Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
KORUYUCU RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİ
T.C Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ruh Sağlığı Programları Daire Başkanlığı
2
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM)
Toplum temelli ruh sağlığı hizmetinin amacı; şizofreni hastalarına psikososyal destek hizmetlerinin verilmesini takip etmek ve bu hastaların tedavilerinin, gerektiğinde yaşadıkları ortamda sunulmasını sağlamaktadır. Bu hizmetin sunulduğu birimlere Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri adı verilmektedir.
3
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM)
TRSM’ler, kendisine bağlanmış coğrafi bölgedeki şizofreni tanısı olan hastaları ve ailelerini bilgilendirir. Hastayı ayaktan tedavi ve takip eder. Rehabilitasyon, psikoeğitim, iş-uğraş terapisi, grup veya bireysel görüşme gibi yöntemleri kullanılarak hastanın toplum içinde yaşama becerilerinin arttırılmasını hedefler. İlgili diğer sektörler (ör. Barınma, istihdam, sosyal hizmetler vb.) ile irtibata geçer. Ailelerin/bakım verenlerin destek alması sağlar.
4
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM)
Merkez hizmetlerinden yararlanmak için, hastanın bizzat kendisi veya hasta yakınları tarafından talep yapılabilir. Ayrıca, psikiyatri kliniklerinden taburcu olduktan sonra, aile hekimlerinden ve toplum sağlığı merkezlerinden şizofreni hastaları merkeze yönlendirilir. Merkeze gelemeyecek durumda olan hastalar gezici ekipler (Merkezde çalışan psikiyatrist, hemşire, sosyal hizmet uzmanı, psikolog, sağlık memuru) tarafından evde ziyaret edilerek takip ve tedavisi sağlanır.
5
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Bedensel ruhsal ve cinsel gelişimin henüz tamamlanmadığı 0-18 yaş arasındaki dönem çocukluk dönemi olarak tanımlanır. Bu dönem içerisinde çocuğun, bakmakla yükümlü kimseler ve diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal, zihinsel veya cinsel gelişimlerini engelleyen ya da beden veya ruh sağlığına zarar veren, kaza sonucu olmayan durumlarla karşı karşıya bırakılmasına çocuk istismarı denmektedir. Çocuğun sağlığı, fiziksel veya psikolojik gelişimi için gerekli ihtiyaçların karşılanmaması ise çocuk ihmali olarak tanımlanmaktadır.
6
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Çocuk istismarı cinsel, fiziksel ve duygusal istismar olarak üçe ayrılır: Fiziksel İstismar; vurma, yakma, itme, ısırma, çimdikleme, silah kullanma, dövme, bir cisimle dövme, tekmeleme, istenmeyen bir madde dökme, boğmaya çalışma, sarsma gibi davranışları içerir. Cinsel İstismar: Çocuğa yönelik, onun tam anlayamadığı, gelişimsel olarak hazır olmadığı, bilerek onaylamadığı ve/veya toplum kurallarına ve yasalara uygun düşmeyen cinsel davranışlar olarak tanımlanır.
7
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Duygusal İstismar; Çocuğun özleştireceği bir figürün bulunmaması, duygusal paylaşımın olmaması, hareketlerinin kısıtlanması, çocuğa olumsuz özelliklerin yüklenmesi, kasıtlı olarak sözel ve davranışsal olumsuz uyarı verilmesi, izole edilmesi, reddedilmesi, korkutulması, haksız yere suçlanması ve gelişimi konusunda uygun olmayan beklentilerin olması gibi tutumları kapsar.
8
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Çocuk istismarı ile etkin mücadele faaliyetleri kapsamında Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda Yargıtay Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcilerinin katılımı ile bakanlıklar arası koordinasyon kurulu oluşturularak cinsel istismara uğrayan çocukların örselenmesini asgariye indirmek amacıyla Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) kurulmuştur.
9
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
ÇİM’in amacı; cinsel istismar olgularının toplumsal kurumlardaki yönetimi sırasında, bu kurumlara hizmet etmek ve bunu yaparken kurumları çocuğun ayağına getirerek kurumların tüm gereksinimlerini karşılarken, çocuğu da sistem içinde ikincil örselemeden korumaktır. ÇİM’de; adli görüşmeciler (sosyal çalışmacı, hekim, çocuk gelişim uzmanı, psikolog ve hemşire), sorumlu hekim (çocuk doktoru, adli tıp uzmanı veya pratisyen hekim), çocuk psikiyatristi (konsültan), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, polis, barodan görevlendirilen avukat ve savcı görev yapmaktadır.
10
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Çocuk İzlem Merkezinin İşleyişi; 0-18 yaş grubu cinsel istismara uğradığı düşünülen çocukların adli görüşmeleri, adli ve psikiyatrik muayene ve takipleri ÇİM’de yapılmaktadır. Meslek elemanları bir çocuğun cinsel olarak istismar edildiğine ilişkin bilgi edinirse ya da şüphe ederse öncelikle kolluk kuvvetlerine ya da cumhuriyet savcılığına ihbar etmek zorundadır. İhbarı alan jandarma ya da polis çocuğun ÇİM’e ulaşımını sağlar. Kolluk kuvvetleri ilgili Cumhuriyet Savcısına haber verir ve ÇİM’i bilgilendirir. ÇİM çalışanları Baro’dan avukat talebinde bulunur. Kolluk kuvvetlerinin sivil personeli, çocuğu sivil bir araçla Çocuk İzlem Merkezine getirir. Bu arada Cumhuriyet Savcısı ve Baro’dan görevlendirilen avukat da ÇİM’e gelir.
11
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
ÇİM’de 24 saat hizmet verilmektedir. Görevli personel 24 saat nöbet sistemi ile çalışmaktadır. Çocuk psikiyatrisi uzmanı ve çocuk hekimi konsültasyonla çalışmaktadır. ÇİM’de rutin değerlendirmede; Adli görüşme (çocuğun beyanı kaydedilir), bedensel ve ruhsal muayenesi yapılır, raporu hazırlanır, izlem planı yapılır.
12
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
ÇİM’de ön inceleme ve değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmenin sonucunda cinsel istismarın varlığına ilişkin bir şüphe oluştu ise Cumhuriyet Savcısına bildirimde bulunulur ve çocuk ÇİM’deki değerlendirme protokolüne alınır. Eğer cinsel istismara ilişkin bir şüphe oluşmadı ise çocuk sahip olduğu risklerin durumuna göre psikiyatrik değerlendirme ya da sosyal hizmet yaklaşımı için gerekli kurumlara yönlendirilir.
13
Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM)
Çocuk İzlem Merkezlerine Başvuru Şekilleri: 1. Çocuğa hizmet veren ya da hizmet verdiği sırada çocukla karşılaşan personelin bildirimi: • Öğretmenler • Sağlık personeli • Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı personeli • Müftülük personeli • Muhtar • Kolluk birimleri 2. Sivil toplum kuruluşlarının bildirimi 3. Kişisel başvuru – vatandaşın bildirimi 4. Ailenin başvurusu 5. Çocuğun başvurusu
14
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Aile içinde meydana gelen, cinsiyete dayalı, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurmayı amaçlayan tehdit, dayatma, kontrol içeren duygusal, ekonomik veya fiziksel zararla sonuçlanan, kadının insan haklarının ihlalini içeren her türlü eylem “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet” olarak tanımlanmaktadır.
15
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Şiddet Türleri: Fiziksel Şiddet Cinsel Şiddet Duygusal (Psikolojik/ Sözel) Şiddet Ekonomik Şiddet
16
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİ Erkeklerin kadınlara şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik ve sosyolojik açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığın nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Psikolojik açıdan bakıldığında onaylanan temel bir içgüdü olarak kabul edilen saldırganlık, başarı ve üstünlük sağlamakta ve erkeklerde olumlu bir güç olarak cesaret, güçlü olma, enerji, ataklık, vs. anlamına gelmektedir. Saldırganlık, sözel saldırganlıktan (bağırma, isim takma) başlayıp fiziksel saldırganlığın hafif şekillerinden (itme, tokat atma) gerçek şiddet davranışına (dövmek, yumruk atmak) ve uç olaylara (cinayet) kadar giden bir süreç olarak değerlendirilmektedir.
17
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Saldırganlığın Nedenleri; Sözel Saldırganlık Kontrol gereksinimi Gücün kötüye kullanımı Kıskançlık Eşler arası uyumsuzluk Fiziksel Saldırganlık Şiddeti bir kontrol yöntemi olarak benimsemek Fiziksel saldırganlığı model olarak almak; çocukken istismar edilmiş olmak Aşırı alkol kullanımı
18
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Aşırı Saldırganlık Kişilik bozukluğu Azalmış benlik saygısı Saldırgan kişilik özellikleri
19
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Şiddet Eğilimi Olan Erkeğin Özellikleri Düşük benlik saygısı Sıklıkla terkedilme, kayıplar, bağımlılık, güvenlik duygusunda azalma, mahremiyet ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. Kişilik bozukluğu tanısı alanlara sık rastlanmaktadır. Engellenmeye karşı düşük tolerans gösterirler (kolayca sükunetini kaybeder) İstismar ve şiddetin bulunduğu ailelerde büyümüşlerdir Kendi davranışları ile ilgili inkar, küçümseme, iddiacı ve yalana yönelme şeklinde bir tutum içindedirler.
20
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Şiddet konusundaki görüşlerine bütün dünyanın katıldığı ve şiddetin günlük hayatla baş etme yollarından biri olduğu görüşündedir. Empati yapma yeteneği (karşısındaki kişiyi ve ihtiyaçlarını anlama) zayıftır. Kadın ve erkek davranışları konusunda katıdırlar (cinsiyet rolleri). Sıklıkla kendisini “özel” olarak görmekte, koruyucu ve bakım verici olarak özel ilgiye hakkı olduğunu düşünmektedir. Madde bağımlılığı sık görülür. Anormal düzeyde kıskançtır (örneğin, birlikte olduğu kişinin sürekli kendisiyle birlikte olmasını veya nereye giderse gitsin, haber vermesini bekler).
21
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılacaklar şu şekilde sıralanabilir: 1- Kadının güçlendirilmesi ve toplumdaki statülerinin yükseltilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Kadın istihdamı artırılması Kadınların eğitim düzeyi yükseltilmesi Yazılı ve görsel basında olumlu kadın imajı çizilmesi Okullarda öğretmenlere verilecek eğitimler ile öğrenciler arasında kadın erkek eşitliği geliştirilmesi
22
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
2- Şiddet kullanımının azaltılması Anne babalık programları oluşturulması ve çocuk yetiştirmede fiziksel şiddet kullanımını önleyici yasalara uyulmasının sağlanması 3- Toplumun değer yargılarında değişiklik oluşturulmalıdır. Topluma yönelik cinsel sağlık, üreme sağlığı, HIV’in önlenmesi konusunda eğitimlerde bilgi verilmesi Her koşulda fiziksel cezalandırmaya başvurulmamalı Toplumda alkol tüketimini azaltmaya yönelik sağlığı geliştirici çalışmaların duyurulması
23
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
Aile İçi Şiddetin Çocuklar Üzerindeki Etkisi Aile içi şiddet tümüyle çocuğun hayat kalitesini etkilemektedir. Çocuğun gelişim göstermesi ve hayata hazırlanması gereken bu dönemde şiddetle baş etmeye çalışması, onun tüm hayat kalitesini düşürmekte ve geleceğe hazırlanmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Korku, şiddet gören çocukların en çok hissettiği duyguların başında gelmektedir. Aile içi şiddet gören ya da aile içindeki şiddete şahit olan çocuklarla yapılan mülakatlarda çocukların şiddetle ilgili çok değişik duygular taşıdıklarını, ama bu duyguların içinde en önemlisinin korku olduğunu belirtmiştir.
24
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
İlgili Yasal Düzenlemeler Anayasanın 10. ve 41. Maddeleri. (10. Maddesinde kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. 41. Maddesinde ise aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır şeklindedir.) 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun (1998) Medeni Kanun (2002) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 280. maddesi ile kadına yönelik aile içi şiddet konusunda sağlık mesleği mensuplarına da yükümlülükler getirilmiştir. (2004) Çocuk ve Kadınlara Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler" konulu 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun(2007) Ailenin Korunmasına Dair Kanunun uygulanmasına dair yönetmelik (2008) 6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (20 Mart 2012 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.)
25
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
6284 Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amacı; “şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” Kanun’un etkinliğini ve caydırıcılığını artırmak amacıyla şiddet uygulayan kişinin tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi halinde uygulanacak yaptırım da ayrıntısıyla düzenlenmiştir. Bu kapsamda; şiddet uygulayanın önleyici tedbir kararına aykırı davranması halinde; üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulması, aykırılığın her tekrarında on beş günden otuz güne kadar zorlama hapsinin söz konusu olacağı hükme bağlanmıştır.
26
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Dünya çapında yılda yaklaşık milyon insan intihar girişiminde bulunmakta ve bir milyon insan intihar sonucu ölmektedir. İntihar sonucu ölümler tüm ölümlerin yaklaşık %1,5’unu oluşturmakta ve dünya çapında ölüm nedenleri arasında 10. sıradadır. İntihar ile ölümler Avrupa’da yaş grubunda ölüm sebepleri arasında 2. sıradadır. İntihar bütün dünyada önemli halk sağlığı sorunları arasındadır. İntihar oranları ülkeler arasında her kişide 3-45 arasında değişmektedir. İntihar girişimi biyolojik, genetik, psikolojik, sosyolojik ve çevresel faktörlerin sonucu ortaya çıkmaktadır.
27
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Yapılan araştırmalarda intihar girişiminde bulunanların büyük çoğunluğunda tanı konabilir bir ruhsal hastalık olduğunu göstermiştir. İntihar girişiminde bulunanların %40-60’ı bu girişimden önceki bir ay içinde bir hekime başvurmakta ve pek çoğu psikiyatri uzmanı yerine pratisyen hekimi tercih etmektedir. Ayrıca intiharın önlenmesi açısından intihara yakın kişileri tanıma, değerlendirme, yönetme ve sevk etmek önemlidir. İntihar dünya genelinde ciddi bir sorun olarak görülmekte ve bu sorunun kontrol altına alınması için birçok farklı kurum tarafından çalışmalar yürütülmektedir. Bu amaçla toplanan verilerin ve yapılan araştırmaların önemi çok büyüktür. İntihar özellikle gelişmekte olan ülkelerde sayısal olarak ölçülebildiğinin çok daha ötesinde meydana gelebilmektedir.
28
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
İntihara Düşüncesi Olan Bir Kişiye Nasıl Davranılır? Bir kişi intiharı düşündüğünü söylüyor veya söylediklerinden intihara eğilimli olduğu hissediliyorsa bu durum üzüntü verici olabilir. Yardım etmek için ne yapacağınızı bilemeyebilirsiniz. İntihar konusunda doğrudan sorular sormak durumu kötüleştirebilir diye düşünebilirsiniz. Harekete geçmek her zaman en iyi seçimdir.
29
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Sorular sorun İlk adım kişinin intihar etme tehlikesinin olup olmadığını öğrenmektir. Duyarlı olun, fakat direkt sorular sorun; Hayatındaki zorluklarla nasıl baş ediyorsun? Ölmeyi düşünüyor musun? Kendine zarar vermeyi düşünüyor musun?
30
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Bir kişiye intihar düşüncelerini ve planlarını sormak kendisine zarar vermesine sebep olmaz. Aslında, kişiye duygu ve düşünceleriyle ilgili konuşma fırsatı vermek intihar düşüncesinin eyleme geçme riskini azaltır.
31
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
İntihar için uyarılara dikkat edin Her zaman sevdiğiniz bir kişinin intihar düşüncesi olup olmadığını anlayamazsınız. Bazı uyarı belirtiler şunlardır; İntihar konusunda konuşmak: “Kendimi öldüreceğim”, “Keşke ölsem”, “Keşke hiç doğmasaydım” vb. sözler söylemek. Halk arasında intihar konusunda konuşanların intihar girişiminde bulunmayacaklarına inanılır. Fakat bu doğru değildir. İntihar konusunda konuşanların intihar etme olasılığı daha fazladır. İntihar niyetini gösteren davranışlar: Yakın zamanda silah satın almak, ilaç biriktirmek vb. Sosyal ortamlardan uzaklaşmak, sürekli yalnız kalmayı istemek.
32
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Ruh halinde dalgalanmalar görülmesi. Bir gün çok mutluyken, bir sonraki gün mutsuz olmak. Yaşamı/durumu hakkında kapana kısılmış ve umutsuz hissetmek Alkol ve uyuşturucu kullanımının olması ve/veya artması Normal rutininin bozulması. Uyku ve yeme düzeninin değişmesi. Tehlikeli, riskli ve kendine zarara verici davranışlarda bulunması. Dikkatsiz ve hızlı araç kullanma, uyuşturucu kullanma vb. Sahip olduğu şeyleri sebepsiz yere başkalarına dağıtma, işlerini halletme vb. davranışlar
33
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Eğer gerekirse acil yardım isteyin Eğer bir kişinin intihara teşebbüs edeceğini düşünüyorsanız; Kişiyi yalnız bırakmayın 112'yi arayın veya eğer kendiniz kişiyi acil servise götürebilecekseniz, en yakın hastanenin acil servisine götürün. Kişinin aşırı dozda uyuşturucu ve/veya alkol etkisinde olup olmadığını anlamaya çalışın Kişinin ailesine ve/veya arkadaşlarına durum hakkında haber verin.
34
İntihar Davranışı ve İntiharın Önlenmesi
Eğer aileden birileri ya da arkadaşlarınızın intihar edeceğini düşüyorsanız durumu kendi başınıza halletmeye çalışmayın. Mutlaka intihar konusunda eğitimli bir uzmandan yardım isteyin. Kişinin intihar düşünceleri geçene kadar hastaneye yatırılması gerekebilir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.