Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ"— Sunum transkripti:

1 1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ
İş yerinde çalışma koşullarını düzenlemek üzere geliştirilmiş İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) mevzuatları, İş Sağlığı ve Güvenliği hareketinin başlangıcı olmakla beraber, bugünkü anlamda İş Sağlığı ve Güvenliği teknik bilim dalının oluşumuna zemin hazırlamıştır. Ancak, işletmelerde İş Sağlığı ve Güvenliğinin sağlanabilmesi için sadece hukuki mevzuatların yürürlüğe konmasının yetersizliği, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının günümüzde giderek artması ile tamamen ortaya çıkmış bulunmaktadır. Modern İş Sağlığı ve Güvenliği biliminin kurulması ancak yirminci yüzyılda mümkün olmuş, aksiyon ve metotları ise ancak son yıllarda geliştirilmiştir

2 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
İlk insanla başlayan üretim süreci boyunca üretim teknik ve biçimleri de değişmiştir. Taşın ve toprağın işlenmesi, madencilik tekniklerinin geliştirilmesi, ateşin bulunması, giderek buhar gücünden yararlanma olanakları, iş aletlerinin ve üretim araçlarının gelişiminde önemli etkileri olmuştur. Çalışma yaşamındaki gelişmelerin getirdiği sorunların çözümü için yapılan çalışmalar işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gelişiminde de temel unsurlar olmuştur. Bu nedenle yapılan işle sağlık arasında ilişki kurmanın tarihçesi oldukça eski çağlara dayanmaktadır.

3 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
Geçmişi anlamak kuşkusuz, hazır zamanı ve geleceği inceleyen sağlık ve güvenlik çalışmalarına yardımcı olur. Zira, sağlık ve güvenlikteki modern gelişmeler ne tek başınadır, ne de bağımsızdır. Bilakis, devamlılığın bir parçasıdır. Bu devamlılık, en az Eski Mısırlılar (M.Ö. 1500) kadar uzaklardan başlar. Halen ayakta bulunan piramitlerden akılda kalan, inşaatı için yeterli iş gücünün sağlanması için, tıbbi servisler kurulmasıydı. Hatta, (Toplam 283 maddeden oluşan) M.Ö. 2000’lerde Babil İmparatorluğunun kurucusu Hammurabi (M.Ö ) tarafından hazırlanan Hammurabi Kanunlarında İş Sağlığı ve Güvenliği hususunda hükümler bulunmaktaydı.

4 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
“Eğer bir müteahhidin sağlam yapmadığı bir binanın çökmesi sonucunda bina sahibi hayatını kaybederse, müteahhit ölüm cezasına çarptırılır; eğer bina sahibinin oğlu hayatını kaybetmişse, müteahhidin oğlu ölüm cezasına çarptırılır; eğer bina sahibinin kölesi hayatını kaybetmişse, müteahhit aynı değerde bir köleyi bina sahibine verir. Eğer müteahhidin sağlam yaptığı bir binanın çökmesi sonucunda bina sahibinin malları hasar görmüşse, müteahhit binayı yeniden yapacağı gibi, bina sahibinin tüm zarar ve ziyanını da karşılayacaktır. Bir binanın inşaat kurallarına uyulmadan yapılan bir duvarı yıkılırsa, müteahhit tüm masrafları kendisine ait olmak üzere o duvarı sağlamlaştırmak zorundadır”.

5 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
Bugünkü anlamda işçi sağlığı ve iş güvenliği olarak tanımlanabilecek çalışmalar ilk olarak köleci toplumlardan eski Roma'da gözlenmiştir. Çalışanların sağlığı ile yapılan iş arasındaki ilişkiler Yunan ve Roma uygarlıkları zamanında HEREDOT tarafından araştırılmıştır. İşçi sağlığı ve iş güvenliği ilk kez bilimsel olarak İtalya’da yy’da Bernardino Ramazzini tarafından ele alınmıştır. Bernardino Ramazzini kendi tecrübe ve bulgularına dayanarak bir de meslek hastalıkları kitabı yazmış ve işçi sağlığının kurucusu olarak tarihe geçmiştir.

6 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
1919 yılında Cenevre'de, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kurulmuştur. Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından, 1919 yılından bugüne kadar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili birçok sözleşme çıkarılmıştır. Bunların önemli bir bölümü de, Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. 20. yüzyılda, iş sağlığı ve güvenliği, sanayide yaşanan gelişmelerle birlikte, özellikle kalkınmış ülkelerde ön planlarda yer almaya başlamıştır. Gerçekten, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, İngiltere, Kanada, Avustralya, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili modern düzenlemeler yapılmıştır.

7 1.1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN DÜNYADAKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
İş sağlığı ve güvenliği olgusu, Avrupa Birliği içerisinde de, 1980'li yıllardan itibaren ağırlıkla ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle, 1989 yılında çıkarılan 89/391/EEC sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi, iş sağlığı ve güvenliği alanında çerçeve direktif olarak kabul edilmiş ve daha sonra bu çerçeve direktife dayanarak, çok sayıda bireysel direktif çıkarılmıştır.

8 1.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE'DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
Türkiye'de çalışan insanı koruma hareketleri ise, 1865 yılında yayınlanan “Dilaver Paşa Nizamnamesi” ve onu izleyen “Maadin Nizamnamesi” (1869) ile başlamıştır. Endüstri sağlığı konusunun bütün yönleriyle ele alınması ise Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Cumhuriyet döneminde de en önemli düzenleme 1937 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı İŞ KANUNU’dur. Daha sonra bu kanuna dayanılarak çok sayıda tüzük çıkarılmıştır.

9 1.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE'DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
1945 yılında Çalışma Bakanlığının kurulması 1946 yılında İşçi sigortaları kurumunun kurulması 1950 yılında Sanayi ve Ticarette İş teftişi hakkındaki 81 numaralı uluslar arası sözleşmenin onaylanması, 1971 tarihli 1475 sayılı İŞ KANUNU’nun yürürlüğe girmesi bu dönemin önemli düzenlemeleridir. Ancak, 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlamasıyla birlikte, teknolojinin, tüm sanayi koşullarının, endüstri ilişkilerinin ve çalışma mevzuatının baş döndürücü bir hızla ilerlediği ve değiştiği gerçeği ortaya çıkmıştır. Avrupa Birliği'nin, Aralık-1999'daki zirvesinde, Türkiye'ye adaylık statüsünün tanınmasıyla birlikte, 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu çıkarılmıştır.

10 1.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE'DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
Bu Kanunun iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümleri, belki birkaç madde dışında, aynen 1475 sayılı İş Kanunu'ndan aktarılmıştır. Ancak, 4857 sayılı İş Kanununa göre çıkarılması gereken yönetmelikler, Avrupa Birliğinin 89/391/EEC sayılı çerçeve direktifine ve diğer bireysel direktiflere göre uyumlaştırılmıştır ve 2003 yılı ile 2004 yılı içerisinde artarda yayımlanmıştır. Dolayısıyla, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı modern hükümlerle donatılmış durumdadır. Ancak, uygulamada çok fazla mesafenin kat edilmesi gerekmektedir.

11 1.2. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN TÜRKİYE'DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ:
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından bugüne kadar işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin 30 sözleşme ve pek çok önemli karar kabul edilmesine karşın, Türkiye bunlardan sadece 7 ILO Sözleşmesini imzalamıştır. Bu yaklaşım sonucu gelişkin bir mevzuatın bulunduğu ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları çözüme kavuşturulamamıştır. Bugün gelinen noktada, iş sağlığı ve güvenliği bir bilim dalı olarak ele alınmaktadır. Sanayide ve çalışma hayatında yeni ortaya çıkan risklerle ilgili, sürekli olarak araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütülmekte ve yeni yasal düzenlemeler yapılmaktadır.

12 1.3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN ÖNEM KAZANMASININ NEDENLERİ
Teknik Zorunluluklar Bilim ve teknolojinin hızla gelişmesi ve yeni enerji kaynaklarının bulunarak kullanılması sonucu üretim süreçleri daha karmaşık hale gelmektedir. Bunun sonucunda yeni riskler ortaya çıkmaktadır. Elektronik fabrikalarında olduğu gibi ileri teknolojiyle çalışılan bazı fabrikalarda işçilerin son derece hassas ve dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu da çalışanların çok sağlam psikolojik ve fizyolojik yapıya sahip olmalarıyla sağlanabilir.

13 1.3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN ÖNEM KAZANMASININ NEDENLERİ
Teknik Zorunluluklar Ayrıca kimya sanayinde olduğu gibi operatörlerin izole edilmiş bir bölümde çok uzun zaman göstergeleri izlemek şeklindeki çalışma koşulları çalışanlarda stres ve benzeri ruhsal bozukluklar yaramaktadır. Tekstil ve gıda sanayilerinde kullanılan teknolojilerden kaynaklanan titreşim, yoğun gürültü, koku, radyoaktivite gibi faktörlerin artması çeşitli iş kazaları ve işçi sağlığı sorunlarına yol açmaktadır.

14 1.3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN ÖNEM KAZANMASININ NEDENLERİ
Ekonomik Zorunluluklar Yeni teknoloji, yeni üretim teknikleri, daha kompleks makineler ve rekabet ortamı yeni yatırım ve araştırmaları gerektirmektedir. Bunlar son derece büyük harcamaları gerektirmekledir. Bu nedenle çoğu kez maksimum yarar sağlanması için vardiya sistemi gündeme gelmektedir. Vardiya sistemi gece çalışmalarını zorunlu kılmakta ve gece çalışmalarıysa sağlık yönünden ve sosyal yönden çalışanları gittikçe daha çok hırpalamaktadır. Bunun sonucunda birçok sanayi kolunda devamsızlık ve işi bırakma eylemleri, işgücü devir hızının yüksekliği gibi sorunlar ekonomik açıdan önemli maliyet artışlarına neden olmakta ve konuya çözüm arama yönünde daha çok çaba harcanmasına neden olmaktadır.

15 1.3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN ÖNEM KAZANMASININ NEDENLERİ
Sosyal Zorunluluklar İşletmelerin verimliliğini artırmak ve daha fazla kâr sağlamak amacıyla üretim temposunun hızlandırılması, aşırı iş bölümü, vardiya sistemi ve rahatsız edici çevresel koşullar, çalışanların ve işçi kuruluşlarının haklı tepkilerine yol açmıştır. Bu tepkiler ilk önce çalışma sürelerinin kısaltılması, sağlık tedbirlerinin alınması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacına yönelik olmuştur. Nitekim bu tepkilerin sonucu olarak gelişmiş sanayi ülkeleri, istekler doğrultusunda, bir taraftan yasal düzenlemelerle bazı çözümler getirmeye çalışmışlar, bir taraftan da özellikle yürüyen bant sistemi kullanılan işyerlerinde, maden ve inşaat sektöründe, kısaca ağır çalışma koşullarının bulunduğu işkollarında yabancı işçi çalıştırma yoluna gitmişlerdir. Bütün bu gelişmeler işçi sağlığı ve iş güvenliği konusuna gittikçe daha çok önem verilmesine neden olmaktadır.

16 1.3.1 İşçiler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
İş kazaları ve meslek hastalıklarından doğrudan ve en çok etkilenenler bu meslek riskleriyle karşılaşan işçilerdir. İş kazaları ve meslek hastalıklarıyla karşılaşan kişiler iş güçlerinin tümünü ya da bir bölümünü sürekli olarak ya da belirli bir süreyle kaybetmek durumundadırlar. Böyle bir kaybınsa ücret gelirinin tümünün ya da bir bölümünün sürekli ya da belirli bir süre ile kaybedilmesi anlamına geleceği açıktır. İşçilerin, çoğu kez ücret gelirinden başkaca bir gelirleri bulunmayan kişiler olması, bu kayıpları hem kendileri, hem de bakmakla yükümlü bulundukları aile üyeleri için kuşkusuz daha da güç katlanılır bir hale getirmektir. İşçi ve ailesi için ortaya çıkan kayıpları şu şekilde gruplandırabiliriz:

17 1.3.1 İşçiler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Gelir Düzeyinde Azalmalar İş kazaları değişik ağırlıklarda ortaya çıksa da, en hafifinden en ağırına kadar hepsinin sonucunda işçinin gelirinde kesinlikle bir miktar azalma olmaktadır. Bu azalma, işini kaybetme nedeniyle ücret kaybı gibi, doğrudan bir azalma olabilir. Bazen de olası bir terfi olanağının yitirilmesi ya da ailesinin işçinin eğitimi, beslenmesi, giyimi için yaptığı harcamaların, bir diğer deyişle, ailesinin işçiye yaptığı yatırımların karşılığını alamamaktan doğan kayıplar gibi dolaylı azalmalar görülebilir.

18 1.3.1 İşçiler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Çalışma Gücünde ve Meslekte Kazanma Gücünde Kayıplar İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda işçi, en değerli varlığı olan sağlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bazı doku ve organlarını kaybetmesi, organlarının bir ya da birkaçını kaybetme riski vardır. En azından bazı organlarının kullanımı kısıtlanabilecektir. Bu durum kuşkusuz işçinin bundan sonraki çalışma hayatını etkileyecek ve belki de işçi çalışma hayatından tamamen kopmak zorunda kalacak ve bir daha çalışamayacaktır. Bütün bunlar dolaylı olarak gelir düzeyini de etkileyecektir.

19 1.3.1 İşçiler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Psikolojik ve Ruhsal Sorunların Ortaya Çıkması Kaza geçirinceye kadar üretken olan işçi, artık tüketici ve belki de başkalarına muhtaç hale gelmiştir. Kendisini işe yaramayan, ailesine ve topluma yük olan bir kişi olarak hissetmektedir. Bu duygu insanları değişik psikolojik bunalımlara itebilir. İşçinin çektiği maddi ve manevi acıların ailesine yansıması da kaçınılmazdır. Bunların maliyetini tam ve doğru olarak hesaplayabilmekse hemen hemen olanaksızdır. Bugün, normal olarak, bir işçinin bakmakla yükümlü olduğu bağımlı nüfusu ortalama dört kişi olarak kabul edersek, bir iş kazası en az dört beş kişinin yaşantısını etkileyecektir.

20 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin işletme açısından çok yönlü önemi vardır. İşletme tarafından planlı ve bilimsel şekilde yapılan iş güvenliği harcamaları iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltabilir. Verimlilik ve üretim bu sayede artar. Ayrıca, bu tedbirlerin alınmasıyla hem nitelikli işgücü, hem de makine, hammadde, donatım ve diğer araç ve gereçler korunmuş olur. Böylece üretimin ve işletmenin sürekliliği sağlanmış olur. Bu açıdan düşünüldüğünde, konuya gerekli önemin verilmemesi halinde ortaya çıkabilecek maliyetler de kendiliğinden anlaşılmaktadır, iş kazalarından doğan, maliyetlerin işletmeler açısından iki ana grupta toplandığı söylenebilir.

21 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Bunlardan ilki doğrudan maliyetler ya da sigortalanmış maliyetler, ikincisi de dolaylı ya da sigortalanmamış maliyetlerdir. Bu iki maliyet grubu birlikte değerlendirilirse işletmeler açısından bir toplam maliyet ortaya çıkmaktadır. Doğrudan Maliyetler Doğrudan maliyetler, kaza sonucu doğan zararların ödenmesiyle ortaya çıkan maliyetlerdir. Parasal olarak ölçülebilirler. Doktor, ilâç, tedavi ve bakım masrafları, geçici ve sürekli iş göremezlik ödenekleri, malullük aylıkları, ölüm tazminatları, mahkeme masrafları, sigortalıya ödenen tazminatlarla, cezai ödemelerdir.

22 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Dolaylı Maliyetler Dolaylı maliyetler doğrudan maliyetlerden farklı olarak kapsam ve miktar bakımından tam tespit edilemeyen ve sınırlandırılamayan maliyetlerdir. Ancak, miktar olarak, dolaylı maliyetlerin doğrudan maliyetlerden çok fazla olduğu söylenebilir. Dolaylı maliyetler çeşitli açılardan gruplandırılabilir: • Kaza Nedeniyle Ortaya Çıkan Hasarın Maliyeti: Kazada hasara uğrayan araç gerecin onarım ve yenilenmesine yönelik net maliyetler, kaza esnasında kısmen ya da tamamen tahrip olan hammadde ve ürünlerden doğan kayıplar.

23 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
• Kaza Nedeniyle Yapılması Gereken Harcamaların Maliyeti: Bu tür harcamalar, normal zamanlarda yapılması gerekmeyen, kaza sonucu yapılması zorunlu olan harcamalardır. Kazaya uğrayan işçilere yapılan ilk yardım ve acil yardım giderleri, kazaya uğrayan işçinin yardımına giden ya da onun ürettiği parçaya ihtiyacı olduğu için çalışmasına devam edemeyen işçilere ödenen ücretler bu grupta değerlendirilebilir. Ayrıca, kaza nedeniyle ek tedbirlerin alınmasında yapılan düzenlemelerin maliyeti, işyerlerinin normal çalışma düzenine dönebilmesi için yapılan temizleme, onarım ve yeni yatırımların maliyeti, adli makam ve yetkililerce yapılan inceleme ve soruşturmaların maliyeti.

24 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
• Üretimde ve Verimlilikte Ortaya Çıkan Azalmaların Maliyeti: Kazaların doğurduğu üretim kayıpları fazla çalışma yoluyla giderilmeye çalışılmaktadır. Kazalar nedeniyle aksayan işlerin tamamlanması için yapılan fazla çalışma ücretleri ile ısınma, aydınlatma vb. harcamalar bu grupta değerlendirilebilir. Kazaya uğrayan işçilerin işbaşı yaptıktan sonra verimlerinin düşmesinden kaynaklanan kayıplar, diğer işçilerinse kazalar ve ölümler nedeniyle moral bozukluğu nedeniyle verimlerinin düşmesinden kaynaklanan kayıplar, kaza geçiren işçilerin yerine yeni işçi alımı gerekiyorsa bunun getirdiği ek harcamalar ve yeni işçilerin işe alışıncaya kadar geçirdikleri zamandan doğan kayıplar da hemen akla gelen hususlardır.

25 1.3.2 İşverenler yönünden işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
• Ürün Teslimindeki Gecikmelerden Ötürü Pazar Kaybından Doğan Zararın Maliyeti: Kaza nedeniyle normal çalışma düzeni aksayan işletme, gecikmeler nedeniyle normalde, ulaşabileceği üretimden sağlayacağı kârdan yoksun kalacağı gibi, teslim etmesi gereken ürünleri zamanında teslim edememesi nedeniyle uzun çabalar sonucunda elde ettiği pazar payından da kayıplara uğrayabilir. Bunun etkisi çok uzun sürebilir. Satışların düşmesi işletmeyi bunalıma sokabilir. Ayrıca, işletme şöhret kaybedecek, prestiji sarsılacak, geç teslim nedeniyle belki, sözleşme gereği para cezası ödemek zorunda kalacak ve gene belki de erken teslim halinde alabileceği primden yoksun kalacaktır.

26 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
İş kazası ve meslek hastalıkları ülke ekonomisi açısından da son derece önemlidir. İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle ülke ekonomisi de birçok kayıplara uğramaktadır. Bir kere yetişmiş insan gücü kaybı ve bunların iş göremez duruma gelmeleri ülke ekonomisini zarara uğratmaktadır. Sosyal ve kültürel bir varlık olan insan gücünün kaybı toplumun bir kaybıdır. Bu kaybın ölçülmesi son derece güçtür. Tek bir işçi ve işletme açısından düşünüldüğünde kazaların ve hastalıkların maliyeti rakam olarak belki çok büyük görülmeyebilir. Ancak, ülke ekonomisi açısından durum hiç de öyle değildir.

27 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Kazaya ya da hastalığa maruz kalan işçi, üretimden düştüğü gibi, ülke ekonomisine de tüketici olarak bir yük olacaktır. Bu nedenle çalışanları korumak ve kazaları önlemek, kaza sonucu ortaya çıkan zararları tazmin etmekten daha kolay ve ucuzdur. Gelişmiş ülkelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının toplam maliyeti, bu ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılalarının % 1-5’i arasında değişmektedir.

28 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Avrupa ülkelerinde iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu yılda, lere ulaşma seyri gösteren ölümlü vakalar ve lere yaklaşan maluliyetler (sürekli çalışamaz durumlar), 200 milyon işgünü ve 40 milyar EURO maddi kayba sebep olduğu raporlanmaktadır. Durum, Amerika kıtasında çok farklı değildir. Orada da, örneğin sadece iş kazalarının toplam yıllık maliyeti 50 milyar Amerikan doları sınırını zorlamakta, yıllık yaralanma sayısı 7 milyonu aşmıştır.

29 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Ülkemizde ise yıllık ’ler seviyesindeki iş kazaları ve 1000’e ulaşan (!!!) meslek hastalıkları sayısıyla yaklaşık 3,5 milyon işgünü kaybına sebep olmaktadır. 2009 YILINDA İŞLEMİ TAMAMLANAN İŞ KAZALARI, MESLEK HASTALIKLARI, SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK, ÖLÜM VAK'ALARI

30 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
2009 YILINDA İŞLEMİ TAMAMLANAN İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI VAK'ALARI SONUCU TOPLAM GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK SÜRELERİ İLE HASTANEDE GEÇEN GÜNLERİ

31 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
İş Sağlığı ve Güvenliğine verilen önem, diğer bir ifadeyle “İSG Kültürü”nün yaşatıldığı işletmelerin “önlemek, ödemekten daha insanidir” yaklaşımı, onları muvakkaten maddi birer kayıp gibi görülen, ancak uzun vadeli kazanımları getiren önleyici tedbirleri alması, onları sonradan yaşanabilecek bir çok sürpriz giderlerden kurtarmaktadır. Süreklilik özelliği olan ve çoğu kez bir defaya mahsus olan bu tedbirler ve dolayısıyla harcamalar, olası kazaların önlenmesi, çalışılan yerlerin daha insani olması, verimlilik, üretkenlik, karlılık gibi bir çok hedefin sağlanmasını içerir.

32 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
İş Sağlığı ve Güvenliğine önem vermeyen, İSG kültürü yerleşmeyen şirketler, yaşanacak kazalardaki ya da işten kaynaklanan rahatsızlıkların (meslek hastalıklarının) firmayı uğratacağı masraflar olarak ekipman hasarı, bazı tıbbi harcamalar sigorta tazminatları gibi sadece buz dağının üstünü gören kısır yaklaşımlar sergiler. Halbuki, bu tip şirketler, çoğu zaman gizlilik eğilimi gösteren endirekt maliyetler ile yüzleşme zamanı geldiğinde (ki endirekt maliyetler, direkt maliyetlerin yirmi katı dahi olabilmektedir), bu belki de o firmanın hayatta kalma mücadelesine başladıkları andır.

33 1.3.3. Ülke ekonomisi açısından işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemi
Dolayısıyla, İSG Kültürünün getirdiği katkılar dikkate alındığında İSG için yapılacak yatırımların (ek maliyetlerin), kısa sürede kendini (bu yatırım masraflarını) çıkaracağı anlaşılabilir. İş Sağlığı ve Güvenliğinde, Maliyet-Getiri Terazisinde her zaman ikinci kefe daha ağır gelmektedir. Yapılan masraflar (İSG yatırım giderleri) sonucu, engellenen kazaların ödenmeyen maddi ya da manevi değeriyle fazlasıyla telafi edilir.


"1. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİN KAVRAM VE KURALLARININ GELİŞİMİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları