Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ANNE BABA YAKLAŞIMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ANNE BABA YAKLAŞIMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ"— Sunum transkripti:

1 ANNE BABA YAKLAŞIMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

2 qa Her anne baba kendine güvenen, sorunlarını çözebilen,
kendine ve başkalarına saygılı, hak yemeyen, hakkını yedirmeyen, kendiyle barışık, sorumluluk duygusu gelişmiş, atılgan çocuklar yetiştirmek istemektedirler. qa

3 Şu an çalıştığımız işlerimizi yapabilme adına her birimiz bir eğitimden geçmişizdir.
Dört, beş yıllık fakülteleri bitirmeden hiçbir işin sertifikasını bizlere veremiyorlar ama, anne-baba olma sertifikası almadan çocuklar yetiştiriyoruz.

4 Anne babalık öyle ince bir ayarlamayı gerektirir ki,çocuğumuza yönelik tutum,davranış ve beklentilerimizi bir ilaç dozunu ayarlamak gibi dengede tutmamız gerekir. NE EKSİK NE FAZLA...

5 Bu konuda anne babaların
enerjilerini, çocuklarının yanlışlarını, o yanlışı yaptıkları anda düzeltmeye, onları değiştirmeye harcadıkları görülmektedir.

6 ÇOCUK OLDUKLARINI UNUTMAMALIYIZ, YETİŞKİN GİBİ DAVRANMAMALILAR…

7 KİŞİLİK GELİŞMESİ VE YAPILANMASINDA TEMEL, ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ATILIR.

8

9 ANNE-BABALARI HATALI TUTUMLARA SEVK EDEN,”BU YANLIŞ İNANIŞLAR”

10 ‘Anne-baba mükemmel olmalıdır.’
Anne-babalar insandır ve her insan gibi hatalar yapabilirler. Önemli olan ise hatalardan ders almak ve yanlış davranışları değiştirmektir. Böyle bir model çocuklara da örnek olacak ve onlar da hata yaparak öğrenecek, davranışlarını hatalarından çıkardığı derslere göre değiştirerek önemli yaşam becerilerini kazanacaklardır.

11 ‘MUTLU ANNE BABALAR MUTLU ÇOCUKLAR YETİŞTİRİR.’
AMA ‘MÜKEMMEL ANNE BABALAR MÜKEMMMEL ÇOCUKLAR YETİŞTİREMEZ.’

12

13 ‘Anne-babalar sürekli kontrolü ellerinde tutmalıdır.’
Anlaşmazlık durumlarında son karar yetkisi anne-babada olmalı ancak anne-babanın uygun konularda çocuğa yaşına uygun, güvenli ve kabul edilebilir seçenekler sunması çocuğun karar almayı öğrenmesine yardımcı olacaktır. Yaşına uygun ölçüde karar yetkisi tanınan çocuklar ise anne-babanın kontrolünün azaldığı ergenlik ve yetişkinlik döneminde de daha iyi kararlar almayı başaracaklardır.

14 ‘Çocuğumu üzecek, öfkelendirecek, korkutacak veya beni sevmemesine neden olacak hiçbir şey yapmamalıyım.’ Çocukların bu "negatif" ancak son derece gerekli duyguları yaşamasını izlemek anne-baba için kolay değildir. Ancak çocukların tüm duyguların normal ve anlamlı olduğunu öğrenmeleri gerekir.

15 Gerilimle baş etmek, hazzı erteleyebilmek, üzüntüye katlanabilmek, İsteklerin her zaman yerine gelmeyebileceğini bilmek ve duygularını uygun biçimlerde ifade edebilmeyi öğrenmek, tüm yaşam boyu lazım olacak vasıflardır.

16 Anne-babanın görevi çocuğun olumsuz duygular yaşamasını mutlak surette önlemek değil, onu dinleyerek ve ona dikkat göstererek duygularını ifade etmesine yardımcı olmaktır.

17

18 ‘Ne kadar çok oyuncağı olursa o kadar iyi olur.’
Genellikle en fazla oyuncağa sahip çocuklar en fazla sıkılan ve oyuncakların çoğuna yönelik ilgisi ve verdiği değer azalmış çocuklardır. Anne-baba çocuğun özgüveni için son moda oyuncaklara sahip olması gerektiği duygusuna kapılabilir.

19 GÜNÜMÜZ ÇOCUĞUNUN ÇOK ŞEYİ VAR

20 ÖNEMLİ…….. Okul çağına gelen çocuklar derslerine, okul durumuna, öğrendiklerine ve öykülerine ihtiyaç duyulmasını arzu eder.

21 Anne-babalar genellikle çocuklarını olumsuzluklardan koruma içgüdüsüyle hayatı çocuklar için kolaylaştırmaya çalışırlar.

22

23 Sınır koymamak ve sorumluluk vermemek yani;
Çocuğun Bütün kusur ve hatalarına göz yummak veya bunları görmezden gelmek, Her arzusunu yerine getirmek, Her istediğini almak, Çocuğu hep haklı bulmak, Sınır koymamak ve sorumluluk vermemek yani; Aşırı hoşgörülü ve şımartan bir eğitim uygulamak çocuğun doyumsuz, bencil ve mutsuz olmasına yol açar.

24 Bu çocuklar ya pasif, ürkek, ve çekingen olur ya da toplum kurallarına , örf ve adetlere karşı gelen kişiler olurlar. Her iki sonuçta da topluma uymakta güçlük çekerler.

25 ‘YÖNLENDİRMEK’ Anne-babanın "Oraya çıkmaya çalışma, düşersin!",
"Merdivenden tek başına inmeye kalkma, bacağın kırılır!" gibi baskılayıcı tutumları, çocukta öz güven kaybına yol açabilir

26 ‘SIKLIKLA EMİR CÜMLELERİ KURMAK’
“Kalk, yüzünü yıka, sütünü bitir, dişlerini fırçala, ağzın doluyken konuşma, televizyonu kapa, büyüklerinle konuşurken sesini yükseltme, öğretmenini dinle…….” gibi

27 ‘SÜREKLİ ÖVMEK’ İstendik davranışı yapması durumunda çocuk yerli yersiz her ortamda övülebilir. “Çok güzel ”, “Bence harika bir iş yapıyorsun.....”Bu durumda çocuk ailesinin beklentilerinin çok yüksek olduğunu düşünebilir ya da kaygı hissedebilir. Aşırı övgü sonucunda çocuk buna alışır ve övülmeye gereksinim duymaya başlar.

28 ‘Çocukta, eylemlerinin sonuçlarına ilişkin baskı kurulmamalı.’

29 Bu tür yaklaşımlar, çocukta anne ve babadan ayrılma kaygısı yaşamasına yol açabilir. O zaman da çocuk, yanında anne babası olmadan hareket edemez, karar veremez, birey olamaz ve bağımsız davranamaz.

30

31 Bu sözler ve davranışlar;
Ailelerce bazen zamansızlıktan, yoğun iş temposundan, bazen titizlikten, mükemmelliyetçilik anlayışından, bazen de çocuğun kendi başına beceremeyeceği endişesiyle söyleniyor ve yapılıyor.

32 Çocuklarınıza verdiğiniz mesaj ise
“Ben sana güvenmiyorum, sen bu işi yapamazsın ” oluyor.

33 Önemli….. Çocuğun kendi başına bazı işler yapması,
bunları başarabilmesi, başardığını görmesi, böylece kendini kanıtlaması gerekir.

34 BİR SORU Biri her gün sizin için işlerinizi yapsa siz işinizi yapmak için çaba gösterir miydiniz?

35 Tek başına bir şeyler yapmak isteyen,
başarma duygusunu yaşama ve kendini gerçekleştirme çabasında olan çocuk ENGELLENMEMELİ, HATALARI SÜREKLİ DÜZELTİLMEMELİ, DEVAMLI ELEŞTİRİLMEMELİDİR.

36 “Zeki", "Çok hareketli", "Sessiz" gibi sıfatlar takmayınız.
Çocuğunuza “Zeki", "Çok hareketli", "Sessiz" gibi sıfatlar takmayınız.

37 Yerinde söylenmiş bir söz vardır: “Bir insana kırk gün ne dersen o olur.” diye. Bu söz çocuklar içinde geçerlidir.

38 İster doğru bir gözleme dayansın, isterse önyargımızın ürünü olsun, çocuğunuzu, “Tembel”, “Dağınık”, “Sakar”, “Çok iştahsız”, “Yaramaz” gibi olumsuz sözler söylemeyiniz. Bu tür sözler, çocuğu, söylendiği yönde davranmaya iter.

39 Biz İstiyoruz ki ; Öğrenmeye istekli,
Düşüncelerini, bilgilerini rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

40

41 DAVRANIŞLARINIZDA; AŞIRI KORUMA: Başkalarına bağımlı, kendine güveni olmayan. AŞIRI HOŞGÖRÜ: Çocuğu bencil yapar, çocuk kendisine hizmet edilmesini ister. AŞIRI BASKI: Nazik, dürüst, davranabilir ama çekingen ve aşırı hassas olur.

42

43 Kıyaslama yapmayın. Ne kardeşiyle, Ne arkadaşıyla, Ne de kendinizle.

44 emir cümleleri kurmayacağız ve sürekli her hareketini övmeyeceğiz
Çocuklarımıza emir cümleleri kurmayacağız ve sürekli her hareketini övmeyeceğiz PEKİ NE YAPACAĞIZ?

45 NASIL DAVRANMALIYIZ ! *Davranışlarını takdir edin,
Takdir edilen çocuk; - Kendini önemli hisseder. İtaatkâr ve üretken olur. Takdiri çocuğa değil davranışına yapın.

46 *Ona zaman ayırın, pahalı oyuncaklardan iyidir.
*Davranışlarını,girişimlerini destekleyin, onaylayın, onaylamanın bir türü “gülümsemedir”. *Sevgi dolu bir ortam onun kendine olan güven ve saygısını arttırır. *Ona güvendiğinizi gösterin, kendine güvenen çocuk davranışlarında da istekli olur.

47 BEN ÖNEMLİYİM BEN DEĞERLİYİM BENİ FARKEDİN

48 ÇOCUK FARKEDİLMEK İÇİN NE YAPAR ?
Yemek yemeyi reddeder. Bir şeyler kırıp döker. Kardeşine vurur. Ders çalışmaz. Okulda problem çıkarır. Kafasını duvara vurur. Ağlar.

49 OLDUĞU GİBİ KABUL EDİN Kabul ederek, değer vererek, onu elde edersiniz. Onu olduğu gibi kabul ederseniz; davranışlarını değiştirme gücü verirsiniz. Çünkü ;hiç kimse bir diğerini yeniden biçimlendirme kudretine sahip değildir.

50

51 Çocukları şartsız olarak sevmeliyiz
ve bunu kendilerine hissettirmeliyiz.

52 DUYGULARINI ANLAMAYA ÇALIŞIN
* “Ne düşünüyorsun,?Nasıl hissediyorsun ?”gibi sorularla anlamaya çalışın. * Korku ve endişelerine saygı duyun. * Sosyal ortamda bulunması için cesaretlendirin.

53 Çocukları, bir iş yapmış olmak ve adam yerine konmak kadar memnun eden bir şey yoktur.

54

55 BİZ NELERİ DUYMAKTAN HOŞLANIYORSAK,
ÇOCUKLARIMIZ DA AYNI ŞEYLERİ DUYMAKTAN HOŞLANIYOR.

56 DİKKAT!!! KOPYALANIYORSUNUZ...
Çocuğunuza kendi davranışlarınızla örnek olduğunuzu unutmayın. Çocuklarınıza, onlarda görmek istemediğiniz davranışlarda bulunmayın. Unutmayın çocuklar size sizin onlara davrandığınız gibi davranacaklardır.

57

58 İNSANLAR BİLDİKLERİNE GÖRE DEĞİL, GÖRDÜKLERİNE GÖRE HAREKET EDERLER
ÇOCUKLAR AYNADIR BİZİ YANSITIR…

59

60 NE İSTEMEDİĞİNİZİ SÖYLEMEK YERİNE,
NE İSTEDİĞİNİZİ SÖYLEYİN ‘Dağınık olma!’yerine ‘oyuncaklarınla odanda oyna.’ Çocuğunuza istedikleriniz yerine istemediklerinizi söylerseniz, onu tam olarak bilgilendirmiş olmazsınız. Ayrıca onun, istedikleriniz hakkında tekrar bir bilgiye ihtiyacı olacaktır.

61 BU ÇOCUKLAR YALNIZ KENDİLERİNE VERİLEN HAKLARI BİLİRLER.
KENDİLERİNDEN BEKLENEN GÖREV VE SORUMLULUKLARI BİLMEZLER.

62 *Çocuklardaki ; başarısızlık yerine başarıyı, olumsuz davranışlar yerine olumlu davranışları görün. *Kişiyi değil, davranışı sorgulayınız. *Kişiliğini değil, davranışını övün.

63 ÇOCUKLAR KARŞILARINDA DAİMA ÖĞÜTLER VEREN İNSANLAR DEĞİL, O ÖĞÜTLERİ YAŞAYAN MODELLER GÖRMEK İSTER. BİR IŞIK OLUN, YARGIÇ DEĞİL. BİR ÖRNEK OLUN, ELEŞTİRMEN DEĞİL.

64 Çocuklar “YAŞAYARAK- YAPARAK” öğrenirler.

65 KENDİLERİ İÇİN NELER YAPMAYI ÖĞRETTİĞİNİZDİR.
ÇOCUKLARINIZI İNSAN OLARAK BAŞARILI KILACAK OLAN, ONLAR İÇİN NELER YAPTIĞINIZ DEĞİL, KENDİLERİ İÇİN NELER YAPMAYI ÖĞRETTİĞİNİZDİR.

66 ASIL ZOR OLAN ONU DÜNYAYA GETİRMEKTİ...
HİÇ ZOR DEĞİL... ASIL ZOR OLAN ONU DÜNYAYA GETİRMEKTİ... GÖREVİMİZ, ONU BAŞARILI VE MUTLU BİR BİREY OLARAK YETİŞTİRMEK...

67 Aşağıdaki resimde ne görüyorsunuz?

68 SEÇENEKLER A- VAZO B- BİRBİRİNE BAKAN İKİ İNSAN YÜZÜ C- ANAHTAR DELİĞİ D– KUPA E- SÜRAHİ

69 BİZİ YAŞADIĞIMIZ OLAYLAR DEĞİL, OLAYLARA YÜKLEDİĞİMİZ ANLAMLAR
KARAR BOYUTU A- YAŞADIĞIMIZ OLAYLAR B- OLAYLARLA İLGİLİ İNANÇLARIMIZ C- DÜŞÜNCE ,DUYGU VE DAVRANIŞLARIMIZI OLUŞTURUYOR. BİZİ YAŞADIĞIMIZ OLAYLAR DEĞİL, OLAYLARA YÜKLEDİĞİMİZ ANLAMLAR ETKİLER.

70 UYGULAMA 2

71 Bir soru Mümtaz elindeki şişeden bir yudum aldıktan sonra karısına:
Bıktım artık! Bu evde yemek hiç zamanında hazır olmayacak mı ? diye bağırdı. Karısı kızgın bir biçimde mutfağa girdi, ağlamamak için kendini zor tuttuğu belliydi. Mümtaz karısıyla konuşurken sarhoş muydu?

72 Bu soruya verilen yanıtlar genelde “Mümtaz’ın sarhoş olduğu”dur.
Oysa metinde Mümtaz’ın sarhoş olduğuna dair hiçbir ipucu verilmemektedir. Sadece elindeki şişeden bahsedilmektedir.

73 UYGULAMA 3

74 Büyük kulaklı, mavi benekli, pembe bir fil düşünmeyiniz!

75

76 KISACA; ÇOCUKLARIMIZA OLUMSUZ MESAJLAR VERDİĞİMİZDE DİKKATLERİNİ O YÖNE ÇEKMİŞ OLURUZ. BU DA KENDİLERİNİ OLUMSUZ ALGILAMALRINA NEDEN OLUR.

77 Unutmayalım ki !.. “İlgi ilgiyi doğurur..”

78 Baskın düşüncelerimize doğru çekiliriz.
Neyi düşünürsek, ona doğru hareket ederiz. İstemediğimiz bir şeyi bile düşünüyor olsak, o şeye doğru ilerleriz. Bunun nedeni, zihnimizin o düşüncelerden uzaklaşamaması, onlara doğru hareket etmesidir.

79 86400 SİZCE NEDİR?

80 Bankada bir hesap sahibi olduğunuzu düşünün, hesabınıza her sabah 86
Bankada bir hesap sahibi olduğunuzu düşünün, hesabınıza her sabah dolar para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasınız, ertesi güne transfer edilemez. Paranızı kullansanız da kullanmasanız da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsınız?

81 Tabii ki hepsini harcamaya çalışırsınız
Tabii ki hepsini harcamaya çalışırsınız. Hepimiz, ZAMAN adlı bu bankanın müşterileriyiz; Her sabah saniyeye sahip oluyoruz; yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş yok.

82 Hepimizin 24 saati var. Yani 86.400 saniyesi.
Bunu istediğimiz gibi kullanıyoruz.

83 ZAMANIMIZIN BİR KISMINI İŞİMİZ, EŞİMİZ, ÇOCUĞUMUZ, AİLEMİZ, ARKADAŞLARIMIZ İÇİN KULLANIYORUZ. KENDİMİZ İÇİN DE MUTLAKA ZAMAN AYIRMALIYIZ.

84 BİZİM BU GÜNÜMÜZÜ VE ANIMIZI YAŞAMAMIZI ENGELLEYEN İKİ HIRSIZ VARMIŞ!
BİRİ GEÇMİŞTE YAŞADIKLARIMIZ (KEŞKELER). DİĞERİ DE GELECEKLE İLGİLİ (KAYGILARIMIZ).

85 KİMSE KİMSEYE YAŞAMAYI HAYATI HAZIR BİR REÇETE
ÖĞRETEMEZ. ÇOCUĞUMUZA HAYATI HAZIR BİR REÇETE OLARAK SUNAMAYIZ….

86 ÇOCUKTAN AİLESİNE NOTLAR…
Kendinin mükemmel veya hep başarılı olduğunu bana devamlı söylemeyin. Bana karşı disiplinli, katı olmaktan korkmayın. Olduğumdan da küçük hissetmemi asla sağlamayın. Denemeyi, yeni şeyleri öğrenmeyi, anlamayı, keşfetmeyi çok sevdiğimi asla unutmayın. Elinden geliyorsa beni lütfen başka insanların önünde düzeltmeğe çalışmayın. Tutarsız olmayın. Beni olacaklardan / sonuçlardan korumayın.

87 İnsanlar neler söylediğinizi, neler yaptığınızı unutacaklardır. Ancak, onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmayacaklardır. Maya Angelov

88 “ŞU DÜNYADA HER ŞEYİN EN İYİSİNE LAYIK ÇOK ÖZEL VE GÜZEL BİR ÇOCUK VAR
“ŞU DÜNYADA HER ŞEYİN EN İYİSİNE LAYIK ÇOK ÖZEL VE GÜZEL BİR ÇOCUK VAR! O, SİZİN EVİNİZDE YAŞIYOR.” D.Cüceloğlu

89

90 Çocuğun yanında yüksek sesle konuşmak , “çocuğa bağırarak konuşmayı öğretmek” anlamını taşır.

91 onlarla kurulan iletişim biçimleri görülebilir.
Kendisiyle yüksek sesle konuşulan çocuk, başkasına bağırarak konuşmayı öğrenir. Çocuklarda görülen bu davranışın nedeni olarak, onlara verilen davranış eğitimi ve onlarla kurulan iletişim biçimleri görülebilir.

92 Yüksek sesle konuşma eğilimindeki çocuklar,
sınıf ortamında da kontrolsüz sesler çıkarır, serbest etkinliklerde çıkardıkları sesleri de ölçülü olmaz.

93

94 Bizim ana amacımız çocuklarımızın bağımlı olmadan, doğal hareket edebilen bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktır. Bunu da okul-aile işbirliği ile başarabiliriz. OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER

95 95

96 ÖZEL NEŞ’E ERBERK ANAOKULU
ÖZEL NEŞ’E ERBERK ANAOKULU


"ANNE BABA YAKLAŞIMLARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları