Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

YAŞLILARLA İLETİŞİM Yaşlılık hastalık değildir, yaşamın gençlik ve yetişkinlik evresini izleyen bir dönemidir.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "YAŞLILARLA İLETİŞİM Yaşlılık hastalık değildir, yaşamın gençlik ve yetişkinlik evresini izleyen bir dönemidir."— Sunum transkripti:

1 YAŞLILARLA İLETİŞİM Yaşlılık hastalık değildir, yaşamın gençlik ve yetişkinlik evresini izleyen bir dönemidir.

2 “Yaşlanmak yeni bir işe başlamaktır”        Goethe

3 Biyolojik yaklaşıma göre yaşlanma, biyolojide yıpranma ve işlevsellikte azalmadır. Maslow’un temel gereksinimler sıralamasına göre yaşlı, kendini gerçekleştirme döneminde olan bireydir. Varoluşcu yaklaşıma göre yaşlı, geçmiş ile gelecek arasında köprü görevi ile varlığının etkinliğini sergiler. Psikososyal yaklaşıma göre yaşlılık: Bilgi ve deneyimlerin sentez edildiği, genç kuşaklara aktarıldığı; kayıpların, yalnızlığın ve uyum sorunlarının yaşandığı ya da yaşamın, ilişkilerin anlamının ve değerinin anlaşıldığı bir dönemdir. Psikososyal yaşlanmada bireyler, kazanımlardan çok, kayıpları gözden geçirir, başa çıkmada daha yoğun ve daha fazla enerjiye gereksinimleri vardır, kronik sorunlar daha sıktır ve daha uzun sürer.

4 Dünyada 60 yaş ve üstü 590 milyon civarında insan varken bu rakamın 2050’de 1,2 milyar olacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde de 65 yaş ve üzeri nüfus oranı %5,9’dur ve bu rakamın 2015 yılında %8-10 oranlarına ulaşması beklenmektedir.

5 Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir.
65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Ömür uzunluğu ne kadar olursa olsun, kaçınılmaz olan; yaşlanmadır. ″Yaşlanma, hayata günler, aylar, yıllar katmaktır "veya ″ Yaşlanma, doğumla başlayan, ölümle biten hayat sürecidir.″

6 YAŞLILIKTA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER

7 Fiziksel Değişimler Duyu organlarında, fiziksel hareketlerde gerilemeler Davranış ve reflekslerde yavaşlamalar, Kemiklerde erime ve kireçlenmeler İç organlarda, dokularda ve salgı bezlerinde değişme; İşitme ve görme duyusunda gerileme Zeka fonksiyonlarında değişiklikler

8 Bilişsel alanda değişim ;
Tanıma, anlama, yorumlama, dikkat, öğrenmede azalma gibi entelektüel yetilerde azalma ile bilgi işlem sürecinde uzama gibi hafıza sorunları

9 Kişilikte değişim: Kişilik özelliklerinde rijidite, içsel ya da dışsal kontrol odaklı olma, öğrenilmiş çaresizlik gibi uyum ve karar verme sürecini etkileyen sorunları

10 Seksüalite ve yakın ilişkilerde değişim:
Seksüel aktivitede azalma, seksüel tepkilerde azalma ve seks partnerinin kaybına bağlı özel yaşamda değişimler, fiziksel ve mental yetersizliğe karşın devam eden seksüel ilgi ya da davranışa yönelik çevrenin tutumunda değişimler ve bu değişimlere uyum sorunları

11 Rollerde değişim: Emeklilik, dul kalma, büyükanne, büyükbaba olma gibi değişimler ve uyum sorunları

12 Sosyal etkileşim ve destekte değişim:
Sosyal desteğin tipi, bağı, kaynağında ve algılanışında değişimler yaşar. Bu değişimler, yaşlı bireyin psikososyal yaşamını başka bir deyişle, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal yaşam aktivitelerini etkiler.

13

14 Psikolojik Değişiklikler:
Yaşama gücü ve isteği giderek azalması, Yaşlının kendi gençlik imajını kaybetmesi, yakınlarının da kaybı, Yaşlılıkla birlikte öğrenme, karar verme, sorun çözme yeteneklerinde belli bir gerileme görülmesi, Fiziksel gerileme, statü kaybı ve ölüm korkusudur.

15 Sosyal özellikler: Çekirdek aile gerçeği ile yaşlı insanların sorunları aile dışına taşmıştır. Bu nedenle bugün ve önümüzdeki dönemlerde yaşlı nüfus en önemli toplumsal sorunlardan biri olmuştur.

16

17 Yaşlılar çeşitli sağlık sorunları nedeniyle çoklu ilaç kullanımlarında (polifarmasi) depresyona yol açabilecek ilaçlar (rezerpin, digital, steroidler, östrojenler, benzodiazepinler) kullanabilmektedirler. Yaşlılıkta görülen depresyonda genelde klasik özellikler taşımayan bedensel yakınmalar, atipik yerleşimli ve ağrı kesicilere yanıt vermeyen ağrılar, duygu durum semptomlarından daha fazla görülür.

18 Yaşlıda depresyon tedavisi (yaşa bağlı metabolik değişimler ve polifarmasi nedeniyle antikolinerjik antidepresanların kullanılmamasının dışında) prensip olarak genç ve yetişkinlerin tedavisinden farklı değildir. Yaşlı depresyon tedavisinde ilaçları düzenli alma, ilaç yan etki, doz güvenliği, hastaların kendine zarar verme olasılığı, sosyal izolasyon, yaşlının kötüye kullanımı hemşirelerin üzerinde durmaları gereken konulardır.

19 Yaşlılık Döneminde Bağımlılık
Yaşlanma, özürlülüklerin artması ve başkalarına daha fazla bağımlılaşma anlamına gelir. Genel olarak bir insan, örneğin yıkanma, giyinme, hareket etme, yeme ve içme gibi temel gündelik işleri yaparken başka birinin yardımına gerek duyuyorsa bu konumdaki kişi bağımlı sayılır.

20 Yaklaşık olarak yaşlıların % 35’inin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmede zorlandığı, % 42’sinin günlük faaliyetlerinde yardıma gereksinim duydukları, % 80’ inin bir veya daha fazla kronik hastalığa sahip olduğu bilinmektedir.

21 Yaşlılık Döneminde Kronik Hastalıklar
Ülkemizde, 65 yaş ve üzerindeki nüfusun % 80’ ninde en az bir kronik hastalık bulunmaktadır. Yaşlılarda en fazla görülen kronik hastalıklar olarak kalp-damar hastalıkları, kronik obstrüktif hastalıklar, diabet, böbrek hastalıkları, solunum hastalıkları belirtilmektedir

22

23 YAŞLI MUAYENESİ İLKELERİ
Yaşlılıkta Hastalıkların Özellikleri: Eksik Bilgi Hastalık belirtilerinin gizlenmesi Hastalık belirtilerinin karışması Tedavilerin karışması Bir hastalığın diğerinin seyrini hızlandırması Bir hastalığın başka bir hastalık belirtisi vermesi Hastalıkların üst üste gelmesi

24 Anksiyete: Yaşlılık döneminde her türlü kayıp, ayrılık, yetersizlikler ve gelişen bağımlılık bireyde korku ve anksiyeteyi arttırır. Yaşlılarda anksiyeteye yol açan genel tıbbi hastalıklar; nörolojik (demans, inme, parkinson, MSS enfeksiyonları), kardiyovasküler sistem (aritmi, konjestif kalp yetmezliği) ve solunum sistemi (astım, pnömoni, KOAH gibi) bozuklukları olarak sıralanabilir.

25 Demans: Kelime anlamı olarak aklın yitirilmesini (de-mentia) ifade eden ve halk arasında “bunama” olarak bilinen, nonspesifik organik nedene bağlı, sonradan edinilmiş entelektüel yıkım hali olup 65 yaşın üzerindeki bireylerde % 4-5 oranında görülmektedir. Tüm demanslar içinde Alzheimer Tipi Demans %50 civarında, Vasküler Demans ise vakaların kabaca %15-20’sini oluşturmaktadır. Tıbbi nedene bağlı demanslar içinde en başta tiroid fonksiyon bozuklukları, B12 vitamini ve flotal eksikliği, elektrolit denge bozuklukları ve ağır kronik anemiler gelmektedir. Demans belirtileri içinde bilişsel yetilerde (tanıma, anlama, yorumlama, hesaplama) ve sosyal yetilerde (iletişim, ulaşım, rol ve beceride) kayıp, hezeyan, halüsinasyon, davranış ve uyku bozuklukları, depresyon yer almaktadır.

26 Tedavi ve bakım planlamasında; psikososyal ve davranışsal önlem ve yönlendirmeler; önemli olup hasta ve ailesi bütüncü ve multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Demans etiyolojisine yönelik tedavi ve bakım; metabolik dengelerin düzeltilmesi, hipertansiyon ataklarının önlenmesi, kolestrol dengesinin sağlanması ve serebral perfüzyonun arttırılması ile yaşlı bireyin yaşam kalitesini arttırıcı yaklaşımlarda bulunulabilinir.

27 İLETİŞİM KURMAKTA YARDIMCI OLACAK İPUÇLARI

28 İlgisini Çekmek Onunla iletişim kurmadan önce ilgisini çektiğinizden emin olun. Dikkatini yoğunlaştırmasına yardımcı olacağı için onunla göz teması kurmaya çalışın. Ağız hareketlerinizi ya da kullandığınız mimikleri görebilecekleri kadar yakına oturduğunuzdan emin olun. Başka insanların konuşma sesleri gibi dikkatini dağıtacak başka bir ses ya da olay olmadığından emin olun. Radyo ya da televizyon açıksa kapatın ve kişiyi daha sessiz bir yere götürün.

29 Beden Dili İletişim kurarken sakin ve hareketsiz olmaya çalışın
Beden Dili İletişim kurarken sakin ve hareketsiz olmaya çalışın. Bu sizin bütün dikkatinizi verdiğinizi ve ona zaman ayırdığınızı gösterir. Hareket etmeniz dikkatini dağıtacaktır. Sert, telaşlı hareketler ya da gergin bir ifade demanslı  kişiyi üzebilir ve iletişim kurmayı daha da zorlaştırabilir. Güleryüzlü ve telaşsız görünmek için rahatlamanın bir yolunu bulun. Kişinin yüz ifadesi, hareketleri ve duruşu ne hissettikleri ya da ne anlatmaya çalıştıklarıyla ilgili bilgi verebilir.

30 Konuşmak Sakin, açık ve yavaş konuşun. Asla bağırmayın ya da sert bir ses tonu kullanmayın, bu onları daha da huzursuz eder. Kısa, basit cümleler kurun ve kişinin ne söylediğinizi anlaması için zaman tanıyın. Sorularınızı teker teker sorun böylece kişi size “evet” ya da “hayır” gibi cevaplar verebilir. Aynı anda çok fazla soru sormak akıl karıştırıcı olabilir. Söylediğinizi yavaşça tekrar etmeniz ve önemli kelimeleri vurgulamanız gerekebilir.

31

32 Dinlemek Kişinin söylediklerini dikkatle dinleyin
Dinlemek Kişinin söylediklerini dikkatle dinleyin. Patronluk taslamadan onu cesaretlendirin. Bir kelimeyi hatırlamakta ya da cümleyi bitirmekte zorlanıyorlarsa başka bir şekilde açıklamalarını isteyin ya da anlamı tahmin ederek doğru olup olmadığını sorun. Eğer konuşmaları anlaşılmayacak haldeyse, kişi hakkında bildiklerinizi hatırlamak ve ne söylemek istediklerini tahmin etmeye çalışmak anlamanıza yardımcı olabilir. Her zaman söylemek istediklerinin o olup olmadığını onlara onaylatın.

33 Saygı Göstermek İnsanların demanslı kişiyle aşağılayıcı konuşmadıklarından ya da ne kadar az anlasalar da çocukça kelimeler kullanmadıklarından emin olun. Kişiyle konuşurken onun ismini kullanmak ilgisini korumasını sağlar ve kişilik anlayışlarını devam ettirir ancak kişiye her zaman nazik ve uygun bir şekilde hitap ettiğinizden emin olun.

34 YAŞLI HASTALARA YAKLAŞIM

35

36 Yaşlı(65 yaş üzeri) hastaların sağır olduğu veya sizi anlayamayacağı varsayımıyla   yaklaşmayın 
    Yaşlı hastaların çoğunda sanılanın aksine duyma ve düşünme sorunları yoktur, gençlere göre manevi açıdan daha hassas ve kırılgan olabilirler

37  O nedenle, yaşlı hastalara bağırmadan, sakin ve yavaş yaklaşılmalıdır
  Çok iyi öykü alabilirsiniz. Ancak sorularınızı, yanıtlamaları için zaman tanıyın

38 Hiçbir zaman yaşlılarla çocukla konuşur gibi konuşmayın
    Konfüzyon, anksiete, görme, duyma, bunama, yaşlılığa bağlı hafıza bozukluğu belirtileri olup olmadığını araştırın     

39  Unutkanlığının nedeninin; yaşlılık mı, önceki geçirilmiş hastalık mı yoksa çağrılma nedeni mi olduğunu mutlaka araştırın ki yanlış tanı koymayın   Kemik ve kas yapıları zayıfladığından ani ve hızlı hareketlerden kaçınılmalıdır; aksi halde kırıklara neden olunabilir

40

41

42

43 YAŞLILIK DA SEVGİ GİBİDİR,
SAKLANAMAZ. Thomas Dekker

44 KAYNAKÇA yaslibakimi.asp Prof. Dr. Nesrin AŞTI, İstanbul Arel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu


"YAŞLILARLA İLETİŞİM Yaşlılık hastalık değildir, yaşamın gençlik ve yetişkinlik evresini izleyen bir dönemidir." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları