Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İBADET VE NAMAZ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İBADET VE NAMAZ."— Sunum transkripti:

1 İBADET VE NAMAZ

2 Allahü tealanın emir ve yasaklarına uymak. Dini Terimler Sözlüğü
Kur’an-ı Kerim Zariyat Suresi 56. Ayet.. “Ben cinleri ve insanları sırf Beni tanıyıp yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım.” İBADET: Kulluk vazifelerini İslamiyet’in bildirdiği şekilde yerine getirmek. Allahü tealanın emir ve yasaklarına uymak. Dini Terimler Sözlüğü İbadet; cennete ehil hale gelebilmek için, insan ruhunda bulunan meleklik kabiliyetinin geliştirilip inkişaf ettirilmesidir. İbadet, insandaki bedeni ve hayvani özelliklerin, zabt u rabt altına alınmasıdır. İnsanlar arasında dünden-bugüne; ibadet sayesinde melekleri çok gerilerde bırakanlar görüldüğü gibi, ibadetsizlikle yuvarlanıp aşağıların aşağısına sürüklenenler de az değildir. M.F. Gülen’in “Fasıldan Fasıla” Kitabından Alınmıştır.

3 Namaz dinin direği, yakinin ipidir.
Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki: “Cennetin anahtarı namazdır.” Tayalisi, (Cabir'den) Nisa suresi 103. Ayet. Namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. “Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.” Bakara suresi 238. Ayet: Hz. Peygamber, Allah Teala'nın şöyle buyurduğunu haber vermektedir: “Yeryüzünde benim evlerim camilerdir. Bu evlerde beni ziyaret edenler de onları imar edenlerdir. Evinde temizlendikten (abdest aldıktan) sonra beni evimde ziyaret edene ne mutlu! Ziyaret edilenin şanına düşen ve azametine yakışan, ziyaretçisine ikramda bulunmaktır!”

4 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki:
“Beş vakit namaz tıpkı herhangi birinizin kapısının önünden akan gür ve tatlı bir nehir gibidir. Bu kişi günde beş vakit, kapısının önünden akan bu nehre dalarak yıkansa, acaba sizce bedeninde kirden iz kalır mı?' dedi. Ashab 'Hayır ey Allah'ın Rasulü! Hiç birşey kalmaz' deyince de şöyle buyurdu: İşte suyun kiri götürmesi gibi, beş vakit namaz da insanın bütün günahlarını siler süpürür'. Müslim, (Cabir'den); Müslim ve Buhari, (Ebu Hüreyre'den) Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki: “Kişi büyük günahlardan sakındığı takdirde, beş vakit namaz, aralarda vaki olan küçük günahların kefareti olur.” Müslim, (Ebu Hüreyre'den)

5 Ebü Ümâme (R.A.) anlatıyor..
Resulullah (A.S.V.) ile beraber mescitte idik. O esnada bir adam geldi ve: Ey Allah'ın Resulü, ben bir hadd işledim. Bana cezasını ver!" dedi. Resulullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. A.S.V. yine sükût buyurdu. Derken namaz vakti girdi ve namaz kılındı. Resülullah (A.S.V.) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama: "Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu. O: "Evet ey Allah'ın Resulü!" dedi. Efendimiz: "Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam: "Evet ey Allah'ın Resulü!" deyince, Efendimiz: "Öyleyse Allah Teâlâ Hazretleri günahını affetti" buyurdu." Kütüb-ü Side 2320 nolu Hadis

6 BİR GÜN RESUL-Ü EKREM NAMAZ KILIYORKEN ALLAH’IN CEMALİNİ GÖRMÜŞTÜ.
Bir gün Resul-ü Ekrem sabah namazına geç geldi, namazı kıldıktan sonra herkese camide kalmayı tavsiye ederek şöyle buyurdu; “Dün gece nasibim olduğu kadar namaz kıldım. Derken üzerime uyku bastı. Bu sırada Allah’ın Cemalini perdesiz olarak gördüm. Bana meleklerin neden bahsettiklerini bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğimi söyledim. Sırtıma bir el dokundu. O elin serinliği kalbimi serinletti. Yerde, gökte ne varsa hepsini gördüm. Bana deminki sual tekrar soruldu. Cevap verdim. Evet, melekler kötülükleri silen iyiliklerden bahsediyorlar dedim. Bu iyilikler nedir suali geldi. Cevap verdim. Cemaatle namaz kılmak, namaz kıldıktan sonra camide kalmak, erkânıyla abdest almak:% .

7 Bunu müteakip bana derecelerden soruldu. Ben de şöyle dedim.
Bunları yapan bir adam hayır içinde yaşar, hayır içinde ölür. Doğduğu gün ne kadar günahsız ise öylece günahsız ölür. Bunu müteakip bana derecelerden soruldu. Ben de şöyle dedim. Açları doyurmak, edeple konuşmak, herkes uyurken ibadet etmek: Bunun üzerine istediğimi dilemem emredildi. Ben de şu dilekte bulundum. Ya Rabbi! Bana iyilik etmek, kötülükten sakınmak için kudret ihsan eyle. Daima fakirleri seveyim, mağfiret ve rahmetine nail olayım. Ya Rabbi! Seni sevmek için, seni sevenleri sevmek için, beni Sana yaklaştıracak amelleri sevmek için bana kudret ver! Bu dilekte bulunduktan sonra şu sözleri duydum. Bu söylediklerinin hepsi haktır ve duaların kabul olunmuştur. Tirmizi, Sa’d suresinin Tefsiri bölümü ve Müsned İbn-i Hambel Cilt 5 Sayfa 243. .

8 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki:
İnsan tefekkürle, bir saatlik ibadetini bin senelik ibadet hükmüne getirebilir ve bu seviyede sevap kazanabilir. İşte, bu tefekkür şuuruyla namaz onu, esmâ dâiresinden sıfat dâiresine, oradan da Zât dâiresine sıçratır ve insan âdeta sonsuzluğa yelken açmış gibi olur. M.F. Gülen’in “Asrın Getirdiği Tereddütler Cilt 4i” Kitabından Alınma Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki: “Hatırından dünyayla ilgili herhangi bir şeyi geçirmeksizin iki rekat namaz kılanın geçmiş günahları affedilir.” Buhari ve Müslim, (Hz. Osman'dan) “Kişinin kendisini fuhşiyat ve münkerden alıkoymayan namazı onu Allah'tan uzaklaştırır.” Taberani Maun suresi 4–7. Ayetler: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır ve hayra da mâni olurlar.”

9 Kur’an-ı Kerim Nisa suresi 43. Ayet:
“Ey iman edenler! Sarhoş olduğunuzda, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın!” Ayetteki sarhoşluk, bazı âlimlere göre dünya hayatına gösterilen ihtimamdan, bazılarına göre de dünya sevgisinden gelen sarhoşluktur. Vehb b. Münebbih (Tabiin-i Kiramın zahit ve şayan-ı itimat âlimlerindendir) 'Ayetteki sarhoşluk tabirinden zahiri mana murat edilmektedir' demiştir. Bu zata göre, ayet dünya sarhoşluğuna dikkat çekmektedir. Çünkü ayette 'namaza sarhoş olarak niçin yaklaşılmayacağı'nın sebebi 'Ne söylediğinizi bilinceye kadar' sözleriyle beyan edilmiştir. Nice namaz kılanlar vardır ki içki kullanmadıkları halde namazda ne okuduklarını bilmezler.

10 Hz. Enes İbnu Malik R.A.'ın anlattığına göre:
"Resulullah A.S.V. şöyle buyurmuşlardır: Kulla şirk arasında sadece namazın terki vardır. Onu terk etti mi şirke düşmüş demektir. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/48. Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki: “Namazı kasten terk eden kimse, Muhammed'in zimmetinden çıkmış olur.” İmam Ahmed ve Beyhaki, (Ümmü Eymen'den) “Kıyamet gününde kulun bütün amellerinden evvel namazlarına bakılır. Eğer namazı tam görülürse hem namazı ve hem de (bu namazın yüzü suyu hürmetine) bütün amelleri kabul olunur. Eğer namazı eksik görülürse namazı reddolunduğu gibi diğer amelleri de reddolunur!” Sünen sahipleri, (Ebu Hüreyre'den) “Biz Müslümanlarla münafıklar arasındaki fark, yatsı ve sabah namazlarına devam etmektedir; çünkü münafıklara bu iki namazı cemaatle kılmak ağır gelmektedir.” İmam Malik, (Said b. Müseyyeb'den mürsel olarak)

11 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki:
“Allah huzuruna, namazı zayi ettiği halde gelen bir kimsenin iyiliklerinin hiç birisine önem verilmez.” Taberani, el Evsat, (Enes'den) Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki: “Namazı kasten terk eden, nerede ise küfre girecektir.” ] Bezzar, (Ebu Derda'dan) “Hırsızların en kötüsü namazından çalandır.” Ahmed ve Hâkim, (Ebu Katade'den sahih bir isnadla)

12 Bediüzzaman Hazretleri diyor ki..
Taabbüdi olan şeylerde bazı hikmet ve maslahatlar var olsa bile taabbüdilik yönü daha önde bulunur. Bilinen o faydalar, pek çok hikmetten sadece bazılarıdır. İbadetlerde önemli olan Cenab-ı Hakk'ın vaaz ettiği formüllere uygun hareket etmektir. Yani, format Allah tarafından ortaya konmuş ise o bir kıymet ifade eder. Yoksa, bir ibadetin şekil olarak, kendi mantığınıza göre daha mükemmelini, daha ağırını ve daha müşkülünü ortaya koysanız da onun bir değeri yoktur. İbadet ü teatiniz, Allah'ın vaaz ettiği esaslara bağlı olmalıdır ki bir kıymet ifade etsin. Şayet O, Sıratı geçmeyi namaza, kurbana bağlamışsa, geçiş bileti ancak böyle alınır. Allah o ibadetlerin her birine ayrı ayrı değerler biçmiştir. Onların zati değerleri vardır. M.F. Gülen’in “Ümit Burcu” Kitabından Alınmıştır.

13 İbadetlere en önemli derinliği katan ve aynı zamanda onları taklitlerinden ayıran husus NİYETTİR.
İbadet niyetiyle yatıp kalkmalar, yerlere kapanmalar; aç susuz durmalar ve meşru bir kısım arzu ve isteklerden uzak kalmalar.. İnsanı faniliklerden kurtarır ve onun saniyelerini seneler kıymetine yükseltir. Niyet, bu sınırlı ve geçici dünya hayatında, sınırsızlığa kapı açan esrarlı bir anahtar ve az bir ömürde ebedi saadete ulaşma yollarını aydınlatan bir meşaledir. Bu anahtarı ve bu meşaleyi ellerinden düşürmeyenler, ömürlerinde ölü ve karanlık bir nokta bırakmayacak şekilde yaşar ve ebedi mutluluğa erebilirler. Çünkü insan, niyetiyle şunu demiş oluyor: “Allah’ım, altmış-yetmiş senelik hayatımda beni şu vazifelerle mükellef kıldın, ben de onları yerine getirmeye çalıştım. Eğer yüz altmış, hatta bin altıyüz ya da bir milyon senelik ömrüm olsaydı, ben yine bu ubudiyetten ayrılmayacak, yine Sana kulluk yapacaktım.” M.F. Gülen’in “Ümit Burcu” Kitabından Alınmıştır.

14 Namaz ibadetin kalbidir.
Namazın her rüknünün kendine göre bir kıymeti vardır. Ama onun en kıymetli parçası alnın yere konması halidir, secdedir. "Kulun Allah'a en yakın olduğu yer secdedir" buyurulur. Namaz secde ile taçlanır. M.F. Gülen’in “Kırık testi” Kitabından Alınma Namazı vaktinde kılmak çok önemlidir; ilk vaktinde kılmak evlâdır. M.F. Gülen’in “Kırık testi” Kitabından Alınma

15 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki:
“Beş vakit namaz vardır ki Allah Teala onları kullarına farz kılmıştır. Bu namazların hakkını hafife almayarak ve hiç birini zayi etmeyerek eda eden kimse için, cennete girmesi hususunda Allah'ın vaadi vardır. Bu beş vakit namazı eda etmeyen kimse içinse Allah nezdinde herhangi bir vaat yoktur. Allah onu dilerse azaba duçar eder; dilerse de cennete dâhil eyler.” Ebu Davud, Nesai, İbn Mace ve İbn Hibban, (Ubade b. Samit'ten).

16 Onun ilk tembih ve uyarıcısı abdest..
Namaz müminin miracı.. İnsanı, arşiyeler (Arş etrafında tesbih ederek dolaşan melekler) gibi döndüre döndüre sonsuzluğun semâlarında dolaştıran ve götürüp tâ melekler âlemine ulaştıran miraç enginlikli bu mübarek ibadet.. Onun ilk tembih ve uyarıcısı abdest.. Ezan ise konsantrasyonu sağlayan ve metafizik gerilime geçmenin yoludur. Namaza alışmış ve onunla beslenen insanlar, ona hiçbir zaman doymazlar. Doymak şöyle dursun, her namaz bitiminde “daha yok mu?” der, nafileden nafileye koşar; Duhâ ile güneş gibi yükselir, Evvâbinle gidip kurbet (Allah’a Yakınlık) tokmağına dokunur, Teheccüdle berzah karanlıklarına ışıklar gönderir ve ömrünü âdeta ibadet atkıları üzerinde bir dantela gibi örmeye çalışır ve katiyen içinde yaşadığı nurlardan, ruhunu saran mânâlardan ayrılmak istemez.. M.F. Gülen’in “Yeşeren Düşünceler” Kitabından Alınma.

17 İnsanın Rabbiyle münasebetinde asıl olan manadır, özdür, ruhtur.
Fakat onları taşıyan lafızlardır, şekillerdir, kalıplardır. Bundan dolayı mutlaka o lafızlara, kalıplara dikkat edilmeli. Esas alınan manayı, ince sözleri, meali o kalıpların taşıması lazım. Biz kendimizi hüsnü zan etmeye zorlarız. Ama bazı kimseler namazlarında, oruçlarında öyle dikkatsizdirler ve iffetleri mevzuunda çarşıda pazarda öyle sulu hareket ederler ki; insan ne kadar hüsnü zan ederse etsin, şahit olduğu hareket hakkında olumlu düşünceyi İslami çerçevede bir yere koyamaz. Mesela; hemen tekbir alır, sen daha Fatiha’nın yarısına gelmeden rükûa varır. Burada kendini ne kadar zorlarsan zorla ona namaz kıldı diyemezsin. Mesela, rükûda hakkını vere vere, kelimeleri güzelce telaffuz ederek "Sübhâne rabbiyel azim" demeli. Çok hızlı söylüyorsa manası yoktur onun. M.F. Gülen’in “Kırık testi” Kitabından Alınma

18 Böyle alelacele okunan Fatiha ile kılınan namaz, namaz değildir.
Çok kimselerin hızlı hızlı okuduğu Fatiha Kur'an değildir. Çünkü Kur'an öyle inmemiştir. Böyle alelacele okunan Fatiha ile kılınan namaz, namaz değildir. Bir nefeste, o nefes bitmeden sureyi sona erdirme telaşıyla, soluğun tıkandığı yerde hızlıca ve can havliyle alınan ara nefeslerle okunan Kuran'la kıraat farzı yerine gelmiş olmaz. Lafızlar manaların kalıbıdır ama kalıp manaya uygun olması lazım. M.F. Gülen’in “Kırık testi” Kitabından Alınma

19 Bir kere Hz. Ali peygamberimize müracaat ederek Kur’an’ı ezberlemekte müşkülat çektiğini söylemişti.
Resul-i Ekrem ona şöyle buyurdu. ‘O halde abdest al, namaz kıl ve sonra Allaha dua et.’ Hz. Ali diyor ki; ‘Resul-i Ekrem’in emir ve işareti dairesinde hareket ettim ve unutkanlık hastalığından kurtuldum. Resul-i Ekrem’e giderek bir defada dört ayetten fazla ezberleyemediğim halde kırk ayet ezberlemeye başladığımı, eskiden duyduklarımı hatırlayamadım halde, artık her duyduğumu hatırladığımı söyledim’ Süneni Tirmizi

20 Allah Resulü (S.A.V.) buyurdular ki:
“Allah Teala rükû ve secdelerinde belini doğrultmayan bir kulun yüzüne kıyamet gününde şefkatle bakmaz.” Ahmed, (Ebu Hüreyre'den) Sohbet-i Nebevide.. İmamdan önce rükua giden kimse için.. "İster misiniz Allah rükudan kalkarken suretlerinizi eşek suretine çevirsin!.." deniliyor. "Herhangi biriniz secdeye gittiği zaman horozun daneyi gagaladığı gibi yapmasın" deniliyor. "Köpek gibi ellerini yere sermesin" deniliyor. Namazda sağa sola bakmaya şeytanın namazdan hırsızlaması denilir. Namazdan hiçbir şey çaldırmamak lazım. O bir emanettir. Şeytan ne bakmadan çalsın, ne yatmadan kalkmadan çalsın, ne şundan ne de bundan. Tam tekmil namaz emanetinin emini insanlar olarak; Hakikat-ı namaz misalî mahiyetiyle.. Neden ibaretse ona uygun şekilde namazı eda etmeli. M.F. Gülen’in “Kırık testi” Kitabından Alınma

21 BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ Namazların Farzları, Şartları, Rükünleri     Namazların farzları on ikidir. Bunlardan altısı, daha namaza başlamadan önce yapılması gereken farzlardır ki, şunlardır: Hadesten taharet (Abdestsizlik halinin giderilmesi), 2) Necasetten taharet, 3) Setr-i avret (Başkalarına gösterilmesi haram olan yerleri örtmek, 4) Kıbleye yönelmek, 5) Vakit, 6) Niyet. Diğer altısı da, namazın başlangıcından itibaren bulunması gereken farzlardır ve şunlardır: 1) İftitah (namaza girme) tekbiri, 2) Kıyam, 3) Kıraat, 4) Rükû, 5) Sücud, 6) Kaide-i ahire (son oturuş).     Bunlara da "Namazın rükünleri" denir. Bunlar namazın aslını ve temelini teşkil ederler. Yukarda sayılan on iki farzdan başka, namazda * "Tadil-i Erkan"a riayet edilmesi, İmam Ebû Yusuf ile üç İmama göre, farz olduğu gibi, * Namazlardan kendi iradesi ile çıkmak da İmam Azam'a göre bir farzdır. Buna "Huruç bisun'ihi (Kendi isteği ile çıkmak)" denir. Bunlarla namazın rükünleri sekiz olmuş olur.        

22 Takip eden saatlerde her vakitte namaz için davranıyordu..
HZ: ÖMER VE NAMAZ: Ateşgede, İranlı bir köle, Hz. Ömer Efendimizi namaz kılarken sırtından hançerlemişti. Takip eden saatlerde her vakitte namaz için davranıyordu.. Yanındakiler, "Sen namaz kılamazsın." dedikçe, O Rabb'ine "namaz namaz " diyerek yürüyordu. Kendini kaybetmeye başlamıştı. Adeta komaya girmişti. Uyandırmaya çalışıyorlar, bir türlü muvaffak olamıyorlardı. Bir ara içeriye ashabın gençlerinden Misver İbn-i Mehrame girdi. "Emir-ül Mü'minin'i uyandıramıyoruz!" dediler. Yaşı gençti ama, Ömer'i çok iyi anlamıştı: “Emir-ül Mü'minini namaza çağırın,” dedi. Birisi, ağzını kulağına doğru yaklaştırdı: “Es salâh Ya Emir-ül Mü'minin, Namaza ey mü'minlerin emiri!” “Ha Allahi izen.” "Tamam, şimdi kalktım!" diyerek doğrulmaya çalıştı. Mesel Denizi

23 KASAP TAHİRİN TESBİHİ:
Kunduracılar esnafından iri yarı, cesur bir adam. Afyon ve civarını haraca bağladığı için "Belâlı Tahir" diye tanınırken, karısına sarkıntılık eden bir alçağı kösele bıçağıyla doğrayınca, "Kasap Tahir" diye anılmaya başlanmış. Hem ellerinden hem ayaklarından prangaya vurulan idam mahkûmu Tahir, hücresinden hava almak için hapishane bahçesine çıkarıldığı bir zamanda Üstad Bediüzzaman'la karşılaşır. Üstad’a.. “Ne olur bana dua buyurun! Kurtarın beni bu halden Hocam!.,” diye yalvarır.. Üstad: “Bu sana takılan şeyler, senin idam mahkûmiyetinin zincirleri değil.. Senin tesbihindir.. Sen namazına başla, tesbihini çek, ben de dua edeceğim, inşaallah kurtulursun!.,” diye nasihatte bulunur. O andan itibaren Allah dostunun gönül frekanslarıyla ihtizaza gelen Tahir, madden ve manen temizlenip, namaza başlar. Namaz sonunda kendisini bağlayan zincirlerin halkalarını bir bir sayar. Bir de ne görsün; tamı tamına otuz üç halkadır.. O andan itibaren o zinciri de tesbih edinir Tahir... Ve günler, haftalar, aylar derken, bir süre sonra Üstadının kerameti gerçekleşir ve daha önce ruhu hürriyetine kavuşan Tahir, 1950 affıyla da cismi hürriyetine kavuşur. İbrahim Refik “Hayatın Renkleri”

24 KELEPÇELERİN ÇÖZÜLMESİ:
Bediüzzaman Hazretleri, Mardin'de iken, Mardin Mutasarrıfı, Molla Said'i iki jandarmanın nezaretinde Mardin'den çıkarır. Savur ilçesinin Ahmedi köyü yakınından geçerken, namaz vakti gelir. Molla Said kelepçelerinin açılmasını ister. Jandarmalar kabul etmezler. Bunun üzerine kolundaki demir kelepçeler çözülür. Yere bırakır. Jandarmaların şaşkın bakışları altında abdestini alıp, namazını kılar. Sonra: "Biz şimdiye kadar muhafızınız idik, bundan sonra sizin hizmetkârınızız." diyen jandarmalardan, kendi vazifelerini yapmalarını ister. Bu hâdise o günden sonra her sorulduğunda: "Olsa olsa namazın kerametidir." diye cevap verir. Allah'a o kadar bağlı, O'nunla o kadar dolu, şirkin en küçük ve en gizlisine bile o kadar karşıdır ki, bir sefer ol sun nefsine tek pay biçmemiştir. O öyle olduğu için Bediüzzaman'dır. Mesel Denizi


"İBADET VE NAMAZ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları