Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır Serbest bir irade sonucu kabul edilen.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır Serbest bir irade sonucu kabul edilen."— Sunum transkripti:

1

2 Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır Serbest bir irade sonucu kabul edilen meslek kuralları, bir toplum yaşamı için vazgeçilmez olarak kabul edilen avukatlık mesleğinin en iyi şekilde çalışılmasını garanti altına alır. Bu kurallara uyulmaması avukat için bir disiplin cezasına çarptırılmakla sonuçlanır. (AB Meslek Kuralı md 11)

3 ” Buna paralel olarak Avukatlık Kanunu şu düzenlemeleri ihdas etmiştir “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”(Av.K. m.34) “Stajyerler, meslek kurallarına ve yönetmeliklerde belirlenen esaslara uymak zorundadırlar” (Av. K m. 23). “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışılmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlara ….” disiplin cezası verileceği belirtilmiştir. (Av. K m.134)

4 Bu çalışmamızda Avukatlık Meslek Kurallarında yer alan ‘ Avukatın İşi Red Yükümlülüğü ‘ konusu Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararları ışığında ele alınarak incelenecektir.

5 Mesleki çalışmasında avukat bağımsızlığını korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır ‘Avukat müvekkilden talep gelse ve masraflar karşılansa dahi, eğer fiilin haksız ve yolsuz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa fiili red zorunluluğunda olduğu gibi, anlaşılmazlıkların çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını adalet ve hakkaniyete uygun olarak gerçekleştirmekle de yükümlüdür. Avukat para karşılığı müvekkilin her isteğini sınırsız biçimde yerine getirmekle yükümlü olmayıp, hukuk konusundaki bilgi ve deneyimini Yasalar ve Adalet yararına kullanma ödeviyle bağlı bulunmaktadır. Yasal olanaklar hiçbir biçimde başkalarına ızrar amacıyla kullanılmamalıdır. (26.12.2003T. E. 2003/308 K. 2003/425)”

6 Avukat daha önce hakim, savcı, hakem ya da başka resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz. “Avukat bilirkişi olarak rapor verdiği bir dosyada taraflardan birinin vekili olarak davayı takip edemez, mütalaa veremez. Bu nedenle kınama cezasının onanmasına oybirliğiyle karar verildi. (17.05.1986E.1986/19K.1986/20)

7 “Avukat, işe evvelce hâkim, hakem, Cumhuriyet Savcısı veya memur olarak el koymuş bulunursa, iş teklifini reddetmek zorundadır. (14.12.1991T. E.1991/ 81 K. 1991/89)” (10)

8 Avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekâletini kabul etmez

9 Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat yararı çatışan öbür tarafın vekâletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz. Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdırlar.

10 Nafaka ve boşanma davalarında tarafların yararları çatıştığından, nafaka davasında şikâyetçiyi temsil eden Avukatın, boşanma davasında şikâyetçinin eşini (kocayı) temsil etmesi Meslek Kurallarına aykırıdır, cezalandırılması gerekir. (17.01.1998 T. E.1997/138 K. 1998/13)”

11 “ Şikâyetli avukatların iki tarafında vekâletlerini üstlendikleri duruşmaya girdikleri ve bu davadaki vekâletnamelerde davalı vekili ile davacı vekilinin aynı adreste bulundukları anlaşılmıştır Avukatların aynı işte menfaati zıt olan taraflara vekillik yapmaları yasaya aykırıdır.Avukatlık Yasa'nın 38.maddesinin son fıkrasına göre ve Meslek kurallarının 36.maddesine göre bu zorunluluk avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatlarıda kapsar. Bu nedenle bir avukatın yanında sigortalı olarak çalışan avukat karşı tarafın işini ret etmesi gerekirdi.(10.2004 T. E.2004/23 K. 2004/115)”

12 Avukat kendisine teklif edilen işi gerekçe göstermeden de reddedebilir. Takdirine esas olan nedenleri açıklamak zorunda bırakılamaz. Avukat zamanının ve yeteneklerinin erişmediği bir işi kabul etmez. Avukat davayı almaktan ve kovuşturmaktan çekinme hakkını müvekkiline zarar vermeyecek biçimde kullanmağa dikkat edecektir.

13 “ Bir davada, davalı vekilliğini üstlenen şikâyetli avukatın mahkemece kendisine çıkarlan tebligatı kabul etmemesi, ikinci kez gönderilen tebligatı ise vekillik görevinden çekildiğini bildirerek almayacağını bildirmiştir. Oysa avukatların vekâlet görevinden çekilmeleri ve buna ilişkin usul işlemlerini düzenleyen hukuk muhakemesi ve avukatlık kanunundaki düzenlemelere göre istifa iradesinin mahkemece tutanaklarına geçirilmesi ve durumun muhataba tebliğ işleminin yapılması gerekir. (26.12.2003 T. E.2003/300 K.2003/418)”

14

15 1) Avukatın Yargıya Karşı Bağımsızlığı Avukatın yargı karşısındaki bağımsızlığından bahsederken ilk önce savcı ile arasındaki ilişkiye kısaca değinmek yararlı olacaktır. Avukatın yargı organı karşısında bağımsızlığından bahsedebilmek için savcıyla eşit haklara sahip olması gerekmektedir ki ceza yargılamasındaki “silahların eşitliği” ilkesi gereğince de durum böyledir Savcı avukata talimat veremeyeceği gibi Adalet Bakanlığı’nın izni olmaksızın da görev sırasında işlediği suçlardan dolayı dava açamaz.

16 2) Avukat – Adalet Bakanlığı İlişkisi Yukarıda savcının, görevini yaparken işlediği suçlardan dolayı avukata ancak Adalet Bakanlığı’nın izniyle dava açabileceği belirtilmiş AK m.58/I uyarınca avukatların avukatlık veya TBB ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının izinle suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Bu hüküm avukatın yürütme karşısındaki bağımsızlığı bağlamında tartışmaya açıktır. AK m.58/I avukatı savcı karşısında bağımsız kılmak saikiyle kanun koyucu tarafından kanuna koyulmuştur. Fakat Adalet Bakanlığı devletin yürütme erkinin bir parçasıdır. Bu düzenleme avukatı savcı karşısında bağımsız kılarken yürütme organına karşı bağımsızlığını yitirmesine sebep olmaktadır. Kanımca izin mercii olarak Adalet Bakanlığı yerine TBB’nin görevlendirilmesi avukat bağımsızlığı açısından oldukça olumlu bir düzenleme olacaktır.

17 3) Avukat – Baro İlişkisi AK m.76’da baro şöyle tanımlanmaktadır: “Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlâkını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.”Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları Anayasa’nın 135. maddesinde ele alınmıştır.Bu maddede belirtildiği üzere kamu tüzel kişiliği olan baroların bunun doğal bir sonucu olarak hak ve fiil ehliyetleri vardır. Buna rağmen baro organlarının işlemlerine Adalet Bakanlığı onay mercii olarak gösterilmiştir.

18 Adalet Bakanlığı ile barolar arasındaki ilişki idari vesayet ilişkisidir. Avukatlık Kanunu’nun gerekçesinde rastlanan şu satırlar kanun koyucunun iradesinin baroların bağımsızlığından yana olmadığını göstermektedir: “Barolar Birliğinin kurulmuş olması dahi Adalet Bakanlığı’nın Barolar ve Avukatlar üzerindeki yetkilerinin tamamen ortadan kalkmasını gerektirmeyecektir… Anayasa’nın 122. maddesi muvacehesinde idari hiyerarşiye tabi olmaları tabii ve hatta zaruri bulunan Türkiye Barolar Birliği’nin ve Baroların Adalet Bakanlığı ile hiçbir ilgisi olmamasını düşünmek caiz değildir.” Bu durumda avukatların yürütmeye karşı bağımsızlığın söz etmek mümkün olmayacaktır. Oysa böyle bir idari vesayet ilişkisi kurulmamış olsaydı organları avukatların oylarıyla demokratik bir şekilde yine avukatlar arasında seçilen baroların bağımsızlığından söz etmek mümkün olabilirdi. Kanımca baroların Adalet Bakanlığı ile böyle bir idari vesayet ilişkisi içerisinde olması doğru değildir. Nitekim baronun özgürlüğünden bahsedilemiyorken avukatınkinden bahsedilmesi olası değildir. Türkiye’de, staj tamamlandıktan sonra avukatlık mesleğinin icra edilebilmesi için mutlaka bir baroya kayıtlı olmak gereklidir. Türkiye Barolar Birliği’nin görevleri AK 110’da sayılmıştır. Maddenin son bendi TBB’ye uyulması zorunlu meslek kurallarını tespit ve tavsiye etme görevini vermiştir. Her ne kadar TBB’nin böyle bir yetkisi olsa ve mesleği icra edebilmek için mutlaka bir baroya kayıtlı olmak gerekse de yine de avukatlarla barolar arasında bir alt-üst ilişkisi varlığından bahsedilemez.

19 FARKLI BİR BAKIŞ: Avukatın bağımsızlığını karakterize eden Piero Calamandrei’ın bir hayli ün kazanan benzetmesi şöyledir: Campaigne’in Londra National Gallery’de bulunan bir tablosu birbirleriyle konuşmakta olan üç kardinale resmetmektedir. Kardinallerden biri cepheden, diğeri sol profilden, sonuncusu ise sağ profilden resmedilmiştir. Görünürde üç farklı kişi olan kardinallerin hepsi aslında Kardinal Richelieu’dur. Calamandrei’a göre, hakikat; cepheden, soldan veya sağdan bakılmasına göre değişecektir. Şu halde, avukatlar, hakikati yargılamada müvekkillerinin bakış açısına göre tasvir edeceklerdir. Böylece hakim, hakikati cepheden görmek imkanına kavuşacaktır. İşte avukat bu nedenle bağımsızdır.

20


"Avukat, Türkiye Barolar Birliğince kabul olunan meslek dayanışma ve düzen gereklerine uygun davranmak zorundadır Serbest bir irade sonucu kabul edilen." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları