Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları A.B.D. GÖZ ANATOMİSİ Uzm. Dr. Leyla Asena Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları A.B.D.
ORBİTA Orbital boşluklar, göz küresini, ilgili kasları, sinirleri, ve bağ dokusunu içeren, kafatası kemiklerinden oluşan ve kafatasımızın üst 1/3 kısmında yer alan iki adet kavitedir. Medial duvarı sagital düzleme paralleldir, lateral duvarı ise 45 açı yapar.
ORBİTA Orbita toplam olarak yedi adet kemikten oluşur; bunlar maksilla, sfenoid, palatin, frontal, zigomatik, etmoid ve lakrimal kemiklerdir.
ORBİTA Supraorbital kenar, supraorbital çentik İnfraorbital kenar Lateral kenar Medial kenar Supraorbital kenar, frontal kemik tarafından oluşturulur, medial 1/3'lük kısımda supraorbital damar ve sinirin geçtiği supraorbital çentik bulunur. İnfraorbital kenar, lateralde zigomatik kemik, medialde ise maksiller kemik tarafından oluşturulur. Lateral kenar, altta zigomatik kemiğin frontal prosesi ve üstte frontal kemiğin zigomatik prosesi tarafından oluşturulur. Medial kenar, yukarıdan frontal kemiğin maksiller prosesi, alttan, maksiller kemiğin frontal prosesi üzerindeki lakrimal çıkıntı tarafından oluşturulur.
Orbital Sinirler Supraorbital Sinir Zigomatikotemporal Sinir Supratroklear Sinir Lakrimal Sinir İnfratroklear Sinir Zigomatikofasiyal Sinir İnfraorbital Sinir
Lateral posterior silier arter Supraorbital arter Dorsal nazal arter Anteior etmoidal arter Oftalmik arter Santral retinal arter Medial posterior silier arter
Orbital kavitenin iç duvarları periosteum ile örtülüdür. Periosteum önde orbital septum olarak devam eder. Orbital septumlar da tarsal plaklar olarak devam eder.
ORBİTA'NIN KOMŞULUKLARI Medialde nazal kavite, etmoidal sinüs ve sfenoid sinüs Lateral duvar, önde temporal fossa ve temporal kas arkada ise orta kranial fossa Üstte frontal sinüsler ve bazen de etmoid sinüsler, Altta maksiller sinüs yer alır Tavan: Frontal kemiğin orbital plağı ve posteriorda sfenoid kemiğin küçük kanadı tarafından oluşur. Anterolateral yerleşimli bir fossa içerisinde lakrimal bezin orbital kısmı yer alır. Supraorbital çentik medialinde, orbital kenardan 4 mm. kadar geride superior oblik kasının makarası olan troklea için bir fossa bulunur. Taban: Maksiller kemiğin orbital plağı, zigoma ve palatin kemikler oluşturur. Anteriorda lateral duvarla birleşiktir, posteriorda ise infraorbital fissür vardır. Bu fissür öne doğru geldikçe bir kanala dönüşür ve yüze infraorbital foramen olarak açılır. Lateral duvar: En güçlü duvardır, ön 1/3'lük kısım zigoma arka 2/3'lük kısım sfenoid kemiğin büyük kanadı tarafından oluşur. Önde lateral duvar ve tavan birleşiktir ancak arkada superior orbital fissür ile ayrılırlar. Iç duvar: Önden arkaya doğru; maksillanın frontal prosesi, lakrimal kemik, etmoidin orbital plağı, ve sfenoid kemik. Etmoid kemik, en büyük kısmını oluşturur ve etmoid sinüsleri orbital boşluktan ayırır. Ön tarafta lakrimal kese fossası vardır. Lakrimal fossa, arkada lakrimal kemik, önde ise maksiller kemiğin frontal prosesi tarafından oluşturulur. Optik kanal: Sfenoidin küçük kanadı içerisindedir, 4-10 mm. uzunluğundadır, içerisinden optik sinir, ve oftalmik arter geçer. Superior orbital fissür: Dört rektus kası için insersiyo görevi gören tendinöz halkayı barındırır. Lateraldan mediale doğru içerisinden, lakrimal, frontal, troklear sinirler, -tendinöz halkanın içerisinden- okulomotor sinirin alt ve üst kısımları, nazosilier, abdüsens sinirleri geçer. Üstten superior oftalmik ven geçer. Inferior orbital fissür: Maksiller kemik ve sfenoidin büyük kanadı arasında yer alır. Maksiller sinir içerisinden geçer ve orbita içerisinde infraorbital sinir olarak adlandırılır. Zigomatik sinir, pterigopalatin ganglion dalları ve inferior oftalmik ven geçer.
Göz Kapakları Göz kapağının kenarı 3 mm kalınlığında ve 30 mm uzunluğundadır. Medialden yaklaşık 5 mm dış kısımda papilla lakrimalis yer alır. her bir papillanın ucunda punktum lakrimale yar alır. Göz kapağı arka kenarı ön tarafına doğru meibom bezleri orifisleri yer alır -gri çizgi- Üst göz kapağı alt göz kapağına göre daha hareketlidir. Göz kapakları medialde ve lateralde iç ve dış kantuste birleşirler. palpebral fissür alt ve üst göz kapağı arasındaki boşluktur. Göz kapağının kenarı 3 mm kalınlığında ve 30 mm uzunluğundadır. Lateraldeki 6/5'lik kısım köşeli ve içteki 1/6 ' lik kısım yuvarlaktır. Medialden yaklaşık 5 mm dış kısımda papilla lakrimalis yer alır. her bir papillanın ucunda lakrimal kanal olarak devam eden punktum lakrimale yar alır. Kirpikler üst göz kapağında daha fazla sayıda ve daha kalındır. göz kapağı arka kenarı ön tarafına doğru meibom bezleri orifisleri yer alır,bu çizgi gri çizgi olarak adlandırılır ve konjonktiva ile cilt ayrım yeridir.
Göz Kapaklarının Yapısı: Göz kapakları dıştan içe Cilt Subkütanöz doku Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri Levatör aponerozis’i altta kapsülopalpebral fasia Orbital septum ve tarsal plaklar Düz kas Konjonktivadan oluşur Kirpiklerin foliküllerine “Zeiss” sebase bezleri açılır, kirpik foliküllerinin arkasında veya aralarında modifiye ter bezleri olan “Moll” bezleri bulunur. Göz kapaklarına şekil ve sertlik veren yapılar sert fibroz dokudan oluşan tarsal plaklardır. Bunlar hilal şeklindedir, üst kapaktaki alt kapaktakinden büyüktür. İçlerinde, kapak kenarına açılarak göz yaşı lipid bileşenine katkıda bulunan Meibom bezleri vardır. Bunlar tarsal plak içerisinde dikey olarak dizilmiştir.
Temporal dal Orbikülaris Okuli Fasiyal sinir Kantal tendonlar Zigomatik dal Orbital kenarı çevreleyen eliptik ve yassı bir kastır İnnervasyonu VII sinirin temporal ve zigomatik dalları ile Dış halkadan içe doğru orbital, palpebral Silier Lenfatik drenaj Dış 2/3 yüzeyel parotis lenf nodlarına iç 1/3 submandibular nodlara drene olur. Dış halkadan içe doğru orbital, palpebral, silier kısımlardan oluşur. Orbital kısım, alnın, şakağın ve yanağın üst kısmının derisini kese ağzı gibi büzer, böylece gözler korunur, bu kısım istemli olarak kasılır ancak refleksif olarak kasılması da mümkündür. Palpebral kısım göz kapaklarının kapanmasını sağlar hem refleksif olarak hem de istemli olarak kasılır. Bukkal dal Mandibular dal Servikal dal
Konjonktiva Palpebral konjonktiva Bulbar (Oküler) konjonktiva Göz kapaklarının altındaki kısım Bulbar (Oküler) konjonktiva Göz küresini örten ve epiteli kornea epiteli olarak devam eden kısım Konjonktiva forniksleri: Altta ve üstte göz kapakları ile göz küresi arasındaki cep boşluğuna denir.
Konjonktiva Stratifiye kolumnar hücrelerden oluşur Yapısında küçük aksesuar göz yaşı bezleri, Goblet hücreleri yer alır. Lenf drenajı Yüzeyel parotis ve submandibular Stratifiye kolumnar hücrelerden oluşur, limbusta –korneoskleral kavşak- strafiye skuamöz ve non-keratinize bir yapıya bürünür . Bulbar kısmı saydamdır ve alttaki sklera, damarlar gibi yapılar izlenebilir. Konjonktivada, küçük aksesuar göz yaşı bezleri, Goblet hücreleri yer alır. Dış kısımdaki konjonktival lenf drenajı superfisiel parotis lenf noduna, iç kısımda submandibular lenf nodlarına drene olur
Göz Küresi Göz küresinin ön kısmını kornea oluşturur. Kornea limbus denilen bölgede biter ve sklera olarak devam eder Kornea göz küresinin 1/6’sını oluşturur. Korneanın yarıçapı 8 mm, skleranın oluşturduğu kürenin yarıçapı ise 12 mm’dir.
Gözün tabakaları Fibröz tabaka Vasküler tabaka Nöral tabaka
Fibröz tabaka Sklera Arka kutupta 1 mm kalınlığında, ekstraoküler kasların (EOM) yapışma yerlerinde en incedir yaklaşık 0.3 mm Arka kutuptan yaklaşık 3 mm medial ve 1 mm superiorda optik sinir giriş açıklığı (lamina kribrosa) vardır Sklera, erişkinlerde beyaz, çocuklarda hafif saydam olduğu için alttaki koroide bağlı olarak hafif mavi, yaşlılarda ise lipd birikimine bağlı olarak sarımsı beyaz bir renktedir. Arka kutuptan yaklaşık 3 mm medial ve 1 mm superiorda optik sinir giriş açıklığı (lamina kribrosa) vardır. Burada sklera optik sinirin dural ve araknoid kılıfları ile kaynaşır. Optik sinir lifleri, buradan lamina kribrosa denilen elek gibi delikli bir yapıdan gözün içine girerler. Anterior kısımda ekstraoküler kaslar tarafından taşınan anterior silier arterler, orta kısımda ise 4 adet vorteks veni, arka kısımda ise optik sinir çevresinde yer alan kısa ve uzun silier sinir ve damarlar sklerayı delerek gözün içerisine girerler.
Sklera yapısı Episklera Skleral Stroma Lamina Fusca Episklera: En dıştaki katmandır, tenon kapsülü ile birleşir posteriora doğru gittikçe incelir. Skleral Stroma: İnce elastik fibriller içeren yoğun fibröz bir tabakadır, gözün şeklini ve yapısal desteğini, göz içi basıncı ile birlikte sağlar. İçerisinde tek tük melanositler ve fibroblastlar vardır. Lamina Fusca: Skleranın en iç tabakasıdır, içerdiği melanositler nedeni ile hafif kahverengimsidir. Koroid ile aradaki boşluğa, perikoroidal ya da subkoroidal boşluk denir.
Fibröz tabaka Kornea Korneanın yatay çapı, 11.7 mm, dikey çapı ise 10.6 mm’dir Kalınlığı merkezde 0.5-0.6 mm, periferde ise yaklaşık 1.2 mm’dir Kornea
Kornea katları Epitel Bowman membranı Substansia propria Descemet (Desme) membranı Endotel
Kornea Epiteli Çok katlı, 5 kat hücreden oluşur. En yüzeydeki hücreler yassı nonkeratinize skuamöz hücrelerdir. Orta katmanda hücreler polihedraldir (kanat hücreleri) En dipteki hücreler, kolumnar bazal hücrelerdir Çok katlıdır, 5 kat hücreden oluşur. En yüzeydeki hücreler yassı nonkeratinize skuamöz hücrelerdir. En derindeki bazal hücreler ise kolumnardır. Korneaskleral kavşakta (limbus) epitel yaklaşık 10 hücre kalınlığındadır. En üstteki katman 2-3 hücre kalınlığındadır. Bu hücreler, dezmozomlar ile birbirleri ile bağlantılıdırlar. En üstteki tabakanın hücre çekirdekleri yoktur, bu hücreler microvilli, microplicae içerir. Orta katmanda hücreler polihedraldir, ön yüzleri konveks arka yüzleri ise konkavdır ve bu şekilleri nedeni ile kanat hücreleri olarak da adlandırılırlar. Bu hücreler da birbirlerine dezmozomlar aracılığı ile yapışırlar. En dipteki hücreler, kolumnar bazal hücrelerdir. Bunlar bazal membran üzerinde hemidezmozomlarla alttaki bazal membrana sıkıca yapışmış bir şekildedirler. Bazal membran ile de alttaki Bowman tabakası arasında sıkı yapışıklık vardır.
Descemet (Desme) membranı Endotel Bowman Tabakası 8-10 µ kalınlığında Limbusta sonlanır Stroma Kornea kalınlığının %90’ı Yüzeye paralel kollajen lamellalar Descemet (Desme) membranı Endotelin bazal membranı Endotel Altıgen hücreler Stroma: Kornea kalınlığının %90’ını oluşturur. Saydam, fibröz ve sıkı bir yapıdır. Yüzeye paralel kollajen lamellalardan oluşur. Yaklaşık 200-250 lamella vardır, bunlar birbirlerine lifler aracılığı ile tutunmuştur. İçerisinde ince uzantıları olan fibroblastlar, tek tük makrofaj lenfositler ve granulositer hücreler izlenir. Descemet (Desme) membranı: Endotelin bazal membranıdır, güçlü ve 10 µ kalınlığındadır. Stromadan kolaylıkla ayrılır ve insize edildiğinde kendi üzerine kıvrılır. Hekzagonal olarak dizili, ekstrasellüler matriks içerisine gömülmüş kollajen liflerinden oluşur. Korneoskleral açıda aniden sonlanır ve trabeküler doku ile kaynaşır, buradaki sonlanma çizgisine Schwalbe hattı denir. Endotel: Tek kat yassı, altıgen şekilli hücrelerden oluşur. Birbirlerine sıkı bağlantılar ile tutunmuşlardır, yüzeylerinde tek tük microvilli bulunur. Korneanın hidrasyonun korunmasından sorumludur. Kornea, trigeminal sinir, oftalmik sinir ve uzun silier sinirler ile innerve olur. Bu sinirler, perikoroidal boşluktan limbusa yakın bir yerde skleraya girerler ve burada halka şeklinde bir pleksus oluştururlar. Daha sonra bu pleksustan radial tarzda uzanan sinir lifleri kornea stromasına girerler, burada myelin kılıflarını kaybederek, subepitelyal ve intraepitelyal iki adet pleksus oluştururlar
Kornea Endotelin Fonksiyonları Endoteliyal bariyer Metabolik pompa ve korneal saydamlığın korunması Endoteliyal bariyer, cerrahi travma, Ca+ içermeyen toksik solüsyonlar gibi nedenlerle bozulabilir
Kornea Endoteli Metabolik Pompası Stroma Aköz Hümör Hidrostatik Güç Na+ 134.4 mEq/L 142.9 mEq/L +98.5 mmHg Cl- 104.1 mEq/L 103.4 mEq/L -8.1 mmHg - 60 mmHg -60 mmHg +30.4 mmHg
Limbus Korneaskleral açıda; Scwhalbe hattı Trabeküler ağ Skleral mahmuz İrisin silier prosesleri yer alır Aköz hümörün %90’ı trabeküler ağ, Schlemm kanalı, kolektör kanallar ile drene edilir Trabeküler ağ; dallanan ve fenestrasyon gösteren bağdokusu lamellerinin bir araya gelmesi ile oluşmuş süngerimsi bir yapıdır. Arka kısmında Schlemm kanalı yer alır. Schlemm kanalı endotel ile kaplıdır ve limbusu çepeçevre sarar. İç duvarı trabeküler ağ ile komşudur. Göz içi sıvısı –aköz hümör-, bu kanaldan köken alan 25-30 kollektör kanal ile derin skleral venöz pleksusa drene olur ve sistemik dolaşıma katılır. Aköz hümör, trabeküler ağdan Schlemm kanalına, a. Dev sitoplazmik vakuoller, b. Az miktarda endotelyel hücreler arasından sızarak, c. Endotelyal hücreler aracılığı ile küçük pinositik veziküllerle aktif transport ile drene olur.
Schlemm kanalı endotel ile kaplıdır ve limbusu çepeçevre sarar Schlemm kanalı endotel ile kaplıdır ve limbusu çepeçevre sarar. İç duvarı trabeküler ağ ile komşudur. Göz içi sıvısı –aköz hümör-, bu kanaldan köken alan 25-30 kollektör kanal ile derin skleral venöz pleksusa drene olur ve sistemik dolaşıma katılır.
Vasküler Tabaka Koroid Skleranın iç yüzeyini kaplar Posteriorda 0.2 mm anteriorda ise 0.1 mm kalınlığındadır İç yüzeyi düzdür ve retina pigment epiteline skıca tutunmuştur, aralarında Bruch membranı vardır. Skleranın iç yüzeyini kaplayan, ince kahverengi yumuşak bir dokudur. Posteriorda 0.2 mm anteriorda ise 0.1 mm kalınlığındadır. İç yüzeyi düzdür ve retina pigment epiteline sıkıca tutunmuştur, aralarında Bruch membranı vardır. Koroidin skleraya yapışma yerleri optik sinir ve vorteks venlerinin çıkış noktalarıdır.
Koroidin Yapısı Damar tabaka Kapiller tabaka Büyük ve orta çaptaki damarlardan oluşur. Bol miktarda melanosit içerir. Arterler kısa posterior silier arterlerin dallarıdır venler ise vorteks venleridir Kapiller tabaka Geniş çaplı kapillerlerdir, fenestrasyon gösterirler. Damar tabakası: Gevşek bir bağ dokusu içerisinde büyük ve orta çaptaki damarlardan oluşur. Bol miktarda melanosit içerir. Arterler kısa posterior silier arterlerin dallarıdır venler ise vorteks venleri olarak gözü terkederler. Yapısında bol miktarda melanosit vardır. Koroid retinanın dış katmanlarını besler, gözün ön kısımlarına damarları ve sinirleri taşır. Kan akımı ile ısı ve göz içi basıncı regülasyonuna katkıda bulunur. Yapısındaki pigment ile ışığı emerek geri yansımasını önler.
İris İris santralinde bir açıklığı (pupilla) bulunan ince kontraktil bir membrandır İris bir miktar öne doğru bombedir Pupillanın çapı 1-8 mm arasında değişir Normal insanların yaklaşık %25’inde hafif bir anizokori olması normaldir. Ön kamara ve arka kamara İris santralinde bir açıklığı (pupilla) bulunan ince kontraktil bir membrandır. Kornea ve lens arasında yer alır. Lensin ön yüzü konvekstir, irise hafif bası yaparak irisin bir miktar öne doğru bombeleşmesine neden olur. Pupillanın çapı 1-8 mm arasında değişir. Normal insanların yaklaşık %25’inde hafif bir anizokori olması normaldir. İris, lens ve kornea arasındaki boşluğu ön ve arka kamara olmak üzere iki ayrı boşluğa ayırır.
İris Yapısı İrisin ön yüzeyinde epitel yoktur Stroma Sfinkter kas Kollajen lifler, fibroblastlar, melanositler ve intersellüler matriks içerir Sfinkter kas pupiller zonda yer alır, 1 mm kalınlığında halka şeklindedir Dilatatör kas: İris kökünden sfinkter kasına dek uzanan ince myoepitelyal bir tabakadır İrisin ön yüzeyinde epitel yoktur, bağ dokusu tarafından oluşturulan radial kıvrımlar vardır. Pupilla kenarında arka yüzdeki pigmente epitelin bir kısmını izlemek olasıdır. Patolojik durumlarda buradaki pigment epiteli öne doğru çekilebilir –Ektropion uvea-. Stroma: Kollajen lifler, fibroblastlar, melanositler ve intersellüler matriks içerir. Aynı zamanda damarlar, ve sinir lifleri de mevcuttur. Sfinkter kas, pupiller zonda yer alır, 1 mm kalınlığında halka şeklindedir. Kasıldığı zaman pupilla küçülür, innervasyonu okulomotor sinirden köken alan ve silier gangliondan gelen parasempatik postganglionik liflerdir. Dilatatör kas: İris kökünden sfinkter kasına dek uzanan ince myoepitelyal bir tabakadır. Apikal proseseleri pigment hücrelerini bazal prosesler ise kas liflerini oluştururlar. Kasıldığı zaman pupilla genişler. İnnervasyonu uzun silier sinirler aracılığı ile sempatik liflerdir. İrisin arka yüzeyindeki epitel nöroektodermden köken alır. Apeksleri karşılıklı gelecek şekilde iki tabakadır. Kanlanması stromadaki radial damarlardan sağlanır. Bu damarlar irisin major arteriyel halkasından köken alırlar. Bu halka 7 anterior silier arter ve 2 uzun silier arter tarafından oluşturulur. Venler arterleri takip eder ve vorteks venlerine açılırlar.
Lens Lens Pupil ve irisin arkasında vitreusun önünde yer alan bikonveks saydam bir yapıdır Ön yüzünün konveksitesi arka yüzden daha fazladır Erişkin bir insanda lens yaklaşık 10 mm çapında ve 4 mm kalınlığındadır Lensin kırma gücü yaklaşık 15 dpt’dir. Ekvatoru çevreleyen silier proseslerin pigment epitelinden uzanan 140 adet lif ile gözün içerisindeki konumunu korur. Bu zonüllerin lensin ekvator bölgesine önde ve arkada olmak üzere iki ayrı zonda yapışırlar. Lens yaşam boyunca büyüyen bir organdır, yenidoğanda 6.5 mm çapındadır.
Lensin Yapısı: Elastik bir kapsül Lens epiteli Lens lifleri Lens kapsülü, tüm lensi çevreleyen elastik bir zardır. Arka ve ön yüzde ekvator yakınlarında 20 µm kalınlığındadır, arka kutupta 3 µm kalınlığında Lens epiteli Lens epiteli, kuboidaldir ve kapsülün altında yer alır, yalnızca ön yüzde vardır Lens lifleri Her bir lens lifi altıgen şeklindedir. Lens lifleri çok uzundur 1 cm kadar. Yetişkin nukleusun etrafında en genç lifler yani korteks vardır. Lens epitel hücrelerinin çoğalması ile oluşmuşlardır. Bu işlem bütün yaşam boyunca sürer Lens epiteli, kuboidaldir ve kapsülün altında yer alır, yalnızca ön yüzde vardır, posteriorda lens epitel hücreleri bulunmaz. Yassı olan hücreler ekvatorda uzayarak lens liflerine dönüşürler. Ekvatorda mitotik aktivite en fazladır. Lens lifleri, lensin ana kütlesini oluştururlar. Lens epitel hücrelerinin çoğalması ile oluşmuşlardır. Lens epitel hücreleri, lens liflerine dönüşürken hücrelerini kaybederler. Bu işlem bütün yaşam boyunca sürer bu nedenle lensin tam ortasında embriyonik nukleusta lensimiz ilk oluşurkenki lens liflerimiz vardır. Her bir lens lifi altıgen şeklindedir ve birbrilerine parmaksı küçük girinti ve çıkıntılarla tutunmuştur. Lens lifleri çok uzundur 1 cm kadar, bu lifler ön kısmda dik bir Y arak kısımda ise ters bir Y yaapcak şekildeki bir hatta birleşirler. Artan yaşal birlikte bu Y patterni bozulur ve daha kompleks bir hal alır. Yetişkin nukleusun etrafında en genç lifler yani korteks vardır.
Sinir Tabakası Retina Göz küresinin en iç katmanıdır. Optik disk yakınlarında 0.5 mm periferde ise 0.1 mm kalınlığındadır Dış yüzeyi Bruch membranı iç yüzeyi ise vitreus ile temas halindedir. Retina dış pigmente kısım ve iç nöral kısımdan oluşur. Göz küresinin en iç katmanıdır, ince şeffaf bir membrandır. Optik disk yakınlarında 0.5 mm periferde ise 0.1 mm kalınlığındadır Dış yüzeyi Bruch membranı iç yüzeyi ise vitreus ile temas halindedir. Retina dış pigmente kısım ve iç nöral kısımdan oluşur.
Retina Pigment Epiteli (RPE) Tek sıra altıgen hücrelerden oluşur Arka kutupta hücreler uzun ve incedir, perifere doğru gittikçe hücreler yassılaşır. RPE Bruch membranı üzerinde yer alır. Bruch membranı RPE hücrelerinin bazal membranı Dış kollajen lifler Elastik lifler İç kollajen lifler Koriokapillaris damarların bazal membranları Tek sıra altıgen hücrelerden oluşur. Optik diskten ora serrataya kadar aynı karakterde uzanır, daha sonra silier cisim üzerinde ve irisin arka yüzeyinde pigmente epitel olarak devam eder. Arka kutupta hücreler uzun ve incedir, perifere doğru gittikçe hücreler yassılaşır. RPE Bruch membranı üzerinde yer alır. Bruch membranı, RPE hücrelerinin bazal membranı, dış kollajen lifler, elastik lifler, iç kollajen lifler ve koriokapiller damarların bazal membranlarından oluşur.
Retina Pigment Epiteli Apikal yüzeylerinde mikrovilliler vardır, bu hücreler rod ve koni hücrelerinin dış segmentleri ile yakın temas halindedir. Bazal kısımlarında zonula adherens, apikal kısımlarında ise zonula occludens vardır
Retina Pigment Epiteli Fonksiyonları Işığın absorpsiyonu Rod hücrelerinin dış segmentlerinin yenilenmesi Vitamin A üzerinden rodopsin ve iodopsin üretimi. Nöral retina ile arasında potansiyel bir boşluk vardır, buradan bir ayrılma olursa retina dekolmanı gelişir.
Nöral Retina Dört ana grup hücreden oluşur Fotoreseptörler Bipolar hücreler Ganglion hücreleri Destek hücreleri
Fotoreseptörler Rod ve koni olmak üzere iki tip fotoreseptör vardır Rodlar karanlıkta görmemizi sağlarlar. Yaklaşık 110-125 milyon Koniler ise foveada yoğundur, renkleri görmemizi sağlarlar. Sayıları 6.3-6.6 milyon arasındadır Rodlar karanlıkta görmemizi sağlarlar, grinin tonlarında algılamamızı sağlarlar. Rodların sayısı yaklaşık 110-125 milyon, konilerin sayısı ise 6.3-6.6 milyon arasındadır. Foveada (sarı noktada) rodlar yoktur, perifere doğru gidildikçe sayıları artar ve uç periferde gene sayıları azalır. Koniler ise foveada yoğundur, sayıları perifere doğru azalır.
Rod Hücreleri İnce uzun hücrelerdir. Dış kısım ışık uyarımının alındığı bölgedir, rodopsin bulunur. Bir rod hücresinin dış kısmında yaklaşık 600-1000 adet transvers yerleşimli disk vardır Birleştirici bir sap ile hücrenin iç kısmı ile iletişimi sağlanır. İç kısım myoid ve elipsoid denilen kısımlardan oluşmuştur. İnce uzun hücrelerdir, boyları yaklaşık 100-120 μm’dir. Dış kısım ışık uyarımının alındığı bölgedir, burada fotosensitif bir pigment olan rodopsin bulunur. Bir rod hücresinin dış kısmında yaklaşık 600-1000 adet transvers yerleşimli disk vardır. Rodopsin bu disklerin membranları üzerinde yer alır. Birleştirici bir sap ile hücrenin iç kısmı ile iletişims sağlanır. İç kısım myoid ve elipsoid denilen kısımlardan oluşmuştur.
Koni Hücreleri Bunlar da uzun ince hücrelerdir. Yapıları hemen hemen rod hücrelerine benzer, yalnız dış kısımları koni şeklindedir. Rodlardan farklı olarak bu hücrelerin dış segmentleri RPE tarafından fagosite edilmez. Rodopsine benzer iodopsin grubu fotosensitif moleküller içerirler Bunlar da uzun ince hücrelerdir, 65-75 μm boyunda. Yapıları hemen hemen rod hücrelerine benzer, yalnız dış kısımları koni şeklindedir. Rodlardan farklı olarak bu hücrelerin dış segmentleri RPE tarafından fagosite edilmez. Rodopsine benzer iodopsin grubu fotosensitif moleküller içerirler.
Bipolar Hücreler Ganglion Hücreleri Bu hücreler, fotoreseptör terminali ile sinaps yaptıktan sonra tek bir aksonu ile ganglion veya amakrin hücrelerle sinaps yaparak, sinyal iletiminde rol oynarlar Ganglion Hücreleri Retinanın büyük bir kısmında tek bir katman Ganglion hücreleri multipolardır Ganglion hücrelerinin nonmyelinize aksonları vardır, Lamina kribrozadan geçtikten sonra myelin kılıfları olur Lateral genikulat cisimde sonlanırlar. Ganglion hücreleri, retinanı iç kısmında yer alırlar. Retinanın büyük bir kısmında tek bir katman oluştururlar ancak optik sinire yaklaşıldığında bu katmanların sayısı artar. Ganglion hücreleri multipolardır, dendritleri bipolar ve amakrin hücrelerin aksonları ile sinaps yapar. Ganglion hücrelerinin nonmyelinize aksonları vardır, bu aksonlar retina yüzeyine ulaşınca 90 derece açı yaparak optik sinirde toplanır ve gözün içini terk ederler. Lamina kribrozadan geçtikten sonra oligodendrisit hücreler tarafından myelin kılıfları oluşturulur, bu aksonlar lateral genikulat cisimde sonlanırlar.
Horizontal hücreler Destek Hücreleri Multipolar hücrelerdir ve görsel uyarımın integrasyonunda görev alırlar Destek Hücreleri Müller hücresi Müller hücreleri, retinada nöral hücreler tarafından doldurulmayan boşlukları doldurur. İç ve dış sınırlayıcı membranı oluşturular Astrositler, perivasküler glial hücreler ve mikroglial hücreler Müller hücresi, neredeyse tüm retinal kalınlığı kat eden uzantıları olan soluk boyanan ince uzun hücrelerdir. Müler hücreleri, retinada nöral hücreler tarafından doldurulmayan boşlukları doldurur. İç ve dış sınırlayıcı membranı oluşturular.
Retinal Pigmentler Rodopsin (opsin+ 11 cis retinalaldehid) Mavi, yeşil, kırmızı duyarlı Rodopsin ışıkla uyarılınca opsin ve all-trans retinalaldehide ayrılır. Transdusin ve fosfodiesterazın sıralı uyarılması gerçekleşir. cGMP konsantrasyonu düşer, Na+ kanalları kapanır Karanlık potansiyeli azalır, geçici bir hiperpolarizasyon olur (Karanlıkta fotoreseptör uçları daha negatiftir)
Makula Lutea ve Fovea Santralis Makula Lutea, optik diskin 3 mm lateralinde oval sarımsı renkli bir alandır Fovea Santralis, 1.5 mm çapındadır. Bu depresyonunu yamaçları clivus ve ortası da foveola olarak adlandırılır Merkezde yalnızca fotoreseptör hücreleri yer alır Koniler burada en yoğundur yaklaşık 147.000/mm2 Makula Lutea, optik diskin 3 mm lateralinde oval sarımsı renkli bir alandır. Sarı rengi içerdiği ksantofil pigmenti nedeniyledir. Fovea Santralis, makula lutea merkezinde hafif deprese bir alandır ve 1.5 mm çapındadır. Bu depresyonunu yamaçları clivus ve ortası da foveola olarak adlandırılır. Merkezde yalnızca fotoreseptör hücreleri yer alır, burada ganglion hücreleri ya da kan damarları yoktur. Koniler burada en yoğundur yaklaşık 147.000/mm2
Optik Sinir Makulanın 3 mm medialindedir 1.5 mm çapındadır ortası hafif depresedir, buradan santral retinal arter ve santral retinal ven göze girerler Ganglion hücre aksonlarının toplanarak gözü lamina kribrozadan terk ettiği yerdir