Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ"— Sunum transkripti:

1 Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ
NESNE İLİŞKİLERİ Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ Ailenin Korunması Projesi Elmadağ ilçe M.E.M. AR-GE BİRİMİ

2 NESNE İLİŞKİSİ TEORİSİ
Kendilik Öteki Duygulanımlar Kernberg’s theory Foundation is self and other objects linked by an affect Developed from birth onward through experiences in the real world which are internalized into self and other representations Nesne İlişkileri İkilisi

3 Split Organization: Consciousness of all-good or all-bad

4 Normal Organization: Consciousness of Integration/complexity

5 NESNE İLİŞKİSİ TEORİSİNİN KAYNAKLARI
Bilişsel Şemalar Bağlanma Teorisi

6 Temel İlişkili kavramlar
Nesne İlişkiler ikilisi Bilişsel Şemalar İçsel İşleyiş Modeli

7 ANİ (ŞİMDİ - VE – BURADA) SÜREÇLER
Durum İlgi Değerlendirme Tepki Yeni durum

8 AKTARIM: KENDİLİK VE ÖTEKİNİN ANLIK DENEYİMİ
Kendilik deneyimi …ve terapistin IN AOP the poorly integrated self object representations of the patient are externalized in the transference. We actually have some empirical data which shows that at one year patients recreate their internal working models of attachment to their parents, as measured on Adult Attachment Interview at admission to our study, with their internal working models of attachment to their therapists at one year as measured by a Patient therapist Attachment Interview. their therapists at one year, in our study often recapitulate with the therapist the state of mind with respect to early attachment relationships that they show towards the parents. Often it’s the therapists countertransference reactions that provide the clues for the nature of the object relational dyad. The patient just described flooded Dr. U with a torrent of discourse. Her main theme was that she was constantly mistreated because of her ethnic background. She provided endless examples of mistreatment and continually made the point that she could never succeed in life because of the animosity others held toward her. Dr. U’s thoughts centered on three things: She was flooding him with material – was this an implicit request/demand that he fix her? Yet every time he spoke up, she disregarded him and spoke over him. This suggested that narcissistic issues – the need to be in control and be right – predominated over dependency issues, at least for the moment. His experience was of being mistreated, of being treated rudely and with no consideration, just as SP complained she was treated by others. S1 S1 a1 O1 S2 S2 a2 O2 S3 O3 S3 a3

9 Modern BAĞLANMA TeorİSİ
Gelişimsel Olarak Bağlanmanın İşlevi: Tatbiki Kendilik Dikkat Mekanizmaları Mentalizasyon Kapasitesi Duygulanım Temsili 2nd tertip duygulanım Telsili Gayretkeş Kontrol Tepkisel İşlev Kişilerarası Yorumlayıcı İşel(KYI) 18

10 Borderline Hastanın İçsel Dünyası
. -K1 -d1 -N1 K = Kendilik temsili N = Nesne temsili d = Duygulanım Örnekler K1 = Silik, istismar edilmiş figür N1 = Sert otorite figürü d1 = Korku K2 = Çocuksu-bağımlı figür N2 = İdeal, verici figür d2 = Sevgi K3 = Güçlü, denetleyici figür N3 = Zayıf, köle gibi figür d3 = Hiddet +K2 +N2 +d2 -N3 -d3 -K3 vs..

11 Narsisistik Psikopatoloji Patolojik Büyüklenmeci Kendilik
Kendilik Temsili Nesne Temsili Pathological Grandiose Self as a specific Self-Object Dyad Common phenomenological features of BPO Lack of anxiety tolerance, poor impulse control, poor subliminatory functioning Patients are clearly compromised in the areas of work, interpersonal relationship SELF: The libidinal investment of a self-representation that is all good, combining: - Realistic representations of the self - Idealized representations of the self - Idealized representations of the other Rigid narcissistic dyad: Self = grandiose, all good, Other = depreciated…. ______________________________ Note: This text can form the basis for a slide linking the PGS to superego pathology: The idealized representations of self and other which would normally form part of the superego are incorporated in the false grandiose self. This leads to a superego which only contains aggressive and punitive elements (the idealized elements having been recruited into the PGS), a structure which is usually projected. Aşağılama, Alay, Küçümseme (Korku, Şüphe) Büyüklenmeci (Kendi kendine yeten) Değer yitirmiş, Değersizleştirilmiş (Muhtaç, Düşmanca, Kıskanç)

12 Hedef: Normal Örgütlenme
N+ N- N+ N- K+ K- N+ N- N+ N-

13 “Ben ne iyi polisim ne de kötü polisim, Jerome
“Ben ne iyi polisim ne de kötü polisim, Jerome. Senin gibi ben de duruma bağlı olarak ortaya çıkan veya çıkmayan pozitif ve negatif kişilik özelliklerinin karmaşık bir birleşimiyim.”

14 Hastanın İçsel Dünyası
. -S1 -K1 -d1 -N1 -O1 K = Kendilik temsili N = Nesne temsili d = Duygulanım Örnekler K1 = Silik, istismar edilmiş figür N1 = Sert otorite figürü d1 = Korku K2 = Çocuksu-bağımlı figür N2 = İdeal, verici figür d2 = Sevgi K3 = Güçlü, denetleyici figür N3 = Zayıf, köle gibi figür d3 = Hiddet +K2 +N2 +O2 +d2 -N3 -O3 -d3 -K3 -S3 vs..

15 NESNE İLİŞKİLERİ ETKİLEŞİMLERİ:
SAVUNMA Korku, Şüphe, Nefret Eziyet Eden Kurban Karşıtlar Özlem, Sevgi Mükemmel Sağlayıcı İlgi Görmüş Çocuk

16 SÜPEREGONUN OLUŞUMU << normal bir çocuk, ödipal problemlerini çözmek için çalışmaya başladığında Anna Freud’un (1936) <<saldırganla özdeşim>> (identificiation with the aggresson) dediği bir devreden geçer. Bu durumda << saldırgan>> ödipal babadır. Çocuk ödipal babasını kuvvetli ve acımasız olarak algılar. Bu baba tasarımı ile özdeşim yapıp içindeki ENSEST isteklerini ve saldırganlık duygularını kontrol etmeye başlar. Böylelikle içeri alınan BABA TASARIMI, ACIMASIZ NİTELİKLİ ÜST BENLİĞE AİTTİR. Eğer her şey yolunda giderse çocuğun içe aldığı baba tasarımı zamanla yumuşar, çocuğun üst benliği ACIMASIZLIĞI BIRAKIR ve daha yüksek bir seviyeye çıkar. << Üst benlik geliştikçe benlikte de bütünleşerek olgunlaşır.

17 “KÜÇÜK ADAM” OLGUSU Kramer 1955’ de kişinin kendilik hissinin algılanması ile ilişkili, özel bir benlik parçasının varlığını bir hasta da gözlemiş ve bu benlik parçasına<<küçük adam>> ismini vermiş. Kramer’ e göre <<KENDİLİK>> terimi, <<bir kişinin çevresinden, özellikle de yaşamının erken dönemlerindeki çevresinden, ayrı ve farklı olduğunun farkında olması´´(Kramer, 1955, s: 42) Gözlemler ´´küçük adamın´´, ´´annenin henüz dışarıdaki bir nesne olarak algılanmaya başlamadığı ve hala çocukla beraber gibi algılandığı bir evrede, hastanın annesinden ayrı olduğunu keşfetmesi sonucunda ´´ oluştuğunu gösterdi. Üçüncü yaşını tamamlayıp da benlik gelişiminin farklı libido gelişim evrelerinden geçerken ´´küçük adam´´, benliğin diğer kısmından ayrılmıştı. ´´Küçük adama´´ ait benliğin asıl görevi, benliğin geri kalan kısmı için, ayrılmanın hiçbir zaman sağlanamadığı, ulaşılabilir bir anne eşdeğeri sağlamaktı. Aslında Kramer’ in hastası bebeklikte kaydedilen tüm güçlülüğün korunabilmesi ve onarılabilmesi için ağır bir bedel ödemişti.

18 İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ
Nesne ilişkilerinin içselleştirilmesi, benlik-üstbenlik gelişimindeki en önemli basamaktır. Dengeli bir kendilik kavramı ve dengeli nesne tasarımları oluştuğunda içselleştirilmiş nesne ilişkilerinin olgunlaştığı ve kişinin bir üst düzeye çıktığı söylenebilir.(s:30 Volkan)

19 KENDİLİK TASARIMI Kendilik Tasarımı: “tecrübe edilen tüm vücut durumlarının kalıcı tasarımlarını ve yaşanan tüm dürtü ve duygulanımları içerir. Birey bunları, hem kendisine hem de dış dünyaya verdiği tepkiler olarak, farklı zamanlarda bilinçli bir şekilde algılamıştır. Kendilik tasarımı, nesne tasarımlarıyla birlikte benliğe uyum ve savunma işlevleri için malzeme sağlar. Temel olarak nesne tasarımları karmaşık duygulanımsal ve düşünsel öğeler içerir. İlk tasarımların DUYGULANIMSAL yanı ağır basar çünkü ilk nesne imgelerinin bir parçası oldukları kalıcı ŞEMA, anne ile bebek arasındaki ilk duygulanımsal ilişkinin kurulmasıyla oluşur (Novey, 1961)

20 KENDİLİK VE NESNE TASARIMLARININ OLUŞUMU (1964)
BENLİK’ ten ayrı olan KENDİLİK VE KENDİLİK TASARIMLARININ anlamı, nesne dünyasının keşfedilmesi ile ve bu dünyayla kişinin FİZİKSEL ve ZİHİNSEL KENDİLİĞİ arasındaki ayırımın artmasıyla birlikte BENLİĞİN ortaya çıkıp, SİSTEMİN kurulduğunu hatırladığımızda daha da netleşir. Bağlantılandırıldıkları; HAZ VEREN VE VERMEYEN, İÇGÜDÜSEL DUYGULAR; DÜŞÜNSEL VE İŞLEVSEL DENEYİMLERİN VE ALGILARIN oluşturduğu devamlı artan HAFIZA İŞLERİNDEN, sevilen nesnelerin ve bunun yanında BEDENİN ve PSİŞİK KENDİLİĞİN İMGELERİ ortaya çıkar. Başta belirmiş ve değişken iken yavaş yavaş genişler ve nesne dünyasının ve kendiliğin kararlı ve az çok gerçekçi ENDOPSİŞİK TASARIMLARI oluşur” (Volkan, 36).

21 KENDİLİK VE NESNE TASARIMLARININ OLUŞUMU (1964)
BENLİĞİN bütünleştirme işlevi ile; KENDİLİK VE NESNE, TASARIMSAL açıdan farklılaşması açısından karşılıklı olarak olgunlaşır.

22 KLEİN’in (1946) KRİTİK DÖNEMECİ
Bir kişi için bir nesneye aynı anda hem SEVGİ hem de NEFRET duyması imkansızdır. “KRİTİK DÖNEMECE” (Klein 1946 crucial juncture) ulaşamamışlardır. Kritik dönemeç çifte değerliliğe tahammülün başladığı noktayı tanımlar. Dışarıdaki nesnelerle iç dünyadaki nesne tasarımları arasında kesin bir fark gözetmeyen ama içselleştirilmiş nesneler hakkında kendisine çok şey borçlu olduğumuz Klein ‘bütün bir nesnenin sevilen ve nefret edilen kısımlarının sentezi, YAS TUTMA ve SUÇLULUK DUYMA hislerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu duygular, çocuğun duygusal ve bilişsel yaşamında hayati öneme sahip gelişmelerin gerçekleştiğini gösterir. Bu da nevroz ile psikoz arasındaki yolda kritik bir dönemeçtir’ diye yazar.

23 İÇE ATMA-YANSITMA DÖNGÜSÜNÜN İŞLEVİ
İçe atma-dışarı yansıtma mekanizmalarının temelinde AĞZIN İÇİNE ALMA sı veya DIŞARI TÜKÜRME si yatar. Bunlar, önceleri dürtülerin hizmetindeyken, sonra çocuğun ilk dış nesneleriyle ilişki kurmasına imkan verirler. Benlik, bundan sonra veya bunlarla birlikte, bu mekanizmaları savunma ve uyum amacıyla kullanır. Daha açık olunursa, dışarıdaki nesnelerin farkına varmaya başlamadan önce içe atma-yansıtma ilişkisinin varlığından söz edemeyiz. Kendilik ve nesne tasarımlarında FARKLILAŞMA OLMAMIŞSA bunların arasındaki ilişkiyi KAYNAŞMA (merging) veya İÇİNE KARIŞMA (fusion) olarak tanımlanması gerekir. Çocuğun ilkel benliği önce dışarıdaki nesnelerle ilgili izlenimlerini KAYNAŞMA yoluyla kavrar ve deneyimler. Farklılaşma işlevi gelişmeye başladıktan sonra da bu nesnelerle içe atma-yansıtma ilişkisine girerek bu izlenimleri zenginleştirir

24 NESNELERİN KALICI ŞEMALARININ OLUŞUM SÜRECİ
Dürtülerin yatırılmasıyla ve fantezilerin kurulmasıyla tasarımlar ne kadar değiştirilmiş olursa olsunlar BENLİK, etrafındaki NESNELERİ o kadar ÇOK TEKRAR TANIMA, FARKINA VARMA ve TECRÜBE ETME DENEYİMİ yaşar ki nesnelerin kendilikten ayrı, “KALICI BİR ŞEMASI” oluşur (Moore ve Fine, 1968) (s. 57)

25 BİRİNCİL ÖZDEŞİM veya İLKEL DUYGULANIMSAL ÖZDEŞİMLER
Nesne gibi olma ve ondan farklılaşmama haline sıklıkla klasik analiz yayınlarında BİRİNCİL ÖZDEŞİM denir. Bir başka deyimle BİRİNCİL ÖZDEŞİM, dış dünyadaki nesnelerin keşfinden ve bu nesnelerle psişik yatırım yapılmasından önce de vardır. Jacobson (1964) birincil özdeşim tanımını belirsiz bulduğunu düşünerek kullanmaktan kaçınır ve bunun yerine “İLKEL DUYGULANIMSAL ÖZDEŞİMLER” den bahseder (primitive affective identification) Jacobson, “Annenin, kendi duygulanımlarını ifade ederek bebeğin duygulanımlarını doğrudan etkileyebildiği, Sullivan’ın Kaygı Teorisinin temel aldığı gerçek iyi bilinir ama bunu anlatmak zordur” der. Çocuğun doğuştan gelen repertuarında anne ile karşılıklı duygulanımsal/motorsal özdeşim yapma potansiyeli vardır.

26 WINNICOTT’A (1953) GÖRE BEBEK-MEME İLİŞKİSİ
Winnicott (1953), annesinin çocuğun ihtiyaçlarını sezdiğini ve başlangıçta annenin çocuğu “neredeyse yüzde yüz uyum” ile bu ihtiyaçlarının giderdiğini söyler. Bu sadece, çocukta annesinin memesinin kendisinin bir parçası olduğunu “YANILSAMASINI” oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ona, memeyi büyüsel olarak kontrol edebildiğini düşündürür. “Bebeğin memeye ihtiyacı olduğunda, meme bebek tarafından tekrar tekrar yaratılır. Anne, gerçek memeyi tam bebeğin ihtiyacı olduğunda ve tam bebek onu zihninde yaratacakken bebeğin ağzına koymaktadır.” (s. 58)

27 DÜRTÜLERİN ENGELLENMESİ ile GERÇEKLİĞİ FARK ETME ve NESNENİN OLUŞMASI
Zaman geçtikçe anne bebeğin ihtiyaçlarını tama yakın bir mükemmellikle karşılayamamaya başlar. Akabinde bebek gerçekliği ilk test etme denemelerinde önemli rolü olan ENGELLENMEYİ yaşar. Winnicott, “Eğer her şey yolunda giderse, engellenmeyi yaşayan bebek, ihtiyaçlarına yetersiz uyum gösteren nesnelerin gerçek olduğunu ve bir nesnenin hem sevilebildiğini hem de nefret edilebildiğini anlamayı kazanır” der.

28 BENLİĞİN UYUM ve SAVUNMA İŞLEMİNİN KÖKENİ NEDİR?
İç ve dış dünya arasında bir kez sınırlar sağlandığında içe atma-yansıtma ilişkisi nesnelerle yakın bağların korunmasında kullanılır. İçe atma, kendilik tasarımının nesne tasarımına benzemesiyle birlikte ondan bağımsız kalmasına imkan verecek özdeşime yol açabilir. Her ne kadar yeni benliğin ilk görevlerinden biri KENDİLİK VE NESNE TASARIMLARINI AYRIMLAŞTIRMAK İSE DE, Kendilik Tasarımının bir parçasının daha önce ayrımlaşmış bir nesne tasarımından oluştuğu ilk özdeşimler, benliğin UYUM ve SAVUNMA İŞLEVLERİNE malzeme sağlarken benliğin BÜYÜMESİNE DE izin verir.

29 ÖZDEŞİM MEKANİZMASININ ANLAMLARI NELERDİR?
Özdeşim, literatürde birçok anlamda kullanılmıştır. Freud’a göre (190?) özdeşim, emme deneyimi ve beslenme işleviyle ilişkilendirilir. Ağız bölgesine bağlanmış önemli bir doyum olarak anlatır. Oral dönemin HAZZA ulaşım amacı, yani dışarıdaki nesnenin ağızdan içeriye alınması, özdeşim için bir örnek haline gelmiştir. Ferenzci (1909) “içe atılan tasarım tanımını kullandıktan sonra, Freud (1917) bu kavramı YASIN VE MELANKOLİNİN analizini yaparken kullandı. Bu, içselleştirilmiş nesne ilişkileri üzerine yapılan çalışmaların başlangıcıydı. LİBİDİNAL bir ilişki, nesne kaybedildiğinde bitmiyordu. Çünkü BENLİK KAYBEDİLEN NESNEYLE ÖZDEŞİM KURUYORDU.

30 ÖZDEŞİM MEKANİZMASININ ANLAMLARI NELERDİR?
Aynı zamanda KAYBOLAN NESNE ile ÖZDEŞİM bu nesneye karşı duyulan ÇİFTE DEĞERLİKLİ DUYGULARIN YAŞANMASINA ŞANS TANIMAKTAYDI. Freud 1923 te içeri atılma yoluyla en sonunda içerideki bir yapı haline gelen ÜSTBENLİĞİN dışarıdaki kaynaklarını anlatırken benliği, nesneye yapılan LİBİDO YATIRIMINDAN vazgeçildikten sonra geriye kalan bir ARTIK olarak tanımlandırdı (s. 59).

31 HENDRİCK’E (1951) GÖRE BENLİĞİN ve ÜSTBENLİĞİN OLUŞUMUNDAKİ ÖZDEŞİMLERİN FARKLILIĞI
Üstbenliğin oluşumuna giden ÖZDEŞİMLER, Ödipus karmaşasını çözümlemekte olan bir çocuğun daha olgun nitelikli nesne ilişkilerini içerir. Ama BENLİK oluştukça özdeşimle erken bebeklikte ve çocuklukta diğer nesnelerle kurulması daha ilkel ilişkilerin bir sonucudur. “Üstbenlik oluşumunun aksine erken benlik özdeşimleri, annenin çocuğa yapmak istediklerinden çok, ona nasıl yaptığından çıkartılır. Bu yüzden benlik özdeşimleri dış dünyayla etkin mücadele etme yetisinin artmasına çok katkıda bulunur (s. 56).

32 HENDRİCK’E (1951) GÖRE BENLİĞİN ve ÜSTBENLİĞİN OLUŞUMUNDAKİ ÖZDEŞİMLERİN FARKLILIĞI
Hendrick bununla birlikte ilk benlik ÖZDEŞİMLERİNİN SADECE bebeğin benliğinin kısmi işlevlerini içerdiğini de hatırlatır. Çünkü bebek bu düzeydeyken henüz nesneleri bütünleştiremediği ve nesnenin tamamının psişik bir yatırım yapamadığı için, yalnızca algıladığı nesne parçalarıyla ve kısmi işlevlerle ilgilenmek zorunda kalır. Bebek nesneyle kısmi özdeşim yapabildiği gibi, fantezi yoluyla nesneye TÜMGÜÇLÜLÜK atfedebilir. Böyle bir nesneyle özdeşim, tümgüçlüler arayan bir benlik yaratır ve erişkinlikte uyumsuzluk yaratan davranışlara sebep olabilir.

33 VAMIK VOLKAN’a GÖRE BAĞLANTI NESNESİ ve FONKSİYONLARI
Volkan’a göre; bağlantı nesnesi hastanın dışarı yansıttığı kendilik tasarımının bir parçasıyla, ölen kişinin dışarı yansıtılmış nesne tasarımının bir parçasının dış dünyada buluştuğu bir yer olduğunu gösterdi. Bu buluşma, çifte değerlikli duyguların yüklendiği nesne ilişkisinin sona ermediği, ama “DONDUĞU” bir bağlantıya imkan verir. Ölenin yok olmasını isteme ve aynı zamanda ona özlem duyma şeklindeki çifte değerlikli duygular, bu nesne üzerinde yoğunlaşmıştır. Bağlantı nesnesi aynı zamanda, acı verici ve çözümlenememiş yas tutma işleminin yönlenebileceği bir odak olur. Ölenle ilgili içselleştirilmiş nesne ilişkisinin dışarıda da devam etmesine izin verir.


"Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları