Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BİLİM TARİHİ DERS NOTLARI-II

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BİLİM TARİHİ DERS NOTLARI-II"— Sunum transkripti:

1 BİLİM TARİHİ DERS NOTLARI-II
Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Jale Yılmazkaya Süngü Kocaeli Üniversitesi Fizik Bölümü

2 Kültür Başkentleri İskenderiye (Mısır) Bergama (İzmir)
Sirakuz (İtalya- Sicilya adasının güneydoğusu)

3 Bergama(Pergamon) Bergama, insanlık tarihine kattığı pek çok ilk ve yenilikle tanınıyor. Bunlardan bazıları şöyle:  Deriden kağıt ilk parşömenler, 200 bin ciltlik kitaba sahip olan ilk Asya kütüphanesi, ilk büyük sağlık yurdu (hastane) Aslepion, psikoterapinin ilk kez tedavi olarak kullanılması, bitkisel ilaçlarla tedavi şekli olan ilk farmakoloji, ilk kent imar yasası, ilk kent çarşı-pazar yasası, ilk grev ve toplu sözleşme (M.Ö 248'de ücretli askerlere, 1. Eumenes haklarını vermiştir), ilk dört tiyatrolu kent, ilk ve en dik tiyatrolu kent, ilk üç dereceli öğretim (ilk, orta, lise), ilk ve en büyük sunak (Zeus Sunağı), ilk ahşap sahneli tiyatro.

4 Papirüsten, Parşömen’ e….
Yaygın bir antik söylenceye göre Mısır kralı, Bergama Kütüphanesi'nin İskenderiye Kütüphanesi'ni geçmemesi için Anadolu'ya papirüs ihracını yasakladı. Kağıtsız kalan Bergama'nın Kralı II. Eumenes yeni bir kağıt icat edecek olana büyük ödüller vaat etti. O zamanki kütüphane müdürü Krates, oğlak derilerini işleyerek, yazı yazılabilecek hale getirdi ve krala sundu. Parşömen M.Ö. II. yüzyıldan başlayarak Bergama'dan bütün dünyaya yayıldı. IV. yüzyıla kadar papirüs ve parşömen birlikte kullanıldı, ancak daha sonra parşömen XII. yüzyıla kadar tek yazı aracı olarak kültürü sonraki yüzyıllara taşıdı. Gerektiği gibi işlendiğinde her iki yüzüne de yazılabilmesi, neredeyse yırtılmaması, yanmaması, olağanüstü dayanıklılığı, hat ve tezhip sanatına uygunluğu, üstündeki yazıların okunmasının gözü yormaması, hayvanların yaşadığı her yerde üretiliyor olması gibi birçok avantajı düşünüldüğünde, şaşırtıcı olan parşömenin, papirüsün yerini alması değil, bunun niye bu kadar uzun sürmüş olmasıdır. 

5                                                                    ÖKLİT (M.Ö ) İskenderiye kütüphanesinde görevli Yunan kökenli öğretim üyesi. Geometriye katkısı özgün olmaktan çok eldeki teorem ve ispatları derleyip çıkarımcı bir sistem kurmakla olmuştur. Geometrik önermeleri, postüla ve teorem diye ikiye ayırdığını ve postülalara dayanarak teoremleri ispat ettiğini görüyoruz.

6 ÖKLİT-II Geometriyi ispat ve aksiyomlara dayalı bir dizge olarak işleyen 13 ciltlik kitabı “Elementler” bu alandaki ilk kapsamlı çalışmaydı. Kendinden önceki Tales, Pisagor, Platon, Aristoteles gibi matematikçi ve geometricilerin çalışmalarını temel alan Öklid’in bu yapıtı, iki bin yıl boyunca önemli bir başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.  Düzlem geometrisi, aritmetik, sayılar kuramı, irrasyonel sayılarve katı cisimler geometrisi Öklid’in kitabında ele aldığı başlıca konulardı. Öklid’in her önermeyi daha önceki önermelerden çıkarma yöntemi, kendisine atfedilen “geometrinin babası” sözünü de haklı kılar. Kitapta yer alan aksiyomlara, teoremlere ve ispatlara dayanan sentez yöntemlerinin Batı düşüncesi üzerindeki etkisinin Kitabı Mukaddes'ten sonra ikinci sırada yer aldığı söylenir.  Russell, Elementler'in bugüne kadar yazılmış en büyük kitap olduğunu ileri sürer. Einstein ise “Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse, kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline kapılmasın” der.

7 ARŞİMET M.Ö 287-212 Matematiği deneysel verilere uygulayan ilk kişi.
Arşimet ilkesine göre, “suda yüzen bir cismin ağırlığı, taşırdığı suyun ağırlığına eşittir.” Kral Hiero, bir kuyumcunun kendisine verdiği altın tacın saf altından olmadığı gümüşle karışık olduğu şüphesine kapılmış ve Arşimete bu konu problemi çözmesini söylemiş. “Yüzen Cisimler Üzerine” adlı bir yapıtı vardır. Sonsuz vidanın hareketli makaranın, palanganın ve dişli çarkın bulucusu olarak tanınır. “Bana bir dayanak noktası gösterin dünyayı yerinden oynatayım” sözü Arşimet’e aittir. 

8 ARŞİMET-II Ayrıca Arşimet M.Ö. 215’te Konsal Marcellus komutasındaki Roma ordusuna karşı Syracua kentinin savunmasında yer aldı. Bu savunmada çok uzak mesafelere ok ve taş atan mekanik aletler yaptığı ve kurduğu ayna sistemiyle güneş ışınlarını Roma donanması üzerinde odaklayarak gemileri yaktığı söylenir. Herşeye rağmen Romalılar bir şans eseri Syracusa’ ya girdiler. Marcellus, askerlerine bu büyük adama iyi davranılmasını emretmiştir. Ancak Arşimet ‘I tanımayan bir asker bir problemin çözümüne iyice dalmış olan bilginin kendisine cevap vermemesi üzerine kızarak öldürdü. 

9 Pi sayısı Çapı 1 olan dairenin çevresi "π" olur.
Fabrice Bellard, 2010 yılında Chudnovsky algoritması kullanarak sayının ilk basamağını bulmuştur. Arşimet, 3 tam 1/7 ile 3 tam 10/71 arasında bir sayı olarak hesapladı. Bu iki kesrin ondalık sayı karşılığı 3,142 ve 3,1408 ’dir.  Mısırlılar 3,1605, Babilliler 3.1/8, Batlamyus 3,14166 olarak kullandı. İtalyan Lazzarini 3, , Fibonacci ise ile işlem yapıyordu.

10 Aristarkus (M.Ö ) “Ay ve Güneş’ in Büyüklükleri ve Uzaklıkları” adlı yapıtında astronomi problemlerini geometri bilgisi ile çözmeye çalıştığı görülür. Ay tutulması sırasında Güneşim çapının dünyadan 7 kat daha büyük olduğu sonucunu çıkardı. Bu rakam yanlıştır (Güneş'in çapı Dünya'nın çapının 109 katı ) ama Güneşin çapının dünyadan büyük olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Güneşin sabit durduğunu ve dünyanın güneş çevresinde döndüğünü iddia etti.

11 Hipparkus (M.Ö ) İskenderiye’ de birçok gözlem aracı icat etmiştir. Ay çapının dünya çapına oranının 1/3 olduğunu hesaplamıştır (doğrusu 0,27’ dir.). Ay’ ın dünyadan uzaklığının dünya çapının 33 1/3 olduğunu (doğrusu 30,2) bulmuştur. Düzlemsel ve küresel trigonometriyi icat etmiştir. Enlem ve boylamlarını ölçme yoluyla cisimlerin yeryüzündeki konumlarının nasıl belirlenebileceği yönteminiilk kullananda o’ dur. Yeni bir yıldızın gökte belirmesi üzerine yıldıların bir listesini çıkardığı ve her yıldıza belli bir parlaklık değeri verdiği söylenir. Hipparkus’ un güneş ve ay uzaklıklarını tespit etmede kullandığı geometrik çizim.

12 Dünya ile ilgili bilimsel gelişmeler
M.Ö 3. yy’ dan itibaren yapılan bazı gözlemler küreler teorisinin yetersiz olduğunu gösteriyordu. Bazı gezegenlerin (özellikle Mars’ ın) parlaklıklarının değiştiği gözlemlendi. Daha sonra bir gezegenin yörüngesi boyunca hareketinin daima aynı hızda olmadığı anlaşıldı.

13 Eratosthenes Coğrafya’ nın kurucusu olarak bilinir.
                                                                          Eratosthenes Coğrafya’ nın kurucusu olarak bilinir. Yunan kökenlidir. Sirene’ de (Libya) doğmuştur. İskenderiye müzesinin baş matematikçisi ve kütüphanecisiydi. Dünya’ nın küresel olduğunu önesürer ve çevresinin uzunluğunu bin mil (doğrusu mil) olarak hesaplar. Güneşin dünyadan uzaklığını 92 milyon mil olarak bulur (doğrusu 93 milyon mil). Hint ve atlas okyanuslarındaki Gel-git olayları arasındaki benzerlikten yola çıkarak bu iki denizin birleşik olduğu sonucuna varır. Ayrıca Afrika’ dan dolaşarak, İspanya’ dan Hindistan’ a gidilebileceğini söyler. Atlantik ötesi yeni kıtanın varlığından ilk sözeden kişidir. (1492-Kristof Kolomb)

14 Eratosthenes’ in Dünya Haritası

15 Pergeli Apollonius Konikler adı altında bugün bildiğimiz elips, çember,hiperbol ve parabol kesişimlerine ait problemlerin birçoğu Apollonius tarafından bulunmuştur Konikler aracılığıyla 2. dereceden genel denklemlere çözüm bulur ve koninin eğrilik merkezini bulur. Dairesel tabanlı ve tepesinin her iki tarafından sonsuza kadar uzatılmış bir koni bir düzlemle kesilirse, düzlemle koni yüzeyinin kesişimi olan eğri, doğru, çember, hiperbol, elips veya parabol olacağını ilk kez Apollonius göstermiştir.  Merminin yörünge denkleminin bir parabol olacağı yine Apollonius tarafından bulunmuştur.  Not: Günümüzde Perge, Antalya’ nın bir ilçesidir.

16 Hero 1. ve 2. dereceden pekçok denklemi çözer.
Alan ve hacim ile ilgili pekçok formül bulur. Yansıyan güneş ışığının çizdiği yolun en kısa yol olduğunu ileri sürer. Sifon, termoskop, hava pompası ve ilk buhar makinasını icat eder.

17 Batlamyus (Ptolemy) ve Yer-merkezli (Geosentrik-Geocentric)Evren
Büyük bir astronom ve seçkin bir coğrafyacıdır. “Büyük Bileşim (Arapça: Kitab el Macisti, Latince: Almagest, Yunanca: Mathematike Syntatksis), Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin çoğu kendisinden üç yüzyıl önce yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir. Almagest’ de matematik ve astronomi bilgileri biraraya getirilip, evren ilk betimleme girişimi yapılmaktadır. Bunu yaparkende Batlamyusun tarafsız olduğunu görüyoruz. Kitabın ilk bölümünde evren içinde arzın yeri ele alınır. Aristo gibi oda yer ve gök fiziğini ayırır. Sisteminin gerektirdiği matematiği kusursuz kullandı. Yer-merkezli sistem, reddeden Kopernik bile almagest’ i model olarak almaktan kendini kurtaramadı. Orjnal bir sistem kurduğu söylenemez. Eudoxus ve Aristo’ dan gelen geleneği koruyup, bazı yelikler ilave eder. Bilimsel yaklaşımının en ilginç yanı olguları açıklayabilmek için hipotezi doğru kabul eder. Sistemini aritmetik ve geometri üzerine kurmuş, trigonometrinin gelişiminede önem vermiştir. Optik konusunda bir kitap yazdığıda söylenir. Kitabın 12. yy’ da arapçadan latinceye çevrisi dışında elde kaynak yoktur. Yazar kitabında ışığın bir ortamdan diğerine geçişinde gelme ve kırılma açılarının orantılı olduğunu söyler. Gerçektende küçük açılar için böyledir.

18 Ptolemy’ nin Yer-Merkezli Evren Modeli (M.S. 85-165)

19 Batlamyus’ un dünya haritasının 15. yy çizimi
Cebelitarık boğazından Çin’ e, Britanya adalarından Rus steplerine , İskandinavya’ dan Nil yakınlarındaki göller bölgesine kadar uzanan bir harita.

20 Bilimden uzaklaşma… Astroloji ön plana çıkar.
Mistik ve dinsel öğeler baskın hale gelir. Tanrılar artık Olimpos’ dan gökyüzüne çıkar. Artık gezegenler tanrısal güç olmuştur.

21 Galen (M.S. 129-216) ve Tıptaki etkisi
Claudius Galen. Wellcome Library, London. Hipokrattan sonra Yunan dünyasının en seçkin tıp bilginidir. M.S. 129’ da Bergama’ da doğdu. Farklı tıp öğretilerini biraraya getirdi. Hayvan kadavraları ve insan cesetleri üzerinde diseksiyon çalışmaları yaptı. Kalbin çalışmasını, omiriliğin yapı ve görevlerini anlamaya çalıştı. Yunancadan latinceye çevrilen “Hayvan ruhları” adlı yapıtı büyük ün kazandı ve tıp çalışmalarını 1500 yıl etkisi altında tuttu. Galen’ in Anatomi kartı

22 Galen’ in iskelet sistemini resmettiği çizimi
Galen’ in damar sistemini resmettiği çizimi

23 Simya’ nın Ortaya Çıkışı
Simya’ nın Ortaya Çıkışı Simya, felsefe ve astroloji ile yakın ilişkiler içinde gelişmiştir. Güneş altını, Ay gümüşü, Venüs bakırı, Merkür civayı, Mars demiri, Jüpiter kalayı, Satürn ise ağır ve mat bir metal olan kurşunu temsil ederdi. Tüm Doğa gibi elementlerde daha iyiye daha mükemmele doğru gelişme çabasındadır. İdeal hedef altın olmaktır!! Simyacıların kullandığı semboller

24 Romalılarda Bilim Antik dünyada özgün düşünce Yunanlıların tekelindeydi. Askerlik, devlet yönetimi ve hukukta üstün yetenek gösteren Romalıların yaratıcı düşüncee alanında beklenen başarıyı gösterdikleri söylenemez. Yunanlılar kıyı kenr uygarlığı ile deniz ticaretinde ilerlerken, romalılar tarıma bağlı, savaşçı bir topluluk olarak ortaya çıktı. Romalılar araştırmalarında pratik yarar sınırlarını aşamadılar. Salt bilime katkıları bu nedenle olamadı. Sağlık hizmetlerini örgütleme, yol, köpprü ve su yolu kemeri inşa etme, ordu kurma kişi ve kamu ilişkilerini düzenleme gibi konularda iyi idiler. Yunanlılar gibi teorik düşünme ve gözlem arasında ilişki kuramadılar. Yunan biliminin özünü değil, sonuçlarını alıp kullanmakla yetindiler. Ne astronomi nede matematikde seçkin bir bilgin çıkaramadılar. En başarılı oldukları alan pratik yararı nedeniyle tıp olmuştur. Fakat buda uzun sürmedi. Romalı doktorlar hastaları ile ilgili kirli ve pis işleri kölelerine yaptırdılar. Bu durum çok geçmeden hekimliğin çökmesine neden oldu.

25 Lucretius (M.Ö 98-55) Romalı felsefeci.
Şiir biçinde yazdığı “Nesnelerin Niteliği Üzerine” (de Rerum Natura) adlı yapıtı mevcuttur. Bu kitapta yunan atomculuğunu benimsetme çabasındadır. Amacı temelsiz inançları yıkmak, bilim ve felsefede aklın yerini yüceltmektir. Kitabında suyun buharlaşmasından, gök cisimlerinin hareketlerine dek tüm olguların nedensel ilke gereğince meydana geldiklerini dile getirir. Lucretius Carus Latinceden çeviren: İsmet Zeki Eyüboğlu Yayına hazırlayan : Egemen Berköz Dizgi : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı : Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti. Mart 2001

26 Plingy (M.S. 23-79) Pompei şehrinden görülen Vezüv yanardağı .
37 ciltlik “Doğal Tarih” adlı bir dizi kitap yazdı. O dönemin ve daha önceki dönemlerdeki bilimsel çalışmaların bir özetini yaptı. Çağının batıl inançlarına, sihirbazlıklarına bunların yarar ve uygulama biçimlerinede yer verdi. Bilimle sihirbazlığı, gerçekle masalı, doğruyla yanlışı birarada sunar. Bunlar arasındaki farkı kendisininde anlamadığı görülür. Öte yandan Vezüv yaradağının patlamalarını yakından incelemek için gittiği dağın eteğinde üzerine düşen lav parçalarıyla yanı, ölmüştür. Doğrudan gözleme verdiği önem açıktır! Pompei şehrinden görülen Vezüv yanardağı . Bu şehir M.S 79 yılında harap olmuştur. Soldaki yüksek tepe aktiftir. Sağdaki küçük tepe taşlaşmıştır. Yüksekliği 1281 m’ dir. Napoli şehrinin son yıllardaki hali.

27 Romalıların bilime en büyük katkısı
Diogenes ve Plutarch gibi yazarlar sayesinde Yunan bilimini yazdıkları eserlerle yaşatmaları olmuştur. Diogenes-> Filozofların Yaşamları Plutarch-> A’ ın yapısı ve Roma mitolojisinden bahsettiği yapıtı. Ayrıca dinler üzerine ilk karşılaştırmalı çalışmayıda gene ona borçluyuz.

28                                                                                                                                                                                  Diyojen (M.Ö ) Dönemin Atina'sında gündüz vakti fenerle dolaşıp "dürüst bir adam aradığını" söyleyen Diyojen'e atfeden tablo, 1780'ler ressam JHW Tischbein. Sinop girişindeki Diyojen heykeli Alaycı kadınlar ve Diyojen, ressam John William Waterhouse, 1882 Büyük İskender'e güneşime gölge etme başka ihsan istemem diyen Diyojen'e atfen, ressam Gaspar de Crayer (1584–1669)

29 Ortaçağ Avrupası ve İslam Dünyasında Bilim -Akla tepki ve Duraklama Dönemi-
Ortaçağ karanlığı hristiyanlık ve Yeni Platonculuğun mistisizminden doğmuştur. Romalılar gibi Latin hristiyan rahiplerde teorik bilimlere yüz çevirdiler. Latin rahiplerden en entelektüel olanı Aziz augustine bile aklı, kendisini inanmaktan alıkoyan bir tuzak sayıyor, aklı bırakıp imana sarıldığı için esenliğe erdiğini söylüyordu. Akla karşı tepki, Doğu kilisesinden ziyade batı kilisesinde kendini gösteriyordu. Not: Latince, Hint-Avrupa dil ailesine üye antik bir dildir. Roma İmparatorluğu'nun resmî dili Latince idi. Daha sonra, Ortaçağ'da kiliselerde Latince kullanıldı. O zamanlar İncil, Latince olarak yazılırdı. Bu yüzden Latince sembolik olarak Vatikan'da kullanılmaktadır. Çoğu Avrupa dillinin kökeni Latincedir.

30 Ortaçağ Avrupası M.S. 300’ de Pappos “Matematik Koleksiyon” adlı özgün katkılarada yerveren kısmen ansiklopedik bir eser yayınladı. Proclos, “Astronomik Hipotezlere Bakış” adlı kitabı yazmıştır. Philoponos Aristo’ nun harketle ilgili öğretilerinin birçoğunu yanlış buluyordu. Örneğin ilk itişten sonra hareketin devamının havadan ileri geldiği tezi ona göre yanlıştı. Aristo’ nun havayı zornlu görmesini eleştirir. O’ na göre ortam olmadanda yani tam boşluktada hareket mümkündür. O’ na göre, ilk itiş ne kadar büyükse hareketin devamı okadar uzun sürer.

31 Ortaçağ Karanlığı (M.S.4yy-13.yy)
Antik uygarlığın sona ermesi ile İtalyan rönesansının başlaması arasında geçen dönemdir. Antik çağın Yunan dehası tarihe gömüldü. Bu dönemde bilim ve felsefede öncülük müslümanların eline geçti. İslam dünyasının en parlak dönemi M.S arasına rastlar. Bu dönemde tanrısal olan herşey mucizevi olduğundan ona ulaşmak ancak büyü ile mümkün olabilir fikri benimsenmişti. Aristo’nun yapıtları okunmaz oldu. Antik Yunan yapıtlarının hemen hepsi ortadan kaybolmuştu. Eğitim din adamlarının tekelindeydi. Manastırlar bir tür üniversite görevi görüyordu. Din ve büyünün düşünce üzerinde etkisi çok büyüktü. Yunan kültürüne özgü evreni sırf anlamak ve bilmek için inceleme tutkusu yerini öteki dünyada Tanrı ile bütünleşen almıştı. Doğayı anlamanın bize bir faydası olmayacağı görüşü yaygındı. Bilimsel çalışma yapanlar “Pagan-dinlere inanmayan” olarak adlandırılıyordu. Zaman zaman saldırılar oldu. Simyagerlerin bile kitapları yakıldı. M.S.389’ da çıkan bir Hristiyan başkaldırıdan yararlanan Piskopos Theophilus, İskenderiye’deki kütüphanenin bir bölümünü tahrip eder. Hristiyanlığın güçlenmesi ve imparatorluğun çökmesi ile entelektüel ilgiler zayıflar. Doğaya ilişkin bilgiler kilise öğretisini pekiştirmeye yaradığı ölçüde değerli kabul ediliyordu. Ortam temelsiz birtakım inançların yayılması için elverişli bir nitelik kazanmıştı. Aslan yavrularının kör doğduğu ancak üçüncü gün baba aslanın üfürmesi üzerine gözlerinin açıldığına inanılıyordu. Yeniden Dünya’nın düz olduğu ile ilgili türünden fikirler sahneye çıkar.

32 Evreni yapı ve biçimi yönünden çadıra benzeten din adamlarına göre dünyanın
alt dayanağı su idi. Üstündeki gök kubbede suyla kaplıydı. Not: Pillar=sütun, direk anlamına gelir.

33


"BİLİM TARİHİ DERS NOTLARI-II" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları