Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TIBBî BİLİRKİŞİLİK Op. Dr. Samet BAYRAK GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TIBBî BİLİRKİŞİLİK Op. Dr. Samet BAYRAK GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI"— Sunum transkripti:

1 TIBBî BİLİRKİŞİLİK Op. Dr. Samet BAYRAK GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI
GAZİANTEP CENGİZ GÖKÇEK KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM HASTANESİ TÜRK JİNEKOLOJİ VE OBSTETRİK DERNEĞİ YÖNETİM VE HUKUK – ETİK KURUL ÜYESİ GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI

2 BİLİRKİŞİNİN GÖREVİ Doktorun yaptığı yardımın (tedavi – ameliyat – tetkik) yerleşmiş tıp kurallarına uygun yapılıp yapılmadığını Varsa zararlı sonuca etkin olan diğer olayları bilimsel dayanaklarıyla açıklamaktan ibarettir Mehmet Uygun, Yargıtay Onursal Başkanı, ‘Sağlık Personelinin Hukuki Sorumluluğu’ 12/Mart/2002 Gaziantep

3 TIBBî BİLİRKİŞİLİK (TB) TARİHÇE
Roma’da Juris Consulte tarafından hazırlanan kanunlara göre; yaraların öldürücü olup olmadığı araştırılır, ihmal ve bakımsızlıktan ölüm meydana gelirse bu adam öldürme olarak kabul edilmezdi Nesep tayini için gebeliğin asgari ve azami süreleri verilmişti Suçlu akıl hastaları Puberteye varmamış çocukların cezai ehliyetleri yoktu

4 Julius Sezar’ın senatoda; şiş, bıçak, kama gibi kesici ve delici aletler ile öldürülmesi üzerine cesedi: Antistius isimli bir hekime muayene ettirilmiştir. 23 adet bıçak yarası tespit edilmiş, bunlardan sadece birisinin göğüs boşluğuna girdiği, yani öldürücü olduğu tespit edilmiş, diğer yaraların öldürücü olmadığı rapor edilmiştir. Bu olay gerçek bir TB’lik raporu olarak düzenlenen ilk bilimsel kayıttır Roma İmparatorluğu’nun dağılması ile ortaya çıkan Bizans’da I.Justinyen zamanında çıkarılan ve Justinyen Kanunları olarak adlandırılan yasada ‘Doktorlar yalnız basit bir şahit olmayıp, aynı zamanda bilirkişi olarak da hüküm verirler’ denilmektedir

5 Almanya’da 1507 yılında Bamberk Piskopusu tarafından hazırlanan ve Coda Babergenesis de denilen kanun sisteminde, ilk defa ekspertiz – TB deyimi kullanılmıştır Bilirkişi raporlarının mahkemede göz önünde tutulması lazım geldiği belirtilmiştir Almanya’da 1532 yılında imparator V.Şarl zamanında hazırlanan Karolina düsturunun cinayetler bölümünde: adam öldürme, çocuk öldürme, yaralama, çocuk düşürme, intiharlar, asılma, suda boğulma, zehirlenmeler, hastalık taklitleri yapanların muayeneleri, suçu bir akıl hastalığının etkisi altında işleyip işlemediğinin tespiti, hekimlerin mesleki bir hata yapması halinde, mahkemelerin bir karar verebilmesi için tıbbi rapor düzenlenmesi ve alınacak raporlara göre karar verilmesi mecburiyeti konulmuştur

6 Adli Tıp dersleri ilk defa 1650 yılında Almanya’da Leipzig Tıp Fakültesinde okutulmaya başlanmıştır
1650 yılından sonra Fransa, İtalya, İngiltere’de Tıp Fakültelerinde müfredat programına konmuştur Ülkemizde ise adli tıp derslerinin ilk defa 1839 yılında yaklaşık Avrupa’dan 200 sene sonra Galatasaray’da açılan Mekteb’i Tıbbîye-ı Adliye Şahanesi’nin programı ile başlamıştır Dr. Salih Yaşar Özden - Düşünen Adam D. 1977, 10. S

7 BİLİRKİŞİNİN TANIMI Hukuk usulü muhakemeleri yasasının 275.madde hükmü gereğince; Mahkeme çözümü özel ve teknik bilgi gerektiren durumlarda, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir Yargıçlık mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ve çözümlenmesi olanaklı olay ve konularda bilirkişi dinlenmez

8 Ceza muhakemesi yasasının 63.maddesinde;
Çözümü, uzmanlığı Özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde Bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir denilmektedir Prof. Dr. Rıza Madazlı – II. Tıp Hukuku Günleri – ‘Adli Jinekoloji ve Obstetrik 2012

9 BİLİRKİŞİNİN ATANMASI
Yargı organlarının ihtiyaç duyması halinde, onlara yardımcı olmak ve bilirkişilik yapmak üzere, kanunla görevlendirilmiş kişilere ‘Resmi Bilirkişi’ denmektedir Resmi bilirkişiler için, bilirkişilik yapmak bir yasal yükümlülüktür Yargıtay'ın tespiti ile ‘Resmi Bilirkişiler çekilme ve yasaklılık’ gibi nedenler yoksa, bilirkişiliği kabul etmek zorundadırlar

10 HMK m.270/1 uyarınca Bilgisine başvurulacak konuyu bilmeksizin Bilgisine başvurulacak konu hakkında meslek ve sanat icrasına resmen yetkili kılınmış kimseler için bilirkişilik görevini kabul etme yükümlülüğü söz konusudur

11 Ceza usulünde de bilirkişilik yapma yükümlülüğü benimsenmiştir
CMK m.65’e göre bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar üç grupta toplanmıştır; Resmi bilirkişilik ile görevlendirilmiş olanlar CMK m.64’de belirtilen listede yer alanlar İncelemenin yapılabilmesi için bilinmesi gerekli fen ve sanatları meslek edinenler İncelemenin yapılabilmesi için gerekli mesleği yapmaya yetkili olanlar

12 CMK m:64 ceza davalarında bilirkişi olarak atanabilecekleri şu şekilde düzenlemiştir;
Bilirkişiler; il adli yargı Adalet Komisyonları tarafından her yıl düzenlenen bir listede yer alan, gerçek veya tüzel kişiler arasından seçilir. Cumhuriyet Savcıları ve Hakimler, yalnız bulundukları il bakımından yapılmış listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş listelerden de bilirkişi seçebilirler Atama kararında gerekçesi de gösterilmek sureti ile birinci fıkrada belirtilen listeye girmeyenler arasından da bilirkişi seçilebilir

13 Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmi bilirkişiler öncelikle atanır.
Ancak kamu görevlileri bağlı bulundukları kurumlar ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar Bilirkişi olarak atanan bir tüzel kişi ise; kendisi adına incelemeyi yapacak gerçek kişi ve ya kişilerin isimlerini, bilirkişi atayacak yargı merciinin onayına sunarlar Listelere kaydedilen kişiler, İl Adli Yargı Komisyonu huzurunda ‘Görevimi adalete bağlı olarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla gerçekleştireceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim’ sözlerini tekrarlayarak yemin ederler

14 Listede yer almamış bilirkişiler görevlendirildiklerinde, kendilerini atamış olan merci huzurunda, yukardaki fıkrada öngörülen biçimde yemin eder Yeminin yapıldığına ilişkin tutanak, Hakim veya Cumhuriyet Savcısı, Zabıt Katibi ve Bilirkişi tarafından imzalanır Engel bulunan hallerde yemin yazılı olarak verilebilir ve metni dosyaya konulur Ancak bu hale ilişkin gerekçenin kararda gösterilmesi zorunludur Bu bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yeniden yemin verilmez Adli Yargı Adalet Komisyonu listesinden seçilen bilirkişilere, yemin ettikten sonra görevlendirmelerde yemin verilmesine gerek yoktur 11.CD.27/09/2007, 2587/6003 sayılı karar

15

16 HEKİMİN BİLİRKİŞİ OLARAK ATANMASI
Ceza ve hukuk muhakemesinde birçok olayın çözümünde hekimin uzmanlık bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır Şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığının belirlenmesi Şüpheli veya sanığın adli muayenesinde Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasında Moleküler genetik incelemesi yapılmasında Ölünün kimliğini belirleme ve adlı muayenede Otopsi yapılmasında Yeni doğanın muayenesinde Zehirlenme şüphesi üzerinde yapılacak işlemler Yaralanmaların nedeni ve derecesinin belirlenmesinde Tıbbî müdahalelerin standartlara uygunluğunun belirlenmesinde Kandaki alkol oranını ve kan grubunu tespite yönelik işlemler Prof. Dr. Mahmut Koca – Ceza Mah. Hekimin Bilirkişi Olarak Görevlendirilmesi Sağlık Hukuku Sempozyumu KKTC Lefke Avrupa Üniversitesi 25-26/Nisan/2011

17 TB’nin görev yapabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir;
Bilirkişi, kendi uzmanlık alanını ilgilendiren konularda güvenilir ve sağlam tıp bilgilerine sahip olmalıdır Tıbbî sorunun ait olduğu hukuksal alanla ilgili temel bilgilere sahip olmalıdır Tıbbî takdir yetkisinin varlığı ve özelliklede hekimlik yetki sınırları bilinmeli, çok sayıda tıbbî olgulardan hukuken önemli olan temel hususları ayıklayıp çıkarabilme yeteneği bulunmalı Tıbbî olguyla ilgili olarak ortaya çıkardığı sonuçları hukukçunun anlayabileceği biçimde ifade edebilmeli ve somut bilimsel-mantıksal kriterlerle gerekçeli olarak belirtmelidir Yeni bir olgu karşısında yazılı görüşünü değiştirmesi, gerektiğinde öz eleştiri ve esneklik yeteneğine sahip olmalı Uyuşmazlık konusu ve taraflarına karşı objektif ve yansız olmalıdır Hasan Tahsin Gökcan – Yargıtay Üyesi – ‘Tıbbî Müdahaleden Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluk, 2013

18 Bilirkişinin şahsî klinik görüşünü yanlış bir şekilde mutlak doğru, yada yanlış olarak sunması tıp mesleğine zararlı olabilir Uzman olarak rapor hazırlayan veya ifade veren bilirkişiler; olay zamanındaki tıp pratiğine ve tartışılan konulara uygun bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır Adli yargıda bilirkişilik yapan hekimlerin etik ve yasal görevi; uzmanlığına uygun olarak yapmaktır Bilirkişi herhangi bir adli süreçte hazırladığı raporu veya verdiği ifadenin, bir kurum yada kendisinin bağlı bulunduğu meslek örgütü tarafından emsal kararlara neden olmasına hazırlıklı olmalıdır Doç. Dr. İsmail Dölen: II. Tıp Hukuku Günleri – Kadın Doğum Adli Raporlar ve Bilirkişilik

19 Ülkemizde resmi bilirkişilik kurumları aşağıdakilerdir;
Yüksek Sağlık Şurası Adli Tıp Kurumu Üniversiteler Hakem Hastaneler Özel Dal Hastaneleri Uzmanlık Dernekleri Resmi Bilirkişiler

20 Bilirkişiyi atayan merci C-Savcısı – Hakim inceleme yaptırılmasına verilen kararda;
Özel ve teknik bilgiyi gerektiren sorular İnceleme konusu Görevin yerine getirilebileceği süreyi belirlemeli Bilirkişi uzmanlığına ihtiyaç duyulan ve bu nedenle kendisine sorulan sorulara cevap vermelidir (CMK m.66/1)

21 BİLİRKİŞİNİN ÖZELLİKLERİ
Kayıtsız şartsız, tarafsızlık ve bağımsızlık içinde olmalıdır Hakim bilirkişiden belli bir yanıt ister, istediğini kesinlikle ifade etmesini bekler. Çünkü bu onun için karar vermede kolaylık sağlar ve sorumlulukları azaltır Bu sebeple hakimler kendilerine fazla güvenli ve kesin kararlı bilirkişileri tercih etme eğilimi gösterirler Hastada olumsuz bir durum ortaya çıktığında, bu olumsuz durumun tıbbi uygulamadan kaynaklanıp kaynaklanmadığını, uygulamanın kusurlu olup olmadığını belirleme görevi TB’lerindir.

22 Başka bir deyişle konusunda yeterliliğini ispatlamış bilim adamlarının raporlarıyla olayların net olarak belirlenmesi yapılabilmektedir Son dönemde Yargıtay'da raporun nereden alındığından ziyade, raporun yeterliliği kriter olarak alınmaya başlanmıştır Prof. Dr. Oğuz Polat – Tıbbi Uygulama Hataları Olgularında Bilirkişilik

23 BİLİRKİŞİ RAPORUNDA BULUNMASI GEREKENLER
Bilirkişi raporu yeterli bir incelemeye dayanmalı, incelenmesi gereken tüm materyal, dosya bilgisi ve belgeler görülüp değerlendirilmelidir Rapor eksiksiz olmalı, cevaplanması gereken tüm sorular tartışılmış (literatür taraması) Bilirkişi raporu mantıksal bütünlük taşımalı ve inandırıcı olmalı Bilirkişi raporunda hakimin yetkisine giren hukuki konulara ve verilen görev bakımından gereksiz tartışmalara yer verilmemelidir Hasan Tahsin Gökcan – Yargıtay Üyesi – Tıbbî Müdahaleden Doğan Hukuki ve Cezaî Sorumluluk

24 Tüm bu değerlendirmede;
Uyuşmazlığın taraflarının iddiaları değerlendirilmeli Bu iddiaların hangi bilimsel verilerle kabul görüp görmediği irdelenmeli Son bölüm ulaşılan kanaati yansıtmalıdır Rapor bilirkişi veya bilirkişilerce imzalanmalıdır

25 Tıbbî uygulama hatası dediğimiz kavram nedir?
Tıbbî işlem ve uygulama, bakım standartlarından sapma gösteriyor mu? Bu sapma bir hata niteliği taşıyor mu? Bu olay hastada bir zarar oluşturdu mu? Komplikasyon Kötü sonuç Hata Bakım standartlarındaki sapma ile zarar arasında bir ilişki var mı?(illiyet-nedensellik)

26 Raporda tedbirli bir doktorun; aynı hal ve şartlar altında göstereceği mutad ihtimam ve özenin hastaya gösterilip gösterilmediği,bilirkişi tarafından belirlenmelidir Türkiye’de tüm uzmanlık alanları için temel sorun; standart uygulamaların genel kabul görür şekilde belirlenip yayımlanmamış olmasıdır Bu nedenle tıbbî uygulamalarda olduğu kadar, bilirkişi raporları arasında ciddi çelişkiler vardır Av. Tahir Yahya İlhan –Tjod , Tıbbî Uygulamalara İlişkin Uyuşmazlıklarda Bilirkişilik Kursu - Ankara – 2010

27 Bilirkişi raporunda; Komplikasyon Tıbbî maloccurance (kötü sonuç)
Malpraktis (kötü tıbbî uygulama) arasında kesin ayırım yapmalıdır Bilirkişi iddia edilen standart altı uygulamanın sonuca ilişkisini değerlendirmek için tüm çabayı göstermelidir (illiyet – nedensellik) Bir uygulama standardından sapma, her zaman standart altı bakım değildir, yada kötü bir sonuçla ilgili olabilir

28 Tıbbî Bilirkişi; Meslektaşı hekimin o olayda kusurlu olup olmadığına karar vermemelidir. Somut olayda kusuru belirleme yetkisi Yargıcındır Bilirkişi sadece hekim ve sağlık mensubunun tıbbî girişim sırasında bilim ve meslek kurallarına uygun davranmış olup olmadığını ortaya çıkartmakla yükümlüdür

29 Tıbbî Bilirkişi; Tıbbî girişimde bulunanların kusurlu veya kusursuz olduklarını değil Girişimde tıp bilimi ve mesleği kurallarına uygun davranıp davranılmadığı Bilim ve meslek kurallarına aykırılık tespit edilmişse; Hangi bilim ve meslek kuralının ihmal edildiğine dair bilimsel görüş ve literatür taraması kaynak gösterilmeli Bilim ve meslek kurallarına aykırı davranılmadığına, gerekli özenin gösterildiği, ihmalin olmadığı kanaatine varılmışsa mutlaka literatür taramasına ve bilimsel görüşe yer verilmelidir

30 STANDART UYGULAMALAR NELERDİR
Anamnez (yakınma-sağlık öyküsü) alma Muayene Tanı metotlarını kullanma Yorum yapma (Bilgilendirme) Aydınlatılmış onam formu Müdahaleler yapma İstenmeyen komplikasyonları bilme Beklenmeyen komplikasyonları bilme Bakım yapma Takip/kontrol yapma Av. Mustafa Kemal Köseler. Sağlık Hukuku Kurultayı. Kasım Ankara

31 Tıbbî hatalarda hatayı yaptığı iddia edilen tıp mensubunun müdahalede:
Gereken dikkat ve özeni gösterip göstermediği Tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda ihmali olup olmadığı Müdahalede ‘’Tıbbî standart’’lara uyup uymadığı Tıp bilimi ve tekniğine göre yapılması gereken ile yapılan müdahale ve tedavinin farklı olup olmadığı konularının özellikle açıklanması gerekir. Prof.Dr. Oğuz Polat:Tıbbî uygulama hatalarında bilirkişilik -2013

32 MALPRAKTİS TANIMI Dünya Tabipler Birliği (1992): Doktorun tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarardır Türk Tabipler Birliği (1998): Bilgisizlik, deneyimsizlik yada ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi ‘hekimliğin kötü uygulaması’ anlamına gelir Yargıtay Kararı: Hekim tıp verilerini yanlış, yada eksik uygulamışsa mesleğinin gerektirdiği özel görevlere gereği ve yeteri kadar uymamışsa kusur var demektir

33 Hastada herhangi bir zarar durumunda
Hukuk açısından KOMPLİKASYON -O hasta için öngörülemeyecek durumlar -Öngörülebilir, önlemi olmayan durumlar -Öngörülebilir, göze alınmış durumlar -Öngörülebilir, önlemi alınmış durumlar (İzin verilen risk alanı) Hukuk açısından MALPRAKTİS -Öngörülebilir, yeterli önlem alınmamış durumlar İHMAL (İzin verilmeyen risk alanı) Yaycı N. Komplikasyon ve malpraktis ayrımı. Uluslararası 1. Sağlık Hukuku Sempozyumu, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi. 2008; pp:

34 MALPRAKTİS VE KOMPLİKASYON AYRIMINDA SORUMLULUKLAR
ZARARLI SONUCUN ÖZELLİKLERİ SONUCUN ADI SONUÇTAN SORUMLULUK Öngörülemeyen Önlenemeyen Kaza, Tesadüf Sorumluluk Doğmaz Öngörülebilen Komplikasyon (Öngörülebilen (beklenen) zararlı sonuç hakkında hastanın bilgilendirilmiş rızasının alınmış olması ve kusurlu fiillerle zarara sebebiyet verilmemiş olması koşulu ile) Önlenebilen Tıbbi Malpraktis Sorumluluk Doğar

35 İstenmeyen zararlı sonucun komplikasyon olduğunun tespit edilmesi durumunda, hekim kusurlu görülemeyeceğinden, sorumluda tutulmamaktadır. Bu nedenle komplikasyon iddiaları raporda titizlikle tartışılmalıdır Bir başka tanımla komplikasyon ‘önlem alınmasına rağmen benzeri tıbbî girişimlerde meydana gelmesi önlenemeyen riskler şeklinde tanımlanınca; tespitinin de tıp bilimi uzmanlarınca yapılması gerekir Ortaya çıkan zararlı sonucun meslek kuralı ihlali mi yoksa komplikasyon mu olduğunu saptamak hukuki bir inceleme olmayıp, tıp uzmanlarınca belirlenmesi gereken bir konudur

36 Sonuç komplikasyon olarak değerlendirilmiş ise, bu kanaatin denetlenebilir olması açısından, gerekçelerini de açıklamak gerekir Bu gerekçeler; Bu konuda ki bilimsel istatistikler Uzman görüşleri Literatür taraması Bilimsel veriler ışığında açıklanmalıdır

37 Bilirkişi, somut olayda tedaviyi üstlenen; hekimin bu komplikasyonun ortaya çıkmaması için
Ortaya çıktıktan sonra tehlike ve zararın bertaraf edilebilmesi için Hangi tedavi yönteminin seçildiği Başka tedbirlerin alınması konusunda eksik ve yetersizlik veya özeni gösterip göstermediğinin incelenip tartışılması gerekir.

38 SONUÇ - 1 İnsan eylemi, doğası gereği risk teşkil ettiğinden sıfır risk ancak eylemsizlikle mümkün olabilir. Kuşkusuz bu tıbbî uygulamalar içinde söz konusu var olan bu hakikat hekimlik mesleğinde de rasyonel bir risk/yarar analizini gerekli kılar. Günümüz hukuk anlayışında yer alan ‘izin verilen risk kavramının tıbbî karşılığı komplikasyondur’ ve tek başına kusur sayılmaz Yrd. Doç. Dr. Burcu Sönmez Yeni CMK’da Bilirkişi Kavramı

39 SONUÇ - 2 Hekim ve diğer sağlık personelleri tıbbın kabul ettiği risk alanı çerçevesinde gerçekleşecek kötü sonuçlardan sorumlu tutulamaz. Ancak hekim tıbbî yardımını özenle yürütmekle mükelleftir. Hekimin özen borcu adı altında geçen bu yükümlülüğünü icra ederken tıp biliminin kurallarının gözetip uygular Özetle hekim tedavi sonucunda ortaya çıkacak riskten kusur yapması halinde sorumlu tutulabilir Prof. Dr. Oğuz Polat – Taraf Bilirkişiliği Nedir? - İ. Ü. Cerrahpaşa TF – Tıbbi Malpraktis ve Raporların Düzenlenmesi

40 SONUÇ - 3 TB. raporlarının hazırlanmasında; bilirkişilere gönderilen dava dosyalarında eksiklikler bulunması Kayıtların okunamaz durumda olması Otopsi yapılmamış olması Hukuk ve tıp dilindeki farklılık nedeniyle mahkemeler ile TB’lerin sağlıklı iletişim kuramaması gibi konular sorun olmaktadır.

41 SONUÇ - 4 Yargıç bilirkişiden belli bir cevap ister, istediğini kesinlikle ifade etmesini bekler. Tıbbi bilirkişi raporlarının Gerekçeli Maddi delillere uygun Tarafsız Yargıtay Mahkeme Taraf denetimine elverişli olması gerekmektedir Gyn.Dr.-Av. Işıl Güney Tunalı: kadın doğum uzmanlarının gebelik,doğum ve doğum sonrası karşılaştığı sorunlar. II.TIP HUKUKU GÜNLERİ 2012

42 SONUÇ - 5 Yargıtay bir kararında aynen şu hususları ifade etmiştir;
”Hekim tedavisini yada ameliyatını deruhte ettiği hastayı %100 iyileştirme yükümlülüğü altında değildir. Bütün sorun, hekimin “Tıp, kural ve gereklerine” uygun davranıp davranmadığı yönünü tespit etmektir. Eğer bir hekim, tıp ilminin öngördüğü ve yapılmasını gerekli kıldığı kurallara ve tıbbi tedavi yöntemlerine uygun hareket etmiş ise, artık eylem ve davranışının hukuka aykırılığı iddia edilemeyeceğinden, tedavi ve ameliyat sonucu hasta iyileşmemiş olsa dahi, hekimin bundan sorumlu tutulması mümkün değildir.” Dolayısı ile hekimin taksirli hareketinden bahsedebilmek için; hekimin kusurlu olması, başka ifade ile özen yükümlülüğünü ihmal etmesi gerekmektedir.

43 Yargıtay Onursal Başkanı
Hiçbir ulusu ve ülkeyi Yüce Tanrı, Hekimlerini; kusur ve suçları dolayısıyla SORGULANAN Hakimlerini; vicdani, insani ve hukuki sorumluluklarını tam bilinçle idrak etmeden SORGULAYAN sıradan kimseler durumuna düşürmesin… Mehmet UYGUN Yargıtay Onursal Başkanı 14 Mart “Sağlık Personelinin Hukuki Sorumluluğu” Konferansı TJOD Gaziantep Şubesi

44 BENİ TÜRK HEKİMLERİNE EMANET EDİNİZ…


"TIBBî BİLİRKİŞİLİK Op. Dr. Samet BAYRAK GAZİANTEP-KİLİS TABİP ODASI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları