KONU: ALLAH’IN AZAMETİNİ HİSSETMEK: HUŞU. Sözlükte “sakin olmak, gözünü ve boynunu eğmek”, sesini kısmak ve tevazu göstermek anlamına gelen huşû, din.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Hüsn-ü Zan Su-i Zan.
Advertisements

Allah’ın Huzurunda Olma Bilinci
BERAT GECESİ Hazırlayan:Ertan
İÇİNDEKİ FEYİZ VE BEREKET
KIRK HADİS Temîm ed-Dârî anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.s.) ‘Din nasihattir (samimiyettir).’ buyurdu. Biz, ‘Kime karşı?’ deyince, ‘Allah’a, Kitabı’na,
BAKARA SÛRESİNDEN SON İKİ AYETİ
BERÂT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
HASED. Bir nimeti hakkıyla elde etmiş bir insandan O nimetin kopup gitmesini istemektir. Kıskanmak, çekememek. HADİS "Mü'min gıbta; münâfık haset eder."
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyet olunduğuna göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki: “Cum’a gününde.
NAMAZIN İÇİNDEKİ VE DIŞINDAKİ FARZLAR
KOLAYLAŞTIRINIZ, GÜÇLEŞTİRMEYİNİZ. MÜJDELEYİNİZ, NEFRET ETTİRMEYİNİZ.
Elif Azize Odaba ş ı Elif Azize Odaba ş ı 6B – B – 1448 ALTIPARMAK FETH İ AÇANÇ İ ÇEK O.O. ALTIPARMAK FETH İ AÇANÇ İ ÇEK O.O. Bismillahirrahmanirrahim.
GÜNLÜK NAMAZLAR (5 VAKİT NAMAZ)
HASED-GIYBET.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ
ALLAH İLE İLETİŞİM YOLLARI
ADALET.
İlköğretim DKAB Dersi 4. Sınıf 5. Ünite Sunusu
Hazırlayan: Mustafa YILMAZ Tantavi İÖO DKAB Öğretmeni Eyüp/İstanbul
İSLAM ESASLARI (İSLAMIN ŞARTLARI)
Ramazan ve Kur’an Vaazı
Bu Slayt gösterisi www. varolmak. com sitesi tarafından hazırlanmıştır
GÜZEL AHLÂK Din Görevlisi:.
NAMAZ Görmedin mi? göklerde ve yerde bulunan herşey; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğu Allah´a hakikaten secde ediyorlar.
NAMAZ NEDİR? GÜNDE BEŞ VAKİT YERİNE GETİRİLMESİ ALLAH TARAFINDAN EMREDİLEN BİR İBADETTİR. NAMAZ KUR’AN-I KERİM’DE NAMAZ YERİNE “SALAT” KELİMESİ KULLANILIR.
TOPLUMSAL DAYANIŞMA İBADETİ OLARAK SADAKA
GÜZEL SÖZ VE DAVRANIŞLAR İLE İLGİLİ HADİS VE AYETLER
CEYHUN YILDIZ 7/C&955 KONU:VARLIKLAR ALEMİ.
İBADET KONUSUNDA BİLGİLENELİM
Dedim: Çok yalnızım. Dedin:. فَإِنِّي قَرِيبٌ Ben ki sana çok yakınım
KUR’AN’ IN ANA KONULARI
TERAVİHLE RAMAZANI YAŞAMAK
Sorumluluk Bilinci.
Cemaatle Namaz ..
Peygamber Efendimiz bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah’a şöyle dua etmiştir: “ Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim.
Hz. Muhammed (s.a.v.) Sabırlı ve Cesaretliydi
Kur'an Doğru Bilgiye Önem Verir
4. İbadetlere Devamlılığı
BURSA MERKEZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR DERSLERİ METİN NOTLARI
Namaz Nedir ve Niçin Kılınır?
Şeytanın kötülüğünden korunma konusunda Kur'an'ın öğütleri
4. İyiliğe Karşılık Beklememek
Rasulullah (sav) buyurdular ki ;
4. Kendimize Karşı Sorumluluklarımız :
1. Hz. Muhammed’in İbadet Anlayışı
KAYNARCA TEŞVİKİYE CAMİİ İMAM HATİBİ
1 1.ÜNİTE KUR’AN’A GÖRE HZ. MUHAMMED’(sav)İN KONUMU SAYFA:
Recep ŞAHAN / Kurucaşile 1 T.C. KURUCAŞİLE MÜFTÜLÜĞÜ NAMAZ DİRİLİŞTİR-1.
6. Akrabalarımıza Karşı Sorumluluklarımız
RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ RAMAZAN ORUCU
Peygamberimiz ara sıra etrafında bu- lunanlara bir konuyu öğretmek için soru sorardı. Nitekim Muaz bin Cebe- l’i, Yemen’e, vali olarak gönderirken bu yöntemi.
Recep ŞAHAN 1 YEDİ AŞAMADA AHİRET /Kurucaşile.
İYİLİK YAP DENİZE AT
EĞİTİMLE İLGİLİ HADİSLER
Cuma günü ve önemi. Müslümanlar için Cuma niçin önemlidir?  Toplanma ve cemaat olma anlamına gelen cuma, Müslümanların haftalık bayramıdır.  Cuma günü.
İSTİŞARE VE ÖNEMİ.
REGAİP KANDİLİ HAZIRLAYAN:
DADAŞKENT MERKEZ CAMİİ
RIYAZU’S SALIHIN (Imam Nevevi )
ORUÇ İBADETİ 7. SINIF 2. ÜNİTE RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ.
NAMAZ ALLAH İLE BULUŞMADIR
ALLAH’IN KULLARINI KONTROL ve DENETİMİ
İSLAM ESASLARI (İSLAMIN ŞARTLARI) SEYMEN OKUR 10/A 307.
Kur’an-ı Kerim’in Belli Başlı Konuları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi.
İMÂNLA İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER عن عبدالله بن عمرو رَضِيَ اللّهُ عَنْهما عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ
KOLAYLAŞTIRINIZ, GÜÇLEŞTİRMEYİNİZ. MÜJDELEYİNİZ, NEFRET ETTİRMEYİNİZ. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.
5. Sınıf 2. Ünite: Ramazan ve Oruç
5. Sınıf 2. Ünite: Ramazan ve Oruç
Peygamber ve İlahi Kitap İnancı 6. SINIF 1. ÜNİTE Ünite Konuları için tıklayınız.
Sunum transkripti:

KONU: ALLAH’IN AZAMETİNİ HİSSETMEK: HUŞU

Sözlükte “sakin olmak, gözünü ve boynunu eğmek”, sesini kısmak ve tevazu göstermek anlamına gelen huşû, din ıstılahında, mütevazi, sakin, saygılı, ihlaslı ve itaatkar olmak, boyun eğmek ve söz dinlemek, Allah’a yönelmek ve ibadet etmek demektir. (Dini Kavramlar Sözlüğü, D.İ.B, s.272) Huşu’ sahibine hâşi’ denir. Çoğulu, hâşiûndur.

Kur’an-ı Kerim’de huşû sahipleri öğülmüştür: وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ “Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.” (Enbiya, 21/90) Buyrularak Zekeriya ve Yahya (a.s) huşû sahibi olmaları sebebiyle övülmüşlerdir.

Huşû hâli Allah’a saygıyı ifade eder. Kur’an’da: وَاسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلَاةِ وَإِنَّهَا لَكَبِيرَةٌ إِلَّا عَلَى الْخَاشِعِينَ “Sabrederek ve namazı kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saydı duyanlardan başkasına ağır gelir.” (Bakara,2/45)

Namazda Huşû: قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ : الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ “Müminler kurtuluşa ermişlerdir. Onlar namazlarını huşu içerisinde kılarlar.” (Mü’minun, 23/1-2) Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Müminûn suresinin ilk ayetlerinde, kurtuluşa erecek olan müminlerin bir takım vasıfları sayılmakta, bunlardan ilkinin namazlarını huşu içerisinde kılanlar olduğu bildirilmektedir

Namazın kıyam, kıraat, rükû ve sücut gibi dış organlarla yerine getirilmesi gerekli olan farzları bulunduğu gibi; huşû, hudû ve ihlâs gibi kalbe ait bir takım özellikleri de bulunmaktadır. Nitekim yukarıdaki ayetler bunu ifade etmektedir. Şair Vehbî ne güzel söylemiş: “Yüzünü sür o ulu dergâha Kıl huşû ile niyaz Allah’a.”

Kalbin huşu içerisinde olması diğer organlara da tesir eder, bunun eseri diğer organlarda da görülür. Nitekim Peygamber Efendimiz (SAV),namaz kılarken sakalıyla oynayan birini görünce: “Bunun kalbi huşu içerisinde olsa idi, organları da huşu içerisinde olurdu.” (Tirmizi) buyurmuştur.

Huşu, ibadetlerimizi anlamlı kılar, huşu namazın ruhudur. Huşusuz kılınan namaz da sahih olur, fakat huşu ile kılınan namazın sevabı daha fazla olur. Kur’an-ı Kerim’de: اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ “Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da usulüne uygun şekilde kıl. Çünkü bu şekilde kılınan namaz, insanı her türlü fenalık ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebut, 29/45) Ayetin sırrının tecelli etmesi, namazın zahiri farzlarından başka, huşu ve ihlâs gibi kalbî hususların da yerine getirilmesine bağlıdır.

Namazı huşu içerisinde kılanlar denilince, hiç şüphesiz ilk akla gelen Peygamber Efendimiz (SAV) olur. Peygamber Efendimiz (SAV) namazlarını son derece huşu içerisinde kılar, her hususta olduğu gibi bu hususta da ümmetine örnek olurdu. Fiiliyle ümmetine örnek olan Peygamber Efendimiz (SAV),sözleriyle de onları namazlarını huşu içerisinde kılmaya teşvik ederdi. Bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

خمس صلوات افترضهن الله من احسن وضوءهن و صليهن لوقتهن و اتم ركوعهن و خشوعهن كان له على الله عهدا ان يغفر له و من لم يفعل فليس له على الله عهد ان شاء غفر و ان شاء عذبه “Allah, beş vakit namazı (kullarına) farz kılmıştır. Kim abdesti güzelce alır, beş vakit namazı vaktinde kılar, rükûunu, secdesini ve huşûunu tam yaparsa bu kimseye Allah’ın onu bağışlayacağı (ve cennete koyacağına) dair ahdi (sözü) vardır. Namazlarını kılmayan kimseye ise Allah’ın bir sözü yoktur. Dilerse onu bağışlar (ve cennetine koyar), dilerse ona azap eder.” (Ebû Dâvûd, Salat, 9. I, )

İhlâs ve huşu kalple ilgili özellikler olup, namaz ve diğer ibadetlerde çok önemlidir. Namazda ihlâs ve huşudan uzak olan kimse, onun diğer şartlarına da riayet etmez, eksik yapar. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

وَأسْوَأُ السَّرِقَةِ الَّذِى يَسْرِقُ صلَاتَهُ قَالُوا : وَكَيْفَ يَسْرِقُ صَلَاتَهُ يَا رَسُولُ اللّهِ؟ قالَ : لَا يُتِمُّ رُكُوعَهَا وَلَا سُجُودَهَا “Hırsızlığın en kötüsü, kişinin namazından çalmasıdır.” buyurdu. Bunun üzerine onlar: “Ya Resûlallah, kişi namazından nasıl çalar?” diye sordular. Efendimiz (s.a.v) şu cevabı verdi: “Rükûsunu ve secdelerini tamamlamaz, yani namazını adap ve erkânına riayet ederek kılmaz.” (Muvatta, Kasru's-Salât: 72, (1, 167)

Hz. Ali (r.a)’ın namazı rivayet edildiğine göre Hz. Ali (r.a) namaz vakti gelince yüzünün rengi sararır, titremeye başlardı. Kendisine: “Ey müminlerin emiri ne oluyor sana?” denilince:“Allah’ın yere, göklere ve dağlara arz edip kabul etmedikleri ve insanın kabullendiği emanetin ifası vakti geldi. Korkum bu emaneti gereği gibi yerine getirememektir.” derdi.

Peygamber Efendimiz (SAV) ibadet ve bütün davranışlarında huşu içerisinde bulunur, dualarında huşudan mahrum kalpten Allah’a sığınırdı. Efendimiz (SAV) şöyle dua ederdi: وعن ابن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهُما قال : كَانَ رسوُلُ اللّهِ يَقُولُ : اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ مِنْ قَلْبٍ َ يَخْشَعُ، وَمِنْ دُعَاءٍ َ يُسْمَعُ، وَمِنْ نَفْسٍ َ تَشْبَعُ، وَمِنْ عِلْمٍ َ يَنْفَعُ، أعُوذُ بِكَ مِنْ هؤَءِ ارْبَعِ "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu duayı okurlardı: "Allah'ım, huşû duymaz bir kalbten sana sığınırım, dinlenmeyen bir duadan sana sığınırım, doymak bilmeyen bir nefisten, faydası olmayan bir ilimden, bu dört şeyden sana sığınırım." (Tirmizî, Da'avât 69, (3478); Nesâî, İstiâze 2, (8, 255)

Huşu ve ihlâsla ibadet yapmak, hadis-i şerifte belirtilen ihsan derecesine yükselmek demektir: Peygamber Efendimiz (SAV)’e ihsanın ne olduğu sorulunca şöyle cevap vermiştir: “Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmendir, sen her ne kadar O’nu göremiyorsan da O, seni görüyor.” Demek ki ihsan, dünyevî duygulardan sıyrılarak, sanki Allah’ı görüyormuş gibi ibadet etmektir. Buna Kur’an’da da işaretler vardır. Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:

وَتَوَكَّلْ عَلَى الْعَزِيزِ الرَّحِيمِ الَّذِي يَرَاكَ حِينَ تَقُومُ وَتَقَلُّبَكَ فِي السَّاجِدِينَ “Çok güçlü ve çok merhametli olan Allah’a güven. O, namaza kalktığın zaman seni görüyor. Secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor. Çünkü her şeyi işiten ve bilen O’dur.” (Şuara, )

وَمَا تَكُونُ فِي شَأْنٍ وَمَا تَتْلُو مِنْهُ مِنْ قُرْآَنٍ وَلَا تَعْمَلُونَ مِنْ عَمَلٍ إِلَّا كُنَّا عَلَيْكُمْ شُهُودًا إِذْ تُفِيضُونَ فِيهِ وَمَا يَعْزُبُ عَنْ رَبِّكَ مِنْ مِثْقَالِ ذَرَّةٍ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَلَا أَصْغَرَ مِنْ ذَلِكَ وَلَا أَكْبَرَ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ “Ey Muhammed! Ne işte bulunursan bulun, Kuran’dan ne okursan oku ve siz ne iş yaparsanız yapın, ona daldığınız anda sizi mutlaka görürüz. Gerek yerde ve gerekse gökte, zerre kadar bir şey bile Rabbinden gizli kalmaz. Bundan küçük veya büyük hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta bulunmasın.” (Yunus, 10/61)

Huşu, genellikle ihlâs gibi kalple ilgili bir iştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim şöyle buyurur: أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آَمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ “İman edenlerin kalplerinin, Allah’ı zikretmek için huşu içerisinde bulunmaları ve ondan inecek gerçeğe içten bağlanmaları zamanı hâlâ gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerlerinden uzun zaman geçmiş ve kalpleri katılaşmış kimseler gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu yoldan çıkmış fasıklardır.” (Hadid 16. Ayet)

Hazreti Ali (RA) da şöyle buyurur: “el-Huşû’u fil-kalb: Huşu kalptedir.”

Feridüddin Attar’ın “Tezkiretü’l-Evliya” isimli eserinde naklettiğine göre bu ayet-i kerime, Horasan’da yetişmiş olan meşhur sufî Fudayl b. Iyaz’ın gaflet uykusundan kurtulup, hak yola girmesine sebep olmuştur. Şöyle ki;

Fudayl önceleri yollardan gelip geçen kervanları soyan haramilerin/haydutların, yol kesenlerin başı idi. Haramiler, gelip geçen kervanlardan soydukları malları Fudayl’e getirirlerdi, aralarında o taksim ederdi. Bir gün yine bir kervan geliyordu. Fudayl ve adamları kervanı soymak için pusuya girmişlerdi. Kervan içerisinde bulunanlardan biri yukarıdaki ayeti (hadid suresi, 16. ayet) okuyordu. Ayet Fudayl’i çok etkilemişti. Kendi ifadesiyle, “ayet sanki onun için okunuyordu.” Her şeyin bir zamanı vardı, artık Fudayl için de gelip geçen kervanları soyup, insanlara zulmetmeyi terk etme zamanı gelmişti. Nitekim öyle de oldu. Fudayl başını secdeye koydu, yaptıklarından dolayı pişmanlık duydu, içtenlikle tevbe etti, herkese hakkını vererek helallik diledi.

Büyük Mükafata Ulaştıran Haller: Kur’an-ı Kerim’de iman eden, itaatkar olan, doğru olan, sabreden, Allah’a derin saygı duyan (huşû sahibi), sadaka veren, oruç tutan, namusunu koruyan, Allah’ı çokça anan erkeklerle kadınlara Allah, bağışlama ve büyük bir mükafat hazırladığını haber vermektedir. (Ahzap,33/35)

Sonuç itibariyle gerek namaz ve diğer ibadetler ve gerek diğer sosyal faaliyetler olsun her işte huşu, tevazu ve samimiyet olduğu zaman yapılan işler anlam kazanır ve sahibine fayda verir. Samimiyetten yoksun yapılan işler serap misali faydasız, güdük faaliyetlerdir. Kişinin kendisine de çevresine de bir yarar sağlamaz.

Yüce Rabbimiz cümlemizi kendisine ihlâsla, huşu ile ibadet eden kullarından eylesin. Cümlemizi riyadan, gösterişten muhafaza buyursun. Amin

HAZIRLAYAN: CAVAT BAYRAKTAR EYNESİL İLÇE VAİZİ