Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Klasik Japon tiyatrosunun atası olan Noh Tiyatrosu, yerli kültür ve etkilendikleri yabancı kültürlerin senteziyle XIV. yüzyılda doğdu Gösterinin odağının.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Klasik Japon tiyatrosunun atası olan Noh Tiyatrosu, yerli kültür ve etkilendikleri yabancı kültürlerin senteziyle XIV. yüzyılda doğdu Gösterinin odağının."— Sunum transkripti:

1 Klasik Japon tiyatrosunun atası olan Noh Tiyatrosu, yerli kültür ve etkilendikleri yabancı kültürlerin senteziyle XIV. yüzyılda doğdu Gösterinin odağının oyuncu olduğu Noh Tiyatrosu‟nda bir öykü anlatımı yerine bir ruh hali ifadesi verilmeye çalışılır. Noh Tiyatrosu oyunları, tapınaklarda dinsel öğeler ve insanların günlük yaşamlarını ele alan mizahi içerikli öğelerle oynandı. Noh Tiyatrosu önce açık hava mekânlarında oynanırdı. Zamanla tapınak avlularına ya da general saraylarına taşınan Noh oyunları daha sonra soyluların evlerinde oynanmaya devam etti. Bilahare halk için Noh tiyatroları yaptırıldı. Bu mekânlar sütunlar üzerinde ayakta duran bir sundurmayla kapatılmıştı. Oyunlar, kapalı alanlarda da oynanmalarına rağmen sundurma konmaya devam etmiştir Herhangi bir dekor ve kulisin bulunmadığı bu tiyatro tipinde izleyiciler sahnenin üç yanına otururdu. Sahnenin sol arkasında yer alan koridor perdeli bir kapıya dayanır ve giriş çıkışları sağlardı. Koro ve müzisyenler sahnenin sağındaki küçük kapıyı kullanır ve sahnenin arkasında yer alırdı. Koro ise sahnenin sağındaki çıkıntıda bulunurdu. Sahne ve giriş çıkış yolunun bulunduğu kısım ise beyaz çakıl taşlarıyla kaplanmıştı Kabuki Tiyatrosu‟nun sahnesi Noh Tiyatrosu‟yla başlangıçta benzerlik taşımış, sonradan ise genişlemiş ve derinleşmiştir. Noh Tiyatrosu‟nun aksine Kabuki Tiyatrosu‟nda dekor kullanılmış ve ilk kez döner sahne keşfedilmiştir. Kabuki tiyatrosunda izleyicilerin çiçek koyduğu için “çiçek yolu” olarak adlandırılan sahnenin solundan izleyicilerin arkasındaki duvara doğru uzanan bir yol bulunurdu.

2 Ortaçağ Tiyatrosu Mekânı
Ortaçağ‟da Avrupa‟da o döneme kadar yapılmış olan tiyatro “şeytanın kilisesi” olarak adlandırılıp yasaklanmış olduğundan, tiyatro mekânı açısından önemli ilerlemeler olamamıştı. Ortaçağ oyunları, aktif halk katılımının üst düzeyde olması sebebiyle ileriki dönemlerin önünü açmıştır. XII. yüzyılda Gotik katedraller, daha sonra ise kilise ve pazar yerleri tiyatro mekânı olarak kullanıldı Ortaçağ tiyatro mekânı altı grupta toplanabilir: Kilise içi 2) Oyun kilise dışında oynandığında kilisedeki düzene uygun kurulan oyun yeri 3) Sabit dekorlu oyun yeri 4) Tekerlekli yükseltiler üzerinde oyun yeri 5) Daire biçiminde çevrelenmiş dizi sahnelerin olduğu oyun yeri 6) Perdeli platform sahne Kilisede, paskalya, noel gibi yortular ve aziz günlerinde oynanan temsili oyunlarda İsa‟nın ahşap ya da demirden yapılmış olan sembolik mezarı kullanılıyordu. Bu mezarın yeri kilisenin doğu tarafındaki sunaktı. Bu mezarlar dışında kilisenin içinde sedes, loci veya domi olarak da adlandırılan mansionlar kurulurdu.

3 2) Kilise dışında, kilise düzeni göz önüne alınarak kurulan oyun yerleri olarak kilise meydanları, avlular, pazar yerleri seçiliyordu. Bu oyun alanlarında kilisenin de içinde yer alan mansionlar kurulurdu. Dışarıda geçen dini oyunların mekânında, hikayenin bütün sahneleri kimi ev biçiminde kimiyse yalnızca bir yükselti olan oyun yerlerinde gösterilirdi. Tek bir oyun alanında, farklı oyun yerlerinin bulunduğu bu oyun düzeni, bugünkü anlamda “simultane” sahne düzenini ortaya çıkarmıştır. 3) Fransa‟da kilise içinde oynanan mysterium oyunları (dini oyunlar) için kilise içinde sabit mansionlar dekor olarak kullanılırdı. Ayaklarla yerden yükseltilmiş mansionlardan birkaç basamakla yere inilirdi. Sabit dekorlu bir başka düzende de büyük bir platform üzerine kurulan mansionlar bulunurdu. Bu platformda en solda cennet, en sağda cehennemi simgeleyen dekorlar bulunurdu. 4) İngiltere‟de, XI ve XII. yüzyıllarda kilise oyunlarının dışarıda da oynanmasının gerekliliği ortaya çıkınca alan sıkıntısı sebebiyle izleyicilerin bölünmesi gerekti. Bir oyunun her bölümünün ayrı loncaların işçileri tarafından hazırlanıyor ve oyun zamanı izleyiciler kentin farklı yerlerinde toplanıyordu. İngiltere‟de şehirlerdeki açık hava oyunları tekerlekli sahnelerin üzerinde yer alan mansionlar üzerinde oynanıyordu. Pageant adı verilen bu tekerlekli sahnelerle oyun şehrin çeşitli yerlerine gidebiliyordu. Şehrin bir yerinde o mansionla ilgili olan bölüm bitmişse yerine başka bir mansion geliyor ve diğeri şehrin başka bir yerine gönderiliyordu. Oyunlar, sekiz arabaya kadar olan mansionlarla oynanıyordu. İngiliz tekerlekli oyunları Shakespeare dönemine kadar devam etmiştir

4 5) Daire biçiminde dizili sahnelerin olduğu oyun yerini yan yana dizilmiş olan mansionlar oluştururdu. Ayakta kalan bazı Roma tiyatrolarında veya coğrafi olarak uygun olan yerlerde oynanan bu oyunlarda seyirciler, mekânı dairesel bir biçimde çevreliyordu. Bu çevreli oyun yerlerinde seyirci de gösteriye her noktadan hakim oluyordu. İngiltere, Cornwall‟deki çevreli oyun yerleri Viking yapılarına benzeyen; ancak oyunlara özel yapılmamış olup coğrafi açıdan tiyatroya uygun olan 36m yarı çapındaki bayırlardan oluşuyordu. 6) Zenginlerin ve önemli kişilerin saraylarında oynanan güldürü oyunlarında, basit dekorlu, mansionsuz, yükseltilmiş perdeli platformlar kullanılırdı. Ortaçağ‟ın temel sahne mekânları dışında bugünkü Belçika ve Hollanda topraklarında Rhetoric (Retorik) Odaları bulunurdu Büyük bir yükseltinin arka tarafına sabit bir cephe kurulur, sahne düzeyinde de arkaya açılan üç tane kapı açıklığı olurdu. Bu açıklıklar, duruma göre bir perdeyle açılıp kapatılırdı. Üç katlı olan bu cephenin ikinci katında da açıklıklar yer alır, en üst katındaysa adına festivalin düzenlendiği tanrısal kişiliğin oturduğu taht bulunurdu.

5 İslam dünyası, Antik Yunan, İran ve Hindistan kültürlerini sanat, bilim ve felsefede sentezlemişti. Roma komedya geleneğinden gelen mimus oyunları İslam dünyası‟nda da yerini bulmuştu. “Mudhik” adı verilen bu oyunlarda taklit, meddahlık, şarkı ve dans önemli yer tutardı Ortaçağ oyunlarında hakim olan simultane sahne düzeni vardı. Açık hava meydanında bulunan oyun yerinde çeşitli noktalarda, Kerbela olayını anlatan Hüseyin‟in kara bir bezle örtülü mezarı, ateşe verilecek olan küçük bir kamış kulübe gibi çeşitli temsili öğeler bulunurdu. Ortaçağ Avrupa oyunlarındaki simultane yapıda olduğu gibi, sahne arkası olmadığı için oyuncular sıraları gelince oynuyor ve oyunları bitince izleyicilerin önünde yerlerine oturuyorlardı. On bölümde oynanan taziye oyunu, dokuz veya on gün boyunca, bir kentteki oyun yerlerinin her birinde oynanırdı. İslam dünyasında seyircinin oyuncuya ve oyuna tepkileriyle katılımı olağandı. Seyirci, genel olarak oyunu oyuncuyla birlikte oynardı

6 Rönesans Tiyatrosu Mekânı
Rönesans dönemi, Ortaçağ‟ın dini baskınlığından sonra tiyatro için bir “yeniden doğuş” oldu. Rönesans tiyatrosu, gerek oyun tarzı gerekse tiyatro mekânı bakımından Ortaçağ tiyatrosundan ayrılırdı. Rönesans tiyatrosu, kent orta sınıfına açıktı ve bol seyircisi vardı. Rönesans sahne mekânında, Ortaçağ‟ın mansionları yerine ilk kez bugünkü anlamda dekor kullanılmaya başlandı. Ressamlar, perspektif kurallarını esas alarak dekorlar çizdiler. Rönesans dönemindeki ilk tiyatro yapısınının hangisi olduğu konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte bu yapıların XV. yüzyılda yapıldığı biliniyor. V. Nicholas için Vatikan‟da yaptırılan saraya (1452) theatrum isminde bir yapı eklenmişti; fakat bu yapının içinde tiyatro oynandığına dair belgeler bulunamamıştır. Dekor kullanımıyla ilgili ilk kesin bilgi Kardinal Riario‟nun yılları arasında oynanan bir oyun için ilk kez günümüz dekor anlayışına uygun boyalı bir dekor yaptırdığıdır Rönesans‟ta yapıldığı bilinen ilk tiyatro yapısı, 1532 yılında Ferrara‟da yapılan Aristo Tiyatrosu‟dur. Andrea Palladio‟nun tasarladığı ve 1580 yılında yapımına başlanan ve Vicenza Olimpik Akademisi tarafından inşa ettirilen Teatro Olimpico ise çizimlerine ulaşılan ilk tiyatro yapısıdır. Bugüne ulaşan en eski kapalı tiyatro yapısı olan Teatro Olimpico‟nun yapımı ile ilgili detaylar oldukça iyi korunmuştur.

7 Rönesans‟ta ilk yeni tiyatro yapısı bir bütün olarak 1588‟de Sabbioneta‟da yapıldı. Scamozzi tarafından yaptırılan bu yapının iç mekânında asal olarak Sebastiano Serlio‟nun planı izlense de bütün bir tiyatro binası bir birim olarak tasarlanmıştır. İkiyüz elli kişilik olan bu tiyatroda Teatro Olimpico‟daki gibi bir avluya açılan beş kapı yerine sahne ortasında bir tek genişlik vardı. Sabbioneta tiyatrosu günümüze ulaşarak Rönesans tiyatro mimarisinin gelişimini göstermiştir. Modern tiyatronun ilk örneği olarak kabul edilen Teatro Farnese ise kalıcı çerçeve sahnesi olan ilk tiyatro yapısıdır. Ufizzi tiyatrosunun günümüze ulaşamaması sebebiyle, Giovan Battista Aleotti tarafından yapılan Teatro Farnese (1618) bilinen en eski çerçeve-sahneli yapı örneğidir. Farnese tiyatrosunun U biçimindeki seyir yeri, su ile yapılabilecek gösterilere veya dans gösterilerine imkan veren geniş bir alanla çevriliydi. Bu tiyatronun sahnesi sonraki yakın yüzyıllara örnek olurken seyir mekânı geleneksel saray tiyatrosunun benzeridir. Sınırsız mekân anlayışının benimsendiği Ortaçağ tiyatrosundan farklı olarak Rönesans‟ta çerçeve sahne kullanımıyla seyirciye sınırlı bir uzam yaratıldı. Böylece bu sahne hem bir yanılsama yaratmaya hem de bu yanılsamanın yaratıldığı düzenekleri saklamaya yardımcı oldu. Profesyonel halk tiyatrosu kavramı İtalya‟da XVI. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştı. Bir kral tarafından yönetilmeyen ve zenginliği ticarete dayanan tek önemli İtalyan devleti Venedik olduğu için ilk profesyonel halk tiyatrosunun ortaya çıkışı için en uygun yerdi. Venedik halk opera binasının seyir yeri hem halkın gelmesini yüreklendirecek şekilde hem de isteyen kişilerin mahremiyetini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır

8 Serlio, Vitrivius‟un yarım daire şeklinde tasarladığı seyir yerini bir orkestranın etrafına stadyum şeklinde oturma yeri inşa ederek dikdörtgen bir alana uyarlamıştır. Yöneticiler ve beraberinde gelenler içini düşünülen seyir mekânından sahnenin rahatlıkla izlenmesi için sahne, göz seviyesine kadar yükseltilmiş ve perspektifli dekor, yönetici koltuğundan en iyi biçimde görülecek şekilde yerleştirilmişti . Oyuncuların oynadığı bölüm düz, arkadaki bölüm ise yanılsamayı artırmak için keskin bir açıyla yukarı doğru eğimliydi. Dekor değişimi yapılırken üç farklıyöntem kullanılırdı: İlk yöntem, Antik Yunan‟da periaktoi, Rönesans‟ta telari adını alan üç yüzünde farklı dekorlar bulunan ve ekseni etrafında dönebilen dekor değişimi, ikincisi arka arkaya panolar konarak sırasıyla yapılan değişim, üçüncüsü ise sahne zeminine tutturulmuş çerçevelere takılı boyalı bezlerin çerçevelerinden çıkarılıp yenilerinin asılmasıyla sağlanan değişimdi. Operanın gelişmesiyle sonraları hareketli zeminli döner sahneler yapıldı. Antik Yunan tiyatrosunda görsel ve işitsel efekler için kullanılan makineler, bu dönemde özellikle opera sayesinde gelişti

9 XVII ve XVIII. Yüzyıl Tiyatro Mekânı
William Shakespeare ( ), oyun yazarlığının dışında bir oyuncu, tiyatro binaları ve oyuncu topluluklarından pay sahibi bir tiyatro adamı olarak dönemini ve sonrasını etki altına almıştır. Shakespeare, oluşturduğu cok yönlü ve çeşitli karakterlerlerini sahne insanlarından çok yaşayan insanlar gibi göstermiş ve kendinden sonraki kuşaklara ilham kaynağı olmuştur. Oyunlarını sergilediği dönemde diğer çağdaşları gibi koruyamayan Shakespeare‟in oyunlarının günümüze ulaşması Henry Condell ve John Heminges gibi oyuncu dostlarının katkısıyla olmuştur. Shakespeare, yazarlığı boyunca Londra‟nın en iyi tiyatrosu olan tek bir kumpanyaya bağlı kalmıştı İngiltere‟de pek çok tiyatroda olduğu gibi sahne “gölge” veya “cennet” adı verilen bir çatıyla korunuyordu. Bu çatı tiyatroyu hem hava koşullarından koruyor hem de özel efektler veya makineler için saklama görevi görüyordu. Oyun yeri seyircinin üç yandan izleyebileceği şekildeydi. Üç katlı olan bu yapıda balkon ve pencereler bulunuyordu. Sahnede iki geniş kapı, giriş kapılarının ve sahne donanımlarının taşınması için geçit görevi görüyordu. Ön sahne sokak, savaş alanı gibi dış mekân sahnelerinin oynandığı alandı. Çalgıcılar, üçüncü katta yer alıyordu ve aynı zamanda bu en üst kat, kale burcu, gözcü kulesi gibi bir görev üstleniyordu. Esas sahnenin gerisindeki iç sahne ise yatak odası, ev girişi gibi kullanılıyordu. Mekân değişimi, çoğunlukla bir karakterin sahneden çıkışı ve diğer karakterlerin girişiyle gerçekleşiyordu

10 Fransa‟da Rönesans‟a kadar hastaneler, tenis kortları gibi büyük ve kapalı yapılar gezici kumpanyaların salonları haline geldi. İngiltere‟de olduğu gibi Fransa‟da da Rönesans ve sonrasında Ortaçağ etkileri devam etti. XVII. ve XVIII. yüzyıllarda döneme egemen olan klasik akımın parlak örnekleri Fransız saray tiyatrosuyla verilmiştir. XVII. yüzyıl ortasında Fransa‟da romantizm etkileri, sonraki yıllarda ise klasisizm etkileri görüldü. Sahnede perspektifli dekor kullanımı, kanatlı paravanlar, arka panolar ve eğimli sahne kullanımı bu dönemde İtalya‟daki gelişmelerin Fransa‟ya ulaşmasıyla gerçekleşti. Fransız tiyatro yapıları, 1700 yılında üç taneyken 1784 yılına kadar on tane olmuştur. Kralın buyruğuyla “Comedie Française” ve “Academie Royal de Musique” kurumları tekel haline gelmişti yılındaysa Fransız İhtilali‟nin verdiği coşkuyla tiyatro yapıları birden artarak ellibir tane olmuştu. Yapılar, XVII. yüzyıldan başlayarak oval seyir yeri ve genişletilmiş sahneye sahip olan İtalyan stiline yönelmişti. XVIII. yüzyıldaki ilk önemli değişiklik Palais Royal‟in 1763 yılında yanmasıyla oldu. Bunun üzerine orada oynayan opera topluluğu Tuileries Tiyatrosu‟na, oradan da Porte-Saint-Martin tiyatrosuna taşındı. “Comedie Française” tiyatrosu da çeşitli binalarda oynamış ve daha sonra Odeon adını alan yapıda uzun süreli barınmıştır. Bu yapıda sahne seyir yerinden daha derindi ve “pit”te oturma yerleri bulunmaktaydı

11 İtalya XVIII. yüzyılda tüm kentlerinin tiyatroya kavuştuğu parlak bir dönem yaşadı. Bu dönemde Verona‟da Teatro Filarmonico (1716), Napoli‟de Teatro San Carlo (1737) ve Milano‟da Scala opera binası (1778) inşa edildi. Dönemin ünlü tiyatro mimarı Galli-Bibiena İtalya‟da ve Avrupa‟nın diğer ülkelerinde başarılı işler yapmıştı. Torelli‟den farklı olarak, Bibiena‟nın yaptırdığı tiyatrolarda sahne seyir yerinin bir uzantısı olarak algılanmaz, dekor ve seyir yeri simetri ve görüş açısıyla ayrılırdı. Dekorlarda da perspektif kuralları uygulanmış, kimi zaman mekân genişliği efekti asimetrik dekorlarla verilmişti. Sahne değişim mekanizmasında yapılan yenilikler sonraki dönemlere ilham olmuştur Bu yüzyılın son çeyreğinde Mozart‟ın etkisiyle yeni bir klasik çağ açıldı; Mozart‟ın müzik alanına getirdiği yenilik tüm sanat türlerini etkiledi. Bu etkilenme tiyatroda ve dekorda sadeleşme ve aşırılıkların terk edilmeye başlanması şeklinde oldu. Bu dönemde en önemli yeniliklerden biri dekorda desene ruh katma ile gerçekleşti. O zamana kadar detaylar çizimlerde birebir aktarılırken, Gian Battista Piranesi‟nin ( ) öncülüğüyle çizimlerde ışık ve gölge oyunları kullanılmaya başlandı. Sadece birkaç rengin kullanıldığı bu dekorlarda önemli olan ışık ve gölgelerle ayrımların yaratılması ve ruhun verilmesiydi. Dekor dışında ışıklandırmada da daha gerçekçi etkiler yaratan teknikler kullanıldı. Sahne tabanındaki ışıklar yerine localara lensler ve yansıtıcı elemanlar monte edildi Rusya‟da halk tiyatrosuna, dini tiyatrolara ve gezici kumpanyalara X. Yüzyıldan itibaren rastlanmaktaydı; ancak Moskova‟da ilk tiyatro yapısı 1672 yılında açılmıştı. Kral Büyük Peter ( ) yeni başkent St. Petersburg‟u inşa ettiği için tiyatroya fazla vakit ayıramamıştı ile 1750 yılları arasında ise tiyatro aktiviteleri krallık bünyesinde gerçekleşti. Batı tarzının Rusya‟ya empoze edilmesinin istendiği bu dönemde Fransız ve İtalyan etkileri tiyatroda hissedilmişti. 1750‟lerde Rusya, batıdaki opera, dans ve tiyatro alanındaki tüm gelişmelerden haberdardı; ancak henüz bir Rus halk tiyatrosu ya da Rusya‟ya özgü bir repertuar oluşturulamamıştı yılında önemli bir gelişme olarak imparatoriçe yalnızca Rus oyunları için devlet tiyatrosunu kurmuştu. Kraliyet erkanının izlediği oyunlar Fransız ve İtalyan topluluklarca oynanan oyunlardı; Rus oyunları ise genellikle orta sınıf Ruslar tarafından izlenirdi yılında Prens Peter Urusov ve Michael Maddox tarafından kurulan ve mimar Joseph Bove tarafından tasarlanan Bolşoy Kraliyet Tiyatrosu bale ve opera performansları konusunda dünyanın en eski ve en büyük mekânlarından biridir

12 XIX. Yüzyıl Tiyatro Mekânı
İngiltere‟de XIX. yüzyılın başlarında gerçekleşen sanayi devrimiyle ülke refaha kavuşmuş; Fransa ile yapılan savaşlar sebebiyle 1840‟lara kadar maddi kriz devam etmişti. Bu tarihten sonra işçi sınıfı da tiyatroya gitmeye başlamıştır. Tiyatroya olan yoğun ilgi sebebiyle yeni kumpanyalar kurulmuş, ruhsatlı tiyatroların kapasiteleri artmış ve özellikle Londra‟da yeni tiyatrolar açılmıştı XIX. yüzyılın önemli tiyatrolarından Covent Garden 1808‟de, Drury Lane ise 1809‟da yanmıştı. Covent Garden tiyatrosu 1809‟da yeniden yapılmıştı ve sahne önünden üst balkonun en arka noktasına kadar 31.5 m uzunluğundaydı. Yeniden inşa edilen Drury Lane tiyatrosu (1812) da biraz daha küçük ölçülerine rağmen gösterişli oyunları oynamak için oldukça elverişliydi XIX. yüzyıl sonunda Fransa ve Almanya‟da olduğu gibi İngiltere‟de de “özgür tiyatro” ortaya çıkmış ve “Independent Theater” olarak adlandırılmıştır yılları arasında faaliyet gösteren tiyatroda genelde çeviri oyunlar oynanmıştır Fransız Devrimi sonrasında Paris tiyatrolarında romantizm etkisinde koyu milliyetçi ifadelere sahip olan oyunlar oynanmış ve 1791‟de Paris‟in önemli tiyatrosu Comedie Française iç çekişmeler sebebiyle iki farklı gruba ayrılmıştı. Napolyon döneminde dağılan Comedie Française tekrar birleşmiş ve 1801 yılında tiyatro yapısı devlet malı olmuştu

13 Sanatta gerçekçilik Antik Yunan‟dan itibaren aralıklı olarak denenmiştir. Rönesans'la birlikte yanılsama ve romantizm etkili olmuş ve doğa ile doğanın güzelliği heyecan uyandıran yanılsama ve efektlerle verilmiştir. 1850‟lere gelindiğindeyse sanat ve edebiyat nesnellikten yana olmaya başladı. 1853‟te Fransa‟da ortaya çıkan gerçekçilik akımının temel ilkeleri gerçeğe sadece doğrudan gözlemle ulaşılabildiği, yaşanılanların gözlemlenebileceği ve gözlemcinin nesnel olması gerektiğidir. Gerçekçilik akımı tiyatro yapıları, dekorlar ve kostümlerde de etkisini göstermiştir. 1860‟larda Napolyon‟un büyük bulvar projesi kapsamında bulvar tiyatroları yapılmış ve bu yapılar eski tiyatrolardan farklı olarak bazı yeniliklere sahip olmuşlardı. Bu tiyatrolarda seyir yerinde ön kısımda rahat koltuklar konulmuş ve geçmişteki gibi arka bölümde yer alan „pit‟ bölümü korunmuştur. Bankların konduğu bu kısım, üzerinde galeriler olan localarla çevrilmişti. Bazı tiyatrolar ise oturma odası gibi düzenlenmiş olan “seçkinler locası” na sahipti. Çerçeve sahne ise yüksek galerilerden oyunun rahatlıkla izlenmesi amacıyla yüksek yapılıyordu. Almanya‟da gerçekçilik akımı tiyatro oyunlarında, dekor ve kostümde kendini gösteriyordu. Tarihi dönemlere uygun olarak yapılan kostüm ve dekorlar dönem oyunlarında kullanıldı. İki sahne kanadı arasında kapı ya da pencerelerin kullanıldığı dekorlar kapalı dekor sistemlerine önayak oldu ve ilk kapalı dekor sistemi 1825 yılında Berlin‟de kullanıldı. Mimar Weigman, 1840 yılında Shakespeare‟in Twelfth Night’ı (Onikinci Gece) için tasarladığı sahnede oyun alanının üç tarafını çevreleyen bir ön cephe monte etmişti. Bu ön cephenin her iki ucunda girişler, geri planda bir iç sahne alanı bulunmaktaydı. Shakespeare‟i yeniden yorumlayan buyapım ve dekoru oldukça ilgi toplamıştı.


"Klasik Japon tiyatrosunun atası olan Noh Tiyatrosu, yerli kültür ve etkilendikleri yabancı kültürlerin senteziyle XIV. yüzyılda doğdu Gösterinin odağının." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları