KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER www.cu.edu.tr/insanlar/mceker
KIYMETLİ EVRAK Kıymetli evrak, Türk Ticaret Kanunu’nun 557. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez”. Günümüz Türkçesiyle ifade etmek gerekirse, “kıymetli evrak, bir hakkı temsil eden ve bu hakkın ileri sürülmesi ve devrinin senedin ibrazına bağlandığı senetlerdir”.
UNSURLARI Kıymetli evrakın üç unsuru vardır: Bir senet niteliği taşıması Senette bir hakkın temsil edilmesi Hak ile senedin bütünleşmesi
Senet Niteliği Taşıması Kıymetli evrak bir senet niteliği taşır. Genel olarak, senet kavramı, “bir kişinin kendi aleyhine delil teşkil etmek üzere yazılı şekilde düzenlediği belgeleri” ifade eder. Bir senetten bahsedebilmek için, onu düzenleyen kişi açısından bağlayıcı şekilde açıklanmış bir irade beyanının mevcut olması yeterlidir. Senet, yazılı bir belgenin varlığını gösterir, ancak bu belgenin mutlaka kâğıt şeklinde olması gerekmez. Kredi kartlarında olduğu gibi plastik bir araç (manyetik bant) vasıtasıyla da senet düzenlenebilir. Senet kavramı, kıymetli evrakı da içine alan bir üst kavramdır. Bu bakımdan, her kıymetli evrak bir senet niteliği taşımak zorunda olduğu halde, her senet kıymetli evrak değildir. Örneğin, tapu senetleri, vasiyetname, sürücü belgesi, nüfus cüzdanları, noter senet ve sözleşmeleri birer senet niteliği taşımakla birlikte, kıymetli evrak değildirler.
Senette Bir Hakkın Temsil Edilmesi Kıymetli evrakta yer alan irade beyanı bir hakkı temsil etmek amacıyla yazılır. Buna göre, kıymetli evrakı alan kişi, bu sayede bir hakka kavuşur. Bu hak, bir alacağa veya ortaklığa ilişkin olabileceği gibi, aynî nitelikteki bir hak da olabilir. Kıymetli evrakı usulüne uygun şekilde devralan bir kişi, ya alacaklı veya ortak veyahut ta aynî hak sahibi (malik, rehin alan gibi) sıfatını kazanır.
Senette Bir Hakkın Temsil Edilmesi Kıymetli evrakta temsil edilebilecek haklar, para ile ölçülebilen ve başkasına devri mümkün olan (malî) haklardır. Bu bakımdan, kıymetli evrakta yer alabilecek hakları üç gruba ayırmak mümkündür: Alacak hakları Ortaklık hakları Aynî haklar
Hak ile Senedin Bütünleşmesi Kıymetli evraka konu hak ile senet arasında sıkı bir ilişki vardır. Hak senede bağlanmıştır, onu takip eder. Senet olmaksızın hak ileri sürülemez, hakkın devri ancak senedin devri ile olur. Kıymetli evraka dayalı olarak bir hak iddia edebilmek için senedin ibrazı şarttır. Kıymetli evrakın borçlusu da, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme yapmakla yükümlüdür.
NİTELİKLERİ Kıymetli evrak kolayca devredilebilen senetlerdir. Kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi uygulanır. Kıymetli evrak özel şekil şartlarına tabidir. Kıymetli evrakın tipleri belirlidir.
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER www.cu.edu.tr/insanlar/mceker
KIYMETLİ EVRAK Kıymetli evrak, Türk Ticaret Kanunu’nun 557. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez”. Günümüz Türkçesiyle ifade etmek gerekirse, “kıymetli evrak, bir hakkı temsil eden ve bu hakkın ileri sürülmesi ve devrinin senedin ibrazına bağlandığı senetlerdir”.
NİTELİKLERİ Kıymetli evrak kolayca devredilebilen senetlerdir. Kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi uygulanır. Kıymetli evrak özel şekil şartlarına tabidir. Kıymetli evrakın tipleri belirlidir.
Benzer Kavramlarla Karşılaştırılması Kıymetli evraka benzerlik gösteren adî senet, menkul kıymet, ibraz senedi ve teşhis senedi gibi çeşitli kavramlar vardır. Kıymetli evrak kavramını tam olarak anlayabilmek için bu senetlerle karşılaştırılması ve aralarındaki farkların belirlenmesi gerekir.
Kıymetli Evrak-Adi Senet Adî senetler, bir hakkın varlığını ispat amacıyla borçlu tarafından düzenlenen senetlerdir. Bu senetler, sadece ispat aracı işlevi görürler. Alacaklının hakkını talep etmesi, senedin ibrazı koşuluna bağlı değildir. Ancak, borçlunun borcun varlığını inkâr etmesi durumunda alacaklı elindeki senedi delil olarak mahkemeye sunar ve alacağını ispat eder.
Adi Senetlerden Farkları Kıymetli evrak ile adî senetler arasındaki farkları dörde ayırmak mümkündür: Kıymetli evrakta ödemenin yapılması için, senedin ibrazı şarttır. Kıymetli evrak başkalarına devredilebilir. Adî senetler ise üçüncü kişilere devredilemez. Kıymetli evrak borçlunun ikametgâhında ödenir. Adî senetlerde ise alacaklının ikametgâhında ödeme yapılır. Kıymetli evrakın zıyaı halinde hak iddia edebilmek için senedin iptali gerekir.
Kıymetli Evrak-Menkul Kıymet Kıymetli evraka çok benzeyen bir kavram da menkul kıymettir. Menkul kıymetler, “ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belirli bir bedeli temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte ve seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları SPK’ca belirlenen hisse senetleri, tahviller ve bonolar gibi kıymetli evraktır”. Para ve sermaye piyasalarında yatırım aracı olarak kullanılan yatırım fonu katılma belgeleri, katılma intifa senetleri, banka bonoları, banka garantili bonolar, varlığa dayalı menkul kıymetler, kâra iştirakli tahvil, kâr ve zarar ortaklığı senetleri, hisse senetleri ile değiştirilebilir tahviller, oydan yoksun hisse senetleri ile gayrimenkul sertifikaları başlıca menkul kıymet türlerini oluştururlar. Buna karşılık, nakit, poliçe, bono ve çek ise menkul kıymet niteliği taşımaz.
Menkul kıymetlerden farkları menkul kıymetler, kıymetli evrak niteliği taşıyan senetlerden sadece bir grubu oluşturur. Örneğin, hisse senetleri hem kıymetli evrak hem de menkul kıymet özelliğine sahip iken, çek sadece kıymetli evrak niteliği taşır. Her menkul kıymet bir kıymetli evrak olduğu halde, her kıymetli evrak bir menkul kıymet değildir. Bir kıymetli evrakın menkul kıymet niteliği taşıyabilmesi için aşağıdaki unsurları taşıması gerekir: Ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlamak Belirli bir bedeli temsil etmek Dönemsel gelir getirmeyi amaçlamak Misli nitelikte olmak Yatırım aracı olarak kullanılmak üzere çıkarılmak
Kıymetli Evrak-İbraz Senetleri İbraz senetleri, adî borç senetleri gibi bir borç taahhüdü içerir, ancak buna ilave olarak borçlunun senedi ibraz edene ödemede bulunabileceği kaydını taşırlar. Örneğin, bir bankanın müşterisinden açık depo şeklinde saklamak üzere aldığı hisse senetleri karşılığında verdiği makbuzlar ile banka hesap cüzdanları, ibraz senedi niteliği taşırlar. Bu senetlerde, borçlu talep ettiği takdirde alacaklı senedi ibraz etmekle yükümlüdür. Borçlu senet ibraz edilmediği sürece ödemekten kaçınabilir, ancak borçlu senet ibraz edilmeden de ödeme yapma yetkisine sahiptir.
Aralarındaki farklar İbraz senetleri, kıymetli evraka benzemekle birlikte bu senetlerden farklıdırlar. İbraz senetleri, başkalarına devredilemezler. Kıymetli evrakta borçlunun senet ibraz edilmediği takdirde ödeme yapma yetkisi bulunmadığı halde, ibraz senetlerinde borçlu senet olmadan da ödeme yapabilir.
Kıymetli Evrak-Teşhis Senetleri Teşhis senetleri, borçlunun senedi ibraz eden kişiye ödeme yapmak suretiyle sorumluluktan kurtulabileceği senetlerdir. Aslında, borçlu, sadece gerçek hak sahibine ödeme yaptığı takdirde borcundan kurtulur. Bu yüzden, borçlu, ödemede bulunurken alacaklının kimliğini ve gerçek hak sahibi olup olmadığını araştırmakla yükümlüdür. Teşhis senetleri, borçluyu bu denetim yükümlülüğünden kurtarmakta ve borçlu senedi ibraz eden kişiye iyi niyetli olarak ödeme yaptığı sürece, bu kişi gerçek hak sahibi olmasa bile, sorumluluktan kurtulmaktadır. Böylece, borçlu, ödeme talebinde bulunan kişinin gerçek hak sahibi olup olmadığını araştırmadan kolaylıkla işlem yapar. Otomatik para çekme makinelerinde kullanılmak üzere verilen “banka kartları”, emanetçiye teslim edilen eşya karşılığında verilen “emanet makbuzları” ile “vestiyer fişleri” teşhis senedine örnek oluştururlar.
Aralarındaki farklar Teşhis senetleri, bazı yönleriyle kıymetli evrak ve ibraz senetlerinden ayrılır. İbraz senetlerinde borçlu senedi ibraz eden herkese değil, senedi ibraz eden gerçek alacaklıya ödeme yapmak zorundadır; teşhis senetlerinde ise, senedi ibraz eden gerçek alacaklı olmasa bile borçlu iyi niyetli şekilde yapacağı ödeme ile sorumluluktan kurtulur. Teşhis senetleri, devir olanağının olmaması ve alacaklının gerçek hak sahibi olduğunu senet olmadan da ispat edebilmesinden dolayı kıymetli evraktan ayrılırlar.
KIYMETLİ EVRAKIN TÜRLERİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
Genel Olarak Ticari hayatın gelişimine paralel olarak kıymetli evrak türleri de sürekli bir şekilde artmaktadır. Bu noktada uygulamada en çok karşılaşılan kıymetli evrakın temel özelliklerini açıklamak gerekmektedir.
POLİÇE TTK.m.583-687’de ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olan poliçe, ülkemizde dış ticaret işlemleri dışında sık kullanılmayan bir kambiyo senedidir. Poliçede, muhatap, keşideci ve lehtar olmak üzere üç taraf bulunur. Poliçe, senedi düzenleyen kişinin (keşideci) karşı tarafa (lehtara) olan borcunun üçüncü bir kişi (muhatap) tarafından ödenmesini sağlamak için düzenlenen bir kredi aracı özelliği gösterir. Keşideciden poliçeyi alan lehtar, vade günü muhataba ibraz ederek alacağını tahsil eder. Muhatap, poliçeyi kabul ettiğine dair bir imza atmadığı sürece poliçeyi ödemek zorunda değildir. Nama veya emre yazılı olarak düzenlenebilir.
BONO Bono veya emre muharrer senet, TTK.m.688-691’de düzenlenmiştir. Ülkemizde senet denildiği zaman ilk olarak akla gelen ve yaygın bir şekilde kullanılan bir kambiyo senedidir. Bonoda keşideci ve lehtar olmak üzere iki taraf bulunur. Bonoyu düzenleyen kişi (keşideci), senedi verdiği kişiye (lehtar) vade günü bonoda yazılı tutarı ödeme taahhüdünde bulunur. Vade taşımasından dolayı bono da bir kredi aracıdır, nama veya emre yazılı olarak düzenlenebilir.
ÇEK Ülkemizde en çok kullanılan kambiyo senedi olan çek, TTK.m.692-735 ile 3167 sayılı Çek Kanununda düzenlenmiştir. Bankalar tarafından bastırılan matbu metne sahiptir. Çekte, poliçe gibi muhatap, keşideci ve lehtar (veya hamil) bulunur. Muhatap, sadece bir banka olabilir. Buna göre, banka ile çek anlaşması imzalamış olan müşteriler adına matbu olarak hazırlanmış çek defterleri verilir. Hesap sahibi veya vekili, banka hesabından ödeme yapmak istediğinde bu çek yapraklarından birini doldurarak alacaklıya verir. Çek bir ödeme aracı olup, vade içermez. Bu özelliğinden dolayı çekin nama, emre veya hamiline yazılı olarak düzenlenmesi mümkündür.
HİSSE SENETLERİ TTK.m.399-419’da düzenlenmiş olan hisse senetleri, şirket payını temsil etmek üzere çıkarılırlar. Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senetleri, pay sahipliğinden doğan kârdan pay alma, genel kurula katılma, oy kullanma gibi bütün hakları sağlarlar. Hisse senetleri en az 1 YKr nominal (itibarî) değer taşımak zorundadırlar. Nama veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilirler. Ancak, bedeli tamamen ödenmemiş paylar için hamiline yazılı hisse senedi çıkarılamaz (TTK.m.409/III).
KUPON VE TALON Kupon, hisse senedine bağlı veya ayrı olarak düzenlenen, sahibine kâr payı, hazırlık devresi faizi ve yeni pay alma hakkı veren menkul kıymetlerdir. Kuponlar, temettü alma hakkı sağlayabileceği gibi, faiz alma olanağı da sağlayabilir. Talon ise, kuponlar tükendiğinde yeni kupon alma hakkı vermek üzere düzenlenen kıymetli evraktır. Hisse senedinden ayrı olarak çıkarılan kupon ve talonlar hamiline yazılı olabilirler.
İLMÜHABER Hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan geçici pay senetleridir. Buna göre, henüz hisse senedi çıkarmamış olan anonim şirketler, ortaklarına sahip oldukları pay miktarını göstermek üzere kıymetli evrak niteliğindeki ilmühaber verirler. Hisse senedi çıkarılırken ilmühaberler geri alınır ve bunun yerine pay sahiplerine hisse senedi verilir. İlmühaberler, nama veya hamiline yazılı olarak çıkarılabilirler.
İNTİFA SENEDİ Anonim şirketlerde ana sözleşme hükmü ile kurucular, alacaklılar, payları itfa (iptal) olunan pay sahipleri ile çalışan gibi kişilere şirket kârından pay almak, tasfiyeye katılmak ve yeni pay almak gibi malî haklardan yararlanma olanağı vermek üzere çıkarılan kıymetli evrak niteliğindeki senetlere intifa senedi adı verilir. Nama, emre veya hamiline yazılı olarak düzenlenebilirler. İntifa senedi sahiplerine tanınacak haklar, ana sözleşme ile belirlenir. İntifa senedi sahipleri ile şirket arasında ortaksal bir ilişki yoktur, bunlar şirkete karşı “üçüncü kişi” konumundadır. Bu yüzden, intifa senedi sahiplerine oy hakkı, iptal davası açma ve organlara seçilme gibi azalık hakları verilemez
TAHVİL Tahvil, devlet veya anonim şirketlerin yatırımcılardan uzun vadeli olarak kredi almak amacıyla çıkardıkları borç senetleridir. Tahvillerin vadesi iki yıldan başlar yedi yıla kadar çıkabilir. Genellikle faiz getirisi sağlarlar, ancak kâra iştirakli tahvil çıkarılması da söz konusu olabilir. Tahviller, nama veya hamiline yazılı olur, emre yazılı olarak çıkarılamazlar.
İPOTEKLİ BORÇ SENEDİ Taşınmazların değerinin ipotek teminatı altında tedavüle çıkarılmasına olanak veren borç senetleridir. Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir (TMK.m.898 vd). İpotekli borç senedinde, borçlu, ipotekli taşınmazın dışında kendi malvarlığı ile de sorumluluk taşır. Bu senetler, nama veya hamiline yazılı olarak çıkarılabileceği gibi, menkul kıymet şeklinde seri halde de çıkarılabilirler.
İRAT SENEDİ İrat senetleri, bir taşınmaz üzerinde taşınmaz mükellefiyeti şeklinde bir teminatla güvence altına alınan borç senetleridir (TMK.m.903). İrat senetleri de, ipotekli borç senetleri gibi Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Ancak, ipotekli borç senedinden farklı olarak irat senedinde borçlunun kişisel sorumluluğu yoktur, alacağın güvencesini sadece teminat gösterilen taşınmaz oluşturur.
KONİŞMENTO Deniz ticaretinde gemiyle taşınmak üzere taşıyana teslim edilen mallara ilişkin olarak konişmento (konşimento) adı verilen bir kıymetli evrak düzenlenir. Konişmento, taşıyan veya kaptan tarafından düzenlenen ve yükün taşınmak üzere teslim alındığını ve varma limanında bu senedin yasal hamiline teslim edileceğini öngören kıymetli evrak niteliğinde bir senettir. Konişmentoyu kanuna uygun bir şekilde elinde bulunduran kişi, varma limanında taşıma konusu malların kendisine teslimini isteme hakkına sahiptir.
MAKBUZ SENEDİ Umumi mağazalara (antrepolara) saklanmak üzere bırakılan ticari mallar karşılığında düzenlenen kıymetli evraka makbuz senedi adı verilir. Makbuz senedi, emre yazılı olmasa bile ciro ve teslim yoluyla devredilebilir. Makbuz senedini ciro yoluyla devralan kişi, umumi mağazaya bırakılan malların mülkiyet hakkını da devralmış olur.
VARANT Varant, umumi mağazalara saklanmak üzere bırakılan emtia üzerinde rehin hakkı kurmak amacıyla düzenlenen bir kıymetli evraktır. Buna göre, tevdi edilen mallar karşılığında bu malların vasıf ve niteliklerini gösterecek şekilde umumi mağaza tarafından malları teslim eden kişiye makbuz senedine bağlı olarak varant da verilir. Bu kişi, malın mülkiyetini başkasına devretmek isterse, makbuz senedi ile varantı birlikte karşı tarafa ciro eder. Tek başına varantın ciro edilmesi, varantın devredildiği kişiye rehin hakkı kazandırır. Yalnız makbuz senedinin cirosu, varant hamilinin hakkı saklı kalmak kaydıyla , tevdi olunan eşyanın mülkiyetini nakleder.
TAŞIMA SENEDİ Taşıma senedi, taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edilen eşyayı temsilen gönderen tarafından düzenlenen, içeriği ve şekli kanunda öngörülmüş olan kıymetli evrak niteliğindeki bir emtia senedidir. Taşıma senedi, sadece eşya taşımalarında kullanılır. Demir yolu ile yapılan taşımalarda taşıma senedi değil “hamule senedi” düzenlenir. Yolcu taşımalarında da taşıma senedi düzenlenmez. Türk Ticaret Kanunu’na göre gönderen, taşıyıcının talebi üzerine iki nüsha hâlinde bir taşıma senedi düzenleyerek taşıyana vermek zorundadır. Taşıma senedinin bir nüshası gönderen tarafından imzalanarak taşıyıcıya verilir; diğer nüsha ise taşıyıcı tarafından imza edilerek gönderene iade edilir. Gönderen, kendisinde kalan bu nüshayı gönderilene vererek malların varma yerinde gönderilen tarafından teslim alınması için gerekli olanağı sağlamış olur. Bunun sonucu olarak taşıma senedi, taşıma konusu emtia üzerindeki mülkiyet hakkını temsil eder. Taşıma senedi, emre veya nama yazılı olarak düzenlenebilir.
DİĞER MENKUL KIYMETLER Varlığa dayalı menkul kıymetler Yatırım fonu katılma belgeleri Depo edilen menkul kıymet sertifikaları Banka bonoları ve banka garantili bonolar Finansman bonoları Gayrimenkul sertifikaları Kar ve zarar ortaklığı belgeleri Altın, gümüş ve platin bonoları Gelir ortaklığı senetleri
KIYMETLİ EVRAKIN TÜRLERİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
TAHVİL Tahvil, devlet veya anonim şirketlerin yatırımcılardan uzun vadeli olarak kredi almak amacıyla çıkardıkları borç senetleridir. Tahvillerin vadesi iki yıldan başlar yedi yıla kadar çıkabilir. Devlet tahvilleri ise bir yıldan uzun vadeli olurlar. Genellikle faiz getirisi sağlarlar, ancak kâra iştirakli tahvil çıkarılması da söz konusu olabilir. Tahviller, nama veya hamiline yazılı olur, emre yazılı olarak çıkarılamazlar.
HAZİNE BONOSU Hazine Bonoları, T.C. Hazinesi'nin çıkarmış olduğu bir yıldan kısa vadeli YTL veya döviz cinsinden devlet iç borçlanma senetleridir. Özellikleri: Hazine Müsteşarlığı tarafından arz edilir , satış aracılığını T.C. Merkez Bankası yapar. 1 yıldan kısa vadelidir. Satışlar fiziki teslim veya emanet makbuzu ile yapılır. İskontolu olarak satılır, vadede hazine bonosunun üzerinde yazan nominal değer ödemede esastır. İkinci el piyasası vardır. Faizler düşerse birim fiyatlar yükselir.
KONİŞMENTO Deniz ticaretinde gemiyle taşınmak üzere taşıyana teslim edilen mallara ilişkin olarak konişmento (konşimento) adı verilen bir kıymetli evrak düzenlenir. Konişmento, taşıyan veya kaptan tarafından düzenlenen ve yükün taşınmak üzere teslim alındığını ve varma limanında bu senedin yasal hamiline teslim edileceğini öngören kıymetli evrak niteliğinde bir senettir. Konişmentoyu kanuna uygun bir şekilde elinde bulunduran kişi, varma limanında taşıma konusu malların kendisine teslimini isteme hakkına sahiptir.
MAKBUZ SENEDİ Umumi mağazalara (antrepolara) saklanmak üzere bırakılan ticari mallar karşılığında düzenlenen kıymetli evraka makbuz senedi adı verilir. Makbuz senedi, emre yazılı olmasa bile ciro ve teslim yoluyla devredilebilir. Makbuz senedini ciro yoluyla devralan kişi, umumi mağazaya bırakılan malların mülkiyet hakkını da devralmış olur.
VARANT Varant, umumi mağazalara saklanmak üzere bırakılan emtia üzerinde rehin hakkı kurmak amacıyla düzenlenen bir kıymetli evraktır. Buna göre, tevdi edilen mallar karşılığında bu malların vasıf ve niteliklerini gösterecek şekilde umumi mağaza tarafından malları teslim eden kişiye makbuz senedine bağlı olarak varant da verilir. Bu kişi, malın mülkiyetini başkasına devretmek isterse, makbuz senedi ile varantı birlikte karşı tarafa ciro eder. Tek başına varantın ciro edilmesi, varantın devredildiği kişiye rehin hakkı kazandırır. Yalnız makbuz senedinin cirosu, varant hamilinin hakkı saklı kalmak kaydıyla , tevdi olunan eşyanın mülkiyetini nakleder.
TAŞIMA SENEDİ Taşıma senedi, taşınmak üzere taşıyıcıya teslim edilen eşyayı temsilen gönderen tarafından düzenlenen, içeriği ve şekli kanunda öngörülmüş olan kıymetli evrak niteliğindeki bir emtia senedidir. Taşıma senedi, sadece eşya taşımalarında kullanılır. Demir yolu ile yapılan taşımalarda taşıma senedi değil “hamule senedi” düzenlenir. Yolcu taşımalarında da taşıma senedi düzenlenmez. Taşıma senedinin bir nüshası gönderen tarafından imzalanarak taşıyıcıya verilir; diğer nüsha ise taşıyıcı tarafından imza edilerek gönderene iade edilir. Gönderen, kendisinde kalan bu nüshayı gönderilene vererek malların varma yerinde gönderilen tarafından teslim alınması için gerekli olanağı sağlamış olur. Bunun sonucu olarak taşıma senedi, taşıma konusu emtia üzerindeki mülkiyet hakkını temsil eder. Taşıma senedi, emre veya nama yazılı olarak düzenlenebilir.
SERMAYE PİYASASI ARAÇLARI Varlığa dayalı menkul kıymetler Yatırım fonu katılma belgeleri Depo edilen menkul kıymet sertifikaları Banka bonoları ve banka garantili bonolar Finansman bonoları Gayrimenkul sertifikaları Kar ve zarar ortaklığı belgeleri Altın, gümüş ve platin bonoları Gelir ortaklığı senetleri İpotekli menkul kıymetler
KIYMETLİ EVRAKIN SINIFLANDIRILMASI Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
Genel Olarak Kıymetli evrakı çeşitli açılardan gruplara ayırmak mümkündür. Bu konuda, Türk Ticaret Kanununun kabul ettiği sistem, kıymetli evrakın devir şekillerine göre sınıflandırılmasıdır.
Düzenlendiği Kanun Açısından Düzenlendikleri Kanun Açısından Kıymetli Evrak Türleri Türk Ticaret Kanunu Türk Medeni Kanunu Sermaye Piyasası Kanunu Kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek) Hisse senedi İlmühaber Kupon ve talon İntifa senedi Tahvil Makbuz senedi ve varant Konişmento Taşıma senedi İpotekli borç senedi İrat senedi Rehinli tahvil Rehin makbuzu Varlığa dayalı menkul kıymet Oydan yoksun hisse senedi Yatırım fonu katılma belgesi Depo sertifikası Hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil Katılma intifa senedi Kâra iştirakli tahvil Banka bonosu ve banka garantili bonolar Finansman bonosu Gayrimenkul sertifikası Kâr ve zarar ortaklığı belgesi Altın, gümüş ve platin bonosu
Temsil Edilen Hak Açısından Temsil Ettiği Hak Açısından Kıymetli Evrak Türleri Alacak (Borç) Senetleri Ortaklık Senetleri Emtia Senetleri Kambiyo senetleri (poliçe, bono, çek) Varlığa dayalı menkul kıymet Banka bonosu ve banka garantili bonolar Finansman bonosu Rehinli tahvil Kupon ve talon Tahvil İpotekli borç senedi İrat senedi Ortaklık Hakkı Verenler: Hisse senedi İlmühaber Oydan yoksun hisse senedi Katılma Senetleri: İntifa senedi Yatırım fonu katılma belgesi Hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil Katılma intifa senedi Kâra iştirakli tahvil Kâr ve zarar ortaklığı belgesi Gelir ortaklığı senetleri Makbuz senedi Varant Emre yazılı taşıma senedi Rehin makbuzu Emtiayı Temsil Eden Senetler: Konişmento Emre yazılı olmayan taşıma senedi Depo sertifikası Gayrimenkul sertifikası Altın, gümüş ve platin bonosu
Devir Şekli Açısından Nama Yazılı Senetler Emre Yazılı Senetler Hamiline Yazılı Senetler
NAMA YAZILI SENETLER “Belli bir şahıs namına yazılı olup da onun emrine kaydını ihtiva etmeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır”. Buna göre, bir kıymetli evrakın nama yazılı sayılabilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir: - Belirli bir kişinin adına düzenlenmiş olması - Emrine kaydını içermemesi - Kanunen emre yazılı senet sayılmaması - Kanunen emre yazılı senetlerde açıkça “emre olmadığı” veya “nama yazılı” olduğunun belirtilmesi
NAMA YAZILI ÇEK ÖRNEĞİ T.C. Ziraat Şube adı ve kodu: Çek Tutarı: Keşide Yeri ve Tarihi: Bankası A.Ş. 6001 Adana #750,00 YTL. Adana, 21.11.2007 nama yazılıdır. Bu çek karşılığında Levent Can veya emrine yalnız yediyüzelli Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Müşteri Hesap No: 6001 012 34 56 Kemal Kaplan Çek No: 0112 (imza)
ÖZELLİKLERİ Nama yazılı senetlerin iki temel özelliğinden söz etmek mümkündür: Borçlunun Meşru Hamile Ödeme Yükümlülüğü Soyutluk İlkesinin Geçerli Olmaması
DEVRİ Nama yazılı senetler, “devir beyanı ve zilyetliğin devri” suretiyle devredilebilirler. Temlik beyanı, yazılı şekilde yapılmak zorundadır. Bu beyan, senedin arka yüzüne yazılabileceği gibi, ayrı bir kâğıda da (temlikname) yazılabilir. Temlik beyanında, senetten doğan hakların karşı tarafa devredildiğine ilişkin bir irade açıklaması, devralanın adı ve soyadı ile devredenin imzası bulunmalıdır. Senet hamili, temlik beyanında bulunduktan sonra kıymetli evrakı devralana teslim etmek suretiyle senedin mülkiyetini karşı tarafa nakletmiş olur.
NAMA DÜZENLENEBİLECEK SENETLER Kural olarak bütün kıymetli evrakın nama yazılı şekilde düzenlenmesi mümkündür. Ancak, Sermaye Piyasası Kanunu ve buna dayalı olarak çıkarılan tebliğlerde, bazı menkul kıymetin nama yazılı olarak düzenlenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, “depo sertifikası, banka bonosu, finansman bonosu, altın, gümüş ve platin bonosu ile banka garantili bonolar” nama yazılı olarak çıkarılamazlar.
EMRE YAZILI SENETLER Emre yazılı senetler, belirli bir kişinin adına yazılı olup da, emre kaydını içeren veya kanunen böyle sayılan kıymetli evraktır. Buna göre, bir kıymetli evrakın emre yazılı sayılması iki şekilde gerçekleşir: İradî Emre Yazılı Senetler: Lehtarın adının yanında emrine kaydının yazılması halinde söz konusu olur. Örneğin, “Ali Ak veya emrine”, “Ali Ak veya emrühavalesine” şeklinde bir kaydı içeren senetler emre yazılıdır. Kanunen Emre Yazılı Senetler: Kambiyo senetleri ile makbuz senedi ve varant kanunda kanunen emre yazılı senet olarak düzenlenmişlerdir. Bu senetleri emre yazılı hale getirebilmek için “emrine” veya “emrühavalesine” gibi bir kayda gerek yoktur. Kanunen emre yazılı senetlerde, lehtarın ismen gösterilmiş olması senedin emre yazılı sayılması için yeterlidir.
EMRE YAZILI ÇEK ÖRNEĞİ T.C. Ziraat Şube adı ve kodu: Çek Tutarı: Keşide Yeri ve Tarihi: Bankası A.Ş. 6001 Adana #750,00 YTL. Adana, 21.11.2007 Bu çek karşılığında Levent Can veya emrine yalnız yediyüzelli Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Müşteri Hesap No: 6001 012 34 56 Kemal Kaplan Çek No: 0112 (imza)
ÖZELLİKLERİ Emre yazılı senetlerin iki temel özelliği vardır: Borçlunun Şekli Hamile Ödeme Yükümlülüğü Soyutluk İlkesinin Geçerli Olması
DEVRİ Emre yazılı senetlerin devri, “ciro ve zilyetliğin devri” yoluyla gerçekleştirilir. Ciro, senedin arka yüzüne, burada yer kalmamışsa senede yapıştırılacak bir kâğıda (alonj) yapılabilir. Ciro, “tam ciro” ve “beyaz ciro” olmak üzere iki şekilde olabilir. Buna göre, “Ali Ak emrine ödeyiniz, Mehmet Pak (imza)” şeklindeki ciro, tam cirodur. Tam ciroda, senedi devralacak kişi ismen gösterildiği bir irade beyanı devreden kişi (ciranta) tarafından imzalanır. Buna karşılık, ciranta senedin arka yüzünü imzalayarak devralana verecek olursa, senet, beyaz ciro ile devredilmiş olur.
EMRE DÜZENLENEBİLECEK SENETLER Kural olarak bütün kıymetli evrak türleri emre yazılı olarak düzenlenebilir. Kanun ve tebliğlerde emre yazılı olamayacağı öngörülen kıymetli evrak şunlardır: Hisse senetleri, ilmühaber, kupon ve talon, kurucu intifa senetleri, katılma intifa senetleri, ipotekli borç senetleri, irat senetleri, yatırım fonu katılma belgeleri, varlığa dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikası, kâra iştirakli tahvil, hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil ile kâr ve zarar ortaklığı belgeleri.
HAMİLİNE YAZILI SENETLER Hamiline (hamile) yazılı senetler, senedin metninden veya şeklinden, hamili kim ise o kişinin hak sahibi sayılacağı anlaşılan kıymetli evraktır. Buna göre, bir senedin hamiline yazılı olması senedin metninden açıkça anlaşılabileceği gibi, bazen senedin şekli de bu senedin hamile yazılı sayılmasını gerektirebilir. Örneğin, senette lehtar göstermek yerine “hamile” veya “hamiline” şeklinde bir kayıt düşülmüşse kıymetli evrak hamiline yazılı sayılacaktır. Bazı hallerde, senedin şekli de hamiline yazılı olduğu sonucuna varılmasını gerektirebilir. Örneğin, kimin lehine düzenlendiği gösterilmemiş olan bir senet de hamiline yazılı sayılır. Lehtarın ismen gösterilmesine rağmen hamile kaydını içeren kıymetli evrak da, hamiline yazılı senet niteliği taşır.
HAMİLİNE YAZILI ÇEK ÖRNEĞİ T.C. Ziraat Şube adı ve kodu: Çek Tutarı: Keşide Yeri ve Tarihi: Bankası A.Ş. 6001 Adana #750,00 YTL. Adana, 21.11.2007 Bu çek karşılığında HAMİLİNE veya emrine yalnız yediyüzelli Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Müşteri Hesap No: 6001 012 34 56 Kemal Kaplan Çek No: 0112 (imza)
ÖZELLİKLERİ Hamiline yazılı senetlerde, borçlu senedi ibraz eden kişinin hak sahibi olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Borçlu, kural olarak senedin herhangi bir hamiline ödeme yaparak borcundan kurtulur. Borçlunun senet hamiline ödeme yaptığında sorumluluktan kurtulamayacağı iki hal vardır: Mahkeme kararıyla ödemeden men edilmesi Hile veya ağır kusurlu olarak ödemede bulunması
DEVRİ Hamiline yazılı senetler, tedavülü en kolay olan kıymetli evrak grubunu oluşturur. Bu senetleri devir için, sadece “zilyetliğin devri” yeterlidir. Devir beyanı veya ciro gibi bir işlem yapılmasına gerek yoktur. Hamiline yazılı bir senedin ciro edilmesi, senedin devir şeklini etkilemez, ancak ciro işlemini yapan kişinin senedin hamiline karşı ödememeden dolayı sorumluluğuna yol açar.
HAMİLİNE DÜZENLENEBİLECEK SENETLER Kambiyo senetlerinden sadece çek hamiline düzenlenebilirken, poliçe ve bono nama veya emre yazılı olabilir. Makbuz senedi ve varant da hamiline yazılı olamazlar. Menkul kıymetlerden, banka garantili bonolar da sadece emre yazılı olarak düzenlenebilirler. Hamiline yazılı hisse senedi çıkarılabilmesi için, şirket ana sözleşmesinde bu yönde bir hüküm bulunması ve pay bedellerinin tamamen ödenmiş olması gerekir.
KIYMETLİ EVRAKTA DEFİLER Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
DEF’İ KAVRAMI Kıymetli evrakta borçlunun ödemeden kaçınmasına olanak sağlayan haklı nedenlere def’i adı verilir. Örneğin, vadenin gelmediği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya imzanın sahte olduğuna ilişkin itirazlar borçlunun ödemeden kaçınmasına imkan verir. Kıymetli evrakta def’iler 3 gruba ayrılır: Senedin hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler Senet metninden anlaşılan def’iler Kişisel def’iler
HÜKÜMSÜZLÜK DEF’İLERİ Kıymetli evrakın geçersiz olduğuna ilişkin iddiaları içeren def’iler hükümsüzlük def’ileri olarak adlandırılır. Bu def’iler herkese karşı ileri sürülebilir. Hükümsüzlük def’ileri iki gruba ayrılır: Mutlak def’iler (Herkes-Herkese karşı ileri sürebilir) Ciro zincirinin kopuk olması Senetteki şekil eksikliği Senede şart eklenmiş olması Nisbi def’iler (Sadece ilgili kişinin herkese karşı ileri sürebileceği defiler) İmza taklidi veya sahte imza atılmış olması Yetkisiz temsilcinin işlem yapması Senette tahrifat yapılmış olması İmza sahibinin ehliyetsiz olması
SENET METNİNDEN ANLAŞILAN DEF’İLER Def’ilerden bazıları, senedin geçersizliğine ilişkin olmayıp, senede bakan herkesin görüp anlayabileceği türdendir. Bu def’iler de herkese karşı ileri sürülebilir. Buna göre; Vadenin gelmemiş olması Talep edilen tutarın senetle uyuşmaması Zamanaşımı
KİŞİSEL DEF’İLER Kişisel def’iler, senet metninde yer almayan ancak senedin düzenlenmesi sırasında ortaya çıkan bazı özel durumlara ilişkin kaçınma nedenleridir. Kişisel def’iler, sadece taraflar arasında ileri sürülebilir, senedi devralan iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Kişisel defiler şunlardır: İfa İrade fesadı Hatır senedi Teminat (rehin) senedi
ÖRNEK OLAY ÇALIŞMASI Aziz Yıldır, bir spor derneği işleten ve mali sıkıntı içinde bulunan arkadaşı Özcan Canaydan’a kredi sağlamak amacıyla 21.11.2005 tarihinde bir çek vermiş ve çekteki matbu “emrine” ibaresini silmiştir. Özcan, bu çeki aldığı krediye güvence olarak tam ciro ile Yıldırım Demirdöven’e devretmiştir. Yıldırım, Özcan’ın önceden uyarmış olmasına rağmen bu çeki beyaz ciro ile Erman Moroğlu’na devretmiştir. Senedi Erman’dan elden teslim yoluyla alan ve Özcan’ın komşusu olduğu için durumu bilen Hıncal Aluç, bu çeki tahsil amacıyla İş Bankası’na ciro ederek teslim etmiş, ancak karşılıksız olduğundan ödeme yapılmamıştır.
ÇEK METNİ T.C. Ziraat Şube adı ve kodu: Çek Tutarı: Keşide Yeri ve Tarihi: Bankası A.Ş. 6001 Adana #150.000 YTL. Seyrantepe, 21.11.2005 ÇEK Bu çek karşılığında Özcan Canaydan veya emrine yalnız yüzellibin Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Müşteri Hesap No: 6001 012 34 56 Aziz Yıldır Çek No: 0112 (imza)
SORULAR Olayda Aziz’in matbu çekteki “emrine” ibaresini silmesi nasıl bir sonuç doğurur? Bu çek hangi yoldan devredilecektir? Olaydaki çekin arka yüzündeki kayıtları gösteriniz. Bu ciro zincirinde bir kopukluk var mıdır? Tartışınız. Bu çeki Özcan’dan beyaz ciro ile devralıp elden teslim yoluyla Hıncal’a veren Erman’a senedin ödenmemesi nedeniyle müracaat edilebilir mi? Erman, bu çeki devrederken başka hangi şekillerde davranabilirdi? Aziz çeki Özcan’a hatır için verdiğini kimlere karşı öne sürebilir? Hıncal’ın Özcan’ın komşusu olması ve durumu bilmesi sonucu etkiler mi?
KAMBİYO SENETLERİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
KAVRAM M K L K L (H) Kambiyo senetleri, poliçe, bono ve çekten oluşur. Ticari hayatta yaygın şekilde kullanılan borç senetleridir (ticari senetler). Kambiyo senetleri, para yerine geçer ve genel kabul gören (kamu itimadına mazhar) senetlerdir. M K L K L (H)
KAMBİYO SENETLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ Kambiyo senetleri, para alacağını temsil ederler. Kambiyo senetleri, kanunen emre yazılı senetlerdir. Kambiyo senetleri, ibraz senetleridir. Kambiyo senetleri, tedavül senetleridir. Kambiyo senetleri, para yerine geçen ve genel kabul gören senetlerdir
KAMBİYO SENETLERİNDE GEÇERLİ OLAN İLKELER Müteselsil sorumluluk ilkesi Mücerretlik ilkesi İmzaların bağımsızlığı ilkesi Özel şekil şartlarına tabi olma Özel Takip usulü uygulanma Sınırlı sayı ilkesi
Kambiyo Senetlerinin Karşılaştırılması Poliçe Bono Çek Kredi aracı niteliği taşır Havale özelliği gösterir Üç taraf vardır Muhatap herhangi bir gerçek veya tüzel kişi olabilir Vadeli olabilir Alelade bir kâğıda yazılabilir Muhatap poliçeyi kabul edip etmemekte serbesttir Nama veya emre yazılabilir Ödeme vaadi özelliği gösterir İki taraflıdır Muhatap yoktur Ödeme aracı niteliği taşır Muhatap ancak bir banka olabilir Vade içermez Matbu olarak çıkarılır Kabul yasağı vardır Nama, emre veya hâmiline yazılır
CİRO Ciro, emre yazılı senetlerin devrinde kullanılan çifte yetki veren bir havale işlemidir. Ciro ile ciranta, borçluyu senet hamiline ödeme yapılması, hamili de alacağı tahsil hususunda yetkilendirmiş olur. Hamiline yazılı senetlerde ciro yapılması, senedin şeklini etkilemez; cirantanın hamile karşı sorumluluğuna neden olur. Ciro, senedin arka yüzüne veya senede eklenen alonj’a yapılır.
CİRONUN ŞEKLİ Hakkı Gül emrine ödeyiniz. 13.12.2006 Ciro iki ayrı şekilde yapılabilir: Tam ciro Beyaz ciro Hakkı Gül emrine ödeyiniz. 13.12.2006 Leman Bülbül (imza)
CİRONUN FONKSİYONLARI Cironun üç (3T) fonksiyonu vardır: Temlik Teşhis Teminat
CİRO TÜRLERİ (TRT) Temlik cirosu Rehin cirosu Tahsil cirosu Ali Ak emrine ödeyiniz. 13.12.2006 Leman Karanfil (imza) Ali Ak emrine ödeyiniz. Bedeli rehindir. 13.12.2006 Bedeli tahsildir. 13.12.2006
POLİÇE Doç. Dr. Mustafa ÇEKER www.cu.edu.tr/insanlar/mceker
POLİÇE Borcun üçüncü bir kişi tarafından ödenmesi amacıyla düzenlenen kambiyo senedidir. Poliçede, muhatap, keşideci ve lehtar olmak üzere üç taraf vardır. Poliçe, ülkemizde daha çok ithalat ve ihracat işlemlerinde alacakların tahsili amacıyla düzenlenmektedir.
TARAFLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER Muhatap ile Keşideci arasındaki ilişki karşılık (provizyon) ilişkisi olarak adlandırılır. Keşideci ile Lehtar arasındaki ilişkiye bedel ilişkisi adı verilir. Lehtar ile muhatap arasındaki ilişki ise havale ilişkisidir.
ÖRNEK POLİÇE Sayın Mesut Mert Adana, 11.11.2007 Cumhuriyet Cad.No.25 İşbu poliçe karşılığında Levent Can veya emrine 11.02.2008 tarihinde yalnız –bin- Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Kemal Kaplan Kaplan Ticaret, Mersin (imza)
ZORUNLU UNSURLAR Poliçe kelimesi Kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme emri Muhatabın adı ve soyadı Lehtarın adı ve soyadı Keşide tarihi Keşidecinin imzası
ALTERNATİFLİ UNSURLAR Keşide yeri Ödeme yeri
İHTİYARİ UNSURLAR Vade Bedel kaydı Yetki kaydı
POLİÇEDE KABUL Kabul, muhatabın vade günü poliçede yazılı tutarı ödeme yükümü altına girmesini sağlayan soyut bir irade açıklamasıdır. Muhatap, poliçenin düzenlendiği anda herhangi bir sorumluluk taşımaz. Kabul işlemi yapılana kadar poliçenin asıl borçlusu keşidecidir. Muhatap, kabul beyanında bulunmakla kambiyo ilişkisine girer ve asıl borçlu sıfatını elde eder. Poliçeyi kabul etmiş olan muhatap vade günü ödeme yapmayacak olursa, hâmil tarafından takip edilebilir. Kabul işlemi, kambiyo senetlerinden sadece poliçeye özgü bir işlemdir. Çekte ise kabul yasağı vardır. Kabul zorunlu değildir; muhatap poliçeyi kabul etmeye zorlanamaz.
KABUL İÇİN İBRAZ Kabul işlemi, muhatapça poliçe üzerine “kabul edilmiştir” veya “vade günü tarafımdan ödenecektir” gibi bir kayıt yazılıp imzalanmak suretiyle yapılır. Poliçenin ön yüzüne muhatabın sadece imza atması da kabul yerine geçer. Kabul için ibraz, poliçenin düzenlendiği andan vade gününe kadar yapılabilir. Poliçe, vade günü kabule arz edilemez; vade gününde yapılan ibraz, ödeme için ibraz sayılır. İbraz süresi içinde hâmil, dilediği zaman poliçeyi kabul için muhataba ibraz edebilir. Görüldükten belirli bir süre sonra vadeli poliçelerde, keşideci ayrıca bir süre belirlememişse, ibraz süresi keşide tarihinden itibaren bir yıldır.
İBRAZIN ZORUNLU OLDUĞU HALLER Hâmil, kabul için ibrazı yapıp yapmamakta tamamen özgürdür (isteğe bağlılık kuralı). Aşağıdaki hallerde kabul için ibraz serbestliği ortadan kalkar: Kabule arzın yasaklanması Görüldükten belirli bir süre sonra vadeli poliçeler İkametgâhlı poliçeler Keşidecinin ibraz şartını koyduğu poliçeler Cirantanın ibraz şartını koyduğu poliçeler
ÖDEME İÇİN İBRAZ Poliçede yazılı bedelin ödenmesi amacıyla kabul eden muhataba (kabul reddedilmişse keşideciye) karşı senedin ibrazı suretiyle yapılır. İbraz zamanı, görüldüğünde vadeli poliçelerde keşide tarihinden itibaren bir yıldır. Diğer poliçelerde ise vade günü + 2 işgünü içinde ödeme için ibraz yapılmalıdır. Poliçe ödenmeyecek olursa, poliçeden doğan hakları kullanabilmek için (vadeden sonraki iki işgünü içinde) noter aracılığıyla ödememe protestosu düzenlettirmelidir.
ZAMANAŞIMI Ödenmemiş bir poliçeden doğan haklar kanunda öngörülen sürelerin geçmesiyle zamanaşımına uğrar. TTK.m.661 gereğince poliçeye ilişkin zamanaşımı süreleri şu şekildedir: 3 YIL: Hâmilin poliçeyi kabul etmiş olan muhataba karşı açacağı davalar için zamanaşımı süresi vade gününden itibaren üç yıldır. 1 YIL: Hâmilin cirantalar ile keşideci ve bunlar lehine aval veren kişiler aleyhine açacağı davalarda zamanaşımı süresi protesto tarihinden, senet protestosuz ise vade gününden itibaren bir yıldır. 6 AY: Ödeyen cirantanın kendisinden öne gelen ciranta, avalist ve keşidecilere karşı açacağı davalar ise, ödemeyi yaptığı veya kendisi aleyhine dava açıldığı tarihten itibaren altı aylık zamanaşımı süresine tâbidir.
BONO Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
BONO Bir borcun ileri bir tarihte ödenmesini güvence altına almak ve borcun varlığını ispat etmek amacıyla düzenlenen kambiyo senedidir. Bonoda, keşideci ve lehtar olmak üzere iki taraf vardır. Ülkemizde daha çok senet denildiğinde bono akla gelir.
ÖRNEK BONO Vade: Tutar: Senet No: 11.08.2006 1.000 YTL 001 İşbu bono karşılığında Levent Can veya emrine 11.08.2006 tarihinde yalnız bin Yeni Türk Lirası ödeyeceğim. Bedeli malen ahzolunmuştur. İhtilaf vukuunda Adana mahkemelerinin selahiyetini şimdiden kabul ederim. Borçlu: Kemal Kaplan (imza) Adresi: Kaplan Ticaret, Mersin
UNSURLARI Zorunlu Unsurlar Alternatif Unsurlar İhtiyari Unsurlar Bono kelimesi Kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi Lehtarın adı ve soyadı Keşide tarihi Keşidecinin imzası Alternatif Unsurlar Keşide yeri Ödeme yeri İhtiyari Unsurlar Vade Bedel kaydı Yetki kaydı Muacceliyet kaydı
BONONUN ÖDENMESİ Bononun asıl borçlusu, “bonoyu düzenleyen”dir. Düzenleyen, poliçedeki keşideciye benzemekle birlikte, keşideciden farklı olarak vade günü bizzat ödeme yapmayı taahhüt etmektedir (TTK.m.688/2). Bu yüzden, bono vade günü ödenmek üzere düzenleyene ibraz edilmek zorundadır. İbraz süresi: Ödeme için ibrazın yapılacağı zaman, senedin vadesine göre değişir. Uygulamada daha çok belirli bir gün vadeli bono düzenlenir. Dolayısıyla bononun ibraz süresi, senet üzerinde vade günü olarak gösterilen gündür. Vade günü bir tatil gününe rastlayacak olursa, ibraz, tatili izleyen ilk işgünü yapılmalıdır.
PROTESTO Bononun ödeme için ibrazı sonucunda iki durumla karşılaşılır. Kendisinden ödeme talep edilen düzenleyen, senette yazılı tutarı ödeyecek olursa, bonodan doğan tüm hak ve borçlar ortadan kalkar. Buna karşılık, senedin ödenmemesi hâlinde, hâmilin başvuru hakkını kullanabilmesi için, poliçede olduğu gibi, protesto işlemini yaptırması şarttır. Protesto, hâmilin, düzenleyen dışında kalan başvuru borçlularını (ciranta ve aval vereni) takip edebilmesi açısından gereken bir işlemdir. Asıl borçluya başvuru için ise, protestoya gerek yoktur. Protesto, kural olarak vadeyi izleyen iki işgünü içinde yapılır. Görüldüğünde vadeli bonolarda ise, protesto işlemi için iki işgünlük süre sınırlaması yoktur.
PROTESTONUN GEREKMEDİĞİ HALLER Hâmilin başvuru hakkını kullanabilmesi için, aşağıdaki 3 hâlde, protesto keşidesine gerek yoktur. Borçlunun iflası Mücbir nedenlerle senedin 30 günden fazla bir süreyle ibraz edilememesi Bonoya protestodan muafiyet kaydı konulmuş olması
PROTESTONUN SONUÇLARI Başvuru Hakkının Kaybedilmesi: Süresi içinde protesto çekilmemesi, protestonun gerekli olmadığı hâller dışında, hâmilin başvuru hakkını kaybetmesine neden olur. Asıl borçlu durumundaki düzenleyenin sorumluluğu ise, devam eder. Devir Şeklinin Değişmesi: Protestodan sonra yapılan ciro, alacağın temliki hükümlerine tâbidir. İtibar Kaybı: Protesto, borçlunun ticari itibarının zedelenmesine de sebep olur. Çünkü bankalar tarafından çekilen protesto işlemleri, Merkez Bankasına bildirilir, buradan da bütün bankalara duyurulur. Senedi protesto olan bir kişinin, bankalardan kredi alması oldukça zorlaşır.
ZAMANAŞIMI Bonodan doğan haklar, aşağıdaki sürelerin geçmesiyle zamanaşımına uğrar: 3 YIL: Hâmilin düzenleyene karşı açacağı davalar vadeden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. 1 YIL: Hâmilin cirantalara karşı açacağı davalar, protesto tarihinden (protestosuz senetlerde vadeden) itibaren bir yıl sonra zamanaşımına uğrar. 6 AY: Bonoyu ödeyen başvuru borçlusunun kendisinden önce gelen kişilere karşı kullanacağı talep hakları, ödemede bulunduğu veya dava yolu ile kendisine başvurulduğu tarihten itibaren altı aylık zamanaşımı süresi içinde işlem yapmak zorundadır.
ÖRNEK OLAY Mahsun Kırmızı, 07.11.2006 tarihinde Hilmi Topal'ın mağazasından 750 YTL.ye bir buzdolabı almış, bedelin yarısını peşin ödemiş geri kalan için arkadaşı Seda Sayın'ın da kefil olarak önyüzünü imzaladığı vadesiz bir bono vermiştir. Bonoda alacaklı olarak "Topal Ticaret" yazılmıştır. Hilmi, bu bonoyu toptancı Özcan Denüz'e tam ciro ile, Özcan ise, beyaz ciro ile Mahir Selim'e devretmiştir. Mahir ise bu bonoyu tahsilat işleriyle uğraşan Alaattin Bakıcı'ya tahsil cirosuyla vermiştir. Buzdolabının defolu çıkması üzerine Hilmi, Mahsun'un 375 YTL.sini iade etmiş, bono kendisinde olmadığı için daha sonra teslim edeceğini bildirmiştir. Vadesi gelen bononun ödenmemesi üzerine Alaattin, Özcan, Mahsun, Seda ve Mahir hakkında icrai takibata başlamıştır.
SORULAR Olaydaki bono geçerli midir? Belirtilen unsurlarını dikkate alarak açıklayınız. Seda'nın bu bonodaki sıfatı nedir? Bu bonoyu ödemekten kurtulabilir mi? Hangi hallerde? Mahsun, satış sözleşmesinin sona erdiğini ve bonoyu ödemeyeceğini Özcan'a karşı ileri sürebilir mi? Bu senedin arka yüzündeki kayıtları sırasıyla yazınız. Bononun vadesiz olması geçerliliğini etkiler mi? Cevabınız olumsuz ise, bu senet ne zaman ödenecektir?
ÇEK Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
KAVRAM Kambiyo senetleri içinde en yaygın olarak kullanılan senet, çektir. Türk hukukunda çek, ancak bir banka üzerine düzenlenebilir. Çekte üçlü bir ilişki vardır. Çeki çeken (keşideci) muhataba (banka) senette yazılı bedelin ismen gösterilmesi zorunlu bulunmayan bir kişiye ödenmesini emreder. Lehtar gösterilmesi zorunlu değildir, hamiline de düzenlenebilir. Çek bir ödeme aracıdır, vade içermez.
ÇEK ÖRNEĞİ T.C. Ziraat Şube Çek Tutarı: Keşide Yeri ve Tarihi: Bankası A.Ş. 6001 Adana #750 YTL. Adana, 21.05.2006 ÇEK Bu çek karşılığında Levent Can veya emrine yalnız yediyüzelli Yeni Türk Lirası ödeyiniz. Vergi Kimlik No: 2330177373 Müşteri Hesap No: 6001 012 34 56 Kemal Kaplan Çek No: 0112 (imza)
ÇEK ÖRNEĞİ
UNSURLARI Zorunlu Unsurlar Alternatifli Unsurlar Çek kelimesi Kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme emri Muhatap bankanın ticaret unvanı Keşide tarihi Keşidecinin imzası Hesap sahibinin kimlik numarası Hesabın bulunduğu şube adı Hesap numarası Alternatifli Unsurlar Keşide yeri Ödeme yeri
ÇEKE YAZILABİLECEK KAYITLAR GEÇERLİ KAYITLAR Olumsuz emre kaydı Ciro edilemez kaydı Lehtar/hamil kaydı YASAK KAYITLAR Gününde muteberdir kaydı Vade kaydı Kabul kaydı Faiz kaydı Ceza kaydı Sorumsuzluk kaydı
ÇEKTE İBRAZ Çekin ödenmesi amacıyla bankaya sunulmasına “ibraz” adı verilir. Çek üç ayrı yere ibraz edilebilir: Hesabın bulunduğu şubeye ibraz Muhatap bankanın başka bir şubesine ibraz Takas Odasına ibraz
ÇEKTE VADE TTK.m.707’ye göre, çek görüldüğünde ödenir; buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış sayılır. Bu bakımdan, çek üzerine vade yazılması, hatta “gününde muteberdir” vb. bir kayıt düşülmesi hâlinde bile, çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde ödenmek zorundadır. Hâmilin çeki ibrazı ve ödenmesini talep edebilmesi için belirli bir süre beklemesini öngören kayıtlar hiçbir hukukî sonuç doğurmazlar. Matbu çek formları üzerinde vade yazılmasına olanak verecek bir alan bulunmadığından, uygulamada, keşide tarihi yerine ileri bir tarih yazılmak suretiyle “vadeli çek” düzenlenir. Ancak, gerek TTK.m.707/II gerekse ÇekK.m.16’da açık bir şekilde, bu uygulamanın geçersiz olduğu vurgulanmıştır.
İBRAZ SÜRELERİ Çek keşide edildiği yerde ödenecekse “10 gün” Çek keşide edildiği yerden başka bir yerde fakat aynı kıtada ödenecekse ibraz süresi “1 ay” Ayrı kıtalarda çekilip ödenecek olan çeklerde ibraz süresi “3 aydır”.
ÇEKTE İBRAZ Çek ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olmalıdır. İbraz süresi geçtikten sonra; Keşidecinin çekten cayma hakkı doğar. Hamil, çeke dayalı olarak keşideci, ciranta ve avaliste başvuru hakkını kaybeder. Banka, keşideci caymamışsa ilk 6 ay içinde (isterse) ödeme yapabilir. Keşideciye karşılıksız çek hükümleri uygulanmaz. İbraz süresi geçtikten sonra yapılan ciro işlemleri, alacağın temliki niteliği taşır. Hamil, çeki kişisel def’ileriyle birlikte devralmış olur.
ÇEKİN İBRAZI VE ÖDENMESİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
ÇEKTE İBRAZ Çekin ödenmesi amacıyla bankaya sunulmasına “ibraz” adı verilir. Çek üç ayrı yere ibraz edilebilir: Hesabın bulunduğu şubeye ibraz Muhatap bankanın başka bir şubesine ibraz Takas Odasına ibraz
ÇEKTE VADE TTK.m.707’ye göre, çek görüldüğünde ödenir; buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış sayılır. Bu bakımdan, çek üzerine vade yazılması, hatta “gününde muteberdir” vb. bir kayıt düşülmesi hâlinde bile, çek muhatap bankaya ibraz edildiğinde ödenmek zorundadır. Hâmilin çeki ibrazı ve ödenmesini talep edebilmesi için belirli bir süre beklemesini öngören kayıtlar hiçbir hukukî sonuç doğurmazlar. Matbu çek formları üzerinde vade yazılmasına olanak verecek bir alan bulunmadığından, uygulamada, keşide tarihi yerine ileri bir tarih yazılmak suretiyle “vadeli çek” düzenlenir. Ancak, gerek TTK.m.707/II gerekse ÇekK.m.16’da açık bir şekilde, bu uygulamanın geçersiz olduğu vurgulanmıştır.
İBRAZ SÜRELERİ Çek keşide edildiği yerde ödenecekse “10 gün” Çek keşide edildiği yerden başka bir yerde fakat aynı kıtada ödenecekse ibraz süresi “1 ay” Ayrı kıtalarda çekilip ödenecek olan çeklerde ibraz süresi “3 aydır”.
ÇEKTE İBRAZ Çek ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olmalıdır. İbraz süresi geçtikten sonra; Keşidecinin çekten cayma hakkı doğar. Hamil, çeke dayalı olarak keşideci, ciranta ve avaliste başvuru hakkını kaybeder. Banka, keşideci caymamışsa ilk 6 ay içinde (isterse) ödeme yapabilir. Keşideciye karşılıksız çek hükümleri uygulanmaz. İbraz süresi geçtikten sonra yapılan ciro işlemleri, alacağın temliki niteliği taşır. Hamil, çeki kişisel def’ileriyle birlikte devralmış olur.
ÇEKİN ÖDENMESİ Çek, düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin dışında kalan ve aralarında hiçbir bağ bulunmayan iki kişi (muhatap banka ile hâmil) arasında yapılan işlemler sonucunda ödenir. Muhatap banka, keşideci tarafından düzenlenmiş bir çeke bağlı olarak, onun (çek üzerinde yazılı) talimatı doğrultusunda hesabındaki paradan ödemede bulunur. Hâmil ise, elindeki çeke istinaden keşidecinin hesabındaki paradan kendisine çek bedelinin ödenmesini talep eder. Bu nedenle, çekin ödenmesi aşamasında çeşitli usulsüzlüklerle karşılaşılabilir. Örneğin, sahte bir çek düzenlenerek tahsile girişilmesi, kayıp veya çalıntı çekin bankaya ibrazı suretiyle hesaptan para çekilmesi, keşidecinin imzası taklit edilerek onun adına çek düzenlenmesi, çek üzerinde tahrifat yapılarak bedelinin arttırılması gibi usulsüzlükler sıkça ortaya çıkar. Bu bakımdan, kanunda muhatap banka ve çek hâmiline çekin ödenmesi sırasında bazı yükümlülükler getirilmiştir.
MUHATAP BANKANIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ Çeki inceleme Kimlik tespiti Hesaptan Ödeme yapma
ÇEK HAMİLİNİN YÜKÜMLÜKLERİ Süresi içinde çeki ibraz Kimlik ibrazı Kısmi ödemeyi kabul etme
ÇEKTEN CAYMA Keşidecinin çeki imzalamak suretiyle muhataba vermiş olduğu ödeme yetkisini tek taraflı bir irade beyanıyla geri almasına “çekten cayma” adı verilir . Keşideci, cayma hakkını kullanırken herhangi bir sebep açıklamak zorunda değildir. Çekten cayma, ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder. Buna göre, keşideci ibraz süresi içinde çekten caydığına ilişkin bir bildirimde bulunsa bile, bu beyan, ibraz süresi dolmadan hiçbir hukukî sonuç doğurmaz. Cayma hakkının kullanılması, muhatabın çeki ödeme yetkisini ortadan kaldırır. Muhatap, keşidecinin bu beyanıyla bağlıdır; bankanın bu hususta herhangi bir takdir yetkisi yoktur
ÖDEME YASAĞI Çekin kendisinin veya üçüncü bir kişinin elinden rızası dışında çıktığı gerekçesiyle keşidecinin muhatabı çeki ödemekten men etmesi de mümkündür . Ödeme yasağı, kayıp, gasp veya çalınma gibi bir nedenle rıza dışı elden çıkan bir çekin mahkeme kararına gerek olmadan ödemesinin durdurulmasına imkân verir. Ödeme yasağı için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekir: Çekin keşideci veya hâmilin elinden rıza dışında çıkmış olması Keşidecinin muhatap bankaya karşı bu yönde bir talimat vermesi
ÖDEME YASAĞINA YETKİ Ödeme yasağı koyma yetkisi, sadece keşideciye aittir. Keşidecinin ödemeden men talimatı, muhataba ulaştığı andan itibaren hüküm ifade eder; muhatap bankanın bu talimatın gerçekliğini araştırma ve takdir etme yetkisi yoktur . Buna karşılık, çeki kaybeden hâmil, bankaya müracaatla ödemeden men yönünde bir talepte bulunamaz. Bu durumda, hâmilin ya mahkemeye veya keşideciye başvurması gerekir.
ZAMANAŞIMI Çekte zamanaşımı, kanunda poliçe ve bonodan farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, çekten doğan haklar, aşağıdaki sürelerin geçmesiyle zamanaşımına uğrar (TTK.m.726): Hâmilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu başvuru hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu başvuru hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı süresi, çek hâmili açısından ibraz tarihinden değil, ibraz süresinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
ÇEK TÜRLERİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER mceker@cu.edu.tr
TEYİTLİ ÇEK Çekin karşılığının olduğuna ilişkin olarak muhatap banka tarafından yazılmış bir kaydı içeren çeklere “teyitli (bloke) çek” adı verilir. Bu amaçla, çekle ödeme yapmak isteyen keşideci, çeki tedavüle çıkarmadan önce muhatap bankaya başvurarak çekin karşılığının olduğunu gösteren bir kaydın üzerine yazılmasını talep eder. Muhatap banka yetkilisi, hesabı kontrol ederek çek bedelinin mevcut olduğunu görecek olursa çek üzerine “işbu çekin karşılığı vardır” veya “karşılığı bloke edilmiş olup, ibrazında ödenecektir” şeklinde bir kayıt düşerek imzalar. Çekin ibraz süresi dolana kadar muhatap banka çek karşılığını hâmil adına saklar. Hâmil tarafından çek ibraz edildiğinde banka bloke ettiği tutarı ödeyerek sorumluluktan kurtulur.
TEYİTLİ ÇEKTE ÖDEME Teyitli çekin hâmiline ödenmeyeceği hâller şunlardır: İbraz süresinin geçmesi ve keşidecinin çekten cayması (TTK.m.711/I) Keşidecinin bankayı ödemeden men etmesi (TTK.m.711/III) Mahkemece ödeme yasağı konulması (TTK.m.669) Ciro zincirinde kopukluk bulunması Çekte sahtelik veya tahrifat yapılmış olması
GARANTİLİ ÇEK Garantili çekler, teyitli çekte olduğu gibi, çekin bankaya ibrazında karşılığının ödenmesi konusunda güvence vermek amacıyla çıkarılırlar. Buna göre, garantili çeklerde muhatap banka, genellikle çek yaprağı üzerine yazdığı beyanla belirli bir miktarla sınırlı olmak üzere hesapta karşılık bulunmasa bile çeki ödeyeceğini garanti etmektedir. Uygulamada “mavi çek”, “süper çek” ve “gold çek” gibi adlar altında anılan garantili çekler, banka ile keşideci arasında yapılan sözleşmeye dayalı olarak çıkarılırlar. Garantili çekte, muhatap banka serbest olarak belirlediği bir limite kadar çeki ödemeyi taahhüt eder. Bu bakımdan, çekte yazılı garanti tutarı aşılmadığı sürece garantili çeklerin karşılıksız çıkması söz konusu değildir. Limit içinde kalan bir çekte muhatap bankanın, çekin unsurlarında eksiklik, ibraz süresinin geçirilmesi, ciro zincirinin kopuk olması, ödemeden men talimatı verilmesi gibi haklı bir neden olmadığı sürece garantili çeki ödemekten kaçınması hâmile karşı sorumlu olmasına neden olur
ÇİZGİLİ ÇEK Çekin ödeneceği kişiyi belirlemek amacıyla önyüze aşağıdan yukarıya doğru birbirine paralel iki çizgi çizilmek suretiyle düzenlenen çeklere çizgili çek adı verilir (TTK.m.715). Bu tür çekler, ancak bir bankaya veya muhatabın bir müşterisine ödenebilir (TTK.m.716/I). Çizgili çek, ödemenin yapılacağı kişiye göre “genel çizgili çek” ve “özel çizgili çek” olmak üzere ikiye ayrılır. Çekteki çizgilerin arasının boş bırakılmış olması veya “banka” gibi genel bir ifade yazılması hâlinde, genel çizgili çek söz konusu olur (TTK.m.715/III). Genel çizgili çek, herhangi bir bankaya ödenebilir. Buna karşılık, özel çizgili çekte, çizgilerin arasına belirli bir banka unvanı yazılır. Özel çizgili çek, muhatap tarafından ancak adı gösterilen bankaya, bu banka muhatap ise, onun müşterisine ödenebilir.
MAHSUP ÇEKİ Mahsup çeki, hâmil tarafından çekin nakden ödenmesi yerine bedelin bankadaki hesabına aktarılmasının istendiği hâllerde söz konusu olur. Buna göre, keşideci veya hâmil çekin ön tarafına mailen (enine doğru) “hesaba geçirilecektir” veya “şubenizdeki … numaralı hesabıma aktarınız” gibi bir kaydı yazarak çekin nakden ödenmesini yasaklayabilirler (TTK.m.717). Mahsup çeki, muhatap banka tarafından ancak hesaba alacak kaydı, takas veya hesap nakli suretiyle kayden ödenebilir.
ÇEK NİTELİĞİ TAŞIMAYAN ÇEKLER Uygulamada adı çek olarak geçmekle birlikte, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu hükümleri kapsamına girmeyen çeşitli belgeler de kullanılmaktadır. “İndirim çeki”, “iade çeki”, “hediye çeki” veya “yemek çeki” gibi adlar altında düzenlenen ve kupon niteliği taşıyan bu belgelerin bir kambiyo senedi olan çekle isim benzerliği dışında bir ilgisi yoktur. Buna karşılık, “banka çeki”, “seyahat çeki” ve “posta çekleri”, TTK.m.692 vd.da düzenlenen çekle benzerlik göstermektedir.
BANKA ÇEKİ Banka çeki, muhatap bankanın başka bir şubesinin keşideci olarak gösterdiği çektir. Buna göre, bir banka, müşterisinin talebi ve çek bedelini nakit olarak yatırması üzerine kendi şubelerinden birine ait hesap üzerinden çek keşide edecek olursa, banka çeki düzenlenmiş olur. Banka çekinde muhatap ile keşideci aynı kişi (banka) olup], lehtar olarak talep sahibi müşteri veya bu kişinin bildirdiği üçüncü bir kişi gösterilmektedir. Böylece, karşılıksız çıkma riski pek olmayan bir çek tedavüle çıkarılmış olur.
SEYAHAT ÇEKİ Seyahat çekleri, kredi kartının yaygın olmadığı bölgelerde yolculuk yapan kişilerin nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla Visa ve Mastercard gibi ödeme servisleri aracılığıyla bir banka tarafından belirli kupürler hâlinde çıkarılan ve varma yerindeki bir bankada para ile değiştirilen belgelerdir. Seyahat çeki üzerinde bedel, seri no, tarih ve yer gibi ayırıcı bilgilerin dışında, sistemi organize eden servisin amblemi, çeki çıkaran kuruluşun unvanı ve yetkilisinin imzası ile bir ödeme taahhüdü yer alır. Seyahat çeki almak isteyen bir kişi, herhangi bir bankaya başvurarak çek bedeli ve komisyonu peşin olarak ödemek suretiyle istediği miktarda çek yaprağı satın alabilir. Bu işlem sırasında her yaprak üzerine çek lehtarının imza örneği ile pasaport veya kimlik bilgileri yazılır. Lehtar, gittiği ülkede aynı organizasyona üye herhangi bir bankaya giderek kimliğini ibrazla banka yetkilisi önünde ikinci bir imza atarak seyahat çekini tahsil eder. Seyahat çekleri, lehtarı dışındaki bir kişi tarafından tahsil edilemeyeceği için kaybolma veya çalınma gibi risklere karşı güvence oluşturur.
POSTA ÇEKİ PTT idaresi tarafından genellikle taksitli satış yapan tacirler adına açılan havale hesaplarına bağlı olarak düzenlenen havale makbuzlarına “posta çeki” adı verilir. Buna göre, çevre il ve ilçelere taksitli satış yapan bir işletme sahibi, PTT’nin herhangi bir şubesinde posta çeki hesabı açtırarak üzerinde hesap numarasının yazılı olduğu posta çeki formlarından alıp, ödemede bulunacak müşterilerine verir. Müşteriler de, taksit ödemesi yapmak istediklerinde bu formları doldurarak bulundukları yerdeki PTT şubesine başvurarak para yatırırlar. PTT idaresi, posta çekiyle yapılan işlemlerde müşterilerden havale ücreti almadığı için, özellikle düşük meblağlı ödemelerde bulunacak müşteriler için posta çeki cazip bir araçtır.
ÇEKİN ÖDENMESİ Çek, düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin dışında kalan ve aralarında hiçbir bağ bulunmayan iki kişi (muhatap banka ile hâmil) arasında yapılan işlemler sonucunda ödenir. Muhatap banka, keşideci tarafından düzenlenmiş bir çeke bağlı olarak, onun (çek üzerinde yazılı) talimatı doğrultusunda hesabındaki paradan ödemede bulunur. Hâmil ise, elindeki çeke istinaden keşidecinin hesabındaki paradan kendisine çek bedelinin ödenmesini talep eder. Bu nedenle, çekin ödenmesi aşamasında çeşitli usulsüzlüklerle karşılaşılabilir. Örneğin, sahte bir çek düzenlenerek tahsile girişilmesi, kayıp veya çalıntı çekin bankaya ibrazı suretiyle hesaptan para çekilmesi, keşidecinin imzası taklit edilerek onun adına çek düzenlenmesi, çek üzerinde tahrifat yapılarak bedelinin arttırılması gibi usulsüzlükler sıkça ortaya çıkar. Bu bakımdan, kanunda muhatap banka ve çek hâmiline çekin ödenmesi sırasında bazı yükümlülükler getirilmiştir.
MUHATAP BANKANIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ Çeki inceleme Kimlik tespiti Hesaptan Ödeme yapma
ÇEK HAMİLİNİN YÜKÜMLÜKLERİ Süresi içinde çeki ibraz Kimlik ibrazı Kısmi ödemeyi kabul etme
ÇEKTEN CAYMA Keşidecinin çeki imzalamak suretiyle muhataba vermiş olduğu ödeme yetkisini tek taraflı bir irade beyanıyla geri almasına “çekten cayma” adı verilir . Keşideci, cayma hakkını kullanırken herhangi bir sebep açıklamak zorunda değildir. Çekten cayma, ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder. Buna göre, keşideci ibraz süresi içinde çekten caydığına ilişkin bir bildirimde bulunsa bile, bu beyan, ibraz süresi dolmadan hiçbir hukukî sonuç doğurmaz. Cayma hakkının kullanılması, muhatabın çeki ödeme yetkisini ortadan kaldırır. Muhatap, keşidecinin bu beyanıyla bağlıdır; bankanın bu hususta herhangi bir takdir yetkisi yoktur
ÖDEME YASAĞI Çekin kendisinin veya üçüncü bir kişinin elinden rızası dışında çıktığı gerekçesiyle keşidecinin muhatabı çeki ödemekten men etmesi de mümkündür . Ödeme yasağı, kayıp, gasp veya çalınma gibi bir nedenle rıza dışı elden çıkan bir çekin mahkeme kararına gerek olmadan ödemesinin durdurulmasına imkân verir. Ödeme yasağı için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekir: Çekin keşideci veya hâmilin elinden rıza dışında çıkmış olması Keşidecinin muhatap bankaya karşı bu yönde bir talimat vermesi
ÖDEME YASAĞINA YETKİ Ödeme yasağı koyma yetkisi, sadece keşideciye aittir. Keşidecinin ödemeden men talimatı, muhataba ulaştığı andan itibaren hüküm ifade eder; muhatap bankanın bu talimatın gerçekliğini araştırma ve takdir etme yetkisi yoktur . Buna karşılık, çeki kaybeden hâmil, bankaya müracaatla ödemeden men yönünde bir talepte bulunamaz. Bu durumda, hâmilin ya mahkemeye veya keşideciye başvurması gerekir.
ZAMANAŞIMI Çekte zamanaşımı, kanunda poliçe ve bonodan farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, çekten doğan haklar, aşağıdaki sürelerin geçmesiyle zamanaşımına uğrar (TTK.m.726): Hâmilin, cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu başvuru hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı haiz olduğu başvuru hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı süresi, çek hâmili açısından ibraz tarihinden değil, ibraz süresinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
KARŞILIKSIZ ÇEK Çekin ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmesine rağmen hesap yeterli karşılık bulunmadığı için ödeme yapılmaması halinde “karşılıksız çek” durumu ortaya çıkar. Karşılıksız çekte muhatap banka ve keşideciye bazı yükümlülükler öngörülmüştür.
MUHATAP BANKA Muhatap bankanın yapacağı İşlemler Karşılıksız kaydı düşmek Keşideciye ihtarname göndermek (10 gün) Hamile ödeme yapmak (410 YTL) Merkez Bankasına Bildirim
KEŞİDECİ Düzeltme hakkını kullanmak (10 gün) Çek defterini iade etmek Çek bedeli %10 çek tazminatı Gecikme faizi Çek defterini iade etmek
CEZALAR İlk seferde ağır para cezası (çek bedeli kadar-en fazla 80.000 YTL) Suçun tekrarı halinde hapis cezası (1-5 yıl) Ceza verilmesi hamil, ciranta veya bankanın şikayetine bağlıdır (6 ay). Çek keşide yasağı (1-5 yıl) Ceza kapsamına giren kişiler Keşideci (vekil bile olsa) Hesap sahibi
UYGULAMA Bekir Çiftçi adlı buğday üreticisi, hasat ettiği mahsulünü Kaplanlar Tarım Ticaret Ltd.Şti.ne 10.06.2006 tarihinde satmış ve malları depoya teslim etmiştir. Ödemelerini nakit olarak yapmayan şirket, "Kozan, 30.06.2006" tarihini taşıyan Vakıflar Bankası T.A.O. Adana şubesine ait 750 YTL. tutarındaki çeki şirket müdürü Selçuk Parsavar'ın imzası ve şirket kaşesi ile Bekir'e teslim etmiştir.
SORULAR Bekir, bu çekin ödenmesi için bankaya ne zaman başvurabilir? İbraz süresini tespit ediniz. Çekin Adana'da değil de Ceyhan'da ibraz edilmesi durumu değiştirir mi? Bekir bu çeki aldığı gün Vakıflar Bankası'nın Ceyhan (Adana) şubesine ibraz etmiş olsa, bankanın ödemeden kaçınması mümkün müdür? Bekir bu durumda ne yapabilecektir? Süresi içinde ibraz edilen bu çek karşılığı olmadığı için ödenmezse, banka, hangi işlemleri yapmak zorundadır? Şirketin, bu durumdan kurtulmak için ne yapması gerekir? Bu çekten dolayı cezai sorumluluk kime aittir? Bunun için, kime, hangi süre içinde başvurmak gerekir?