Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
Çağdaş Eğitim Akımları Prof. Dr
Çağdaş Eğitim Akımları Prof. Dr. Mustafa ERGÜN Çağdaş Eğitim Akımlarını Ortaya Çıkaran Teknik-Ekonomik ve Sosyal Nedenler Tezsiz Fizik Nuray Altıntaş Zühal Tural
2
Çağdaşlaşma eğilimini güçlendiren motifler arasında sosyal motifler, ‘sosyal hareketlilik’ kavramı içerisinde özetlenebilir. Statik durumdaki zümre toplumu düzenlerinin endüstriyelleşme hareketi yoluyla yıkılarak, bunların yerine modern dinamik toplum düzenlerine geçmesiyle, o zamana kadar belirli zümre veya sınıflara bağlı bulunana okul kuruluşlarının da değişmesi gerekti.
3
Sosyolojide hareketlilik,
Sosyolojide hareketlilik, ‘bir toplumun her bölümü içerisinde, fertlerin bir pozisyondan diğer bir pozisyona geçme hareketidir.’
4
Çok çeşitli hareketlilik durumları vardır, ancak bunlar genel olarak yatay hareketlilik ve dikey hareketlilik terimleri adı altında gruplanmıştır. Bu iki terimden çağdaş eğitim akımlarını ortaya çıkaran, demokratikleşme süreci ile başlayan dikey hareketlilik terimidir.
5
Demokratikleşme terimiyle aktif hale gelen dikey hareketlilik en açık biçimde Fransız İhtilali‘nin etkisiyle açığa çıkmıştır. Fransız İhtilali’nin ‘eşitlik’ ilkesi tüm insanların eşit olduğunu öne sürmüştür. Bu ise, topludaki katı zümresel sınıfların kaldırılması eğilimine yol açmıştır.
6
Eşitlik yönünde gösterilen çabalar toplumsal düzeni değiştirirken eğitimi de etkilemiş ve geleneksel ‘eğitim belli bir zümrenin hakkı’ düşüncesi ‘toplumun bütün fertlerinin hangi sosyal ve ekonomik düzeyleri ne olursa olsun eğitim haklarından eşit olarak yararlanacakları’ şekline dönüşmüştür.
7
19. yüzyıldan itibaren modern ekonomik, teknik, sosyal, politik ve kültürel değişmeler hızlı bir süreç içerisine girmiş bulunmaktadır. Bu değişmeler diğer bütün sosyo-kültürel kurumlar gibi okulları da değişmeye ve gelişmeye zorlamıştır.
8
Reform çabaları çoğunlukla sosyal ve siyasal alanlarda güç kazanır
Reform çabaları çoğunlukla sosyal ve siyasal alanlarda güç kazanır. Büyük savaşlar, özellikle bu hususta önemli ve uygun ortam hazırlarlar. Sosyo–kültürel durumun eski düzeni sarsılır, dengesi kaybolur ve yeni gelişmeler yönünde hızlı bir gelişim içerisine girer.
9
Bunun içindir ki, eğitim alanında veya diğer alanlardaki gelişmeler büyük değişimleri içeren savaşlar sonucunda oluşmuştur. Sosyo–kültürel düzen denge içerisinde kaldığı sürece, herhangi bir sosyolojik problem oluşmayacağı için mevcut durumda bir değişme olmaz.
10
‘Pedagojik düşüncelerin sosyal motiflerini kriz devreleri teşkil eder
‘Pedagojik düşüncelerin sosyal motiflerini kriz devreleri teşkil eder. Bu sebepledir ki, pedagojik düşünce ve hareketlerin sosyolojik kökleri çözülme, çöküş, kriz ve geçit devrelerinin şartları tarafından belirlenir.’
11
Yani okul reformları, sosyal değişmeleri izleyip pedagojik sorumluluklardan hareket ederek, bunlara şekil ve yön vermek zorundadır.
12
Endüstrileşme eğilimi Demokratlaşma eğilimi
19. yüzyıldan bu yana bütün endüstri ülkelerinde genel pedagojik reform hareketleri, reformların belirli bir bölümünü ifade etmektedir. Okul reformlarında görülen ortak ana eğilimler başlıca şu iki ana gruba toplanabilir. Endüstrileşme eğilimi Demokratlaşma eğilimi
13
Endüstrileşme eğilimi yönünden ele alındığında okul reformları, hızlı bir şekilde gelişen endüstriyel oluşuma ve yeni meslekler dünyasına cevap vermek zorundadır. Yalnızca endüstrice gelişmiş ülkeler değil, az gelişmiş ülkeler de değişen modern üretim tarzlarına ve metotlarına cevap verecek tarzda okul ve öğretim işlerini yenilemek zorundadır.
14
İşte bu nedenle okul örgütleri içinde ikinci sırada yer almış olan mesleki ve teknik öğretim okulları, günümüzde köklü değişikliklerle yeni baştan kurulmaktadır.
15
Bu reform hareketleri yalnızca mesleki öğretimin desteklenmesi ve ilmi konulardaki bilgilerin ders programlarına alınması ile bitmemekte, fakat aynı zamanda da herkesin eğitim ve öğretim seviyesinin yükseltilmesine çaba göstermektedir.
16
Okulların ve eğitimin demokratikleşmesi, son 150 yıl içerisinde bütün alanlarda kendini gösteren ana demokratlaşma eğiliminin bir kısmıdır. Günümüz reformları okul ve öğretim hayatını bu yöndeki yeni taleplere cevap verecek biçime getirme amacını gütmektedir.
17
Okul reformlarında demokratikleşme çok yönlü olarak gerçekleşmektedir: öğretim metodu, öğretim problemleri, ders materyalleri, okul binalarının organizasyonu, okulun bulunduğu çevre, öğretmen ve öğrencilere olan genel bakış açısı, hak ve görevleri, okul kuruluş sistemleri vb
18
Endüstrileşme Çağı’nın Genel Karakteristiği
Eğitim politikası alanında farklı akımlar ortaya çıkmış ve gelenekçi görüşler ile liberal ya da ihtilalci görüşler arasındaki farklılıklar keskinleşmeye başlamıştır. Bütün bu gelişmeler, 20. yy’da “Reform Pedagojisi Akımları” denilen yeni eğitim görüşlerinin ortaya çıkmasının fikri temellerini hazırlamaktadırlar.
19
1. Sosyal Eğitim Johann Heinrich Pestalozzi (1746-1827)
Pestlozzi, halk tabakalarının gittikçe artan bir sefalet içine düşmelerinin ana nedenini, zümrelerin hak ve görevleri arasındaki farklılıkların keskinleşmesinde görüyordu. Bu durumun ortadan kaldırılabilmesi için şu iki hususun gerçekleştirilmesini zorunlu görmekteydi: • Köylü ailelerin ekonomik güvenliğinin sağlanması • Bu tabaka çocukların eğitim ve öğretime kavuşturulması
20
Pestalozzi, bir ulusal eğitici olmak istiyordu
Pestalozzi, bir ulusal eğitici olmak istiyordu. Bunu, özellikle yoksulların tüm sosyal hayatının düzeltilmesine bizzat katkılarda bulunarak yapmak istiyorlardı. Çabalarının esas amacını, eğitim yoluyla yeni bir toplumsal durum yaratarak yoksul halk tabakalarının kendi güç ve yeteneklerini geliştirmeyi, ekonomik kalkınma ile ahlaki mükemmelleşmeye erişmelerini sağlamak teşkil ediyordu. Bu fikirleriyle Pestalozzi güçlü bir sosyal eğitimci olarak karşımıza çıkar.
21
Pestalozzi için eğitimde önemli olan şey, çocuklara belirli bilgiler kazandıracak derslere önem vermek yerine, onlara bir aile havası içerisinde her yönlü ihtiyaçlarını karşılayarak temel duyguları ile manevi güçlerini canlı tutacak bir eğitim uygulanmasıdır
22
2.Eğitici Öğretim Johann Friedrich Herbart (1776- 1841)
Herbart’ a göre eğitim ve öğretimin görevi, genç insanları “doğru tasarımlarla” besleyerek, ahlaken “sağlam karakterli” ve “erdemli” kişiler yapmaktır. Öğretim, her şeyden önce öğrencinin dikkatini uyandırmalı ve ele alınan konularda ahlaki esasta davranmaya yöneltmelidir. İyi bir öğretim, öğrencinin “bireyselliği”nden ve kişisel “yaşantı çevresi”nden hareket etmelidir.
23
Lew N. Tolstoy 4. Hürriyetçi Eğitim
Tolstoy’a göre eğitimin temel ilkesi, “özgürlük” olmalıdır. Tolstoy okulları, içinde birşeyler öğretilmeye çalışıldığı ve fakat kimsenin hiçbir şey anlamadığı yerler olarak tanımlamaktadır. Tolstoy bu temel ilkeden hareket ederek, yeni bir eğitim sistemi geliştirmeye ve bunu bizzat denemeye başlamıştır. Öğretmen öğrenci arasındaki geleneksel otoriter ilişki ilkesini değil, tamamen usta çırak arasındaki özgürlüğe dayalı, karşılıklı güven ve saygıya bağlı yeni bir eğitim üslubu uygulamaya başladı. Üç yıl içerisinde, serbest eğitim üslubunun uygulandığı bu okulda, kendiliğinden örnek bir düzen ve disiplin kuruldu.
24
5. Sosyalist Eğitim Karl Marx (1818-1883) ve
Friedrich Engels ( ) Sosyalizm adı altında toplanan görüşler, mülkiyet ortaklığına dayalı olarak hazırladıkları yeni bir “ideal” toplum içerisinde, “ideal” bir eğitim sistemi teklif ederler. Bütün sosyalistlerin eğitim görüşlerinde ortak ilke, insanın tüm yönlü olarak geliştirilmesidir. Marx ile Engels’ e göre, geleceğin eğitimi bir “üretici eğitim”dir. Bu eğitimin merkezinde, “eğitim ile üretici iş birleştirilmektedir.”
25
6.Pozitivist Eğitim 19. yüzyılda yaşanan bilimsel başarılar ve bu başarılara paralel olarak da eğitimin amacı konusundaki teorik felsefi tartışmalar artık faydasız şeyler olarak görülmeye başlanmıştır. Bu nedenledir ki 19. yy’ ın ikinci yarısında büyük eğitim sistemleri ortaya çıkmamıştır. Fakat daha çok eğitim politikası sorunları üzerinde durulmaya başlanmıştır. Bu ortamda metafiziği reddedici tutuma sahip pozitivist ve natüralist görüşler ağırlık kazanmaktadır. Pozitivistlere göre insan yalnızca tabiat filmi metoduna inanmalı ve güvenmelidir.
26
Bunlara göre tabiat bilimlerinin kesin bilgisi, bilimsel bilginin esas örneğini teşkil etmektedir. Buna göre pozitivizmin özü her türlü metafiziğin reddedilmesi ve bilginin tecrübi esasta kavrana bilen unsurlara sınırlandırılması olarak kabul edilmektedir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.