FSEK md. 86 (resim ve portreler)

FSEK’te Diğer Dava ve Talepler  FSEK md. 9 /2 ve 10/2; Hakimin Müdahalesini Talep Md. 9/2 ‘Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, eseri birlikte vücuda getirenlerden her biri bütün eserin değiştirilmesi veya yayımlanması için diğerlerinin iştirakini istiyebilir. Diğer taraf muhik bir sebep olmaksızın iştirak etmezse, mahkemece müsaade verilebilir.’ Md. 10/2 ‘Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir.’  FSEK md. 12/3; Adi Vekalet Sözleşmesine Dayalı Talepler Md. 12/3 ‘Bu maddeye (Sahibinin adı belirtilmiyen eserlerde) göre salahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır.’  FSEK md. 17: Eserin Aslına Ulaşma Hakkının Tanınması Talebi (Eserin aslından geçici yararlanma ve sergide kullanım hakkının tanınması)  Ortak Tarifeye İlişkin Komisyon Kararlarına Karşı Açılan Davalar (md. 42/A)  FSEK md. 45: Güzel Sanat Eserlerinde Satış Bedellerinden Pay Talebi  FSEK md. 58; Caymaya İtiraz Davası

Eser Bağlamında Koruma ve İhlal Halinde Açılabilecek Hukuk Davaları  Kusur ve Zarar Gerektirmeyen Hukuk Davaları a-Tespit Davaları: Tecavüzün Tespiti; Eser Sahipliğinin Tespiti Davaları (md.15) b-Tecavüzün Men’i Davası (md. 69) c-Tecavüzün Ref’i (md ) veTelif Tazminatı (md. 68) d-Vekaletsiz İş Görmeye Dayalı Dava (md.70/3)  Kusur ve Zarar Koşuluna Bağlı Hukuk Davaları a-Maddi Tazminat Davası (md.70/2) b-Manevi Tazminat Davası (md. 70/1, TBK 58, MK 25)

Hukuk Davalarında Usûl  Tasarruf ilkesi (HMK md.24) :Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.  Taraflarca getirilme ilkesi (HMK md. 25) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.  Taleple bağlılık ilkesi (HMK 26): Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.  Hâkimin davayı aydınlatma ödevi (HMK md. 31) : Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.  Hukukun uygulanması (HMK md. 33) : Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.  Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü  Usul ekonomisi ilkesi  Aleniyet ilkesi  Hukuki dinlenilme hakkı a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olma b) Açıklama ve ispat c)Açıklama ve delillerinin dikkate alınması, d) Kararların somut ve açık gerekçelendirilmesini,

Hukuk Davalarında Usûl (2)  Davanın dayandığı vakıalar (sözleşmenin ihlali-hakların ihlali ve haksız fiil-haksız rekabet-kişilik hakları)  Taleple bağlılık ilkesi (talebin tespit, men, ref (ve önem arz ediyorsa bunların yöntemleri telif tazminatı ve kaç kat olduğu)  Eser niteliğinin re’sen araştırılması “ İzinsiz olarak yayınlanmak suretiyle tecavüz edildiği iddia edilen fotoğrafların eser niteliği taşıyıp taşımadığının mahkemece re’sen araştırılması gerekir. Bu hususta yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi görüşüne dayalı olarak hüküm kurulamaz” (Y. 11. HD gün ve E. 2004/1463, K. 2004/10641 sayılı kararı )  Eser niteliğinin tespiti Yargıtay uygulamasına göre teknik husustur“ Uyuşmazlığın çözümü, dava konusu fotoğrafların FSEK 4. maddesi anlamında eser sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece bu hususta bilirkişi görüşü alınmadan, karar gerekçesinde belirtilen değerlendirmelerle dava konusu fotoğrafların eser sayılacağı kabul edilmiştir. Oysa bu konunun hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün değildir ve HUMK 275. maddesi uyarınca mahkemece, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması zorunludur. Bu durum karşısında mahkemece, konusunda uzman bir fotoğraf sanatçısı bilirkişi görüşü alınmadan, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru değildir.” (Y. 11. HD. T , E. 2006/927, K. 2007/3892)

FSEK’te Hukuk Davaları ve Karineler  MADDE 11 – «Yayımlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutad şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.»  MADDE: «Bir sinema eserinde, olağan şekilde adı bulunan gerçek veya tüzel kişi aksine bir kanıt bulunmadıkça filmin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcı olarak kabul edilir.»  Madde 76/2: «…hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde, korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, bu Kanunda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil eder»

Eser (ve B.H.) Sahipliği Karinesi-Karar ‘Somut uyuşmazlıkta da, ilgili fonogram yapımcısından getirtilen plak nüshasında, dava konusu eserin müziğinin davacıya ait olduğu yazılı bulunduğuna ve plak üzerindeki etiketin sahte olduğu yönünde, davalılar veya müdahil davacılar tarafından bir savunmada bulunulmadığına göre, FSEK 11/1. maddesi uyarınca, davacı lehine karine oluşmuştur. Bu karinenin aksinin ispatı yükümlülüğü, iddia eden tarafa aittir.” (Y. 11. HD gün ve E. 2007/5043, K. 2008/7613)

Yayımlanmış Eser Nüshasında Adı Olan 17

Güzel Sanat Eserinin Aslında 18

Tanınmış Müstear Adı 19

Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutad şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse ozdemir-erdogan-seviyorum-onu 20

Eser Sahibinin Belirlenememesi FSEK m. 12: «Yayımlanmış olan bir eserin sahibi 11’inci maddeye göre belli olmadıkça, yayımlıyan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve salahiyetleri kendi namına kullanabilir. Bu salahiyetler, 11’inci maddenin 2’nci fıkrasındaki karine ile eser sahibinin belli olmadığı hallerde konferansı verene veya temsili icra ettirene aittir.» 21

FSEK m. 12 «…yayımlıyan ve o da belli değilse çoğaltan» 22

Eser sahiplerinin birden fazla olması / Eser sahipleri arasında birlik 23

FSEK m. 10/son 24

FSEK m. 18/2 25

FSEK m. 80 İcracı sanatçılar ve Fonogram yapımcıları 26

Film Yapımcılığı Karinesi: FSEK m. 80/2 27

Sinema eseri sahipleri ve film yapımcıları 28

Eser veya Bağlantılı Hak Sahiplerinden Mali Hakları veya Kullanma Yetkilerini Devralanlar 29

TESPİT DAVALARI 1-FSEK'te tecavüzün tespiti davasına yer verilmemiştir. Esasen ilgili yasada açıkça düzenlenmiş olmadıkça, böyle bir davanın açılması mümkün değildir. Örn: 6762 s TTK md 58/1-a, 6102 s TTK 56/1-a Eda davası açma olanağı varken tespit davasının açılması doğru değildir HMK’da Tespit davası MADDE 106- (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. 2-KHK’ler aksine FSEK’te mali ve manevi haklara tecavüz olmadığının tespiti davası da düzenlenmemiştir 3-FSEK 15/3 ’te eser sahipliğinin Tespiti Davası düzenlenmiştir

FSEK’te Eser Sahipliğinin Tespiti Davası: (md.15/3) FSEK.’in 15/3 md.’de; “Bir eserin kimin tarafından yaratıldığı ihtilaflı ise, yahut herhangi bir kimse eserin sahibi olduğunu iddia etmekte ise, hakiki sahibi, hakkının tespitini mahkemeden isteyebilir.” -Bir eserin kimin tarafından yaratıldığı ihtilaflı ise: Eser sahibinin adı hiç konulmamış (anonim) ise; yanlış veya yanıltıcı bir ad ya da eser sahibi olmayan bir kimsenin adı veya adları mevcut ise; -Herhangi bir kimse eserin sahibi, olduğunu iddia etmekte ise açılabilir Tespit davası, bir eda davasıdır. Çünkü davacıyı eser sahibi yapmaktadır DAVACI; Eser sahibi olduğunu iddia eden gerçek kişi veya 19. maddede yazılı olanlar bu davayı açabilir DAVALI: eser sahipliği konusunda ihtilaf çıkaran ya da eser sahibi olarak (nüsha üzerinde) gösterilen kişiye karşı açılır. Hasımsız olarak açılamaz ! (Aksi yönde Tekinalp) ZAMANAŞIMI; Yoktur. İhtilaf ya da Tecavüz devam ettiği sürece açılabilir KESİN HÜKÜM ETKİSİ: Sadece taraflar arasında söz konusu olur. İNTİHAL: Kendisinden intihal (haksız alıntı) yapılan eser daha önce aleniyet kazanmış ise bu davanın açılmasında hukuki yarar yoktur

Eser ye da bağlantılı hak sahibinin mali ve manevi haklarına yönelik tecavüzün ref’i (Kaldırılması / giderilmesi) davaları maddelerde düzenlenmiştir. FSEK 66. madde ref davası ile ilgili genel hükümdür. 67. md.’de manevi haklara; 68 maddede ise, mali haklara tecavüzün giderilme yöntemlerine yer verilmiştir. ÖZELLİKLERİ 1-Usûl Hukuku açısından : Eda davasıdır 2- Maddi Hukuk açısından: Haksız fiile dayalı bir davadır REF DAVASININ KOŞULLARI: 1- Mali veya manevi haklara yönelik bir tecavüz olmalıdır 2- Tecavüz veya sonuçları devam etmelidir 3-Davalı eylemi objektif olarak hukuka aykırı olmalıdır -Hukuken korunan bir hakkın ihlal edilmesi (FSEK 14-25, 80) -Hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması (FSEK 30-40, Rıza, kanunun emrini icra zaruret hali) 4-Davalı eylemi ile tecavüz sonucu arasında uygun illiyet bağı 5-Zarar ve failin kusuru aranmaz (md. 66/3) Tecavüzün Ref’i Davası: (md )

DAVACI: md.66/1 “Manevi ve mali (veya bağlantılı) hakları tecavüze uğrıyan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref'ini dava edebilir” -Mali haklar yönünden: eser sahibi, mali hakları devralan gerçek veya tüzel kişi, basit ve tam ruhsat (lisans) sahibi, takip yetkisini aldıkları haklar yönünden meslek birlikleri -Manevi haklar yönünden: eser sahibi ve 19. maddedeki kimseler DAVALI; Tecavüz eden ile “Tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabilir.”(md. 66/2) YETKİLİ MAHKEME; Genel yetki: HMK md. “davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” FSEK md. 66/son: “Eser sahibi, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref'i ve men davası açabilir.” davalının veya birden fazla ise davalılardan birinin bulunduğu yer veya tecavüzün vuku bulduğu yer mahkemesi yetkilidir HMK md. 16: “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” ZAMAN AŞIMI İŞLEMEZ: Zira tecavüz ve sonuçları devam ettiği sürece bu dava açılabilir. Yargıtay kararlarında da bu husus vurgulanmaktadır. Tecavüzün Ref’i Davası (2)

Tecavüzün Ref’i Temel İlkeler (md. 66/4) Mahkeme, -eser sahibinin manevi ve mali haklarını, -tecavüzün şümulünu, -kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını -tecavüzün ref'i halinde tecavüz edenin düçar olması muhtemel zararları takdir ederek -halin icabına göre tecavüzün ref'i için lüzumlu göreceği tedbirlerin tatbikine karar verir.

Tecavüzün Ref’i Yöntemleri Manevi Haklarda: FSEK md Kamuya arz hakkında: md. 67/1: “Henüz alenileşmemiş bir eser, sahibinin rızası olmaksızın veya arzusuna aykırı olarak umuma arz edildiği takdirde tecavüzün ref'i davası, ancak umuma arz keyfiyetinin çoğaltılmış nüshaların yayımlanması suretiyle vakı olması halinde açılabilir.” 2-Adın Belirtilmesi Hakkında: 67/1 hükmü “esere, sahibinin arzusuna aykırı olarak adının konulduğu hallerde de caridir.” md.67/2: “adı hiç konulmamış veya yanlış konulmuş yahut konulan ad iltibasa meydan verecek mahiyette (veya yanlış veya kifayetsiz kaynak tasrih edilmiş veyahut hiç kaynak gösterilmemiş) olupta eser sahibi 15 inci maddede zikredilen tesbit davasından başka tecavüzün ref'ini talep etmişse, tecavüz eden gerek aslına, gerek tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalar üzerine eser sahibinin adını derç etmeye mecburdur. “Masrafı tecavüz edene ait olmak üzere, hükmün en fazla 3 gazetede ilanı talep edilebilir.” 3-Eserin bütünlüğünün korunmasında : “Eserin değiştirilmiş şekilde çoğaltılmasının, yayım ve temsilinin, radyo ile yayımının men edilmesini ve tedavülde bulunan çoğaltılmış nüshalardaki değişiklikleri düzeltmesini veya bunların eski haline getirilmesini talep edebilir.” -Değişiklik, eserin, gazete, dergi veya radyo ile yayımı sırasında yapılmışsa: Eseri değiştirilmiş şekilde yayımlamış olan bütün gazete, dergi ve radyo idarelerinden değişikliğin ilan yolu ile düzeltilmesini talep edebilir.

Güzel Sanat Eserlerinde Değişiklik ve Ref Yöntemi (md. 67/son) Eser sahibi: 1-Asıldaki değişikliğin kendisi tarafından yapılmadığını(n belirtilmesini) veya 2-Eserdeki adının kaldırılmasını yahut değiştirilmesini talep edebilir. 3-Eski halin iadesi isteyebilir Koşulları: a-Mümkün olmalıdır, b-Değişikliğin izalesi ammenin veya malikin menfaatlerini esaslı surette haleldar etmemelidir -eser sahibi eseri eski hale getirebilir.

Mali haklara tecavüz halinde Ref Yöntemleri (md. 68) Konu yönünden uygulama: 68/I: “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları” Eserler, Bağlantılı hak konuları –(radyo TV yayınları dahil mi?) Davacı yönünden uygulama: 68/I: “izni alınmamış hak sahipleri” -Eser sahibi, -Mali hakları devralanlar -Ruhsat sahipleri (basit-tam) Yargıtay’ın son kararlarına göre FSEK 68 kapsamında telif tazminatı isteyemez ? Davalı yönünden uyulama: “bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden” Talep konusu yönünden: “sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.”

Mali haklara tecavüz halinde Ref Yöntemleri (md. 68) (2) FSEK md. 68/1: İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa, (satılmamışsa) hak sahibi: 1-Çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların a) imhasını veya b)Üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da c) Sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. 2-İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa (satılmışsa) hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir.

Ruhsat sahipleri ve FSEK md. 68 -Ruhsat sahipleri (basit-tam) Yargıtay’ın son kararlarına göre FSEK 68 kapsamında telif tazminatı isteyemez ? Örnek: davacının aldığı ruhsat, iki yıl süreyle ve adetle sınırlı olarak eserin çoğaltma ve yayma hakkının kullanımından ibaret ise, mütecavizin baskı yapması halinde, 68. madde uyarınca varsayımsal sözleşme bedelinin üç katını, çoğaltılan nüshaların veya 70/3 hükmü uyarınca temin edilen karın verilmesini talep ettiğinde, ruhsatın kendisine sağlayacağı azami getiriden fazlasını elde edeceği açıktır. Örnek 2: ruhsat, inhisari (tam), sınırsız sayıda ve süresiz olarak çoğaltma ve yayma hakkının kullanılmasını kapsayacak şekilde verilmiş ise, eser veya mali hak sahibi, çoğaltma ve yayma haklarının sadece kuru mülkiyetine sahiptir. Ruhsatın daha ilk yılında gerçekleşen bir tecavüzün sayısı ne olursa olsun, ruhsat sahibinin FSEK 68 ve 70/3 maddeleri uyarınca varsayımsal bedel talep edebilmesi işin mahiyeti gereğidir

Ruhsat sahipleri ve FSEK md. 68 (2) Sonuç: Ruhsat sahibinin varsayımsal bedel, çoğaltılan nüshaların veya temin edilen karın verilmesi talebinde bulunmasının mümkün olup olmadığı konusunda, somut olayın koşulları ve ruhsatın içeriği değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Dolayısıyla soyut olarak ruhsat sahibinin bu haklara sahip olmadığının kabulü doğru bir yaklaşım değildir. Esasen bu konuda ruhsatın türü, yani tam veya basit ruhsat olup olmaması da tek başına bir kıstas olarak kabul edilemez. Bu ayrım sadece somut olayda ruhsat sahibinin bu davaları açma hakkına sahip olup olmadığının irdelenmesi bakımından yardımcı olabilir. Maddenin 4. fıkrasında ‘ikinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahibinin bu Kanunun 52’nci maddesine uygun yazılı çoğaltma izni aranır’ ifadesi de bu görüşü destekler niteliktedir

Ruhsat Sahipleri-Yargıtay Uygulaması 5728 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesinde Yargıtay eski tarihli kararlarında ‘FSEK 56/1 maddesinde düzenlenen tam ruhsat, eser sahibinin mali hakka özgü olan kullanma veya yararlanma yetkilerinden bir kısmının veya tamamının mali haktan ayrılarak ruhsat sahibine tahsis edilmesidir... Tam ruhsat verilmişse ruhsat sahibinin fiilen mali hak sahibinden farkı yoktur’ ( Y. 11. HD’nin T , E. 1998/9958; K. 1999/3423 sayılı kararı.) gerekçesi ile tam ruhsat sahiplerinin, mali hak sahipleri gibi tecavüzün önlenmesi ve varsayımsal bedel davası açabileceğini kabul etmekteydi. Aynı yönde bkz. Y. 11. HD. T , E. 1999/594, K. 1999/3250 sayılı kararı. Yargıtay bu kararında ‘Tam ruhsatta, mali hakka ait kullanma yetkisi tamamen ruhsat sahibine devir edildiğinden, devir alan da bu yetkiyi kendi başına kullanabilecek ve tecavüzün men ve ref’i davası ile birlikte 68. vd maddelerinde yazılı bedel davasını açabilecektir’ gerekçesine yer vermiştir.

Ruhsat Sahipleri-Yargıtay Uygulaması (2) Ne var ki, Temyiz Mahkemesi sonraki kararlarında, bu görüşünü terk ederek, ruhsatın tam ve basit olması arasında bir fark gözetmeksizin, ruhsat sahibinin FSEK 68. madde uyarınca varsayımsal bedel isteyemeyeceğini kabul etmiştir. Yargıtay tarihli kararında, davacının, FSEK 68. maddeye dayalı olarak üç kat varsayımsal bedel talep ettiği davada, davanın kısmen kabulüne dair yerel mahkemece verilen kararı ‘FSEK’nun 68/1. maddesine göre telif tazminatı talep hakkının eser sahibine veya eser sahibinden mali hakları FSEK’nun 48/1. fıkrasına göre devralan kişi veya kişilere ait olduğu, mali hakları kullanma yetkisini (ruhsat/lisans) devralan kişinin bu maddeye dayalı olarak dava açma hakkının olmadığı’, davacının ‘lisans sözleşmesine dayalı olarak FSEK’nun 68/1. hükmü uyarınca telif tazminatı isteyemeyeceği, bu sebeple davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi’ gerektiğinden bahisle bozmuştur. Yargıtay 11. HD bu görüşünü tarihli kararında da sürdürmüş ve doktrinde Tekinalp tarafından ileri sürülen görüşü benimsemek suretiyle ‘ruhsat verilmesi yoluyla mali hakları kullanma yetkisine sahip olan kişilerin, zararının karşılanmasını sadece FSEK’nun 70/2. maddesi uyarınca açacağı maddi tazminat davasında isteyebileceği’ bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğine hükmetmiştir.

Varsayımsal Bedel: Hukuki Niteliği ve Sonuçları 1-Varsayımsal (farazi / fiktif) sözleşme niteliği 2-Mali hak kullanımları yasal kullanımlar haline dönüşür. 3-Kullanımların kaldırılması (fiili ref) istenemez “Davacı, bedel istemiş, zikredilen madde hükmü gereğince (FSEK. 68) davacı yararına bedele hükmedilmiş olmakla, artık tecavüzün (ref'i) isteminde bulunamaz. Zira bedeli %50 fazlasıyla almış olmakla taraflar arasında sözleşme yapılmış gibi bir durum hasıl olmuştur.” (Y. HGK. T , E. 2002/11-176, K. 2002/214) 4-Manevi haklara yönelik ihlalleri kapsamaz; meğer ki yasal hale dönüşen mali hak kullanımlarının zorunlu sonucu olsun. 5-Üç Katına Kadar Bedel Talebinin niteliği ve takdir yetkisi 6-Zaman aşımı sözleşmelere ilişkin 10 yıllık süreye tabi olur

Varsayımsal Bedelin Belirlenmesi 1-Varsayımsal Sözleşme Bedeli: Burada sözü edilen miktarın hesabı için, önce eserin ve eseri meydana getirenin özellikleri itibarıyla eserin eserin değerini etkileyen bütün faktörler ve çoğaltılan nüsha sayısı nazara alınmak suretiyle normal şartlarda oluşturulacak bir sözleşme uyarınca eseri çoğaltacak olanın hak sahibine vermesi gereken para miktarının bulunması, bundan sonra ise bu miktarın üç katının hesaplanması gerekmektedir. Hak sahibinin isteyebileceği miktar, farazi sözleşme ilkesi uyarınca hesaplanan miktarın üç kat fazlasını geçemez. (Y. 11.HD. T , E. 2008/5561, K. 2009/10516) 2-Varsayımsal Rayiç Bedel: FSEK 68. maddenin birinci fıkrasında yer alan “bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedel”, Kanun'un 41 ve 43. maddeleri çerçevesinde, sözleşmeye bağlanmış tarifelerde veya mahkemece belirlenen tarifede yer alan bedeldir. “davacı meslek birliğinin üyesini temsilen, fonogram yapımcılığından kaynaklanan temsil hakkının ihlal edildiği, gerekçesi ile açtığı davada, telif tazminatının bilirkişilerce (yıllık tarife üzerinden) hesaplanması ve üç kat telif tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığına” dair Y. 11.HD. T , E. 2008/12928, K. 2010/4079 “Davacı meslek birliğinin üyesi olan yapımcılara ait fonogramlardaki iki adet müzik eserini radyo yayınından istifade ederek kendisine ait kamuya açık kafede umuma iletimi sağlayan davalı işletme sahibinden eylemin gerçekleştiği yıla ait meslek birliği tarifesinde yazılan kullanım bedelinin istenemeyeceği; sadece salt bu iki eser için davacı ile sözleşme yapılmış olunsaydı ödenmek zorunda kalınacak bedelin, dayanılan tarifeye göre belirlenen miktarın talep olunabileceği” (Y. 11. HD. T , E. 2009/13653, K. 2011/6640)

Üç Katına Kadar Bedel Talebi ve Hakimin Takdir Yetkisi 1951 tarihli FSEK Madde 68/1 ‘Eser, halk sahibinin müsaadesi olmadan tercüme edilmiş veya diğer bir suretle işlenmiş yahut radyo ile yayımlanmış veya temsil edilmiş ise muvafakati alınmamış eser sahibi rızasının alınması halinde talep edebileceği mûtat bedelin en çok % 50 fazlasını istiyebilir. 68/4 :Çoğaltılmış nüshalar tecavüz edenin elinden çıkmış ise bir sözleşmenin mevcudiyeti halinde talep edebileceği mutat bedelin en çok % 50 fazlasını isteyebilir. 68/5: Eser sahibinin talebi, sözleşmeden doğmuş sayılır ve kusur bulunmadığı takdirde haksız harekette bulunan kimsenin bundan sağlıyabileceği istifade hududunu aşamaz.

Üç Katına Kadar Bedel Talebi ve Hakimin Takdir Yetkisi Yargıtay: 1995 tarih ve 4110 sayılı yasa ile FSEK 68. maddesinde yapılan değişiklik sonrasında verdiği tarihli bir kararında, “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 68. maddesi uyarınca ‘Eser sahibinin, rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç katını isteyebileceği’ hükmü uyarınca, mahkemece bu konuda uzman bilirkişi görüşü alınmak suretiyle ‘rayiç bedelin’ tayin ve tespiti ile gerekirse olayın mahiyetine göre, tespit edilen rayiç bedelin ne miktar yükseltileceğinin takdiri” gerektiğine hükmetmiştir. (Y. 11. HD. T , E.1997/9221 Esas, K.1998/246)

Üç Katına Kadar Bedel Talebi ve Hakimin Takdir Yetkisi (2) Temyiz Mahkemesi daha yeni bir kararında, benzer gerekçeleri ifade ettikten sonra, davacı talebinin değiştirilemeyeceğine dair tutumunu yumuşatmış ve ilave olarak “FSEK 68. maddesinin uygulanmasında mütecavizin kusuru aranmamakla birlikte, ortak kusurun varlığı halinde; mahkemece tecavüzün ref’i için alınacak tedbir niteliğini tayin açısından 66/4. maddesinin dikkate alınabileceğine, belirlenen toplam bedel itibariyle BK 42 ve 43. maddelerinin uygulanmasının da mümkün olduğu- na; ancak BK 43. maddesine dayalı indirimin tarafların ortak kusurlarının varlığı halinde dikkate alınabileceğine” karar vermiştir ( Y. 11. HD. T , E. 2011/14831, 2011/17744)

GÖRÜŞ Kanaatimizce Kanun’un 66/4 hükmü, hakimin ref yöntemini belirlerken “davalı kusuru ve ağırlığı’ dışında, ihlal edilen ‘hakları, tecavüzün şümulü ve tecavüzün ref’i halinde davalının uğraması muhtemel zararları” dahi dikkate almasını öngörmektedir. Nitekim, davacıya atfedilebilecek bir ortak kusur olmasa bile, talep edilen üç kat tazminat, varsayımsal sözleşmenin ve somut olayın koşullarına göre, aşırı ve hakkaniyete aykırı olabilir. -Medeni ceza niteliğindeki üç katına kadar artırım için her şeyden önce davacının bir talebi olması gerekir

Görüş-(2) -Varsayımsal sözleşmede kararlaştırılmış cezai şarta benzer hukuki niteliği itibariyle, tespit edilen bedelin iki veya üç katının talep edilmesi halinde, ceza koşulunu düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın genel hükümlerinin kıyasen uygulanması gerekir -Zira davacı bir kez bedel veya üç katına kadar bir tutarı talep ettiğinde, taraflar arasındaki ilişki haksız fiil vasfından uzaklaşıp, farazi sözleşme görüşmelerine dönüşmüştür. -TBK’nın 180/1 hükmüne kıyasen “alacaklı (davacı) hiçbir zarara uğramamış olsa bile, cezanın (talep edilen iki veya üç kat bedelin) ifası (ödenmesi) gerekir.” Dolayısıyla mahkemece zarar koşulu aranmaksızın varsayımsal bedeli aşan üç kata kadar bir miktara hükmedilmesi yasa gereğidir. -Ancak “Hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu (varsayımsal bedeli aşan tutarı) kendiliğinden (davalının talebi olmasa dahi) indirir (TBK m. 182/son).”

Anayasa Mahkemesi Esas Sayısı : 2012/133 Karar Sayısı : 2013/33 Karar Günü : ‘İtiraz konusu kural, eser, icra, fonogram veya yapımın izinsiz kullanılması halinde hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirmiştir. Kural, hâkimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermemektedir. Bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hâkimin dosya içeriği ve talebi de gözeterek takdir yetkisi kullanacağı açıktır. Öte yandan dava edilen eser, icra, fonogram veya yapımın bedelini belirleme görevi de hâkime bırakıldığından hüküm altına alınacak bedelin belirlenmesinde hâkimin takdir yetkisinin olmadığından söz edilemez.’

Anayasa M. Kararı sonrası Yargıtay Kabulü «…üç katına kadar arttırım seçeneğini kullanma yetkisinin davacıya ait olduğu, anılan hükmün iptali isteminin reddine dair AM'nin gün 133/33 sayılı karar gerekçesindeki, "İtiraz konusu kural eser, icra, fonogram veya yapımın izinsiz kullanılması halinde hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirmiştir. Kural, hakimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermemektedir. Bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hakimin dosya içeriği ve talebi de gözetilerek takdir yetkisi kullanacağı açıktır. Öte yandan dava edilen eser, icra, fonogram veya yapımın bedelini belirleme görevi de hakime bırakıldığından hüküm altına alınacak bedelin belirlenmesinde hakimin takdir yetkisinin olmadığından söz edilemez." şeklindeki açıklamanın da bağlayıcı olmamakla beraber yol gösterici mahiyette bulunduğu ve gerekçenin Dairemizin gün ve 14831/17744 sayılı ve yine 4. Hukuk Daire'nin tarih 5472/10458 sayılı kararlarında da açıklanan ödenecek rayiç bedelin bu sınır içinde tespitinde hakimin takdir yetkisi bulunduğu ve 5846 sayılı FSEK 66/4 ve 818 sayılı BK 42 ve 43 maddelerinin dikkate alınabileceğine ilişkin görüşle de çelişkili olmadığı halde, mahkemece kararda yazılı gerekçeyle rayiç bedelin (2) katına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.” (Y. 11. HD, T , E. 2014/1671, K. 2014/11833)

Manevi ve mali haklara henüz bir saldırı olmamakla beraber saldırı tehlikesi varsa, müdahalenin men’i davası açılabilir Başlayıp bitmiş, ancak tekrarı olası hallerde de açılması olanaklıdır Hak sahibinin zararı ve failin kusuru aranmaz İstihdam edenin kusursuz sorumluluğu aynen mevcuttur Mahkeme 66/4. maddedeki koşullara göre olası müdahalenin önlenmesi için gerekli tüm tedbirleri alır Davacı, davalı, yetkili mahkeme; zaman aşımı ref gibi Müdahalenin Men’i Davası: (md.69)

Manevi Tazminat Davası: FSEK’in 70/1 maddesinde; “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir.” Haksız eylem, hukuka aykırılık, illiyet bağı koşulları aranır. Failin kusurlu veya eser sahibinin bir zarara uğraması gerekli midir? Eser sahibi manevi hak ihlali nedeniyle maddi bir zarara uğrarsa, BK hükümlerine göre maddi tazminat davası açabilir Manevi hakları ihlal edilen eser sahibi koşulları varsa ayrıca BK 49 (TBK 58) ve TMK 25 maddeleri gereğince ayrı bir manevi tazminat davası açabilir. Maddi tazminat Davası (md. 70/2) Mali haklara tecavüz halinde kusur varsa haksız fiillere ilişkin hükümler çerçevesinde (TBK 49) maddi tazminat davası açılabilir Zaman aşımı: TBK 72 uyarınca zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 (kısa zaman aşımı) ve her koşulda on yıl (uzun zaman aşımı). Eylem suç teşkil ediyorsa ceza zaman aşımı (uzamış zaman aşımı genellikle 8 yıl) Manevi ve Maddi Tazminat Davası (md. 70/1-2)

Manevi Tazminatın Belirlenmesi Manevi tazminatı belirlerken mahkemeler, ‘tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, dava konusu eserin (projenin) önem ve değerini, kopyalama biçimini (tecavüzün boyut ve şeklini)’ dikkate almalıdır. Yine ‘hükmedilecek tazminatın amacına uygun olarak hak ve adalete uygun bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Bu nedenle ihlal edilen manevi hakkın niteliği, ihlal tarihi ve ihlalin biçimi’ değerlendirilmeli, ‘yasaya uygun olmamakla birlikte davacıların adlarının kitap nüshalarının künyesinde değilse de önsözünde belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak, daha makul miktarda bir tazminata hükmedilmelidir.’ Manevi Tazminat Konusunda bilirkişi dinlenemez

Sebepsiz Zenginleşme (Gerçek olmayan Vekaletsiz İş Görme) Davası: (md.70/3) FSEK’in 70/3. maddesine göre, mali veya manevi hakları ihlal edilen hak sahibi, zararının tazmini istemi dışında failin elde ettiği karın da kendisine ödenmesini isteyebilir Anılan hükümde; haksız saldırı sonucunda elde edilmiş kazancın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep edilmesinin olanaklı olduğu vurgulanmıştır. Şu halde md. 70/3’ki düzenlemenin hukuki dayanağını vekaletsiz iş görme şeklinde kabul etmek mümkündür Böyle bir talepte bulunmak için kusur ve failin zararı aranmaz Bu halde 68. madde uyarınca talep edilen bedel indirilir. Zaman Aşımı: Haksız fiil / sebepsiz zenginleşme TBKm. 72 /

İhtiyati Tedbirler -İhtiyati tedbirler, esasa ilişkin bir davanın açılmasından önce başlayıp, kesin hükme kadar devam edebilen, tarafların hukukî durumlarında meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş, geçici nitelikte, hukukî koruma önlemleridir. -Nedeni: Dava usulü ne kadar hızlı olursa olsun belirli aşamaların tamamlanmasını ve daha uzun bir zamanı gerektirmesi

FSEK’te Tedbir Talebi ve Kapsamı FSEK m. 77/1 “Bu Kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanlar ile meslek birlikleri” -FSEK ile eser ve bağlantılı hak sahiplerine tanınan mali ve manevi hakları ihlal edilen veya ihlal tehlikesi ile karşı karşıya kalan kimseler bu madde uyarınca ihtiyatı tedbir talebinde bulunabilirler. -FSEK m ve ceza davalarında bu madde uygulanmaz.

İhtiyati Tedbir Koşulları 1.İhtiyati Tedbir Talebi: FSEK m. 77/I uyarınca ihtiyati tedbire “talep üzerine” karar verilebilir. HMK m. 390/III uyarınca talepte bulunan taraf, dilekçesinde dayandığı “tedbir sebebini” ve verilmesini istediği “tedbir türünü” açıkça belirtmek zorundadır. Aksi halde talep açıklatılmalıdır. Zira HMK m. 31’de düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma ödevi” de bunu gerektirir. 2. Tedbir Sebebi: FSEK m. 77/I “her hangi bir sebepten dolayı zaruri görülürse”; “esaslı zarar”, “ani tehlike” ve “emrivakilerin” önlenmesi HMK m. 389/I’de sırasıyla “ciddi zarar” “gecikme sebebiyle sakınca” ve “hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi” şeklinde ifade edilmiştir. 3. İleri Sürülen İddiaların Kuvvetle Muhtemel Görülmesi: Bu koşul HMK m. 390/III hükmünde “davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunludur” şeklinde ifade edilmiştir

Tecavüzün Ref’inde Tedbirin Takdiri (md. 66/4) Mahkeme, -eser sahibinin manevi ve mali haklarını, -tecavüzün şümulünu, -kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını, -tecavüzün ref'i halinde tecavüz edenin düçar olması muhtemel zararları takdir ederek, -halin icabına göre, -tecavüzün ref'i için lüzumlu göreceği tedbirlerin tatbikine karar verir.

FSEK m. 77 ve HMK m. 389 FSEK MADDE 77 – (Değişik: 23/1/ /142 md.) Esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse hukuk mahkemesi, bu Kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarıyan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yolu ile muhafaza altına alınmasına karar verebilir. Kararda, emre muhalefetin İcra ve İflas Kanununun 343’üncü maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı açıklanır. HMK MADDE 389- (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.

İhtiyati Tedbir Kararı ve İçeriği HMK MADDE 391- (1) Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. (2) İhtiyati tedbir kararında; a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır.

Sabrınız için teşekkür ederim