Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

3. Bölüm İşletmenin Kuruluşu

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "3. Bölüm İşletmenin Kuruluşu"— Sunum transkripti:

1 3. Bölüm İşletmenin Kuruluşu
Öğr. Gör. Ahmet USLU

2 Bölümde İncelenecek Konular…
İşletmenin Kuruluş Nedenleri İşletmenin Kuruluş Aşamaları

3 1. İşletmenin Kuruluş Nedenleri
1.1. Miras 1.2. Bağımsız İş Yapma İsteği 1.3. Kazanç Sağlama İsteği 1.4. Toplumsal İtibar Sağlamak 1.5. Başka Fırsatların Yokluğu 1.6. Bir Düşünce veya Bir Misyonu Gerçekleştirme İsteği

4 1.1. Miras Bir kısım insanlar, miras olarak mal mülk bırakmak yerine hem kendi isimlerini sürdürecek hem de çocuklarını iş sahibi kılacak işletmeler bırakmayı tercih ederler.

5 1.2. Bağımsız İş Yapma İsteği
Kişilerin başkasına bağımlı olmadan çalışmak istemeleri. Bağımsız olmanın yanında başkalarına hükmetmek suretiyle güç ve nüfuz kazanma isteği kişilerin işletme kurma eğilimlerini daha da yükseltebilir.

6 1.3. Kazanç Sağlama İsteği Bireyleri işletme kurmaya yönelten en önemli nedenlerin başında kazanç sağlama ve sağladığı kazancı başkasıyla paylaşmama isteği gelmektedir. İşletmenin sağlayacağı tüm kazançlara talip olmak demek, ekonomik faaliyetlerin ortaya çıkarması muhtemel bütün riskleri veya tehlikeleri de yüklenmeye hazır olmak demektir. Bu nedenle, iş yaşamında riskleri paylaşmak suretiyle bir kısım kazançları da başkalarıyla paylaşmayı kabullenmek daha rasyonel bir davranış olarak görülmektedir.

7 1.4. Toplumsal İtibar Sağlamak
İşletme sahipliğinin kişilere sağladığı güç ve nüfuz sonuçta işletme sahiplerine büyük bir toplumsal itibar temin edebilir. Bir kısım işletmeciler için bu faktör diğer nedenlerin başına geçebilir.

8 1.5. Başka Fırsatların Yokluğu
Bazen, sermaye sahibi olan insanlar bu sermayelerini değerlendirecek daha uygun bir yol ya da seçenek bulamadıkları için kendi adlarına bir işletme kurup çalıştırma yoluna giderler. Kendi işletmesini kurup çalıştırma zorunluluğu bazen ekonomik koşullar ya da başka itici güçlerin sonucu da olabilir.

9 1.6. Bir Düşünce veya Bir Misyonu Gerçekleştirme İsteği
Bir kısım insanlar da kafalarındaki düşüncelerini uygulamaya aktarmak veya misyonlarını gerçekleştirebilmek amacıyla işletme kurup çalıştırmayı yeğleyebilirler.

10 İşletme kurma nedenleri veya güdüleri sadece bireysel nedenlerden oluşmamaktadır.
Çeşitli toplumsal kurumlar ve devlet de türlü nedenlerle işletme kurabilmektedir. Özellikle karma ekonomik düzende devlet toplumsal amaçlarla veya bazı endüstri dallarını geliştirmek gayesiyle işletmeler kurup işletebilmektedir.

11 2. İşletmenin Kuruluş Aşamaları
İşletme kurmanın ekonomik, malî, teknik ve hukuki olmak üzere pek çok yönü bulunmakta ve çeşitli aşamalardan geçilerek gerçekleştirilmektedir. İşletme ekonomisinde işletme kurmanın adı "yatırım" dır. Yatırım kavramıyla, üretim araçları toplamını (sermaye stokunu) artırmaya yönelik harcamalar ifade edilmektedir. Bu da ekonomiye bir sermaye malı kazandırmak ve mevcut üretim kapasitesini artırmak şeklinde olur. Yapılan bir harcamanın yatırım niteliğinde olabilmesi için bunun “yeni” bir sermaye malı teminine ya da üretim kapasitesini artırmaya yönelik olması gerekir.

12 Yatırım harcamalarının tümü üretim kapasitesini artırıcı etki doğurmaz.
Çünkü yapılan yatırımların bir kısmı mevcut sermaye stokundaki aşınma ve eskimeyi karşılamaya yönelmiş “ikame yatırımları” niteliğindedir. Ancak, bu gibi aşınma ve eskime düzeylerini aşan üzerindeki yatırım harcamaları, üretim kapasitelerinde net bir artışın ortaya çıkması sonucunu doğurur.

13 Ekonomik anlamdaki yatırımlar dört başlık altında gruplandırılır:
Makine, fabrika, donatım vb. gibi doğrudan üretime dönük yatırımlar, Baraj, köprü, liman ve yol gibi altyapı yatırımları, Firmaların depolarında tuttukları hammadde, yardımcı madde ve nihai mal stokları kısmındaki stok yatırımları, Emeğin eğitim ve öğretimi için yapılan harcamalar şeklindeki yatırımlar ise “beşeri” veya “entelektüel” yatırımlar

14 İşletmelerde ve günlük konuşma dilinde yatırım; eldeki parasal fon veya ihtiyaç fazlası nakdin gelir getiren taşınır ve taşınmaz varlıklara dönüştürülmesi ve bu değerlerin belirli bir süre elde tutulması anlamında kullanılmaktadır. Bu anlamda bir tahvil, hisse senedi, arsa veya bina satın alınması yatırım sayılır. Aslında finansman biliminde bu sonuncular “yatırım” yerine “plasman” olarak nitelendirilmektedir.

15 AŞAMA İşletme Kurma Düşüncesi (Proje Fikrinin Doğuşu) Ön Etüdler (Fizibilite Etüdleri) (Ön Proje) Değerlendirme ve Yatırım Kararı Kesin Proje Projenin Uygulanması İşletme Teknik Etüd Ekonomik Etüd Hukuki Etüd Finansal Etüd I II III IV V VI VII

16 2.1. İşletme Kurma Düşüncesi (Proje Fikrinin Doğuşu)
Endüstriyel bir işletme kurmanın ilk aşaması, işletmeyi kurmayı tasarlayan kişinin kafasında bu yönde bir düşüncenin doğup gelişmesi şeklinde ortaya çıkar. Bir işletme kurma düşüncesi bir kez müteşebbisin belleğinde yer edince, onu bazı ön araştırmalar yapmaya zorlar. Yapılan ön araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlar ne kadar cazipse, müteşebbis de o kadar büyük bir içtenlikle, ekonomik, yasal, mali ve teknik araştırmalara başlar veya duruma göre bu araştırmaları başlatır.

17 2.2. Ön Etüdler (Fizibilite Etüdleri)
Müteşebbisin kafasında bir proje fikri oluştuktan sonra bu düşüncenin uygulanabilir nitelikte (feasible) olup olmadığı yapılacak çeşitli ön araştırmalar veya etüdler sonucu ortaya çıkacaktır. Bu etüdlerin tümüne birden "ön araştırma" veya “fizibilite etüdleri” adı verilmektedir.

18 Fizibilite etüdleri, daha çok belirli bir alanda yapılması düşünülen bir yatırımla ilgili proje taslağının kârlılık vb. açılardan uygulanabilirliği, olabilirliği ya da mümkün olup olmadığı ile ilgili yapılan ön inceleme ya da araştırmaları açıklamak için kullanılmaktadır. Başka bir deyimle, fizibilite etüdleri; yatırım kararının alınıp alınmamasında yapılan bir ön aşamadır. Bu etüdler; düşünülen yatırımın ekonomik, teknik, finansal ve hukuki yönlerden etkinliğini belirlemek amacıyla yapılır.

19 Fizibilite etüdlerinin yatırım projelerinin çeşitli yönlerden tartışılmasını sağlamak kadar, bunlar arasında bir seçim yapma olanağını sağlama gibi önemli bir işlevi de bulunmaktadır.

20 Fizibilite etüdleri beş yönden yürütülebilir. Bunlar:
a. Piyasa veya Ekonomik Analiz: Bu analizle, üretilmesi ya da imal edilmesi düşünülen malın piyasadaki olası talebi belirlenmeye çalışılır. Bu amaçla; malın kimler tarafından hangi miktarlarda satın alınabileceği, malın tipinin nasıl olacağı ve malın benzerini üreten ya da üretmesi olası potansiyel rakiplerin kimler olduğu ya da olacağı sorularına cevap aranmaya çalışılır. b. Teknik Analiz: Fizibilite etüdleri kapsamında yapılan ikinci çalışma; üretilmesi düşünülen mal konusunda mevcut teknolojilerin neler olduğu, girdilerle çıktılar arasında optimal bir bileşimi sağlayabilmek için ne tür bir teknoloji uygulanması gerektiği ve üretilmesi düşünülen malın emek mi yoksa sermaye yoğun bir teknoloji mi olacağı gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışan teknolojik veya teknik analizlerle ilgilidir. c. Finansal Analiz: Fizibilite etüdleri içinde önemli bir yer tutan “finansal analiz” kurulması düşünülen işletmenin (yatırım projesinin) finansman ihtiyacı, bu ihtiyacın hangi kaynaklardan karşılanacağı, projenin yıllara göre gider, gelir ve fon akışının ne olacağı ve işletmenin hangi üretim düzeyinde kâra geçeceğinin belirlenmesine ilişkin sorunlara tatminkar cevaplar bulmaya çalışır. d. Hukuki Analiz: Gerek yatırım, gerekse işletme aşamasında; işletmenin dahil olacağı yasaların, bu yasaların işletmeye getireceği yükümlülüklerle sağlayacağı kolaylıkların ve işletmenin hukuki kesiminin belirlenmesi gibi hususların araştırılmasını kapsar. e. Kuruluş Yeri Analizi: Ekonomik analiz içinde yer alan kuruluş yeri seçiminin belirlenmesiyle ilgili analizler, işletmenin maliyetlerini minimum yapabilmesi için hangi yöreye kurulmasının gerektiğinin araştırılmasını hedefler.

21 Fizibilite çalışmalarının olumlu sonuç vermesi durumunda, bunları ön proje ve kesin projenin hazırlanması çalışmaları izleyecek ve yatırım kararı gerçekleştirilmiş olacaktır.

22 Proje hazırlama da denilen ön araştırma çalışmalarının asıl görevi, işletme kurma düşüncesinden doğan hedefleri gerçekleştirmenin bütün seçeneklerini ekonomik, teknik, finansal ve hukuki açılardan inceleyerek, bulguları ve onları destekleyen verileri sistemli ve mantıklı bir şekilde sunmaktır. İşletme hangi nedenle kurulursa kurulsun vazgeçilmez hedeflerinden biri ve belki de birincisi kâr sağlamak olduğu için, ilk planda yapılacak yatırımın, yatırımı haklı çıkaracak bir kazanç sağlayıp sağlayamayacağının belirlenmesi büyük önem taşır. Böyle bir belirleme işlevi ise, ekonomik araştırma ile mümkün olmaktadır.

23 Ön (Fizibilite) Etüdleri
Ekonomik Etüd Teknik Etüd Finansal Etüd Hukuki (Yasal) Etüd

24 Ekonomik Etüd Ekonomik faktörlerin zaman içinde çok sık değişiklik göstermesi, ekonomik araştırmayı yalnızca kuruluş aşamasında değil, fakat kuruluşun işleyişi esnasında da sürekli yapılması gereken bir eylem haline getirmiştir. Ekonomik araştırma, işletmenin faaliyet göstereceği alandaki rekabet durumu, mal ve hizmetlerin birim üretim maliyetleri, pazarlanacak mal ve hizmetlerin ne olacağı vb. konuları kapsamaktadır.

25 Ekonomik etütün kapsamındaki konulardan en önemlileri;
işletmenin üretmeyi düşündüğü mal ve hizmetlere karşı pazarda oluşması olası talep düzeyinin tahmini, bu talebi karşılayacak işletme kapasitesi veya büyüklüğünün belirlenmesi ve işletmenin nerede kurulacağının (kuruluş yerinin) seçimi .

26 Talep Tahmini İş idaresinde "işletme kurma" anlamına gelen yatırıma girişmeden önce yapılacak şey, kurulması düşünülen işletmenin üreteceği mal ve hizmetlere karşı piyasada oluşması olası talep düzeyinin tahmin edilmesidir. İşletmenin kuruluşuna temel oluşturacak talep tahmini veya kestiriminin en az beş yıl veya daha uzun bir süre için yapılması gerekir. Çünkü, talep tahminlerinin kapsadığı süre veya zaman aralığı büyüdükçe, yapılan tahminlerin gerçeğe uygunluk derecesi azalır.

27 İşletmenin kuruluş aşamasında yapılan talep tahminleriyle, üretilmesi tasarlanan mal ve hizmetlere belirli bir fiyattan ne kadar talep olacağı belirlenmeye çalışılır. Tüketicilerin taleplerini veya satın alma isteklerini, başta gelir durumları olmak üzere zevk ve alışkanlıkları, rakip ve tamamlayıcı mal ve hizmetlerin fiyatları ve benzer diğer bazı değişkenler etkiler. Talep tahmini sağlıklı ve yeterli bilgi ve verilere ihtiyaç gösterir. Söz konusu bilgiler finansman, ekonomik, toplumsal, endüstriyel, mesleki ve çeşitli kamu kurumlarından sağlanabilir.

28 Talep tahminlerinde kullanılan yöntemler;
Yapılacak talep tahminlerinin geçerli olabilmesi için bunların sağlıklı ve yeterli bilgilere dayandırılmaları gereği kadar kullanılacak olan yöntemin de geçerli olmasına bağlıdır. Talep tahminlerinde kullanılan yöntemler; Deneyim ve sezgiye dayanan talep tahmin yöntemleri, Ekonomik göstergelere dayanan yöntemler İstatistiksel talep tahmin yöntemleri

29 Günümüz iş dünyasında mal ve hizmetlerin talebini etkileyen değişkenlerin sayıca çokluğu ve bunlar arasındaki ilişkilerin karmaşıklığı, tecrübe ve sezgiye dayalı talep tahmin yöntemlerini yetersiz ve bazı durumlarda da tümüyle geçersiz hale getirebilmektedir. Çağımızda daha çok ekonomik göstergelere dayalı yöntemlerle istatistiksel tahmin yöntemleri her geçen gün daha çok kullanılır hale gelmiştir.

30 2.2.1.1.1. Talep Tahminine Yönelik Pazar Araştırmaları
Talep miktarının araştırılması, Yurt içi üretim ve ithalat durumunun araştırılması, Cari piyasa fiyatları ve maliyet durumunun araştırılması, Üretilecek mal veya hizmetlerin özellikleri ve kullanım alanlarının araştırılması, Tüketicilerin tip ve özelliklerinin araştırılması, Rekabet koşullarının araştırılması, Üretilecek mallar ve ikame malların arz kaynaklarının araştırılması, Dağıtım kanallarının araştırılması, Üretilecek mallar konusunda hükümetlerin ekonomik politikasının araştırılması.

31 2.2.1.1.2. Talep Tahmini Yoluyla Derlenen Bilgilerin Düzenlenmesi
Derlenen bilgilerin yeterli düzeyde ve gerçekçi olmaları kadar, o bilgilerin düzenlenmesi de önemlidir. Derlenen bilgilerin bir kısmı sayısal, bir kısmı sözel olsa bile, bunların her ikisi birden proje değerlemesinde etkili olurlar. Bu derece önem taşıyan bilgilerin geçerli olabilmesi ve sağlıklı öngörülerde bulunulabilmesi için anlamlı tablolara dönüştürülmesi gerekir. Ayrıca, sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek amacıyla bu tablolarda yer alan bilgilerin geçmiş 5-10 yılı içermesine de dikkat edilmelidir.

32 2.2.1.1.3. Talep Tahmin Yöntemleri
İşletmelerin kurulmasında gerek bireysel ve gerekse örgütsel bir çok amaç etkin rol oynar. Bu amaçlara ulaşmak ise, üretilecek mal veya hizmetin hedef pazarda kabul edilmesiyle gerçekleşir. Talep tahmin çalışmaları yoluyla olası talep düzeyini belirlemek, özellikle, karmaşık sorunları bulunan serbest piyasa ekonomilerinde önem taşır. Sabit giderleri karşılayamamak, düşük kapasitede çalışmak veya fiyatları maliyetlerin altında belirleyerek pazar payını kaybetmemeye uğraşmak vb. gibi birçok sorunun temelinde etkin olarak yapılmamış bir talep tahmin çalışması aranabilir.

33 a. Dolaysız (direkt) Yolla Talep Tahmini
Dolaysız yolla talep tahmini çalışmasında, verilere doğrudan doğruya ulaşılıp, bunların orijinal (asıl) kaynaklardan elde edilmesi söz konusudur. Anket yoluyla talep tahmini, Yöneticilerin görüşlerinin alınması yoluyla talep tahmini, Kilit personelin görüşleri alınmak yoluyla talep tahmini.

34 b. Dolaylı (Endirekt) Yolla Talep Tahmini
Dolaylı yolla talep tahmin yolları; zaman serileri analizi, trend yöntemi, grafik yöntemi, önde giden göstergeler yöntemi, ortalamalar, en küçük kareler, regrasyon ve korelasyon, üssel düzeltme, yarı logaritmik eğri

35 Zaman serileri analizinde kullanılan yöntemler;
* Zaman Serileri Analizi İle Talep Tahmini: Zaman serileri analizinde geçmişe ait verilerden yararlanılmakta, geçmişin gözlemine dayanılarak geleceğe yönelik tahminlerde bulunulmaktadır. Elde edilen geçmiş dönemlere ait bilgilerin istatistiki değerlemesi yapılıp trendleri saptandıktan sonra, gelecekteki olası talep düzeyi tahmin edilebilir. Zaman serileri analizinde kullanılan yöntemler; Basit Trend Yöntemi İle Talep Tahmini Bu yöntemde geçmişe yönelik çalışmalar ağırlık kazanır. İşletme, üretip-pazara sunmayı düşündüğü mal veya hizmetin geçmiş 5-10 yıllık ortalama artış hızını saptayıp, geleceğe ilişkin bir hedef belirleyebilmektedir. Grafikle Gösterme Yöntemi İle Talep Tahmini Basit trend yönteminin geliştirilmesi ile elde edilen bu yöntem daha çok göze hitap eden bir özellik taşır. Grafikle gösterme yönteminde, talep tahmini yapılacak zaman serisi için, geçmiş yıllara ait değerler grafik üzerinde gösterilir. Uzun süredeki gelişme bir doğru veya eğri ile çizilerek gelecek yılların durumu göz kararı ile tahmin edilerek kağıt üzerinde gösterilir.

36 Önde Giden Göstergeler Yöntemi İle Talep Tahmini
Ekonomide, temel ekonomik gösterge sayılan ve olası ekonomik gelişmelerin habercisi ve işareti (Leading Indicators) olan birtakım göstergeler söz konusudur. Bunlardan başlıcalarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Gayri safi milli hasıla, Milli gelir, Kişi başına milli gelir (toplam ve harcanabilir olarak), Para ve maliye politikaları, Para ve kredi arzı, Kredi oranları, Fiyat gelişmeleri, İstihdam ve ücretler, Nüfus artışı, İnşaat endüstrisindeki gelişmeler ve konut sayısı, Stok hareketleri, Enerji tüketimi, Ödemeler dengesi, Kamu ve özel kesim harcamaları, Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerindeki üretim miktarı.

37 Yarı Ortalama Yöntemi İle Talep Tahmini
Bu yöntem, geçmiş yıllara ait tüketim serisinin iki eşit kısma bölünmesi ve her bir yarıdaki değerlerin ortalamasının alınması esasına dayanmaktadır. Burada elde edilen ortalamaların grafik kağıdına işaretlenmesinden sonra, noktaları birleştiren bir doğru çizilmesi gerekir. İki noktayı birleştiren doğrunun uzantısı ise, gelecekteki olası talebi belirleyebilmektedir.

38 Hareketli Ortalama Yöntemi İle Talep Tahmini
Bu yöntemde, belirli bir döneme ait verilerin yıllar itibariyle gösterdiği dalgalanmalar ve bunlara ait hareketli ortalamalar hesaplanıp izleyen yılların hangi eğilimi göstereceği saptanabilmektedir. Hareketli ortalama yönteminde ele alınan seriler, üçerli, dörderli veya daha fazla sayıda gruplamaya tabi tutulur ve birinci grubun ortalama değeri aynı grubun orta hizasına yazılır. Ondan sonraki gruplamalarda da bir önceki grubun ilk sayısı terk edilerek birinci gruptan sonraki ilk sayı bu gruba dahil edilmektedir. Bu grubun da ortalaması alınmak suretiyle grubun orta sayısının hizasına yazılır. Bundan sonraki işlemlere daha önceki grubun ilk değeri atılmak suretiyle devam edilir. Devam edilen işlemler sonucunda satış miktarı belli olan en son devreye ulaşılır. Ancak, daha önceden işleme girmiş bulunan en eski devreye ait satış miktarı işlem dışı bırakılır.

39 En Küçük Kareler Yöntemi İle Talep Tahmini:
Talep tahmini konusunda temel yol veya yöntem “en küçük kareler yöntemine” dayanan cebirsel yöntemdir. Ekonomik etüdlerde, zaman dizilerinin projeksiyonu (tahmini) için en çok üç denklem tipi kullanılır. (a) y= a+bx doğrusal (b) y= a+bx+Cx² parabolik (c) y= ab× üssel Bu denklemlerde “y” talep miktarını, “x” de zamanı veya yılları gösterir.

40 Üssel denklem logaritmik olarak yazılınca yine doğrusal bir denklem elde edilir.
logy = loga + logb Uygulamada talep araştırmalarında en fazla karşılaşılan üssel fonksiyonlardır. Ekonomik diziler, her yıl bir önceki yılın yüzde belli bir oranında artar.

41 1996-2005 Yılları Arasında Türkiye’deki Şeker Tüketimi (Ton)
Yıl (N) Zaman (x) Tüketim Miktarı (y) X2 Xy 1996 1997 1 1998 2 4 1999 3 9 2000 16 2001 5 25 2002 6 36 2003 7 49 2004 8 64 2005 81 N= 10 x= 45 y= x²= 285 xy=

42 Bu tabloda (x) yılları gösterir.
Ancak 1996, 1998 gibi büyük rakamları kullanmak yerine onlarla aynı sonucu veren, başlangıç yılına sıfır rakamı vererek, diğer yılları buna göre sıralamak hesabı kolaylaştırır. (y) tüketim miktarlarını veya talebi gösterir.

43 Y = a+bx doğrusal fonksiyonun normal denklemleri şöyle yazılabilir:
y = Na + b x xy = ax + bx²

44 Diğer Talep Tahmin Yöntemleri:
Üssel düzeltme yöntemi, tarihi değerlerin ağırlıklı hareketli ortalaması olarak kabul edilmekte ve geçmiş yıllara ilişkin verilerden yararlanarak geleceğe yönelik yapılacak tahminlerde kullanılmaktadır. Bu yöntem aşağıdaki formüle dayanır: Y= ∂Dt + ∂(1- ∂) Dt-1 + ∂(1- ∂)² Dt ∂(1- ∂)n Dt-n Formüldeki notasyonların anlamları: Y : Tüketim miktarı Dt : Yıllara ilişkin veriler ∂ : Ağırlık faktörü olarak 0 ile 1 arasında seçilebilir.

45 Zaman Serileri analizinde kullanılan denklemlerden biri de yarı logaritmik eğri denklemidir.
Yıllık artış oranının sabit olduğu durumlarda yararlanılan bu yöntem aşağıdaki formüllere dayanmaktadır. Log Y = Log a + x log b Log Y = N Log a + Log b x X Log Y = Log a x + Log b x²

46 2.2.1.2. İşletme Kapasitesinin Belirlenmesi ve Kapasite Türleri
Kurulması düşünülen işletmenin gelecekte üreteceği mal ve hizmetlere karşı muhtemel talep düzeyini tahmin etmenin başta gelen amacı, işletmenin kapasitesini belirlemektir. Çünkü, işletmenin kuruluş aşamasında akla gelen ilk soru, kurulması tasarlanan işletmenin günlük, aylık ve yıllık üretim gücünün (kapasitesinin) ne olacağı veya ne olması gerektiği sorusudur. Bu soruya verilecek en kestirme cevap, kurulacak olan işletmenin kapasitesi işletme faaliyete geçtikten sonra ortaya çıkabilecek talepleri belirli ve makûl bir süre içinde karşılayacak kadar büyük olmalıdır. Ama işletme kapasitesi, aynı zamanda uzun dönemde atıl kalacak kadar çok büyük seçilmemelidir.

47 Kapasite, bir işletmenin belirli bir zaman dilimi içindeki üretim gücü olarak tanımlanabileceği gibi, işletmenin belirli bir mal veya hizmeti üretebilme yeteneğinin yine belirli bir ölçü ile ifade edilmesi şeklinde de açıklanabilir. Kapasite kararlaştırılırken onun ne çok küçük ne de gereğinden fazla büyük olmasına dikkat edilmesi gerektiğidir. Çünkü, eksik ya da fazla kapasite ile çalışıldığı zaman üretilen mal ve hizmetlerin maliyeti yükselmekte ve işletme büyük kaynak kaybına uğramaktadır.

48 Belli Başlı Kapasite Türleri
Atıl Kapasite Normal Kapasite Teorik Kapasite Fiili Kapasite A D Üretim Gücü (ton/yıl) A B C D

49 2.2.1.2.1. (Maksimum) Teorik Kapasite
Bir işletmenin teknik projesinde gösterilen ve daha çok hesaplamayla bulunan kapasitedir. Başka bir deyimle, teorik kapasite veya maksimum kapasite bir makinanın, bir işgörenin veya bütünüyle bir işletmenin belirli bir sürede gerçekleştirebildiği en yüksek üretim gücüdür. Bu kapasite, makina ve techizatın hiçbir duraklama ve arıza göstermeden kalifiye işgörenler elinde yapabileceği maksimum üretim miktarını ifade eder.

50 2.2.1.2.2. (Gerçek) Normal veya Pratik Kapasite
Teorik kapasite, işletmecilikte olağanüstü durumların kapasitesidir ve buna ulaşılması çoğu kez mümkün değildir. Çünkü, bir işletmenin bütün yıl, bakım ve onarım için durmadan, tam yetişmiş işçilerle üretim yapması hemen hemen olanaksız gibidir. Bir işletmenin bakım onarım, enerji kesilmesi, arıza ve benzeri nedenlerle durması beklenmeyen değil, beklenen olağan bir durumdur. Belirtilen bu tür bekleme ve gecikmelere "işleyiş kesintileri" denir. Teorik kapasiteden, işleyiş kesintilerinin çıkarılmasıyla bulunan kapasiteye pratik veya gerçek kapasite adı verilir. Pratik kapasite, olağan çalışma ortamının kapasitesidir.

51 2.2.1.2.3. Fiili (Kullanış) Kapasitesi
Normal kapasite bir işletmenin olağan olarak her zaman ulaşılabilir veya gerçekleşmesi mümkün üretim gücünü gösterir. Ama bu gücün kullanılıp kullanılmaması, üretilen mal ve hizmetin satışı ile yakından ilgilidir. İşletmede üretimi sürdürebilmek için üretilen mal ve hizmetlerin satılması gerekir. Aksi halde yeterli siparişin bulunmaması, iş akımının düzenlenmesindeki hatalar, hammadde teminindeki güçlükler ve benzeri diğer nedenlerle zaman zaman pratik kapasitenin ancak bir kısmından yararlanılma durumunda kalınabilir. Çeşitli nedenlerle -ki bu nedenlerin başında satışların yetersiz olması, başka bir deyimle talebin düşük olması gelir- pratik kapasitenin yalnızca bu yararlanılan kısmına fiili veya kullanış kapasitesi adı verilir.

52 Pratik kapasite ile fiili (kullanış) kapasitesi arasında kalan ve yararlanılamayan kısma "atıl" veya "aylak" kapasite adı verilir.

53 2.2.1.2.4. Kapasite Kullanım Oranı (Çalışma Derecesi)
Fiili (kullanış) kapasitesinin, normal (pratik) kapasiteye oranlanmasına çalışma derecesi adı verilir ve aşağıdaki şekilde formüle edilebilir. Fiili Kapasite Kapasite Kullanım Oranı= Normal (Pratik) Kapasite

54 2.2.1.2.5. İşletmelerin Optimum Büyüklüğü ve Optimum (Kıvamlı) Kapasite
Optimal büyüklük ile, birim başına üretim maliyetinin en düşük veya en uygun olduğu büyüklük ifade edilmek istenmektedir. İşletmelerin etkili bir biçimde işletilebilmeleri için optimum bir büyüklükte kurulmaları gerekir. Oysa, hemen her yerde, gereğinden fazla büyük veya gereğinden daha küçük kapasiteli işletmelerle karşılaşılmaktadır. Bu durum hem işletmeler için, hem de ülke ekonomisi için büyük kayıplara neden olmaktadır.

55 Bir İşletmenin Maliyet Eğrileri ve Optimum Üretim Kapasitesi

56 Birim başına sabit ve değişken maliyetler toplamının minumum olduğu kapasite anlamındaki optimum kapasite, uygulamada, mümkün olan her kapasitedeki fabrikanın ayrı ayrı önce yatırım tutarlarını, sonra da işletme maliyetlerini hesaplamak suretiyle ve en düşük maliyetli fabrika tesbit edilerek bulunur.

57 Optimum Kapasitenin Belirlenmesi
Fabrika Fabrika Kapasitesi (Ton) Ton Başına Birim Maliyet (YTL) A 40.000 100 B 60.000 80 C 80.000 65 D Burada yaklaşık olarak, optimum kapasitenin tonluk fabrikada olduğu söylenebilir. Zira üretim 80 bin tona ulaşıncaya kadar ton başına düşen maliyet azalmakta ve 80 bin tondan sonra da yükselmektedir.

58 2.2.1.2.6. İşletme Kapasitesinin Seçimini Etkileyen Diğer Faktörler
Bir işletme kurulurken hedef optimum kapasiteyi seçmektir. Bu suretle rakip işletmeler karşısında daha başlangıçta bir üstünlük sağlamak veya daha sonra kurulacak optimum kapasiteli işletmelerle rekabet edebilmek mümkün hale gelir. Ancak, kapasite seçiminde, en düşük maliyet, göz önünde tutulacak tek faktör değildir.

59 a.Talep Hacmi ve Kapasite
b.Teknoloji ve Kapasite c.Kuruluş Yeri ve Kapasite d.Finansman ve Kapasite

60 2.2.1.2.7. Optimum (Kıvamlı) Kapasitenin Belirlenmesine İlişkin Uygulamalı Bir Örnek
İş yaşamında uygun büyüklükteki kapasite seçimi büyük bir önem taşır. Bu durum gerçek yaşamdan alınan Petro-Kimya Endüstrisine ilişkin karşılaştırmalı bir örnekle daha açık şekilde ortaya konabilir. Aşağıda, düzenlenen tabloda, bir petro-kimya işletmesinde ton kapasiteli etilen fabrikası ile diğer bir petro-kimya tesisinde ton kapasiteli etilen fabrikasının yatırım tutarları ve üretim maliyetleri karşılaştırılmaktadır.

61 225.000 Ton Kapasiteli Fabrika 30.000 Ton Kapasiteli Fabrika
Kapasite Büyüklüğünden Doğan Tasarrufların Karşılaştırılmalı Olarak Gösterilmesi Açıklama Ton Kapasiteli Fabrika Ton Kapasiteli Fabrika I- Yatırım Tutarı (Bin YTL.) 20.16 10.72 II- Ton Kapasite Başına Yatırım (YTL) 89.600 35.730 III- Etilen maliyet (YTL/Ton) 1. Değişir Masraflar 81.700 2. Sabit Masraflar 11.700 49.600 a) Amortismanlar 8.900 24.900 b) Diğer Masraflar 2.800 14.700 3. Yarı Değişir masraflar 4.600 16.100 4. Toplam Ton Maliyet 98.000 IV- İndeksler 1. Yatırım (Ton Başına) 25 100 2. Etilen Maliyeti 57 3. Kapasite 750

62 2.2.1.3. Kuruluş Yerinin Seçimi
Kuruluş Yeri Seçiminin Önemi ve Optimal Kuruluş Yeri Kuruluş yeri denilince, işletmenin faaliyette bulunduğu yer anlaşılır. Bu nedenle, kuruluş yerinin seçimi önemli bir karar verme olayıdır. Bu kararın verilmesiyle, işletmenin "hayat alanı" belirlenmiş olmaktadır. Bu önemi dolayısıyla; kuruluş yeri rastgele seçilmemeli, seçim yapılırken dar görüşlü ve duygusal olmamalı, aksine rasyonel davranılmalı, türlü ekonomik ve teknik faktörün yanında, kurulacak işletmenin çalışma konusu ve büyüklüğü gözönüne alınmalı, seçime dayanak teşkil eden alternatif kuruluş yerlerinin özellikleri birbiriyle karşılaştırılmalıdır. Kuruluş yeri seçimi ile ilgili karar, üretim maliyetlerini ve kârlılığı doğrudan etkilemekte ve dolayısıyla işletmenin varlığını sürdürmesi ve başarılı olması üzerinde etkin bir rol oynamaktadır.

63 Sanayi işletmelerinin kuruluş yerinin seçimi için kullanılan kriterler iki türlüdür. Bunlardan birincisi, Devlet planlama kuruluşlarının yatırımları yönlendirmek amacıyla kullandıkları kriterlerdir. Bunlar; Milli geliri azami düzeye çıkarmak, İşgücünü tam ve etkin olarak kullanmak, Geri kalmış bölgeleri kalkındırmak ve Yerleşimin yoğun olduğu yerlerde sosyal çevre sorunlarına çözüm getirmek şeklinde sıralanabilir.

64 İkinci gruptaki kriterler ise, bir işletmenin kendi amacının gerçekleştirilmesiyle ilgili olanlardır. Bir girişimci, kurmayı düşündüğü işletme için en uygun kuruluş yerini seçmeye çalışırken, ileride işletme kârını maksimum kılacak olan yeri seçmeye çalışır. Böyle bir yerin seçimi ya toplam maliyetlerin en aza indirilmesi (minimize) veya toplam gelirlerin en üst düzeye çıkarılması yoluyla gerçekleşebilir. Maliyetlerin minimizasyonu amacından hareket etmek daha uygun olacaktır. Sonuç olarak, müteşebbis açısından kuruluş yeri kararı verilirken, tahmini ve kontrolu daha kolay olan maliyetlerini esas alınması uygun olacaktır. Buna göre optimal kuruluş yeri denilince, gelecekte oluşması beklenen toplam üretim maliyetlerinin en düşük olduğu yer anlaşılması gerekir.

65 2.2.1.3.2. Kuruluş Yeri Faktörleri
İşletmenin kuruluş yeri seçimini etkileyen ve dolayısıyle böyle bir kararda göz önüne alınması gereken bazı faktörler vardır. Bu faktörleri ekonomik ve çevresel faktörler olarak ikiye ayırabiliriz. Ekonomik faktörler, genel olarak işletmenin kontrol alanı içine giren ve işletme yönetimince alınacak kararlarla etkilenebilen faktörlerdir. Bunların maliyet ve kârlılık üzerinde etkileri açık ve kesindir. Çevresel faktörler; işletmenin denetimi dışında ortaya çıkan doğal, mali, politik, sosyal, yasal, ulusal ve uluslararası koşulları içermektedir.

66 a. Ekonomik Faktörler Pazarın büyüklüğü veya yakınlığı
Hammadde kaynakları Taşıma olanakları Kuruluş maliyetleri İşletme maliyetleri Benzer işletmelere yakınlık ve mevcut yatırımlar Devletin özendirici ve caydırıcı politikaları

67 b. Çevresel Faktörler Bölgesel faktörler Ulusal faktörler
Uluslar arası faktörler

68 2.2.1.3.3. Kuruluş Yeri Seçiminde Kullanılan Yöntemler
a. Faktörlerin Karşılaştırılması Yöntemi Bu yöntemin yararlı yanı, kuruluş yeri seçimini etkileyen bütün faktörlerin analize tabi tutulması ve kalitatif (niteliksel) faktörlerin bazı ölçekleme yöntemleriyle değerlemenin içine sokulmasının sağlanmasıdır. Her bir kuruluş yeri için yapılan değerleme sonucunda ortaya çıkan değerlere göre bir karara varılmaktadır. Bu yöntem üç aşamalı bir süreç şeklinde uygulanır: Birinci aşamada, her bir aday kuruluş yeri için faktörlerin ağırlık dereceleri belirlenir. İkinci aşamada her bir faktörün, aday kuruluş yeri ile ilgili kararı içindeki tartı veya ağırlık derecesi belirlenir. Birinci ve ikinci aşamalardaki değerler birbirleriyle çarpılarak o faktörün aday kuruluş yeri için tartılı değeri bulunur ve tüm faktörlerin tartılı değerlerinin toplamı hesap edilir. En yüksek değere sahip olan kuruluş yeri en uygun kuruluş yeri olarak seçilir.

69 Faktörlerin Karşılaştırılması Yöntemi
Kuruluş Ağırlık Kuruluş yeri A Kuruluş yeri B Yeri Faktörleri Derecesi (0-20) Faktörün Tartısı Ağırlıklı Toplam Faktörü Tartısı Ağırlıklı Toplam Pazar 20 15 300 18 360 Taşıma olanakları 270 10 180 Hammadde 6 60 100 İşgücü 8 5 40 48 Enerji 12 4 İklim 16 2 Su 120 90 TOPLAM 866 834

70 b. Maliyetlerin Karşılaştırılması Yöntemi
Her bir aday kuruluş yerinde gerçekleşecek üretim faaliyeti sonucunda ortaya çıkacak maliyetlerin hesaplanması ve bunlar arasında en düşük maliyet düzeyine sahip olan kuruluş yerinin belirlenmesi gerekir. Bunun için her bir aday kuruluş yerine ait sabit ve değişken maliyetlerin tespitine çalışılır ve en düşük birim maliyetli yer seçilir.

71 Maliyet Analizi Yöntemi
Maliyet Kalemleri Kuruluş Yerleri (Bin YTL) A B C Birim Değişken Maliyetler Hammadde 260 255 265 Yardımcı Madde 44 43 45 İşçilik 70 72 Birim Sabit Maliyetler Su 30 32 Enerji 10 11 Vergi 15 Fuel-Oil 9 Kira 110 113 114 Sigorta TOPLAM 560 561 571

72 c. Kârlılıkların Karşılaştırılması Yöntemi
Maliyetlerin yanında, satışları da gözönünde bulundurması açısından en anlamlı yöntem, işletmenin aday kuruluş yerlerinin kârlılık yönünden karşılaştırılması yöntemidir. Bu yönteme göre en uygun kuruluş yeri, yapılan yatırıma en büyük kârlılığı ve dönüşüm oranını sağlayan yerdir. Böyle bir yöntemin uygulanmasında en büyük güçlük daha önceki yöntem içinde geçerli olan, maliyetlerin ve satışların şimdiden sağlıklı bir şekilde tahmin edilmesinde yatmaktadır.

73 Kârlılıkların Karşılaştırılması Yöntemi
Görünür Maliyetler, Kuruluş Yerleri (Bin YTL) Satışlar, Kâr A B C I. SATIŞLAR (a) Yıllık Satışlar 260 (b) Satış masrafları - 46 - 42 - 44 (c) Net satış geliri 214 218 216 II.ÜRETİM MALİYETLERİ (d) Hammadde 62 64 63 (e) İşçilik 40 41 42 (f) Taşıma 23 26 27 (g) Enerji, su 15 16 (h) Diğer kalemler 10 8 (i) Sabit maliyetler 11 (j) Toplam üretim maliyetleri 161 166 167 III. TOPLAM MALİYET (k) Satış + üretim maliyetleri (b+j) 207 208 211 IV.YILLIK KÂR (l) Satış-Toplam maliyet (a-k) 53 52 49 V. SABİT YATIRIM HARCAMASI 180 YATIRIM KÂRLILIK ORANI %29.44 %28.89 %27.22

74 Teknik Etüd İşletme kurulmasına karar verilirken, projenin teknik etüdünde şu çalışmalara yer verilir: Proje ile ilgili ön etüdler; projenin teknik tanımı, projenin kurulacağı alanın zemin etüdleri, hammadde ve yardımcı madde etüdlerinin yapılarak rezervlerin tahmin edilmesi, enerji, su ve ulaştırma olanaklarının etüdü, laboratuvar testlerinin yapılması, Seçilen üretim yönteminin ve alternatif yöntemlerin ve bunların gerekçelerinin belirlenmesi, Projenin ürünleri ve yan ürünlerine ilişkin etüdler, Makina ve donatımla ilgili etüdler, Tesislerin yerleşim planının yapılması etüdleri, Arazi, bina ve inşaatla iligili etüdler, Hazırlık yapıları, ana fabrika binaları, yardımcı işletme yapıları, sosyal binalar ve ulaştırma yapılarının belirlenmesi, Montaj işlerinin nasıl ve kimin tarafından yapılacağı ve bu işlere ilişkin harcama kalemlerinin ne olacağının belirlenmesi, Hammadde ve yardımcı madde ile ilgili etüdler, Personel ihtiyacı ile ilgili etüdler, İş akım şemasının düzenlenmesi, teknik yardım, patent ve know-how sağlanması olanakları, projenin teknik ömrüne ilişkin etüdler ve uygulama (temrin) planının hazırlanması.

75 Finansal Etüd Bir işletmenin kurulmasında, ekonomik ve teknik etüdler tamamlandıktan sonra projenin finansal yönden de incelenmesi gerekmektedir. İşletmelerin kuruluş aşamalarında yapılacak olan finansal etüdler şu konuları kapsamaktadır: Projenin yatırım ihtiyacının saptanması, İşletmenin gelir ve gider tahminlerinin yapılması (tahmini gelir-gider bütçesi veya pro-forma bilançonun hazırlanması) Finansman etüdleri ve organizasyon. Kurulması düşünülen örgütün yapısı, personelin işe alınması, eğitilmesi vb. İşlemlerin finansal açıdan değerlendirilmesi.

76 Bir Projenin Yatırım Tutarı
Gider İç Para (Bin YTL) Dış Para (Dolar) Toplam Yatırım (Bin YTL) Etüd ve Proje giderleri 20 - Patent ve Know-How (1$= 1.5 YTL) 75 Arsa tutarı 400 Arazinin düzenlenmesi 80 İnşaat yatırımları 350 Ulaştırma yatırımları 8 Makina ve Techizat (CIF) 50 (1$= 1.5 YTL) 425 İthalat ve gümrükleme 24 Montaj giderleri 12 Genel giderler 14 Taşıt araçları 30 Deneme üretim giderleri Beklenmeyen giderler 6 Yatırım dönemi faizleri 38 SABİT YATIRIM TUTARI 1.044 $ 1.494 İşletme sermayesi tutarı 250 PROJENİN TOPLAMI 1.294 1.744

77 Hukuki (Yasal) Etüd Kuruluş aşamasında girişilen yasal araştırmanın başlıca amacı işletmenin türünü belirlemek, kurulması düşünülen işletmeyi devletin destekleyip destekleyemeyeceğini ortaya çıkarmak ve nihayet kuruluş için alınması gerekli izinleri ve yapılacak diğer işleri tesbit etmektir. Yasal açıdan, devletin işletmelerle olan ilişkileri iş yaşamı yönünden büyük önem taşır. Devletin çıkardığı yasalarla işletmenin kurulması ve işletilmesi tam bir güven altına alınmasına karşılık, kendisi de işletmeye bazı görevler yüklemektedir. İşletme projesinin Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenebilecek nitelikte bulunması halinde, işletmenin ithal edeceği makinelerden gümrük vergisinin alınmaması ve devlet bankalarının düşük faizli kredilerinden yararlandırılması gibi özendirici önlemlere de başvurulabilir.

78 2.3. Değerlendirme ve Yatırım Kararı
Değerlendirme ve yatırım kararında karara temel teşkil eden faktörlerin saptanması ve değerleme yöntemlerinin seçimi çok büyük önem taşır.

79 2.3.1. Değerlendirme ve Yatırım Kararının Önemi
Yapılan araştırmalar olumlu sonuç verdiği tardirde ortaya bir yatırım projesi çıkar. Ancak, bir yatırım kararının verilmesinde yalnızca yatırım projesinin varlığı yeterli değildir. İsabetli bir yatırım kararı verebilmek için en az birkaç alternatif yatırım projesine ve bunlar arasında rasyonel bir tercih yapabilme olanağının varlığına ihtiyaç vardır. Girişimci bir işletme kurarken, herşeyden önce kâr elde edip edemeyeceğini ve edecekse sağlayacağı kâr'ın yeterli (tatminkâr) olup olamayacağını görmek ister. Ancak, yapılan yatırımların toplumsal maliyetlerinin çok yüksek olduğu bizim gibi gelişmekte olan ülke koşullarında projenin kârlılığı yanında, ülke ekonomisine döviz kazandırıp kazandıramayacağı, ulusal gelire net katkısı, emek yoğun başka bir deyimle istihdam yaratıcı teknolojiye sahip olup olmadığı gibi ekonomik ve toplumsal konular da dikkate alınmak durumundadır.

80 Hazırlanan birden fazla sayıdaki yatırım projesi, kârlılık, geri ödeme süresi (kendini kaç yılda amorti edeceği), ithalatı ikame ve bu yolla ülkeye döviz sağlama, istihdam yaratma, ulusal gelire katkı, ihracat olanağı sağlama, modern teknolojiyi getirme ve benzeri başka kriterlere göre birbiriyle karşılaştırmaya tabi tutularak en uygun görüleni seçilip uygulamaya konulmalıdır. Uygulamada, kesinleşen projeye sadık kalınarak süresi içinde tamamlanabilirse kendini o kadar çabuk amorti edip sahibine kazanç sağlayabilecektir.

81 2.3.2. Değerlendirme ve Yatırım Kararına Temel Teşkil Eden Faktörlerin Saptanması
Değerlendirme ve yatırım kararlarında bir çok faktör söz konusu olup, bunlardan bir kısmı işletmeye, bir kısmı ise ulusal ekonomiye ilişkin olabilmektedir. Aşağıda yer alan faktörler genelde hem işletme, hem de ulusal ekonomi açısından önem taşıyan kriterlerdir: Yatırım hacmi, Yatırımın ömrü, Yatırımın gelir oranı, Sermaye maliyeti, Yatırımın işletmeye sağlayacağı olası faydalar ve net nakit girişi, Yatırımın milli gelir üzerindeki olumlu etkisi, Tüketiciye yarar sağlama kriteri, Projenin yaratacağı istihdam etkisi, Ödemeler dengesi üzerindeki etkileri ve sağlayabileceği olası döviz girdileri.

82 2.3.3. Yatırımın Projelerinin Değerlendirilmesinde Kullanılan Başlıca Yöntemler
Yatırım projelerinin değerlendirilmesinde kullanılan yöntemler çeşitli biçimlerde sınıflandırılabilir. Amaca uygunluk yönünde bir sınıflandırma yapmak istediğimizde, "paranın zaman değerinin dikkate alınıp-alınmadığı" durumu önemli bir ölçü olabilmektedir.

83 Yatırım Projelerinin Değerlendirilmesinde Kullanılan Başlıca Yöntemler
Yatırım Projelerini Değerleme Yöntemleri II. Paranın Zaman Değerini Dikkate Alan Yöntemler I.Paranın Zaman Değerini Dikkate Almayan Yöntemler 3. Anuite (Eş Değer Maliyet Gideri) Yöntemi 2. İç Kârlılık Oranı (İKO) Yöntemi 1. Net Bugünkü Değer (NBD) Yöntemi 4. En Düşük Maliyet Gideri Yöntemi 3. Yatırımın Kârlılığı Yöntemi 2. Gidere Oranlanan Hasılat Yöntemi 1. Geri Ödeme Süresi (GÖS) Yöntemi

84 2.3.3.1. Paranın Zaman Değerini Dikkate Almayan Yöntemler
Geri Ödeme Süresi (GÖS) Yöntemi Bu yöntemde, bir projenin gerçekleştirilmesi için yapılan tüm maliyet giderleri, söz konusu projeden elde edilecek olan yıllık nakit girişlerine oranlanmakta ve bu oran, ilgili projenin geri ödeme süresi olarak saptanmaktadır. Kimi zaman geri ödeme yöntemi (Payback Period Method) olarak da adlandırılan bu yöntemle, proje için yatırılan fonların ne kadar süre içerisinde geri alınabileceği pratik olarak hesaplanabilmektedir. Bu amaçla kullanılan formül; P = I veya Geri Ödeme Süresi = Yatırım Maliyeti C Yıllık Nakit Girişi Formüldeki notasyonların anlamları ise aşağıdaki gibidir: P: Yatırılacak fonların geri dönüş süresi (yıl), n: Projenin faydalı ömrü, I: Yatırım maliyeti, C: Yıllık nakit girişleri, z: Geri ödeme sayısıdır.

85 Bu yöntemin belli başlı yararları şöyle sıralanabilir:
Anlaşılması ve uygulanması kolaydır. Çevresel ve teknolojik yapılanmaların hızlı olduğu ülkelerde rahatlıkla uygulanabilir. Özellikle nakde ihtiyaç duyan işletmeler açısından en uygun yöntemdir. Riskli yatırımlar için uygundur. Alternatif projelerde seçicilik sağlar. Yararlanma süresi uzun ve nakit akışları düzenli işletmelerde sağlıklı sonuçlar doğurabilir. Geri ödeme sayısı hesaplara katılırsa bir takım olası sakıncaları ortadan kaldırabilir.

86 Yöntemin başlıca sakıncaları:
Projenin ekonomik ömrü ve geri ödeme süresinden sonra oluşacak olan nakit girişleri genelde dikkate alınmamaktadır. Projenin hurda değeri dikkate alınmamaktadır. Paranın zaman değeri dikkate alınmamaktadır. Nakit durumu kârlılığa tercih edilebilmektedir. Yöntemin yalnız başına kullanılmasındaki olası sakıncalar nedeniyle çift işleme yer verilmesi uzun ve yorucu çalışmaları gerektirmektedir.

87 2.3.3.1.2. Gidere Oranlanan Hasılat (Nakit Girişinin Yatırım Maliyetine Oranı) Yöntemi
Bu yöntem, gerçekleşmesi hedeflenen projeden elde edilecek olası nakit girişlerinin, bu girişleri sağlamak amacıyla yapılmış giderlere oranlanması düşüncesine dayanmaktadır. Yöntemde, ya ortalama yıllık nakit girişi yatırım maliyetine, ya da toplam nakit girişleri yatırım maliyetine oranlanmaktadır. Yatırımın ortalama verimi (ortalama yıllık nakit girişlerinin yatırım maliyetine oranlanması) yöntemi aşağıdaki formülle ifade edilmektedir; Yatırımın Ortalama Verimi = Ct/n I Yatırımın toplam verimi (Toplam nakit girişinin yatırım maliyetine oranlanması) yönteminin formülü ise şu şekildedir: Yatırımın Toplam Verimi = Ct

88 Notasyonlardan; Ct= toplam nakit girişi, I = yatırımın maliyeti olmaktadır.

89 2.3.3.1.3. Yatırımın Kârlılığı Yöntemi (Net Kârın Yatırım Maliyetine Oranlanması)
Bu yöntemde net kâr yatırım maliyetine oranlanmaktadır. Uygulamada, yıllık net kârın toplam yatırım maliyetine oranlanması veya ortalama net kârın toplam yatırım maliyetine oranlanması gibi iki ayrı şekilde hesaplanabilmektedir. Kullanılan formüller aşağıda yer almaktadır: Yatırımın Yıllık Kârlılığı (R) = Yıllık Net Kar Yatırım Maliyeti Gt- I (i+T) Yatırımın Yıllık Kârlılığı (R1) = n I+Cw

90 İkinci formülde, yatırımın yıllık nakit girişinden amortisman ve faizler ile vergi matrahı çıkarılmakta ve net yıllık kâr tutarı, toplam yatırıma oranlanmaktadır. Amaç R1>R0 sonucuna ulaşıp projenin kabulünü sağlamaktır. Bu formüldeki notasyonlar ise aşağıdaki gibidir: G : Yıllık brüt kar I : Yatırımın maliyeti n : Yatırımın ömrü i : Faiz oranı T : Vergi oranı Cw: Çalışma sermayesi

91 Bu yöntemin başlıca üstünlükleri:
Hisse senedi sahiplerine ilk planda, projenin kârlılığına ilişkin bilgi sağlamaktadır. Mevcut muhasebe verileri kullanıldığından hesaplamalar kolaydır. Bu yöntemde projenin hurda değeri hesaplara katıldığından dolayı, bunu katmayan yöntemlere oranla daha gerçekçi bir nitelik taşır. Nakit girişleri dalgalanma göstermeyen, ekonomik ömrü uzun ve hurda değeri az olan yatırımların değerlemesinde etkinlik sağlayabilir.

92 Bu yöntemin başlıca sakıncaları:
Kârların yıllara göre dalgalanma gösterebileceği dikkate alınmayıp, sadece bir tek yılın verileri dikkate alınırsa sonuçlar olumsuzluk doğurabilecektir. Paranın zaman değeri hesaba katılmayıp, ilk yılın faydası ile son yılınki aynı olarak düşünülmektedir.

93 2.3.3.1.4. En Düşük Maliyet Gideri Yöntemi
Bu yöntemde amortisman, vergi, sigorta ve diğer giderler dikkate alınmakta ve bu suretle, uygulamalarda pratiklik sağlanabilmektedir. Sermayesi kıt, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde daha yaygın olarak uygulama bulan bu yöntemin hedefi minumum maliyeti içeren projenin seçilmesi olmaktadır.

94 Ortalama Toplam Maliyet Gideri = Sw1+Swn + I
Birim Maliyet Gideri = I + i + Sw0 n 2 Q Formüldeki notasyonlar şu şekildedir; Sw1= İlk yılın işletme gideri, Sw2= Son yılın işletme gideri, I/n: Yıllık amortisman, i: Yıllık faiz tutarı, I: Yatırım maliyeti, n: Projenin ömrü, Sw0: Yıllık ortalama işletme giderleri, Q: Yıllık üretim miktarı.

95 2.3.3.2. Paranın Zaman Değerini Dikkate Alan Yöntemler
Net Bugünkü Değer (NBD) Yöntemi Net bugünkü değer veya net şimdiki değer-NŞD (Net Present Value) yönteminde, belirli bir projenin gerçekleştirilmesi için yapılacak giderler ile bu projeden elde edilmesi düşünülen olası nakit girişlerinin belirli bir iskonto haddi ile indirgenmesi söz konusu olmakta ve indirgenmiş gelirlerle giderler karşılaştırılmaktadır. Elde edilecek olası nakit girişlerinin indirgenmiş değeri yatırım tutarının indirgenmiş değerinden büyük veya ona eşitse proje kabul edilecek, aksi takdirde kabul edilmeyecektir.

96 Nakit Girişi Formülü; C = G-S
Buradaki; G: Satış tutarları, S: Giderler C: Nakit girişleridir.

97 Nakit Akışlarının Dalgalanma (Düzensizlik) Göstermesi Durumunda;
NPV= Nakit Akışlarının Düzenli Olması Durumunda; NPV= C

98 Formüllerdeki notasyonların anlamları şöyledir:
C: Yıllık nakit girişleri, r: İskonto oranı, t: Projenin ekonomik ömrü, I: Yatırım maliyeti, H: Yatırımın hurda değeri. Burada önemli olan nakit girişlerinin indirgenmiş değerinin yatırımın maliyetinden büyük olmasıdır. NBD≥0 ise proje kabul, NBD<0 ise proje reddedilecektir.

99 Net bugünkü değer yönteminin üstünlükleri:
Paranın zaman değeri hesaplara katılmaktadır. Piyasa iskonto oranları ve olası nakit akışları doğru tahmin edilebilirse yöntem başarılı bir şekilde uygulanabilir. Nakit girişleri olumsuz olan yıllar için de projenin değerlemesi olasıdır. Yöntemin sakıncaları: İskonto oranları ve olası nakit akışları doğru tahmin edilemezse, olumsuz sonuçlar doğabilir. Başlangıç dönemindeki iskonto hadleri ve nakit akışları değişken ekonomik yapı ve diğer çevre unsurlarınca olumsuz yönde etkilenebilir. Bu yönteme göre en yüksek net nakit girişi sağlayan bir projenin seçilmesi hedeflendiğinde ikinci bir işleme daha gerek duyulmaktadır.

100 2.3.3.2.2. İç Kârlılık Oranı (İKO) Yöntemi
İç kârlılık oranı yöntemi (Internal rate of return), net şimdiki değer yönteminde olduğu gibi, paranın zaman değeri ve yatırım projesinin faydalı ömrünü dikkate almaktadır. Bu yöntemin esasını projelerin ekonomik ömrü süresince sağlayacağı nakit girişlerini yatırım maliyetine eşitleyen iskonto oranının bulunması oluşturmaktadır. İç kârlılık oranı yönteminde de formüller nakit akışlarının dalgalanma gösterip-göstermemesine göre değişmektedir.

101 Formüllerdeki notasyonların anlamları:
Nakit akışları dalgalanma göstermiyorsa; Formüllerdeki notasyonların anlamları: I : Yatırım harcamaları, Vi: Nakit girişlerinin bugünkü değeri, ri: İskonto (iç kârlılık) oranı n: Projenin ömrü C: Nakit girişleridir.

102 Bugünkü Değer Faktörüne göre iç karlılık oranını bulurken, I/C formülü; geri ödeme faktörüne göre ise, C/I formülü kullanılmaktadır. Bu formüllerden yola çıkarak elde ettiğimiz değerler; bugünkü değer faktörü ile geri ödeme faktörü tablolarının ilgili yılı hizasından aranır. Bu sonuca isabet eden tablo değerleri projenin iç kârlılık oranı olarak kabul edilir. Faktör değerleri, tabloda tam olarak bulunuyor ve bunun kestiği iskonto oranı da piyasa iskonto oranından büyük veya ona eşitse proje kabul edilir, aksi halde reddedilir. Faktör değerleri tabloların ilgili yılında tam olarak bulunamadığı takdirde Enterpolasyon işlemine başvurulacaktır.

103 İç kârlılık oranı yönteminin yararları:
Gelişmemiş sermaye piyasalarında iskonto oranlarının saptanması güç olduğundan ve bu yöntemde de bu orana ihtiyaç duyulmadığından kullanışlıdır. Sermaye piyasalarındaki faiz hadlerinin gelişme göstermesi ve bunların da hesaplarda yer almaması nedeniyle, sermaye maliyeti tartışması söz konusu olmamaktadır. Paranın zaman değeri hesaplara katılmaktadır. Riskin hesaplara katılması kolaylıkla yerine getirilir. Yatırımcıların rantabiliteye yönelik düşüncelerine açıklık getirilebilmektedir.

104 Yöntemin başlıca sakıncaları:
Projeninin ekonomik ömrü ve nakit girişleriyle ilgili olarak değerleme uzun zaman alabilmektedir. Yıllık nakit girişleri olumsuz sonuç verdiğinde, iç kârlılık oranının hesaplanması güçleşmektedir. Gelir oranlarındaki değişmeler olumsuzluk doğurabilmektedir. Matematiksel çözümü zor olduğu gibi, ekonomik yönden de çözümde bir kolaylık sağlamamaktadır.

105 2.3.3.2.3. Anuite (Eş Değer Maliyet Gideri) Yöntemi
Uygulamada en çok kullanılan anuite yönteminde, başlangıçtaki proje maliyeti ile gelecekteki giderler eşit olarak yıllık taksitlere ayrılmakta, eşit zamanlı, tek düzenli seriler meydana getirilmektedir. Yıllık Eşdeğer Sermaye Yükümlülüğüne Göre: Yıllık Eşdeğer Toplam Maliyet Giderine Göre;

106 Formüldeki notasyonların anlamı:
I : Yatırım maliyeti, Pv: Nakit girişlerinin indirgenmiş değeri C: Yıllık nakit girişleri r: İskonto (iç kârlılık) oranı ∂: anuite (Sermaye yükümlülüğü), Mt: Yıllık eşdeğer toplam maliyet gideri, a: Yıllık yükümlülük, S: Yıllık işletme giderleri, I: Yatırım maliyeti n: Projenin ekonomik ömrü.

107 2.4. Kesin Proje Kabul gören projenin kesin proje olarak ele alınması gerekir. Kurulacak işletmenin hukuki yapılanması, teknik açıdan yapılan kesin hesaplamalar, yapılacak inşaatın ayrıntılı kesin hesaplamaları, satın alınacak makinaların kesin üretim kapasiteleri, teknolojik özellikleri ve maliyetleri, yatırım tutarı, proje kapasitesi, finansal olanak ve kaynaklar vb. gibi konular üzerinde yapılan çalışmalarla proje nihai hale getirilir. Kesin proje sonucunda, projenin uygulanması aşamasına geçilip geçilmeyeceğine karar verilir.

108 2.5. Projenin Uygulanması Bu aşamada yatırımın gerçekleşmesi söz konusudur. Bir yandan kesin siparişler verilirken, öte yandan fiziksel yatırımlar başlamaktadır. Projenin uygulanması aşaması, gerçek büyüklükteki harcamaların söz konusu olduğu aşama olup, planlanan zaman, yer ve maliyetle üretimde bulunmak önem taşımaktadır. Bir projenin uygulanması aşamasında, proje ve mühendislik tasarımları, görüşmeler ve sözleşmeler, inşaat, eğitim ve tesisin işletmeye alınması gibi işlemler de yer alabilmektedir.

109 2.6. İşletme (Üretime Geçiş) Aşaması
Kuruluşunu tamamlayan işletme hemen tam kapasite ile faaliyete geçmez. Üretimin, önceden planladığı gibi gerçekleşip gerçekleşemeyeceği kesinlikle denenmelidir. Deneme üretimi ile ayrıca üretilen mal ve hizmetler tüketicinin eline geçmeden bir denetimden geçirilmeli ve kalitelerinin beklenen düzeyde olup olmadığı saptanmalıdır. Aksi halde, piyasaya istenmeyen kalitede mal ve hizmet sunan bir işletme açıldığı gibi kapanabilir. İşletmenin deneme üretiminin bitişi ile birlikte kuruluş aşaması tamamlanır ve üretim dönemine başlanmış olur.


"3. Bölüm İşletmenin Kuruluşu" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları