KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
 Amaç ve kapsam  MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, kamu kurum ve kuruluşları hariç olmak üzere ondan az çalışanı bulunanlardan, tehlikeli ve çok.
Advertisements

MUHTASAR BEYANNAMELER
İŞ SOHBETİ: DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ SON EKONOMİK GELİŞMELERE BAKIŞ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI İş Dünyası Vakfı, İstanbul 30 Ocak 2009 T.C. MALİYE.
1 “VARLIK BARIŞI” 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun Mürsel Ali KAPLAN Gelir İdaresi Daire Başkanı.
ULUTEK A.Ş TEKNOLOJİ GELİŞTİRME
GELİR VERGİSİ BEYANI İ.Halil BAĞDINLI Eski Gelirler Başkontrolörü, YMM
Öğretim Görevlisi Süleyman DAL
KOBİ BİRLEŞMELERİNDE SAĞLANAN TEŞVİKLER
STOK BEYANI-DÜZELTMESİ
T.C. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Vergileri Grup Müdürü V.
ARSA KARŞILIĞI İNŞAAT İŞLERİNDE VERGİLENDİRME
4734 Sayılı Kanun Madde 10’da Yer Alan “İhale Dışı Bırakılma Durumları”  İle İlgili Sunulacak Belgeler ve Temin Yerleri.
KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI (1)
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
KOOPERATİFLERDE VERGİ UYGULAMALARI 2008 MUSTAFA AK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR.
ÖRTÜLÜ SERMAYE KAVRAMI
Menkul Sermaye İradı.
DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR
1- KİRALAMA İŞLEMLERİ 1.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
TÜRKİYE’DE GAYRİMENKULLERİN VERGİLENDİRİLMESİ Vergi Bölümü Yöneticisi
Geçici Faaliyet Belgesi elektronik başvuru dosyasında
2013 YILINDA UYGULANACAK YENİ YASAL DÜZENLEMELER
GİRİŞİMCİLİK VE İNOVASYON DERS NOTLARI – IX
Strateji Geliştirme Başkanlığı
MENKUL SERMAYE İRATLARI.
SAYILI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE FAALİYETTE BULUNAN MÜKELLEFLERİN DİKKAT E T MES İ G EREKEN HUSUSLAR.
Yeni Bir Finansman Kaynağı “Sat ve Geri Kirala”
ÜNİTE 5 (Bölüm 1) FİNANSAL ANALİZ
ŞANS OYUNLARI VERGİSİ (ŞOV) EKİM 2007
 GVK 94 üncü maddesi GENEL TEVKİFAT uygulaması olmakla birlikte 2006 yılı başından itibaren uygulamaya giren GVK Geçici 67’inci maddesi de SPESİFİK-KISMİ-
Endercan Turuşlar Yeminli Mali Müşavir
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2009 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 30 Ocak 2009 – İSTANBUL T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Ar-Ge FAALİYETLERİNE İLİŞKİN VERGİSEL TEŞVİKLER
Menkul Sermaye İradı.
Gelir Vergisi.
AKTİF HESAPLARPASİF HESAPLAR Duran VarlıkDönen VarlıkUVYKKVYK 220 ALICILAR120 ALICILAR400 BANKA KREDİLERİ300 BANKA KREDİLERİ 221 ALACAK SENETLERİ121 ALACAK.
KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI
Av. Prof. Dr. Mustafa AKKAYA. VERGİ HUKUKU TİCARET HUKUKU.
Kasım 2015 VERGİDE ELEKTRONİK TEBLİGAT DÖNEMİ 1 OCAK 2016’ DA BAŞLIYOR.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
Nakdi Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı
TÜRK VERGİ SİSTEMİ Doç. Dr. İrfan TÜRKOĞLU 5. ÜNİTE: KURUMLAR VERGİSİ
Bakanlığımız yönetiminde ve kullanımında bulunan taşınmazlar ;
DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ Bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda Gecelik konaklama.
YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANI
FİNANS YÖNETİMİ.
TÜRMOB - TESMER 2014 YILI ŞAHSİ GELİRLERİNİN BEYANI ve veVERGİLENDİRİLMESİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR Bölüm 1 – 1 1 A. Murat YILDIZ Yeminli Mali Müşavir.
MALİ TATİL İHDAS EDİLMESİ HAKKINDA KANUN Mustafa Dündar Gelirler Başkontrolörü.
YATIRIM FONLARI - Menkul Kıymet Yatırım FonlarıMenkul Kıymet Yatırım Fonları - Borsa Yatırım FonlarıBorsa Yatırım Fonları - Serbest Yatırım FonlarıSerbest.
SERBEST DOLAŞIMA GİRİŞ REJİMİ
KİRALAMA-İRTİFAK HAKKI VE KULLANIM İZNİ(İNTİFA HAKKI)
İŞLETMELERİN SINIFLANDIRILMASI
YENİ AF YASASI NE GETİRİYOR. Yasa kapsamı nelerdir?  Haziran.2016 tarihine kadar olan amme borçları yasa konusudur,  2. Tahakkuk eden vergi, vergi.
Bazı Kamu Alacaklarının Yapılandırılması.
YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI
VARLIKLARIN İZLENMESİ Dönem Ayırıcı Hesaplar Diğer Dönen Varlıklar
15/Şubat/2017 Platform Çalışması
FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMİ VE MUHASEBE KAYDI
25/01/2017 tarihli değişiklikler
PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETLERİ
GAYRİMENKUL YATIRIM FONLARI VE VERGİLENDİRİLMESİ
Amacı aşan iş seyahati giderleri 2.000,00
YRD. DOÇ. DR. EDA ÖZDİLER KÜÇÜK
NAKİT SERMAYE ARTIRIMINDA İNDİRİM
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun
Ersin GÖKGÜN / Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Oda Sekreteri
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
2018 Yılında Uygulamaya Konacak Teşvikler ve Yapılacak Diğer Çalışmalar 23 Şubat 2018.
Sunum transkripti:

KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR

SORU: İş ortaklığının ortaklarından olan tam mükellef kurumların ortaklıktan elde ettikleri kazançların mahiyeti nedir? CEVAP: Tam mükellef kurumların iş ortaklığından elde ettikleri kazançlar iştirak kazancı mahiyetinde olup iştirak kazancı olarak kurumlar verisinden istisnadır

SORU: İş ortaklığı faaliyetinin 2014 yılı içinde sonlandığı durumda iş ortaklığı kazancına ait kurumlar vergisi beyannamesi ne zaman verilecektir? CEVAP: Faaliyeti 2014 yılı içinde sona eren iş ortaklığının 2014 yılı içinde elde ettiği kazançların Nisan 2015 döneminde verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

SORU: İş ortaklığından doğan zarar kurum kazancından indirilebilir mi? CEVAP: Kurumlar vergisi mükelleflerinin zararlarının, bu mükelleflerin ortaklarınca indirilebilmesi mümkün olmayıp aynı durum kurumlar vergisi mükellefi iş ortaklarının zararları için de geçerlidir.

SORU: İş ortaklığının tasfiyesinin tamamlanması ve faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde, tasfiye sonucu oluşan zarar kurum kazancından indirim konusu yapılabilir mi? CEVAP: İş ortaklığının tasfiyesinin tamamlanması ve faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde tasfiye sonucu zararın kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

SORU: Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin Türkiye'de bulunan limited şirketteki hisselerinin satışından elde edeceği kazancın vergilendirilmesi nasıl olacaktır? CEVAP: Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin Türkiye'de bulunan limited şirketteki hisselerinin satışından elde edeceği kazanç, değer artış kazancı mahiyetinde olup bu kazancın özel beyana ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi gerekecektir.

SORU: Üyelerin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan konut yapı kooperatifinin almış olduğu arsayı, amaca ulaşılamayacağının anlaşılması üzerine satması ve satış bedelinin ortaklara dağıtılması halinde vergilendirme nasıl olacaktır? CEVAP: Üyelerin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan kooperatifin bu amaca ulaşamaması nedeniyle kooperatife ait arsanın satışı, KVK’nın 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlardan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal anlamına geleceğinden; bu satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ayrıca taşınmazın kooperatifin aktifinde iki yıldan fazla bulunması ve KVK’nın 5/1-e maddesinde yer alan diğer şartların da sağlanması halinde taşınmaz satışından elde edilecek kazancın % 75'inin kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmakla beraber söz konusu arsanın satışından elde edilen kazanç ile bu kazançların değerlendirilerek nemalandırılmasından elde edilen gelirlerin ortaklara dağıtılması durumunda GVK’nın 94’üncü maddesinin 6/b-i bendine göre %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

SORU: Şirketin tarihinde iktisap edilen ve atıl halde kalması nedeniyle kiraya vermek suretiyle değerlendirilen taşınmazın nakit karşılığı satılmasından elde edilen kazanç istisna kapsamında mıdır? CEVAP: Şirket faaliyetlerinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve fiilen kullanıldığı tevsik edilen binanın tapuya tescil edildikten sonra satılması, atıl durumda olan bir taşınmaz olması ve KVK 5- 1/e maddesindeki şartları taşıması kaydıyla, satışından doğan kazancın % 75’lik kısmının kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır. Tapuya bina olarak tescil edilmeden satılması halinde ise söz konusu istisna sadece arsaya isabet eden kazancın %75'lik kısmına uygulanacaktır.

SORU: 31/12/2002 tarihi itibarıyla faaliyetini sonlandıran Şirketin atıl olan fabrika arazisi ve binasını 01/01/2003 tarihiyle kiralama suretiyle değerlendirdiği taşınmazın satılmasından elde edilen kazanç istisna kapsamında mıdır? CEVAP: Şirket aktifinde iki tam yıl süre ile yer alan ancak Şirketin faaliyetini durdurmuş olduğundan 01/01/2003 tarihinden itibaren kiraya verilen fabrika arazisi ve binasını bugüne kadar geçen süre zarfında kiralama suretiyle değerlendirmesi taşınmaz kiralamasıyla uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden KVK 5/1-e kapsamında istisna hükümlerinden yararlanılamayacaktır.

SORU: Kat karşılığı inşaat işi yapan ve ana sözleşmesinde ana faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti bulunan Şirketin 1995 yılında almış olduğu ve 2008 yılına kadar şirket merkezi olarak kullandığı, 2008 yılından itibaren kiraya verdiği iş yerinin şirket ortağına satılması durumunda istisna hükümlerinden faydalanılabilir mi? CEVAP: Kat karşılığı inşaat işi yapan faaliyet konuları arasında taşınmaz ticaretinin bulunduğu anlaşılan Şirketin büro olarak kullandığı taşınmazı 2008 yılından itibaren kiraya vermesi nedeniyle, kiralamaya konu edilen söz konusu taşınmazın satışından elde edilecek kazancın istisna edilmesi mümkün değildir.

SORU: Şirket aktifinde iki tam yıldan fazla kayıtlı bulunan 14 pafta, 1 ve 2 parsel no.da kayıtlı toplam m² taşınmazını satmayı planlayan Şirket, alıcı firmanın 135 dönüm tek parsel arazi istemesi nedeniyle 14 pafta, 3 ve 4 parsel no.da kayıtlı toplam m² büyüklüğündeki taşınmazı da satın alarak şirket aktifinde kayıtlı arazi ile tek tapu halinde birleştirilen bu taşınmazın bir yıl sonra satışından elde edilen kazanç için istisnadan faydalanabilir mi? CEVAP: Satış kazancının m²’lik bu taşınmaza tekabül eden kısmıyla sınırlı olmak üzere taşınmaz satış kazancı istisnasından yararlanması mümkün bulunmaktadır. Ancak, Şirket tarafından alıcı firmaya devredilmek üzere satın alınan m²’lik taşınmazın satışından elde edilen kazanç bu istisnaya konu edilemeyecektir.

SORU: Ana faaliyet konusu taşınmaz ticareti olarak değiştirilen şirketin, değişiklikten önce aktifine kaydettiği gayrimenkulleri, değişiklikten sonra satması durumunda kurumlar vergisi uygulaması nasıl olur? Söz konusu gayrimenkullerin satışının yapıldığı tarihte şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti bulunduğundan, söz konusu gayrimenkullerin satışında elde edilen kazancın, 5520 sayılı KVK’nın 5/1-e maddesinde yer alan istisnadan faydalanması mümkün değildir. CEVAP: Söz konusu gayrimenkullerin satışının yapıldığı tarihte şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti bulunduğundan, söz konusu gayrimenkullerin satışında elde edilen kazancın, 5520 sayılı KVK’nın 5/1-e maddesinde yer alan istisnadan faydalanması mümkün değildir.

SORU: Fiiliyatta cins tashihinin kurum adına tapuya tescilinin yapılmasında gecikmeler olması durumunda taşınmazın işletme aktifinde iki yıl süreyle bulunup bulunmadığı ne şekilde tespit edilecektir? CEVAP: İşletmede iki yıldan fazla süreyle sahip olunarak fiilen kullanıldığının, yapı inşaatı ruhsatı, vergi dairesi tespiti veya resmi kurum kayıtlarından herhangi biriyle tevsik edilebilmesi mümkün bulunmaktadır.

Kaba inşaatı bitmiş ve henüz kullanılmaya hazır olmayan binanın satışından elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? SORU: Kaba inşaatı bitmiş ve henüz kullanılmaya hazır olmayan binanın satışından elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? 5/1-e maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi durumunda, sadece bina arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı için istisna hükmünden yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır. CEVAP: 5/1-e maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi durumunda, sadece bina arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı için istisna hükmünden yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? SORU: Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazancın ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması halinde bu işlem, ortak dışı işlem sayılmayacak ve kurumlar vergisi muafiyetini etkilemeyecektir. CEVAP: Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazancın ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması halinde bu işlem, ortak dışı işlem sayılmayacak ve kurumlar vergisi muafiyetini etkilemeyecektir. Muafiyet şartlarının sağlanamaması nedeniyle kurumlar vergisi mükellefi olunması durumunda ise söz konusu taşınmazın istimlâk edilmesi neticesinde elde edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması şartıyla %75'lık kısmı, Kanun’un 5/1-e maddesi çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır.

iş yeri veya daimi temsilci olmadan yapılan kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? SORU: Yurt dışında iş yeri veya daimi temsilci olmadan yapılan yapılan teknik hizmetlerden elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? urt dışına hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup Türkiye’den yurt dışındaki iş yerine merkez tarafından fatura edilerek ihraç edilmiş olan emtia ile yurt dışına yönelik olarak fatura düzenlenmek suretiyle yapılan hizmetlerin Türkiye’de kurum kazancının tespitinde tahakkuk tarihi itibarıyla gelir unsuru olarak dikkate alınması gerekmekte olup yurt dışında bulunan şubeye Türkiye veya diğer ülkelerden sağlanan mal ve hizmetlerin ilgili ülkedeki vergi mevzuatı çerçevesinde mükellefiyet tesisinin gerekli olması halinde söz konusu şubenin kazancının tespitinde gider maliyet unsuru olarak hesaplarına intikal ettirilmesi söz konusu olacaktır. CEVAP: Yurt dışına hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup Türkiye’den yurt dışındaki iş yerine merkez tarafından fatura edilerek ihraç edilmiş olan emtia ile yurt dışına yönelik olarak fatura düzenlenmek suretiyle yapılan hizmetlerin Türkiye’de kurum kazancının tespitinde tahakkuk tarihi itibarıyla gelir unsuru olarak dikkate alınması gerekmekte olup yurt dışında bulunan şubeye Türkiye veya diğer ülkelerden sağlanan mal ve hizmetlerin ilgili ülkedeki vergi mevzuatı çerçevesinde mükellefiyet tesisinin gerekli olması halinde söz konusu şubenin kazancının tespitinde gider maliyet unsuru olarak hesaplarına intikal ettirilmesi söz konusu olacaktır.

SORU: Yurt dışında verilen kontrol ve danışmanlık hizmetleri karşılığında elde edilecek kazanç için istisna hükümlerinden yararlanılır mı? CEVAP: Kontrol ve danışmanlık hizmetinin teknik hizmet olarak kabul edilmesi mümkün olup, söz konusu işin yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla yapılması şartıyla, bu işlerden elde edilerek Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek olan kazancın, istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

SORU: Tam mükellef bir tüzel kişi ile iş ortaklığı kuran şirketin yurt dışında yapacağı inşaat işi dolayısıyla elde ettiği kazanç KVK'nın 5’ inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna mıdır? Söz konusu kazançlar KVK'nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir. CEVAP: Söz konusu kazançlar KVK'nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir. Öte yandan, söz konusu inşaat işinin, bir iş ortaklığı kurulmaksızın adi ortaklık şeklinde gerçekleştirilmesi halinde de adi ortaklığın kurumlar vergisi mükellefi ortakları, ortaklık faaliyetinden kendi paylarına düşen kârlarını geçici ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesine dahil ederek kurumlar vergisi istisnasından yararlanabileceklerdir.

Yurt dışında yapılan peyzaj uygulama projeleri ve bu projelere ait uygulama detayları gibi teknik hizmetlerin daimi temsilci atanarak gerçekleştirilmesi durumunda, elde edilecek kazançlar KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna mıdır? SORU: Yurt dışında yapılan peyzaj uygulama projeleri ve bu projelere ait uygulama detayları gibi teknik hizmetlerin daimi temsilci atanarak gerçekleştirilmesi durumunda, elde edilecek kazançlar KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna mıdır? Yurt dışında gerçekleştirilecek peyzaj uygulama projeleri ve bu projelere ait uygulama detayları gibi teknik hizmetlerden elde edilecek kazançların 5/1-h maddesindeki istisnadan yararlanabilmesi için ilgili ülkeye bir daimi temsilci atanması yeterli olmayıp, bahse konu işin doğrudan doğruya ilgili ülkedeki iş yerleri veya daimi temsilciler tarafından icra edildiğinin ispat edilmesi şarttır. CEVAP: Yurt dışında gerçekleştirilecek peyzaj uygulama projeleri ve bu projelere ait uygulama detayları gibi teknik hizmetlerden elde edilecek kazançların 5/1-h maddesindeki istisnadan yararlanabilmesi için ilgili ülkeye bir daimi temsilci atanması yeterli olmayıp, bahse konu işin doğrudan doğruya ilgili ülkedeki iş yerleri veya daimi temsilciler tarafından icra edildiğinin ispat edilmesi şarttır.

Söz konusu hizmetler, tek başına teknik hizmet olarak değerlendirilmeyeceğinden söz konusu hizmetlerden elde edilerek Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek olan kazançların, KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır CEVAP: Söz konusu hizmetler, tek başına teknik hizmet olarak değerlendirilmeyeceğinden söz konusu hizmetlerden elde edilerek Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek olan kazançların, KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır Demir ve kalıp işlerini yürüten işçilerin yönetilmesi, ekibe liderlik edilmesi ve işin yürütülmesi ile ilgili teknik müşavirlik hizmetlerinden doğan kazanç ne şekilde vergilendirilecektir? SORU: Demir ve kalıp işlerini yürüten işçilerin yönetilmesi, ekibe liderlik edilmesi ve işin yürütülmesi ile ilgili teknik müşavirlik hizmetlerinden doğan kazanç ne şekilde vergilendirilecektir?

5/1-ı maddesinde belirtilen istisna uygulaması ile ilgili olarak Maliye Bakanlığına başvurunun faaliyete geçtikten bir yıl sonra yapılması durumunda eğitim öğretim kazanç istisnasından ne şekilde yararlanılacaktır? SORU: Eğitim kazançlarına ilişkin 5/1-ı maddesinde belirtilen istisna uygulaması ile ilgili olarak Maliye Bakanlığına başvurunun faaliyete geçtikten bir yıl sonra yapılması durumunda eğitim öğretim kazanç istisnasından ne şekilde yararlanılacaktır? stisna uygulaması uygun görüldüğü takdirde, geçmiş dönem için de istisnadan yararlanılması gerekmektedir. CEVAP: İstisna uygulaması uygun görüldüğü takdirde, geçmiş dönem için de istisnadan yararlanılması gerekmektedir. Kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi mümkün olmadığından, istisna uygulaması için bir yıl sonra başvurulsa dahi ilk yılda oluşan zararların diğer kazançlardan indirimi mümkün değildir.

ne şekilde vergilendirilecektir? SORU: TUGS’a kayıtlı gemilerin işletilmesinden elde edilen kazançların bankalarda veya ortak şirketlerde değerlendirilmesi sonucu elde edilecek kur farkı ve faiz gelirleri ne şekilde vergilendirilecektir? CEVAP: Bu gelirlerin, geminin işletilmesiyle ilgili olmaması nedeniyle, istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün mü? SORU: TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün mü? Madde gerekçesinde, vergilendirmeye ilişkin bu madde ile özel siciline tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtilmiştir. Buna göre, TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır. CEVAP: Madde gerekçesinde, vergilendirmeye ilişkin bu madde ile özel siciline tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtilmiştir. Buna göre, TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

SORU: Serbest bölgede elde edilmiş kazançlara ilişkin kur ve vade farkı gelirleri ile hasılatın bölge içinde geçici süreyle değerlendirilmesinden elde edilen kazançlar istisna kapsamında mıdır? CEVAP: Serbest bölgelerde yürütülen faaliyetlerden doğan alacaklara ilişkin kur farkı ve vade farkı gelirleri ile hasılatın serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler çerçevesinde yapılacak ödemelerde kullanılıncaya kadar geçici olarak serbest bölgelerde mevduat hesaplarında veya repo işlemlerinde değerlendirilmesi sonucu elde edilen gelirler de söz konusu istisnadan yararlanabilecektir.

SORU: Serbest bölgede elde edilmiş kazançların bölge dışında değerlendirilmesinden elde edilen kazançlar istisna kapsamında mıdır? CEVAP: Serbest bölgelerde elde edilmiş olsa dahi hasılatın serbest bölge dışında değerlendirilmesinden elde edilen faiz, repo ve benzeri faaliyet dışı gelirler, istisna kazanç tutarının tespitinde dikkate alınmaz.

Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin devri halinde devralan şirket, 3218 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabilir mi? SORU: Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin devri halinde devralan şirket, 3218 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabilir mi? Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri ile KVK'nın 18’inci maddesiyle 19’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenmiş bulunan birleşme ve devir hallerinde infisah eden kurum adına düzenlenmiş bulunan faaliyet ruhsatının, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından devralan kurum adına yenilenmesi ve yenileme işlemi sonrası da devralan şirketin bölgede faaliyet gösteriyor olması durumunda, devralan şirket 3218 sayılı Kanun’un geçici 3’üncü maddesi hükmünden yararlanabilecektir. CEVAP: Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri ile KVK'nın 18’inci maddesiyle 19’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenmiş bulunan birleşme ve devir hallerinde infisah eden kurum adına düzenlenmiş bulunan faaliyet ruhsatının, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından devralan kurum adına yenilenmesi ve yenileme işlemi sonrası da devralan şirketin bölgede faaliyet gösteriyor olması durumunda, devralan şirket 3218 sayılı Kanun’un geçici 3’üncü maddesi hükmünden yararlanabilecektir.

SORU: Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin faiz, kur farkı ve iktisadi kıymetlerin satışından elde edilen kazançları istisna kapsamında mıdır? CEVAP: Mükelleflerin, nakitlerinin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

SORU: Uluslararası taşımacılık faaliyetinin bir sonraki döneme sarkması halinde taşımacılık bedeli, hangi dönem kazancına dahil edilecektir? CEVAP: Ticari bir faaliyet olan uluslararası taşımacılık işlemlerinde Gelir Vergisi Kanunu yönünden vergiyi doğuran olayın faaliyetin tamamlandığı, yani taşınan malların fiilen adrese teslim edildiği tarihte meydana gelmesi ve alacak hakkının da bu tarihte doğması nedeniyle gelir bu tarih itibarıyla tahakkuk edecektir.

Buna göre, ticari kazanç tahakkuk esasına göre belirlendiğinden uluslararası taşımacılık işlemlerinde, taşınan malların fiilen adrese teslim edildiği tarihte alacağın kesinleşmesi nedeniyle gelir bu tarihte tahakkuk etmiş sayılacağından gelirin bu dönem kazancı ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

SORU: Müşterilere ait olan banknot, altın, madeni para gibi kıymetlerin nakliyesi hizmetinin ifasında çalınan veya kaybolan kıymetler kurum kazancının tespitinde dikkate alınır mı? CEVAP: Çalınan veya kaybolan bu gibi kıymetlerin gider yazılması mümkün olmadığı gibi para taşımacılığı ve dağıtım hizmetlerinde kaybolan veya çalınan kıymetlere ilişkin tutarların karşı tarafa tazmin edilmesi nedeniyle yapılan ödemelerin de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Bununla birlikte, çalınan kıymetler ile ilgili olarak sigortadan alınan tazminatların emtianın değerini aşan kısmının gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

SORU: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın üzerine intifa hakkı tesis ettirilmesi suretiyle bedeli peşin tahsil edilerek 5 yıl süreyle başkasının kullanımına bırakmasında vergileme nasıl olacaktır? CEVAP: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın üzerine intifa hakkı tesis ettirilmesi suretiyle 5 yıllığına başkasına kullandırılması işleminin kiralama olarak değerlendirilmesi, söz konusu intifa hakkı tesisi işlemi karşılığında peşin olarak tahsil edilen bedellerin ise tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri çerçevesinde kira süresine bölünmek suretiyle kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, kiracı tarafından yapılan ödemenin doğrudan bir gayrimenkulün kiralanması karşılığında yapılmayıp inkişaf (yenileme ve geliştirme) bedeli niteliği arz etmesi halinde şirketinize ödenen tutarın tamamı tahakkuk ettiği hesap dönemi kurum kazancına dahil edilecektir.

SORU: Şirkete ait binek otolara ilişkin olarak ayrılan amortismanlar ve giderler kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilir mi? CEVAP: Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan araçlara ilişkin giderlerin, bu araçların işte kullanıldıklarının VUK’un 3’üncü maddesinin (B) bendi gereği ispatı halinde, GVK’nın 40’ıncı maddesinin (5) numaralı bendine; işletmeye kayıtlı araçlara ilişkin olarak ayrılan amortismanların da bu Kanun’un 40’ıncı maddesinin (7) numaralı bendine istinaden kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, şirket personelinin işyerine geliş gidişlerini kolaylaştırmak maksadıyla toplu taşıma dışında tahsis edilen araçlar ile yönetim kurulu üyelerine bu sıfatları dolayısıyla tahsis edilen araçların, işle ilgili olarak kullanılmadıkları (işe geliş- işten dönüş, hafta sonu tatili, bayram tatili vb.) dönemlere ilişkin giderlerden şirketiniz tarafından karşılanan kısmının net ücret olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerin GVK’nın 94’üncü maddesinin (1) numaralı bendine istinaden tevkifata tabi tutuldukları brüt tutarlarının aynı Kanun’un 40’ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

SORU: Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale başvurusu için verilen geçici teminatın, başvurunun iptal edilmesi nedeniyle ilgili idare tarafından paraya çevrilmesi durumunda gider olarak indirim konusu yapılabilir mi? CEVAP: Kamu İhale Kanununa aykırı olarak başvurulması sebebiyle nakde çevrilerek, İdare tarafından irat kaydedilen geçici teminat tutarının KVK’nın 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

SORU: Limited şirket ortaklarına ödenen ücretler kazancın tespitinde gider olarak indirilebilir mi? CEVAP: Kurumların kendi ortakları ilişkili kişiler arasında sayıldığından, şirket ortaklarına hizmetleri karşılığı olmak kaydıyla emsaline uygun olarak ödenen ücretin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, Şirket tarafından ortaklara emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak ücret ödenmesi halinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtılması hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ve emsaline göre fazla ödenen tutarın kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılmayacağı tabiidir.

SORU: 2012 yılında zararın bulunmasına rağmen 2013 hesap döneminde oluşan kârdan bu zararın mahsup edilmemesi halinde 2012 yılı zararının 2014 hesap dönem beyannamesi üzerinden mahsubu yapılabilir mi? CEVAP: 2013 hesap dönemine ilişkin kurum beyannamesinde indirim imkanı olduğu halde indirilmeyen 2012 yılı zararının, 2014 hesap dönemi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olmayıp 2013 hesap dönemi beyannamesinin düzeltilmesi yoluyla da indirimi mümkün değildir.

SORU: 2012 hesap döneminde ve 2013 hesap döneminde zarar eden, 2013 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde 2012 hesap dönemi zararını göstermemesi, 2014 hesap döneminde kar beyan etmesi durumunda 2012 yılı zararının 2014 hesap dönem beyannamesi üzerinden indirimi yapılabilir mi? CEVAP: 2013 hesap dönemine ilişkin olarak verilen beyannamede kar beyan edilmediğinden, 2013 hesap dönemi için düzeltme beyannamesi verilmesi suretiyle 2012 hesap dönemi zarar tutarının 2013 yılı beyannamesinde ayrıca gösterilmesi şartıyla bu zarar tutarının 2014 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkündür.

SORU: 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un araştırma geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilgisi bulunmayan, ancak Ar-Ge merkezinde kullanılan masa, sandalye, buzdolabı, kahve makinesi, su sebili vb. gibi demirbaşlara ilişkin ayrılan amortisman giderleri Ar-Ge harcaması kapsamında değerlendirilir mi? CEVAP: Ar-Ge merkezinde kullanmak üzere alınan masa, sandalye, buzdolabı, kahve makinesi, su sebili vb. gibi demirbaşlara ilişkin ayrılan amortisman giderlerinin Ar-Ge harcaması kapsamında değerlendirilerek indirim konusu yapılması mümkündür.

CEVAP: Ar-Ge indiriminden, ilgili Kamu Kurumu tarafından projeye ilişkin destek karar yazısının düzenlendiği veya proje sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yararlanılabilecektir. SORU: 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki projeye ilişkin Ar-Ge indiriminden hangi dönemden itibaren yaralanılabilir?

SORU: Hibe destek tutarlarının ilgili hesap döneminde tam olarak tespit edilememesi durumunda kurumlar vergisi hesabında Ar-Ge indirimi tutarı nasıl belirlenecektir? CEVAP: Hibe olarak verilecek destek tutarlarının, verildiği tarihte özel bir fon hesabına alınması gerekmekte olup bu hesapta yer alan tutarların kurum kazancına dahil edilmemesi ve bu tutardan yapılan Ar-Ge harcamalarının da Ar-Ge indirimine konu edilmemesi gerekmektedir. - Hibe olarak verilecek destek tutarlarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçmeden belirlenmesi halinde, hibe tutarını aşan Ar-Ge harcamalarının Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır. - Hibe olarak verilecek destek tutarlarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçtikten sonra belirlenmesi halinde ise hibe tutarını aşan Ar-Ge harcamalarının ilgili dönemde Ar-Ge indirimine konu edilmemiş olması şartıyla, düzeltme beyannamesi verilerek Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün olabilecektir. - Ar-Ge indirimine konu edilecek harcamaların Ar-Ge harcaması olması ve desteklenen Ar-Ge projesiyle ilgili olması gerektiği ise tabiidir.

SORU: Ar-ge projesinden vazgeçilmesi veya projenin tamamlanmasına imkan kalmaması hallerinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak yapılan ve aktifleştirilen harcamalar ne şekilde vergilendirilir? CEVAP: Ar-ge projesinin bitiminde gayrimaddi hakkın patente bağlanmasıyla ilgili bir talep bulunulmasa da, yalnızca Ar-Ge projesinden vazgeçilmesi veya projenin tamamlanmasına imkan kalmaması hallerinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak yapılan ve aktifleştirilen harcamaların doğrudan gider yazılması mümkündür.

CEVAP: Dernek tarafından çekilecek belgesel için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince yapılacak bağış ve yardımların, söz konusu derneğin kamuya yararlı demeklerden olması ya da söz konusu belgeselin Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenmesi veya desteklenmesinin uygun görülmesi halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde belirtilen şartlar dahilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmakta olup bu şartların bulunmaması halinde ise söz konusu bağışların gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır. SORU: Dernek tarafından çekilecek belgesel için yapılan bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: Genel bütçe içerisinde yer alan Mili Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim okulunun öğretmenler odasının mobilya ve mefruşat vb. gibi donanımı ile yine milli eğitim bakanlığı bünyesindeki liselere alınacak akıllı yazı tahtasının mevcut okulun faaliyetini devam ettirebilmesi amacıyla yapılacak bağış ve yardımlar olarak kabul edilerek tamamının, belgelendirilmesi kaydıyla; kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. SORU: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki liselere akıllı yazı tahtası ve ilköğretim okulunun öğretmenler odasında kullanılmak üzere mobilya ve mefruşat bağışlanması halinde bu bağışlar indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: Söz konusu dernek veya vakıf ile bağışın yapılacağı kamu kurumu arasında düzenlenen protokol çerçevesinde inşa edilecek okulun, okul inşaatının tamamlanmasından sonra ilgili kurum ve kuruluşa devredilmesi ve söz konusu inşaatın yapımında toplanan yardımların, dernek veya vakfın gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeksizin, yapılması planlanan okul adına bankada açılacak bir hesapta toplanması ve banka tarafından verilecek makbuz veya dekontta "Okul inşasında veya mevcut okulun bakım, onarım tamir- tadilat ve yeniden yapımında kullanılmak üzere" açıklamasına yer verilmesi halinde, yapılan bağışlar gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyan edilecek gelirden indirim konusu yapılabilecektir. SORU: Okul inşa ederek bağışlayacak olan dernek veya vakfa, bu amaç doğrultusunda yapılan bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: Şirket aktifinde bulunan binanın; Belediyeye rehabilitasyon merkezi olarak kullanılmak şartı ile bağışlanması ve Belediye tarafından da rehabilitasyon merkezi olarak kullanılması durumunda, maliyet bedeli veya kayıtlı değerinin, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değerin tamamının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-ç maddesi uyarınca kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, bağışlanan binanın başka amaçlarla kullanılması halinde ise indirim konusu yapılabilecek tutar, anılan Kanun’un 10/1-c maddesi uyarınca o yıla ait kurum kazancının % 5'i ile sınırlı olacaktır. SORU: Şirket aktifinde kayıtlı binanın, belediyeye rehabilitasyon merkezi olarak kullanılmak şartıyla bağışlanması halinde indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılacak bir protokol çerçevesinde, okul alanına yaptırılacak spor kompleksi tesisi, okul bağışı veya okul inşası için yapılan bağış ve yardım veyahut da mevcut okulun faaliyetlerine devam etmeyi sağlamak amacına yönelik bağış ve yardım niteliğinde olduğundan, inşa edilerek bağışlanacak spor kompleksi inşaatına ait harcamaların, KVK'nın 10’uncu maddesinin (1-ç) bendi uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. SORU: Bağışlanmak üzere okul alanına yaptırılan spor kompleksine ilişkin harcamalar indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: Bağışın yapılacağı kamu kurumu tarafından temin edilen arsa üzerine yapılacak hastane, okul, vb. inşaatına ilişkin yapılan harcamaların, harcamanın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılması mümkündür. Ancak, arsanın bağışı yapan kişi veya kurum tarafından temin edilmesi halinde, söz konusu binanın inşasına ilişkin harcamalar, inşaatın tamamlanıp ilgili kamu kurumuna teslim edildiği dönemde indirim konusu yapılabilecektir. SORU: Bağışlanmak üzere yaptırılan okul, hastane vb. inşaatına ilişkin harcamalar hangi dönemde indirim konusu yapılacaktır?

SORU: Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından cami ve Kur'an kursunun elektrik, su, doğalgaz, telefon, gıda, temizlik, maaş, SGK, vergi vb. giderlerinde kullanılmak üzere Derneğe yapılan bağış ve yardımlar beyanname üzerinde indirim konusu yapılır mı? CEVAP: Cami ve kuran kursunun elektrik, su, doğalgaz, telefon, gıda, temizlik, maaş, SGK, vergi vb. giderleri için yapılan yardım ve bağışların, bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, Derneğin uhdesinde bulunan cami ve kuran kursunun Diyanet İşleri Başkanlığının denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesisler kapsamında değerlendirilmesi şartıyla, bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince Derneğe makbuz mukabili yapılan ya da açtırılan banka hesabına yatırılan bağış ve yardımların, GVK'nın (89/1-5) maddesi ile KVK'nın (10/1-ç) maddesi gereğince gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek üzere beyan edilen gelir veya kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkündür.

SORU: Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu kararına göre korunması gerekli yapı olan aktife kayıtlı gayrimenkulün aslına uygun hale getirmek amacıyla yapılan restorasyon harcamaları kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilir mi? CEVAP: Şirket aktifine kayıtlı olan kültür varlığı kapsamında olan taşınmazın restorasyonuna ait harcamaların Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenmesi veya desteklenmesinin uygun görülmesi halinde, söz konusu taşınmaz için yapılan restorasyon harcamalarının tamamı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, söz konusu projenin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklendiği veya desteklenmesinin uygun görüldüğüne ilişkin ilgili Bakanlık yazısının kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bağlı bulunulan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

SORU: tarihinde tasfiyeye girmiş, 27/01/2010 tarihinde tasfiyesi sonuçlanmış mükellefin 2009 hesap dönemi beyannamesi ne zaman verilecektir? CEVAP: 01/01/2009–31/12/2009 tasfiye dönemine ait tasfiye beyannamesini 2010 yılının Nisan ayı içerisinde verilmesi gerekmektedir. Ancak tasfiyenin, beyanname verme süresinden önce yani 27/01/2010 tarihinde sonuçlanması nedeniyle, bu beyannamenin tasfiye sonu beyannamesi ile birlikte yani tasfiyenin bitim tarihinden itibaren otuz gün içinde verilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, tasfiye 27/01/2010 tarihinde sonuçlandığından, tasfiye dönemi beyannamesi ile tasfiye sonu beyannamesinin 26/02/2010 tarihine kadar verilmesi gerekmektedir.

SORU: Tasfiyeye giren şirketler tasfiye öncesi kıst döneme ilişkin beyannamede gösterilen zararı tasfiye döneminde verilen beyannamelerde indirebilirler mi? CEVAP: Kıst döneme ilişkin olarak verilen beyannamede gösterilen zarar tutarı, 1’nci tasfiye dönemi beyannamesinden itibaren geçmiş yıl zararı olarak gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir.

SORU: Nevi değişikliği halinde hissedarların edinecekleri hisselerin iktisap tarihi ne olacaktır? CEVAP: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından şirketlerde nevi değişikliği devir hükmünde olduğundan, limited şirketin Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında anonim şirkete dönüşmesi halinde, limited şirket ortaklarına verilen anonim şirkete ait hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak ortakların nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

SORU: Tek bir şirkete ait iştirak hisselerinin iki ayrı şirkete ayni sermaye olarak konulması suretiyle kısmi bölünmeye tabi tutulması mümkün müdür? CEVAP: Şirketin aktifinde yer alan ve iki yıldan uzun süredir elde tutulan iştirak hisselerinin mevcut veya yeni kurulacak iki ayrı şirkete ayni sermaye olarak konulması mümkün bulunmakla birlikte, söz konusu iştirak hisselerinin tek bir şirkete ait olması halinde, bu iştirak hisselerinin bir bütün halinde kısmi bölünme işlemine tabi tutulması gerekmektedir. Bu nedenle, şirketin aktifinde iki yıldan uzun süredir yer almakta olan bir adet iştirake ait hisselerin parça parça kısmi bölünme işlemine tabi tutulması mümkün değildir.

SORU: Adi ortaklık payı kısmi bölünme işlemine konu edilebilir mi? CEVAP: Şirketin aktifinde en az iki tam yıl süreyle tutulan ve iştirak hissesi kapsamında bulunan adi ortaklık payının Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde yer alan şartların sağlanması kaydıyla kısmi bölünme işlemine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

SORU: Sermaye şirketinin tür değiştirmek suretiyle şahıs İşletmesine devredilmesi İşleminin vergilendirilmesi nasıl olacaktır? CEVAP: Limited şirketin tür değiştirerek kollektif şirkete dönüşmesi, Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri kapsamında “devir” olarak değerlendirilemeyeceğinden söz konusu tür değişikliğinden doğan karlar vergiye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesi uyarınca limited şirketin tasfiyeye tabi tutularak hükmü şahsiyetine son verilmesi; Kollektif Şirketin de yeni kuruluş merasimine tabi tutularak mükellefiyetinin tesisi gerekmektedir.

SORU: 2 tanesi proje aşamasında 1’i tamamlanmış 3 adet hidroelektrik santrali lisansının bulunduğu durumda tamamlanan santral kısmi bölünmeye konu olabilir mi? CEVAP: Tek üretim işletmesi bulunması durumunda söz konusu üretim işletmesi kısmi bölünmeye konu olmaz.

SORU: Şirket aktifinde yer alan ve iki yıldan uzun süredir elde tutulan iki ayrı anonim şirkete ait iştirak hisselerinden %80 oranında iştirak edilen şirket hisselerinin tamamının, %99,99 oranında iştirak edilen şirket hisselerinin ise %50’sinin yeni kurulacak anonim şirkete ayni sermaye olarak devredilmesi işleminin kısmi bölünmeye konu edilebilir mi? CEVAP: %99,99 oranında iştirak edilen şirketin hisselerinin %50’sinin kısmi bölünme kapsamında devri, bir şirkete ait olup aktifde yer alan iştirak hisselerinin parça parça elden çıkarılması sonucunu doğuracağından, anılan işlemin kısmi bölünme kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

SORU: Geçici vergi alacağının üçüncü kişilerin vergi borcuna mahsubu mümkün müdür? CEVAP: Geçici vergi alacağı üçüncü şahısların vergi borçlarına talep edilebilecek olup bu mahsup talebine ilişkin olarak 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğ’in ekinde yer alan dilekçede (Ek-2) lehine mahsup talebinde bulunulan kişinin adı-soyadı veya unvanı, vergi kimlik numarası, bağlı olduğu vergi dairesi ile borcun türü ve döneminin belirtilmesi yeterli olacaktır.

SORU: “Geçici Vergi İade” alacağının maden ruhsat harçlarına mahsubu mümkün müdür? CEVAP: “Geçici Vergi İade” alacağının 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “2.3” bölümü uyarınca, 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında tahakkuk ettirilen maden ruhsat harçlarına mahsubu mümkündür.

SORU: Kurumlar vergisi beyannamesinde geçici vergi ve tevkif yoluyla ödenen verginin bulunması halinde beyanname üzerinden mahsup sıralaması ve mahsup sonrası kalan tutarın olması halinde iade işlemi nasıl olmalıdır? CEVAP: Mükelleflerin hesap dönemi içinde ödeyerek kurumlar vergisi beyannamelerinde mahsup konusu yaptıkları kesinti yoluyla ödenen vergiler, nakden ödenen geçici vergiler ve KDV iade alacaklarından mahsup edilerek ödenen geçici vergilerin kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde mahsubundan sonra nakden iadesinin talep edilmesi halinde, hesaplanan kurumlar vergisinden sırasıyla kesinti yoluyla ödenen vergiler daha sonra nakden ödenen geçici vergiler ve daha sonra da KDV iade alacaklarından mahsup edilerek ödenen geçici vergilerin mahsup edilmesi gerekmekte olup, nakden iade işlemlerinin gerçekleştirilmesi sırasında söz konusu mahsup sırasının takip edilerek iadesi gereken geçici vergi tutarlarının ayrıştırılması gerekmektedir.

SORU: Şirket tarafından yurt dışı mukimi firmaya borç para kullandırılarak faiz geliri elde edilmesi ile bu gelirlere ilişkin ilgili ülke mevzuatı gereğince %15 oranında yapılan kesintinin kurumlar vergisinden mahsubu için apostil edilmiş form yeterli midir? CEVAP: Şirket tarafından yurt dışı mukimi firmaya borç para kullandırılarak faiz geliri elde edilmesi ve faiz gelirlerine ilişkin yapılan kesintinin kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için apostil edilmiş form yeterlidir. Apostil, bir belgenin gerçekliğinin tasdik edilerek başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan bir belge onay sistemidir. Apostil’in kuralları 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Konferansıyla kararlaştırılan “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi (APOSTİLLE)” ile tespit edilmiş ve bu sözleşme, Türkiye bakımından 29/09/1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Apostil tasdik şerhi taşıyan bir belge, Lahey Konferansının tüm üye ve taraf devletlerinde geçerli bir belge olarak kabul edilmiştir. Apostil Belgesinin şekli anılan sözleşmede belirlenmiştir. Yurt dışı mukim ülke tarafından verilen ve “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi (APOSTİLLE)” hükümlerine göre düzenlenen belgelerin konsolosluk tasdiki aranılmadan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33’üncü maddesine göre Türkiye’de mahsuba konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

SORU: İş ortaklığınca kesinti yoluyla ödenen verginin kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan kısmının iş ortaklığını oluşturan şirketlerin vergi borcuna mahsubu mümkün müdür? CEVAP: İş ortaklığına ait tevkif yoluyla kesilen vergilerin kurumlar vergisi beyannamesinden mahsubu sonucu kalan iade alacağının öncelikle iş ortaklığının muaccel hale gelmiş vergi borçlarına mahsup edilmesi, vergi borcunun bulunmaması halinde muvafakat alınması şartıyla ortaklığı oluşturan diğer şirketlerin vergi borcuna mahsubu, nakden iade aşamasına gelmiş olması halinde 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde mümkün bulunmaktadır.

TE Ş EKKÜRLER…