Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ORGANİK TARIMDA ZARARLILARLA MÜCADELE

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ORGANİK TARIMDA ZARARLILARLA MÜCADELE"— Sunum transkripti:

1 ORGANİK TARIMDA ZARARLILARLA MÜCADELE
Hazırlayan: Yunus YETKİN KONYA 2009

2 1.Giriş Organik tarım son yıllarda bütün ülkelerde hızla gelişim gösteren bir tarım sistemidir. Mevcut verilere göre yaklaşık olarak 120 ülkede ve 31 milyon hektardan fazla alanda organik tarım yapılmaktadır. Organik tarım yapılan alanlar şu anda tarım yapılan alanların yaklaşık olarak %1’inden daha azına karşılık gelmektedir (Zehnder et al., 2007). Türkiye de halen hektar alanda organik tarım yapılmakta olup, bu toplam tarımsal alanların %0.7’sine karşılık gelmektedir. Toplam 200 farklı bitkisel ve hayvansal ürün organik olarak üretilmektedir ve üretim 2006 yılında tona ulaşmıştır (Yücel ve ark.2007).

3 Bugün için organik tarım denildiğinde ilk akla gelenlerden birisi bitkisel üretimde kimyasal ilaç kullanımının oldukça sınırlandırılmasıdır. Oysa çok sayıda zararlı, hastalık ve yabancı ot tarımsal üretimde kayıplara neden olmaktadır. Bugün için pek çok üründe zararlılarla mücadele etmeksizin tatmin edici bir sonuç almak mümkün değildir. Zararlıların neden olduğu üretim kayıpları; bütün dünya ve ürünler için yaklaşık olarak ortalama %13 civarındadır. Zararlılarla mücadele özellikle son 60 yıldır genellikle kimyasal ilaçlar kullanılarak yapılmaktadır. Esasında zararlılarla mücadele uzmanları pestisitlerin olumsuz etkilerini yakından görerek, organik tarım kavramını gelişiminden çok daha önce ve 1950li yılların sonlarından itibaren Entegre Mücadele kavramını ortaya koymuşlardır (Hagler,2000).

4 Entegre mücadele anlayışı kapsamında, uzun yıllardır tarımsal ilaç kullanmaksızın veya mümkün olduğunca az kullanarak zararlılarla mücadele etmeyi sağlayacak yöntemler üzerinde durulmaktadır. Ancak gerek bu yöntemlerin pestisitlere göre daha yoğun ve uzun vadeli çalışmalar gerektirmesi, gerekse mevcut geleneksel tarım sistemleri için kimyasal ilaç kullanımını sınırlayıcı bir düzenlemenin olmayışı zararlılarla mücadelede kimyasalların hâkimiyetinin devam etmesine neden olmuştur. Organik tarımda da kullanılma potansiyeline sahip çevre dostu ilaçlara değişik entegre mücadele programlarında yer verilmesine rağmen; preparat sayısının daha az, fiyatlarının daha yüksek ve çoğu zaman etkinliklerinin daha düşük olması gibi nedenlerle, bu ilaçlar günümüze kadar geniş bir kullanım alanı bulamamışlardır.

5 Organik tarım sistemi, zararlıların yönetimini hedefleyen çevresel yöntemlerin yanı sıra sadece bazı biyolojik ve bitkisel kökenli ilaçların kullanımına izin vermekte ve kimyasal ilaçların kullanımını yasaklamaktadır. Organik tarımda kullanımına izin verilen bu tip ilaçların sayısının oldukça sınırlı olması, son yüzyılda zararlılarla mücadeleyi ilaçlama esaslı olarak ele alan üreticilerin işlerini oldukça güçleştirmektedir.

6 Bugün için organik tarımda zararlılarla mücadele açısından içinde bulunduğumuz durum şu şekilde özetlenebilir; Zararlı sorunları daha önce olduğu gibi devam etmektedir ancak mücadele vasıtaları çok büyük oranda azalmıştır. Çünkü dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi zararlılarla mücadele % 95’den daha yüksek bir oranda kimyasal mücadele yöntemi kullanılarak yapılmaktadır. Elde organik tarımda kullanım izni olan çok az sayıda preparat vardır, bunların fiyatları genelde oldukça yüksektir, etki süreleri düşüktür ve bir kısmı halen bazı zararlılar için ruhsatlandırılmamıştır. Ayrıca bu preparatların üreticinin bulunduğu yerel şartlarda kolayca elde edilmesi de çoğu zaman mümkün değildir. Benzer şekilde organik tarımda zararlılarla mücadele için önerilen bazı biyolojik mücadele etmenleri ve biyoteknik mücadele vasıtaları ülkemiz koşullarında elde edilememektedir.

7 Mevcut koşullarda organik tarımda zararlılarla mücadele için bazı kültürel, mekaniksel, fiziksel, biyoteknik ve biyolojik mücadele yöntemlerinin uygulanabileceği söylenmektedir, ancak bu konuda spesifik sorunlara yönelik yeterince pratik öneri yapılamamaktadır. Aslında bitki koruma uzmanlarının uzun yıllar önce tarımsal ilaç kullanımına alternatif yöntemler üzerinde çalışmaya başlamış olması büyük bir avantajdır. Ancak piyasadaki talebin büyük oranda kimyasal ilaçlar üzerinde yoğunlaşmış olması alternatif yöntemlerin uzun süre gölgede kalmasına neden olmuştur. Organik tarım kapsamında doğan bu yeni talebe göre yeni araştırmalara ilave olarak geçmişin birikimleri gözden geçirilerek bu sahadaki ihtiyacın giderilmesi gerekmektedir.

8 2.Organik Tarımda Zararlılarla Mücadelede Sınırlamalar
Organik üretim sistemlerinde yer verilebilecek zararlılarla mücadele yöntemleri ülkeler arasında bazı ufak değişiklikler gösterse bile genelde bir uyum söz konusudur. Kültürel, fiziksel, mekaniksel ve biyolojik yöntemler genelde kullanım iznine sahip yöntemlerdir. Ancak biyoteknik yöntemler kapsamında; böcek büyüme regülatörleri, kısırlaştırıcılar, beslenme engelleyiciler ve kimyasal uzaklaştırıcılar yasaklanmakta ancak feromonlar kullanılarak şaşırtma tekniği uygulanmasına izin verilmektedir. Feromonlar ayrıca zararlı popülasyonlarını izlemek amacıyla kullanılmaktadır. Radyoaktif ışınlama yasaktır, ancak radyoaktif ışınlarla kısırlaştırılmış böceklerin kullanıldığı Kısır böcek tekniği (SIT) nin bazı ülkelerde uygulanmasına izin verilmektedir (Neilsen et al., 2006 Anonymous, 2007).

9 Genetik olarak değiştirilmiş ürünler (GDO) yasak kapsamındadır.
Genetik olarak değiştirilmemiş olma şartıyla biyolojik mücadele ürünleri serbesttir. Mücadelede yer verilen ürünlerde aranan en önemli şart sentetik olmamalarıdır. Bunun tek istisnası sentetik olan feromonlardır ve şaşırtma tekniğinde ürünle temas etmeden kullanımına izin verilmektedir. ABD’nin aksine AB ülkeleri tütün esaslı ilaçların kullanımına izin vermemektedir. Almanya balıklara toksik olması nedeniyle Rotenon kullanımına izin vermemektedir. Ryania ve Sabadilla kullanımı AB ve ABD’de yaygın değildir. AB ülkeleri Spinosad preparatları doğrudan mikrobiyal üretimle elde edildiğinde izin vermekte, oysa ABD ve İsviçre saflaştırılmış toksinin kullanımında izin vermektedir. Bu düzenlemeler bazen uluslararası organik ürün ticaretinde sorun yaratabilmektedir. Çok sayıda bitki ekstraktı, fermantasyon ürünleri, endüstriyel kil ve kaolin gibi maddeler kullanım iznine sahiptir.

10 Hangi maddelerin organik tarımda kullanılabileceği IFOAM (The International Federation of Organic Agriculture Movements)tarafından yayınlanan standartlarla (Basic Standarts for Production and Processing for Organic Production) belirlenmektedir (Zehnder et al.,,2007). Türkiye’de organik tarım kapsamında kullanılabilecek bitki koruma ürünlerinin listesi, tarih ve sayılı resmi gazetede yayınlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” ile belirlenmiştir. Bu standartlar temel bir referans teşkil etmekle beraber, ülkelerin kendi standardına göre bazı değişimlerin görülmesi nedeniyle, konu ile ilgili yerel standartlar ve düzenlemeler dikkate alınmalıdır. Ülkemiz koşullarında dikkat edilmesi gerekli bir diğer husus ise, sanki bitkilerden elde edilen bütün ekstraktların organik tarım kapsamında kullanılabilir olması yanılgısıdır. Bazen üreticilerin değişik bitkilerden elde ettikleri maddeleri zararlılarla mücadele de kullandıkları görülmektedir. Oysa pek çok bitkinin insanlar ve birçok canlı grubunda toksik etki gösterdiği uzun yıllar öncesinden bilinen bir gerçektir.

11 3. Organik Üretimde Zararlılarla Mücadele Yöntemleri
3.1. Kültürel Yöntemler Kültürel yöntemler geçmişi uzun zaman öncesine dayanan ve zararlılara karşı etkili olabilecek pek çok uygulamayı içine almaktadır. Bu yöntemler esas olarak bazı tarımsal uygulamaların, zararlıların yaşama ve çoğalmalarını güçleştirecek şekilde düzenlenmesinden ibarettir.

12 Sağlıklı ve kuvvetli bitki yetiştirme
Sağlıklı ve kuvvetli olan bitkiler zararlılara karşı daha dirençli olacağından zararlılar böyle bitkiler üzerinde zorlukla beslenir ve daha az çoğalırlar. Bitkilerin sağlıklı yetiştirilmesi için uygun toprak yapısı, sulama ve besin gibi istekleri karşılanmalıdır.

13 Toprak işleme Toprak işlemesi bitkilerin gelişmelerini hızlandırır. Kök sisteminin iyi gelişmesini sağlayarak bitkilerin sağlıklı ve kuvvetli olmasını sağlar. Kökleri iyi gelişmiş sebzelerde bozkurtlar ve telkurtları gibi toprak altı zararlıları fazla zarar meydana getiremez. Toprakta bulunan zararlılar ile önemli bir kültürel savaş yöntemidir. Noctuidae, Geometridae ve Syphingidae familyaları ve Coleoptera ve Diptera takımlarına ait bir çok tür toprakta pupa olur veya larvaları toprakta yaşar. Toprak işleme ile bu zararlılarla mücadele edilmiş olur.

14 Gübreleme Özelikle yoğun tarımda bitkilerin ihtiyaç duyduğu ve toprakta eksik olan besin maddelerinin gübreleme ile verilmesi gerekmektedir. Böylece bitkinin sağlıklı ve kuvvetli büyümesi sağlanır. Azotlu gübreler bitkilerin yeşil aksamının gelişmesini arttırdığı için yaprakbitleri, kabuklu bitler, thripsler gibi bitki özsuyu ile beslenen sokucu-emici ağız parçalarına sahip böcekler aşırı çoğalır. Potaslı gübreler bitkilerin hücre çeperlerinin kalınlaşmasına neden olur. Bu nedenle sokucu-emici ağız parçalarına sahip böcekler bu durumda fazla zararlı olamazlar. Böylece bitkinin dayanıklılığını arttırır. Kullanılan çiftlik gübrelerin iyi yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Böylece zararlılarla ve yabancı ot tohumlarıyla mücadele edilmiş olur.

15 Temiz tohum kullanımı Temiz tohum kullanımı zararlılarla ve hastalıklarla mücadelede büyük önem arz eder.

16 Bitki sıklığının optimizasyonu
Seyrek bitki yetiştirme, bitkilerin birim alanının daha fazla besin alması sonucu kuvvetli ve sağlam gelişmeyi, iyi bir havalanmayı sağlar ve nem birikmesini önler. Yaprakbitleri, beyazsinek, unlubitler ve kabuklu bitler nemden çok hoşlandığı için, bitkiler bu zararlılardan daha fazla etkilenir. Seyrek yetiştirme bu zararlılarla mücadelede önemlidir. Bazı durumlarda da bitki sıklığı işe yarar. Yonca ekimi yapılan yerlerde sık ekim yapılarak yonca hortumlu böceği larvasının gelişmesi önlenir.

17 Sulama ve drenaj Bir çok tür sulamadan sonra tarlaya akın eder ve mücadele zorlaşır. Pamuk yaprakkurdu (Spodoptera littoralis ) ve pamuk çizgili yaprakkurdu (S. exigua) erginleri yumurtlama döneminde sulanmış pamuk tarlalarını tercih ederler. Bazı zararlılar aşırı nemli topraklardan hoşlanırlar. Örneğin; Collembola zararından kurtulmak için toprağı iyi drene etmek, kanallar açarak nemi azaltmak zararlılarla mücadelede önerilir.

18 Budama Gençleştirme ve özelikle budama zararlıyla bulaşık bitki kısımlarının uzaklaştırılmasını sağladığından zararlı popülasyonlarının azaltılmasını da sağlayan kültürel bir önlemdir.

19 Dayanıklı çeşit yetiştirme
Bazı bitkiler zararlıların biyolojik faaliyetlerine olumsuz yönde etkisi olabilecek özel zehirli bileşikleri içermeleri veya zararlılar için gerekli olan besin maddelerini yeterince içermemeleri nedeniyle dayanıklı olurlar. Akdeniz meyve sineği (Ceratitis capitata ) limon kabuğunun içerdiği eterik yağlar nedeniyle limonda yaşama imkanı bulamaz.

20 Ekim,dikim ve hasat zamanının ayarlanması
Bitkiyi erken veya geç dikerek yada hasat zamanını ayarlayarak bazı zararlıların yumurta bırakmasını veya zararlıya hassas olduğu dönemi, böceğin henüz ortaya çıkmadığı yada popülasyonun artmadığı döneme denk getirmek gerekir. Geç ekilen fasulyelerde baklagil tohum böcekleri (Bruchus spp.) zararı daha az olmaktadır. Fasulye ve mısırın erken hasat edilmesi fasulye tohumböceği (Acanthoscelides obtectus) ve mısır biti (Sitophilus zeamais) ‘nin zararından kurtulmalarını sağlar.

21 Münavebe Münavebe özellikle toprakaltı zararlılarına karşı uygulanan ve başarılı sonuçlar alınan bir yöntemdir. Örneğin; nematodlar, telkurtları, mayıs böcekleri, toprak kökenli hastalıklar gibi toprakaltı zararlılarına karşı önerilen önemli tarımsal savaş yöntemidir. Bu nedenle münavebe programı oluşturulurken zararlılar göz önüne alınarak münavebe programı oluşturulmalıdır.

22 Bitki artıklarının ve yabancı otların imhası
Zararlılarla savaşta hasat sonrası tarlada kalan bitki artıklarının yok edilmesi büyük önem taşır. Çünkü bu kalıntılar, birçok zararlı için kışlama ve barınma yeridir. Örneğin; mısır kurdu (Ostrinia nubilalis ) kışı tarlada kalan mısır sapları içinde geçirir. Pembe kurt (Pectinophora gossypiella Saund.) kışı tarlada kalan veya yere dökülmüş kör, yani açılmamış pamuk kozalarında geçirir. Her kültürel yöntemi her zararlıya karşı kullanmak ve etkili sonuç almak mümkün değildir. Diğer yandan kültürel önlemler aynı ekosistemdeki farklı zararlılara karşı değişik sonuçlar ortaya koyabilir. Bir zararlıyı olumsuz etkilerken diğeri üzerine olumlu etki gösterebilir. (Dent, 2000; Zehnder et al.,2007.)

23 3.2. Mekaniksel Önlemler Mekaniksel savaş, zararlıları yok edebilmek veya zarar vermelerini önlemek için el veya araçlar kullanılarak yapılan tarımsal savaş şeklidir. Bu zararlıları iri oldukları ve toplu yaşadıkları için toplayıp imha edilerek kolayca ortadan kaldırılabilirler. Bazıları ise değişik tuzaklar kurularak tuzağa düşürülür ve öldürülürler. Çeşitli engeller kullanılarak zararlıların üründen uzak tutulması da bu savaş kapsamındadır. Son yıllarda birçok üründe böceklere karşı vakumlu aletlerin kullanılması, ağ çekme yöntemi, alüminyum folyo ile kaplama ve parlak plastikler kullanma gibi malçlama yöntemleri ile zararlılarla mücadele edilmektedir (Dent,2000; Fouche,2000; Kuepper and Thomas,2002; Zehnder et al.,2007; Brust and Maynard,2008).

24 3.3. Fiziksel Yöntemler Zararlıların yaşadıkları ortamın fiziksel özelliklerini değiştirmek suretiyle zararlıları yok etmeye veya faaliyetlerini azaltmaya yönelik uygulamalara fiziksel savaş adı verilir. Fiziksel mücadele de; yüksek ve düşük sıcaklık (sıcak su, sıcak buhar, solarizasyon, yakma, soğutma vb.), atmosfer gazları, orantılı nem, suya daldırma, ses, mineral maddelerden yararlanılabilir. Fiziksel çevrenin değiştirilmesi pek çok ürün için mümkün değildir. Ancak zararlının bulunduğu çevreyi değiştirmeyi hedefleyen bu yöntemlerin bir kısmının kullanımı; genellikle depolar ve seralar gibi kapalı alanlarda bulunan böceklere karşı mümkün olmaktadır (Dent,2000).

25 3.4. Biyolojik Mücadele Etkinliğinin Arttırılması
Birçok zararlı popülasyonu, mevcut tarımsal uygulamalar ve çevrenin değiştirilmesi sayesinde doğal düşmanların etkinliğin ve bolluğunun arttırılması yöntemi ile baskı altında tutulabilir (Zehnder et al.,2007). Organik sistemler zararlı kimyasallara az yer vermesi nedeniyle doğal düşmanların kolayca üremeleri ve zararlıları baskı altına almaları için önemli bir fırsat yaratmaktadır(Schellhorn et al.,2000; Fouche,2000). Bu uygulama, geniş spektrumlu pestisitlerin minimum düzeyde kullanılmaması nedeniyle organik sistemler için oldukça uygun bir yöntemdir. Özellikle parazitoid ve predatörlerin yer aldığı biyolojik etkinlik ile mücadele uygulamalarında sentetik girdilere olan ihtiyaç daha da azalacaktır. Bitkisel çeşitlilik, besin ve sığınaklar bakımından ihtiyaçlarını karşılayamayan doğal düşmanların ihtiyaçlarını giderici rol oynayacaktır. Ayrıca bitkisel çeşitlilik, doğal düşmanlar için uygun mikroklima, alternatif konukçu veya av, bitkisel esaslı besinler (polen,nektar gibi) sığınak ve kışlama yeri sağlayacaktır (Pedigo,1996; Brust and Maynard,2008).

26 3.5. Karışık Ekim Karışık ekim ikincil ürün ve yabancı otların yer aldığı zararlı yoğunluğunu etkileyecek diğer bir uygulamadır. Karışık ekimlerde zararlıların konukçularını bulması monokültüre oranla daha zor olmaktadır. Karışık ekimlerde fitofag böceklerin görsel ve kimyasal yolla konukçu bitkileri bulmalarının zorlaşması ortamı onlar için daha uygunsuz hale getirmektedir. Diğer yandan bu durum doğal düşmanların etkisini artırmaktadır(Horn,2000). Ancak bu bitkiler birbirlerinin gelişimini olumsuz etkilememeli ve böcekler için besin teşkil edecek şekilde aynı gruptan bitkiler olmamalıdır (Zehnder el al.,2007;Brust and Maynard, 2008).

27 Domates ve Kavun polikültürü

28 3.6. Tuzak Bitki Kullanımı Tuzak bitki kullanımı geleneksel tarım uygulamalarında diğer yöntemlerle birlikte uygulanan ve organik tarımda da potansiyele sahip bir uygulamadır. Tuzak bitkinin yumurtlama ve beslenme açısından ana üründen zararlılar için daha cezbedici olması gerekir. Tuzak bitki üzerinde zararlılar biriktikten sonra zaman geçirilmeden imha edilmelidir (Zehnder et al.,2007;Brust and Maynard,2008).

29 3.7. Biyolojik Savaş Yetiştirilen bitkilerin zararlıları ile beslenen diğer canlılara doğal düşmanlar denilmektedir. Bunların zararlılar ile savaşta kullanılmasına biyolojik savaş denir. Günümüzde 300 den fazla zararlı böceğe karşı değişik ülkelerde biyolojik mücadelede yararlanılmaktadır. Bunlardan 102’sine tam, 144’ünde önemli düzeyde ve 81’inde ise kısmen başarı sağlanmaktadır (Öncüer,2004). Ancak ticari olarak satılan bütün biyolojik etmenlerin organik tarım için uygun olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. IFOAM (The International Federation of Organic Agriculture Movements) standartları organik tarımda hangi biyolojik etmenlerin kullanılabileceğini belirlemektedir.

30 Örneğin; Lepidopter yumurtalarının predatörü olan Chrysoperla carnea, sünenin (Eurygaster integriceps) yumurta parazitoidi Trissolcus spp. Turunçgil unlubit (Planococcus citri) ine karşı predatörü Cryptolaemus montrouzieri ve parazitoiti Leptomastyx dactylopii torbalı koşnil (Icerya purchasi) e karşı avcı böcek (Rodolia cardinalis) biyolojik mücadelede kullanılır. Bunların yanında mikrobiyal etmenlerin (bakteri, fungus, virus) kullanımına izin verilmekte ancak genetik olarak değiştirilmiş organizmaların kullanımı yasaklanmaktadır. Bacillus thuringiensis, fungus, nematod ve virüslerden yapılmış çok sayıda preparatın zararlılarla mücadele için uzun zamandır ticari olarak üretildiği (Battu et al.2002; Koppenhöfer and Kaya,2002) ve bunların şu anda organik tarımda çok sayıda zararlıya karşı başarıyla kullanıldığı bilinmektedir.

31 Bacillus thuringiensis preparatı
Bacillus thuringiensis ile enfekte olmuş Lepidopter larvası

32 3.8. Biyoteknik Yöntemler Bu basamak biyolojik ve mineral kökenli insektisitlerin, çiftleşme davranışını bozmaya yönelik olarak feromonların (çiftleşme veya seks feromonları, alarm feromonları, afrodisiac (çiftleşmeyi arttıran) feromonlar, toplanma feromonları, iz-işaret feromonları ve sosyal böceklerdeki kraliçe yetiştirme feromonları) ve bazı repellent nitelikli maddelerin kullanımını içine almaktadır. Bugün için 1500 den fazla böceğin feromonu sentetik olarak üretilebilmekte ve ticari olarak satılmaktadır. Feromonlar organik tarım kapsamında daha ziyade çiftleşme ve üremeyi engellemeye yönelik olarak Şaşırtma tekniğinde kullanılmaktadır. Bu yöntem bugün için maalesef Türkiye şartlarında çok sınırlı bir uygulama imkânına sahiptir.

33

34 3.9. Kimyasal Savaş Organik tarımda kullanılacak kimyasal ilaçlarda aranan en temel özellikler; memelilere düşük toksisite ve faydalı faunaya minimum etkidir. Bu ilaçları kullanırken etkili bir sonuç elde edebilmek için bitkinin ilaçla çok iyi kaplanmasına dikkat edilmelidir (Fouche et al.,2000). Pyretrum, Rotenon, Azadiracthin ve bitkisel yağlar organik tarımda yaygın olarak kullanılırken Ryania, Nikotin ve Sabadilla daha az kullanılmaktadır. Mineral yağlar, Spinosad ve Kaolinde çok yaygın olarak kullanım alanına sahiptir (Zehnder et al.,2007). Bu kapsamda kullanılan diğer bir grup ise çoğunlukla evlerde üretilen böcek repellenti bitkiler, bitki ekstraktları (sarımsak, karabiber gibi ) fermantasyon ürünleri, endüstriyel kil gibi maddeleri içermektedir. Organik tarımda bu yöntemlerden tatmin edici sonuçlar almak için önceki bölümlerde bahsedilen yöntemlerle birlikte kullanılmaları gerekir.

35 BAZI BİTKİSEL İLAÇLAR Kaolin kili Rotenon’un balıklara etkisi
Sabadilla Azadiracthin BAZI BİTKİSEL İLAÇLAR Pyretrum

36 Sonuç olarak; Organik tarım hızla gelişmesine rağmen bu konuda hemen her alanda bilgi eksikliği göze çarpmaktadır. Organik tarım göz önüne alındığında bitki koruma alanında da bu eksiklik kendini hissettirmektedir. Ülkemiz için önemli bir konu ise organik mücadele vasıtalarının yeterince bulunmayışı ve yüksek maliyetleridir. Bu kapsamda organik üreticilerin bazı mücadele girdileri (Örneğin; biyolojik ve bitkisel ilaçlar) sübvanse edilerek, ve üreticileri destekleyerek piyasa oluşumu sağlanabilir. Ayrıca organik üretimde zararlılarla mücadelenin üreticilerde daha fazla bilgi ve daha fazla eğitim düzeyine ihtiyaç duyduğu göz önüne alınarak bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır. Organik tarımın bitki koruma açısından “hastalık ve zararlılardan geri kalanların hasat edildiği” bir üretim modeli olmadığı iyi anlaşılmalıdır. Zararlılarla mücadele açısından değişen sadece mücadele vasıtalarıdır.

37 SABIRLA DİNLEDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİM…


"ORGANİK TARIMDA ZARARLILARLA MÜCADELE" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları