RONDA İspanyanın bir doğa harikası Bu aylarda tüm dünyaya bir güzellik basar. Güney yarımküre sararıp solarken, kuzey yarımkürede çiçekler açar, insana.

... konulu sunumlar: "RONDA İspanyanın bir doğa harikası Bu aylarda tüm dünyaya bir güzellik basar. Güney yarımküre sararıp solarken, kuzey yarımkürede çiçekler açar, insana."— Sunum transkripti:

1

2 RONDA İspanyanın bir doğa harikası

3 Bu aylarda tüm dünyaya bir güzellik basar. Güney yarımküre sararıp solarken, kuzey yarımkürede çiçekler açar, insana neşe basar, her yer bir başka güzelliğe bürünür. Güzelleşen yerlerden biri de İspanya’nın güneyindeki Endülüs’tür. Bu bölgedeki her yer çok çekicidir ama sanatçılara ilham kaynağı olan Ronda’nın yeri başkadır. Ronda boğa güreşlerinin merkezi, iki büyük dinin kültür başkenti olan küçük bir kenttir

4 Endülüs’te bahar, biraz yaz başlangıcını andırır. Sıcak, terleten, serin gölgeler aratan bir hava vardır İber Yarımdası’nın güneyinde. Ronda “Pueblo Blanca (Beyaz Köy) insanı çok etkiliyor. Hemingway’in burayı en ünlü romanında ölümsüzleştirmesi; diğer yazar, çizer ve sanatçıların, tablo gibi kasabayı yere göğe sığdıramaması, hatta onun aşkına ölmeleri… Ronda’ya yani yarımadanın güneyine doğru giderken, yol tek şeritli ve bol virajlıdır. Ama sunduğu görüntüler bir tablo kıvamındadır. Küçük göller, göllere kavuşan küçük dereler, çiçeklerle bezenmiş ağaçlar, zeytin ağacı ormanları, yemyeşil tarlalar, uzaklarda puslu perdelerine bürünmüş dağların mor siluetleri.

5

6 İÇ SAVAŞIN İZİNDE Ronda, İspanya’nın en eski kasabalarından biri, Mağribîlerin yarımadadan çekilirken İspanyollara en son teslim ettikleri kale, Hem İslam hem de Hıristiyan dinlerinin etkisinde kalmış, iki inanıştan da silinmeyen izlerle bezenmiş bir kasaba… İlk olarak beyaz badanalı evlerle göz göze gelinir. Bütün damlar yosun tutmuş küf yeşili oluklu kiremitlerle kaplıdır. Balkonlar ferforjelerle süslenmiştir. Cam içlerinde renkli sardunyalar göze batarlar. Sokaklar daracıktır. Hemingway, “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” adlı romanında Ronda’yı şöyle anlatır: “Kent, ırmağın üzerinde yüksek bir bayırın üzerine kuruludur.

7

8 Bir meydanı vardır çeşmesi olan; banklar vardır meydanda ve bankları gölgeleyen kocaman ağaçlar. Evlerin balkonları meydana bakar. Altı sokak açılır meydana. Meydanı çevreleyen evler bir kemer altı oluşturur. Öyle ki, güneş cayır cayır kavurduğunda insan kemer altının gölgesinde dolaşabilir. Meydanın üç yanı da kemerlidir, dördüncü yanında da ağaçların gölgelediği bir kaldırım vardır. Bu ağaçlar ırmağın aktığı yarın kıyısındadır. Yarın yüksekliği 300 kademdir.” Banklar, çeşme, kemerli evler, gölgelik kaldırımlar… Hepsi tam karşımda duruyordu.

9 EVLER UÇURUMA BAKIYOR

10 Alameda Parkı’na gidip, uçurumları, aşağılardaki ovayı, uzaklardaki dağları, eski kasabanın uçuruma bakan evlerini izlersiniz. Kireçtaşından oluşan kanyon, kasabayı ikiye böler. 100 metre aşağıda Tajo Nehri, küçük şelaleler yaparak akıp gider. Yamaçlar kaktüslerle kaplanmıştır. Görüntü hem ürkütücü hem de çok etkileyicidir. Onun için 19. yüzyıl romantik gezginlerinin en sevdikleri yer burası olmuştur.

11 İKİ ASIRLIK YENİ KÖPRÜ

12 Kanyonun iki yakasını birleştiren muhteşem köprünün adı, her ne kadar “Puento Nuevo – Yeni Köprü” olsa da neredeyse iki asır önce yapılmış. İnsan o dönemde böylesine bir köprünün nasıl yapıldığına şaşırmadan edemiyor. 11. yüzyılda yapılan ve artık kullanılmayan “Puento Vieja – Eski Köprü” ise daha aşağıda, fotoğrafçılara güzel pozlar veriyor.

13

14 Eskiden cami olan Santa Maria la Mayor katedralinde, mihrab hâlâ yerinde duruyor. Convento de Santo Domingo’da, engizisyonun kirli izlerine bakıp ürpermemek mümkün değil. Palacio Mondragon’un kemerlerini süsleyen Mağribi mozaiklerine ve alçı süslemeler şaşkınlıkla izleniyor. Bir Mağribi sarayının temellerinin üstüne inşa edilmiş olan Casa del Rey Moro’nun içinden, kanyonun dibine 365 basamakla iniliyor

15

16 EN ESKİ ARENADA

17 Plaza de Toros, İspanya’daki en eski boğa güreşi alanlarından biri. 1785’te yapılan bu arenada birçok ünlü matador yetişmiştir. Modern boğa güreşine “Ronda Tarzı”nı armağan eden boğa güreşinin babası ve altı bin boğanın katili Pedro Romero, burada adını matadorlar tarihine yazdırmıştır.

18 Ronda, boğa güreşinin en önemli merkezlerinden. 200 yıllık, beş bin kişilik Plaza de Toros’ta filmlere, romanlara konu olan birçok karşılaşma yapılmış, birçok ünlü matador yetişmiştir. Hemingway’in önemli kahramanlarından Antonio Ordonez burada birçok boğaya diz çöktürmüştür. Ünlü arenada şimdi sadece eylülde, matador Antonio Orderez’in anısına boğa güreşi düzenlenmektedir.

19 BANDOLEROS MÜZESİ

20 Zenginden alıp, Fakire veren bir Eşkıya müzesi Tamamen bizdeki Çakırcalı Mehmet efeler, Köroğlular gibi halk nazarında efsaneleşmiş Eşkıyalar için yapılan bir müze var Ronda şehrinde. Eşkıyalık bir fenomen olmuş.

21

22 Bu müzede Eşkıya diye isimlendirilen o halk kahramanlarına ait birçok şey sergilenmektedir.

23

24

25

26 BİTTİ