Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KONU: YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME Prof. Ahmet Celal APAY

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KONU: YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME Prof. Ahmet Celal APAY"— Sunum transkripti:

1 KONU: YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME Prof. Ahmet Celal APAY
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ENDÜSTRİYEL YAPIM TEKNOLOJİLERİ KONU: YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME Prof. Ahmet Celal APAY

2 GİRİŞ Ülkelerin ekonomik ve toplumsal gelişmeleri, beraberlerinde üretim biçimlerindeki gelişmeleri de getirmekte; ilkel üretim biçimlerinden gelişmiş endüstriyel üretim biçimlerine doğru bir gelişme oluşmaktadır. Toplumun üretim kapasitesinin artması, toplumun belirli konulara daha çok harcama yapmasına olanak hazırlayarak, yeni yapılara gereksinimi artırmaktadır. Çeşitli diğer yan etmenlerin de katkısı ile yapım alanında ihtiyaç ve talep giderek artmaktadır. Ancak yapı sektörünün genel özelliği sonucu, yapı endüstrisi, diğer endüstrilere oranla yavaş gelişmekte, yani bu sektörün kapasitesi genellikle talebin altında kalmaktadır.

3 Türkiye’de de, son yıllarda toplumsal ve ekonomik değişimlerin bir uzantısı olarak, yapım alanında, oluşan talebi karşılamak amacıyla gelişimler göze çarpmaktadır. Ülkemizde, inşaat yatırımları, kesin olarak saptanmamış olmakla beraber, tüm yatırımların yüzde altmışından fazlasını; bunun içinde de, bina yatırımları yüzde elliden fazlasını kaplamakla beraber, şimdiye kadar konu üzerine yeterince ağırlıklı eğilinmemiştir.

4 Örneğin bu denli yüksek yatırım oranına rağmen, Devlet Planlama Teşkilatında konuyla ilgili inşaat sektörü bulunmamaktadır. Ancak son yıllardaki gelişmeler sonucu, gerek kamu gerekse özel kesimde, endüstrileşmiş yapım alanına yoğun bir biçimde eğilinmeye başlanmıştır. Bu genel ortam çerçevesinde ve yukarıda belirtilen genel amaç kapsamındaki yazının ilkinde, konuyu genelde tanıtmak amacıyla endüstrileşme olgusuna, bunun yapım alanına yansımasına ve etkilerine değinilecek; ortam bir dilbirliği oluşturmak amacıyla ilgili kavram tanımlamaları yapılacak, konunun bir bütünlük içinde kavranması amacıyla da, yapımla ilgili sınıflamalar verilecektir. Özetle bu bölüm, genel bir tanıtma, bir temel oluşturma niteliğini taşımaktadır.

5 ‘’YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME’’ TANIMLAR – KAVRAMLAR TEKNOLOJİ:
Bizim sektörümüze göre teknoloji; üretim yöntem ve teknikleri ile malzeme, makine ve işgücünün uygulanışını kapsayan bir bütündür. Teknoloji: Gerçekte birbirlerinden farklı olan, fakat malzeme, işgücü ve makine kullanımlarındaki ortak özelliklerinden dolayı farklı teknikleri bütünlüğüne verilen isimidir. Yapı Üretim Teknolojisi: Yapının ve yapı parçalarının oluşturulmasına yönelik malzeme, makine ve işgücün yöntem ve tekniklerini kapsayan bir kavramdır.

6 ENDÜSTRİLEŞME, Endüstrileşme Düzeyi;
Tekrarlama özelliği olan makineleşmiş ve örgütlenmiş (organize olmuş) süreçleri temel alan üretim yöntemidir. TEKNOLOJİ + ORGANİZASYON ENDÜSTRİLEŞME Endüstrileşme düzeyi: Herhangi bir üretimde endüstrileşmenin ölçümü, aynı süreçteki işçi sayısının daha üretken ve sistematik bir yöntem ve makineleşme ile azaltılmasına bağlıdır. Endüstrileşme İndeksi = I = 1,0 x İşçi Maliyeti / (Toplam Maliyet- Malzeme Fiyatı)

7 PRODÜKTİVİTE; Prodüktivite ( verimlilik yada üretkenlik): İşçi başına üretim olarak tanımlanır. Üretkenliğin, endüstrileşmenin ölçüsü olduğu da söylenmektedir. Benzeri bir şekilde, üretkenlik, çıkan ürünün, ortaya konan emeğe oranı olarak da tanımlanabilir. P (üretkenlik) = Çıktılar/Girdiler Girdi= Üretim Kaynakları + malzeme + makine + insan gücü

8 ORGANİZASYON (Örgütlenme) ;
İŞGÜCÜ ÜRETKENLİĞİ; İşgücü Üretkenliği : Ürünün değeri yada çoğunluğunu, kullanılan insan gücüne oranlanması ile çıkartılır. Dolayısı ile, yapı endüstrisinde üretkenlik, beher işçi saatine düşen m² mekan üretimi ile ölçülür. ORGANİZASYON (Örgütlenme) ; Organizasyon: Mevcut kaynaklar ve teknolojileri ile bir üretimin yapılabilmesi için, bunların belirli bir amaca yönelik olarak örgütlenmesi (organizasyonu) gerekmektedir. Bir süreç olan örgütlenme, çeşitli kaynak ve işlemlerin sistematik bir düzeni olarak tanımlanabilir.

9 ORGANİZASYON (Örgütlenme) ;
Yapıda ise örgütlenme; -Kaynaklar hakkında kullanım kararlarının alındığı , -Teknoloji tasarlayıcı ve uygulayıcılarının, teknik ve idari ilişkilerinin düzenlendiği, -Belirli bir amaca yöneltildiği, -Bir sistemdir. Temel amacı, üretimi artırmak için etkileşim halinde bir bütün oluşturmaktır.

10 ORGANİZASYON (Örgütlenme) ;
Üretim, Üreticinin elindeki mal ve hizmetleri teknik dönüşüme tabi tutarak, başka bir mal veya hizmet getirmektir. Makinalaşma, Zanaatkarlıktan endüstriye geçiş göstergesi. Üretimde işgücü yerine, makine gücünün yer alması olarak tanımlanır. Rasyonelleşme, Enerjinin en uygun olarak kullanılması. Girdilerin en verimli kullanışı, yani daha az girdi ile daha çok ürün elde etmenin yoludur. İşçilik süre ve maliyetinden ekonomi sağlanması olarak da tanımlanabilir.

11

12 YAPI : Bina bir üründür. İçinde insan ihtiyaçlarına ilişkin değişik eylem ve işlemleri gerçekleştirmek amacı ile yapılan, kalıcı ve genellikle çevresi örtülmüş ve belirli bir arazi parçası üzerinde yer alan strüktür (konstrüksiyon) dür. Yapım: Bir süreçtir. Çeşitli parçaları biraraya getirerek, belli bir nesneyi oluşturma ve biçimlendirmedir. Bir yapının ihtiyacının doğmasından, o yapının yıkımına kadar olan tüm işlemler dizisidir. Yapı Üretimi: Kullanıcı gereksinimlerini,ortam gerektirdiği sınırlar içinde karşılayacak biçimde saptanan hedeflere ulaşmak için, temel kararlara göre tasarlanmış ortamı, dış ve iç çevreden fiziksel olarak ayırmak üzere üretilen yapı ya da yapıların gerçekleştirilmesini içeren bir bütündür.

13

14 Endüstrileşmiş Yapım: Yapım sürecinin , tasarımdan yapı ürünün gerçekleşmesine kadarki işlemlerinin tümünde, endüstriyel üretim yöntemlerinin uygulandığı süreçtir. Endüstrileşmiş Yapı Sistemi: Kitle-seri üretim ve montaj yöntemlerini kullanarak, tüm bileşeni ( duvar,döşeme,doğrama vb.) ve alt sistemlerin (tesisat vb.) bir bina oluşturacak şekilde bir araya getirilmeleridir.

15 STANDART: Standart, bir otorite tarafından; nicelik, ağırlık, kapsam, değer veya nitelik ölçümünde kural olarak konulan ve yerleştirilen diye tanımlanıyor. Başka bir tanım da, diğerleri için örnek tutulmuş, herkesce kabullenilen ortak bir kavram, süreç veya belli nitelikte bir cisim olarak yapılabilir. Standartlaşma: Belli bir eyleme düzenli bir yaklaşma sağlayabilmek için, bir takım kurallar formüle etmek ve uygulama süreci olarak tanımlanıyor. (ISO Uluslar arası Standardizasyon Örgütü) Standardizasyonun gerçekleşmesi; -Bileşenlerin tür sayısının azaltılması ve -Bu parçalar arasındaki ilişkileri denetlemek ve belli bir düzene oturtmakla olanaklıdır.

16 Standartlaşmaya kısaca, tür sayısının azaltılmasına ve ortak niteliklere sahip ürünlerin çoğaltılmasına yönelik bir eylemdir, diyebiliriz. Boyutsal Koordinasyon: Uzunluklar, yüzeyler ve mekanların birbirleri ile belli bir bağıntı ve oran içinde boyutlandırılmalarıdır. Modül: Bir üretim veya planlamada, katsayı olarak tekrarlanan uygun bir boyuttur.

17 Temel Modül: Modüller düzen içinde, modüler yapı bileşenlerinin ölçü dizisinde tüm büyüklüklerin katsayısıdır. Alt Modül: Temel modülün, tam sayı verecek şekilde bölünmesinden ortaya çıkan modüldür. Modüler Koordinasyon: Temel bir modül üzerine kurulan, boyutsal bir disiplin kanalıyla sağlanan koordinasyondur. Standardizasyonun; yapı endüstrisinde, malzeme ve bileşenlerin anahtar boyutlarının, üzerinde anlaşmaya varılmış bir boyutun (modül) katları olacak şekilde ve daha değişebilir olacak biçimde tasarlanabilmesi için, özel uygulamasıdır.

18 YAPIM SİSTEMLERİ : Seri üretim ve montaj yöntemleri kullanılarak, tüm bileşen ve alt sistemlerin bir bina oluşturacak şekilde bir araya getirilmeleridir. Yapı bileşeni: Yapı sistemine göre en uygun biçimde bölünmüş ve diğer benzerleri ile birlikte yapıyı oluşturacak, önceden üretilmiş parçadır. Montaj: Önceden üretilmiş yapı elemanlarının, artıksız olarak ve bir bütün oluşturacak biçimde, bir araya getirilmeleri işlemidir. Prefabrikasyon (Önyapım): Bir yapım elemanı ya da bileşeninin, önceden bir atölye ya da fabrikada, endüstriyel tekniklerle üretilmesine denir. Bu tür üretilmiş elemanlara önyapımlı inşaat denir.

19

20 Seri üretim ve montaj yöntemleri kullanılarak, tüm bileşen ve alt sistemlerin bir bina oluşturacak şekilde bir araya getirilmeleridir. Açık Sistem: Değişebilirlik, değişkenlik ve esneklik temel özelliklerine dayalı, üreticinin herhangi bir projeye bağlı olmadığı sistemlerdir. (Örnek: Hazır kapı,belli bir modülasyona göre üretildiğinden, her tip projede kullanılabiliyor.) Kapalı Sistem: Genellikle tek bir üretici tarafından geliştirilen, sadece bu sistemin uygulayıcıları tarafından kullanılabilen yapı bileşenlerinden oluşan, yani elamanları serbest piyasaya sürülmeyen sistemlerdir. (Örnek: Ankara TMO binasının cephe panoları, sadece o proje için geçerlidir.)

21 Yapı Endüstrisi Ve Yapımda Endüstrileşme
Yapı endüstrisi, yapı malzemeleri ve makinaları üretim faaliyetleri ile yapının kendisinin ortaya çıkarılması (yapım) esnasındaki faaliyetleri kapsar. Genel olarak, bina ve bina dışı yapıları olarak ayrılan yapım faaliyetlerinden, biz sadece bina yapımı ile ilgili olan konuları ele alacağız. Yapı endüstrisi, yapı ile ilgili çeşitli üretim faaliyetlerini, üretim ilişkilerini kapsar. Yapı endüstrisi kavramı birçok üretim faaliyetlerinde bulunan bir ülkenin, özellikle yapı ile ilgili çeşitli üretim faaliyetlerinin ve üretim ilişkilerinin bir bütünlük içinde ele alınması ile ortaya çıkar. Çeşitli kaynaklarda, inşaat sanayii, inşaat sektörü gibi çeşitli adları görülmüştür.

22 Tanımlar bölümünde endüstrileşmenin iki temel özelliği belirtilmektedir: Makineleşme ve örgütlenme düzeyinde artış. Bu, göreli (rölatif) bir kavramdır. Hiç bir aleti olmayan taş devri toplumuna göre, baltası olan bir toplum daha endüstrileşmiş sayıldığı gibi, , herkesin her işi yaptığı üretimde göre işbölümüne uygun üretimin yapıldığı bir iş de, daha endüstrileşmiş sayılabilir. Endüstrileşme düzeyi, endüstrileşme indeksi gibi ölçü ve tanımlar, bu görelilik kavramına bir belirginlik getirmeye çalışmaktadır. Bu tanıma göre de, yapı endüstrisinde endüstrileşme ‘’emek yoğun inşaattan, araç yoğun inşaata geçmek veya üretim sürecinde işgücüne, makinenin yardımına sunmak, iş saati başına düşen üretimi artırmaktır.

23 Şekil: Üretim ve ürün teknolojileri ilişkisi

24 Donald Terner ve John F.G, Turner’in geliştirdikleri tablodan esinlenerek hazırlanan bu şemada, endüstrileşme düzeyleri ile teknoloji düzeyleri ile teknoloji düzeylerinin ilişkileri sürecinin endüstrileşmenin ürün teknolojileri ile karşılaştırılması verilmektedir. Örneğin, üretim süreçlerinin en gelişmesi olan, tam endüstrileşmiş kitle üretim yöntemi ile üretilen ‘mobil ev’ (her şeyi ile tanımlanmış olarak fabrikada üretilen ve bir taşıyıcı ile arsaya götürülüp yerleştirilen, istendiğinde de, başka bir yere taşınabilen konut tipi) bu süreç içerisinde, geleneksel teknikleri kullanarak oluşturulmaktadır. Buna karşılık, üretiminde son derece gelişmiş ve yüksek bir teknoloji düzeyi uygulanan uzay aracı, aslında karmaşık ve hassas elişçiliği (zanaat) ile tek olarak oluşturulmaktadır.

25 Üretkenliği arttırmak:
İşçiyi eğitmek, İşbölümünü gerçekleştirmek (ihtisaslaşma) İşçi yerine aynı işi daha hızlı yapabilen makinalar koymak Ürünü tipleştirmek (spesifikasyonlar, standardizasyon ve modüler koordinasyon) Üretilme yöntemlerini tipleştirmek (inşaat sektöründe inşaat planlaması), gibi önlemlerle sağlanabilir.

26 Her aşamada, taktik ve stratejik kararlarla, endüstrileşme ya ürünün birim zamanındaki üretilme miktarını arttırmayı ya da bunu sabit tutup, maliyeti düşürmeyi amaçlamaktadır. Yani amaç, birim zamanındaki kar payını yükseltmektedir. 18.yy sonları ve özellikle 19.yy’da yoğun ve ucuz emek arzı, sermaye birikimi ve teknolojik gelişmeler, çeşitli sektörlerde endüstrileşmenin başlamasına neden olmuştur. Yapı endüstrisinde ise, bu gelişme daha sonraya rastlar. İlk örneklerini ABD’deki ahşap ‘’Baloon system’’ vb. meydana getirmektedir. Fakat yapıdaki asıl büyük gelişme, 20.yy’da ve özellikle yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşmiştir. Buna neden de, II.Dünya Savaşı sonrası, gerek kentleşme oranının artışı, gerekse savaşta harabolan binaların yerlerine yenilerinin konması gereği ve buna bağlı olarak talebin oluşmasıdır. Çeşitli ülkelerde çeşitli düzenlerde oluşan, ‘’yapıda endüstrileşme’’ daha çok, prefabrikasyon dediğimiz bir çeşit inşaat yapım yönteminin uygulanması ile gerçekleşmiştir.

27 Bu gelişim süreci, her ülkede farklı düzeylerde olabilir
Bu gelişim süreci, her ülkede farklı düzeylerde olabilir. Fakat belli bir zaman kesitinde, aynı ülkede, farklı endüstrileşme düzeyinde olan yapım teknikleri görülebilmektedir. Fakat bir ülkenin yapı endüstrisinde en çok kullanılan teknikler, o ülkenin genelde bulunduğu aşamayı göstermektedirler. Örneğin Türkiye’de ‘’geleneksel’’den ‘’prefabrikasyon’’a kadar birçok teknik uygulanmaktadır. Ancak, çoğunlukla yapılar ‘’gelişmiş geleneksel’’ ya da ‘’rasyonel’’ tekniklerde yapılmaktadır. Bu durum Türkiye’yi, yapımda rasyonelleşen bir ülke olarak tanımlamak yerinde olur. Buna karşın, örneğin Fransa’da, yine ‘’geleneksel’’ yöntemlerden endüstrileşmiş tekniklerin son aşaması ‘’fabrikasyon’a kadar tüm teknikleri görmek mümkündür. Ama çoğunlukla yapılar endüstrileşmiş tekniklerle yapıldığından, Fransa için artık, yapı sürecinin endüstrileşmiş olduğu söylenebilir.

28 Genellikle prefabrikasyon, endüstrileşme ile aynı kavramı tanımlamak için yanlışlıkla kullanılmaktadır. Prefabrikasyon, endüstrileşmiş yapım tekniklerin aşamasıdır. Prefabrikasyon (ön yapım): Daha öncede tanımı verildiği gibi, bir yapı elemanının önceden atölye ya da fabrikada endüstriyel tekniklerle üretilmesine denir. Bu elemanları kullanan inşaat yöntemine, ön yapımlı inşaat denir. Ön yapımın (prefabrikasyon) öndökümünden farkı, birincisinde üretimin şantiye dışında yapılması, ikincisinde (prekast) üretimin daha geleneksel yöntemlerle şantiyede yapılmasıdır. Dolayısı ile, mekan dışında üretim sürecinde de bir farklılık vardır.

29 Prefabrikasyon inşaat yöntemi: Yapıyı oluşturacak elemanların önceden üretilerek hazırlanmaları ve yapım yerinde şantiyede kurulmaları (montaj) tekniğidir. Zamandan, işçilikten ve malzemeden ekonomi sağlamak amacı ile yapılan önyapımda, fabrikada ve şantiyede yapılan işlerin oranı ‘’ön yapım düzeyine’’ göre değişir. Önyapımın amacı, şantiye çalışmalarının, olanaklar ölçüsünde fabrika çalışması şeklinde getirilmesidir. Önyapımın amacı, kısaca, ürünü ve üretimi nitelik ve nicelik bakımından artırarak, iyi nitelikte ürün elde etmektedir. Önyapımın ilk yatırım gereksinimi çok fazladır. Ekonomik olabilmesi için, amortismanın çok uzun vadeyi kapsaması gerekmektedir. Bu da, önyapımın sürekli olarak kesintisiz ve çok uzun bir süre yapılması koşulunu gerektirmektedir.

30 Prefabrikasyon Gelişimi: Benzer örnekleri köleci ve feodal toplumlarda da bir miktar görülmesine rağmen, prefabrikasyon, endüstrileşmiş kapitalist ve sosyalist toplumların bir üretim biçimidir. Bu nedenle, .eşitli ilkçağ uygarlıklarındaki uygulamalar ve daha sonra, örneğin Leonardo da Vinci’nin 16.yy başlarındaki ahşap yapı bileşimi önerileri gibi örnekler bir tarafa bırakılırsa, gerçek anlamıyla ilk prefabrike yapı, 1851’de Londra Dünya Fuarı için, standart cam ve demir öğelerle Joseph Paseton tarafından oluşturulan dev ‘’Cyrstal Palace’’ (Kristal Saray) ‘dır. Bunu, 19.yy’ ın sonlarına doğru, Amerika’daki ahşap ‘’Balon Çerçeveler’’ ve gökdelenlerin hazır cephe bileşenleri izlemiştir.

31 Konu ile ilgilenmeye başlamalar ; örneğin Walter Gropius’un duvar panosu tasarıları ve konunun önemli bir ticari nitelik kazanması, örneğin ilk kez prefabrike elemanlardan oluşan bir konutun patentinin alınması (J.F.Conzelman) da 20yy. başlarına rastlamaktadır. Birinci ve özellikle İkinci Dünya Savaşlarından sonra da, prefabrikasyon yapımında gerçek anlamı ie yoğun bir biçimde kullanılmaya başlanılarak, özellikle son 20 yılda büyük atılımlar sağlanmıştır.

32 Prefabrik Yapım Sistemleri
Prefabrikasyon Fabrika Türleri: Kalıbın veya kalıpların sabit olduğu; işlemlerin ve işçilerin bunun etrafında hareket ettiği düzen. Ülkemizde de bu sistem uygulanmaktadır İşlemlerin ve işçilerin sabit olduğu, kalıbın hareketli olduğu düzen. Genellikle büyük fabrika alanları ve ileri teknoloji düzeyi gerektirmektedir.

33 Prefabrik Yapım Sistemleri
Prefabrikasyonun Avantajları: Emekle ilgili olan avantajları: Çalışma koşullarındaki avantaj, el emeğinden ekonomi (mevsimlik inşaat işçisi, fabrika işçisi olması gibi) sağlanır. Denetleme avantajı: Üretimin denetimi daha kolay ve kalite kontrolü daha sıktır. Yapı malzemelerinin daha akılcı ve ekonomik kullanılma avantajı vardır ve malzeme israfı yoktur. İklim koşullarından bağımsız olmanın avantajları vardır.

34 Prefabrik Yapım Sistemleri
Prefabrikasyonun Sakıncaları: İlk yatırımın genellikle fazla olması (özellikle kapital sıkıntısı çeken ülkeler için), Ürünlerin hassas olması gereği nedeniyle, eleman yetersizliği (düz işçiden teknik elemana kadar), Taşıma ve montajdaki zorluklar (özellikle eklem sorunları), Ortaya çıkan tekdüze görünüm, Stoklama sorunu ve Ulaştırma sorunudur.

35 Yapı Üretiminde Endüstrileşme Düzeyini Belirleyecek Etmenler
Her ülkede, o ülkenin koşullarına ve niteliklerine bağlı olarak, endüstrileşme çeşitli düzeylerde bulunabilmektedir. Aşağıda belirlenen etmenler, temel etmenler olup, daha birçok faktör dolaylı olarak etkin olabilir. Buradan da, ülke sayısı kadar çok çeşitli endüstrileşme düzeyinin bulunabileceği anlaşılmaktadır. Bu, daha önce de belirttiğimiz gibi, sınıflamada ya da aşamaları belirtmede, sınırların niçin kesin olmadığının bir kez daha açıklar. Aşağıda sıralanan etmenler, birbirlerinin de etkilediklerinden, belli bir sıra veya önem belirtmek olanaksızdır.

36 Ülkedeki Sermaye Birikimi: Endüstriyel üretim ve
endüstrileşme oranı arttıkça, daha çok yatırım gerekmektedir. Özellikle serbest piyasalı ülkelerde, özel girişimcilerin elinde biriken sermaye miktarı ve sermaye piyasasının durumu önem kazanmaktadır..1 Ürün için talep bulunması: Endüstriyel üretim,daha kısa sürede daha çok yapı meydana getirilmesini olanaklı kılmaktadır. Dolayısı ile yapıya talebin fazla olması gerekmektedir. Burada en önemli sorun, gereksinimin talebe dönüşüp dönüşemeyeceğidir. Gereksinim çok ve yoğun olsa da, çeşitli nedenlerden ötürü talebe dönüşemeyebilir.

37 Teknolojik bilgi düzeyi: Endüstrileşme için gerekli bilgi
ve olgunluğun oluşmuş olması gerekmektedir. Bu ülke içinde gelişmemişse, dışarıdan teknoloji ithal edilebilir. Bunun koşullarının üzerinde durulması gereken noktalar, ayrı bir yazı konusudur. Fakat yine de, ülkedeki genel bilgi düzeyi önemli bir etmen olmaktadır. İşçi, kalifiye işçi, genel eğitim düzeyi: Endüstriyel teknikler, daha çok bilgi beceri isterler. Dolayısı ile yapım ya da üretim sırasında, en yetkili mühendisten düz işçiye kadar, genel bilgi ve becerinin belli bir düzeyin üstünde olması gerekmektedir.

38 Enerji: Yoğun enerji tüketimini gerektirdiğinden, daha endüstriyel tekniklerin uygulanabilmesi, o ülkede bol ve devamlı enerji bulunmasına bağlıdır. Bu enerji türü, genellikle elektrik enerjisi olmaktadır.

39 Ürünün uygulanması ile ilgili sorunlar:
Altyapı, arsa-yol-kanalizasyon-su vb. servisler: Prefabrikasyon genellikle toplu inşaat uygulamalarında kullanıldığı ve üretim oldukça hızlı yapıldığı için, genelde varolan altyapı ile bir uyumsuzluk içinde olmaktadır. Örneğin, ağır ve geniş nakliye için, uygun yol altyapısının bulunması zorunludur.

40 Ürünün uygulanması ile ilgili sorunlar:
2. Strüktür: Genellikle, endüstriyel yapım sistemlerinin dayandığı strüktürel kavramlar, gelenekselden farklıdır. Bu da, çeşitli yönlerden zorluklarla karşılaşmasına neden olmaktadır. a. Projelendirmede: Sistem, farklı bir hesaplama tekniği gerektirebilir. Gerek uygulayıcının gerekse projelendirme yapının, bu konuda bilgi sahibi olması gereği yanısıra, mevzuatın da uygun olması gerekmektedir.

41 b. Malzeme: Belli bir kalitede ve standartta ürün çıkartılması zorunludur. Malzeme niteliğindeki aksaklıklar, sonunda inşaatın istenen performansı vermemesine neden olur. c. Genellikle endüstriyel teknikler, kalifiye işçilik gerektirmektedir. Dolayısı ile bu, işçinin ihtisaslaşması ve belli eğitimden geçmesi ile gerçekleşebilir. d. Eklemler: Özellikle önyapım tekniklerinde eklemler önem kazanmaktadır. Strüktürel açıdan, bir ülke koşul ve standartlarına uygun olan bir eklem, başka bir ülkede uygun olmayabilir

42 Ürünün uygulanması ile ilgili sorunlar:
Boyutlandırma, standartlar: Endüstriyel sistemler, özellikle önyapımlı sistemler, planlamada değişikliklere olanak vermemektedir. Bu taktirde boyutlandırma çok önem kazanmaktadır. Ülkenin sosyal yapısı, yaşam koşulları ve tekniğin gereklerini sağlayacak bir boyutlandırma sistemi getirmek gerekmektedir. Ülkedeki standartların da bu konuda geliştirilmiş olması gerekmektedir.

43 Ürünün uygulanması ile ilgili sorunlar:
Çevre yerseçimi: Endüstriyel yapıların kendine has mekanik ve monoton bir görünümü olmaktadır. Tarihi ve doğal çevre ile etkileşim , bu açıdan önem kazanmaktadır. Yasal sorunlar: Yukarıda geçen etkenlerin hemen hemen tümü konusunda yasaların ve ilgili yönetmeliklerin uyguna olması gerekmektedir. Bazı durumlarda ise, kolaylaştırıcı bazı maddelerin olması zorunludur. İhale yasalarını, imar kanunlarını ve çeşitli yönetmelikleri örnek alarak gösterebiliriz.

44 Yapım Yöntemlerinin Sınıflandırılması:
Süreç ve ürün açısından gruplandırılmıştır. 1.Üretim Süreçleri Açısından Yapım Yöntemleri: Yapı üretiminde kullanılan kaynakların yer alış oranlarına göre (makineleşme düzeyine göre): 1. Emek yoğun i. İlkel yöntemlerle ii. Geleneksel yöntemlerle 2.Emek makine oranı esnek i. Geliştirilmiş geleneksel 3.Makine yoğun i. Monolitik (çağdaş yöntemle yerinde üretilmiş) ii. Prefabrike (hazır yapı bileşenleri ile)

45 Yapım Yöntemlerinin Sınıflandırılması:
Yapı üretimindeki endüstrileşme ve teknoloji düzeyine göre: 1. İlkel 2. Geleneksel 3. Geliştirilmiş geleneksel 4. Rasyonalize i. Şantiye endüstriyel ii. Prefabrike iii. Fabrikasyon (Bu sınıflama yöntemi ve içindeki çalışma alanımızı oluşturan ‘’Endüstrileşmiş’’ yapım yöntemleri, aşağıdaki tablolarla daha etraflı biçimde açıklanarak tanımlanmaktadır. )

46 -İLKEL-İLKEL-İLKEL-İLKEL
GELENEKSEL- GELENEKSEL GELİŞTİRİLMİŞ GELENEKSEL RASYONELİZE - RASYONELİZE ENDÜSTRİLEŞME - ENDÜSTRİLEŞMİŞ

47 Endüstrileşme Ve Teknoloji Düzeyine Göre Yapım Yöntemleri
-ŞANTİYE ENDÜSTRİYEL PREFABRİKE- PREFABRİKE FABRİKASYON - FABRİKASYON

48 Endüstrileşmiş Yapım Yöntemleri
Endüstrileşmiş yapım yöntemlerinin ağırlıklı bir kısmını oluşturan, "prefabrike“ yapım sistemleri de i) Prefabrikasyon düzeyi ve ii) Prefabrike üretim biçimleri açısından, iki şekilde gruplandırılabilmektedir. • Prefabrike Yapım Sistemleri: I) Prefabrikasyon düzeyine göre: Prefabrikasyon düzeyinin düşük olduğu sistemler (taşıyıcılarla, döşemelerin ve bölme duvarlarının yerinde yapıldığı sistemler). Taşıyıcıların ve döşemelerin yerinde yapıldığı, taşıyıcı olmayan duvarların prefabrike olduğu sistemler.

49 Endüstrileşmiş Yapım Yöntemleri
Taşıyıcıların ve döşemelerin prefabrike, taşıyıcı olmayan duvarların yerinde yapıldığı sistemler. Karkasın yerinde yapıldığı, döşeme ve taşıyıcı olmayan duvarların prefabrike olduğu sistemler. Tam prefabrike sistemler (taşıyıcılar, döşemeler, taşıyıcı olmayan duvarların prefabrike olduğu sistemler). II) Prefabrike üretim biçimine göre: — Bileşenlerin şantiye veya atölyede, basit aletler ve az sayıda işçilikle üretilmesi. Bileşenlerin, şantiye veya atölyede, belirli bir üretim sistemi içinde üretilmesi. Bileşenlerin, fabrikada özelleşmiş işçilerle, imalat hattı kayışında üretilmesi. Bileşenlerin fabrikada, eğitilmiş ve uzmanlaşmış işçilerle, tam otomatikleşmiş makinelerle üretilmesi.

50 Kolon, kiriş, döşeme ve duvar bileşenlerinden oluşan sistemler.
1I.Üretim Süreçleri Açısından Yapım Yöntemleri: Yapıların strüktürel sistemlerine göre; 1) İskelet sistemle yapım: Yapının taşıyıcı bileşenleri (kolonlar, kirişler) ve mekan sınırlayan bileşenleri (duvarlar, döşemeler) aynı olan sistemler. Kolon, kiriş, döşeme ve duvar bileşenlerinden oluşan sistemler. Kolon, döşeme ve duvar bileşenlerinden oluşan sistemler.

51

52 2) Pano ve blok sistemle yapım: Yapının taşıyıcı ve mekan sınırlayan bileşenleri (duvarlar, döşemeler) aynı olan sistemler. Kullanılan bileşenlerin boyutları, genellikle sınırladıkları mekanın bir alanının boyuna veya bu alanın bir oranına eşit olmaktadır. Taşıyıcı duvar bileşenleri: a) Yapının uzun eksenine dik, b) Yapının uzun eksenine paralel, c) Yapının iki ekseni doğrultusunda, yerleştirilebilirler.

53

54 3) Kutu (hücre) sistemle yapım: Duvar vE döşemeleri ile bütün olarak üretilen kutuların, hem mekan sınırladıkları (bir mekan birikimi veya tüm yapı birikimi) hem de taşıyıcılık yaptıkları sistemler. a) Yarı açık kutu sistemler, b) Bütün kutu sistemler.

55

56 4) Karışık sistemle yapım: Diğer strüktürel sistemlerin (iskelet, pano, kutu) bir arada kullanıldığı sistemler. Yapı Bileşenlerinin Niteliğine Göre; 1) Bileşenlerin özgür ağırlığı açısından: a) Hafif sistemler: özgül ağırlıkları, 1000 kg/m³'ün altında olan gereçlerden üretilen bileşenlerin oluşturduğu yapını sistemleri. b) Ağır sistemler: özgül ağırlıkları 1000 kg/m³'ün üstünde olan gereçlerden üretilen bileşenlerin oluşturduğu yapım sistemleri.

57 2) Bileşenlerin ağırlığı açısından:
Hafif sistemler: Bileşenlerin ağırlığı 50 kg'dan az (bir kişinin araçsız monte edebilebileceği ağırlıkta) olan sistemler. b) Orta ağırlıkta sistemler: Bileşenlerin ağırlığı 50 kg ile 500 kg arası (basit araçlar ile monte edilebilecek ağırlıkta) olan sistemler. c) Ağır sistemler: Bileşenlerin ağırlığı 500 kg'dan fazla (montaj vinci ile monte edilecek ağırlıkta) olan sistemler. 3) Bileşenlerin büyüklüğü açısından: a) Küçük: Bileşenlerin büyüklüğü 2 m²'den az olan sistemler. b) Büyük: Bileşenlerin büyüklüğü 2 m²'den fazla olan sistemler.

58 4) Bileşenlerin malzemeleri açısından
a) Ahşap b) Beton c) Metal d) Plastik e) Toprak Bileşenler, genellikle karışık malzemelerden oluşmakta, ancak biri temel malzeme niteliğinde olmaktadır. 5) Bileşenlerin biçimleri açısından a) Blok: Enleri kalınlıklarının üç katından büyük, boyları da, kalınlıklarının altı katından küçük olan bileşenler. b) Pano: Boylan ve enleri, kalınlıklarının üç katından büyük olan bileşenler.

59 c) Çubuk: Enleri kalınlıklarının üç k a t ı n d a n küçük, boyları ise kalınlıklarının altı katından büyük olan bileşenler. d) Hücre: Kendi başlarına mekan oluşturan üç boyutlu bileşenle.

60


"KONU: YAPIMDA ENDÜSTRİLEŞME Prof. Ahmet Celal APAY" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları