Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
AVRUPA BİRLİĞİNİN OLUŞUM SÜRECİ
2
Avrupa Birliğinin Kuruluşuna Yol Açan Gelişmeler
Avrupa Birliği'nin tarihi başlangıç noktasının genelde, İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllar olduğu kabul edilir. Bu yıllar bir daha aynı acıların yaşanmaması için Avrupa'da bir birlik yaratılması gerektiği fikrinin kıta uluslarında ve yöneticilerinde uyandığı dönemdir. İkinci Dünya Savaşı'ndan yıkık ve tükenmiş çıkan Avrupa'nın yeni bir politik ve ekonomik model arayışı içine girdiği görülmektedir.
3
Marshall yardımı adı altında Avrupa'ya akan ABD sermayesinin kendilerini giderek ABD'ye bağımlı kılacağını gören ufak ve güçsüz Batı Avrupa ülkeleri, Avrupa menşeli yeni bir sermaye piyasası oluşturmak istemişlerdir. Bu amaçlarına bireysel olarak ulaşmaları mümkün olmadığından, bu ülkelerin ekonomik potansiyellerinin bir araya getirilmesi ve böylece güçlü bir Avrupa Pazarı oluşturulması planlanmıştır. Bütünleşmenin pazar genişlemesine, bunun da sermaye ve teknolojinin hızlı gelişimine yol açacağı düşünülmüştür. Avrupa Topluluğu'nun kuruluşundaki temel ''ekonomik'' neden budur.
4
Ancak Avrupa Birliği perspektifi sadece ekonomik nedene dayanmamaktadır. İkinci dünya savaşından sonra Avrupa, yüzyıllardan beri sürdürdüğü “dünyanın merkezi” olma özelliğini yitirmişti. Bunun başlıca nedeni Avrupa ülkeleri arasındaki anlaşmazlıklar ve uzun süren savaşlardır. Avrupa’nın yerini ABD ve Sovyetler Birliği’nden oluşan iki süper güç almıştı. Avrupa’nın bu iki blok arasında üçüncü bir süper güç oluşturabilmesi için tek yol ekonomik ve siyasal birleşme idi. Diğer bir neden Avrupa’da bir daha savaşların ortaya çıkmasını engellemekti. Özellikle Fransa ve Almanya arasında “Yüzyıl Savaşları” gibi uzun süreli düşmanlıklar yaşanmıştı.
5
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, Avrupa kıtası üzerinde ortaya çıkmıştı
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, Avrupa kıtası üzerinde ortaya çıkmıştı. O bakımdan Avrupa’da sürekli bir barış sağlanmasına büyük özlem duyuluyordu. Son olarak, Avrupa’daki birleşmenin, tüm uluslararası ilişkilerde düzenli, dengeli ve istikrarlı gelişmelere katkıda bulunacağı inancı vardı. Tüm bu nedenler başlangıçta iktisadi hedefler, sonra sosyal hedefler ve nihayet siyasi hedefler içeren Avrupa Birliği perspektifinin adım adım yaşama geçirilmesini ve bu sürecin zaman içinde ortaya çıkan yeni gelişmelerinde katılımıyla halen devam etmesini sağlamıştır.
6
Sürecin Başlaması Avrupa Topluluklarının kuruluş süreci 9 Mayıs 1950’de başlamıştır. Bu tarihte Fransız Planlama Örgütü Başkanı Jean Monnet’nin görüşlerinden de etkilenen zamanın Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Ruhr bölgesindeki zengin kömür ve demir madenlerinin Almanya ile birlikte ve bir “uluslarüstü” örgüt aracılığıyla işletileceğini, aynı ideale sahip diğer demokratik Avrupa ülkelerinin de bu örgüte katılabileceklerini açıklamıştır.
7
Planın arakasındaki motif ise, savaş sanayisinin ana maddeleri olan demir ve çeliğin üretim ve kullanım yetkisinin uluslarüstü bir organa verilmesi ve gelecekte olası bir Fransa-Almanya çatışmasının önlenmesi için yeni bir ekonomik ve politik çerçevenin gerekliliğine olan inançtır. Bu çerçevenin uzun vadede hayata geçirilecek bir Avrupa Birliği perspektifi olacağı öngörülmektedir. Yapılan çağrıya Almanya’nın yanı sıra İtalya ve Belçika, Hollanda, Lüksemburg'un da olumlu yanıt vermesi üzerine; Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’dan oluşan altılar, 18 Nisan 1951 tarihli Paris Antlaşması ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu (AKÇT) kurmuştur.
8
Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)
Schuman Deklarasyonunun bir sonucu olarak, 1951 yılında, Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda'dan oluşan 6 üye ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) kuruldu. Söz konusu Topluluğun Yüksek Otoritesi'nin ilk başkanı ise, Schuman Deklarasyonu'na ilham veren bu fikrin sahibi Jean Monnet oldu. Böylece, savaşın ham maddeleri olan kömür ve çelik, barışın araçları oluyor; dünya tarihinde ilk defa devletler kendi iradeleri ile egemenliklerinin bir kısmını ulusüstü bir kuruma devrediyordu.
9
AKÇT’nin başarısı ve yukarda belirtilen yaklaşımlardan hareketle kömür ve çelik gibi sınırlı endüstrilerden ekonominin tüm sektörlerini kapsayacak bir entegrasyon aşamasına geçilmesine karar verilmiş ve 25 Mart yılında yine altılar tarafından Roma Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile hem Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), hem de Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu(EURATOM) kurulmuştur.
11
Roma Antlaşması ve Avrupa Ekonomik Topluluğu
Altı üye devlet, 1957'de, işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluk kurmaya karar verdiler.
12
Böylece, kömür ve çeliğin yansıra diğer sektörlerde de ekonomik birliği kurmak amacıyla, 1957'de Roma Antlaşması imzalanarak Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kuruldu. AET'nin amacı, malların, işgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulması, ve en nihayetinde siyasi bütünlüğe gidilmesiydi.
13
Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM)
Avrupa Ekonomik Topluluğu gibi, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) da 1 Ocak tarihinde yürürlüğe giren Roma Antlaşması ile kuruldu. Topluluğun amacı, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla ve güvenli biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla üye devletlerin araştırma programlarını koordine etmek olarak belirlendi.
14
İsimlerinden de anlaşılacağı gibi, AKÇT ve EURATOM, üye ülkelerin yalnız adı geçen sektörlerindeki faaliyetlerini düzenler. AET ise bunların dışında kalan geniş bir ekonomik alanı kapsamaktadır. O nedenle bu isim yakın tarihe kadar yaygın olarak tüm Topluluğu ifade için kullanılmıştır. Ayrıca mal akımlarının yanı sıra faktör akımlarının da serbestleştirilmesi öngörüldüğünden Avrupa Ortak Pazarı deyimi de sık sık kullanılmıştır. Yukarda bahsedilen üç topluluk 1 Temmuz 1967 tarihinden itibaren birleşerek Avrupa Topluluğu şeklinde faaliyetlerine devam etmiştir.
15
Füzyon Antlaşması ve Avrupa Toplulukları
1965 yılında imzalan Füzyon Antlaşması (Birleşme Anlaşması) ile, yukarıda adı geçen üç topluluk (Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu) için tek bir Konsey ve tek bir Komisyon oluşturularak, bu topluluklar, Avrupa Toplulukları adı altında anılmaya başlandı.
16
Gümrük Birliği Roma Antlaşması'nın uygulamaya başlamasıyla tek pazar oluşturma yönündeki ilk önemli adım yılında, üye ülkeler arasında ticarette gümrük vergilerinin ve miktar kısıtlamalarının kaldırılması ve üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesinin uygulanmasıyla oluşturulan gümrük birliğidir.
17
Genişleme Süreci
18
İlk Genişleme: Altılar'ın başarısı Birleşik Krallık, Danimarka ve İrlanda'yı Topluluk üyeliğine başvurmaya yöneltti. General de Gaulle yönetimindeki Fransa'nın 1963'de ve 1967'de İngiltere'nin üyeliğine karşı iki kez veto yetkisini kullandığı çetin bir pazarlık dönemini takiben, bu üç ülke 1973'te üye oldular. 1980'ler Genişlemesi: Topluluk 1981'de Yunanistan'ın, 1986'da da İspanya ve Portekiz'in katılmalarıyla güneye doğru genişledi. Böylece, üye sayısı 12'ye ulaştı.
19
Avrupa Tek Senedi Dünyadaki durgunluk ve mali yükün paylaşımı konusundaki iç çekişmeler 1980 başlarında bir "Avrupa karamsarlığı" havasının doğmasına neden oldu. Ancak, 1984'ten sonra bunun yerini Topluluğun canlandırılması konusunda daha umutlu beklentiler aldı. Jacques Delors başkanlığındaki Komisyonun 1985'te hazırladığı Beyaz Kitaba dayanarak Topluluk 1 Ocak 1993'e kadar tek pazar oluşturmayı kendisine hedef edindi. Avrupa Tek Senedi, 17 Şubat 1986'da Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, Lüksemburg ve Portekiz tarafından, 28 Şubat 1986'da ise Danimarka, İtalya ve Yunanistan tarafından imzalandı. 1987 yılında yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi ile Avrupa Topluluklarını kuran Antlaşmalar kapsamlı bir biçimde değişikliğe uğradı.
20
Maastricht Antlaşması ve Avrupa Birliği
Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından 3 Kasım 1990'da iki Almanya'nın birleşmesi, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Sovyet denetiminden kurtulmaları ve demokratikleşmeleri, Aralık 1991'de de Sovyetler Birliği'nin çözülmesi Avrupa'nın siyasi yapısını baştan aşağı değiştirdi. Üye Devletler bağlarını güçlendirme kararlılığıyla, temel özellikleri 9-10 Aralık 1991'de Maastricht'te toplanan Avrupa Birliği Zirvesi'nde kararlaştırılan yeni bir Antlaşmanın müzakerelerine başladılar.
21
Maastricht Antlaşması, diğer adıyla Avrupa Birliği Antlaşması, 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu antlaşma ile 1999'a kadar parasal birliğin tamamlanmasına, Avrupa vatandaşlığının oluşturulmasına ve ortak dış ve güvenlik ile adalet ve içişlerinde işbirliği politikalarının meydana getirilmesine karar verildi. Maastricht Antlaşması ile üç sütunlu Avrupa Birliği yapısı oluşturuldu. Bu yapının ilk sütununu Avrupa Toplulukları (AKÇT, AET ve EURATOM), ikinci sütununu "Ortak Dışişleri Güvenlik Politikası", üçüncü sütununu ise "Adalet ve İçişleri" oluşturuyordu.
22
Yeni Bir Genişleme: yılında, Avusturya, Finlandiya İsveç'in katılımıyla, Avrupa Birliği'nin üye sayısı 15'e yükseldi.
23
Ekonomik ve Parasal Birlik
Avrupa ortak para birimi olan Euro, 1 Ocak tarihinde resmen tedavüle girerek, 12 ülkede kullanılmaya başlandı.
24
Nice Anlaşması Avrupa Birliği’nin son genişleme süreciyle ulaşacağı üye sayısı ve bunun getireceği kurumsal büyüklük ve bürokrasi düşünülerek kurumsal reformlar yapılması öngörülmüştür. Bu kapsamda, 14 Şubat 2000’de başlayan hükümetlerarası Konferans Aralık 2000’de gerçekleştirilen Nice Zirvesi’yle sonuçlandırılmıştır. 26 Şubat 2001'de imzalanan Nice Anlaşması Şubat 2003'te yürürlüğe girmiştir.
25
Son Genişleme Süreci 2004 yılında, Avrupa Birliği'nin tarihindeki en büyük genişleme dalgası gerçekleşti ve 10 yeni ülke (Çek Cumhuriyeti, Estonya, GKRY, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya) Avrupa Birliği'ne katıldı yılında, Bulgaristan ve Romanya'nın katılımıyla AB'nin üye sayısı 27'ye yükseldi yılında Hırvatistan'ın katılımıyla Avrupa Birliği Üye Devlet sayısı 28'e ulaştı.
26
Lizbon Antlaşması Avrupa Birliği'nin derinleşme sürecindeki son önemli aşama, yılında imzalanan ve 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması ile gerçekleşti. Bu antlaşma ile, temel olarak, AB'nin karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkların giderilmesi ve Birliğin daha demokratik ve etkili işleyen bir yapıya kavuşması hedeflendi. Bu hedef doğrultusunda kapsamlı değişikliklere gidilerek, Avrupa Topluluğu'nu kuran Antlaşmanın adı "Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma" olarak değiştirildi.
27
Üye Devletler Avrupa Birliği yirmi sekiz bağımsız devletten oluşur. Bunlar üye devletler olarak bilinen Almanya, Avusturya, Birleşik Krallık, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Kıbrı s, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, P ortekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Yunanistan'dır. Birliğe katılmayı bekleyen 5 aday ülke vardır Bunlar: İzlanda, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Türkiye'dir. Batı Balkan ülkeleri Arnavutluk ve Bosna-Hersek olası resmî adaylar olarak tanımlanmıştır. Son dönemde Kosova'ya da benzer bir statü verilmiştir.
28
Avrupa Birliği'ne katılabilmek için bir ülke, 1993 yılında Kopenhag Liderler Zirvesi'nde tanımlanan Kopenhag Kriterleri'ni tümüyle sağlamak durumundadır. Bu ölçütler, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı gösteren istikrarlı bir demokrasi, birlik üyeleri ile rekabet edebilecek düzeyde sağlam temelli bir ekonomi ve Avrupa Birliği yasalarını da içeren üyelik koşullarının kabul edilmesini gerektirir. Bir aday ülkenin bu ölçütlere uyup uymadığının değerlendirilmesinin yapılması konseyin görev alanıdır.
29
Birliğin günümüzde var olan yönergeleri, 1985 yılında Grönland'ın birlikten çekilmesiyle örneği yaşanmasına karşın, üye bir ülkenin birlikten nasıl ayrılabileceğini açıkça belirtmemektedir. Ancak bu konuya, onaylanmayı bekleyen Lizbon Antlaşması'nda değinilmiştir ve bu tasarı bir ülkenin birlikten çıkmak istemesi durumunda izlenecek işlemleri içerir.
30
Birliğe katılmamayı yeğleyen dört Avrupa ülkesi İsviçre, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'ten Avrupa Birliği ile ilgili pek çok ekonomik ve yasal düzenlemeye ise kısmen de olsa katılım göstermiştir. Bu ülkelerden İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç, Avrupa Ekonomik Alanı aracılığıyla ortak pazar düzenlemelerine katılmıştır. İsviçre de benzer iki-taraflı antlaşmalar aracılığıyla Avrupa Birliği ile ilişkiler kurmuştur. Avrupa'nın siyasal olarak tanınmış beş küçük devleti olan Andorra, Lihtenştayn, Monako, San Marino ve Vatikan ile yürütülen ilişkiler de Euro’yu ortak para birimi olarak kullanmaktan ve bazı diğer ekonomik iş birliği çalışmaları yapmaktan oluşur.
32
Kaynakça : birliginin-tarihsel-gelisimi Reyhan Üney Gülsün Yıldız Nurcan Koşar Emine Kale Mefüde Mazrek Erdem Çetin Whotte Guerra
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.