Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KENT SINIFLANDIRILMALARI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KENT SINIFLANDIRILMALARI"— Sunum transkripti:

1 KENT SINIFLANDIRILMALARI

2 Kentin Tanımı; İnsan ilişkileri açısından ancak belirli nüfusa sahip toplumlarda karşılanması mümkün olan fizyolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçların belirli düzeylerde karşılandığı; her ülkenin kendi özelliklerine göre kriterlerini belirlediği fiziki yerleşme alanlarıdır.

3 KENTLEŞMENİN SINIFLANDIRILMASI
Kentler; fonksiyonları, barındırdıkları nüfus açısından, fiziki sınırları, yerleşme alanları ve geçirdikleri kronolojik evreler açısından sınıflandırırlar.

4 KENTLERİN SINIFLADIRILMASI
FONKSİYONLARI AÇISINDAN KENTLER BARINDIRDIKLARI NÜFUS AÇISINDAN KENTLER FİZİKİ SINIRLARI AÇISINDAN KENTLER YERLEŞME ALAN ŞEKİLLERİ AÇISINDAN KENTLER GEÇİRDİKLERİ KRONOLOJİK EVRELER AÇISINDAN KENTLER

5 FONKSİYONLARI AÇISINDAN KENTLER
KÜLTÜREL FONKSİYON EKONOMİK FONKSİYON İDARİ VE SİYASİ FONKSİYON

6 KÜLTÜREL FONKSİYON

7 Kentlerin kültürel fonksiyonu çeşitli şekillerde ortaya çıkar
Kentlerin kültürel fonksiyonu çeşitli şekillerde ortaya çıkar. Genellikle kentte bulunan yükseköğretim kurumları, edebiyat ve güzel sanat faaliyetleri, çeşitli kongre ve festival düzenleme imkânları, müzeler ve dini merkezler buralara kültürel fonksiyon kazandırır.

8 Yükseköğretim kurumları veya diğer bir deyimle, üniversiteler ulusal sınırları aşarak diğer ülkelere de kültürel fonksiyonlarını taşırlar. Çünkü üniversitelerde okuyan yabancı öğrenciler veya diğer ülkelere çeşitli amaçlarla giden öğretim üyeleri bulundukları kentin kültürel fonksiyonuna hareketlilik getirirler.

9

10 Kentteki güzel sanat ve edebiyat ile ilgili faaliyetlerde kültürel fonksiyon kazanılmasında etkili olur. Yine kentlerde bulunan müzeler veya orada düzenlenen festival ve kongrelerde kültürel fonksiyon olumlu yönde etkiler. Kentlerin kültürel fonksiyonu buralarda yönetilen dini faaliyetler dolayısıyla genişler.

11 İbadet merkezleri,kutsal sayılan tesisler önemli din adamları ve dini örgütler sadece mahali ihtiyaç ve isteklere cevap vermek için değil başka ülkelerden gelenleri de çektikleri için kentlerin kültürel fonksiyonlarının etki alanını genişletir.

12 Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın yaptığı faaliyetler;
Kırkpınar güreşleri

13 Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası

14 Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali

15 EKONOMİK FONKSİYON

16 Kentlerin ekonomik fonksiyonları sırasıyla ticaretle, ziraatle ve sanayi ile ilgili faaliyetlerin merkezi olmaları halinde ortaya çıkar. TİCARET KENTLERİ TARIM KENTLERİ SANAYİ KENTLERİ

17 Ticaret Kentleri; Perakende ve toptan yapılan ticari faaliyetlerin merkezileştiği kentlerdir. Genellikle ticari faaliyetlerde ulaşım etkili bir faktör olduğu için, kentler açısından değişik taşıma araçlarıyla kolaylıkla gidilebilen ticaret kentleri olmaya uygundur.

18 Dolayısıyla limanlar ve havaalanları ile büyük karayollarının kesiştiği yerlerin çevrelerindeki yerleşme merkezleri ticaret kentleri haline kolaylıkla dönüşürler. Özellikle denizlerin ticari faaliyetler bakımından önemi farklı niteliklere sahip kara parçalarını birbirine bağlaması yanında hem yerleşme alanı hem de ticaret alanı olarak kullanılabilecek alanlara sahip olmasındandır.

19 Genellikle ulaşım yolları üzerinde bulunan bu kentlerde iç ve dış ticaret canlıdır. İstanbul ve İzmir en önemli ticari kentleridir. Denizli, Manisa, Aydın, Kayseri, Konya, Eskişehir, Erzurum, Malatya diğer ticaret kentlerine örneklerdendir.

20 İSTANBUL

21 Liman Kentleri; İthal ve ihraç ürünlerimizin deniz yoluyla geldiği limanlara sahip kentlerdir. İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya, Trabzon, Samsun, Zonguldak, Ereğli ve iskenderun örnek olarak verilebilir. İstanbul aynı zamanda en büyük liman kentimizdir.

22 İZMİR

23 Tarım Kentleri; Köylünün, kente göçmesine gerek kalmadan kalkındırılmasını amaçlayan, işleyim etkinlikleriyle çağdaş tarımsal etkinliğin birleştirilmesini öngören ve kırsal gelişme yöntemi önerisidir.

24 Tarım kentlerinde daha çok gelişmekte olan devletlerde rastlanmasına rağmen gelişmiş ülkelerde de az sayıda olsa bile rastlanır. Tarım kentlerinde tarım sektöründe çalışanlar yanında hizmet sektöründe çalışanlarda kendisini gösteren bir başka yakın kent çeşidide pazar kentleridir. Bu kentler daha çok haftanın belirli günlerinde kurulan pazarlar dolayısıyla ortaya çıkarlar.

25 Türkiye bir tarım ülkesi olduğundan hemen her ilde tarımsal üretim yapılır. Bunlardan en önemlileri şunlardır: Gümüşhane, Mersin, Hatay, Osmaniye, Muğla, Siirt, Bitlis, Bayburt, Tokat, Zonguldak, Tekirdağ, Malatya, İzmir, Giresun, Aydın, Adana

26 ADANA

27 Sanayi Kentleri; Sanayi kentlerinin ortaya çıkışı insanlık tarihi içerisinde çok eskilere götürelebilir. Çünkü sanayi kentlerinin kuruluşunda önemli bir yer tutan sanayi faaliyetleri çok eskilere dayanmaktadır.

28 Gerçekten de sanayi faaliyetlerinin insanlık tarihinin her çağında kent hayatına ve kentleşmeye önemli etkileri olmuştur. Nitekim günümüzün büyük ve modern sanayi kentlerinin kuruluşunda sanayi ihtilalinden sonra hızlanmıştır. Genellikle sanayi kentleri iki büyük grupta toplanır. Üretim kentleri ve Madencilik kentleri dir.

29 Kuzeybatı’da İstanbul,İzmit,Bursa,Sakarya Batıda İzmir,Aydın,Denizli,Manisa İç kesimlerde Ankara,Eskişehir,Konya,Kayseri Güneyde Mersin,Adana,İskenderun,GaziAntep, Kahramanmaraş Kuzeyde Zonguldak, Karabük, Samsun Doğuda Erzurum, Elazığ gibi kentlerde yoğunlu kazanmıştır.

30 Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi

31 BURSA TEKSTİL SANAYİ

32 İDARİ VE SİYASİ FONKSİYON

33 Kentlerin ekonomik ve siyasi fonksiyonları genellikle kendiğinden gelişir. Bir kent sahip olduğu idari ve siyasi fonksiyon dolayısıyla diğer kentlere üstünlük sağlar. Çünkü bu kentin sahip olduğu idari ve siyasi fonksiyon genellikle ülkenin bütününü ilgilendiren hizmetlerin yürütülmesine yardıncı olmaktadır.

34 Bir başkentte yürütülen idari ve siyasi faaliyetler buraların diğer kentlerden fonksiyon açısından ayrılmasının başlıca ölçüsüdür. Kentlerin sahip olukları idari ve siyasi fonksiyon ülkelerin açısından da farklılık göstermektedir. Merkeziyetci yönetim şekillerinin benimsendiği ülkelerin başkentleri bütün idari ve siyasi faaliyetlerin toplandığı yerlerdir.

35 Bu daha çok ‘tek devlet’ yapısı içerisindeki başkentler içerisindedir
Bu daha çok ‘tek devlet’ yapısı içerisindeki başkentler içerisindedir. Federal devlet şeklinde örgütlenmiş devletlerin başkentlerinde ise tek devlet başkentinde görülen yoğunlukta idari ve siyasi faaliyete rastlanmaz. Çünkü federe devlet başkenti ile federal devlet başkenti devleti arasında idari ve siyasi faaliyetler açısından bir görev ayrımı vardır.

36 Bir kentin idari ve siyasi fonksiyonunun olması buraların kentleşme oranını hızlandırmaktadır. Devlet bürokrasisinin ihtiyaç duyduğu personelin buralara yerleşmesi yanında çeşitli iş ve hizmet arzından faydalanmak isteyenlerin buralara kısa süreli gelmeleri, bu kentlerdeki nüfus yoğunluğunun artırıcı başlıca faktörüdür. kısaca idari ve siyasi fonksiyona sahip kentler süratle gelişerek günümüzün kalabalık metropol kentlerini oluşturmaktadır.

37 İdari yönden il merkezi olan , büyük askeri birlikleri bulunan ve üniversite olan kentler bu gruba girer. Ankara ve Diyarbakır gibi iller idari şehirler kapsamına girer. Sarıkamış , Erzincan , Erzurum , Konya , Malatya gibi şehirlerde de askeri fonksiyonlar ağır basmaktadır. İstanbul , Ankara ve İzmir gibi şehirler aynı zamanda kültür şehirleridir.

38 İdari şehirler: Ankara ( başkent ), İstanbul , Bursa, Konya , Edirne (geçmişte başkent olmaları)
Başkentler : Bir devletin hükümet ve parlementosunun yerleştiği, devlet başkanının oturduğu idari ve siyasi merkeze başkent denir.

39 ANKARA

40 Askeri şehirler: Sarıkamış ,Çorlu, Erzurum, Konya, Malatya ,Manisa gibi.

41 Bunların dışında bir kent bazı fonksiyonları ile ön plana çıkarken bazı kentler birden fazla fonksiyona bağlı olarak gelişebilir. Örneğin: Ankara hem idari kent hem de önemli bir üniversite kentidir.

42 BARINDIRDIKLARI NÜFUS AÇISINDAN KENTLER

43 Kentlerin nüfusları açısından çeşitli gruplara ayrılmaları istatistik açıdan önem taşır.Fakat kentlerin sadece nüfus miktarları dikkate alınarak gruplandırılmaları günümüzde çok önemli değildir.Çünkü kentler ekonomik,sosyal ve kültürel fonksiyonlar dolayısıyla önem kazanmaktadır.

44 Diğer taraftan sınırları içerisinde bulundukları ülkede etkili olmak yanında bu etkilerini diğer devletlerde de hissettiren kentler vardır.Genellikle bu etki ekonomik ,sosyal ve kültürel açılardan olmaktadır.İşte belirtilen bu sebep dolayısıyla kentlerin nufusları dikkate alınarak gruplandırılmaları faydalı bir ölçü olmamaktadır.

45 Ülkemizde barındırdıkları nüfus açısından kentler;
Türkiye nüfusunun yüzde 18,5'inin ikamet ettiği İstanbul, 14 milyon 160 bin 467 kişiyle en çok nüfusa sahip olan kent oldu. Bunu sırasıyla yüzde 6,6 ile (5 milyon 45 bin 83 kişi) Ankara, yüzde 5,3 ile (4 milyon 61 bin 74 kişi) İzmir, yüzde 3,6 ile (2 milyon 740 bin 970 kişi) Bursa ve yüzde 2,8 ile (2 milyon 158 bin 265 kişi) Antalya izledi. Bayburt ise 75 bin 620 kişiyle en az nüfusa sahip kent oldu.       

46 İSTANBUL BAYBURT

47 FİZİKİ SINIRLARI AÇISINDAN KENTLER

48 Kapladıkları fiziki alanın genişliği dikkate alınmak suretiyle ,kentlerin gruplandırılması ölçütüde zaman zaman kullanılmaktadır.Fakat kentlerin üzerinde kuruldukları alnın büyüklüğü geniş bir sahaya yayılmış bulunması her zaman kentin ‘büyük ölçekli ‘ kent oldugunu göstermez.

49 Gerçekten günümüzde gelişen inşaat teknolojisi nedeniyle çok katlı binaların yapılması sonucunda kentler ‘dikey ‘ olarak gelişme göstermektedir.Bu da kentlerin gruplandırılmasında fiziki olan sınırının geçerliliğini şüpheli hale getirebilmektir.

50

51 YERLEŞME ALAN ŞEKİLLERİ (Morfolojik )AÇISINDAN KENTLER

52 Kentlerin bir başka gruplandırma şekli yerleşme alan şekliyle ilgilidir.Bu gruplandırma ölçüsünde , kentlerin kuruldukları alan şekillerinin benzerlik veye farklılıkları ile fiziki sınırların en ve boyları esas alınmaktadır

53 Bu ölçüye göre kentler şu gruplara ayrılır;
Dairevi şekle sahip kentler Şerit şekline sahip kentler Parçalı şekle sahip kentler Çok merkezli şekle sahip kentler

54 GEÇİRDİKLERİ KRONOLOJİK EVRELER AÇISINDAN KENTLER

55 KENTLEŞMENİN KRONOLOJİK EVRELERİ AÇISINDAN 5 GRUBA AYRILIR;
Tarih öncesi (prehistorya) devir kentleri ; Alacahöyük, Yalıhüyük ve Çatalhöyük gibi. Klasik devir kentleri Roma kentleri Ortaçağ başındaki kentler Modern kentler

56 Kentlerin biyolojik varlıklar gibi bir gelişme gösterdiğini düşünen araştırmacılarda kendi açılarından şu gruplandırmayı yaparlar;

57 EOPOLİS: Kent topluluğu öncesi köy topluluğunun çeşitli üretim şekillerine dayanak oluşturmasıdır.

58 POLİS: Belirli bir sanayi kolunun hakim olduğu ve yine kamu hizmetlerini çevreye götürmek açısından belirli örgütlerin bulunduğu yerleşme alanlarıdır.

59 METROPOLİS: Bazı küçük kentlerin ve diğer yerleşme alanlarının birleşmesiyle ortaya çıkan büyük kentlerdir. MEGALOPOLİS: Metropolis şeklinde gelişen büyük kentin fiziki sınırlar açısından genişleyerek, sosyoekonomik ve kültürel etkilerini ülke sınırları dışına kadar götürebilen kentlerdir.

60 TYRANNAPOLİS: Kentin ekonomik ve ticari hayatında gerileme başlamış olmakla birlikte büyümeye devam etmekte olduğu dönemdir. Kentin sosyo- kültürel fonksiyonlarında da gerileme başlamıştır. NEKROPOLİS: Kent her bakımdan çöküş içerisindedir ve harabe haline gelmiştir.

61 METROPOLİS KENT

62 MEGALOPOLİS

63 KENTLEŞMENİN NEDENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

64 Kentleşme itici, iletici ve çekici güçlerin etkisi altında oluşan ve değişen bir nüfus hareketidir.
İtici etmenler genellikle nüfusu köyden ve tarımdan köy dışına iten etmenlerdir. İletici etmenler ile kastedilen, köyünden kopan nüfusu kentlere, büyük özeklere taşıyan ulaşım araçlarındaki ve olanaklarındaki gelişmedir. Çekici güçler ise köyünden ayrılan ya da ayrılmaya hazır bulunanları kentlere doğru çeken ekonomik ve toplumsal etmenlerdir.

65 İTİCİ GÜÇLER; Tarıma traktör ün girmesiyle beraber makine insan emeğinin  yerin almıştır bunun sonucunda köylü köyüne terk etmek zorunda kalmıştır kente göç eden köylünün ailesini de kente götürdüğünü yada sonradan yanına aldırdığını düşünürsek kentli nüfusun hızla arttığına daha da belirginleştirmiş oluruz. Özellikle Türkiye açısından bakarsak 1950’lerden  günümüz kentsel nüfusta artışı görmekteyiz .     

66 Tarım işçileri ailelerini de birlikte kente götürmekte yada sonradan aldırmakta olduklarına göre, traktörün kentleştirdiği köylü sayısını 8-9 milyona yaklaşmış olduğu sonucuna varılır. Kentsel nüfus 1950 yılından buyana 16,5 milyon artmış olduğuna göre traktörün tarıma girmiş olmasının bundaki payının yarıyı bulduğu rahatça kabul edilebilir..

67 Bu durumda tarımda makineleşmenin kentleşme devinimlerini hızlandıran,hızlı kentleşmeyi belirleyen etmenlerin en önemlilerinden biri olduğunu kabul etmek gerekir’’ Ekilebilir toprakların sınırına ulaşılmış olması,tarımda verimin azlığı ve toprağın gereğinden  fazla parçalara ayrılmış olması ülkemizde köylüyü tarımdan itmeye yol açmıştır. 

68 Kalkınma planlarımız  gizli işsizlerin bir milyona yaklaştığını göstermektedir.Bununla birlikte kentteki iyi yaşam koşulları,kırın itici nedenleriyle  birleşince kente göçü zorunlu kılmaktadır.

69

70 İLETİCİ GÜÇLER; İletici güçlerle kastedilen,taşınım olanaklarındaki gelişmedir.Kentleşme devinimleri, mal ve hizmet alışverişinin belli taşıma ve haberleşme ağları içinde özekleşmiş belli yerleşim yerleri ile bunlara bağlı  çeşitli düzeydeki yerleşmeler arasında yoğunlaşmasından doğmaktadır.Bu nedenle, kentleşmeyi mal ve hizmet dağıtımının  ve bu dağıtım işlevinin gerektirdiği bir işbölümü,uzmanlaşma ve nüfusun böylece özekselleşmesi  süreci olarak saymak da olanaklıdır.

71 ÇEKİCİ GÜÇLER; Kentlerdeki iş olanakları ve sanayideki yüksek ücretler kentleşmeyi cazip kılan nedenlerin başında gelir.Büyük kentlerde eğitim ve sağlık olanaklarının kırdan kente göçün hızla sürmesine kaynaklık etmektedir. Toplumun kültürel değerleri kente olan göç dalgasını pekiştirmektedir.

72 Kaynaklar; Kentleşme ve Çevre Sorunları Prof. Dr. Eyüp G. İSBİR
Yard. Doç. Dr. Bülent AÇMA Kentleşme Politikası Ruşen KELEŞ Yusuf Şahin


"KENT SINIFLANDIRILMALARI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları